9 Haziran 2010 Çarşamba
Beni Bir Yaza Gömdülerdi Bir Zaman
Beni bir yaza gömdülerdi bir zaman
Her yer olabilecek bir kuytulukta
Bir kadın vardı bir balkonda
Sesinde yaralı bir gül olan
Hayat ve mevsimler aynı şeydi
Uyku kadar derin bir suda boğulurken
İlkbahar kekeleyerek geldi
Kırık çocuk gülüşlerinden
Deniz oracıktaydı ve buğusu
Eriyorken havada sesler
Herşeyin bir büyü oluşturduğu
Gizemli kokular ve gülüşler
Beni bir yaza gömdülerdi bir zaman
Annem olan bir sessizlikte
Belki de onun kalbidir açan
Derin bir gülün içinde
Ataol Behramoğlu
İstanbul Saklasın Bizi
Edası ömrüme ömür
Gözleri kömür dilber
Ah bir el ver, bir el ver de
Yaralarımı sarayım
Payıma düşmüyorsun belki
Hakkım değilsin
Yine de gel
Bir senin yanında ben olayım
İstanbul Saklasın bizi
Boğazında düğümlesin
Kimseler göremesin, bulamasın ikimizi
Kuralına uymaz hayatın
Biliyorum uyuduğumuz uykular
Denizine sor içimi bu şehrin
Kifayetsiz tüm şarkılar...
Kıraç
http://www.izlesene.com/video/tv-magazin-kirac-istanbul-saklasin-bizi/2118049
8 Haziran 2010 Salı
Miş Gibi Kadın
1
Kadınları düşünüyorduk da;
Kadınlar düşünülmeye değer...
Miş gibi kadın;
Sadece sesin olsaydı,
Sesinle sevişseydim senin;
Mis gibi kadın deseydim sesine
Nefis göğüs uçları olsaydı sesinin
Dokunmak hoşuma gitseydi
Kasıkları olsaydı gezmelerimi mezara götüreceğim
Kasıkları olsaydı sesinin sadece benim.
Miş gibi kadın, orgazmsız seni,
Uykularımı nereye kaçırdın? Demeseydim ama dedim ama
Kasıkları olsaydı sesinin sadece benim,
Miş gibi kadın, yapamadım/n/k işte
Ne güzel bir dündü demeseydim ama dedim ama
Sesin de beni çok sevseydi
Hayatımda yeni hiç bir şey olmazsa olmasın olabilseydi,
Istiklal marşı çalsaydı radyolar sesine her baktığımda...
Sonra üstüme döküldüm.
2
Şairin notu:
Beni kadınlar büyüttü... Artık hiçbiri yaşamıyor. Onlar beni döverek büyüttüler, ben onları överek öldürdüm. Önce üstüme döküldüm sonra yine üstüme...
Sessiz harflerin başyapıtı
Gökkuşağı gözlerinin hasır çantasında güneşi saklayan
Her yağmur yağdığında
Benim yerime o
Cüce cinlerle sevişen siz;
Hay Allah! Arkadan ne kadar da sana benziyorsunuz...
Senin de küçücük gözleri vardı günaydın öpücükleri kocaman.
Birden size kanım ısındı;
Bu kadar yeter, biraz daha sevişelim isterseniz...
Ne kadınlar geldi geçti,
Ne kadınlar gelip geçerken verdi,
İstanbul hepsini gördü,
Sallanan iskemlesinde şöyle bir doğrulup
Sakalını sıvazlayıp fısıldadı: (hep böyle kısa konuşurdu...)
Bu kadar yeter;
Aşık ol ve köşene çekil artık...
İstanbul gerçek bir budalaydı, ya da belkide değildi...
Ve doğrusu kaybolmuştum, ya da belkide değildi...
Benim cevabım da kısaydı:
Sizi bilemem ama bence renklerin en güzeli bordodur;
Madem ki bir kere geliyoruz bu dünyaya, renklerin en güzeli bordodur...
Geldim gelmesine ama...
Geldim gelmesine ama bu kadar da küçük beklemiyordum dünyayı;
Ama sen hep oradaydın
İstanbul; bir kere öpebilir miyim dudaklarından?
Bir kerecik...
YALVARIRIM.
3
Kızma bana;
Yeşil bir bordo ile dolaşarak büyüdüm ben,
Oradan oraya, oradan oraya, oradan oraya.
Dahaların ama olduğu buz gibi ne denizler
Ne fırtınalar avuttu beni bana...
Daha
Daha
Daha!
Oradan oraya, oradan oraya, oradan oraya,
Bir yeşil, bir bordo bir de ben,
Tam da alışmışken Beatrice sana...
Daha
Daha
Daha!
Sen mi değiştin mi ben mi değiştim mi sanki mi sen mi?
Beatrice im benim; dikkat et; aramızda ki mi küsüyor bana...
Bordomla dolaştım yıllarca
Ne hanlar, ne kadınlar ama soğuk
Şatoma geldim sonunda bordom hala yanımda
Denizi görebiliyorum artık oturduğum yerden.
Belki de diyorum zamanı gelmişti artık;
Belki de diyorum haklıydı İstanbul
Belki de diyorum İstanbul haklıydı;
Çok nehirler aktı o göğüslerin arasından...
Sizin de küçücük öpücükleri vardı günaydın gözleri kocaman
En fazla bir sütyen olabilecek
Sizin de küçücük öpücükleri vardı insanı hep gitmek kaplayan.
Yaşlandım mı yoruldum mu bilemiyorum ama
Denizi görebiliyorum artık oturduğum yerden.
Daha?
Daha?
Daha?
Daha?
Eskimiş gibi kadın,
Pardon sizi arkadan sana benzettimde...
Biliyorsunuz,
Senin de küçücük gözleri vardı günaydın öpücükleri kocaman.
Nah biliyorsunuz...
Ali Erdem URAL
HerDemMavi
6 Haziran 2010 Pazar
Yalnızlık
Yalnızlık, yalnızlık
Bari sen elimden tut,
Geceyarısı aynalarda
Suçlu ve ezik,
Gözlerim kan çanağı.
Cinnete dönüşen bir dinginlik,
Duruyorum karşında.
Şarap taşlaşıyor
Midemde ve beynimde,
Mavi mavi tüten sigara
Giderek mora çalıyor,
Yalnızlık, yalnızlık
Bari sen elimden tut,
Suflör kullanma
Dost seslerini dudağınla ısıtıp.
Gece hep aynı gece
Karbon kağıdıyla çoğaltılmış
Gibi kara ve soğuk...
Ellerim beynime alkol serpiyor boyuna
Niye böyle, neden?
Sormuyorum artık
Yalnızlık, yalnızlık...
Bir kez olsun kuğuların türküsünü
Tersinden söyleyeyim
Ölümse ölüm
Yaşamsa yaşam
Ayna hep ayna ayna...
Ahmet Erhan
Adı Menekşe
Bu şehrin meydanlarında, garında, rıhtımında
Sensizlik bir türlü yakamı bırakmıyor
Bütün duraklarda, kahvelerde
Büyük küçük yalanların
Dönüp dönüp vuruyor ansızın beni
Vuruyor yerden yere
Yok ettim salındığın billur aynaları
Şimdi uzun uykuların tam zamanıdır
Bir yorgan misali örtündüm yalnızlığı
Bu yıl da aşk buraya hiç uğramadı
Silinsin izim, hiçliğim sokakta kalsın
Gölgemi yakın, bu dünya beni yok saysın
Emanet ettim bıraktığın her şeyi
Dedim siz susuz bırakmayın menekşeyi
Silinsin izim, hiçliğim sokakta kalsın
Gölgemi yakın, bu dünya beni yok saysın
Emanet ettim bıraktığın her şeyi
Dedim siz susuz bırakmayın menekşeyi
Sezen Aksu
http://www.youtube.com/watch?v=wvjFQ2tFafU&feature=related
Kiraz Mevsimi
Bir daha ben hiç olmadım eskisi gibi
Güvenmedim bir daha hiç
Sakladım kendimi
İnceliklerini öğrendim aşk oyunlarının
Aslında çok da eğlendim
Saymazsak kalbimi
Yok güzelim mertliği yok aşkın
Ben üzerim, üzülmemek için
Çok hüzünlü, ah çok hazin
Ama başka bir çaresi kalmadı ki
Bu aşk işinin
Bir daha gelmez geri genç baharlar
Kimbilir önümüzde kaç kiraz mevsimi var
Bir daha ben memnun kalmadım hiç kendimden
İçin için utandım hep bu halimden
Bilmiyorum nasıl geçer geri kalan
Aslında kafidir bana müthiş hatıran
Yok güzelim mertliği yok aşkın
Ben üzerim, üzülmemek için
Çok hüzünlü, ah çok hazin
Ama başka bir çaresi kalmadı ki
Bu aşk işinin
Bir daha gelmez geri genç baharlar
Kimbilir önümüzde kaç kiraz mevsimi var
Sezen Aksu
http://www.youtube.com/watch?v=PMR_64hfXOM&playnext_from=TL&videos=NEoehXn_vtg&feature=grec_index
5 Haziran 2010 Cumartesi
Gün Olur
Gün olur, alır başımı giderim,
Denizden yeni çıkmış ağların kokusunda.
Şu ada senin, bu ada benim,
Yelkovan kuşlarının peşi sıra.
Dünyalar vardır, düşünemezsiniz;
Çiçekler gürültüyle açar;
Gürültüyle çıkar duman topraktan.
Hele martılar, hele martılar,
Her bir tüylerinde ayrı telaş!...
Gün olur, başıma kadar mavi;
Gün olur başıma kadar güneş;
Gün olur, deli gibi...
Orhan VELİ
4 Haziran 2010 Cuma
Kankama
CANKUŞ
(Ege bölgesinde kanka yerine kullanılan bir deyim, ben de çok seviyorum)
Cankuş
Efendi soğuklar geldi!
Kuşlar da gittiler.
Yar kalır mı
bu kış kıyamette?
Bu kar kokusu İstanbul sokaklarında, (Ankara sokakları da olabilirdi)
alır götürür beni eski şarkılara...
Sen de bilirsin Cankuş!
Yaşamak
güzel ve zor.
İş,
para,
aşk
vb., vb. şikayetler...
Birikir sıkıntılar yüreğinde.
Sorular cevap bekler.
Elbet bir gün farkedip,
yardım eder melekler.
Bu kar kokusu
İstanbul sokaklarında...
Erhan Güleryüz
Kankacım işte böyle, Erhan kardeşimiz ne güzel söylemiş,
kendisi aynı zamanda ayna grubunun solisti kurucusu herbişeysi...
çok sevdiğim bir sanatçıdır da aynı zamanda, şu aralar yeni albümü çıkacaktı bekliyoruz bakalım...
3 Haziran 2010 Perşembe
Al Bu Şiiri Yak
Tirse gözlü bir çingene elleri nergis
Kuş evleri dar geliyor güvercinlere
Yüzünde bıçak yarası dişinde yaldız
Çillerini satıyor çocuk elleri
Çipil ışık dallarında karga tüneği
Köşede küçük ayaklı kızlar kösgeri
Ak benekler konuyor kirpiklerine
Elinde kırık kopuk sevgilerin gergefi
Ört perdeleri açsın çiçeğim vakti bahardır
Zincirli hamam kubbesi sütunları mermer
Kaş koymuş kaf üstüne simin varak işler
Su sızmaz arasından çak camı cama koyver
Kan damlamış kar üstüne inci gülüşünden
Çöz zemheri aynalara sedef düğmeleri
Baş kaldırarak koş çıplak ayak
Sen bir yana savrul sevdan bir yana
Sarhoş gecenin yollarına yağmur çiselerken
Beynim geme gelmez yüreğim dörtnal
Uçsun kelebekler daldan dala gün ağarırken
Tef vuruyor fır dönerek çalparanı çal
Derde dermandır efendim al bu şiiri yak
Üç hazan beklet ayazda şerbetlere kat
Aydın Hatipoğlu
Bir Çiçek
Bir çiçek duruyordu, orda, bir yerde,
Bir yanlışı düzeltircesine açmış;
Gelmiş ta ağzımın kenarında
Konuşur durur.
Bir gemi bembeyaz teniyle açıklarda,
Güverteleri uçtan uca orman;
Aldım çiçeğimi şurama bastım,
Bastım ki yalnızlığımmış.
Bir başına arşınlıyor bir adam mavi treni
Keşke yalnız bunun için sevseydim seni...
Cemal Süreya
2 Haziran 2010 Çarşamba
Aşk Şiiri
Kardeşime
Anlatamıyorum
Ağlasam sesimi duyar mısınız,
Mısralarımda;
Dokunabilir misiniz,
Göz yaşlarıma, ellerinizle?
Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel,
Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu
Bu derde düşmeden önce.
Bir yer var, biliyorum;
Her şeyi söylemek mümkün;
Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum;
Anlatamıyorum...
Orhan Veli Kanık
http://video.google.com/videoplay?docid=3441499101115469066#
1 Haziran 2010 Salı
HerDemMavi
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)