Emel Güz etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Emel Güz etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

29 Eylül 2010 Çarşamba

Ciddi Hayal


Bu kent bana seni unutturamaz,
çünkü onu çok iyi tanıyorum.

Görmediği birinin hayalini nasıl kurar insan,
dilenci günün sonunu nasıl getirir,
nereye saklanır güvercinler yağmur yağınca?
İşte geliyorum,
canımda sır ve yarı istiridye.
Kötü bir öğretmendir ama
herkesçe sevilir hayat...

Birbirini yaralayan iki gerçek gibiyiz,
kendinden başka yol bilmiyor sokaklar,
dağıtalım resmimizi karakollar yanılsın.
Zaman, dört ağlayışlık bir mendil.
Küçüklüğümüzü ve tüm yalnızları
güzelliğimizle kandıralım...

Ne zaman çalsam kapını senin
rehin bırakır ayaklarını çilingir kadınlar,
göğün deliğinden fırlatırlar
aşkın alevden çamaşırlarını
yanlış zillere davranırım.
Daha bitmedi mi bitmedi mi?
Bir çocuk gibi sabırsızım
bu ilk yolculuğumda...

Aldırma,
yanmam gerek korunmak için ateşten.
Sıkılgan bir yatakta kurmuş
annem benim hayalimi.
Oyunlarla varoldu dünya bile.
Şimdi yalnızım,
güvercinler eteklerime saklandı...

Denizi olanlar mavi gülüşlüdür evet.
Ama ben bir yakamozdum...
Dikiş tutmadı
yürekleri sökülünce, dağıldı çilingir kadınlar.
Bulutlar saçlarıma yığılıp kaldı.
Elbet terk edilecektim
körebeyi bile ciddiye almaktan...

Bu kent bana seni unutturamaz,
çünkü onu çoktan unuttum...


Emel Güz
(Ciddi Hayal’den)