Kaya etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Kaya etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

14 Mart 2009 Cumartesi

Rüyalarda Buluşuruz


“ Bir varmış, bir yokmuş“ diye başlayan bir masalda ben prens, sen de prenses olurdun.
Kederin, gamın, ağlamanın, üzüntünün müebbete çarptırıldığı bir ülke...
Kötü kral, zehirli elma, kara şövalye, saat gece 12`de balkabağına dönüşen at arabası gibi saçmalıklardan uzak...
Bir meleğin kanadına yerleştirirdim seni.
Ülkeyi baştan başa gezerdin.
Senden izin almadan doğamazdı güneş.
Ayın dolunay olması ne haddine, senden izinsiz.
Dedim ya diğer tüm masallardaki saçmalıklardan uzaktı.
Eğer sen istemezsen, yağmurdan sonra toprak kokmazdı.
Hatta çiçek açmaz, yağmur yağmaz, rüzgar esmezdi.
Diğer herşey gibi tüm tabiat olaylari da sana mahkumdu.
Konuştuğun zaman herşey susardı, sadece senin sesin yankılanırdı her yerde...
Bense, sadece hayranlık içinde izlerdim seni.
Neden sonra “dıt dıt...” sesleriyle irkilirdim...
Duymak istemezdim ama ısrarla çalardı alarm...
Gözlerimi açtığımda sabahın kör bir vakti,
Gerçek dünyaya dönüş başlamıştı bile...
Herkeste bir yerlere yetişme telaşı...
Ama sen yoksun...

By: KAYA

7 Ocak 2008 Pazartesi

Kaya Senaryo

2. alternatif senaryo:

Sevil`in gözleri dolu dolu olmustur ve orayi hemen terkeder. Ama arkasindan Soner de kosar ve bahcede Sevil`in koluna yapisir.
Soner: "Sevil yeter artik!" diye bagirir ve "Bu defa beni dinlemek zorundasin. Sana bunca yil sonra bu kadar yaklasmisken bu defa olmaz."
Sevil: Birak Soner kolumu acitiyorsun.
Soner Sevil`i zorla eve tekrar götürür ve Ayca ile yüzlestirir. Durumu anlattiktan sonra Ayca evden ayrilir ve Sevil ile Soner basbasa kalirlar.
Soner: Artik sana ne söylesem de ne yapsam da benden hicbir zaman emin olamayacaksin degil mi? Cünkü bir defa o damgayi yedim ben. Lanet olsun seni aldattim...
Ama Sevil en azindan suna inan. Sen ve Efe ikinci defa hayatima girdiginizden beri birak bir baska kadinla beraber olmayi, bunu aklimdan bile gecirmedim. Senden baska birisiyle düsünemiyorum bile artik.
(Kafasini önüne eger)Bunca yil sonra senin hayatina tekrar yeterince müdahale ettim. Artik seni rahat birakiyorum. Bir daha benim yüzümden üzülmene izin vermeyecegim. Artik senin evine gidis gelislerim sadece ve sadece Efe`yi görmek icin olacak. Umarim bensiz hayatinda huzur bulursun.
Ve Sevil hic konusmadan cikar evine gider...


Devam edecek...

14 Ocak 2008 Pazartesi 20:34


kaya dedi ki...
Sevil karmasik duygular icindedir. Nasil davrancagini bilemez haldedir. Pazar günü gelir; oysa o pazar Sevil`in dogum günüdür. Soner o konusmadan sonra ilk defa Sevil`in evine gider. Kapiyi calar ve Sevil karsisindadir. Iceri buyur eder Soner`i ama Soner girmek istemez. Kapida Efe`nin hazirlanmasini bekler ve Efe`yle birlikte evden ayrilirlar. Baba-ogul müthis bir gün gecirirler ve Soner Efe`ye söz verdigi gibi yeni bir bilgisayar alir. Aksam eve giderler ve bir sürpriz onlari beklmektedir. Soner elinde bilgisayar yaninda Efe kapinin zilini calarlar. Sevil kapiyi acar ve bir anlik tedirginlik yasar. Ama Soner elindeki bilgisayari birakmak icin iceri girer ve tam bir sürpriz yasanir. Evde Ceyhun vardir. Onu Sevil`den habersiz annesi cagirmistir ve Sevil ile aralarini yapmaya kararlidir. Soner elinde bilgisayarla kalakalir bir an.
Zerrin Hanim: Efe bak Ceyhun abin sana ne almis?
Efe hediyeyi alir sonra
Efe: Babam da bana yeni bir bilgisayar aldi bugün. Hadi baba kuralim mi?
Soner: "Oglum benim su anda biraz isim var yarin kurariz." der ve kapiya dogru gider. Arkasindan da Sevil gider ama Soner arkasina bile bakmadan cikar. Sahile gider baslar icmeye...
Saat geceyarisini coktan gecmistir ama Soner hala evine dönmemistir. Sevil da camin önünde onu beklemektedir. Ve Soneri sarhos bir halde bahcede görür. Hemen disari cikar ve Soner`i iceriye tasir. Soner hicbirseyden habersiz sizar.
Sabah kendine gelir ve karsisinda Sevil vardir.
Sevil: Ne vardi Soner bu kadar icecek?
Soner Sevil`e "sen daha iyi bilrsin" der gibi bakar.
Sevil: Soner anladigin gibi degil. Benim Ceyhun`un geleceginden haberim bile yoktu. Annem cagirmis.
Soner: Eh Ceyhun Bey annene göre benden uzaklasman icin müthis bir sans.
Sevil: Soner bildigin gibi degil. Ben Ceyhun`a artik onunla olamayacagimi söyledim. Sana hala bu kadar asikken bir baskasiyla olamam artik.
Soner bir an sasirir ve cebinden Sevil`e dogum günü icin aldigi yüzügü cikarir veeeee

MUTLU SON...


Sonunda baristilar
Final isteyenler alin size bomba gibi bir final
baska hicbiryerde bulamazsiniz :)))

Hepinize iyi geceler...

14 Ocak 2008 Pazartesi 21:10




Dükkan acilisi 1
Halil Istanbul`da aldigi ilk dükkanina güzel bir acilis yapmak istemektedir. Bunun icin gazeteye de kocaman bir ilan verdirir. Gazete elinde eve girer ama cok sinirlidir. Iceriye girer girmez gazeteyi parcalamaya baslar. Dayanamayan Esma sorar:
-Hayirdir Halil, bulmacada 4 harften uzun kelime mi sormaya baslamislar?
Gazteyi uzatarak:
-Su gazetedeki habere bakar misin?
-"Dün E5`te yalniz bulunan ata trafik cezasi verildi." Iste ben buna beygir gücü derim.
-Esma cildirtma beni alttaki ilani diyorum.
-Eeee
-E`leyip durma görmüyor musun?
-Görüyorum hayatim.
-Eeee?
-Ne dememi bekliyorsun Halil?
-Allah! Simdi cildiracam yaw. Yahu kadin! Benim verdigim acilis ilanini görmüyor musun?
-Görüyorum Halil. Gerci ben senin tam sayfa ilan verip, yarim sayfa da kendi resmini bastirirsin diye düsünmüstüm ama.
-Iste! Sen de gördün. Aklin yolu bir.
-Ne yani sen tam sayfa ilan verip, yarisina da resmini mi bastirmak istedin?
-Evet ama o zibidi editör sadece bu kadarcik bir ilanla yetinmis.
-Bence iyi de yapmis. Sen bizi, cümle aleme rezil mi etmek istiyorsun?
-Ben simdi o editörün...
-Hop hop! Orda dur bakalim Halil Efendi. Hicbir yere gitmiyorsun.
-Ama sultanim...
-Yeter Halil, buraya kadar. Kes artik su sacmaligi.
-Neyse... Ama sirf senin hatirin icin sultanim. Yoksa ben o editörün...
-Tamam Halil, uzatma artik.

kaya

23 Şubat 2008 Cumartesi 00:44


Adsız dedi ki...
Yazan Kaya 22-02-2008 21:16 - Misafir



Dükkan acilisi 2
Aradan 5-10 dakika gecer. Halil:
-Hayatim bak ne diyorum?
-Ne?
-Büyük acilisi yapmadan önce söyle sadece yakinlarimizi davet edecegimiz bir ön acilis yapmayi düsünüyorum.
-Haa... Kücük bir ön gösteris.
-Gösteris mi? Esmacim, benim gösterise ihtiyacim var mi Allah`ini seversen? Yani su hale bakar misin? Ben 20 yil önce bir tek dükkan sahibi kücük bir adamdim. Ama simdi...
-Sekiz dükkani olan kücük bir adamsin.
-Bosuna ugrasma karicim bugün beni hicbirsey sinirlendiremez. Neyse sen simdiden yarin icin hazirlanmaya baslasan iyi edersin.
-Yarin ne var ki?
-Esma ben geldigimden beri sana ne anlatiyorum? Yarin tüm akrabalar, yakin dostlar bize gelecek ordan da benim yeni dükkani gezmeye gidecegiz.
Yarin olmustur. Ikisi de cok sik giyinmistir ve Halil yatak odasindan iceriye gelerek:
-Eeee, nasil olmusum karicim? Kiravatim nasil?
-Aaaa, o kiravat mi? Ben senin dilin sarkiyor sanmistim.
-Sen gec bakalim dalgani. Kocanin su gurur gününde...
-Saka yaptim hayatim. Cok sik görünüyorsun.
-Sen de öylesin.
Derken zil calar. Gelen Sevil, Soner ve Efe`dir.

23 Şubat 2008 Cumartesi 00:45


Adsız dedi ki...
Yazan Kaya 22-02-2008 21:31 - Misafir



Dükkan acilisi 3
-Hosgeldiniz cocuklar.
-Hosbulduk annecim.
-Nasilmis bakiyim benim ikiz bekleyen gelinim?
Bu sözden sonra Sevil hem biraz cekinir hem de utanir. Sonra Soner söze girer:
-Iyi annecim, hem de bomba gibi. Elini sicak sudan soguk suya sokturmuyorum. Hatta sicak suya da sokturmuyorum.
-Afferin evlat. Iste simdi takdir ettim seni. Görüyor musun hayatim ayni ben. Ben de annen sana hamileyken elini sicak sudan soguk suya sokturmazdim.
-O zamanlar evimizde sicak su yoktu da ondan. Gerci soguk su da yoktu. Ayin belirli günlerinde akardi.
Bu sözden sonra kocasinin üzüldügünü gören Esma durumu toparlamak icin:
-ma biz o zaman da cok mutluyduk. Cok fazla paramiz yoktu ama birbirimize olan sevgimiz bize yetiyordu. Kim derdi ki bir zaman gelecek ve Halil Akin tekstilde cigir acacak. Hey gidi günler...
Sonra Soner araya girer:
-Insallah bir gün ben de senin kadar basarili bir isadami olmayi basaririm.
-Evlat bunun aksi olmasi icin bir ihtimal yok zaten.

23 Şubat 2008 Cumartesi 00:46


Adsız dedi ki...
Yazan Kaya 22-02-2008 21:48 - Misafir



Dükkan acilisi 4
Esma:
-Niyeymis o?
-Cünkü o da bir Akin. Soner Akin. Ve bir Akin hicbir zaman basarisiz olamaz. Baksana ikizler de yolda. Beni bile gecti bu konuda hehehe...
-Dede, ben de bir Akin olduguma göre benim ücüz cocugum mu olacak?
Efe`nin bu sorusu üzerine herkes gülmekten kirilir. Bu sirada tekrar zil calar. Gelen Zerrin Hanim`dir. Esma usulca Halil`e:
-Halil, gözünü seveyim ileri-geri konusup da milletin canini sikma bugün.
-Napiyim hayatim. O kadinla biz birbirimizi hicbir zaman sevemedik. Bu benim sucum mu?
-Tamam sen yine de dikkat et.
-Iyi iyi, ederiz.
Esma:
-Hosgeldiniz Zerrin Hanimcim.
-Hosbulduk Esmacim sagol. Hayirli olsun Halil Bey yeni dükkaniniz. Daha nicelerini acarsiniz insallah.
-Hic süpheniz olmasin.
Esma Halil`i dürterek kisik sesle:
-Halil!!!
-Sey... sagolun Zerrin Hanim. Bizi bu mutlu günümüzde onurlandirdiginiz icin cok tesekkür ederim.
Esma yine kisik sesle:
-Vur dedik mi öldürürsün. Bir ayarin yok mu senin?
-Ne var yine ne yaptim ya?
-Yok birsey.

23 Şubat 2008 Cumartesi 00:47


Adsız dedi ki...
Yazan Kaya 22-02-2008 22:06 - Misafir



Dükkan acilisi 5
Sonra yine zil calar ve gelenler Dogan, annesi, Aylin ve Aylin`in ailesidir. Hosbesten sonra Kadir Bey:
-Azizim bakiyorum isleri büyütmüssünüz.
-Yok canim. Sadece ne kadar büyük oldugumu saklamiyorum. Hehehe
Bu konusmalardan sonra dükkana gitmek üzere evden ayrilirlar. Dükkana gelirler. Halil sorar:
-Eeee nasil buldunuz yeni yerimi?
Herkes cok güzel oldugunu söyler. Halil:
-Eee sen nasil buldun Esma Sultan?
-Cok güzel hayatim. Eminim burda olmaktan cok büyük keyif alacaksin.
-O zaman sekreterimle kiristiriyor olmam lazim hayatim?
-Nasil anlamadim?
-Cünkü burasi sekreterin odasi. Hadi söyle benim ofisime gecelim.
...
-Nasil ama Sultanim?
-Ah Halil... Dogru kelimeyi bulamiyorum.
-Ben senin yerine bulayim karicim. "Pahali"
Sonra Soner eline bir antika vazoyu alarak:
-Yaw ne kadar güzel bir antika bu böyle?
-Öyledir. Sultan 8. Murat`tan kalma bir antika. Dünyada esi benzeri yok.
-Iyi de 8. Murat diye bir padisah yoktu ki?
-Onun icin dünyada esi benzeri yok zaten. Hehehe

23 Şubat 2008 Cumartesi 00:47


Adsız dedi ki...
Yazan Kaya 22-02-2008 22:28 - Misafir



Dükkan acilisi 6
-Baba cidden cok mükmmel bir ofis olmus. Bayildim.
Halil koltuguna kurularak:
-Aaa bak bakalim nasil oldum?
Zerrin Hanim:
-Padisah 1. Beberuhi gibi.
Herkes gülüsür. Sonra iceriye bir cicekci girer ve elindeki cicekleri yeri birakarak:
-Halil Akin?
-Evet benim. Kimden bu?
-Sevil Hanim ve Soner Bey`den.
-Ya cocuklar cok tesekkür ederim. Beni mahcup ettiniz simdi.
-Ne demek babacim. Sonra ilerde torunlarin issiz kalabilir. Simdiden bir koltuk ayirtalim dedik.
-Sen hic merak etme evlat. Benim torunlarim okuyup cok büyük adam olacaklar. Degil mi dedecim?
-Evet dede.
-Sen ne olmak istiyorsun bakiyim büyüyünce?
-Pilot.
-Afferin sana, ben de sirketimin merkezini Paris`e tasirim. Böylece sık sık beraber oluruz.

23 Şubat 2008 Cumartesi 00:48


Adsız dedi ki...
Yazan Kaya 19-02-2008 22:48 -

Babanne&Dede&Efe 1

Sevil ve Soner balayindayken dügüne yetisemeyen Soner`in annesi Esma Hanim ile babasi Halil Bey Istanbul`a gelmistir. Dügünü görememislerdir ama bunca yildan sonra Efe`ye kavusmanin heyecanini yasamaktadirlar. Sonunda Soner`in evine gelmislerdir.

-Esma Sultan bu kadar esyaya ne gerek vardi ya?

-Herseye söylenirsin zaten.

-Bavullari tasiyan sen degilsin.

-Hadi söylenme de ac su kapiyi artik.

Bu sözden sonra Halil Bey kapiyi acar ve Soner`in evine girerler. Ogullarini ne kadar özledigini farkederler. Ama cok yorgun olduklari icin hemen yatarlar. Ertesi gün haberi alan Zerrin Hanim Efe`yi babannesi ile dedesinin yanina getirir. Hosbesten sonra Zerrin Hanim Efe`yi oraya birakir ve evine döner.

Dedesi Efe`ye:
-Eeee genc adam günaydin, nasilsin bakalim?

-Iyiyim dede annemle babami gördüm rüyamda. Sonunda onlari evlendirebildik.

-Hehe duydum yaptiklarini, ayni benim cocuklugum.

Bu arada Esma Hanim söze girer:
-Hadi bakalim Efecim servise gec kalacaksin.

23 Şubat 2008 Cumartesi 00:49


Adsız dedi ki...
Yazan Kaya 22-02-2008 22:47 - Misafir



Dükkan acilisi 7
Sonra Zerrin Hanim kadeh kaldirmayi teklif eder ve devam eder.
-Müsaade ederseniz kücük bir konusma yapmak istiyorum. Halil Akin; gercek bir basari öyküsünün kahramanidir. O, cok calisti ve bugünlere gelmeyi basardi. O, üniversite mezunu degil. Hatta ortaokulu bile bitiremedi. Öyle cok parlak bir zekasi da yoktu. Görünüsü de hic de ahim sahim degildi. Sempati konusunda...
-"Tamam tamam Zerrin Hanim sadede gel." Diyerek sözü keser Halil.
-Hemen.
-Önemli degil bosver. Ben söyliyim. Eee güne bir anlam katsin. Evet kiymetli misafirler hepinize öncelikle "Hosgeldiniz" demek istiyorum. Bilirsiniz, basari sözcügü kitaplarda "istendigi varsayilan sey veya seylere ulasma isi ya da istendigi varsayilan sey veya seylerin ta kendisi" olarak tanimlanir ama iki kelime hep unutulur: "Halil Akin". Iste simdi...
-Hayatim bence fazla uzatmasan da biz de elimizde kadehlerle burada agac olmasak.
-Haklisin Sultanim. Yeni isyerimin serefine...

Bugünlük de bu kadar. Umarim hoslanmissinizdir.

23 Şubat 2008 Cumartesi 00:49


Babanne&Dede&Efe 2

Efe dedesini ve babannesini öper ve servisine binmek üzere evden cikar. Halil Bey de sabah erkenden evden ayrilir. Birkac saat sonra eve tekrar döner. Kapiyi hisimla acar ve pardesüsünü askiya asmaya calisir ama sinirden eli ayagi titriyordur. Pardesü yere düser, sonra tekrar asmak icin egilir iyice sinirlenir.
Esma Hanim:
-Hayirdir Halil?

-Allah`im! Sen 35 yildir kendini parala, gece-gündüz calis, aksama kadar bir tarafindan ter aksin, sadece aksama eve döndügünde biricik karindan tatli bir söz duymak iste. Ama O`nun sana söyledigi ilk söz Hayir olsun. Bravo Esma, bir es ancak bu kadar güzel karsilanabilir.

Halil Bey`in bu hallerine 35 yildir alisik olan Esma Hanim 2-3 dakika sonra onun yumusayacagini biliyordu. Öyle de oldu. Halil Bey koltuga oturdu. Artik rahatlamis görünüyordu.

Esma Hanim tekrar sordu:
-Halil, noldu bugün? Bir terslik mi var?

-Ya hayatim sana geldigimden beri caktirmamaya calisiyorum ama nereye kadar. Ben de insanim. Duygularimi bir yere kadar saklayabiliyorum.

-Benim de senin en takdir ettigim huyun zaten. Duygularini hic disa vurmuyorsun.

-Eh her neyse& Bugün iki velet beni carpti.

-Ne?

-Öyle iste.

-Nasil oldu?

-Vapurda geliyordum, iki cocuk yanima yaklasti ve oturdu. Sonra indigimde cüzdanim yoktu.

-Hay Allah! Peki icinde önemli birsey var miydi?

-Allah! Bu ne bicim soru yaw? Yani ben arabayla kaza yapsam, sen ambulansi arayacagina araba ne oldu diye sorarsin? Pes!!!

23 Şubat 2008 Cumartesi 00:52


Adsız dedi ki...
Babanne&Dede&Efe 3

-Tamam Halil abartma istersen, sana birsey olmadi ya.

-Evet ama&

-Ama ne?

-Calinan cüzdan senin bana hediye ettigin cüzdandi.

-Napalim, olan olmus artik.
Bu arada Efe okuldan dönmüstür. Mutfaktan da yanik kokusu gelmeye baslamistir.

Esma Hanim yerinden firlar hemen:
-Halil neden söylemiyorsun yemek yaniyor diye?

-Ne bilim hayatim. 35 yildir senin yemeklerini yedigim icin tarzin böyle sandim.

Sonra gülerek elini Efe`ye uzatir ve:
-Cak Efe! Der.

Gülüsürler. Efe dedesini ve babannesini cok sevmistir. Ikisi de cok eglenceli insanlardir. Sonra Halil de hemen yerinden kalkar ve karisinin arkasindan mutfaga yönelir.

Bu arada Esma`nin sesi duyulur icerden:
-Efe mutfak kapisinin önünde durma sakin.

-Niye babanne noldu ki?

-Deden ucarak cikarken sana carpmasin diye.

Sonra sofra hazirlanir ve hep beraber yemege otururlar. Yemek yenir.

Ertesi gün cumartesidir ve babannesi Efe`yle birlikte vakit gecirmek istemektedir. Tabi ki dedesiyle de beraber.

-Halil bugün cumartesi. Efe`yi de alip bogaza gidelim mi?

-Hangi bogaza?

-Cebeli Tarik Bogazi`na.

-Esma Sultan sen bugün cok gerginsin farkinda misin?

-Hayir, ben gergin falan degilim. Sadece yillardir göremedigimiz torunumuzla beraber bir gün gecirmek istiyorum.

-Iyi ya evde duralim ne güzel iste.

-Hayir Halil disari cikacagiz. Hem disari cikarsak senin sagligina da iyi gelecek.

-Nasil yani benim sagligima?..

-Eger disari cikmazsak senin bacaklarini kiracam da.

Halil`in pardesüsünü üzerine atar ve Efe`yi de alarak kapiya dogru ilerler.

Halil de hemen arkalarindan gider tabi ve:
-Esma tamam öyle söylesene yaw, tamam geliyorum bekleyin, ne bilim ben sizin disari cikmak istediginizi&

Aksam eve dönerler ama Halil perisan haldedir ve cok sinirlidir. Tam aksine Efe ile babannesi cok neselidir.

23 Şubat 2008 Cumartesi 00:59


...

23 Şubat 2008 Cumartesi 00:59


Adsız dedi ki...
Yazan Kaya 19-02-2008 23:13 -


Babanne&Dede&Efe 4
-Dede niye bu kadar sinirlendin, cok eglendik.

-Babannenle iyi ittifak kurdunuz siz.

-Hayatim sen de niye dikkat etmiyorsun.

-Yahu ben dikkat ettim, ama at dikkat etmedi. Üzerindeki zibidi de nasil kullaniyorsa&

-Dede ata sen carptin ya.

-Efe sen kimden yanasin? Dedenden mi, attan mi?

-Cocugun üzerine gitme, hincini cocuktan mi cikartacaksin?

-Olur mu babannesi ya. Ben sadece o atli zibidiye&

-O atli zibidi dedigin "polis". Cocuga böyle mi örnek olacaksin?

-Tamam yahu abartmayin.

-Efe sen eglendin ama degil mi?

-Evet babanne harikaydi.

-Tabi sizin icin harikaydi. Aaahhh&

-Dedenin kusuruna bakma Efecim. Bu sabah cok büyük bir hata yapti.

-Ne yapti babanne?

-Yataktan kalkti.

-Hehehe

-Gülme Efe. Dedenin aci cekmesi hosuna mi gitti?

-Eveeet Efecim hadi bakalim bugün cok yorulduk. Önce banyoya sonra da yataga. Hadi bakalim, hala burdasin ama&

-Tamam babanne gittim. Iyi geceler&


Not: Dede + Babaanne ve Efe´nin maceralarini anlatan KAYA arkadasimiz oldu, kendisine tekrar tesekkürler.. :)

Imza: Buraya ekleyen Seval.

23 Şubat 2008 Cumartesi 01:02






Günlük 1
Halil aksam yatakta yatan karisina kur yapmaya calisir ama Esma elindeki günlügü yazmaya calismaktadir. Halil`e hic pas vermez. Durumdan hoslanmayan Halil en sonunda dayanamaz ve:
-Esma aylardir yaziyorsun su günlügü. Yaza yaza bitiremedin.
-Sen söyledin Halil. Adi üstünde günlük. Hergün yazilir yani.
-Sen de günlük yazma, aylik yaz. Nerden cikti durup dururken günlük yazmak.
-Yillar gecip gidiyor Halil ve bundan sonra ben yasadiklarimin unutulup gitmesini istemiyorum.
-Esma seninki sinemaya filmin sonuna girmek gibi birsey oluyor. En heyecanli kismi coktan gecti... Ne yaziyorsun sen orda?
-Birseyler yaziyorum iste.
-Nasil birseyler. Su birseyleri biraz acar misin sen bana?
-Öylesine birseyler iste.
-Benim hakkimda mi yaziyorsun?
-Bir kismi.
-Ne demek bir kismi? Haa anladim. Benim ne kadar mükemmel bir adam oldugumu ve seni kraliceler gibi yasattigimi yaziyorsun degil mi?
-Eh...
-Aman ne istersen yaz. Umurumdaydi sanki.
Ve arkasini döner yatar. Sonra dayanamaz:
-100 lira veririm.
-Olmaz Halil.
-200 lira.
-Halil hayir.
-Aman iyi ne halin varsa gör. Cok merakliydim sanki.
kaya

23 Şubat 2008 Cumartesi 13:12


Günlük 2
Sabah olur ama Halil`in kafasinda sadece günlük vardir. Bir yolunu bulup o günlügü okumalidir ama nasil? Az sonra Esma:
-Halil ben markete cikiyorum. Bir istegin var mi?
-Yok hayatim, ne zaman dönersin?
-Neden sordun ki?... Ah tabi günlügümü calmayi düsünüyorsun. Biz dün aksam bu günlük meselesini kapatmamis miydik?
-Hayir Esma, dün aksam kapanan sadece senin gözlerindi. Ben sabaha kadar gözümü bile kirpmadim.
-Ah tabi gözün benim cekmecemin üstündeydi.
-Iyi tamam bak sana mantikli bir teklifte bulunacagim simdi. Ben senin günlügünü okuyayim sen de benim günlügümü oku.
-Iyi de senin günlügün yok ki.
-Var. Artik bugünden itibaren yazmaya basliyorum.
-Hayir Halil. Bu günlügü okumak senin icin neden bu kadar önemli?
-Cünkü onun icinde benim okumami istemedigin birsey var.
-Sacmalama Halil. Bana ne kadar güvenecegini biliyorsun. Ben de sana güveniyorum. Ve sana ne kadar güvendigimi ispatlamak icin günlügü evde birakip gidiyorum.
-Nerde?
-Okumayacagina söz ver.
-Esma, bana güveniyor olsaydin söz vermemi beklemezdin.
-Biliyorum. Bana güveniyor olsaydin, bana güvenmen konusunda sana güvenmem icin söz vermekten korkmazdin.
-Öyle mi? Eger sen bana söyledigin kadar güveniyor olsaydin, güvendigini söyledikten sonra bana güvenmen icin sana güvendigim konusunda bana söz verdirttirmeye kalkmazdin. Buyurun. Top sende.
-(Bagirarak) Günlügümden uzak dur Halil! Sut ve gol.
kaya

23 Şubat 2008 Cumartesi 13:27


..



Adsız dedi ki...
Yazan Kaya 23-02-2008 13:51 - Misafir
Halil ve Esma Hastanede
Ayni günün aksaminda Halil Bey Esman Hanim`in günlügünü okumayi planlarken birden gelen telefonla irkilirler. Arayan Soner`dir. Halil telefonu acar ama kapattiginda kendinde degildir. Esma endise icinde sorar:
-Hayirdir Halil arayan kimdi ne dedi?
-He?
-Sen iyi misin Allah askina?
-He iyiyim iyiyim.
-Halil korkutma beni.
-Ne? Nasil?
Birkac saniye sonar kendine gelir ve Esma`ya:
-Yahu sen hala yatakta misin?
-Halil ne diyorsun Allah askina?
-Allah cildiracam simdi yaw? Bu ne vurdumduymazlik, bun e adamsendecilik. Yahu kadin gelinin hastanede dogurmaya calisiyor. Senin yaptigina bak.
Bu sözlerden sonra afallayan Esma bir an düsündükten sonra kendine gelir ve:
-Ne yani Sevil hastanede miymis?
-Iste duymak istedigimiz ses?
-Neymis o? Neler sacmaliyorsun Halil?
-Jetonun sesi. Kalk hadi Allah`im hala yatiyor ya.
Kendine gelen Esma hemen kalkar ve hazirlanmaya baslar. Tabi de Halil de hazirlanir. Sonra arabaya binerler ve yola koyulurlar. Esma sorar:
-Hangi hastanedeymis?
Bu sorudan sonra duraksayan Halil:
-Güzel soru Esmacim.
-Soru güzel de cevap yok. Halil yoksa hangi hastanede oldugunu ögrenmedin mi?
-Senin o saskaloz oglun ne dedigini bilmiyordu ki? Dur arayalim tekrar soralim. Kime cekmis bu oglan anlamadim ki.
Ararlar ve hastaneye giderler.

23 Şubat 2008 Cumartesi 14:14
Halil ve Esma Hastanede
Ayni günün aksaminda Halil Bey Esman Hanim`in günlügünü okumayi planlarken birden gelen telefonla irkilirler. Arayan Soner`dir. Halil telefonu acar ama kapattiginda kendinde degildir. Esma endise icinde sorar:
-Hayirdir Halil arayan kimdi ne dedi?
-He?
-Sen iyi misin Allah askina?
-He iyiyim iyiyim.
-Halil korkutma beni.
-Ne? Nasil?
Birkac saniye sonar kendine gelir ve Esma`ya:
-Yahu sen hala yatakta misin?
-Halil ne diyorsun Allah askina?
-Allah cildiracam simdi yaw? Bu ne vurdumduymazlik, bun e adamsendecilik. Yahu kadin gelinin hastanede dogurmaya calisiyor. Senin yaptigina bak.
Bu sözlerden sonra afallayan Esma bir an düsündükten sonra kendine gelir ve:
-Ne yani Sevil hastanede miymis?
-Iste duymak istedigimiz ses?
-Neymis o? Neler sacmaliyorsun Halil?
-Jetonun sesi. Kalk hadi Allah`im hala yatiyor ya.
Kendine gelen Esma hemen kalkar ve hazirlanmaya baslar. Tabi de Halil de hazirlanir. Sonra arabaya binerler ve yola koyulurlar. Esma sorar:
-Hangi hastanedeymis?
Bu sorudan sonra duraksayan Halil:
-Güzel soru Esmacim.
-Soru güzel de cevap yok. Halil yoksa hangi hastanede oldugunu ögrenmedin mi?
-Senin o saskaloz oglun ne dedigini bilmiyordu ki? Dur arayalim tekrar soralim. Kime cekmis bu oglan anlamadim ki.
Ararlar ve hastaneye giderler.

(Top sende Davsan) ellerinden öper:))
kaya

23 Şubat 2008 Cumartesi 14:19
Günlük 3
Sevil, Soner ve ikizleri hastanede biraktiktan sonra eve gelirler. Yorgunlardir ve yatarlar ama Halil`in aklinda hala Esma`nin günlügü vardir. Sabah olur. Esma evden ayrilinca Halil hemen günlügü alip okumaya baslar.
-4 subat pazartesi. Eve tesisatci geldi. Birlikte cok güzel vakit gecirdik. Yarin tekrar gelsin diye muslugu bozdum.
Okuduktan sonra cildiran Halil Bey devam eder.
-5 subat sali. Kaportaci Niyazi Usta`ya gittim. Biliyorum arabam yok ama arada bir kaportayi düzelttirmek gerekiyor.
Bunlari okuduktan sonra cilgina dönen Halil, evde ne yapacagini sasirir. Derken Esma gelir. Halil`in sinirli oldugunun farkindadir. Ve sorar:
-Noldu Halil?
-Noldu öylemi. Olan oldu. Suclusun. Foyan ortaya cikti.
Ve günlügü Esma`nin eline tutusturarak bunlar ne Esma? Hemen bunlarin hesabini vermeni istiyorum.
Esma`nin alisveristen getirdigi esyalari parcalamaya baslar ve bu sirada da:
KAYA

24 Şubat 2008 Pazar 16:04


Adsız dedi ki...
Yazan Kaya 24-02-2008 16:02 - Misafir



Günlük 4
-Bu ne? Niyazi icin mi he? Ya bu? Tesisatci icin...
-Naptigini saniyorsun sen? Nedir bu bagirip cagirmanin sebebi?
-Sebep mi? Allah! Simdi cildiracam. Sebep mi istiyorsun? Al iste sebebi (Günlügü uzatir).
-Halil! Günlügümü almissin. Sana güvenebilecegimi sanmistim.
-Güven! Güven öyle mi? Al sana güven. (Günlügü acar ve okumaya baslar) 4 subat sali. Eve tesisatci geldi. Birlikte cok güzel vakit gecirdik. Yarin tekrar gelsin diye muslugu bozdum. 5 subat Cuma. Kaportaci Niyazi Usta`ya gittim. Biliyorum arabam yok ama arada bir kaportayi düzelttirmek gerekiyor. 6 subat cumartesi. Halil bu günlügü okuyacagini biliyordum. Onun icin bu sahte günlügü hazirladim.
Birden afallar. Birkac saniye sonra durulur. Sonra okumaya devam eder.

24 Şubat 2008 Pazar 16:06


Adsız dedi ki...
Yazan Kaya 24-02-2008 16:09 - Misafir



Günlük (Final)
-Bunu yaptigin icin kendinden utanmalisin. Umarim bu sana iyi bir ders olmustur.
-Oldu mu Halil?
Halil sessizdir. Sonra Esma devam eder:
-Bana söyleyecegin baska birsey var mi?
Birkac saniye duraksamadan sonra:
-Yemekte ne var?
Sonra Esma cantasindan cikartarak:
-Iste gercek günlügüm. Dün gece ne yazdigimi duymak ister misin?
-Hayir istemem. (Birkac saniye sonra) Evet isterim.
-23 subat sali. Yarin sabah kalkip kahvaltimizi ettikten sonra Halil`in yeni actigi dükkan icin bir tablo almaya gidecegim. Onunla evlendigim cok sansliyim. Cünkü bugüne kadar benim icin pek cok fedakarlik yapmis ve benim güvenimi kazanmis bir adamla evliyim...
-Cidden. Ben cok mükmmel bir adamim degil mi Esma?

Artik gerisine yorum sayfasi acilinca devam ederiz...

24 Şubat 2008 Pazar 16:13


Erkekler ve Ikizler 1
(1 ay sonra...)

Artik ikizler evdedir ve hatta anne-babalariyla ve abileriyle beraber babanneye gezmeye gelirler. Esma kapiyi acar ve ikizleri kucagina aldiktan sonra sevincten cocuklari iceri buyur etmeden kapiyi kapativerir. Sonra zil calar. Esma ikizleri Halil`e verir ve kapiyi acar. Soner:
-Pardon biz bebekleri görmeye gelmistik ama... Sonra Sevil`e:
-Hayatim bebekler sende mi?
-Yok Sonercim, ben de sende saniyordum.
-Hay Allah. Kaybettik. O zaman yenisini yapmaya baslasak mi acaba?
Sonra gülüsürler ve iceri girerler. Babannesi Efe`yi de öpmeyi ihmal etmez tabi ki. Ikizleri yatiran Halil Bey, hastaneden gelen Sevil ve Soner`e sorar:
-Eee nesi varmis bebeklerin?
Ama bu arada da bebekleri sevmeye dalmis ve verdigi cevaplar, düsünmeden agzindan cikiyordur. Soner cevap verir:
-Doktor iki-üc güne kalmaz kulaklari düser dedi.
-Oh oh ne güzel.
-Hatta boynuzlari da cikabilirmis. O zaman koyun gibi de melemeye baslayabilirler dedi.
-Harika harika.
Birkac saniye sonra akli basina gelir ve Soner`e döner ve:
-Ne?
Sevil araya girer:
-Yok yok üsütmüsler biraz.
-Ah canim... Doktora gittiniz mi?
kaya

24 Şubat 2008 Pazar 22:35


Adsız dedi ki...
Erkekler ve Ikizler 2
Sonra yerlerini alirlar. Herkes Efe dahil ikizleri güldürmeye calisiyordur. Sonra Halil:
-Ayni bana benziyor degil mi?
Esma:
-Bilmem. Agzi kapali.
Derken Zerrin Hanim gelir. Esma ve Zerrin önceden o aksam sinemaya gitmek icin sözlesmislerdir. Sonra Zerrin Hanim:
-Hadi hazirsaniz cikalim.
Sevil:
-Nereye gidiyorsunuz anne?
-Cok güzel bir ask filmi oynuyormus. Her cikan agliyormus.
Halil:
-Niye bu kadar dandik bir filme o kadar para verdik diye agliyorlardir... Ya madem hanimlar yok aksamki maca beraber bakalim mi Soner?
-Ben bu fikirden Sevil`in pek hoslanacagini sanmiyorum baba.
-Niye canim o da kalsin. Bize tost yapar, fistiklari ayiklar...
Sevil araya girer:
-Ay gercekten bunlari yapabilir miyim babacim?
-Tabi yapabilirsin kizim, sadece sessiz ol ve televizyonun önünden gecme.
kaya

24 Şubat 2008 Pazar 22:46


Adsız dedi ki...
Erkekler ve Ikizler 3
Sevil, Halil`in bu sakaci hallerine alisik oldugundan dolayi bu tür konusmalari pek ciddiye almaz, hatta Halil`e takilmak onun da hosuna gider. Sonra Esma Sevil`e:
-Madem Soner babasiyla mac seyretmek istiyor, sen de bizimle gelebilirsin Sevil. Hem senin icin de bir degisiklik olur.
-Olabilir ama bebekler ne olacak?
Soner:
-Canim biz bakariz birkac saatligine. Sen keyfine bak hayatim.
-Iyi de sen mac izlemek istemiyor muydun?
-Olsun canim hem mac izlerim hem de bebek bakarim, sen merak etme.
-Bebek bakmak az-buz is degildir Sonercim.
-Sen merak etme Sevil Hanim. Biz is yapmaya aliskiniz. Haftada 70 saat is yapiyoruz.
Bu sözlerden sonra hanimlar Efe`yi de alip film izlemeye giderler. Ikizlerle Halil ve Soner yalniz kalirlar. Erkekler de mac izlemeye koyulmuslardir. Bu arada da Halil:
-Yahu su kadinlar bu bebek bakmayi ne kadar da abarttilar.
-Eee baba bilmez misin kadinlari. Herseyi abartirlar. Bak gittiklerinden beri ikizlerin sesi-solugu cikmiyor. Misil misil uyuyorlar.
kaya

24 Şubat 2008 Pazar 22:51


Adsız dedi ki...
Erkekler ve Ikizler 4
-Ya bu bebek bakmak bu kadar kolaysa siz hemen bir tane daha yapin.
-Evet. O zaman iki misli daha kolay olur degil mi? Hehehe
Derken icerden bebeklerin aglama sesi gelir. Soner yerinden kalkar ve:
-Nazar mi degdirdik nedir?
-Aciktilar galiba.
-Yok canim daha bir saat evvel yediler. Iki saat var mama saatlerine.
-Olsun. Sen yedir yedir. Benim annem öyle saat maat tutmazdi.
-Simdiki halini görseydi tutmadigina pisman olurdu. Baba. Cantanin icinde hazir mama var. Onu bir isitiver.
-Hazir mama mi? Simdiki kadinlarin isi ne kadar kolay yaw. Bizim annelerimiz bize mama hazirlamak icin saatlerce debelenip dururdu. Suna bak. Suyu isit, karistir.
-Acliktan degilmis ya. Bunlar altini islatmis yine galiba.
Halil bebekleri susturmak icin:
-Dedem. Bak susarsaniz size mama yapacam. Oyuncak alacam. (Gittikce artan ses tonuyla) araba alacam. Ev alacam. ( En sonunda bagirarak) Yeni aldigim dükkani üstünüze yapacam. Soner birsey yap yoksa iflas edecem.
-Tamam tamam. Sen otur maci seyret. Ben hallederim.
-Su kadarcik vücuttan o ses nasil cikiyor yaw?
-Tamam baba sen sakin ol otur.
kaya

24 Şubat 2008 Pazar 23:01


Adsız dedi ki...
Erkekler ve Ikizler 5
Bu arada bebeklerin atini acarlar. Halil birisini, Soner digerini degistirmeye calisiyordur. Sonra Soner:
-Baba bu ne ya?
-Popo. Bebeginin poposu. Soner, sen bebekler hakkinda hicbir sey bilmiyorsun yaw.
-Onu demiyorum baba kirmizi noktaciklar ne?
-Bilmem. Bez tahris etmis galiba.
-Ama doktor grip olduklarini söylemisti.
-Gribe ordan bakilmaz. Öbür ucundan bakilir.
-Baba, ya doktor farketmediyse, daha önemli bir hastaliklari varsa diye söyledim ben?
-Hayir hayir hayir. Hic kafani takma sen. Hicbir seyleri yok.
-Emin misin?
-Eminim ya sen merak etme. Bebek bunlar. Böyle büyür. Hah iste oldu. Gördün mü altlari da kuru. Top atsan uyanmazlar simdi.
Az sonra bebekler tekrar aglamaya baslamislardir. Sonra da Soner tuvaletten ciglik atmaya baslar. Halil:
-Ne oldu, ne var?
-Bezler klozeti tikadi galiba baba.
-Ne!!! Bezleri klozete mi attin sen?
-Ne bilim baba. Ne yapacaz simdi?
-Git geri cikar.
-Ellerimle mi?
-Kullanacak daha iyi bir seyin var mi?
-Evet. Senin ellerin.
kaya

24 Şubat 2008 Pazar 23:11


Adsız dedi ki...
Erkekler ve Ikizler 6
Halil sinirlenerek tuvalete girer. Az sonra icerden bir patirti gelir. Soner:
-Baba dikkat et yerler islak.
-Uyardigin icin sagol.
Tam hersey yoluna girdi derken, bebekler tekrar aglamaya baslar. Halil:
-Soner sustur sunlari!
-Nasil?
-Ne bilim. Babalari sensin.
-Yahu kullanma klavuzuyla gelmediler ya.
Soner bebekleri susturmaya calisirken Halil koltuga kurulur. Soner:
-Eee sen ne yapcaksin?
-Macin ikinci yarisini seyredecegim.
-Oh oh.
-Ikimizin birden aci cekmesine gerek var mi?
Bebekleri susturup babasinin yanina oturan Soner:
-Baba.
-Ne var?
-Birsey kokuyor.
-Ne kokuyor oglum?
-Ne bilim baba birseyler yaniyor galiba.
-Yok ya hicbir sey yanamaz. Annen evde yok. Hehehe
Mutfaktan cikan dumanlar iceriye kadar sizmistir. Soner birden yerinden firlar:
-Ev yaniyor! Ev yaniyor!
kaya

24 Şubat 2008 Pazar 23:21


Adsız dedi ki...
bbo
iyi geceler

24 Şubat 2008 Pazar 23:24


Adsız dedi ki...
Erkekler ve Ikizler 7
Babasi da hemen arkasindan tabi. Bu arada cocuklar da tekrar aglamaya baslar. Derken sehpanin üzerinde duran bütün icecekler ve cerezler yerlere sacilmistir. Yani Halil`in evi tamamen enkaz görünümündedir. Artik ne macin ikinci yarisi kalmistir, ne salon, ne banyo, ne de mutfak. Soner:
-Baba hemen annemi arayalim gelsinler.
-Olmaz. Hayatta olmaz. Hayatimin geri kalanini "Ben sana demedim mi, Ben sana demedim mi?" sözleriyle geciremem ben.
-Baba kabul et, elimize yüzümüze bulastirdik.
-Ne alakasi var ya? Mutfaktaki yangini, salondaki haliyi, kolzetteki tikanikligi saymazsan hicbir sey yok. Hersey yolunda. Abartma! Simdi sen cabuk mutfaga git. Bütün pencereleri ac. Her tarafi havalandir. Ben de yerleri temizleyeyim. Annenler gelinceye kadar hersey yoluna girmis olacak, o kadar!
Bunlar olurken kadinlar eve döner ama Halil kadinlari kapinin girisinde oyalamaya calisiyordur. Esma kocasina:
-Halil senin gömlegin neden islak?
Derken Sevil Soner`i, elinde süpürge ve kürekle görünce saskinlikla:
-Hayirdir Soner nereye böyle?
Halil lafa girer:
-Ava.
Hep bir agizdan:
-Ava mi?
Halil Soner`e döner ve:
-Afferin Soner. Süpürgeyle küregi almissin. Giderken de iki tüfek aldik mi tamamdir. Hadi bize müsaade...
Esma sinirlenir ve:
-Buraya kadar Halil. Orda dur bakalim. Bu sacmaliklarin hesabini vereceksin.
Iceriye girer ve evin o halini görünce eline cantasini alir ve Halil Bey`i...

Bu aksamlik da bu kadar. Gerisini siz tahmin edersiniz zaten.
Paralari cikista unutmayalim lütfen:))

kaya

24 Şubat 2008 Pazar 23:30


Birlikte vakit gecirme 1
Esma, Halil`in son günlerde kendisine olan ilgisizliginden yakinmaktadir. Halil aksam eve gelmistir ama yemek yedikten sonra tekrar ise gitmesi gerekmektedir. Esma:
-Halil. Bir kere daha rica ediyorum. Ne olur bugün ise gitmesen.
-Sultanim ben bunu ikimiz icin yapiyorum hayatim.
-Nasil oluyormus o?
-Ben evde kalirsam ikimizin birden cani sıkılacak. Ama ben gidersem sadece seninki.
Halil arkasini dönmüs kapiya dogru giderken Esma kolundan tutar ve:
-Halil. Biri mi var?
-Nerde?
-Hayatinda.
-Hangi hayatimda?
-Cevabina göre. Belki de bir-iki dakika sonra sona erecek hayatinda.
-Sacmalama Esma. Tabiki yok.
-O zaman oturup, birlikte neden cok az vakit gecirdigimiz konusunda konusmak istiyorum.
-Buyurun burdan yakin. Esma ya sen neler sacmaliyorsun. Durup dururken ortada fol yok yumurta yok birseyler cikartiyorsun. Ben seni sevmiyor muyum yani?
-Ben evlilikten söz ediyorum Halil. Bunun birbirimizi sevmekle ne alakasi var?
-Hmmm...
-Sen anladin benim ne demek istedigimi. Cikar ajanadani gün belirleyecegiz.
-Ne günü?
-O gün ne olursa olsun beraber olacagiz.
-Iyi iyi tamam.
KY

07 Mart 2008 Cuma 17:05


Adsız dedi ki...
Birlikte vakit gecirme 2
-Yarin nasil?
-Yarin olmaz. Dükkan müdürleriyle toplantim var. Öbür gün?
-Benim de dernekte toplantim var.
-Sali?
-Sali, sali... Sali olmaz. Elbiseleri askiya asma kursu var.
-Elbiseleri askiya asmanin kursu mu olur?
-Esma o elbiseler askilara kendileri mi tirmaniyor? Hayret birsey yaw? Biraz kocanin isleriyle ilgilen! Carsamba?
-Benim Zerrin`le randevum var. Persembe?
-Persembe... Persembe muhasebeciyle hesaplari kontrol edecez. O is cumaya da sarkar. Sultanim gördügün gibi elimizden gelen bütün cabayi gösterdik. Birlikte vakit gecirebilecegimiz bir gün aramaya calistik ama malesef öyle bir gün yok. Bana diyecek tek sey kaliyor. Yatakta görüsürüz. Hadi bana müsaade...
-Hicbir yere gitmiyorsun. Birlikte birseyler yapacagiz, hem de bugün!
-Ne yapacaz Esma ya?
-Saglikli, eglenceli, bize konusma firsati verecek birsey.
-Eeee?
-Bisiklete binelim.
Esma Halil`i zorla ikna eder ve bisiklete binmek üzere eveden ayrilirlar. Birkac saat sonra eve dönerler ama ikisinin de birer ayaklari kiriktir. Hastaneden geliyorlardir. Ikisinde de ikiser tane baston varidir. Halil kapiyi acar iceri girer ve:
-Ne duruyorsun orda? Girsene iceri.
-Ehh... Tamam tamam. Ne yani? Ne bilim? Yanilmisim iste. Bisiklete binmek eglenceli olur diye düsünmüstüm.
-Aa cok eglendik. Coook eglendik. Bayildik eglenceden. Hadi simdi biraz daha eglenelim. Balkondan atlayalim, birinin tepesine düsüp kafasini kiralim, onlar da eglensin.
-Ne yani, eglenmedin mi?
-Ta ki sen o basket topu kafana carpmasin diye bisikleti benim üstüme kirana kadar.
-Ama canim yanacakti.
-Ha simdi yanmiyor yani?
-Sen de o yanindan gecen mini etekli kiza bakcagina yola baksaydin.
-Hayir efendim. Ben kimseye bakmadim.
-Ha o yüzden mi bisikletlerimiz carpisirken son sözlerin "Of yavrum benim be!" oldu?
-Esma burda durup kimin hatali oldugunu tartismakta bir fayda yok. Ikimizin de ayagi kirik. Ve bütün bunlarin sebebi sensin.

KY

07 Mart 2008 Cuma 17:20


...
Halil Bey aksam eve biraz üzgün döner. Esma onu kapida karsilar ama üzgün oldugunun farkindadir.
-Hayirdir Halil noldu?
-Hic. Niye sordun?
-Bilmem. Biraz sanki moralin bozuk gibi görünüyorsun da.
-Yok ya. Bu aralar isler biraz durgun da.
-Olsun Halil. Bu zamanda buna da sükür.
-Bosver Sultanim ya, is is nereye kadar?
-Halil. Bunu sen mi söylüyorsun?
-Ya birak dalga gecmeyi Esma ya. Yemek hazir mi? Kurt gibi aciktim.
Yemeklerini yemeye baslarlar. Halil:
-Ya Esmacim, aksam cocuklari görmeye gitsek mi?
-Harika fikir. Ben de özledim zaten torunlarimi.
Yemekten sonra Sonerler`e giderler. Soner:
-Baba iyi misin?
-Iyiyim iyiyim... Oooo Efe Bey nasilsiniz?
-Iyiyim dede. Kardeslerim de büyümüs mü?
-Evet. Kocaman olmuslar.
Sonra Sevil ikizleri yatirir ve asagiya iner.
-Baba senin bugün birseyin mi var?
-Yok kizim niye sordun?
-Ne bilim, sanki biraz durgun gibisin de.
Esma:
-Evet cocuklar. Akin Tekstil Imparatorlugu`nun sonu geliyor.
-Yahu birakin benle ugrasmayi. Birseyim yok dedim ya.
Soner:
-Baba ben seni iyi tanirim. Geldin geleli var sende bir durgunluk.
-Durgunluk bende degil, islerde.
-Nasil yani?
-Bu ay zarar etmisim.
-Sen?
-Bak. Sen de sasirdin degil mi? Benim 30 yillik oglum bile bu duruma sasirdigina göre durum sandigimdan da vahim...
ky

10 Mart 2008 Pazartesi 09:50


Adsız dedi ki...
bbo

10 Mart 2008 Pazartesi 09:51


Adsız dedi ki...
-Yok baba. Ben sadece... Is dünyasi bu. Sen benden daha iyi bilirsin. Bu tür inis-cikislar hep olur.
-Evet. Ama bende son bir aydir hic cikis olmadi. Freni patlamis kamyon gibi, hem de yokus asagi.
-Bu aralar piyasa durgun. Sadece sen degilsin ki az is yapan.
-Yahu benim gibi bir isadami su son 6 ayda sadece %10 kar edebilmis.
-Ee hani zarardaydin?
-Zarardayim tabi. Gecen 6 ay %20 kar etmistim. 10, 20`nin yarisi. Yani yari yariya zarardayim.
-Ben de zarar deyince...
-Soner sen ne bicim isletmecisin ya? Eger kazandigin para sana para kazandirmiyorsa isler iyi gitmiyor demektir. Eger isler iyi gitmiyorsa yakinda ise gitmene de gerek kalmaz. Cünkü ortada is mis de kalmaz.
-Yok artik. Valla baba sana hayranim.
-Eeee napalim bu da benim sucum. Takdir-i ilahi.
Esma:
-Oh be. Sonunda kendine yakisir bir cümle kurdu.
Halil:
-Siz birakin benim islerimi de söyleyin bakalim. Bu Aylin`le Dogan`in nisan isleri ne oldu?
Soner:
-O is tamam gibi. Kadir Amca`yi sonunda razi edebildiler. Önümüzdeki ay icerisinde nisani yapariz artik.
-Insallah. Hadi hayirlisi bakalim. Nerde yapacaksiniz nisani?
-Daha karar vermedik ama büyük ihtimalle bizim dükkanda yapariz. Zaten öyle cok fazla kisi cagirmayi düsünmüyorlar nisana. Kendi kendimize olacagiz.
Sevil:
-Eee kahveler nasil olsun?
Esma:
-Ben de sana yardim edeyim Sevil.
Beraber mutfaga giderler. Esma:
-Eee Sevil. Bizim haytadan sikayetci misin? Durumlar nasil?
-Evet anne.
-Hayirdir yoksa...
-Yok yok. Bu sefer de fazla evcimen bir adam oldu. Hatta yataga kahvaltilar, güller...
-Bak sen bizim Soner`e? Yataga kahvalti. Hehehe... Sevil, sizin bu halinizi ölmeden gördüm ya. Artik gözüm acik gitmem.
-O nasil söz annecim. Olur mu öyle sey. Hem babam gibi bir adamla insan yaslanir mi? Hehehe...
-Sen bir de bana sor... Ama artik o da degismeye basladi. Eee insan bir yastan sonra duruluyor. Eskisi gibi degil artik.
ky

10 Mart 2008 Pazartesi 09:51
..
Mutfakta bunlar olurken Halil Bey de icerde ogluna:
-Eee Soner. Nasil gidiyor?
-Iyi baba, ne olsun?
-Sevil`le araniz nasil? Bebekler size iyi geldi ama.
-Evet, gercekten de öyle. Geceleri biraz sıkıntılı olsa da, iyi.
-Aman iyi olsun evlat. Eski hayatindan uzak oldugun ortada. Ama yine de belli olmaz. Sen dikkat et.
-Yok baba. O eskidendi. Bir kez daha onlarin yokluguna katlanamam.
-Bak Soner. Hatirliyorsun degil mi? Sana kücükken ne kadar söz verdim ama bircogunu tutamadim. Seninle baliga gitmeyi söyledim, tutamadim; lunaparka gitmeye söz verdim, tutamadim; maca gitmeye söz verdim, tutamadim...
-Biliyorum baba. Ama emin ol bunun icin sana hic kizmadim. Cünkü sen ne yapiyorsan bizim icin yaptigini biliyordum. Benim ileride senin cektigin sıkıntıları cekmemem icin.
-Ama ben kendime kizginim. Sen sen ol, cocuklarinla doya doya eglen. Is-güc bir yere kadar.
-Baba. Bunu söyleyen sen misin gercekten?
-Yahu siz agiz birligi mi ettiniz? Annen de ayni soruyu sordu.
-Ya kusura bakma baba ama bu sözleri senden duyacagimi baska birisi söylese inanmazdim.
-Inan evlat inan. Söyle bir eskiye dönüp baktigimda nelerden vazgectigimi simdi anliyorum.


ky

10 Mart 2008 Pazartesi 09:52


Adsız dedi ki...
Kahveler gelir bu konusmalarin üzerine. Esma:
-Halil, bak ne diyorum?
-Ne diyorsun Sultanim?
-Bir haftaligina Bursa`ya gidelim mi? Uludag`da kayak, bu mevsimde cok güzel olur.
-Nerden cikti simdi bu Uludag ya? Islerin kötüye gittigi su zamanda. Hem Bursa cok sıkıcı bir yer. Bir Uludag, bir peri bacalari. Baska nesi var ki?...
Sevil:
-Iyi de baba, peri bacalari Bursa`da degil ki.
-Bak, gördün mü? Cok sıkıcı demistim.
1 hafta sonra Soner`e babasinda bir telefon gelir:
-Efendim... Iyiyiz baba, nerdesiniz Allah askina, 1 haftadir meraktan öldük... Ne? Nasil?... Eeee simdi nerdesiniz?... Tamam tamam sakin ol. Gelince konusuruz. Hoscakal.
Sevil:
-Nolmus Soner?
-Annem kayak yaparken ayagini kirmis. Su anda da hastanedelermis.
-Hangi hastanede?
-Bursa`da bir hastanede. Iki-uc güne geleceklermis...
ky

10 Mart 2008 Pazartesi 09:53
Halil ve Esma Soner`e birseyler hatirlatabilmek icin onlarin evine giderler. Ikisi de cok üzgündür. Aslinda herkes cok üzgündür, Soner disinda. Cünkü hala hicbir sey hatirlamiyordur. Halil gelirken bir de psikiyatrist getirmistir yardimi olabilir düsüncesiyle. Halil:
-Merhaba Soner nasilsin?
-Iyiyim galiba... Kusura bakmayin ama ben sizi cikartamadim.
-Ben, baban.
-Babam mi? (Kafasini Sevil`e cevirir. Sevil de evet anlaminda isaret eder.) Cok özür dilerim. Hicbirsey hatirlamiyorum.
-Düzelecek evlat merak etme. Bak bu da doktor Sahin Bey. Sana eski hayatini hatirlamanda yardimci olacak.
-Merhaba doktor bey.
-Merhaba Soner Bey. Evinizle ilgili birseyler hatirlayabildiniz mi?
-Sadece su heykeli. Ama onu da nerden hatirladigimi hatirlamiyorum.
-Anliyorum.
Halil:
-Eee doktor bey nesi var Soner`in?
-Hafiza kaybi.
-Hadi ya... Kardesim onun biz de farkindayiz. Ne yapmamiz gerek?
ky

11 Mart 2008 Salı 09:58


Adsız dedi ki...
Sakin olun Halil Bey.
-Sakin makin olamam efendim. Burda benim veliahtim hafizasini kaybetmis. Bir de benim ugrastigim seylere bak.
Esma:
-Halil neler sacmaliyorsun sen? Ne veliahti? Bu durumda bile hala para mi düsünüyorsun?
-Sacmalama Esma ya. Ne parasi? Tabi o da önemli de...
-Halil!
-Tamam tamam. Evet doktor bey kardesim ne yapmaliyiz simdi?
-Soner Bey`e eskiyi hatirlatacak birseyler. Mesela bir insan, veya bir esya, ya da ne bilim, basindan gecen bir olay.
-Haaa. Dogru. Nasil olacak?
-Ona eski fotograflar belki birseyler hatirlatabilir.
Sonra Halil`in gözü Esma´nin evden getirdigi Soner`in askerlik fotograflarina ilisir. Halil:
-Bu ne ya?
-Aa o mu? Soner`in bize gönderdigi askerlik fotograflarindan bir tanesi. Belki faydasi olur diye getirmistim. Bak burda ne kadar sirin cikmis oglum benim.
-Sirin mi? Bir kahramana söylenecek laf mi bu simdi? Soner`in görevi en tehlikeli görevlerden birisiydi.
ky

11 Mart 2008 Salı 09:58
-Iyi ama ben Soner`in görevinin mutfakta oldugunu saniyordum.
-Evet. Ve onun yemeklerini yiyen 200 askerle birlikte ayni kogusta yatmak zorundaydi. Sen bunu anlayamazsin hayatim. Bosver... Herneyse, doktor bey simdi ne yapiyoruz?
-Ne isterseniz yapabilirsiniz Halil Bey?
-Sevgili dogan görünümlü Sahin Bey kardesim. Adami delirtme!
-Tamam Halil Bey sakin olun. Soner Bey`e hafizasini geri getirecek bir cözüm bulmamiz gerekiyor.
-Tamam. Hadi bul o zaman.
-Nerden?
-Ne nerden?
-Cözüm?
-Kardesim! Seni bana parayla mi verdiler yahu?
-Evet Halil Bey. Saati tam 150 lira.
-Allah`im simdi cildiracam. Tamam kardesim tekrar soruyorum. Soner`in hafizasini geri getirmek icin ne yapabiliriz?
-Mesela onun hayatinda cok önemli olan, ve hayati boyunca asla unutamayacagi bir olayi, onun önünde tekrar canlandirabilirsiniz.
-Peki, bu onun herseyi hatirlamasina yardimci olabilir mi?
-Bilmem! Ama kulaga hos geliyor degil mi?
-Yeter! Buraya kadar. Yar saclarin lüle lüle Sahin sana güle güle! Hadi canim, hadi anca gidersin... Doktormus. Pabucumun doktoru.
Esma:
-Halil. Cok ayip oldu. Adami resmen evden kovdun.
-Haketti zibidi. Ben kendi isimi kendim hallederim.
ky

11 Mart 2008 Salı 09:59
Esma Halil`in islerinin yogunlugundan sürekli sikayet ediyordu. Onunla beraber vakit gecirmek icin:
-Halil. Eskiden oyun onardik. Hadi yine oynayalim.
-Ne oynayacaz?
-Hani su harfleri dizip kelime yapiyorsun...
-Haaa sicirable.
Bir masaya otururlar ve harfleri dizmeye baslarlar.
-Iste bu kadar. Yazarim kelimenin 3 mislinin tam üstüne. Alirim 39 puani.
-Dur bakalim Halil. Noluyor bu kepelek?
-Kepelek... Bir cesit kelebek oluyor.
-Nasil yani?
-Bizim bildigimiz kelebeklerden farkli.
-Neyi farkli?
-Iki harfi.
-Halil!
-Ya hayret birseysin Esma ya. Güney Afrika bataklik kepelegini hic mi duymadin?
-Hayir.
-Hayret birseysin ya. Dünyadan haberin yok. Bunlar Güney Afrika batakliklarinda yasiyor. Bildigimiz kelebeklerden biraz daha büyük, 100 yil ömürleri var. Bir de böyle kanatlari var ucuyor. Zaten onun icin adi kepelek.
-Hmmm... Ben bir sözlüge bakacam.
-Hic sözlüge bakma hic hic... Gecen sene kesfedildi daha bu.
-O zaman nerden biliyorsun 100 yil yasadigini?
-Bilmez miyim? 80 yasinda oglu var bunun.
-Kabul etmiyorum. Geri al harflerini.
-Hayir efendim almiyorum. Sen kendi yazdigin kelimeler bak. Bu ne bu? Makaka. Ne demek bu?
-Onu da sen yazdin Halil.
-Hadi ya... Ne dedim ben bunun icin?
-Güney Afrika`da yasayan, ortalama ömrü 100 yil olan bir tür maymun.
-Aynen öyle. Simdi hatirladim.
ky

12 Mart 2008 Çarşamba 11:06
Aksam yemek masasinda gazetesini okuyan Halil:
-Vay vay vay gazetedeki habere bak: Orudad bir kadini albayliga terfi ettirmisler.
-Eh, zamani gelmisti artik.
-Aaahhh, ahhh... Gec bile kaldilar. Ben donanmadayken gemide bir kadin olacakti ki...
-Halil!
-Camasirlari yikamak icin hayatim.
-Kadin dedigin bir tek o ise mi yariyor yani? Camasirlari yikamak.
-Camasir makinasi icat edildiginden beri o ise de yaramiyor.
-Halil ya kahvalti senin basina vurdu, ya da bu kase vuracak.
-Saka yaptim Esmacim saka yav... Eeee ne yiyoruz?
-O gazeteyi tabagindan kaldirmazsan kagit kebap.
-(Derin bir nefes ceker) Ben bu kokuyu bir yerden taniyorum.
-Buna sevindim. Cünkü uzun zamandir pisirmemistim.
-Neymis o?
-Karsinizda paca yahnisi.
-Ah en sevdigim sey. Yerim ben seni...
-En sevdigin yemeklerden biriydi eskiden.
-Hala öyle.
-Eee neden tasindigimizdan biri hic istemedin?
-Bunu yerken beni görmelerini istemiyorum da ondan.
-Niye?
-Esmacim. Ben Akin Tekstil`in yönetim kurulu baskaniyim. Bizim gibilerin imajina dikkat etmesi lazim.
-O zaman agzinin kenarindaki koyun bacagini silsen iyi olur bay baskan.

15 Mart 2008 Cumartesi 06:51


adsız dedi ki...
günaydın bbo ailesi...

15 Mart 2008 Cumartesi 06:52


Adsız dedi ki...
Sabah olur ve kahvalti sofrasina oturulur. Halil yine kendine özgü halini almistir. Esma:
-Halil. Ne kadar güzel bir gün degil mi?
Ses yoktur ve Halil bir elinde gazetesi diger elinde de catal, habire yemek yiyordur. Esma devam eder:
-Sanki bahar geldi. Halil! Oldum olasi sabahlari konuskan degilsindir ama bu sabah en azindan gegirsen, ona bile raziyim. En azindan ömletini sevip sevmedigini söyleyebilirsin.
-Tipki anneminki gibi olmus.
-Tesekkür ederim.
-Ben annemin ömletlerini hic sevmezdim.
-Halil, niye suratsizsin bu sabah bu kadar?
-Her sali sabahi sen bir patirti kütürtüyle kalkip saunaya girersin de ondan.
-Iyi de bu sabah girmedim ki.
-Alisik olmadigim bir sessizlik ve huzur vardi odada. Eee tabi haliyle de uyandim.
-Halil, bir tane mi istersin, iki tane mi?
-Esmacim bu sabah seker istemiyorum.
-Sordugum o degil. Birazdan kafanda olusacak sislik sayisi.
-Suna bak suna? Nerde o eski cam ballari. Renge bak be! Cam mumu... Rengi bile gitmis. Annem böyle bali bal diye kahvalti sofrasina bile koymazdi.
-Ben de koymam zaten.
-Eee peki bu ne?
-Mayonez.
ky

15 Mart 2008 Cumartesi 06:53


Adsız dedi ki...
Simdi anlasildi bu omlet niye kötü. Eskimis.
-Nesi eski? Daha bes dakika önce yaptim. Hem de günlük yumurtayla.
-Benim dedigim yumurta degil. Sahan eski.
-Nesi varmis sahanin?
-Ne demek nesi varmis? Eski, eski... Annemin dügün hediyesi bu sahan.
-Dügün hediylerimizden birsürüsünü hala kullaniyoruz Halil.
-Bizim degil, annemin dügünü. Bu sahanda ilk yumurta pistiginde ates kesfedilmemisti daha. Sunun bir yenisini al yahu.
-Bu sahanda yumurta pistigi sürece hayir.Parayi bosa harcamanin hic geregi yok.
-Senin sorunun ne biliyor musun Esma? Sen büyük düsünmüyorsun.
-Su tesadüfe bak. Seninle evlenecegimi söyledigimde annem de bana ayni seyi söylemisti.
-Onu demiyorum ben. Hala fakirmisiz gibi üc kurusun hesabini yaparak gecinmek zorunda degilsin.
-Üc kurusun hesabini yapmiyorum ki ben.
-Yapiyorsun, yapiyorsun. Gösterecegim.
Ayaga kalkar ve cekmeceyi acarak:
-Bu ne bu? Niye atmiyorsun bu sise kapaklarini?
-Günün birinde lazim olur.
-Ben sana söyleyim mi? Ne zaman lazim olur bu? Yilasi gecesi...
Bütün sise kapaklarini havaya atar...
-Yeni yilin kutlu olsun!...
ky

15 Mart 2008 Cumartesi 06:53


Adsız dedi ki...
Halil evden ise gitmek üzere ayrilir ve aksam da isten eve cok neseli bir sekilde döner.
-Esmacim! Hayatim! Sana harika bir haberim var. Hatta harikadan da öte. Harikanin fevkinde. Hatta harikulhade. Birsey soracagim. Bu sabah ben biraz suratsizdim farkettin mi?
-Allah Allah. Öyle miydin? Hic farkinda degilim.
-Tabi. Biliyorum. Sen üzülmeyesin diye ben neseliymisim gibi yaptim. Ama acikcasi dükkana yeni arabalar falan alinacak. Ben biraz endiseliydim.
-Artik endiseli degilsin galiba?
-Hayir. Yeni tanistigim bir adam bana yari fiyatina üc tane yeni kamyonet satiyor.
-Neden?
-Paraya ihtiyaci var. Ee para bende, kamyonetler onda. Ikisini degistirdik mi tamam. Nasil? Harika dimi?
-Desene sansli günündesin bugün.
-Ne sansi be? Is konusunda sansi ben kendim yaratirim. Is sözkonusu oldugu zaman benim gözüm döner, kulaklarim diklesir, burnum keskinlesir.
-Kuyrugun da böyle fildir fildir sallanmaya baslar.
-Ne demek o simdi?
-Dediklerini duyan seni bir av köpegi sanir.
-Hehehe... Tabi. Is sözkonusu oldugu zaman av köpegi gibi olurum ben.
-Aaahh... Bilmez miyim? Eskiden uyurken horlardin. Simdi havliyorsun.


Bu gecelik bu kadar. Gecenin bu saatinde ancak bu kadar cikiyor artik idare edersiniz :))
ky

Cocuklarla iki hafta - 1
Soner cocuklari son defa görmeleri icin annelerinin okuluna götürmüstür. Ikizlerle Efe de babannesi ve dedesiyle beraber kalacaktir. Halil ikizlere aldigi oyuncaklarla oynamaya dalmistir ve cocuklari geldiklerinde güldürebilmek icin cesitli cesitli komiklikler yapmaya calisiyordur. Ikizlere aldigi oyuncak köpekle oynuyordur:
-Hav hav hav... Hehehe ne kadar sirin degil mi Esmacim.
-Evet cok sirin. Dur sana dünden kalan pirzolanin kemiklerini getireyim. Napiyorsun sen?
-Ben birsey yapmiyorum hayatim Bobi yapiyor Bobi.
-Bobi mi?
-Evet. Bebeklere aldigim oyuncak köpek bak.
-Ahh icim rahatladi. Halil bir an kuduz kontrolü icin seni doktora götürmeyi bile düsündüm.
-Esmacim oyuncakcidan ne varsa aldim. Bütün gece torunlarimla oynayacagim.
-Koy onlari kanepenin üzerine Halil. Soner neredeyse getirir cocuklari.
-O Zerrin denen terbiyesiz kadina söylemedigimiz cok iyi oldu. Ne o öyle cocuklarla oynayacagim diye bütün gün abidik gubidik saklabanliklar yapiyor. Böyle aptal aptal sesler cikarmalar, tuhaf tuhaf hareketler. Maymuna dönüyor haberi yok.
-Haklisin. Ama hepsini biz de yapacagiz.
-Evet. Hehehe...
Bu sirada Soner aceleyle cocuklari eve getirir. Vedalastiktan sonra da hemen havaalanina gitmek üzere ayrilir. Esma:
-Aman da aman. Ege, Eda... Nasillarmis bakiyim benim torunlarim. Siz bütün geceyi Halil dedeyle mi gecireceksiniz?... Efendim. Ne?... Kulakligi mi istiyorsun? Eee tabi bütün gece ihtiyacin olacak. Hehehe...
-Aman ne kadar komiksin. Efe naber?
-Iyiyim dede. Babam nereye gitti? O da mi annemle beraber Antalya`ya gidecek yoksa?
-Yok oglum. Babanin baska isi var. Ama o da malesef iki hafta yok. Eee ama sen artik kocaman adam oldun. Kardeslerini de sana emanet ettiler zaten giderken... Eee okul nasil gidiyor?
-Cok iyi gidiyor dede. Ama gecen gün Eda benim defterimi yirtti.
-Bak sen su yaramaza.

ky

18 Mart 2008 Salı 16:54
Cocuklarla iki hafta - 2
Ertesi gün Halil Bey Sonerler`in dükkanina ugrar. Ama restaurant isi onun hic anlamadigi bir istir. Hesap kitap kontrolü yapar icerde. Bu arada asciyi ve garsonlari da fircalar. Ögleden sonra ordan ayrilir. Kendi isyerine giderken bir pankart görür. Pankartta bir bez firmasinin reklamini yapmak icin bebek güzelligi yarismasi yapilacagi yaziyordur. Hemen arabayi kenara ceker ve adresi alir. Sonra da hemen eve gider.
-Esma hemen cocuklari hazirla cikiyoruz.
-Hayirdir Halil, nereye cikiyoruz.
-Gelirken bir reklam gördüm. Bebek güzellik yarismasi yapilacakmis. Bir bez firmasinin reklam filminde oynamak icin.
-Iyi de cocuklarin annelerine babalarina bir sormamiz gerekir. Bakalim onlar müsaade eder mi?
-Sacmalama yav. Onlarin isleri baslarindan askin zaten. Böyle bir mesele icin rahatsiz etmeye ne gerek var?
-Emin misin?
-Hayatim düsünsene. Bizim ikizler reklam filminde oynuyorlar. Ne kadar güzel olurdu. Aksama kadar reklam saatini beklerdik...
-Evet ama...
-Amasi mamasi yok. Sen dedigimi yap. Gerini bana birak. Ben herseyi ayarladim.
-Ben de bundan korkuyordum.
-Esmaaa!!!
-Tamam tamam.
Cocuklari hazirlarlar ve evden ayrilirlar. Secmlerin olacagi yere gelirler. Halil:
-Bak hayatim kazanana da bir yillik cocuk bezi bedava.
-Ayy, Ege ve Eda`nin en cok ihtiyac duyduklari sey... Halil burasi baya kalabalikmis ya. Evet ama digerlerinin hic sansi yok. Su popolarin güzelligine bakar misin? Tipki ben. Aslinda ben bile girsem kazanirim ama benim cocuk bezine ihtiyacim yok.
-Halil!
-Efendim sultanim.
-Bu cocuklar ilerde, verdikleri bu ciplak pozlardan dolayi bir utanclik yasamazlar degil mi?
-Ne bu simdi espri miydi? Su anda onlar bizim sorumlulugumuz altinda. 18 yasina gelinceye kadar biz ne dersek o?
-Peki anne ve babalari?
-Dogru. Bir de onlar var. Ama onlar 18`i coktan gecti. Bunlar da 18 yasini gectikten sonra istedikleri gibi poz verebilirler. Kafalarini kirariz ama karismayiz... Oooo millet kafayi yemis Esma ya. Hepsi sanki kendi bebekleri dünyanin en güzel bebegiymis gibi getirmisler buraya reklama sokmaya.
-Iyi de biz de geldik Halil.
-Bizimkiler ayri. Bizimkiler dünyanin en güzel bebekleri.
ky

18 Mart 2008 Salı 18:53
Cocuklarla iki hafta - 3
Kayit bölümünde oturan bayan:
-Buyurun yardimci olayim.
Esma:
-Sey. Biz bu reklam filmi icin gelmistik.
-Hangi reklam filmi?
-Sizin cekeceginiz reklam filmi.
-Iyi de biz reklam filmi cekmeyecegiz ki. Takvim cikarmak icin 12 adet bebege ihtiyacimiz var.
Halil:
-Tamam iste. Daha iyi. Bizde iki bebek birden var. Hem de ikiz.
-Peki kayitlarini yapalim o zaman.
-Esmacim sen söyle gec. Ben kayitlarini yaptirip geliyorum.
-Bebeklerin adini ögrenebilir miyim?
-Ege ve Eda Akin. Kendileri 21. yüzyilin gelmis gecmis en güzel bebekleridir. Bunu not düsün lütfen.
-Oturun isterseniz ben sizi cagiracagim.
-Tesekkürler. Birsey rica edecegim. Bizim bebekleri 31 ceken aylara koyun. Diger cirkin bebekleri kisa olan aylara koyun olmaz mi? Kolay gelsin...
Bu arada Esma Hanim da cocuklari alip bir yer bulmus ve oturmustur. Yanindaki kadina:
-Merhaba.
-Merhaba.
-Ayyy ne sirin bir bebek.
-Cok tesekkür ederim.
Halil Esma`nin yanina gelir ve kulagina:
-Düsmanla isbirligi yapma Esma.
Yanindaki kadin:
-Benim adim Shima.
-Ben de Esma, bu bey de esim Halil.
-Cok memnun oldum.
-Burali degilsiniz galiba.
-Evet Pakistanliyim. Pakistan konsoloslugunda calisiyorum tercüman olarak.
Halil:
-Ne kadar enteresan. Ben gidip rakipleri bir taniyim Esma.
-Lütfen Halil hemen git.
ky

18 Mart 2008 Salı 18:54
Cocuklarla iki hafta - son
Halil kalkar ve yanlarinda sira halinde oturan kadinlarin arkasina gecer ve cocuklari kontrol eder. Bu arada da cocuklara:
-Masallah masallah cok tatli, aman aman...
Derken bir taraftan da Esma`ya bunun burnu cok büyük anlaminda hareketler yapar. Ikinci cocugun yanina gelir:
-Ay ne güzel bir bebek böyle, ay canim benim. Su sirinlige bak. Böyle bir bebegim olsun yüzbin lira borcum olsun. Ay ay ay...
Onun icin de Esma`ya dönüp bunun kulaklari kepce anlaminda isaretler yapar.
-Merhablar efendim. Aman aman bu ne güzel bir bebek böyle. Masallah durusunun bile bir agirligi var.
Bu sekilde tüm bebekleri ve annelerini dolasip, hepsine bir kulp takar. Esma sonunda dayanamaz ve Halil`i yanina almak icin yanina gider. Kolundan cekistirir. Halil:
-Nerdeyse senin kilonda Esma. Dur ne cekistiriyorsun ya.
-Ne yapmaya calisiyorsun sen?
-Kamuoyu yoklamasi yapmaya calisiyorum sultanim. Esma arastirmamin sonucunu acikliyorum. "Yeni nesil bitmis."
-Bütün bebekler güzeldir Halil.
-Sen benim gördügüm bebekleri görmedin ama. Senin öyle cocugun olsa sokaga birakmazdin valla ucar kacar diye. Aha böyle kulaklar yelken gibi.
Bu arada görevli bayan:
-Evet sayin misafirler. Buraya geldiginiz icin hepinize tesekkür ederiz. Ancak bebekleri secmis bulunuyoruz.
Halil:
-Nasil ya ne demek simdi bu?...
Esma:
-Evet ne demek oluyor bu? En azindan buradaki bütün bebekleri görmeniz gerekirdi secmeden önce.
Görevli bayan:
-Bize gelen talimat bu yönde hanimefendi. Bizim yapabilecegimiz birsey yok malesef. Hepinize cok tesekkür ederiz.
Halil:
-Bir dakika ya olmaz bu olamaz. (Kadinin yanina giderek) Ben Halil Akin. Akin Tekstil`in sahibiyim. Simdi diyorum ki ben sizin bütün elemanlarinizi Akin Tekstil`den giydiriversem, siz de bizim ikizleri takvime aliverseniz...
Görevli bayan:
-Ben size kapiyi tarif etsem, siz de ordan cikiverseniz...
-Ne demek bu simdi ya?
-Kapi diyorum Halil Bey tarif etmeme gerek var mi?
-Yok canim sagol. Ben biliyorum nasil bir sey oldugunu. Tipki senin suratina benziyor.
Halil sinirli bir sekilde Esma`nin yanina giderek:
-Hadi sultanim topla cocuklari da gidelim. Kesin bu takvime secilen bebeklerin sonradan görme babalari bunlara rüsvet verip, kendi aptal cocuklarini takvime kapak yaptirmistir. Bizim isimiz olmaz böyle sahtekarliklarla...


Biraz gec oldu ama güc olmasin :))

Herkese iyi geceler.

Geceniz hayirli olsun
ky

20 Mart 2008 Perşembe 08:19



part 2
Sevil ve Soner icerdeki odadadir. Soner:
-Ya Sevilcim abarttin ama saka yapiyordum ya.
-Soner sen hicbir zaman degismeyecek misin? Hani gecen hafta yataga kahvalti getiren o adam nerde?
-Ya o iki kanka beni maymuna cevirdiler. Allah kimseyi onlarin eline düsürmesin. Ne o? Bebegin gazini cikartmisim. Yataga kahvalti getirmisim. Bu ne ya? Kediyi fareye oyuncak ettiler.
-Yaa demek öyle Soner Bey.
-Sevil gercekten abartiyorsun ama.
-Soner! Icerde annem, annenler var ve sen bu sekilde konusuyorsun. Beni ne hale getirdiginin farkinda degil misin? Bak sinirden elim ayagim titriyor.
-(Sevil`in beline sarilarak) Ama senin bu sinirli halin benim daha cok hosuma gidiyor.
Dedikten sonra da karisini öpmek isteyince Sevil aniden Soner`in suratina bir tokat patlatir. Soner neye ugradigini sasirir. Sevil de hic istememistir aslinda tokat atmayi ama bir anda oluvermistir hersey. Sevil:
-Son... Soner... Özü...
-Sevil cocuklari hazirla hemen eve gidiyoruz!
-Ama Soner...
Soner coktan odadan cikmistir. Iceri gider. Halil:
-Soner. Noldu oglum neyin var?
-Hic. Baba biz yavas yavas kalkalim artik.
Esma:
-Soner noldu oglum? Daha saat erken. Biraz daha otursaydiniz.
-Yok anne, gidelim biz. Hem yarin Efe`nin okulu var. Bebekler de huysuzlanmaya basladi.
Dogan:
-Soner noldu abicim? Icerde kavga mi ettniz?
-Dogan su anda konusacak durumda degilim dostum. Sonra konusuruz.
Bu arada Sevil de cocuklari hazirlamis ve iceri gelmistir. Sonra vedalasip cikarlar. Yol boyunca arabada buz gibi bir hava vardir. Eve gelirler. Cocuklar yatmistir. Soner ve Sevil hic konusmadan televizyon seyrediyorlardir. Sevil:
-Soner. Hadi yatalim artik saat epey ilerledi.
-Sen yat. Benim uykum yok.
-Daha ne kadar devam edecek bu küslük Soner?
-Ne küslügü? Sana öyle gelmis. Küslük filan yok.
-Emin misin?
-Ne dememi bekliyorsun Sevil. Tokadimizi yedik oturduk iste.
-Soner...
-Tamam Sevil. Uzatmaya gerek yok. Sana iyi geceler.

22 Mart 2008 Cumartesi 18:08


Adsız dedi ki...
part3


...
Sevil mecburen kalkip gitmistir yatmaya. Soner yalniz kalmistir salonda. Yaptilarini, söyledilerini uzun uzun düsünür. Saat sabahin 3`ü olmustur. Soner de kalkip yatak odasina gider. Asik oldugu kadinin uyurkenki o halini o halini görünce dayanamaz basucuna oturur. Elleriyle saclarini oksarken:
-Belki de bana evet dedigin gün hayatinin hatasini yaptin. Hani bana "Seni tanidigim günden beri agliyorum. Senden önce hayat dolu, neseli bir kizdim." demistin. O an sanki yüregime Agri Dagi cöktü... Hizli capkin Soner Bey. Hayatimdan kac kadin gecti, sayisi belli degil. Ama denedim. Senden sonra, seni unutmayi, yeniden asik olmayi denedim. Senin hayatina tekrar girip, seni üzmemek icin. Ama olmadi. Bu kalpte ikinci bir kadina yer yokmus. Ikinci defa hayatima girdiginden beri birak baska bir kadinla beraber olmayi, bunu aklimdan bile gecirmedim. Bunu bir de sen anlayabilseydin...
Soner icinden gecenleri kisik sesle uyuyan karisina bu sekilde aktardiktan sonra, kivrilip yanina yatar. O yattiktan sonra da Sevil Soner`e sarilir. Soner:
-Sevil sen uyum...
-(Kisik sesle) Ssssttt. Sakin konusma. Büyü bozulacak. Sadece saril bana...


Halil Beyler`in evinde

Aylin:
-Biz de gelirken arabada buna benzer birsey tartisiyorduk Dogan`la.
Halil:
-Benim reklam filmini mi tartisiyordunuz?
-Yok. Dogan`in annesinin bana söyledilerini tartisiyorduk. Gecen bana gelirken bir de kitap getirmis. Kadin erkek iliskileri hakkinda. Kadinlarin erkeklerden hem zeka, hem de fiziklsel olarak daha zayif olarak yaratildiklari tezini savunan bir kitap.
Halil:
-Eeee yani?
Esma:
-Ne yanisi Halil? Bu tür kitaplar hep ayni sacma seyi iddia eder.
-Neymis o iddia?
-Kadinin yeri mutfaktir.
-Ben girmem o iddiaya. Kesin kaybederim. Hehehe...
Aylin ve Dogan da kalkip evlerine gitmislerdir. Esma ve Halil yalniz kalmislardir. Halil:
-Yav ben bu Soner`le Dogan`in haline cok aciyorum ya. Bunlarin isleri cok zor. Kadinlari idare etmeyi bilmiyorlar.
-Sen biliyorsun yani.
-Bilmek ne kelime hayatim. Ben bu isin kitabini yazmisim ya. Hatta diyorum ki sen benimle su yatak odasina kadar gelsen. Sana bir-iki ders vereyim.
-Yok ben almiyim Halil. Senin derslerinde nedense hep uyuyakaliyorum.
ky

22 Mart 2008 Cumartesi 18:44


Adsız dedi ki...
iyi aksamlar
bbo

22 Mart 2008 Cumartesi 19:20


Adsız dedi ki...
-Son-
Yatarlar. Sabah olmustur. Halil salondan mutfaktaki Esma`ya:
-Esma. Ya bana bir elma soysana.
-Emredersin Halil. Ama oraya kadar nasil getirecegim? Biliyorsun benim yerim mutfak.
-Esma sen hala orda misin ya?
-Evet canim burdayim. Ait oldugum yerde. Benim tek görevim erkegime kul köle olmak. Erkegimin de tek görevi sirtimdan sopayi, karnimdan sipayi eksik etmemek.
-Aahh. Esma ne kadar taktin bu lafa ya. Gözünü seveyim bitir artik da bana bir elma getir, hadi Allah askina.
-Emrin olur evimin reisi.
Esma elinde tabak ve isinde de elmayla mutfaktan salona gelir. Karnina da koca bir minder koymustur. Halil:
-Esma bu ne?
-Sipamiz Halil. Birseye ihtiyacin olursa cagir beni. Ne de olsa hizmet icin ben burdayim.
-Esma!
-Efendim sultanim.
-Sen caktirmadan bana laf sokuyorsun galiba.
-Eyvah. Iyi bir dayagi hakettim galiba. Iyice döv beni de aklim basima gelsin. Ben yatak odasina gidiyorum. Sen de kizilcik sopasini al gel.
Zil calar. Esma:
-Dur, zahmet etme ben bakarim.
Halil yerinden firlar hemen:
-Dur napiyorsun? Bakamazsin. Kimsenin seni bu halde görmesini istemiyoum. Iceri yallah, yürü.
Kapiya bakar. Gelen Dogan`dir. Dogan:
-Halil Amca bana bir yol göster. Aylin`le basim dertte.
Iceri gecip otururlar. Dogan:
-Burdan cikinca yol boyu benimle o kitabi tartisti. Benimle ilgisi yok, annemin isi diyorum anlamiyor.
-Anlamaz. Aylin isten anlamaz. Niye? Cünkü o bir kadin. Senin isin erkek olarak eve ekmek getirmek. Onun isi de o ekmegi mutfakta kizartmak.
-Ama bu bana pek bir sey bakis acisi gibi geliyor.
-Ney?
-Muhafazakar.
-Dogru. Icinde kâr olan hersey dogrudur Dogan. Yani bu sonuctan su anlasiliyor. Elinin hamuruyla erkek isine karistirmayacaksin kadinlari. Karistirirsan ortalik karisir. Ben Esma`yi karistiriyor muyum? Noldu? Reklam meselesi misal. Begenmedi, ileri geri konustu. Ben naptim? Nasil tepki verdim biliyor musun?
-Nasil?
-Cok sert. Dagittim ortaligi. Kiyameti kopardim.
-Bozulmadi mi peki?
-Nereye bozuluyor yav? Kime bozuluyor kardesim? Simdi kendini affettirmek icin sekilden sekile giriyor. Simdi sen gelmeden az önce bana elma soyayim diye yalvarmaya kalkti. Hayir dedim. Istemem, gözüm görmesin dedim.
-Aylin bana kitabi firlatti.
-Ah ah ben olacaktim ki orda. O kitabi havada tutar aynen iade ederdim. Simdi sana yapacagin seyi söylüyorum. Aylin`in karsisina dikiliyorsun ve diyorsun ki kardesim bu geminin kaptani benim. Bir gemide iki kaptan olmaz. Neden? Cünkü bir dümene dört el sigmaz.
Bu sirada Esma iceri gelir. Dogan:
-Esma Teyze bu ne hal böyle?
Halil:
-Saka ya saka. Hehehe. Esma`nin mizah anlayisi cok genistir.
Dogan:
-Halil Amca madem bana Aylin`e kafa tut diyorsun da sen kendin niye yelkenleri suya indirdin?
-Mecburdum. 9 aylik hamile. Cocugu düsürmesinden korktum.
-Anlasildi.
-Ne? Ne o anlasilan?
-Gidip hemen Aylin`den özür dileyecegim.


Baska bir aksam yepyeni bölümleriyle bulusmak üzere...
ky

22 Mart 2008 Cumartesi 19:24
Kisa bir mola...
Halil`e bir arkadasi tarafindan telefon gelir ve ona bir mankenlik ajansi sahibi olan Sevtap Hanim`in bir tekstilciye ihtiyaci oldugunu söyler. Halil de bu firsata baliklama atlar. Arkadasi Halil`e iki saat sonra bir restaurantta görüsme ayarladigini söyler. Yalniz ayarladigi restaurant Soner`in bir arkadasina aittir ve Halil`i de taniyordur. Halil telasla kapiya yönelir:
-Esmacim kusura bakma benim acilen cikmam lazim.
-Halil seninle cok önemli bir konu hakkinda cok acil konusmam lazim.
-Esma simdi olmaz. Bak kapi acik, cereyan yapiyor hasta olacagiz.
-Hayir Halil. Hemen simdi konusmamiz lazim. Benim icin cok önemli bir konu. Halil, benimle evli oldugun icin mutlu musun?
-Esma hani önemli bir konuydu?
-Benim icin öyle. Halil, benden bikmadin öyle degil mi?
-Esma neden bikayim senden, tabi ki bikmadim. Nerden cikardin simdi bunu?
-Ne bileyim. Dün gece olanlar yüzünden biraz endiselendim de.
-Dün gece birsey olmadi ki.
-Iste beni de endiselendiren bu.
-Basim agriyordu Esma.
-Farkindayim Halil. Ondan önceki gece de miden agriyordu. Ondan önceki gece de oturup televizyon seyretmen gerekiyordu.
-Simdi orda dur bakalim. Televizyon seyretmem gerekiyordu tabi. Bu dizileri biliyorsun. Bir bölümünü kacirirsan sonunu hayatta yakalayamazsin.
-Ben, beni hala cekici buldugundan emin olmak istiyorum.
-Ohoho Esmacim napiyorsun ya? Ortalik aydinlik, komsular falan görür.
-Halil!
-Bak karicim. Ben senin derdini anladim. Beni hala bastan cikarip cikaramayacagini merak ediyorsun degil mi? Bak ne diyecegim sana. Bu gece tamamen seninim, televizyonda dogru dürüst birsey yoksa. Hadi gene iyisin hadi...
Restauranta gider ve beklemeye baslar. Restaurantin sahibi, ayni zamanda da Soner`in arkadasi olan Selim, Halil`i görünce hemen yanina gider.
-Ooo Halil Amca hosgeldiniz.
-(Saskin bir ifadeyle) Selim. Senin ne isin var burda yav?
-Ben buranin sahibiyim.
-Öylemi ya. Cok iyi. Güzel bir yermis.
-Tesekkür ederim.
-Ben de Sevtap Hanim`i bekliyorum. Su karsidaki mankenlik ajansinin sahibiymis.
-(Alayci bir ifadeyle) Anliyorum.
-Ne anliyorsun ya?
-Tamam Halil Amca aramizda. Benden sir cikmaz.
-Is görüsmesi Selim!
-Tabi Halil Amca siz öyle diyorsaniz öyledir.
-Selim yanlis anladin. Sevtap Hanim`in bir tekstilciye ihtiyaci varmis. Benim bir arkadasim da beni arayip...
-Tamam Halil Amca anliyorum. Yormayin kendinizi.
-Hayda. Ya Selim dogru söylüyorum, baksana cantamla geldim.
-Evet. Canta tam bir is görüsmesi havasi katiyor. Neyse bana müsaade Halil Amca. Garsonlar sizinle ilgilenir.
-Ya bu Soner de nerden buluyor bu abuk subuk arkadaslari? Hayret birsey ya...
Birkac dakika sonra Sevtap Hanim gelir. Halil:
-Ohoho Sevtap Hanim?
-Halil Bey?
-Evet. Tanistigimiza memnun oldum.
-Ben de. Ama Halil Bey aniden programimi degistirmek zorunda kaldim. Cok özür dilerim. Baska bir zamana erteleyemez miyiz su randevu isini?
-Randevu?
-Elbiseler.
-Hangi elbise... Haaa mankenlerin elbiseleri. Dogru, dogru. Biz onun icin geldik degil mi? Evet.
-Yarin saat iki sizin icin uygun mu?
-Iki uygun, iki ancak, tabi. Ben de kalkiyim sonra seyi hazirliyim. Sonra gelir üstünüzden gecerim... Üstümden gecersiniz... Üstünden gecersiniz. Ben size veririm, siz de bana verirsiniz... Teklifi, teklifi hehehe... Hoscakalin, hoscakalin efedim, sagolun, sagolun...


Belki devam edebilir...
ky

25 Mart 2008 Salı 09:39
...
Halil de restauranttan ciktiktan sonra Selim hemen Soner`i arar ve babasinin annesini Sevtap Hanim`la aldattigini söyler. Soner duruma anlam veremez ve hemen telasla eve gider. Sevil`e anlatir olanlari. Sonra kalkip Esma`nin yanina giderler. Ama Esma`nin durumdan haberi yoktur. Sevil, daha önce yasadiklarindan olmali ki, Esma`ya durumu anlatmanin dogru olacagini düsünür ve olan biteni anlatir. Ama Soner hala babasinin böyle birsey yapacagina inanmaz. Soner annesine:
-Anne sen de biliyorsun. Babamin gözü senden baskasini görmez.
Sevil:
-Soner hakli. Belki de bir yanlis anlasilma olmustur. Ben sizinki gibi bir ask görmedim. Hem de babama ragmen.
Soner:
-Biraksaniz babam, sana olan askindan daglari deler, cölleri asar. Rüyamda görsem inanmam seni aldattigina.
Esma:
-Ya haklisiniz galiba. Halil bana deli gibi asik. Hayatta böyle birsey yapmaz. Ya en iyisi bu sacma düsünceyi kafamdan cikarmaliyim.
Soner:
-Hah söyle. Simdi biraz rahatladin mi?
Esma:
-Sanki üzerimden büyük bir yük kalkti. Oh be. Ayy icim nasil rahatladi bilemezsiniz... Ama senin arkadasinin söyledikleri?
Sevil:
-Bu is ciddiye benziyor. Ama anne, babam seni aldatiyor olsaydi önce sen farkina varirdin.
-Nasil?
-Eger öyle olsa, son zamanlarda seninle daha az ilgilenir, baska baska bahaneler bulup senden uzak dururdu. (Soner`e bakarak) Mesela birgün basim agriyor derdi, birgün midem, ya da oturup sabaha kadar televizyon seyrederdi.
Soner lafa girer:
-Hayatim konuyu dagitmasak.
Sevil:
-Noldu Sonercim. Birden sana ne hatirlatti acaba bunlar?
Soner:
-Yok bu iste bir terslik var. Ben babami tanirim. Hayatta böyle birsey yaptigina inanmam. Ee sor o zaman anne. Acik acik konus.
-Sacmalama Soner. Nasil sorarim? Halil su tuzlugu uzatir misin? Tuzluk demisken sen beni aldatiyor musun? Off ya napacam ben?
-Sen sormazsan ben sorarim.
-Olmaz Soner, seni tanirim. Sen kendini tutamaz ortaligi ayaga kaldirirsin.
-Niye tutamayim canim. Ben gayet sogukkanliyimdir yani. Takir takir sorarim. Eger böyle bir halt ettiyse de babam mabam dinlemem... Ya da en iyisi sen sor anne.
Aksam olur. Sevil ve Soner evlerine gitmislerdir. Esma`nin yüzü asiktir. Halil:
-Noldu bitanem neyin var?
-Halil, sen adam degilmissin.
-Anlamadim. Noldu Esma neyin var?
-Herseyi biliyorum Halil.
-Bir de ben bilsem?
-Birak su bilmiyormus ayaklarini.
-Bilmiyorum. Bilmek de istemiyorum. Sen benim romantik bir gece gecirelim diye cektiklerimi biliyor musun?
-Sen adam degilmissin Halil?
-Noldu ya benim kadin olduguma dair bir söylenti mi cikti, ne bu? Esma bak aksama kadar kostum yoruldum, simdi senin icin ekstra bir tur atmaya niyetliyim degerini bil.
-Ahh, ben senin icin ekstra bir turum öyle mi?
-Esma yapma gözünü seveyim ya. Aksam aksam gelmisim, kendimi senin kollarina atmaya hazirim. Hadi gel anin tadini cikaralim hadi karicim... Esma öpüsmek bir takim oyunudur. Sen de öpeceksin.
-Madem seni artik mutlu edemiyorum bunu yüzüme söyleyebilirdin.


Devami da yarim saat icinde gelecek insallah...
ky

25 Mart 2008 Salı 09:41


Adsız dedi ki...
...
-Esma ne diyorsun sen ya?
-Sevtap diyorum Sevtap.
-Hangi Sevtap?
-Manken Sevtap.
-Ha o Sevtap. Esma, gördün mü sen de onu tas gibi tas. Yani görür görmez dibim düstü serefsizim.
-Nasil yaparsin bunu? 35 yil sacimi süpürge ettim seni mutlu etmek icin. Ama sen naptin? Beni sirtimdan bicakladin.
-Ya Esma ne bicagi ne diyorsun Allah askina? Nasil bicaklamisim bir anlat bakiyim.
-O Sevtap denen kadinla iliskin oldugunu biliyorum.
-Hahaha...
Halil`in gülmesine dayanamaz ve masanin üzerinde duran vazoyla Halil`i salonda kovalamya baslar. Halil:
-Ya Esma napiyosun ya? Bir dakika dur ya. Sevtap denen kadinla benim ilskim sadece ticari.
-Aaaa bir de para ödüyorsun demek.
-Ne münasebet. O bana para ödüyor.
-Sen adam degilsin Halil.
-Esma bak anlamadin. Dur bir dakika ya. Sevtap`in mankenlik ajansi varmis. Ben onun elbise isini kapmaya calisiyorum.
-Bir de utanmadan yalan söylüyorsun. Soner`in arkadasi aramis. Seninle o kadini gördügünü söylemis.
-Vay zibidi vay... Ya Esma dur bur dakika ya. Sacmaliyorsun ama. Ama Esmacim cocuk napsin? Ben bütün kadinlarin fantazisini süsleyen erkegim ya. Simdi biz onun dükkaninda konustuk. Demek ki cocuk bizim o halimizi yanlis anladi. Bak görüyor musun? Simdi ben de kizlarin böyle gönlünü yaralamak istemiyorum ama napiyim? Takdir-i ilahi. Yapacak birsey yok.
-Anlasildi az geldi sana.
-Yapma Esmacim dur ya. Napiyorsun, anlatiyorum iste. Tamam, tamam. Dur simdi arayip Sevtap denen kadinla seni konusturacam.
Sevtap`la telefonda konustuktan sonra Esma yanlis yaptiginin farkina varir. Halil:
-Anladin degil mi birtanem.
-Öyle birtanemle ikitanemle kurtulamazsin.
-Neden ya yanlis anlasilma olmus iste. Sen de duydun.
-Haklisin. Rezil oldum degil mi?
-Oldun. Biraz oldun evet.
-Bana kizmadin degil mi?
-Hayir kizmadim. Aslinda birazcik hosuma da gitti.
-Ne hosuna gitti.
-Beni kiskanman. Haklisin tabi. En mükemmelini kacirdigin icin pek bir kiskanmis olmalisin. Esmacim biz seninle degil 35, 135 yil evli kalsak ben yine de senden sikilmam. Bakalim televizyonda ne varmis?
Esma kanepedeki yastigi alarak Halil`e firlatir. Halil:
-Saka vallaha saka hayatim ya. Hehehe...


Hepinize iyi geceler...
Umarim begenmissinizdir

ky

25 Mart 2008 Salı 09:41
Soner`in dükkaninda son günlerde isler iyi gitmemektedir. Bunu duyan Halil de pratik bir cözüm üreterek sahte bir kalite belgesi hazirlatir ve cerceveletip Soner`e verir. Soner:
-Baba! Sen bunu yapmasi icin birisine para mi verdin?
-Verdim tabi. Benim belese adam calistirdigimi gördün mü hic?
Sevil:
-Ve bunu Soner isyerinin duvarina asarak, bundan faydalanacagini mi düsündünüz?
Halil:
-Ee yoksa ne diye o kadar para veriyim?
Esma:
-Haketmedigi bir belge ile para kazanmasinin hirsizlik yapmaktan ne farki var Halil? Bu düpedüz sahtekarlik.
-Hayir efendim. Buna pratik cözüm derler. Is dünyasinda kuraldir. Eger acil bir durum ve yapacak cok isin varsa, ilave eleman alman gerekir.
Zerrin:
-Halil resmen suc islemis.
Esma:
-Zerrin lütfen o kelimeyi kullanma.
-Dost aci söyler.
-Bana kocamla ilgili bunlari söyleyen biri benim dostum olamaz.
-Istedigin bu mu?
-Evet senin istedigin bu mu?
Atismalar devam eder gittikce de alevlenir. En sonunda Zerrin evden ayrilir. Arkasindan da Sevil ve Soner evlerine giderler. Esma Halil`e:
-Simdi ne yapacaksin? Cok merak ediyorum dogrusu?
...
Sevil ve Soner de yatmak üzeredirler. Sevil:
-Ne yapacagiz hayatim? Bunlari baristirmanin bir yolunu bulmaliyiz.
-Haklisin Sevilcim. Ama senin annenin söyledikleri de yenilir yutulur cinsten degildi.
-Yaaa öyle mi Soner Bey? Peki senin babanin anneme söyledigi sözler hangi cinstendi?
-Iyi de Zerrin Hanim babami tanimiyor mu? Biliyor herzaman damarina basildiginda kabalastigini. Babam bu. Damarina basarsan agzindan cikani kulaklari duymaz.
-O zaman duysa daha iyi olur hayatim.
-Ya Sevil, onlar kavga ettiler diye sen bana niye sirtini döndün simdi?
-Sen de ayni babana cekmissin.
-Sssttt. Sevil ne diyorsun sen ya? (Elini tahtaya vurur) Valla savasta düsmana söylenmez bu? Dünya babamin hakkindan zor geliyor zaten.
-(Sevil gülerek) Ya Soner nasil basariyorsun bilmiyorum ama bir anda sana kizmak imkansizlasiyor.
Sonra sarilir ve uyurlar.

ky

29 Mart 2008 Cumartesi 14:27
Mutlu Evlilik 1
Sevil ve Soner evlerinde kavga etmislerdir ve Soner de babasinin evine gelmistir. Oglunun durumunun kötü oldugunu gören Esma Sultan Halil`e:
-Tabi ya.
Halil:
-Tabi ne?
-Kavga... Bak simdi Halil. Senle ben numaradan kavga edecez.
-Neden?
-Soner`e, insanlar kavga ederlerken agizlarindan bazen istemedikleri sözlerin cikabilecegini göstermek icin.
-Haaa...
Bu arada Soner mutfaktan salona gelir. Esma da baslar:
-Halil, bence bu evin en büyük eksigi bir akvaryum.
-He?
-Neden almama karsisin anlayabilmis degilim.
-Bana ne canim. Akvaryum almak istiyorsan al.
-Iyi de daha dün ben bu eve akvaryum iytemiyorum dememis miydin?
-Öyle mi demistim?
Esma eliyle Soner`i isaret eder. Halil:
-Haa... Evet! Aynen öyle demistim. Eger bu eve bir akvaryum sokmak istiyorsan, önce benim cesedimi cigneyeceksin. Ben baliklardan nefret ederim.
-Senin baliklardan nefret ediyor olman, benim bu eve bir akvaryum alamayacagim anlamina gelmez Halil.
-Yok ya. Eger ille de kendine bir hayvan istiyorsan, git papagan al.
-Papaganin baliktan ne farki var?
-Papaganla en azindan konusabilirsin. Baliklar aptal ve sıkıcı hayvanlar.
-Hic de degiller.
-Evet. O baliklari seyreden insanlar da aynen baliklar kadar sıkıcı.
-Ne?
-(Esma`ya yaklasir ve sessizce) Nasil ama iyi gidiyorum degil mi?
-Yani simdi ben eve akvaryum almak istiyorum diye benim sıkıcı bir insan oldugumu mu söylemek istiyorsun?
-Evet. Aynen öyle diyorum. Sen o kadar sıkıcısin ki, sen her agzini actiginda ben de aciyorum; esnemek icin.
-Yani demek istiyorsun ki, senin gibi sıkıcı bir insanin yaninda olmaktansa gece gec saatlere kadar ofiste calismayi tercih ederim.
-Aynen öyle. Üstelik geceyi de bir mumyayla gecirmeyi tercih ederim. Hic degilse mumyalar gece uyurken horlamaz.
-Yani artik benden sıkıldigini mi söylem istiyorsun?
-Sıkılmak ne kelime be, biktim ben biktim.
Soner araya girer:
-Anne, baba! Ne yapmaya calistiginizin farkindayim. Ama bir ise yarayacagini sanmiyorum. Yine de sagolun. Ben icerde biraz uzanayim. Siz de fazla cirpinmayin.
ky

08 Nisan 2008 Salı 11:35


Adsız dedi ki...
Mutlu Evlilik 2
Halil:
-Valla en azindan denedik.
-Konuyu degistirme Halil. Bir cevap bekliyorum.
-Ne cevabi?
-Artik benden sıkıldıgını mı söylemek istiyorsun diye sordum?
-Tamam Esma uzatma, konu kapandi. Soner icerdeki odaya gitti.
-Kimin nereye gittigi umurumda degil. Beni sıkıcı buldugunu söylerken, ne demek istedigini bilmek istiyorum.
-Esma keser misin aptal aptal bagirmayi?
-Aaa simdi bir de aptal oldum demek. Hem sıkıcı, hem aptal.
-Allah Allah, sen iyice delirdin.
-Hem sıkıcı, hem aptal, hem deli. Ücü bir arada yani?
-Pes, pes... Vallaha pes.
-Benim gibi sıkıcı, aptal ve deli bir kadinla evlendigin icin kimbilir ne kadar pimansindir?
-Hı?
-Ama daha fazla katlanmak zorunda degilsin. Cünkü ben gidiyorum.
-Nereye gidiyorsun?... Esma!... Az sonra dergiden muhabir gelecek. Senin burda olman lazim.
-Artik bensiz baslarsiniz. Cünkü ben konusmaya baslayinca adami kesin uyuturum.
-Esma!... Aaa gitti...
Esma da dogruca Sevil`in yanina gitmistir. Sevil`in basinda annesi Zerrin Hanim ona destek olmaya calisiyordur ama üzerine bir de Esma gelir. Esma:
-Zerrin, sence ben sıkıcı bir insan miyim?
-Hayir Esmacim. Tabi ki degilsin. Sana sıkıcı oldugunu her kim söylediyse budalanin teki olmali.
-Halil söyledi.
-Al iste. Gördün mü, bak.
Sevil:
-Soner`e o laflari nasil söyledim hala inanamiyorum. Kendimden cok utaniyorum.
Zerrin:
-Sevil, üzülme artik. Kari-koca arasinda olur böyle seyler.
Esma:
-Zerrin, dogruyu söyle bana. Benimleyken egleniyor musun?
-Tabi ki egleniyorum Esma. Hahah bak!
Sevil:
-Daha dün gece birbirimizi ne kadar sevdigimizden bahsediyorduk. Oysa simdiki halimize bak. Neden hicbir sey eskisi gibi degil?
Zerrin:
-Sevil, üzülme artik. Madem o kadar üzülüyorsun, git kocandan özür dile, barisin.
ky

08 Nisan 2008 Salı 11:35


Adsız dedi ki...
Mutlu Evlilik Son
Esma:
-Zerrin, sence ben ilginc miyim?
Zerrin:
-Aaa tabi Esma ilgincsin.
Sevil:
-Ya beni affetmezse?
Zerrin:
-Bak kizim, böyle seylerde...
Esma:
-Zerrin, icinden gelerek söylüyorsun degil mi?
Zerrin:
-Bak Sevinc... (Zil calar) Hah tam zamaninda. Basim dönmeye baslamisti.
Zerrin kapiyi acar. Gelen Halil`dir. Halil Esma´ya:
-Bak Esma, beni dinler misin lütfen? Ben senin sıkıcı oldugunu düsünsem seninle 35 yil evli kalir miydim yav?
-Ben hicbir yere gitmiyorum. Üstelik bana sıkıcı, aptal ve deli diyen biriyle.
-Yahu ben öyle birsey demedim.
-Evet dedin.
-Peki, tamam. Eger bütün bunlar dogruysa neden su anda karnimda sancilar hissediyorum söyler misin? Neden hayatimdaki en degerli seyi kaybetmisim gibi hissediyorum söyler misin?
-Halil... Canim benim, bu hayatimda duydugum en güzel sey.
-Hah. Yani o zaman geliyorsun benimle.
-Tabi canim. Yeter ki sen iste.
Zerrin Sevil`e döner ve:
-Gördün mü, bak. Gercekten isteyince ne kadar kolay. Sen de Soner`le aynisini yapabilirsin.
Esma ve Halil evlerine giderler. Halil Soner`e:
-Bak evlat, bütün mutlu ciftler sürekli kavga ederler.
-Nasil yani?
-Eger iki insan birbirlerini kavga edecek kadar düsünüyorsa, bu birbirlerini ne kadar cok sevdiklerini ve düsündüklerini gösterir.
-Hadi ya? Demek ki biz son zamanlarda Sevil`le birbirimizi baya fazla düsünüyoruz.
Kapi calinir ve gelen Sevil`dir. Kapiyi Soner acar ve Sevil gelir gelmez Soner`e sarirlir:
-Seni cok seviyorum. Sana bugün söylediklerim icin...
Soner:
-Tamam hayatim tamam.
-Bu düsündügümden de kolay oldu.
Halil:
-Öhö öhö...
Sevil ve Soner evlerine baristiktan sonra evlerine giderler.

ky

08 Nisan 2008 Salı 11:36
Yarismayla alakasi yoktur. Sadece bugünün suskunlugunu bozmak icin yazilmistir!

Halil ve Soner evde yalniz tavla oynuyorlardir. Halil:
-Seni krtaracak tek sey 6-6, öbür türlü tavla koltuk alti. Hehehe... Tavla bu tavla! Tavla bilek ister, yürek ister. Hadi bakim hadi...
-Ne bilegi, ne yüregi baba ya. Tamamen sans oyunu iste.
-Ne? Ne dedin sen? Hehehe... Tavlaya sans oyunu dedi. Hayret biseysin yav. Tavla cesaret ister, azim ister, yürek ister, bilek ister, taktik ister, teknik ister, strateji ister, taktik ister, teknik ister. Bazilarindan ikiser tane ister.
-Tamam baba tamam ya. Hadi kemik... Allah! Düses, hehehe... Bak bu birinci 6, bu ikinci 6, bu ücüncü 6... Baba bozugun yoksa üstü kalsin. Bir daha geldigimde alirim. Hehehe...
-Bu ne yav? Bu ne yav? Bu ne kardesim?
-Bu ne biliyo musun? Cesaret, azim, taktik, teknik, satrateji... Hangilerinden ikiser taneydi, hehehe...
-Ne ya? Tamamen bal. Zar atiyosun, oynuyosun. Ne taktigi, ne stratejisi? Ben zaten sıkılıyorum bu oyundan. Bir an önce bitsin diye sana 6-6 atirttirdim.
-Iyi de baba. Daha yeni sen demedin mi, tavla söyledir böyledir diye.
-Ne? Insaf. Ne dedim, ne zaman dedim, kime dedim, nasil dedim? Gördün mü hic birisine cevap veremdin. Iftira atmak kolay. Bu arada Sevil eve girer. Soner:
-Hosgeldin hayatim.
-Hosbulduk.
-Annemler yok mu?
-Yok, ama birazdan gelirler.
Halil: Hayirdir kizim? Bir sorun mu var?
-Yok baba. Annemlerle konusmam gereken birsey var da.
-Annenlerle ne konusacaksan, bizimle de konusabilirsin Sevil.
-Yok ben annemleri bekleyeyim.
-Iyi gel otur söyle. Burda bekle... Sahi. Ne konusacaktin annenlerle?
-Bir konuda yardimini isteyecektim.
-Eee bizden iste.
-Isin asli, kendim gibi bir kadinla konusmayi tercih ederim.
-Haydaaa... Bizim kadinlardan ne farkimiz var?... Yani tek farkimiz birseyler biliyor olmamiz.
Soner: Kesinlikle.
Sevil: Iyi de, ne zaman siz ikinize birsey danismaya kalkissam, konusmaya baslamadan lafimi bölüp, birsürü cözüm öneriyorsunuz.

01.May.2008 18:08:00


Kaya dedi ki...
Soner: Tamam. Bu sefer öyle olmayacak.
Halil: Söz. Hadi anlat bakalim.
Sevil: Peki o zaman isin asli ben...
Halil: Ne kadar lazim?
Sevil: Bakin, gene yaptiniz.
Halil: Para istemeyecek miydin?
Sevil: Hayir.
Soner: Baba lütfen. Madem söz verdik, önce bi dinleyelim.
Sevil: Tesekkürler hayatim.
Soner: Rica ederim karicim. Önce dinleyelim, parayi sonra veririz. Sen anlat bitanem.
Sevil: Yok, ben annemleri bekleyeyim.
Halil: Hic bekleme. Onlar da parayi bizden aliyorlar...


Offf ya heyecanim kacti ha. Tikandim resmen...
Kaya dedi ki...
Cezami ödüyorum...

Sevil hamilelikten sonra aldigi kilolari vermek üzere bir spor salonuna yazilir. Onu yalniz birakmamak icin Esma da onunla beraber gidip gelir. Ama Halil onlari spor sonrasi almaya gittiginde, ordaki spor hocalarini görünce kiskancliktan deliye döner. Sevil ve karisini alip eve getirir. Ama ici icine sigmaz. Birkac gün sonra Soner`in yanina giderek:
-Ya Soner.
-Efendim baba.
-Sen Sevil`in bu spor salonuna gitmesinden rahatsiz olmuyor musun?
-Anlamadim. Neden, noldu ki?
-Ya ben gecen annenle Sevil`i almaya gittigimde, orda bunlarin hocalariyla karsilastim.
-Eeee.
-Birak eeee lemeyi de beni dinle! Adami bir görsen dibin düser.
-Nasil ya?
-Valla ben bilmem artik nasil oldugunu. O Sinan denen azmani gördükten sonra karinin hala seni begencegini saniyorsan aldaniyorsun.
-Niye begenmesin ya? O benim karim.
-Sen beni nerenle dinliyorsun Soner?
-Bak baba. Daha önce de kac defa bana güvenmiyorsun diye yapmadigini birakmadi. Simdi sen de beni böyle tahrik etmeye devam edersen... Off Allah`im ya.
-Birak offf lamayi da beni dinle.
-Ne diyorsun, napacaz?
-Sen kendi karini, ben de kendi karimi o spor salonundan uzaklastiracaz.
-Valla baba Sevil bi defasinda onu kiskandim diye yataklari bile ayirmisti.
-Oglum manyak misin nesin sen? Bu gidisle birak yataklari, komple kendisini senden ayiracak. Sinan denen herifin ücgen vücudundan sonra seni napsin?
-Benimki de ücgen.
-Ama seninki ters ücgen.
-Bir de Esma gecen gün bllandira ballandira anlatmaz mi bu Sinan midir nedir... Yok Marsh Denizi`ni yüzerek gecmis de, yok Afrika`da Kemal Trafik yarisina katilmis kazanmis da... Kimse bu Kemal Trafik?
-Kemal Trafik degil baba Camel Trophy.
-Senin de tanimadigin adam yok ha.

Birkac gün sonra Sevil ve Esma, Sinan`i evlerine davet ederler. Ama onun anlattigi kahramanlik hikayelerinden, karilarinin cok etkilendigini gören Soner ve Halil, karilarinin kendilerine hayran olmasi icin ava cikip, Sinan`in anlattigi gibi vahsi dogada kahramanlik yapmaya karar verirler. Ama hicbirsey vurmayi beceremezler. Halil careyi dondurulmus hayvan siparis etmekte bulur. Eve dönerler ve Halil baslar anlatmaya:
-Yani görmen lazimdi Esma. Vahsi ormanin ortasinda biz, etrafimiz vahsi hayvanatla cevrili, yani zannedersin Atatürk Orman Ciftligi bu salona sigdirilmis, kafesleri de kaldirmislar. Öyle birseydi yani, degil mi Soner?
-Yani öyle güzel anlattin ki baba, o ani tekrar yasattin ha. Ya gece yarisi, o bizon sürüsünün önümüzden, agaclari yikarak gecisine ne demeli ha? Yani orman degil, sanki is dönüsü bogaz köprüsü. Kimbilir kactane?
-Saymadim, sayamadim.

Esma: Halil, siz aklinizi mi kacirdiniz? Nerden cikti simdi bu ava gitmek?
-Esmacim, son zamanlarda pek farkinda degilsiniz belki ama biz erkegiz, erkek!
-Haklisin Halil. Son zamanlarda farkina varabilecegim bir firsat cikmadi.

03.May.2008 16:48:00
Baskanim cezamin bittigini de yaziver...

Sevil: Anlasilan cok eglenmissiniz ama ben böyle hayvanlarin bilincsizce avlanmasina karsiyim.
Soner: Kim dedi bilincsizce avlandik diye Sevil? Herseyi cok iyi hesapladik biz. Nerde soteye yatilir, nasil nisan alinir, neresinden vurlur? Hepsini cok bilincli yaptik.

Bu arada zil calar ve siparis edilen dondurulmus hayvanlar birer birer iceriye getirilir. Kocaman bir ayi kafasini Halil`in kucagina verirler.

-Esma, bu gördügün koskoca ayiyi vurdugumda bu kadar degildi. Bunun gövdesi de vardi, ayaklari da vardi...
-Halil, bu koskoca hayvani sen tekbasina mi avladin?
-Evet. O sirada Soner su ufakliklari öldürmekle mesguldü. (Iki tane dondurulmus kartali Soner`e verir.)

Sevil: Soner, bunlari nereye koymayi düsünüyorsun?
Soner: Nereye olacak kadin? Basucumuza tabi.
-Ne?
-Yani senin icin bir mahsuru yoksa, karicim.

Esma: Halil! O timsah nerden cikti?
Halil: Bilmiy... Calilarin arasindan cikti Esma. Ve ben bunu görür görmez kafasina öyle bir yumruk vurmusum ki, hayvan hala kendine gelemedi.
-Istanbul`un ormanliklarinda timsah ne arar Halil?
-Belasini. Ama buldu da hergele.

Sevil: Bu balik nerden cikti Soner?
Soner: Bu dagin... eee bu simdi yunus misali ziplar ziplamaz, bastim tetige. Havada vurdum. Hayvancagiz da bir daha suyu göremedi.

Halil: Bundan bi tane daha vardi, ben onu tekmeyle öldürdüm ama onu bugulama yapip yedik.

Halil yavasca hayvanlari getiren görevlinin yanina gider ve
-Kardes bu ayiyla kartallari anladik da bu balikla timsah nerden cikti yav? Biz bunlari siparis etmedik ki.
Esma: Siparis mi?
Halil: Siparis. Avci dilinde öldürmek anlamina geliyor.
Görevli: Haklisiniz. Timsah size ait degilmis.
Soner: Balik?
Görevli: Balik bu ayki promosyonumuz efendim. Iki alana bir tane bedava.

Halil kadinlarin inanmadigini anlar ama yine de bozuntuya vermek istemez.
-Iki tane alana bir tane bedava demek sey... Simdi iki tane hayvan avlayinca ücüncüsü kendisi gelip teslim oluyor... Bana da sacma geldi ama orman kurali...

Sevil: Soner anlat bakiyim neler yaptiniz ormanda?
Soner: Hatirlamiyorum askim, sürekli silah sesleri vardi.
-Soneeeerr!!!
-Tamam ya. Biz hicbirsey vuramadik. Gelirken de haftasonu icin dondurulmus hayvan siparis ettik. Oldu mu? Rahatladin mi simdi?

Halil: Bir dakika yav. Durun bi dakika. Bunlar bizim siparis ettiklerimizse öldürdüklerimiz nerde?
Soner: Bosuna cirpinma baba, faydasi yok artik. Herseyi biliyorlar.
Halil: Senin o koca cenen yüzünden.
Esma: Hayir. Herseyi bilmiyoruz. Niye bize böyle bir yalan söylediniz?

Olani biteni anlatirlar.

Sevil: Peki bu hayvanlar nolacak?
Halil: Ya nasil olsa parasini verdik. Iki gün daha kalsinlar. Hic bozuntuya vermeyin. Soran olursa bu ayiyi ben vurdum, kartallari Soner, balik da pesimizden eve kadar geldi...

03.May.2008 17:02:00

Halil: Ayyy... Bu hayatimda ictigim en igrenc kahve.

Esma: Kahve degil Halil, cay o.

Halil: Öyle mi? O zaman hic de fena degilmis. (Geztede basliklari okumaya baslar) Istanbul`da silahli soygun, Izmir`de yine sel felaketi, E5`te yedi arabanin karistigi zincirleme kaza... aman aman aman, iyi iyi iyi...

Esma: Neresi iyi Halil?

Halil: Iyi, cünkü bunlarin hicbiri bizim basimiza gelmedi... Iste basima gelmesini isteyecegim birsey... Su caddedeki lokantanin sahibinin basina gelenleri hatirliyorsunuz degil mi?

Soner: Haa su hani gecenki kazada sarampole yuvarlanan arabadaki yarali cocugu cikartan adami diyosun sen.

Halil: Ya ya ya... Arabadan cikartiyor cocugu, hastaneye götürüyor ve ailesi gelene kadar basindan ayrilmiyor.

Sevil: Helal olsun adama. Büyük cesaret.

Halil: Sosyete cocugunun hayatini kurtardiginda birinci sayfada resminin cikacagini biliyordu da ondan.

Sevil: Nerden cikardin baba sosyete cocugu oldugunu? Gazetede öyle birsey yazmiyordu ki.

Esma: Baban on kilometreden anlar kizim sosyeteyi. Ne de olsa oralardan geliyor.

Halil: Anlarim tabi. Gazetede yazmiyormus. Araba BMW`ydi bi kere. Bi de adamin resminin altina koskoca kahraman yazmislardi.

Esma: Ne yani kurtardigi cocuk zengin olmasaydi, kahraman olmayacak miydi adam?

Halil: Ohoooo... Senin hic gazetecilikten caktigin yok yav. Bak sultanim, eger yanan bir BMW`den sosyete cocugunu kurtarirsan birinci sayfada resmin cikar ve altina kahraman yazarlar. Ama kaza yapmis bir minibüsten ya da traktörden on tane garibani kurtarsan bile ücüncü sayfada bit kadar bir yerde, yardima yetisen cevre halki diye söz edilir senden.

Esma: ...

Halil: Neyse canim bosver sen bunlari. Burda yazdigina göre olaydan sonra adamin isleri üc kat artmis. Görüyorsun degil mi medyanin gücünü?

Esma: Sen de o gücten faydalan. Bir-iki reklam ver gazeteye.

Halil: Mesele reklam vermek degil. Reklam olmak.

Soner: Su gazetedeki haber gibi yani.

Halil: Hangi haber?

Soner: Bu yazarin bir yazi dizisi var. Sifirdan baslayarak zengin olan isadamlariyla ilgili. Alp Erkoc diye birinden bahsediyorlar.

Halil: Hehehe... Alper Koc? Adamin soyadi hem Koc, hem de sifirdan basliyor ha. Yemezler.

Soner: Koc degil baba Erkoc. Alp Erkoc. Fakir bir aileden gelen adam zor sartlarda eczacilik okumus ve su anda yüzlerce eczanesi varmis. Trilyoner.

Halil: Iste bu! Iste aradigim cevap!

Sevil: Iyi de baba, soru ne?

Halil: Nasil reklam olunur? Esma, hemen su numaradan su adami ariyosun.

Esma: Niye arayacakmisim? Sen trilyoner degilsin ki?

Halil: Degilim ama yüzmilyarderim. Bak simdi sen bu numaradan ara, ben sana ne diyecegini söyliyecem.

Esma: Ben ne diyecegimi biliyorum. Hayir!

Soner: Dur baba. Istersen ben ariyim he adami?

Halil: Tamam. Bir erkek sesi, kadininkinden herzaman daha etkilidir zaten. Bak ben sana ne diyecegini söyliyecem.

Soner: Yok yok baba. Bak baba sen o yazar Ahmet Bey ol, ben de seni ariyim tamam mi?

Halil: Harika.

Soner: Tamam. Harika... Alo, Ahmet Bey.

Halil: Evet benim buyrun.

Soner: Ahmet Bey iyi günler, siz beni tanimiyorsunuz ama...

Halil: Tanimak da istemiyorum. Iyi günler... Büyük gecmis olsun, tren kacti. Cok daha hizli olman lazim. Iki saniye icinde adamin dikkatini cekip, baglaman lazim.

Soner: Tamam. Bir daha deneyelim mi?

Halil: Hadi.

Soner: Numara kacti?

Halil: Numara... 320... Ya arasana be...

Soner: Alo Ahmet Bey?

Halil: Benim buyrun.

Soner: Ahmet Bey iyi günler. Ülkenin en hizli zenginlesen isadamlarindan biriyle tanismak ister misiniz?

Halil: Evet.

Soner: Bu adam inanilmaz. Bu adam sifirdan baslayip, en tepeye kadar cikti, hem de tek basina.

Halil: Evet evet, afferin...

Soner: Bu adam inanilmaz isbitirici. Ultra dinamik, ekstra karizmatik...

Halil: Iste böyle, iste böyle devam...

Soner: Süper zeki, hipertansiyon, patlamaya hazir bir bomba gibi.

Halil: Harika! Ne zaman tanisabilirim?

Soner: Kendisi su anda burda degil, onun yerine babamla tanissaniz olur mu?...

09.May.2008 15:39:00


Ufak bir tebessüm icin...
Halil: Allaaahh lahmacuna bak. Esma ne bekliyosun yumul yumul.
Esma: Ac degilim Halil. Hem ben bu aksam disari cikmak istiyorum.
-Esma ciktin ya. Lahmacunlari almak icin kebapciya göndermedim mi seni daha ne? Esmacim senden bisey rica edecem. Bir daha su lahmacunlari getirirken saga sola sallama bak kiymalar hep bi tarafta toplanmis.
-Kusura bakma Halil. Yaya gecidinden gecerken son hiz üstüme gelen minibüsten kacarken oldu herhalde.
-Yavas kac yavas.
-Hmm hmmm offf offff...
-Halil?
-Hmm
-Bütün gecemiz bölye mi gececek, böyle lahmacun yiyerek mi?
-Olur mu bitanem. Lahmacundan sonra benim cok baska planlarim var.
-Ayy ciddi misin Halil? Ne mesela?
-Bunu bitirdikten sonra karsidaki pastaneden kazandibi alirsin diye düsündüm... Ahhh noluyo ya Esma sakin ol
-Kazandibi demek ha?
-Canim sen istemiyosan tavuk gögsü al.
-Halil ben bu aksam disari cikmak istiyorum. Son zamanlarda hic cikip eglendigimiz yok.
-El insaf yav. Pes Esma yav. Daha dün aksam cocuklari da alip, Soner`in o kaynanasinin evine gitmedik mi?
-O dün aksamdi. Ben bu aksamdan bahsediyorum.
-Iki aksam üst üste? Pes!!! Vallaha pes. Sen naptin Esma yav? Esma sen eskisi kadar genc degilsin artik. Maazallah bi tarafina bisey olur. Hem Cenab-i Allah bizim disari cikmamizi isteseydi paket lahmacunu yaratmazdi demi ama?
-Ne yani dün gece Zerrin`in evinde eglenmedin mi?
-Ne eglenmesi ya? Esma sen kafayi yedin herhalde. Hep ayni zirvalik. "Aman sekerim bu elbiseyi %40 indirimle 8 takside aldim, nasil? Ay cok güzel." "Aahhh sacinin rengine de cok bayildim. Ben de sacimi senin gibi maymun kici kirmizisina boyatacam." Bu ne ya?
-Hic de bile. Öyle seyler konustugumuz filan yoktu.
-Hem ayrica sizin orda erkek erkege muhabbetinizden iyidir. "Halil, güzel kokan file ne denir? Ne denir? Karanfil. Ha ha ha ha. Halil, siyah file ne denir? Ne denir? Zencefil ha ha ha ha. Halil, dünyadan haberi olmayan file ne denir? Ne denir? Gafil Halil gafil ha ha ha ha." Korkunctu Halil korkunc.
-Hahaha hepsi süper esprilerdi bi kere. Sen güzel anlatamadin. Bu kadar kötü anlatmana ragmen bozamadin. Peki senin kardesinin Zerrin`e dedigi laf neydi? Hayatimda duydugum en salakca seyi söyledi Zerrin`e.
-Ne dedi?
-Benimle yemege cikar misin dedi. Hem de yüzüne baka baka.
-Offf Halil. Bu gece daha fazla seninle tartisamayacagim. Ben yatiyorum.
-Bitanem ya. Bak aklin basina gelince mantikli laflar etmeye basladin.

11 Haziran 2008 Çarşamba 16:29