Ahmet Selçuk İlkan etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Ahmet Selçuk İlkan etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

27 Mart 2009 Cuma

Doğrudur


“Kendilerini hep “çok” bizi hep “yok” saydılar.
Ve sonra kuyruklu bir yıldız gibi kaydılar, kayboldular..”

Doğrudur
Bu hayattan
Bu dünyadan
Ezginliğim
Bezginliğim
Doğrudur!

Doğrudur
Bu üç günlük sevdalara
Sözüm ona yılın aşklarına
Böylesine yalanlara dolanlara
Önümüzde olanlara
Arkamızdan çalanlara
Bizi böyle yakanlara
O kör gözle bakanlara
Melek yüzlü yılanlara
Nefretim
Doğrudur!

Doğrudur
Vur patlasın çal oynasın gecelere
Gözyaşımıza gülenlere
Kalbini cebinde unutup gezenlere
Bu vurdum duymazlara
Bu şiirsiz şarkılara
Bu asrın hatası bestelere güftelere
Kendisinden başkasına yar olmayan şairlere
Böylesine yazanlara çizenlere
Cümle uyur gezerlere
Hayretim
Doğrudur!

Bu nasıl bir tiyatro
Bu nasıl bir komedi
Kim dedi? Ne dedi? Nasıl dedi?
Kim kimi havuza itti
Kim kimi bir çıtır için terketti
Tutturmuş gidiyor
Bir ele vole - güle vole - tele vole
Oysa kalemizde hep çile vole
Bu ne hazin bir gerçek
Bu nasıl bir ateşten gömlek
Baştan başa acı
Baştan başa yabancı
Kendi yurdumda gurbetim
Doğrudur!

Ah benim dolar yeşili gözlüm
Ah benim gece kuşum
Ah benim rüzgar gülüm
Seni de şiirlerim gibi
Parça parça kopardılar benden
Ne sana
Ne bana
Ne de uykusuz gecelerime acımadılar
İşte bu yüzden
Bu yüz karası günlere
Bu kendi ellerimizle yazdığımız kadere
Cinnetim
Doğrudur!

işte o gün-bugündür
Kadın gibi kadına
Adam gibi adama
Hasretim
Doğrudur!


Ahmet Selçuk İlkan

25 Mart 2009 Çarşamba

Ahmet Abi


Biz böyle olacak adam değildik Ahmet abi
Bu değildi hayattan beklediğimiz
Ne hayallerimiz vardı seninle
Gel gör ki beş para etmedi ümitlerimiz

Yıldırımlar düştü güvendiğimiz dağlara
Hep boş çıktı sarıldığımız eller
Hep taş çıktı inandığımız kalpler
Kaç kez sırtından vuruldu hayallerimiz
Kaç kez yıkılıp kaldık köşe başlarında
Kaç kez delik deşik oldu yüreğimiz
Görüyorsun ya Ahmet Abi
Görüyorsun ya
Bozuk para gibi harcandı gençliğimiz.

Kimbilir nerede senin o liseli
Kimbilir nerede benim o üniversiteli
Birimiz doktor olacaktık birimiz mühendis
Gel gör ki beş para etmedi ümitlerimiz

Oku adam ol derdin bana hatırlar mısn?
Oysa daha okumadan elimden aldılar kitaplarımı
Sayfa sayfa yırttılar umutlarımı...
İşte bu yüzden hala ıpıslak bakışlarım
İşte bu yüzden hala yumruk yumruk ellerim
İşte bu yüzden hep böyle çatıktır kaşlarım
Adam olamadımsa
Kendini adam sananlar utansın be Ahmet Abi!
Kendini adam sananlar utansın...

Bak bir türlü bitmedi hayat kavgamız
Hep başka bahara kaldı sevdamız
Kim vurduya gitti yarınlarımız
Yalan mı be Ahmet Abi?..
Yalan mı be?..

Sınırı olmayan bir dünya yok mu?
Kavgasız savaşsız bir hayat yok mu?
insanca yaşamak bu bize çok mu?
Konuşsana be Ahmet Abi...
Konuşsana be...

Elveda aşklara
Elveda yıllara
Bu nankör hayata
Yenildik be Ahmet Abi
Yenildik be...

İnsanın insanı ezdiği bu yerde
Bak bir ömür harcadık
Ve harcandık be Ahmet Abi
Harcandık be!..
Ah Ahmet Abi ahh...

Ahmet Selçuk İlkan

4 Şubat 2009 Çarşamba

BİR BEYAZ GEMİ


Ne zaman karşıdan bir gemi geçse
Kalbim durur, ölür gibi olurum.
Ayrılıp gidişin gelir aklıma
Mendiller sallanır ben kahrolurum.

Üstüme yıkılır bu koca şehir
Kalbim paramparça bir taş olurum
Ne zaman karşıdan bir gemi geçse
Gözümde kurumuş yaşlar bulurum

Hele o beyaz bir gemiyse geçen
O günü hatırlar deli olurum
Açar kollarını mavi bir deniz
Dalgalar içinde kaybolurum.

Ahmet Selçuk İlkan

18 Aralık 2008 Perşembe

BENİ SİZ ÖLDÜRDÜNÜZ


Daha on üç yaşındaydım
Ömrümün en güzel çağında...
En deli dolu düşler, hayaller rüzgar gibi başımda
Ve en büyük özlemlerim yarınlarımda
Bir büyüsem 'bilim adamı' olacaktım kesin
Bulmak için mutluluğun formülünü
Ve en doğru adresini
Ve de duyurmak için taş kalpli insanlara
İnsanlığın sesini...

Oysa bir sabah
Benden önce büyüdü çığlıklarım apansız
Yeri göğü inletti isyanlarım, feryatlarım
Çünkü
Bir deprem kopmuştu yüreğimin tam ortasında
Siz yaşarken her zaman ki gibi
Vurdumduymazlığın kollarında
Ve en tatlı uykunuzda...

Bağırdım
Dağlar, taşlar uyandı çığlıklarıma
Denizler yandı yangınlarıma
Gökte yıldızlar ağladı
Benim bu zavallı yalnızlığıma
Bir tek sizi uyandıramadım
Bir tek sizi!...
Sanki yaşayan bir ölüydünüz
Duymadı o taş yürekleriniz son sözlerimi
Öylesi sağır öylesine kördünüz
Hayır... Hayır deprem değil!
Beni siz öldürdünüz! ...

O benim babamdı
Dünyaya meydan okuyan
O en büyük,
O en kahraman,
Dünyanın en ağır yükü omuzlarında
Ve en güzel gülüşü bakışlarında
İlk kez yenik düştü
O Allah'ın belası
O kör olası
Son sabaha...

O benim annemdi
Dünyanın en güzel annesi
O benim gözbebeğim
Ben onun birtanesi
Yuvamızı başımıza yıktınız
Sarılır gibi onun sımsıcak kucağına
Tutunur gibi o ipek saçlarına
Sizin bitmez uykularınıza inat
Takarak kollarıma bir kanat
Uçtum bir kuş gibi
En acı sondan
En kutsal bir sonsuzluğa
İşte o an
Gözlerimde bir mum gibi söndünüz
Çünkü...
Ne görecek gözünüz vardı
Ne de yüzüme bakacak yüzünüz
Yoktunuz, hiçtiniz!
Aynalar kırılıyordu yüzünüzde
Siz depremden bile önce çöktünüz
O gün yalnız beni değil...
Annemi de öldürdünüz! ...

Ne arkadaşım var artık
Ne öğretmenim
Ne okulum
Ne yarınım ne de umudum!
Alın sizin olsun bütün saltanatıyla dünya
Bütün sahteliğiyle hayat
Alın kucaklayın gönlünüzce
O bitmeyen ihtiraslarınızı
O dinmeyen bencil aşklarınızı!
Size dur demeye bile vaktim yok artık
Nasılsa birgün anlarsınız günahlarınızı!
Nasılsa birgün görürsünüz yalanlarınızı!
Siz ki herşeyi bizden iyi bilen
Siz ki herşeyi bizden iyi gören
Siz ki bizi ölmeden toprağa gömen
Yine siz kazandınız
Her yerde siz
Her zaman siz
En büyük siz
Siz kim misiniz?
Onu siz benden daha iyi bilirsiniz!..

AHMET SELÇUK İLKAN

6 Ağustos 2008 Çarşamba

ERKEKLER HEP YALNIZ AĞLAR


Günlerdir sınırında yaşıyoruz aşkın,
Günlerdir uçurumunda,
Bu kaçıncı atışım kendimi
Kollarından yalnızlığa,
Bu kaçıncı dargınlık,
Bu kaçıncı barışma?
Belli ki
Sensizliğe sürgün artık bu gözler,
Sensizliğe sürgün bu dudaklar, bu eller.
Şimdi yorgun bir çınar gibi kalbim,
Artık sana değil,
Sensizliğe yaslanacağım.
Hoşçakal güz çiçeğim, hoşçakal
Seni artık
Göz yaşlarınla ıslanmış
Yastıklara bırakacağım..

Oysa yıllarca
Yemyeşil bir orman köyünde sakladım gözlerini,
Dağ başlarında çoban ateşleri yaktım, üşümeyesin diye.
Ellerine kör gecelerin karanlığında sarıldım
Ve haykırdım
En dipsiz kuyulara adını.
Ezberlettim seni kurtlara-kuşlara.
Sense beni sokaklara vurdun
Ve en zehir şarkılara..

Bilirsin,
Rüzgara bıçak,
Yağmura ateş,
Buluta kurşun işlemez.
Sende öylesine vurdun ki beni,
Artık bana
Hiçbir acı kar etmez..

Neylersin,
Önce melekler terk etti bizi,
Sonra masmavi düşler,
Öpüşler- gülüşler-çiçekler.
Büyüsü kalmadı artık kavuşmaların,
Bundan böyle
Bizi her köşede
Bambaşka bir cehennem bekler..

Sen de bundan böyle
İçi boş şarkılarla avut kendini.
En ucuz aşklarla yıka kirli ruhunu,
Açılırsın.
Taşlar yosuna sarılır bilirsin,
Sarmaşıklar duvarlara,
Geceler karanlığa,
Sen de yalnızlığa sarılırsın
Ve kadınsın,
Ağlayabilirsin gönlünce,
Göz yaşların pınarlar misali çağlar,
Unutma ki erkeğim ben
Ve erkekler hep yalnız ağlar...

Ahmet Selçuk İlkan