Müsade Özdemir etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Müsade Özdemir etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

23 Temmuz 2009 Perşembe

Yalnızlık Zor İş Usta


yalnızlık zor iş usta
askıda kalır tutunamazsın
bağlasan da düğüm düğüm
alır başını gider sevdiğin

zaman hiçlik-sen kördüğüm
ha babam de babam
diren ha diren
hayat değirmenidir dönen
candır
dermandır öğüttüğün

o bir zamanlardı, ayrılır kavuşurlardı
dudaklarda ilahiler, yaşam üstüne
dolar yeşeren gönüllere, sarılır sarmalardı
birileri ve niceleri, o bir zamanlardı

yalnızlık, zamanı durdurmak istercesine
şimdi kim görüyor gidenleri
şarkılar susuyor ardından
kahkahalar, mümkün mü
umutsuz yarınlarda sevinç pırıltısı aramak
mümkün mü, kalanlarla yaşamı yakalamak

kim kime
kim neye tanık
nerede unutturulan insanlık
sürdürmek güya
savaşarak
dalaşarak
gaddarlaşarak
neyi
neden
kimle
vedalaştığımız kendimizle

Müsade Özdemir

Aşk: Ölüm kadar masum değil


eskir bir sevdanın gözyaşları masalda
dökülmüş Anka kuşunun kanatlarına

bir kıvılcım
bir uzun ateş
ayağında çöl tuzu
yan
yan bitmiyor

ektiği tarlada, hasretin tohumlarıyla
bir kız hasadını topluyor
denizci sevgilisine, yıllar önce ölen

mezarının üstünde otlar
soluk ay ışığında ayrılık türküleri söylüyor
kulak kesildi gecenin dorukları

bir bıçak düştü
çığlık sessizliğine, yüreği al’a kesti
bir fesleğen öldü, sardunya sararıp düştü
hiç kimse duymadı yakarışını
kırıldı kanatları, bir serçe köze düştü
yüreği delip geçti, kınından çıkan hasret

talanlara kurulan saat, ateşten bir taçla
kondu kuşlar gibi zamanın akışına
durup durup çatladı kabuk
kanadı yara

hüzün perdelerini çekti gözlerin penceresi
ektiği tarlada, hasretin tohumlarıyla
bir kız hasadını topladı

sırtında sürgün geçmişi, köz tutar gibi tuttu
geldi yangınların rahminden, denize ateş düşüren
suyun alazıyla ovdu ellerini
ne ay ışığı vardı gecede, ne kendine acıma
adanış hazırdı yalnızca
çözdü yüreğinin palamarını
döktü küllerini...

gözlerini kapattılar, yüzünü örttüler ak köpüklerle
hiç kimse duymadı küllerin iniltisini

biraz düş, biraz gerçek, hayat yalan söyledi



Müsade Özdemir

Öl Benimle İsmihan


gönüllere vururdu gülümsemeler
biz çocuklara ad takarken güzeldik
kimi Can'dı, kimi Canan'dı
birde gül yüzlü İsmihan vardı ki
tüm kainat ona hayrandı

o anları düşündüm son güne kadar
ah İsmihan, nerede o eski dostlar, nerede dostluklar
seni böyle yarım ağızla düşmanların da sorar
etrafın sahte yüzlerle dolu, sığınma İsmihan
sığınma, seni bu haller yorar

gözlerine akşam çökünce şahittir kirpiklerin
güneşin hep sabahı beklediği gibi , çizilir sınırlar
hangi yola gitsen, hangi yöne dönsen ateşten duvar
sığın çiğli şafaklara, sığın İsmihan
saçların rüzgar gülü olsa ne yazar

sen uykularda, sen suskularda uçan melek
ölümü hiçleyerek alıştın hasretlere
hüznün hazinelerine sarılarak, kaldın çapraz acıların ateşinde

ağla, utanma kendini ele vermekten
yazılmış alnına bir kere
keder yeliyle savrulan son yaprak sendin, düştün
o ağaç, seni yeniden iliştirebilecek mi dalına
ağla İsmihan ağla
tükenen umutlardan pay kalır mı yarına

düşün İsmihan, gülün sürgününe düşen bülbülü düşün
kim kimden daha güçlü,
kim kimden daha büyük, düşün İsmihan
o ıssız derelerde usul usul akıp giden kimsesiz suyu
düşün, bir gün bulabilecek mi diye okyanusunu

biz, birbirimizi severken, biz, çocuklara ad takarken güzeldik
çoğalttık kederleri kendimizde, çocukları ölümlere gönderdik
ah İsmihan, kapandı oyunun son perdesi
sen artık dolduramazsın senin yerini
dağların çöktü, okyanusların kurudu
sustu içindeki fırtınalar
şimdi son akşam

içime kurduğum sunaktan
canımdan can koparan İsmihan
ölümsüz yaram
severse tükenircesine mi sevmeli insan
öyleyse öl benimle
öl benimle İsmihan


Müsade Özdemir