Nurettin Durman etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Nurettin Durman etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

1 Eylül 2010 Çarşamba

Eylül Oluyor Kalbiniz


Bakışlarınız nemleniyor
Sizi tutuyor nedense
Eylül oluyor kalbiniz
Ve daha da sarartarak
Saçlarınızı
Tebessümsüz bir yaprak gibi
Solmaya gidiyorsunuz.

Yanlış mı bakıyorum acaba
Uzun uzun yürüyen
Bir sağanak altında
Nasıl anlaşılabilinir
Sıcacık bir duygunun
Yüreğe inen ağrısı.
Bir aşağı bir yukarı
Nabzı da göz ardı etmemek gerekiyor
Ağacın dalına konup kalkan kuşu da

Salıncakta sallanan çocuğun keyfini de
Denizin durgun, açık, net maviliğini
Bir ikindi sonrasında öğlen öncesinde
İçinize sindirerek nefesler salarak
Aşk var mıydı gölgesi var mıydı
Uçurumların.

Hayat derin ve karanlık bir kuyu gibi
Gözünüzün içine baka baka
Alıp götürüyor sarışınlığınızı
Kekremsi bir ten ile yaşıyorsunuz
Şehir azgın bir boğa gürültüsüyle
Göğsünüze çöküyor
Sizi tutuyor nedense
Bakışlarınız nemleniyor
Eylül oluyor kalbiniz.

Yanlış mı bakıyorum acaba
Bir aşağı bir yukarı
Kırık bir fanus
Yanlış bir sabah ile
Daha da sarartarak saçlarınızı
Tebessümsüz bir yaprak gibi
Solmaya gidiyorsunuz...

Nurettin Durman

8 Temmuz 2009 Çarşamba

Aynalar


Ah, nasıl da ölümler buldunuz kendinize nasıl da,
Nerede gözünüz, nerede kulağınız, nerede kalbiniz,
Sahi, nerede kalmıştınız siz?
İşte bir daha giriyoruz ilk yaza,
Bir daha akşam oluyor.
Bir daha çığlığı duyuluyor mu şeytanın?..

Kırk bin kere maşallah diyorum,
Kimse bakmasın kimsenin aynasından kendine,
Buyursun burnundan soluyarak
Deccal gelsin,
Şeytan gelsin,
Ateşi harlı
Ateşi kendinden.
Aman ha aynalar çatlamasın aniden.

Ah aynacı kalbimi alsan da aynaya,
Baksam baksam ağlasam.
Korkuyorum ey dağlar, umuyorum ey dağlar,
Geldi oturdu ayak ayak üstüne attı
Başladı anlatmaya putunu.
Ama nasıl ama nasıl ama nasıl dedim
Hep o eski bildik masal.
Al putunu başına çal...
Ah aynacı kalbimi alsan da aynaya,
Baksam baksam ağlasam...

Kahramanca bir duruşu vardı aynaya karşı,
Uçurtuyor gibi hayallerini zakkum,
Ağzını açıyor zebani
Kömür karası vede ölünmemiş darağacı
Üstelik haytanın biri.
Kendine başka buluyor ölümleri,
Belki de bu uğultulu kara fücur besteler,
Belki de bu beton yığını evler,
Bu vapur dumanları,
İşkenceler...

Aynaya baktım yok oldu kocaman dilli dev,
Bu kadar mı olur, ancak kime ne olmak fiili
Çarşının kalbine merhamet ola,
Merhamet ola çarşının kalbine ey
Sarı başak, doyur beni çoğalt hüznümü benim...

Nurettin Durman

http://www.youtube.com/watch?v=a8l5BoFjfR0
önerilir, şiddetle önerilir, keyfiniz bilir...