Özcan Ünlü etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Özcan Ünlü etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

20 Ağustos 2009 Perşembe

Çerkesvored


Kazaska'da örneğin,
Şimâl rüzgârlarına yüzünü dönüp,
Bir ağıt tutturmak istersin.
Ses geçmez dağlara söylersin türkünü, yalnız...

Birbirini tamamlayan acı ve tatlı şeyler
Ve düşü gerçeğe çeviren ışıklarla girersin
Çerkes bir duruşla,
Bakışlarıyla yurdunun...

Simka'da örneğin,
Hiçbir kalpte olmayan sürgün sevdalar yaşanır.
Senin yurdundan gelir bu mızıka sesleri,
Bilmezsin, gizli bir sesle severim seni...

Vatanı bir düş bahçesi olarak gören
Bebek ninnilerini duyuyor musun?

Yamçılarına sarılmış
Dünyanın bütün dağlarına meydan okuyan
Sensin...
Senin esrik ruhundaki Çerkes türküsü:
"Adiyiuh Yi Gibze"

Kendi gurbetinin içinde bir beni büyüt,
Sende kalsın şakağımdaki Kafkas ağrısı.
Ayaz titremelerle geldiğimde kapına,
Ezikliğime beyaz parmaklarını sür.

Yedi kere üfledim hayaline Çerkes kızı!..
Yedi kere yuttum bütün sözcüklerimi.
Yedi kere uyudum ismini ve yedi kere,
Şizofren dolunaylar belirdi şiirlerimde...
Gün yağarken al al olmuş yanaklarına
Kafkas dağlarına hüzün düşer, bana sızı!

Gecenin içinde bir Adige sureti;
Sürgünlerle büyüyen kinine sarılmış,
Yatıyordu dizelerimin üstünde,
Zarif bir gülümseme belirmişti yüzünde
Gözünde, öz yurdunun haritası...

Seni seninle anlatırım;
Hem de en güzel yanlarınla...
Gizli bir dille konuşurum adını.
Damarlarımdan seni özlemek geçer.
Beyaz bir mendil sallarsın düşlerimde
Sular gibi coşar gözbebeklerin.
Uykuları sürgüne gönderirim sen yitme diye...
Başka yüreklere sığmayan bir türkü taşırım dilimde:
"Çerkes kızı, çerkes kızı
Sen allar gey ben kırmızı"

Elbrus'ta örneğin,
Yüz çevirdim ayrılıktan...
Gençliğimi bitirdim dudağımda örselenmiş bir acıyla
Bilemezdim sana çıkan yollar gelecek
Ve beyazlar içinde bırakacaktı beni...

Şimdi bir isyan duruşması
Gibi sokuluyorum kendime:
Kan gibi atlasıma akan
Griye boyanmış bütün renklerde,
Sen varsın; sessizliği seven yanınla.
Söyle bana: Kelimeler tamamlayabilir mi
Bendeki sen ürkekliğini? Senin yanında
Şahlanan atlara mı döner kalbim?
Küskünüm birçok yerimden; çünkü
Dokuz yaşında babasını kaybetmiş taşralı
Bir çocuk gibi bırakıyorsun beni...

Dilimin tüm ağırlığıyla sığınıyorum sana,
Bütün gemilerimi limanlarına çekiyorum.
Başka dağlardan esen rüzgârlara kapım kilitli
Ölüm korkaklığını bile attım üzerimden.
Bir atmaca gibi kurgulanıyorum yalanlara karşı
En çok senin için kesiyorum sabır denen taşı.
Sulak bir çöl ortasında buldum Kafkas yüzünü
Sanki o zaman bildim katlandığım ince hüznü.
Kazaska'da örneğin ya da Simka'da
Bir madenci lâmbasıyla sürüyorum izini...
Mürekkebimi sula, ben geldim Çerkes kızı
Ayrılıkla sınama sensiz soğuk yanlarımı...


Özcan Ünlü