Mevlana etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Mevlana etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

21 Ocak 2011 Cuma

Gül

Ey burnu kanasa hemen kadere küsüp yüzünü ekşiten.
Gülden hiç ders almıyor musun?
Bütün yaprakları tek tek yolsan gül yine de gülmekten vazgeçmez.
Hale razı oluş şükürdür.
Gül de daimi bir şükür makamındadır.
Hem bilmez misin ki başına gelen sıkıntılar aslında daha büyük bir sıkıntıya set olur da
başındaki belayı def ederler.
O halde yüzün gülsün..

Hz.Mevlana

12 Kasım 2010 Cuma

İsyan Etmişim


Aya öfkelenmişim ben,
işte böyle kapkaranlık bir gece olmuşum.
Padişaha kızmışım,
çırılçıplak bir yoksul olmuşum.

Güzeller sultanı gel demiş,
evine çağırmış beni.
Ben bir yolunu bulmuşum,
yola baş kaldırmışım.

Sevgilim baş çeker, naz ederse,
gamlara atar, kararsız korsa beni,
bir kez olsun ah demem, inad için.
Ah’a da kızmışım ben.

Bir bakarsın altınla aldatır beni o.
Bir bakarsın şanla şerefle aldatır beni.
Oysa altın falan istemiş değilim ondan,
şanla şerefe hele çoktan boşvermişim.

Ben bir demirim,
mıknatıstan kaçıyorum.
Bir saman çöpüyüm ben,
mıknatıslara yan çizmişim.


Ben öyle bir zerreyim ki,
bütün aleme isyan etmişim.
Havaya, toprağa isyan etmişim.
Ateşe, suya isyan etmişim.
Altı yöne isyan etmişim.
Beş duyuya isyan etmişim.

Hava, toprak, ateş, su da neymiş ki,
altı yön de neymiş,
beş duyu da ne.
Benim hiç bir şey umurumda değil.

Mevlana

28 Ekim 2010 Perşembe

Rübai


Ben aşıkım aşka; aşk da sevdalı bana.
Aşık tene can- ten ise sevdalı cana.
Bazen dolarım boynuna ben kollarımı,
Bazen de sürükler beni canan yanına.


Gitsin, güzelim, hepsi de, tek sen gitme.
Ey dost, ey gam ortağı-bizden gitme.
Ey gülbeşeker, şarap koy, iç, doldur, gül.
Dünya süsü saki, allasen gitme.

Mevlana

15 Mart 2010 Pazartesi

Rübai


Göğsünün içindekini gerçek gönül sanan kimse,
Hak yolunda iki üç adım attı da herşey oldu bitti sandı.
Aslında tesbih, seccade, tövbe, sofuluk, günahdan sakınma,
bunların hepsi yolun başıdır.
Hak yolcusu aldandı da, bunları varacağı yer sandı.

Mevlana Celaleddin Rumi

20 Mayıs 2009 Çarşamba

Mavi ...


Ey sırrı araştıran kişi
Can var can içinde, kalbine in de ara
Sen kendi özünü kendinde ara
Ey sırrı araştıran kişi her yerde ara
Lakin o değil dışarıda kendi içinde ara...

Mevlânâ Celaleddin Rumi

1 Mayıs 2009 Cuma

Bahar


Sevgili tutmuş yularımdan beni,
develer gibi habire çeker.
Esrik devesini böyle nereye götürür,
böyle hangi katara?

Hem canımı çiğnedi benim o,
hem bedenimi çiğnedi.
Gönlümü bağladı benim o,
kırdı şişemi.

Ne iş yaptırmaya götürür, bilmem,
nereye götürür beni.

Sevgili takar beni oltasına,
atar karaya balık gibi.
Sevgili kurar gönlüme bir tuzak,
avcıdan yana çeker sürür beni.

Bakarım tabiat başlar büyük işine:
Bulutlar gelir uzaktan
katar katar, küme küme.
Bulutlar sular ovaları.
Bulutlar yürür dağlara doğru.
Uyanır açar gözlerini yeryüzü.
Gökler çalar davulunu.
Dalların gönlüne çeker gülün özü
en güzel kokusunu baharın.
Tohumun gönlü başlar vermeye tohum.
Ağaç durmadan söyler, döker içini.


Mevlana Celaleddin Rumi

23 Nisan 2009 Perşembe

Duydum ki...


Duydum ki bizi bırakmaya azmediyorsun, etme.
Başka bir yar, başka bir dosta meylediyorsun, etme.
Sen yadeller dünyasında ne arıyorsun yabancı,
Hangi hasta gönüllüyü kasdediyorsun? etme.
Çalma bizi bizden bizi gitme o ellere doğru,
Çalınmış başkalarına nazar ediyorsun, etme.
Ey ay felek harab olmuş, alt üst olmuş senin için,
Bizi öyle harab, öyle alt üst ediyorsun, etme.
Ey makamı var ve yokun üzerinde olan kişi,
Sen varlık sahasını öyle terk ediyorsun, etme.
Sen yüz çevirecek olsan ay kapkara olur gamdan,
Ayın da evini yıkmayı kastediyorsun, etme.
Bizim dudağımız kurur sen kuruyacak olsan,
Gözlerimizi öyle yaş dolu ediyorsun, etme.
Aşıklarla başa çıkacak gücün yoksa eğer,
Aşka öyleyse ne diye hayret ediyorsun, etme.
Ey cennetin, cehennemin elinde olduğu kişi,
Bize cenneti öyle cehennem ediyorsun, etme.
Şekerliğinin içinde zehir zarar vermez bize,
O zehiri o şekerle sen bir ediyorsun, etme.
Bizi sevindiriyorsun, huzurumuz kaçar öyle,
Huzurumu bozuyorsun sen, mahvediyorsun, etme.
Harama bulaşan gözüm güzelliğinin hırsızı,
Ey hırsızlığa da değen hırsızlık ediyorsun, etme.
İsyan et ey arkadaşım söz söyleyecek an değil,
Aşkın baygınlığıyla ne meşk ediyorsun, etme.

Mevlana Celaleddin Rumi

Irmak


Kusuruma bakmayın benim a dostlar, bağışlayın beni.
Ben, davullara bayraklara aldırmayan
bir padişahın yoluna düşmüşüm,
deli divane olmuşum...
Çok uzaklarda yürüyen bir adam gibiyim ben,
çok uzaklardan geçen bir hayal gibi.
Ama yok da sayılmam hani,
var olan bir şeyim ben...

Hadi ben bensiz geleyim,
sen sensiz gel.
Ne varsa şu ırmağın içinde var,
soyunalım iki can,
dalalım şu ırmağa hadi.
Bu kupkuru yerde yıkanmadan gayri ne gördük,
bu kupkuru yerde ne gördük zulümden gayri...

Bu ırmakta ne ölmek var bize,
bu ırmakta ne gam var, ne keder, ne dert.
Bu ırmak alabildiğine yaşamaktan,
bu ırmak iyilikten cömertlikten ibaret...

Durma, çabuk gel, gelmem deme.
Ne evet demek yaraşır sana, ne hayır.
Senin şânına sadece gelmek yaraşır dostum,
senin şânına sadece gelmek yaraşır...

Mevlana

5 Nisan 2009 Pazar

Aşk Rübaileri


Aşkın gönlümle cenkleşirken-tam o an-
Çırçıplak, yalnayak kaçıp gitti bu can.
Kim bende akıl var sanmaktaysa deli...
Benden sakınan: işte odur aklı olan.

Mevlana

16 Aralık 2008 Salı

Gel...


"Toprakta biten güller solar gider,

Gönülde biten güller daimidir"

Mevlana Celaleddin-i Rumi