18 Ekim 2009 Pazar

Eski Mahalle 9


Bir ay sonra


Cem'in tüm çabalarına karşı Ekrem'i bulamaması gittikçe sinirlerini bozuyordu. Bu durumu Ebru'ya anlatmadığı için onunla görüşmelerini de oldukça azaltmıştı. Bunun ilişkilerine zarar verdiğini anlıyor, fakat bu durumu düzeltme adına bir şey yapmıyodu. Ona aşık olmak... Hep istemişti ama işte yapamıyordu, bu kadar çabaya ve uyuma rağmen olmuyordu yürümüyordu... Tüm kabahatin kendisinde olduğunu biliyordu, kendini kandırdığı gibi Ebru'yu daha ne kadar kandırabilirdi ki? Gerçi kendisini de kandıramaz olmuştu... Ekrem'i unuttum dediği anda karşısında bulmasıyla duyguları allak bullak olmuştu...

O gece herşey güzel başlamıştı, Ebru'yla yemeğe çıkmış, eğlenmiş, hatta herşeyin eskisi gibi olduğuna kendimi inandırmış gibiydim. Benim bu havam Ebru'ya da geçmişti.
Geç vakit güle oynaya evimize gittik . Bilemezdim ki bu gecenin sabahında herşeyin biteceğini...

O gecede her zamanki gibi sevişmiştik, sonrasında bana sarılarak mutlu mesut uyuyacakken ebru bana dönerek;

-"Sorun ben miyim? dedi. "Benimle mi olmuyor, yoksa tüm kadınlarlamı, Cem bilmek istiyorum sen benden mi hoşlanmıyorsun yoksa kadınlardan mı?.."

Sözlüye hazırlıksız yakalanan bir öğrenci gibi kekeleyerek;

-" Yok canım, ne oldu ki, belki bu gün... Yani anlarsın, bu günlerde yorgunum çok..."

Aslında Ebru'yu kandırmaya çalışmak en büyük hataydı.
Ebru her zamankinden daha sakin bir şekilde bana döndü;

-"Cem lütfen, sen de biliyorsun ilşkimizde duygusallık hiç olmadı. Ne zaman benimle sevişsen, çok uzaklarda başkalarıylasın ama bu gece gözlerinde acıyı gördüm, benimle sevişmiyor işkence çekiyor gibiydin.

-" Abartıyorsun Ebru, canım inan ki...

-"Bu ilişkiyi daha fazla yürütemiyecem, yürütürüm sanmıştım, güzel arkadaşlığımız için, birbirimizle uyumumuz için herşeye katlanırım sanmıştım ama olmuyor Cem, olmuyor... Tamam aşık olmadığımızı biliyordum ama...
Bu durumla baş edecek kadar da seni sevmiyorum.
Lütfen bu gece buradaki son gecen olsun..." diyerek odadan çıkmıştı.

Ben ise susuyordum, söyleyecek sözlerim tükenmişti artık.
Ebru'nun farkettiği gerçeği ben yıllardır kendime itiraf edememiştim. Ebrunun duymak istediklerini ona söyleyemezdim... Gitmek için sabahı beklemeye gerek yoktu, dolaptaki bir kaç parça eşyamı alarak evden ayrıldım...
Ebru nun hayatından çıkmıştım.
Kendi hayatımdan nasıl çıkacaktım...


Ebru kapının kapanmasıyla gücünün tükendiğini hissetti. Cem'in arkadaşlığını daima özleyeceğini biliyordu. Başını yastığa gömerek hıçkırıklarla uykuya daldı...

Cem arabasını deniz kenarında durdurdu. Dışarı çıkarak serin havayı ciğerlerine çekti. En sonunda kendini kandırmaca bitmişti, deniz bitmişti. Ebru ile bir ilişki düşlemesi belkide en büyük hatası olmuştu. Kendini kandırdığı gibi karşısındaki kadını da kandıracağını sanmıştı. Kendini budala gibi hissediyordu. İçindeki boşluk büyüyor, gittikçe kendinden uzaklaşıyordu. Ekrem'i bulduğu an tüm gerçeği ona anlatacaktı. Bu zamana kadar içinde besleyip büyüttüğü tüm duyguları Ekrem'e anlatması gerekiyordu. Bunu yapmazsa mesleğini bile yürütemiyeceğini anlamıştı...


bitmez...

Mavigün

Hiç yorum yok: