9 Eylül 2008 Salı

yurdum dağlarından...

3 yorum:

Adsız dedi ki...

Yağmur yağıyor…Mutfak camındayım…Nasıl üşüdüğümü bilemezsin.Menekşelerim çiçek vermiyor artık anne,söylediğin gibi hep dibinden su verdim ama…Şimdi telefon açsam sana,sesini duymak da yetmiyor ki.Hep aynı cümleler.Babamlar nasıl?İlacını aldın mı?Nedenini bilmediğim bir ağlamak var içimde.Bir yerlere sığdıramıyorum yüreğimi.Bazen dalıp giderdin mutfakta yemek yaparken tahta kaşıkla tencerenin başında öylece.Ne düşünürdün acaba?Özlemek çok fena anne,anlamak seni daha da…omuzlarım ağrıyarak uyanıyorum sabahları.Benim kızımın omuzlarımı ovmasına daha çok var.Gittikçe sana mı benziyorum ben?Ya da annenin kaderi kızına dedikleri doğru mu? “Baban eskitir her şeyi kızım” demiştin bir kez.Anlamamışım meğer,eskiyormuş anneciğim.Omzunu ovacak kalmıyormuş meğer aynı evin içinde.Şimdi duysan bunları,ne üzülürsün mutsuz mu kızım diye,çoktan kendinden vazgeçmiş bir sesle.Mutsuz değilim de anne,yağmura ve mutfağımdaki kedere çare bulamıyorum.Evimi topluyor,toz alıyor,patlıcan kızartıyor,televizyon seyrediyor,akşam çalan kapıyı açıyorum.Açtığımı gören olmuyor.Pişirdiğim yeniyor da,güzel olmuş denmiyor.Çay demleniyor,demleniyor,demleniyor.Kaderim mutfağımın her yerine yerleşiyor.Nasıl eskiyor her şey anne,nasıl eskiyor.Eskilerimi de atmaya kıyamıyorum.Seni çok özlüyorum.

İclal Aydın


çok sevdiğim denemelerden biri ve seninle paylaşmak istedim.
Sevgiyle kal hep...

Adsız dedi ki...

Seni seviyordum


Sana uzak kentlerden birinde
Zamanın bir yerinde
Seni ve senli günleri anımsattı akşam güneşi
Onca zamanın üstünde eskimeyen bir düşüncesin şimdi
İnsan hergün anımsar mı aynı gözleri

Seni seviyordum ve senin haberin yoktu
Saçlarını izliyordum uzaktan
Kulağının arkasına düşüşü ve burnun
Herkesten başkaydı işte
Güldüğün zaman yukarıya bakardın
Yukarı kalkan başın ve gülen gözlerin vardı
Ne güzeldiler
Sen bilmiyordun ben seni seviyordum
Kalbime sığmıyordu aklımdan geçenler
Duvarlara, vitrin camlarına, kaldırımlara çarpıyordu
Geri dönüyordu çoğalarak
Senin sesini duyduğum masalarda erteliyordum herşeyi
Herşeyi erteleyişim oluyordun
Kalp ağrısı oluyordun
Birlikte soluduğumuz sokak isimleri oluyordun
Mevsimler değişiyor ve büyüyorduk
Dönemeçler geçiyor, köprüler göze alıyor
Ve bazen, tekin olmayan suların üzerinden atlıyorduk
Cesurduk
Ufuk çizgisi maviydi, günbatımı hep turuncu
Ve kırmızıydı bütün karanfiller

Ben seni seviyordum sen bilmiyordun
Sevinçlerim oluyordun ara sıra
Sen hiç bilmiyordun

Sonra herhangi biri oldun
Bütün sevinçlerim bittikten sonra
Yağmurlar yağdı serin haziran akşamları
Derken birgün uzaktan gördüm seni
Saçların bana inat başın herşeye meydan okuyarak
İşte yine aynı
Kalbimi acıttın her zamanki gibi
Değiştik sanıyordum. ve sen yine bilmiyordun

Şimdi bunları anlatsa sana birileri
Kimbilir
Yada boşver
Bilme en iyisi

İclal Aydın

Adsız dedi ki...

canım,
yüreğine sağlık,paylaşımın için teşekkürler.
benimde sevdiğim ve takip ettiğim bir yazardır...