2 Eylül 2008 Salı

Sevgili-m Günlük

Blog ne demek?
Günlük demek, ama web günlüğü. Öğrenmiş oldum.(Ben zaten biliyordum da bilmeyenler için şeyedeyim dedim) İlk insana ne diyorlardı? Hani şu kadınların saçını bileklerine dolayarak mağaralarına götüren adamlar yaa. Yok mu bilen? Neandertal diyebilir miyiz ki? Ne derseniz deyin akşam aynen neandertal adam gibi hissediyordum, benimle kimse konuşmaya dahi cesaret edemedi. Kalın bir sopam yoktu belki ama öfkem aynıydı. Şimdi iyi miyim? Hayır aradan kaç saat geçti halen öfkem yatışmadı...Neyse ne, madem benim günlüğüm her gün gırgır şamata olmuyor. Bu akşam sinirliyim. 4 lü bi program sızmış bilgisayarıma periyodik olarak abi kurayım mı diye soruyordu. Hemde ingilizce soruyordu. Türkçe'ye zahmet edip çevirmemişler. Hep, "sonra sor gülüm" şıkkını tıklıyor ve unutuyordum. Akşam tekrar gelip sormaz mı "abi kurayım mı" diye. Sakince kur bakayım dedim, çok uzun sürdü çok...Bütün tersanelerim işgal edildi,orduyu terhise yeltenecekler ama cesaret edemiyorlar. Şimdi nur topu gibi ne işe yaradığını bilmediğim programlarım oldu. Programlardan bi Bi tanesi bütün müzik parçalarımı hafızasına almaya yeltendi halen uğraşıyor,ama ekolayzırı güzelmiş, şimdi parçaları o program bana dinletiyor. Biraz kusuru var, veya ben henüz alışamadım,deneme... Ön bellekte bayağı yer kapladı ama, bakarsın siler geçerim.

Bu arada çantacı Memedin kayınbabası değil öz babasıymış,rivayet muhtelif,kendisine de soramadım.
Akşam Halil abinin peşine takılıyor Antalya'ya atıver beni diyor. Halil abim de gel diyor. Biniyorlar arabaya Antalya'ya gidiyorlar. Şimdi okur diyor ki "bana ne kardeşim ne anlatıp duruyorsun elalemi"
Sayın sevgili okurlarım, günlük benim, istediğimi yazarım. Ben özgür ve sinirliyim.
daha da kafam bozulursa tek taşımı bile kendim alırım... Ne bu yaa hep kahır hep kahır...

Çantacının babası fi tarihinde onyedimilyon tl para biriktirir,ve bu kadar parayı değerlendirme amacıyla gider bir doğan slx sıfır araba alır.Sonrasın da ehliyetsiz kullanamayacağına kanaat getirerek gider ehliyet kursuna yazılır.Günü gelince sınavı aslanlar gibi vererek ehliyetini cebine koyar.Doğru galerinin yolunu tutar arabası gelmiştir. Arabaya geçici plakalar takılır ve çantacının babası direksiyona kurularak marşa basar, yola çıkar. Arabada az benzin vardır, bir benzincide depoyu fuller ve yoluna devam eder. Az sonra kavşakta yanan kırmızı ışık ve önünde aniden duran kamyon taze şöförümüzün paniğe kapılmasına neden olur. Yahu fren o muydu bu muydu derkenn kamyona arkadan büyük bir gürültüyle çarpar. Arabanın ön tarafı haşat olmuş kırılan camlardan acemi şoförümüzün yüzü gözü kan içinde kalmıştır ve o panikle aracı geri vitese takarak kamyonun altından kurtarmak isterken arkasında duran taksiye bindirir.her tarafı kan ve duran arabalara çarpmaktan dolayı utanç içindeyken,O sinirle araçlarından inen taksi ve kamyon sürücüsünün darbelerinden, yetişen polis sayesinde kurtularak hastaneye kaldırılır...

Kotçu Halil abim gülmekten gerisini anlatamadı veya ben dinleyemedim. Zannımca burada bitmiştir...

Benim de bi dolu motosiklet ve otomobil kazam var.Moralimin düzgün olduğu bir gün anlatırım...

Kaza ya komik olur,zaten neye gülecez düşene,tökezleyene,kaza yapana...
Benim bir arkadaşım var,İbo,aslında İbrahim de ben İbo diyorum,samimiyiz ya ismini tahrif etme hakkı doğuyor bana otomatikman,yoksa nerden belli olacak samimi olduğumuz değil mi? İşte bu arkadaşım, profesyonel üniversite öğrencisiydi. Ne yapıyorsun? -"okuyorum" 5 sene sonra... -"ne iş yapıyorsun?" -"okuyorum" yatay lar hariç iki üniversite bitirdiğine ben şahidim. Rahat bi 10 seneyi aşkın üniversite hayatı var... En son Ankara'da üniversite de okurken bi kızla anlaşıyor,ailesinin karşı çıkması üzerine, koca servete sırtını dönerek sevdiği kızla evlenmiş, bir oğlu ve birde kızı olmuştu.iki yıl önce yanıma tatile gelmişlerdi...Ne diyordum? Hah işte bu İboyla biz kardeş gibiyken canımız sıkkın moralimiz bozuk oldu mu boks maçı yapardık. Belden aşağı ve surata vurmak yasaktı.Çıplak elle dövüşürdük. çok rahatlatıcıydı çok. En son maçımızdan sonra annesi,oğlum sen niye benim ibomun her tarafını çürütüyon nasıl kıyıyon kuzuma dediydi de ondan sonra maç yapmaz olduk...

İşte bu günün sonu;
Yağmur hanımefendinin izlediği dizi bitmiş,canı sıkılıyormuş gidip teselli etmem gerekiyor...

2 yorum:

eylem dedi ki...

zavallı İbrahim ,
annesi araya girmese çocuk çürüyecekmiş senin yüzünden kankacım

annesi iyiki araya girmiş yoksa elinde kalacakmış İbo :)


Yağmur sen diziyi izliyorsun
benim kankam bekliyor nasıl olsa msnde
sonra canım sıkıldı gel muhabbet mi edelim diyorsun
kesinlikle olmaz konuşma kankacım öyle durumlarda :))

Adsız dedi ki...

:)) eylemcim aşkolsun olurmu hiç öyle şey.No name msnde bekleyecek ve ben onu bir diziye değişeceğim...kesinlikle olamaz.

bak geldim...yine geç kalmışım No name gitmiş :(
neyse yarın görüşmek umuduyla,iyi geceler.