1 Eylül 2008 Pazartesi

Sevgili-m Günlük


Ya sevgili günlüğüm, neden beni ikaz etmedin? Patlamak üzereyim.Neden bu kadar şiştim ki,inşallah patlamam.Sudan mı oldu acaba? Yani başka ne şişirmiş olabilir ki bu kadar.
Sevgili günlük,hadi iyisin müdavimlerin oluşmuş. Bugün yüksek bir yerden telefon geldi.
-"Kardeşim, hani cumartesi pazar günkü günlük?"
-"Aman efendim, hergün olması şart mı, yazacak bir şey bulamadıysak yazmamışızdır."
-"O zaman neden günlük diyorsun! Birkaç günlük veya haftalık desene!"
-" ? "
Sevgili günlüğüm bundan sonra ya hergün yazacağız ya da terk-i diyar eyleyeceğiz. Emir sağlam yerden.(Oylum oylum yar fidan boylum, ona göre)
Bugün Ramazan'ın ilk gününü hayırlısıyla uğurladık. Şu ara ikinci günü karşılama hazırlıkları devam ediyor. Ama madem ki başladı bitmesi yakındır...
Yakında 41 pare top atışıyla Bayramı ilan ederiz.
Ben de bu işi biliyorsam kulaklarım 40 santime uzasın. Ramazanın birinci günü Bayramı getirirsen geri kalan 29 gün ne yazacan? Soruyorum sana, cevap ver bana...
Eski Ramazanlardan anlatayım biraz o zaman. Tabii ya gün gün gitmekte fayda var.

Diyarbakır'ın suyundan bahsetsek mi? Ne kadar hafif bir su olduğundan, ne kadar çok içersen iç şişkinlik yapmadığından, iki yıl Diyarbakır suyunu içtikten sonra başka bir memlekette içtiğin ilk suyun taş gibi midene çökmesinden dolayı acaba civa mı içtim diye paniğe kapıldığından,Osmanlı padişahlarının içtikleri suyun Diyar-ı bekir'den damacanalara doldurularak develerle İstanbul'a taşınmasından bahsedebilirsin mesela...
Yok yaa onu başka zaman anlatırız, şimdi başka bir konu bulmalı.
Var benim aklımda birşey ama dur bakalım. Hayırlısı. Mide fesadına yakalanmazsak,(bunu da yazdık ne olduğunu bilmeden, dur bi bakınalım neymiş?)Bakıldı onaylandı,yakalanmazsak değil, ben yakalanmışım bile... Kesinlikle yarın akşama kadar bir şey yenilmeyecek, paso çay içilecek, kıpraşmadan yatılıp klasik müzik dinlenecek. O zaman geçiyor-muş...
Çıkıp bi saat kestirsem ne şahane olur. Aman boş ver şimdi patrondan izin al, çık in. zaten pis pis bakıp duruyor, o da çok kaçırmış galiba koltuğa camış (affedersiniz) gibi yayılmış gözlerini devirmiş beni izleyip duruyor. Şimdi bulaşmamak lazım.
Değerli büyüğüm, bu uzunlukta bir günlük sizi keser mi efendim. Gazabınıza uğramak istemem. Ben her ihtimale karşı biraz daha anlatayım.
Efendim tanıyanlarınız tanır, tanımayanlarınız içinde bir fotoğrafı temin edilebilir, benim bir kotçu Halil abim var. Bizim arastada(çarşı)iki Halil var. Biri pasta satıyor, kendisinden pastacı Halil diye bahsediliyor, diğeri kot satıyor o yüzden kotçu Halil namını yürütüyor.
Bugün Akşam üstü,kotçu halil abim ziyaretime geldi bende o esnada gıcık bir arkadaşla çetleşmekteyim. Şimdi diyeceksiniz ki, "madem gıcık ne diye çetleşiyon?"
Seviyorum ne yapayım. Gıcık mıcık idare ediyoruz. efendim lafı fazla uzatmayayım (Bu iş günlükten çıktı yavaş yavaş romana doğru gidiyor, hadi hayırlısı)( Bu Yağmurda bi türlü doymadı ya, uyudumu ne, sallasaydı da şu günlüğü kısa kesseydik)

Selam kelam faslını takiben işsizlik muhabbetlerini çetleşirken dinler gibi yaparaktan iş geldi dün akşam yaşadıklarına.(o esnada çet partnerim beni beklemeye başladı)Halil abime komşu dükkan çantacı memet kardeşimize ait,bu kardeşimizin ben babası sanıyordum ama kayınbabasıymış,
çarşımızın çaycılığını yapıyor. Neyse bu zat-ı muhterem (Halil abimiz Antalyada ikamet eder 15 senedir sabah gelir akşam gider)Halil abinın peşine takılarak kendisini ....
Daha bir kelime bile yazmıyorum. Arkası yarın inşallah...
Sevgili günlük sıkıldım yaa...

3 yorum:

eylem dedi ki...

gıcığı gıcık eden kimse acaba
demek ki sen gıcık ediyorsun ki o da gıcık oluyor sonra sana gıcık olarak yansıyor :)

Adsız dedi ki...

Sen simdi "hergün yazcam! mi diyorsun yani? Vah ki vah.. Ah be ablacim bunun bi baska yolu olmali!

Söyle bakiim, kimmis bu yüksek yerlerden sana her gün günlük yazma emrini veren? Hani belki elimizden bi sey gelir de "seni!" kurtaririz bu eziyetten, ha? Ne diyon? :))

no name dedi ki...

Ah ablacım elimizden gelen bir şey yok... mecbur her gün ufak tefek bir şeyler karalayacam...

hem benim için angarya değil ki.
ne olacak elime mi yapışır.

yazamadığım zaman da senden yardım isterim bir omuz atarsın kardeşine...