20 Temmuz 2009 Pazartesi

Ben seni çok özledim...


Yağmur da var
Çok sevdiğim rüzgar da
Bugün Pazar
Daha uyanmadı komşular
Damların üzerinde kuşlar
Daha rahatlar
Radyolarda eski şarkılar çalıyorlar bu saatlerde
Gönül penceresinden ansızın bakıp geçenlere doğru
Yağmur da var
Çok sevdiğim rüzgar da
Daha uyanmadı komşular
Bugün Pazar
Ve ben seni çok özledim
Dışan çıkmak istiyor canım
Tek başına haytalık etmek
Islanmak Pazar sabahında yağmurda
Boş caddelerde dolaşmak
Vitrinlerine bakmak mağazaların
Sinemaların afişlerine
Sokakların isimlerine
Telefon kulübelerinde uyuyan çocuklara
Bir merhaba demek sessizce
Sahilde martılara simit atmak
Otobüslerin ilk seferlerine binmek
Gitmek istiyor canım
Hayatın gittiği yere
Islık çalıp şarkılar uydurmak kendi kendine
Fırından taze ekmek alıp
Buğusunu çekmek içine
Ve ben seni çok özledim
Tam böyle bir şey
Çiçeğe su yürümesi
Bebeğin ağlaması
Toprağın uyanması
Yağmurun yağması
Ateşin sıcağı
Bu Pazar sabahı
Tam böyle bir şey
Bir sabahçı kahvesine uğramak
Bir bardak çay
Taze dem kokusu
Hayatın atardamarlarında dolaşmak
Bölmeden şehrin uykusunu
Bir siir yazmak
Pazar bulmacasının boş karelerine
Şiirde tam da bunu anlatmak delice
Tam böyle bir şey
Hesapsız gölgesiz bedelsiz kimsesiz
Bir şiir yazmak
Bir bardak çay içmek
Sokaklarda gezmek
Yağmurda ıslanmak
Ve ben seni çok özledim

İ.Sadri

19 Temmuz 2009 Pazar

Bana Bana


Sebepsiz yere gitmedin ki sen
Boşluğa beni koydun bilmeden
Yüzüme vuran boğaz rüzgarı
Hiç soğuk değil sensizliğimden

Kendini görmek ne acı
Yok olmuş hayallerin çıkmazı
Anlamak çok zor değil
Farkı yok aslında sonların

Bana bana hep bana
Ayrılıklar hep bana
Gidenlerin ardından
Bakakalmak hep bana

Korkumdan değil yüzsüzlüğümden
Kaçtım her zaman geri dönmekten
Kısacık yolum ne kadar uzun
Dalgalar vurur şimdi sarhoşum

Kaybeden yalnız ben miyim
Yok olmuş inancımı neyleyim
Son bir kez ağla bana
Gözyaşın sulara karışsın

Bana bana hep bana
Ayrılıklar hep bana
Gidenlerin ardından
Bakakalmak hep bana

Grup Dilemma

http://www.youtube-muzik.com/dilemma/bana-bana-video_1bf70f21f.html

http://www.youtube.com/watch?v=Z8Cl33oikmc

Kapıldım Gidiyorum... ( Kardeşime sevgiyle )


Kapıldım gidiyorum bahtımın rüzgarına
Ey ufuklar diyorum, yolculuk var yarına
Ayrılık görümüşken yar tutmuyor elimden,
Misafirim bugün ben, gurbet akşamlarına.

Güfte; Ömer Bedrettin Uşaklı
Beste; Kaptanzade Ali Rıza

Şevval Sam söylüyor
http://www.youtube.com/watch?v=N8sDZawBfgA&feature=related

Kandilimiz kutlu olsun


Miraç Kandili, İslam dininde kutsal sayılan gecelerden biridir. Recep ayının 27. gecesidir. Müslümanlar bu gecede peygamberleri Muhammed'in, Mekke´deki Mescid-i Haram´dan, Kudüs´teki Mescid-i Aksa´ya götürüldüğüne, oradan da gökleri aşarak, Allah´ın katına ulaştığına inanırlar. Bu olayın bahsi İslam'ın kutsal kitabı Kuran-ı Kerim'de İsra ve Necm surelerinde geçer. Bu olaya miraç ya da göğe çıkış denir. Beş vakit namaz, bu gecede farz kılınmıştır. Bakara suresinin son 2 ayeti tebliğ edilmiştir ki bu ayetler, iman esaslarını ve dua cümlelerini içermektedir. Bu mübarek günde genelde Müslümanlar dua eder, tesbih çeker ve Yasin suresini okurlar.

"Bir gece, kendisine âyetlerimizden bir kısmını gösterelim diye (Muhammed) kulunu Mescid-i Harâm'dan, çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksâ'ya götüren Allah noksan sıfatlardan münezzehtir; O, gerçekten işitendir, görendir."

(İsra :1)

18 Temmuz 2009 Cumartesi

Kankalara...


Dışarıda yağmur,
Yağmurda papatyasını bekleyen mavigün...

17 Temmuz 2009 Cuma

Ne Olur Bırakma Ellerimi


Kapatmıştım kalbimin kapılarını
Ama sen geldin araladın
Bıkmıştım bu zalim yalan hayattan
Beni sen hayata bağladın

Bilmezdim bir daha bir daha seveceğimi
Yine öğrettin bana sevmeyi
Yeniden doğdum sende öğrendim yürümeyi
Ne olur bırakma ellerimi

Yalnızlıktı sensizken tek yoldaşım
Gecelerse arkadaşım
Neredeydin bu güne dek beni bulmadın
Oysa ben seni hep aradım

Bilmezdim bir daha bir daha seveceğimi
Yine öğrettin bana sevmeyi
Yeniden doğdum sende öğrendim yürümeyi
Ne olur bırakma ellerimi

Bu güne dek hep keşke deyip durdum,
Her yeni başlangıcın sonunda yine aynı kelime
Keşke,
Yanılgılar içinde büyüdüm
Yanlış insanlar, yanlış yüzler, yanlış aşklar
Evet kapatmıştım kalbimin kapılarını
Ama sonra sen çıktın karşıma
Bunu sen kalbime girince anladım
İşte yeni bir başlangıç daha
Ama bu sefer eminim
Bu sefer keşke demiyecem
Yıllar sonra senin için söylediğim tek şey İYİ Kİ olacak

Bilmezdim bir daha bir daha seveceğimi
Yine öğrettin bana sevmeyi
Yeniden doğdum sende öğrendim yürümeyi
Ne olur bırakma ellerimi

Grup Koridor

http://www.youtube.com/watch?v=Y-O4tlL-m7M&feature=related

Nefesim Nefesine


Yatar gül harmanı gibi
Canımın dermanı gibi
Har yanında çiçek açmış
Binboğa ormanı gibi

Nesine yar nesine
Ölürüm ben sesine
Bir daha vursa idi
Nefesim nefesine

Canım sese mi geldin
Kadem basa mı geldin
Sağ olsam gelmez idin
Öldüm yasa mı geldin

Nesine...

Saçın yüzüne perde
Yüreğim düştü derde
Ayak üstü duramam
Seni gördüğüm yerde

Nesine...

Söz; Karacaoğlan
Müzik; Zülfü Livaneli

http://www.youtube.com/watch?v=thU_k5O2TKI

http://www.youtube.com/watch?v=Pshjt7Nbhpo

Dert Olur



Düşündürdü yine beni gözlerin
Her bakışın içimde ateş olur
Beni senden alır senin sözlerin
Biri biter ötekisi dert olur

Geçmişte kaldı artık mutlu günler
Deli gönlüm sana hala vurgundur
Yeter artık yeter gönül feryat et.
Bir bakarsın düşlerin gerçek olur

Biliyorum bu iş böyle çözülmez
Düşünüp susmak içine dert olur
Yeter artık yeter gönül feryat et.
Bir bakarsın düşlerin gerçek olur

Söz, müzik; Gökhan Şeşen

http://www.youtube.com/watch?v=0oaAbaOXoJo

Karadır Kaşların Ferman Yazdırır


Karadır Kaşların Ferman Yazdırır,
Aşkın Beni Diyar Diyar Gezdirir.
Lokman Hekim Gelse Yaram Azdırır,
Yaramı Sarmaya Yar Kendi Gelsin.

Ormanlardan Aşağı Aşar Gezerim,
Nazlı Yari Kaybettim Ağlar Gezerim.
Ormanların Gümbürtüsü Başıma Vurur,
Nazlı Yarin Hayali Karşımda Durur.

Karadır Kaşların Benzer Kömüre,
Yardan Ayrı Düşmek Zarar Ömüre.
Kollarımdan Bağlasalar Demire,
Kırarım Demiri Kaçarım Yare.

Ormanlardan Aşağı Aşar Gezerim,
Nazlı Yari Kaybettim Ağlar Gezerim.
Ormanların Gümbürtüsü Başıma Vurur,
Nazlı Yarin Hayali Karşımda Durur.

Uzaklara Gittim Gelirim Diye,
Tabancamı Doldurdum Vururum Diye.
Hiç Aklıma Gelmez Ölürüm Diye,
Ölüm Ver Allah’ım Ayrılık Verme.

Ormanlardan Aşağı Aşar Gezerim,
Nazlı Yari Kaybettim Ağlar Gezerim.
Ormanların Gümbürtüsü Başıma Vurur,
Nazlı Yarin Hayali Karşımda Durur.

Zonguldak-İsmet Yeşilgül-Ahmet Yamacı

http://video.google.com/videoplay?docid=-9177424522970838585

Ben seni sevduğumi dünyalara bildurdum


ben seni sevduğumi da dünyalara bildurdum
endurdun kaşlaruni babani mi eldurdum

en dereye dereye da al dereden taşlari
geçti bizden sevdaluk al cebumden saçlari

kız evunun onine da sereceğum kilimi
oldi hayli zamanlar görmedum sevduğumi

yaz geldi bahar geldi da açti yeşil yapraklar
ben sana doyamadum doysun kara topraklar

Kazım Koyuncu
Şevval Sam

http://www.dailymotion.com/video/x6nrua_ben-seni-sevdigimi-de-dunyalara-bil_music

16 Temmuz 2009 Perşembe

Yağmur'un Getirdikleri



Gerçek bir masala dahil olmayı isterdim seninle. O çok sevdiğim masalların birinde yaşasaydık her şey çok daha kolay olabilirdi. Bu bir masal der geçerdi herkes. Hiç kimse bizi üzemez, canımızı acıtamazdı. Gökten üç elma düşmüşle son bulmalıydı bu aşk. Sonu iyi biten bir masal olmalıydı yaşadıklarımız...

Olur mu sence, masallar gerçeğe dönüşebilir mi?
Evet, haklısın aslında. Hiç büyümeyen bir çocuk yanım var benim. Hâlâ masallara inanan ve bir masala dahil olmayı umut edecek kadar saf bir çocuk ruhuna sahibim...
Bu iyi bir şey mi yoksa kötü mü bilemiyorum, ama ben buyum, değişemiyorum...

Aslında çok güçlü olduğum için değil bunca şeye göğüs gererek hâlâ ayakta durabilmem. Bu içimde hiç büyümeyen çocuğun inandığı masallar sayesinde gerçekleşiyor.
İçimdeki o umut hiç tükenmiyor.

Sen aşkım, bir masal değilsin, uzaklığın boşuna her an içimdesin.
Ben senin suskunluğundayım... Sürekli içinde haykırdığın yalnızlığın, nereye varacağını bilemediğim suskunluğunun...

Şubat ayında Ankara'da yazılan bir şiir...


Bu yıl erken bastırdı kış
Yağmur yağıyor, yağmur yağdıkça seviyorum seni
kar yağıyor, kar yağdıkça seviyorum seni
karaya vurdukça, sular dondukça
uşüdükçe, birşeyler yitirdikçe, umudum kırıldıkça
çıkmaza girdikçe yaşam, yüreğim sıkıştıkça
sen değiştikçe daha çok seviyorum seni...

Donmuş suda çelik tadı var
ağzımda eski tütün ve buruk çay tadı
her sabah yaya geçiyorum bütün Ankara'yı
kömür ve kükürt kokuları arasında
her akşam yaya geçiyorum bütün Ankara'yı
okuyarak bildirilerini direnen öğrencilerin
bakarak yırtık afişlere, sarkıcı resimlerine
nereye gitsem içimde bir geç kalmışlık duygusu
bu yüzden bir saat erken gidiyorum gideceğim yere
ne zaman, nerede ve nasıl bilmiyorum, ama birden
yaşamın korkunç bir hızla değiştiğini düşünüyorum
ve ikimizin aynı kişiler olmayacağımızı yarın

Bu yıl erken bastıran kışı yaşıyoruz
Sanki ölümlü kahramanlarıyız kötü bir romanın
yeni bir dilin sözdizimine çalışıyoruz
gökyüzünü verip yüzünü alıyorum
görüntünü verip acıları siliyorum
yüzünü koyuyorum umutsuzluğun yerine

Usumda sesinin ve gövdenin
usumda sesinin ve gövdenin görkemli atlası

Özdemir İnce

O ve Ben


Sana koşuyorum bir vapurun içinden
Ölmemek, delirmemek için.
Yaşamak; bütün adetlerden uzak
Yaşamak.
Hayır değil, değil sıcak
Dudaklarının hatırası
Değil saçlarının kokusu
Hiçbiri değil.
Dünyada büyük fırtınanın koptuğu böyle günlerde
Ben onsuz edemem.
Eli elimin içinde olmalı.
Gözlerine bakmalıyım
Sesini işitmeliyim
Beraber yemek yemeliyiz
Ara sıra gülmeliyiz.
Yapamam, onsuz edemem
Bana su, bana ekmek, bana zehir
Bana tad, bana uyku
Gibi gelen çirkin kızım
Sensiz edemem.

Sait Faik Abasıyanık

15 Temmuz 2009 Çarşamba

Ellerimde Yokluğun


Sessizliğin silueti
Omuzbaşlarımda
Söğütlerin toprağa yağdığı
Yerde ve zamanda
Yokluğun değer saçlarıma
Ürperirim...

Dağlar dağ biçimindedir, serviler servi
Ve
Her akşamki yerindedir yıldızlar.
Erimiş pırlanta döker ay sulara
Bir suya bir yokluğuna uzanır ellerim
Yoğunluğundur, tutabildiğim...

Nuran Harirî

Papatyanın Mevsimi


Papatya falına bakacak zamanlar geçti,
Yağmur yağınca toprak kokmuyor.
Artık tükendim ben, gençliğim gitti,
Elim tutulunca kalbim durmuyor.

Damarlarımdaki kan dondu sanırım,
Deli gibi akıp birden coşmuyor.
Giysilerim gibi mat, karamsarım,
Yüzüm aynalardan bıktı, bakmıyor.

Sesim öyle çok çıkmıyor eskisi gibi,
Geleceğe ait düşlerim bitti.
"Ben onsuz ölürüm, yaşayamam ki"
Diye düşündüğüm dünler dönmüyor.

Necla Maraşlı

Ya sensizlik ölmekse...


Bir zamanlar sen vardın ya, ben böyle yok değildim.
Düşünürdüm, neyi mi? Hep seni odalarda,
Kimdi bana benzeyen baktığım aynalarda?
Senden başkası mıydı o sessiz beklediğim?..

Bir zamanlar sen vardın ya, ben böyle değildim.
Kim bilir ağlamayı, ölüp kendi kabrinde...
Sensizliği bu türlü benim kadar kim bilir?
Akşam karanlığında herkes gider, o gelir,
En sevdiğim çiçekler çürümüş ellerinde...
Kim bilir ağlamayı, ölüp kendi kabrinde...

Ya sensizlik ölmekse her gün bir başka türlü,
Ya bir şey olmamaksa, sen olmak o yerlerde.

Yaşamak nerde hani, yaşamak gücü nerde?
Bilinmez sensiz kalan yaşıyor mu, ölü mü?
Ya sensizlik ölmekse, her gün bir başka türlü...

Ümit Yaşar Oğuzcan

Sen Beni Tanımamışsın...


Daha ne kadar parça parça olmalı yüreğim?
Daha ne kadar kanlı bıçaklı sürecek aşkımız?
Üzmeyecektin, söz verdin ama nafile.
Kendini yorma hiç boşuna kendini zorlama...

Yar olmaz sen beni durduramazsın,
Devamlı oyunlarla bağlayamazsın,
Yok yok yok sen beni tanımamışsın,
Eğri ruhum benim, anlamamışsın...

Yok yok yok sen beni tanımamışsın,
Karadır gözüm benim anlamamışsın...

Ben bu gemiler yakmasını da
Ben bu durumdan çıkmasını da
Ben ağlarken gülmesini de
Bilirim...

Nilüfer

http://www.youtube.com/watch?v=7UZYdo9l44M&feature=related