21 Ekim 2009 Çarşamba

Eski Mahalle 12. Bölüm

Gencin solukları düzelmiş, yüzüne renk gelmişti. Kendini toparladığına göre artık banktan kalkabilirdi ama genç adamın gözlerindeki bakış ve yüzündeki hüzünlü ifadesi Ebru'ya kedisini hatırlattı. Belki biraz sohbetin kendisine iyi geleceğini düşünen Ebru;
-"Burada mı oturuyorsunuz" dedi.

Ekrem, kendisine ilgiyle bakan ve durmadan sorular soran kadına baktı, yıllar sonra "nasıl biriydi" diye kendisine sorsalar, hiç bir ayrıntıyı atlamadan sayabilecek kadar zihnine kazınmıştı bu güzel yüz. Konuşmak istiyordu ama bu krizlerin sonunda sesinin zorlukla çıktığını, heyecandan sesinin titremesini engeleyememe korkusuyla usulca; -"Hayır" diyen sesini kendisi bile zor duymuştu...

Ebru, başka soru sormadan burdan uzaklaşıp evine gitmesi gerektiğini biliyordu ama nedense kendisine hüzünle bakan iki çift gözden kendini alamıyordu. Artık bankta fazla duramıyacaktı. Verdiği karardan vazgeçmekten korkarak, -"iyi günler" diyerek koşarcasına uzaklaştı...

Ekrem giden genç kadının arkasından hala bakmaktaydı...
Bir an yanında kalıp kendisiyle konuşacağını sanmıştı. Neden telaşlı bir şekilde yanından ayrıldığını anlamamıştı. Yanında oturmasını ne kadar da isterdi. Belki de benden korktu diye düşündü, tabii ya kimbilir yanına oturduğum zaman ne haldeydim... Öyle güzel ki... Onu tekrar görebilmek isterdi. Ya evliyse. Evinde eşi ve çocukları bekliyorsa... Bu düşünceyi hemem aklından sildi. Nedense ilk defa böyle bir düşünce onun canının sıkılmasına neden olmuştu. Genç kadın gözden kaybolunca yerinden kalkarak her zaman oturduğu kafeye doğru yürümeye başladı.

bitmez
Mavigün

Hiç yorum yok: