13 Mayıs 2009 Çarşamba

Gel Gör Beni Aşk Neyledi


Ben yürürüm yana yana
Aşk boyadı beni kana
Ne âkilem ne divane
Gel gör beni aşk neyledi

Gâh eserim yeller gibi
Gâh tozarım yollar gibi
Gâh akarım seller gibi
Gel gör beni aşk neyledi

Akar suların çağlarım
Dertli ciğerim dağlarım
Şeyhim anuban ağlarım
Gel gör beni aşk neyledi

Ya elim al kaldır beni
Ya vaslına erdir beni
Çok ağlattın güldür beni
Gel gör beni aşk neyledi

Ben yürürüm ilden ile
Şeyh anarım dilden dile
Gurbette halim kim bile
Gel gör beni aşk neyledi

Mecnun oluban yürürüm
Ol yâri düşte görürüm
Uyanıp melûl olurum
Gel gör beni aşk neyledi

Miskin Yunus biçareyim
Baştan ayağa yareyim
Dost elinde avareyim
Gel gör beni aşk neyledi

YUNUS EMRE

http://www.youtube.com/watch?v=TPGZ7f_DLGw

12 Mayıs 2009 Salı

Mavigün'e


Deniz Türküsü

Dolu rüzgarla çıkıp ufka giden yelkenli!
Gidişin seçtiğin akşam saatinden belli,
Ömrünün geçtiği sahilden uzaklaştıkça
Ve hayalinde dolan aleme yaklaştıkça,
Dalga kıvrımları ardında büyür tenhalık,
Başka bir çerçevedir, gitgide, dünya artık.
Daldığın mihveri, gittikçe, sarar başka ziya;
Mavidir her taraf, üstün gece, altın derya...

Yol da benzer hem uzun, hem de güzel bir masala
O saatler ki geçer başbaşa yıldızlarla...
Lakin az sonra leziz uyku bir encama varır.
Hilkatin gördüğü rüya biter. Etraf ağarır.
Som gümüşten sular üstünde, giderken ileri,
Ta uzaklarda şafak bir bir açar perdeleri...
Musikîyle bir alem kesilir çalkıntı!
Ve nihayet görünür gök ve deniz saltanatı!

Girdiğin aynada geçmiş gibi diğer küreye,
Sorma bir saniye, şüpheyle sakın: Yol nereye?
Ayılıp neş'eni yükseltici sarhoşluktan,
Yılma korkunç uçurum zannedilen boşluktan!
Duy tabiatte biraz sen de ilâh olduğunu!
Ruh erer varlığın zevkine duymakla bunu.
Çıktığın yolda bugün yelken açık, yapayalnız,
Gözlerin arkaya çevrilmeyerek, pervasız
Yürü! Hür maviliğin bittiği son hadde kadar!

İnsan alemde hayal ettiği müddetçe yaşar...

Yahya Kemal Beyatlı

MAVİLİGÜNLER


Dostlar,
Gökyüzünün rengi ne olursa olsun,
BBO Adasında, BBO FM 95.5 te
Gökyüzü hep MAVİ olsun...

mavi sevgi
mavi huzur
mavi mutluluktur...
mavi düşler yeşertir umutları
mavi derinlikler yüceltir
mavi gökyüzü kanatlandırır insanı
mavi hayattır ve hayat masmavidir...

11 Mayıs 2009 Pazartesi

Hayat... Ben...


Çok sevdim seni
Çok üzdün üzdün beni...
Uykusuz bir gece
Ve saat epey geç
Aklımda bir sorun var ve elimde cevap
Sabah olsa ben bi kere sızsam
Ve sonra tekrar uyanıp da konuşsam
Hayat hayat diye ben hayat hayat dinle beni!
Bırak bırak peşimi bırak bırak peşimi beni
Hayat ben vazgeçtim!

Bu dünya çok elips!
Hayat çok edepsiz!
Adımı bile koymuşlar
Benden habersiz!
Belki konuşmak da yaşamak gibi
Belki çok gereksiz çok gereksiz!!
Bedenim senin ama hayat ruhum asla!
Diye ben hayat hayat masumum...
Bırak bırak peşimi bırak bırak peşimi benim
Hayat ben vazgeçtim!

Geri ver geri ver geri ver
Herşeyi herşeyimi herşeyi baştan!
Yeni baştan çok üzüldüm çok üzdüler beni!
Hayat sayende o insanlar
İnsanlar insanlar var ya
Hepsi hepsi kadar en çok masum
Ve biraz da suçluyum
Ama sen çok günahkarsın hayat(Çok sevdiim)
Hala masumum hala masumum hayat(Çoook sevdiim)
Ama herkes kadar günahkarım(Çok üzdün beni hayat)
Çok çok sevdim seni hayat
Sevdim sevdim seni ama
Hayat seni ben seçmedim!!
Çok Çok üzdün beni hayat üzdün üzdün beni hayat!!
Hayat seni ben affetmedim!!!

Söz: Cem Adrian
Müzik: Cem Adrian

Aşk-ı Derya


Tayfuna tutuldum aşk deryasında
Yönümü yitirdim yüzer dururum
Sahilde vurduğum dert adasında
Dolmayan çilemi yazar dururum...
.....
......
....
Cemal Safi

10 Mayıs 2009 Pazar

9 Mayıs 2009 Cumartesi

O Çarşamba


Kanlıca'da bir akşam hazırlığı
bir deniz bir de bendeniz.
Sizi düşündüm durdum gündüzsüz gecesiz
kıyı boyunca aralıksız bir kuş yağmuru,
denize dalan karabataklar
kızıllığın saçlarınıza sığmayan sonsuzluğu
ilk sevda sarhoşluğu...
Gözleriniz miydi gönlüme akan
özleminiz miydi neydi
martı seslerinde duyulan?
Alaca karanlıkta
sizin kanınız mıydı
dudaklarımdan sızan?
Mehtaplı bir bayram gecesinde
o çarşamba gününü hatırlıyor musunuz?
Ölüme mahkum etmiştiniz beni
biliyor musunuz?

Kanlıca'da bir akşam hazırlığı,
bir deniz bir de bendeniz.
Siz bakmayın bulutlandığıma
bırakınız yıkılsın bu şubat ayaklarıma
ne yapsam aklımdan çıkmıyorsunuz.
Rıhtımda ayın yirmisi sularında
yakamozlar hıçkırır mı sizinde
şarkılarınızda?
Çoktan iflah olmaza çıktı adım
hep sizinle yaşadım,
ben gelmezsem siz gelir misiniz?
Gelemezsiniz...
Çünkü gözleriniz ışık tutmuyor
kalbinizin karanlık olduğunu
bilmiyosunuz
o çarşamba gününü hatırlıyor musunuz?
Ölüme mahkum etmiştiniz beni biliyor musunuz?

Kanlıca'da bir akşam hazırlığı,
bir deniz bir de bendeniz.
Siz kendinize yetmiyorsunuz,
bazen gerçek bazen yalansınız
önümden bir bulut gibi geçtiniz
o dumanlı ayazda
zehrinizi damarlarıma akıttınız.
Sizin için mutluluğumu kaybettim,
yüzünüzü ezberden defterime çizdim.
Bir geminin batmasına sebep oldunuz
yıldızların kaçıştığını görüyor musunuz?
İşte geldik gidiyoruz.
Siz söyleyin
o çarşamba gününü hatırlıyor musunuz?
Ölüme mahkum etmiştiniz beni
biliyor musunuz?

Kerem Alışık

Kağıttan Gemi


Kağıttan bir gemi yaptım, küçücük
Ya 5 öpücük sığar içine
Ya 10 öpücük...
Kız kardeşim;
"10 öpücük, batar bu gemi" dedi.
Sen misin?
15 öpücük...
Anam; "Sakın denize atma" dedi,
"Doğru havuza"
Sen misin?
Doğru denize,

Ama ıslanmasıyla batması bir oldu...

Bir gemi daha yaparım ne çıkar
Hem bu sefer öpücük yerine
Sunturlu birkaç küfür...
Daha birkaç gemi yaparım
Çok şükür...

Bedri Rahmi Eyüboğlu

Elemtere fiş


elemtere fiş
kem gözlere şiş
benim bir yarim var müthiş
bazen yedi yaşında bazen yetmiş

elemtere fiş
kem gözlere şiş
benim bir yarim var müthiş
azcık rum azcık kürd azcık ermeni
aklına esmeye görsün.
Galata kulesinin
tepesinden atar beni
sonra benden önce iner, tutar beni

elemtere fiş
kem gözlere şiş
benim bir yarim var müthiş
yarısı imam yarısı keşiş
misli menendi görülmemiş
her parmağında bir marifet
hünerli mi hünerli

ayıptır söylemesi
hemi Galatasaraylı hemi Fenerli


Bedri Rahmi Eyüboğlu

8 Mayıs 2009 Cuma

İyi ki Doğdun...


Canım kardeşim,
Doğum günün kutlu olsun. Yeni yaşınla beraber, tüm düşlerinin gerçekleşmesini diliyor ve bana senin gibi bir kardeş bahşettiği için Allaha şükrediyorum.
Seni çok seviyorum...




Sordum Erkin babaya, o da seni çok seviyor ve bu şarkı senin içinmiş...

Arap Saçı

Bir derdim var dinleyin
Ey gökteki yıldızlar
Beni benden çalarak
Kaybolup gitti yıllar

Aşk aşk aşk yüzünden
Izdıraba kul oldum
Ömrüm böyle tükendi
Ne kadar zalim yıllar

Gönlüm söz dinlemiyor
Sevdiğimi ver diyor
Kim görse şu halimi
Bir daha sevme diyor

Ooof aşk yüzünden arap saçına döndüm
Çöz beni arap saçı
Çivi çiviyi söker
Budur bunun ilacı

Sen gittin saçlarıma
Erimez karlar yağdı
Mevsimlerin tadı yok
Baharım sende kaldı

Ansızın gidiverdin
Haber bile vermedin
Hem kendin harap oldun
Hem beni benden ettin...



Yağmur yağıyordu ve o sahibini arıyordu...
Kabul edersen artık senindir, adını sen koy...

7 Mayıs 2009 Perşembe

Dinle Neyden


Mest olup dizlerinde seyrederken denizi,
Biz mi seyre dalmıştık yoksa mehtap mı bizi;
O alevden buseler yakarken kalbimizi,
Biz mi seyre dalmıştık yoksa mehtap mı bizi...

Beste Güfte; Ayhan Tunçsiper

Kalbimin Sahibi Sensin


Kalbimin sahibi sensin, orda yalnız sen varsın
Benim için sen her şeysin, neş'e sin hayatsın

Ömrüm geçip de saçlarıma beyazlar dolsa bile
Benim için sen herşeysin, neş'e sin hayatsın...


Söz; Muazzez Kürdan
Beste; Şekip Ayhan Özışık

http://www.youtube.com/watch?v=5izm-7w3KDA

6 Mayıs 2009 Çarşamba

Siz Aşktan N'anlarsınız Bayım


Çok şey öğrendim geçen üç yıl boyunca
Alt katında uyumayı bir ranzanın
üst katında çocukluğum...
Kağıttan gemiler yaptım kalbimden
Ki hiçbiri karşıya ulaşmazdı.
Aşk diyorsunuz,
limanı olanın aşkı olmaz ki bayım!
Allahla samimi oldum geçen üç yıl boyunca
havı dökülmüş yerlerine yüzümün
büyük bir aşk yamadım.
Hayır...
Yüzüme nur inmedi, yüzüm nura indi bayım
gözyaşlarım bitse tespih tanelerim vardı
tespih tanelerim bitse gözyaşlarım...
Saydım insanın doksandokuz tane yalnızlığı vardı.
Aşk diyorsunuz ya,
ben istemenin Allahını bilirim bayım!
Çok şey öğrendim geçen üç yol boyunca
balkona yorgun çamaşırlar asmayı
-ki uçlarından çile damlardı-
güneşte nane kurutmayı...

Ben acılarımın başını
evcimen telaşlarla okşadım bayım.
Bir pardesüm bile oldu
içinde kaybolduğum.
İnsan kaybolmayı ister mi?
Ben işte istedim bayım.
Uzaklara gittim,
uzaklar sana gelmez, sen uzaklara gidersin.
Uzaklar seni ister,
bak uzaklar da aşktan anlar bayım!

Süt içtim acım hafiflesin diye,
çikolata yedim bi köşeye çekilip
zehrimi alsın diye.
Sizin hiç bilmediğiniz, bilmeyeceğiniz
İlahiler öğrendim,
siz zehir nedir bilmezsiniz
zehir aşkı bilir oysa bayım!
Ben mirac gecelerinde
Bir peygamberin kanatlarında teselli aradım
Birlikte yere inebileceğim bir dost aradım
uyuyan ve acılı yüzünde kardeşimin
Bir şiir aradım...
Geçen üç yıl boyunca
Yüzü dövmeli kadınların yüzünde yüzümü aradım
ülkem olmayan ülkemi
kayboluşumu aradım.
Bulmak o kadar kolay olmasa gerek diye düşünmüştüm
Bi ters bi yüz kazaklar ördüm
Haroşa bir hayat bırakmak için
Bırakmak o kadar kolay omasa gerek diye düşünmüştüm
Kimi gün öylesine yalnızdım.
Derdimi annemin fotoğrafına anlattım
Annem,
Ki beyaz bir kadındır, ölüsünü şiirle yıkadım
Bir gölgeyi sevmek ne demektir bilmezsiniz siz bayım
Öldüğü gece terliklerindeki izleri okşadım.
Çok şey öğrendim geçen üç yıl boyunca
Acının ortasında acısız olmayı...
Kalbim ucu kararmış bir tahta kaşık gibiydi bayım
Kendimin ucunu kenar mahallelere taşıdım
Aşk diyorsunuz ya,
İşte orda durun bayım!
Islak unutulmuş bir taş bezi gibi kalakaldım
Kendimin ucunda...
Öyle ıslak,
Öyle kötü kokan
Yırtık ve perişan...
Siz aşkı ne bilirsiniz bayım
Aşkı aşk bilir yalnız...

Didem Madak

Sadece Koklayacaktım


Ben ademin torunuyum
Hem deliyim hem doluyum
Yasak ormandan yem kaptım
Tadına bakmayacaktım
Sadece koklayacaktım

Gel bir türkü söyleyelim
Hep beraber oynayalım
Anlamazsan neyleyelim
Buraya gelmeyecektin
Sadece koklayacaktın

Bir acayip yarıştasın
Hem öndesin hem rahatsın
O zaman ne için ağlarsın
Ödülü almayacaktın
Sadece koklayacaktın

Tadına bakmayacaktım
Sadece koklayacaktım

Deli gönlüm kaynayınca
Bir çiçek aldım koynuma
Tepelerden düştüm takla
Aşık olmayacaktım
Sadece koklayacaktım

Sevenin gönlü dumandır
Hem karanlık hem sıcaktır
Böyle sevda akla ziyandır
İçine çekmeyecektin
Sadece koklayacaktın

Tadına bakmayacaktım
Sadece koklayacaktım

Söz: Kaan Tangöze
Müzik: Kaan Tangöze
Albüm: Seni Kendime Sakladım

http://www.youtube.com/watch?v=K3VwXrBsXhM

Bir Çocuk Sevdim


Bir çocuk gördüm uzaklarda
Gözleri kederli hatta korkulu
Her şeye rağmen biraz gülümsedi çocuk
Sıcak sade ama biraz kuşkulu

Bir çocuk sevdim uzaklarda
Sanıyordum ki onun özlemi de buydu
O ise bir bakışta beni örtülerimden
Yalnızca ve yalnızca duygularıyla soydu

Ben böyle yürek görmedim böyle sevgi
Şimdi çocuk büyümekte günbegün
Bütün hüzünleri okşadı birer birer
Gizli bir ümide sarılarak biraz küskün

Bir çocuk gördüm uzaklarda
Biraz çocuk biraz adam biraz hiçti
Ellerinde yaşlı zaman demetleri
Daha önce denenmemiş yeni bir yol seçti

Bir çocuk sevdim uzaklarda
Bir elinde yarın öbür elinde dün
Erken ihtiyarlamaktan sanki biraz üzgün
Dünyanın haline bakıp güldü geçti

Söz: Sezen Aksu
Müzik: Onno Tunç
Bilgi notu: Sezen Aksu tarafından Deniz Gezmiş için yazıldığı söylenir...
http://www.dailymotion.com/video/x1er89_kirac-funda-bir-cocuk-sevdim_events

Yer çekimsiz ortamda şizofreni


Olağan bir gündü. Sabah erken kalkıp avuçlarımı kestim. Kan pıhtılaştıktan sonra bahçeye çıkıp bir süre gökyüzünü seyrettim telaşla. Gaz hareketi sürüyordu. Hava çizgi film tadındaydı. Eve dönüp birkaç arkadaşımı, annemi, babalarımı ve tanışmaya çalıştığım devlet büyüklerini aradım telefonla. Tanrıların her yerleri ağrıyor. Kimse bana sırlarını anlatmıyor. Kurduğum ilişkilerde leke bırakamıyorum. Şömineye ceset saklayabilecek kadar zengin de değilim. Neoklasik gözlerimle postmodern dudaklarım uyum içersinde aslında. Yalnızlıkla aramızdaki ezeli rekabetten ucuz espri anlayışımla yine ben galip ayrılacağım. İstanbul'da ****** olmak büyük avantaj: Ara sokaklara doğru kalp çarpıntılarınız artıyor. Yasallığın kaybolduğu noktalarda insan, vücudunu özlüyor, etini özlüyor. Söyleyecek sözüm yok. Yeni bir sevdaya tutulana kadar yerçekimsiz ortamda şizofreni dersleri alacağım.

Bendeki görüntülerle genç kızların ***** büyüyor. Rakıya eğilmiş oğlan çocukları, kaliteli sarhoşluk hayalleri görürken, siyahını borç istediğim gecenin saçlarındaki çıplaklık fazlasıyla frapan. Tedirgin bitkiler, güçlü hayvanların arkasına saklanmış. Nerede olduklarını sanıyordum?! Patronsuzdum. Bir miktar alkol ruhumdaki teröristleri sakinleştirebilirdi. Evet, hemen içmeliydim. Salaklığıma tesir edebilecek cinayetlere karışmalıydım. Olağan bir gündü. Sabah erken kalkıp avuçlarımı kestim...

Küçük İskender

Artık Yeşerecek bir Dalım Yok


Artık yeşerecek bir dalım yok
Yağmurlar yağsa da hoş, yağmasa da
Üç günlük ömrümü bir günde yitirdim
Yarınlar gelse de hoş, gelmese de
Paydos mutluluğa, paydos artık
Kaderim gülse de hoş, gülmese de...

Güfte: Türkân Ateş
Beste: Necdet Tokatlıoğlu

http://www.canliklip.com/klip-dinle-14986/Funda-Arar-artik-yeserecek-bir-dalim-yok-2008-ruya.html