6 Mayıs 2009 Çarşamba

Siz Aşktan N'anlarsınız Bayım


Çok şey öğrendim geçen üç yıl boyunca
Alt katında uyumayı bir ranzanın
üst katında çocukluğum...
Kağıttan gemiler yaptım kalbimden
Ki hiçbiri karşıya ulaşmazdı.
Aşk diyorsunuz,
limanı olanın aşkı olmaz ki bayım!
Allahla samimi oldum geçen üç yıl boyunca
havı dökülmüş yerlerine yüzümün
büyük bir aşk yamadım.
Hayır...
Yüzüme nur inmedi, yüzüm nura indi bayım
gözyaşlarım bitse tespih tanelerim vardı
tespih tanelerim bitse gözyaşlarım...
Saydım insanın doksandokuz tane yalnızlığı vardı.
Aşk diyorsunuz ya,
ben istemenin Allahını bilirim bayım!
Çok şey öğrendim geçen üç yol boyunca
balkona yorgun çamaşırlar asmayı
-ki uçlarından çile damlardı-
güneşte nane kurutmayı...

Ben acılarımın başını
evcimen telaşlarla okşadım bayım.
Bir pardesüm bile oldu
içinde kaybolduğum.
İnsan kaybolmayı ister mi?
Ben işte istedim bayım.
Uzaklara gittim,
uzaklar sana gelmez, sen uzaklara gidersin.
Uzaklar seni ister,
bak uzaklar da aşktan anlar bayım!

Süt içtim acım hafiflesin diye,
çikolata yedim bi köşeye çekilip
zehrimi alsın diye.
Sizin hiç bilmediğiniz, bilmeyeceğiniz
İlahiler öğrendim,
siz zehir nedir bilmezsiniz
zehir aşkı bilir oysa bayım!
Ben mirac gecelerinde
Bir peygamberin kanatlarında teselli aradım
Birlikte yere inebileceğim bir dost aradım
uyuyan ve acılı yüzünde kardeşimin
Bir şiir aradım...
Geçen üç yıl boyunca
Yüzü dövmeli kadınların yüzünde yüzümü aradım
ülkem olmayan ülkemi
kayboluşumu aradım.
Bulmak o kadar kolay olmasa gerek diye düşünmüştüm
Bi ters bi yüz kazaklar ördüm
Haroşa bir hayat bırakmak için
Bırakmak o kadar kolay omasa gerek diye düşünmüştüm
Kimi gün öylesine yalnızdım.
Derdimi annemin fotoğrafına anlattım
Annem,
Ki beyaz bir kadındır, ölüsünü şiirle yıkadım
Bir gölgeyi sevmek ne demektir bilmezsiniz siz bayım
Öldüğü gece terliklerindeki izleri okşadım.
Çok şey öğrendim geçen üç yıl boyunca
Acının ortasında acısız olmayı...
Kalbim ucu kararmış bir tahta kaşık gibiydi bayım
Kendimin ucunu kenar mahallelere taşıdım
Aşk diyorsunuz ya,
İşte orda durun bayım!
Islak unutulmuş bir taş bezi gibi kalakaldım
Kendimin ucunda...
Öyle ıslak,
Öyle kötü kokan
Yırtık ve perişan...
Siz aşkı ne bilirsiniz bayım
Aşkı aşk bilir yalnız...

Didem Madak

Hiç yorum yok: