25 Nisan 2009 Cumartesi

Doğanın sesi


Beyaz adamın kurduğu şehirler de huzur ve barış yoktur. Beyaz adamın kurduğu şehirlerde, bir çiçeğin taç yapraklarının açarken çıkardığı tatlı sesler, bir kelebeğin kanat çırpışları duyulmaz.

Kızılderili sözü...

Mavigün'e


Düğün

Bi düğün, bi tören
Yine başladı aynı şölen
Kınalar yakılır
Boyanır gözü yaşlı gelin
Bitince bu mutlu düğün
Gelin ile damat kalır bi köşede
Olur yine başka bi gün
Geliriz oynarız hep birlikte

Analar, babalar
Otururlar bir masaya
Yenilir, içilir
Takılır paralar yakaya
Bitince bu mutlu düğün
Gelin ile damat kalır bi köşede
Olur yine başka bi gün
Geliriz oynarız hep birlikte

Geçecek bir ömür
Seçecek herkes eşini
Bi yüzük takarak
Tutacak eşler sözünü
Bitince bu mutlu düğün
Gelin ile damat kalır bi köşede
Olur yine başka bi gün
Geliriz oynarız hep birlikte

Pinhani

23 Nisan 2009 Perşembe

Emir


Dur!
Dedi,
Durdum.
Son oldum...

Aşk Tek Kişiliktir


Tek kişilik kalabalıktır aşk.
Aşk tek kişiliktir; İkinci bir kişiye bilet yoktur.
Kendinin yayasıdır aşkta ikinci kişi,
Kendinin mayası; Herkes sevgisini sever...

Aşk nedir İncil'e göre? Nedir Tevrat'a, Zebur'a, Kurân'a göre?
Bu kitaplardaki aşklar küfürler neyin rengine göre?

İnsandır, insan aslolan, insana göre
Bir bedeni o kıyısızlığa bırakma saati geldiğinde gitmek bir yalnızlıktır.
Bütün gitmeler bir yalnızlıktır kalmaya göre...

Sevginin ve cesaretin cesetleriyle günler ağır ve kirli tortusunu bırakırken ömrümüze; Günler, düşlerimize, özlemlerimize... Uzaklığın şakağında kaç namlu kimbilir yakın olmasın diye?
Sonra biz buradan uçurumlara teslim olan gençliğimizle!

En rezili belki parayla insan arasındaki yalnızlıktır; Hiçbir inanç, hiçbir ideoloji, hiçbir aşk, hiçbir kitap bu yalnızlığın kurallarını bozamıyor
Bu da bir yalnızlıktır...

"Yalnızlık bir yağmura benzer"
Yağmurdan önce biz, bütün çılgınlıkları bir bir bölüştük, bir bir türküleri, telaşlı koşuşları, bir bir silahları, tabuları, ayrılıkları; Çoğaltıp yalnızlığımızı feodal tekkelerde ellerimizin üstünde bir el bile yokken bölüştük vuruşları.

Sonra bir geceydi ve yalnızdık; Çoğalttık susuşları...
Yağmura yakalandığımız geceye çarptık; Geceye olmadı.
Ama biz paramparçaydık!

Ve hayat gasp etti o mağrur duruşları...

Hâlâ dağların üstünde, zambakların içinde işte şu hayat; Destan ve yalnız hayat!
Yalnızlığa halay halay ellerim;
Kırılası kırılası ellerim!
Benim ellerim, yuh ellerim, şair ellerim...
Kalemimi silahıyla koruyan, kalemi de silahı da yalnız ellerim;
"Yalnızlık bir yağmura benzer"
Yağmurda sırılsıklam ellerim...

Daha birileri biryerlerde yaralardan söz ediyor; Sonra binlerce ses o bir sesin üstüne, belki de yüzbinlerce...
Ama kime anlatılır ki yara, orada yara olarak yalnız.
Yarayı anlatan, anlatırken; Yara ise orada yara olarak yalnız!
Destan ve yalnızdır hayat kırılası ellerim!

Herkes kendine göre bir yalnızlıktır!

İyi ki doğmadınız hiç doğmayanlar ya da doğması olasılık kalanlar, doğarken biz de spermdeki olasılık kadardık; O olasılıkla doğmak veya doğmamak üzere yalnızdık.
Şimdi de yaşamak ve ölmek hâlâ bir olasılıktır.
Hep mengenede, kaderde en çok da yaşamak bir olasılıktır.

Sevişmek ey, yaşamak bir olasılıktır!
Yalnızlığı sevişirken eksiltiyor, eskitiyor ve eskiyoruz...
Seviştiğim gece emzirdiğim gecedir,
Özümü katarım ona;
Geceyi kanatırım gece beni kanatır.
Gece insanlığımız
İnsanlığımız ise yalnızlıktır...

Giderek insanlaşıyor, uygarlaşıyor ve insansızlaşıyoruz...
"Görgü tanıklarının ifadelerine göre"
Günlerin dağınık yüzü ter ve keder içinde;
Zanlıları her sabah o resmi geçitlerde...
İşte hayatlarımız intiharların ve cesaretlerin sustuğu yerde;
Hayatlarımız diğer hayatların da cesetleriyle...
Hayatlarımızda kimselerin bilmediği yalnızlıklar;
Ama kimseler bilse de bilmese de yalnızlık var ey bütün yalnızlıklar!

Yılmaz Odabaşı

Aşk Tek Kişiliktir


Sanmayın Ferhat’la Şirin
Çok sevdi birbirlerini
Delicesine seven Ferhat’tı
Uğruna Demir Dağını deldi
Şirin’in ki sevgiden ibaretti
Sevdiği Ferhat’ın sevgisiydi
İşte aşk tek kişiliktir
Tarih bize böyle öğretti.
Arılar çiçeğe âşık
Çiçekler baharda açar
Bahar güneşi bekler
Güneş kimi sever, meçhul
Aşk tek kişiliktir
Böyle öğretti iklim bize.
Geyikler dağa sevdalı
Dağ ırmağa âşık
Irmak hep denize dökülür
Deniz kimi sever bilinmez
Aşk tek kişiliktir
Böyle öğretti doğa bize.
Ben sana vurgun
Sense bir başkasına
Senin sevdiğin şahıs
Kimi sever belli değil
Zaten umurumda da değil
Aşk tek kişiliktir
Böyle öğretti hayat bize...

Vedat Akdeniz

Dağ Rüzgarı


Kaderde senden ayrı düşmek de varmış
Doğrusu bunu hiç düşünmemiştim...
Seni tanımadan
Hele seni böyle deli divane sevmeden
Yalnızlık güzeldir diyordum
Al başını, kaç bu şehirden
Ufukta bir çizgi gibi gördüğün dağlara
Rüzgarın iyot kokularını taşıdığı denizlere git
Git gidebildiğin yere git diyordum
Oysa ki, senden kaçılmazmış
Yokluğuna birgün bile dayanılmazmış.
Bilmiyordum...

Yine de dayanmaya çalışıyorum işte
Bir kır çiçeği koparıyorum gözlerine benzeyen
Geçen bulutlara sesleniyorum ellerin diye
Rüzgar güzel bir koku getirmişse
Saçlarını okşayıp gelmiştir diyerek avunuyorum
Yaşamak seninle bir başka zamanı
Bir başka zamanda seni yaşamak
Herşeyden önce sen
Elbette sen
Mutlaka sen
İster uzaklarda ol
İster yanıbaşımda dur
Sen ol yeter ki bu zaman içinde
Ben olmasam da olur
Seni bir yumağa sarıyorum yıllardır
Bitmiyorsun
Çaresizliğim gün gibi aşikar
Su olup çeşmelerden akan güzelliğin
İnceliğin ışık ışık yüzüme vuran
Sen güneş kadar sıcak
Tabiat kadar gerçek
Sen bahçelerde çiçekler açtıran
Sudan, havadan, güneşten yüce varlık
Sen, o tek sevgi içimde
Sen görebildiğim tek aydınlık

Bir nefes de benim için al
Havasızlıktan öldürme beni
Bulutlara, yıldızlara benim için de bak
Susadım diyorsam
Bir yudum su içmelisin
Ben yorulduysam sen uyumalısın
Ellerim sevilmek istiyor
Saçlarım okşanmak istiyor
Dudaklarım öpülmek istiyor
Anlamalısın.

Ağaçların yeşili kalmadı
Gökyüzünün mavisi yok
Bu dağlar o dağlar değil
Rüzgarında kekik kokusu yok
Kim bu çaresiz adam
Bu kan çanağı gözler kimin
Kaç gecedir uykusu yok
Gündüzü yok
Gecesi yok
Yok
Yok
Anladım
Sensiz yaşanmaz bu dünyada
İmkanı yok...

Ümit Yaşar Oğuzcan

Duydum ki...


Duydum ki bizi bırakmaya azmediyorsun, etme.
Başka bir yar, başka bir dosta meylediyorsun, etme.
Sen yadeller dünyasında ne arıyorsun yabancı,
Hangi hasta gönüllüyü kasdediyorsun? etme.
Çalma bizi bizden bizi gitme o ellere doğru,
Çalınmış başkalarına nazar ediyorsun, etme.
Ey ay felek harab olmuş, alt üst olmuş senin için,
Bizi öyle harab, öyle alt üst ediyorsun, etme.
Ey makamı var ve yokun üzerinde olan kişi,
Sen varlık sahasını öyle terk ediyorsun, etme.
Sen yüz çevirecek olsan ay kapkara olur gamdan,
Ayın da evini yıkmayı kastediyorsun, etme.
Bizim dudağımız kurur sen kuruyacak olsan,
Gözlerimizi öyle yaş dolu ediyorsun, etme.
Aşıklarla başa çıkacak gücün yoksa eğer,
Aşka öyleyse ne diye hayret ediyorsun, etme.
Ey cennetin, cehennemin elinde olduğu kişi,
Bize cenneti öyle cehennem ediyorsun, etme.
Şekerliğinin içinde zehir zarar vermez bize,
O zehiri o şekerle sen bir ediyorsun, etme.
Bizi sevindiriyorsun, huzurumuz kaçar öyle,
Huzurumu bozuyorsun sen, mahvediyorsun, etme.
Harama bulaşan gözüm güzelliğinin hırsızı,
Ey hırsızlığa da değen hırsızlık ediyorsun, etme.
İsyan et ey arkadaşım söz söyleyecek an değil,
Aşkın baygınlığıyla ne meşk ediyorsun, etme.

Mevlana Celaleddin Rumi

Irmak


Kusuruma bakmayın benim a dostlar, bağışlayın beni.
Ben, davullara bayraklara aldırmayan
bir padişahın yoluna düşmüşüm,
deli divane olmuşum...
Çok uzaklarda yürüyen bir adam gibiyim ben,
çok uzaklardan geçen bir hayal gibi.
Ama yok da sayılmam hani,
var olan bir şeyim ben...

Hadi ben bensiz geleyim,
sen sensiz gel.
Ne varsa şu ırmağın içinde var,
soyunalım iki can,
dalalım şu ırmağa hadi.
Bu kupkuru yerde yıkanmadan gayri ne gördük,
bu kupkuru yerde ne gördük zulümden gayri...

Bu ırmakta ne ölmek var bize,
bu ırmakta ne gam var, ne keder, ne dert.
Bu ırmak alabildiğine yaşamaktan,
bu ırmak iyilikten cömertlikten ibaret...

Durma, çabuk gel, gelmem deme.
Ne evet demek yaraşır sana, ne hayır.
Senin şânına sadece gelmek yaraşır dostum,
senin şânına sadece gelmek yaraşır...

Mevlana

KUTLU OLSUN


Dil, din , ırk ayrımı yapmadan bu günü çocuklarımıza armağan eden büyük önderimiz Mustafa Kemal ATATÜRK' ü saygıyla anıyoruz...

Hepimizin Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlu olsun...

Vatan ANA´dır, ANA VATAN...


Bu VATAN ANAYA BENZER

Vatan senin adın güzel.
Duruşun suna'ya benzer.
Sehitler bağrında yatar
Şefkatin, Ana'ya benzer...
****
"Gurbetçi tüm vatandaşlarımıza..."

Mine Tugay



"Giderek bu ülkenin en ağırlıklı sanat ödülleri gecesine dönüşüyor Afife... 13. yılını pazartesi gecesi bir bayram havasında kutladık... Nerden nereye geldiğimizi bu 13 yılın hepsinde bulunarak biliyorum... Bu yüzden de kutluyorum...
Yılın En Başarılı Kadın Oyuncusunda yarışma kıran kıranaydı bence de... Ayça Bingöl (Geçen yılın galibi) ve Dolunay Soysert de (2005 galibi) çok çok iyiydiler ama, ödülün Karatavuk'taki genç Mine Tugay'a gitmesine sevindim. Mine müthiş bir genç oyuncu ve onun daha evvel alınmış ödülü yok..."
Hıncal Uluç

"Tebrikler Mine Tugay..."

22 Nisan 2009 Çarşamba

Mutlu Aşk Yoktur


...........
............
Bir tek aşk yoktur acıya garketmesin.
Bir tek aşk yoktur kalpte açmasın yara.
Bir tek aşk yoktur iz bırakmasın insanda.
Ve senden daha fazla değil vatan aşkı da.
Bir tek aşk yok yaşayan, gözyaşı dökmeksizin...
Mutlu aşk yoktur ama,
Böyledir ikimizin aşkı da...

ARAGON

GİTME


Işığın sustuğu yerde gülüşlerin aydınlatır
Payımıza düşen keder sevinçlerimizden kalır
Bir daracık yerde kaldık sensiz dağlarım devrilir
Uçarken yollarda ölen kuşların çığlığı kalır.

Gitme dağlar öksüz kalır...Gitme yıldızlar azalır
Gitme bu şarkı yarım kalır... Gitme
Gitme yüzün bende kalır...Gitme çiçek susuz kalır
Gitme bu şarkı yarım kalır...Gitme

Hazan şimdi genç ömrümüz bir temmuzun ortasında
Geçeriz bu kıyametten gönlümüzde sızı kalır
Bu şehri seninle sevdim, sevgim ateş ortasında
Beni sensiz bir başıma koyup gitme yazık olur...

Gitme dağlar öksüz kalır...Gitme yıldızlar azalır
Gitme bu şarkı yarım kalır...Gitme
Gitme yüzün bende kalır...Gitme çiçek susuz kalır
Gitme bu şarkı yarım kalır...Gitme gitme gitme...

İlkay Akkaya

21 Nisan 2009 Salı

Mavigün'e



Sevgili Mavigün'ümüz bizler için bu güzellikleri yapacak ve ben duracam.
Durmam...
Kaptım makinemi dooğru bahçeye, buldum güzel bir gül, yıkadım pakladım fotoğrafladım ve kabul etmesi dileğiyle canım ablama sunuyorum...
Yüreğine sağlık ablacığım, iyi ki varsın...

MAVİLİGÜNLER


Dostlar,
Gökyüzünün rengi ne olursa olsun,
BBO Adasında, BBO FM 95.5 te
Gökyüzü hep m a v i olsun...

mavi sevgi
mavi huzur
mavi mutluluktur...
mavi düşler yeşertir umutları
mavi derinlikler yüceltir insanı
mavi gökyüzü kanatlandırır insanı
mavi hayattır ve hayat masmavidir...

Son Aşkım


Sensiz yalnızlığımı, anlamsızlığımı
Tadı olmadan ömrümün umutsuzluğunu gördüm.
Dokunduğum hiçbir tende kokun yok,
Aradığım mutluluğu gözlerinde buldum.
Yaralarım artık uzakta bir yerde
Sessizce küllenip savruluyor.

Sen son aşkım, son ümidim olacaksın.
Kalbimde her zaman tek kalacaksın.
Ruhum dudaklarında hayat buluyor.
Yaşadığım en büyük aşk sen olacaksın...

Ferhat Göçer

KAÇ , GİZLEN , SUS


Ben ölmek için doğmadım..
Her gece yürüyüşlerimde
Bir yıldız kayar gökten
Ama hiç dilek tutmadım,
Kehribar tesbih misal
Hep yıldızlar saydım,
Yalnızlıktan kaçıp, ayın mehtabında dolaştım,
Kendimi gizledim vefasız aynalarda,
Kamufle olup sessizliğe sustum,
Ben kaçtım, ben gizlendim, ben sustum..

Ben ayrı dünya çocuğu..
Her gece ayın doğuşunda
Sancısını çekerim yalnızlığın,
Sonra firari fikirle yıldızlar sayarım,
Kaçarım esaretine düşmekten yalnızlığın,
Gök kubbesi altında gizlenirim karanlığın,
Yürürüm gecenin kucağına susarım,
Benim adıma doğan
Her Gündüz için, her güneş için
“To be or not be” önemli değil,
Her ne kadar asil bir eylem olmasa da
Ben kaçarım, ben gizlenirim, ben susarım..

Ben ölmek için doğmadım..
Her gece yürüyüşlerimde
Bir yıldız kayar gökten
Ama hiç dilek tutmadım,
Kehribar tespih misal
Hep yıldızlar saydım,
Ben kaçtım, ben gizlendim, ben sustum..

Ben ölmek için doğmadım
Ben ebedi yaşamak için öleceğim…

İBRAHİM SADRİ