1 Haziran 2011 Çarşamba

my woman


Kalbime dokun ve ruhumu ört
ötesinde saklanan kadını hisset...

ooo kadın benim kadınım
asla ve sonsuza dek
benim kadınım ol, benim kadınım...

Kalbimi iyileştir, ve de ruhumu,
yaralarımı öp
ta ki acısı geçene kadar...

ooo kadın benim kadınım
asla ve sonsuza dek
benim kadınım ol, benim kadınım...


Söz: Gülce Duru
Beste: Can Gox ve Erdem Tarabuş


My Woman

28 Mayıs 2011 Cumartesi

Gel


Biliyorum, konuşacak birşeyimiz yok
Ama yine de gözlerini al gel
Elindeki yarayı, suskunluğunu, acemiliğini
Beni biri severse inanmam
Seni biri severse utanırsın
Bilmediğin bir hastalığa acımak gibi bile olsa gel
Biliyorum konuşucak bir şeyimiz yok
Ama ızdırabım sende, mutlaka al da gel...

Cezmi Ersöz

20 Mayıs 2011 Cuma

Tek Başına

Uzun zamandır hasret kaldım yüzüne
Muhtacım inan senin bir tek sözüne
Yalvarsam ağlasam kapansam dizine
Döner miyiz yine eski günlere

Yine eskisi gibi beraber olsak
Ne olur sanki geçenleri unutsak
Hayat bitse dünya dursa
Ölüm bile olsa biz ayrılmasak

Söyle buldun mu aradığın aşkı söyle
Yoksa yalnız mısın sen yine
Benim gibi boynu bükük
Gözü yaşlı tek başına

Söyle buldun mu aradığın aşkı söyle
Yoksa yalnız mısın sen yine
Benim gibi boynu bükük
Gözü yaşlı tek başına

Ayten Alpman
http://www.facebook.com/video/video.php?v=1331891730295

19 Mayıs 2011 Perşembe

KUTLU OLSUN


19 Mayıs Atatürk'ü Anma Ve Gençlik Spor Bayramımız Kutlu Olsun...

18 Mayıs 2011 Çarşamba

Gün Doğarsa


Gün doğarsa denizlerin üstüne dalgalardan
Güneşin en azından bir umut olduğunu
Duymalısın her zaman

Hep çok uzun bir gemi gibi açılır suda
Bir şey taşır ufuklara, ufuklardan
Çiçeklenir sonsuzlanır
Biliyorsun geçmeden gidemezsin zamanlardan

Gün doğarsa saçlarından saçlarıma
Kavga büyük bir deniz varış yok ufuklarda
Her şeyin en güzeline yazgılanmışız gitmişiz
Gün doğarsa saçlarından saçlarıma
Biliyorsun geçmeden gidemezsin zamanlardan

Gün doğarsa gün geçmeden doğamaz çocuk uykularından
Denizlerden, kayalardan, kuytulardan, sulardan
Geçmeden gün doğamaz karanlık dağlar gibi kuytulardan
Denizlerden, kayalardan, kuytulardan, sulardan

Gün doğarsa denizlerin üstüne dalgalardan
Güneşin en azından bir umut olduğunu
Duymalısın her zaman
Biliyorsun geçmeden gidemezsin zamanlardan

Afşar Timuçin

Ayna


Aynaya bakma sakın
ve saçlarına dokunma.
Rüzgara sesin
Geceye kokun düşmesin.
Sen bu bahar bir başka düşe gir
daha sığ ırmakların olsun
ve açık mavi denizin...
Beni unuttuğun anılarına sar
ki başka sızılara bulanayım.

CEZMİ ERSÖZ

12 Mayıs 2011 Perşembe

HOŞÇAKAL HERDEMMAVİ..


Gidişler kaliyor avuçlarimda....

Sirilsiklam bir mavi kaliyor yüregimde...

Hayata veda eder gibi bir veda kaliyor dilimde...

Ben kaliyorum daglarda...

O doruguna erisilmez daglarda..

Sonra...

Bir denize uzaniyor gözlerim..

Bir umut denizi....sonsuz...mavi

Ayaklarim çiplak suyun serinliginde...

Saçlarim rüzgarda...

Vedanin rengi oluyor saçlarim..

Her bir teli hüzne çaliyor..

Sonsuz bir hüzne..

Sonra ....

Ben, yine bir ben kaliyorum doruklarda

Gece, yildizlar...

Yalnizlik kadar hüzünlü..

Ben oluyorum sen olmayan yildizlarda..

Gidiyorum...sonsuzluk kadar..

Kaliyorum...mavi kadar gökyüzünde
Hakan İlhan Kurt




7 Mayıs 2011 Cumartesi

Kürdi


Geçti yıllar ziyan oldu
Derdim bana derman oldu
Zararına ortağım
Benim gülüm soldu

Yüreğimde ateş olsa
Benim değil elin olsan
Elimdeki bu saza
Sen sebep oldun
Dilimdeki bu saza
Sen keder oldun

Gücüm yok ki Hakk’a gideyim
Gitmiyor ki
Derdim kovayım
Bitmiyor ki çile çekeyim
Cahile ne diyeyim
Uzaktan davul hoş gelir
Derdime yanayım
Bitmiyorki çile çekeyim
Cahile ne diyeyim
Uzaktan sedan hoş gelir
Derdime yanayım

Çok mu geldi yükün alayım
Derdin varsa şarap olayım
İnce bir sızı kaldı
Güle dert yanayım

Haluk Levent

Dinlemek İstersen

5 Mayıs 2011 Perşembe

Aşkname


İskender Pala'nın "Aşkname'sinden" bir dem...

Leyla’ya sormuşlardı hani bir gün,
"Sen mi Kays’ı daha çok sevdin, yoksa o mu seni?" diye.
"Elbette ben onu daha çok sevdim!" demişti Leyla,
Kays adını duyar duymaz gözünden yaşlar boşanarak, "Elbette ben onu daha çok sevdim!"
"Nedir delilin, nasıl ispat edersin onu daha çok sevdiğini, üstelik o senin için çılgınlığa varmış, aklını yitirmiş mecnun olmuşken?"

O vakit Leyla ağlayarak:

"Dostlar!.." demişti, "sırdır ki gizlilik gerektir, sevgilinin adını dile düşürmek hakikatte ayıptır. Kays bir dağ delisi gibi davrandı, gitti sahralarda çöllerde aşkımızı ona buna anlattı, ben kimseciklerle paylaşmadım onun sevgisini, içimde büyüttüm, büyüttüm, büyüttüm... Budur ki benim onu daha çok sevdiğime delildir.“

- Mecnun kime anlattı aşkını Haminneciğim?
-Kurtlara, kuşlara, dilşeker’im, yalnızca ağzı var dili yok kurtlara kuşlara. Buna rağmen sırlarına halel geldi, sevdaları dillere düştü, şiirlere nakış oldu.

Sevgi dediğin, aşk dediğin mahremdir, dile getirmek mahremine halel getirmektir.

İskender Pala

3 Mayıs 2011 Salı

Adsız


Oturmuşum yatağa ben beni düşünürüm,
Kapı, baht kapısı, bahtımın kapısı kapalı
Karanlığın rengini bilmem,
Aydınlık ne demek?
Mutlu olmak sevmekse, sevmek aydınlık demek...

Dışarda kar yağarsa, hissederim görmem
Ayak sesin uzakta, koklarım duymam...

Bir köşeye savrulmuş buruş buruş ceketim,
Sensiz ellerim üşür, içerimde kar yağar...

Söz: Cem Karaca
Müzik: Cem Karaca

NO NaMe

26 Nisan 2011 Salı

Çiçekler Üşümesin


Gönlümün maviliği gitmesin gökyüzünden
Kuşların gülücüğü eksilmesin yüzünden.
Kar yağsada bu sessiz vadiye, gün bitmesin
Yapraklar üşüse de , çiçekler üşümesin...

Nurullah Genç

23 Nisan 2011 Cumartesi

Akşam Serüvenleri


Bir seferden döneriz seninle bazı akşamlar
Gün bulutları açık mora boyadıktan az sonra
Bile bile karanlığın bizi kalın örtülerle örteceğini
Son ışıklara dalarız koşa koşa gene de
Sürgününüm, izini sürerim her yerde seve seve
Alacakaranlıkta hem özlemlin hem öksüzün olmak için
Kapanmaya hazırımdır kat kat kendi üstüme

Yağmurdan, güneşten, poyrazdan, uzun yollardan
Biz şimdi gurbetimize çıkıyoruz, vakit tamam
Çanlarla, türkülerle, davullarla ayrılmak uzak bize
Yüzüme vuran sıcaklığınla çocuk dudaklarınla
Sen giderken, ellerimde ellerinden ayrılmanın öfkesi
Varlığında yeniden kurulur eksiksiz bir sıla

Seni her düşünmemde benzersiz bir yurt özlemi
Bana düşen, gelişini aralıksız beklemek
Beklerken bakışında eriyip gitmek yavaşça
Beklerken sonsuz bir ormanı yürümek saçlarında
Benim tutkum, ölümüm, serüvenim bu işte.


Afşar Timuçin

21 Nisan 2011 Perşembe

UYANLIK


uykum geliyor
uykum geliyor
uzaklaşıyorum
yaklaşıyorum
kendimden
kendime

sevdiğim havaları rahat dinliyorum
şekil keskinlikleri körleşiyor
ağırlıklar kalkıyor
çıkıyorum
bu âlemlerden
uykum geliyor
uykum geliyor

uyanık yollar yürüyorum
uykuda yollar yürüyorum
uykuda insanlar görüyorum
niçin gördüğümü bilemiyorum
uykum geliyor
uykum geliyor

ASAF HALET ÇELEBİ

20 Nisan 2011 Çarşamba

19 Nisan 2011 Salı

HerDemMavi

Mavi sevgi
mavi huzur
mavi mutluluktur...
Mavi düşler yeşertir umutları
mavi derinlikler yüceltir
mavi gökyüzü kanatlandırır insanı.
Mavi hayattır ve hayat masmavidir...

16 Nisan 2011 Cumartesi

Olvido


Hoyrattır bu akşamüstüler daima.
Gün saltanatıyla gitti mi bir defa
Yalnızlığımızla doldurup her yeri
Bir renk çığlığı içinde bahçemizden,
Bir el çıkarmaya başlar bohçamızdan
Lavanta çiçeği kokan kederleri;
Hoyrattır bu akşamüstüler daima.

Dalga dalga hücum edip pişmanlıklar
Unutuşun o tunç kapısını zorlar
Ve ruh, atılan oklarla delik deşik;
İşte, doğduğun eski evdesin birden
Yolunu gözlüyor lamba ve merdiven,
Susmuş ninnilerle gıcırdıyor beşik
Ve cümle yitikler, mağlûplar, mahzunlar...

Söylenmemiş aşkın güzelliğiyledir
Kağıtlarda yarım bırakılmış şiir;
İnsan, yağmur kokan bir sabaha karşı
Hatırlar bir gün bir camı açtığını,
Duran bir bulutu, bir kuş uçtuğunu,
Çöküp peynir ekmek yediği bir taşı...
Bütün bunlar aşkın güzelliğiyledir.

Aşklar uçup gitmiş olmalı bir yazla
Halay çeken kızlar misali kolkola.
Ya sizler! ey geçmiş zaman etekleri,
İhtiyaç ağaçlı, kuytu bahçelerden
Ayışığı gibi sürüklenip giden;
Geceye bırakıp yorgun erkekleri
Salınan etekler fısıltıyla, nazla.

Ebedi âşığın dönüşünü bekler
Yalan yeminlerin tanığı çiçekler
Artık olmayacak baharlar içinde.
Ey, ömrün en güzel türküsü aldanış!
Aldan, geçmiş olsa bile ümitsiz kış;
Her garipsi ayak izi kar içinde
Dönmeyen âşığın serptiği çiçekler.

Ya sen! ey sen! Esen dallar arasından
Bir parıltı gibi görünüp kaybolan
Ne istersin benden akşam saatinde?
Bir gülüşü olsun görülmemiş kadın,
Nasıl ölümsüzsün aynasında aşkın;
Hatıraların bu uyanma vaktinde
Sensin hep, sen, esen dallar arasından.

Ey unutuş! kapat artık pencereni,
Çoktan derinliğine çekmiş deniz beni;
Çıkmaz artık sular altından o dünya.
Bir duman yükselir gibidir kederden
Macerası çoktan bitmiş o şeylerden.
Amansız gecenle yayıl dört yanıma
Ey unutuş! kurtar bu gamlardan beni.


Ahmet Muhip Dıranas: