6 Nisan 2010 Salı

Teşekkür


HerDemMavi'nin güzel katılımcılarına sonsuz kere teşekkürler...

HerDemMavi


Yıl 2010
Aylardan Nisan,
Nisan ayının ilk Salı günü,
Adamızda bir aradayız...
Çünkü;
mavi sevgi
mavi huzur
mavi mutluluktur...
mavi düşler yeşertir umutları
mavi derinlikler yüceltir
mavi gökyüzü kanatlandırır insanı
mavi hayattır ve hayat masmavidir...

5 Nisan 2010 Pazartesi

Tırtıl


Sormadın ne diye niye böyle kederli, suskunum ben
Anlasana be canım, tek bi derdim sen.
Temmuz ateşi gibi yakıyor o bakışlar, aşığım ben
Çekinirim diyemem ama tek bi çarem sen...

Ah deli sevgili
Ah be nazlı deli
Ah canım bidenem
Tut şu ellerimi

Tırtıl, tırtılın sonu pırpır kelebek
Kalbim sürünüyor, bırak uçsun ellerinde...

ERHAN GÜLERYÜZ

http://www.youtube.com/watch?v=cQ756A5Sflg

3 Nisan 2010 Cumartesi

Köz


Sen bakmasını bildikçe görünür yanmışlığım,
Tartmasını bilirsen, tartılır inanmışlığım.
Sen bilmezsen, bilmedikçe, sen bilmeyeceksen,
Uyandırır uyumuşluğunu uyanmışlığım...

Özdemir Asaf

Zampok Eyin Pi


İki cambaz bir ipte oynamaz
Bir ipte bir sürü cambaz
Hilebaz, madrabaz, kumarbaz

İki cambaz bir ipte oynamaz
Bir ipte bir sürü cambaz
Ateşbaz, işvebaz, hokkabaz

İP NİYE KOPMAZ
ZAMPOK EYİN Pİ!

Orhon Murat Arıburnu

Yenik Serçe


I
Yaban
ve asi
dağlara dağılan taylar gibi.
ve yangın
gençliğinin alazında ışıltılı bıçaklar gibi.

Adana’da yollara dizilmiş garlarda,
çığlık çığlığa peronlarda
çocuklar gibiydi gözleri.

/Adı Nevin,
şarap içer, rüzgâr giyerdi geceleyin.../

II
O, kanadı kırık bir kuştu,
beyaza vurulmuştu;
kimseler görmedi bir başka renk sevdiğini.
Kimseler... Görmedi kimseler kirlendiğini...

/Adı Nevin,
hüzün kokar ve korkardı geceleyin.../

III
“Kendini martılarla bir tutma” derdim; “senin kanatların yok. düşersin,
yorulursun, beni koyup koyup gitme ne olursun! ”

O, kanadı kırık bir kuştu,
gülümserken vurulmuştu.
Kimseler görmedi uçtuğunu.
Kimseler... Görmedi kimseler öpüştüğünü...

/Adı Nevin,
özlem tüter ve ç(ağlardı) geceleyin./

IV
“Işığın” diyordu; Kırılıp düştüğü yerlerden geliyorum; Karanlık kördü ve acımasız... Ellerimle kırdım ben de kalan kanatlarımı; kanat- larımı kanatmaktan geliyorum...

V
O bir yenik serçeydi sıkılınca ağlamaya çıkardı. Sonra da çift çıkardık; Kar yağardı, biz dinlemez, çıkardık! O kentte bütün sokaklar biz yan yana yü- rümeyelim diye dar yapılmıştı, insanlar dar yapılmıştı, çıkardık!

Kar durmazdı, üşüşürdü saçlarına ve hep bir şeylere ağlardı o karlı havalarda... Avurtlarına çarpan kar taneleri, gözyaşlarının sıcak- lığına çarpıp erirdi... Erirdi... Biz yan yana, yana yana... Yana yana!

/O bir yenik serçeydi sıkılınca ağlamaya çıkardı,
ben yürüsem bütün yollar ona çıkardı.../

VI
Gitti... Kanatları yüreğimdeydi.
Kalan, elimde minyatür bir kuş şimdi.
Yitirdim o aşkın kimliğini;
h ü k ü m s ü z d ü r...

/Adı Nevin,
ihaneti tutuşturduk bir sabahleyin! /

Yılmaz Odabaşı

2 Nisan 2010 Cuma

Aşkın Baladı


Andırırsın beni bana, bana beni,
Dediklerinde, duyduklarında,
Yazdıklarımda seni bana, bana seni,
Söylemesem bile, saklamadıklarımda.
Ah hep aklımda, hep aklımda;
Andırırsın seni sana, sana seni,
Gözlerinde, kulaklarında, dudaklarında.

ÖZDEMİR ASAF

Ayrı ayrı


Ayrı ayrı cümlelerde
İki ayrı kelimeyiz

İki ayrı uzak cadde
Birbirinden habersiz

Ayrı ayrı iki korkak tanık
İki ayrı sus payı
İki yalan gibiyiz

İki hiç kimse
İki ayrı trenle
Uzaklaşan
Gitgide
Nefes alıp verdikçe

Emre Aydın


http://www.yahotubi.com/emre-aydin-ayri-ayri-dinle-video-izle/

1 Nisan 2010 Perşembe

Kopmuş Film Şeridi


Uzanmış
şaşkın
ağzıma

Hem lolipop
Hem şemsiye
çikolata.
Eee... bunlar bakkalın eli !
İstemedi para...

Aşırmanın zevki
kursağımda

Elimde elma şekeri
Misket şıkırtısı cebimde
Çalınmış çağla tadı
kulağımda
-Bir daha mı ?

Kuruduğunda bir güzel
soyarım
Diz yaramın kabuğunu.

Kendim satıyorum
hileli zaten
-Şans... talih... kader...
kısmet ...

Dondurmacı, macuncu, simitçi
Gazeteci, lavantacı, kalaycı.

Poşet !
yok,
Kollarında file ya da sepet

Sütçü, yoğurtçu, postacı
Süpürerek geliyor ...
bana doğru !
Çöpçü Dayı

Siluet kalabalığı
Yokuşlu sokağımın başı

Üst üste alıverdim
Ne kolaymış
tüm diplomalarımı
Bir asker selamı ...
teskere.
Biletli biletsiz
girdim çıktım
Maçlara, tiyatroya, sinemaya
Anlayın her yere.

Boşuna mı uğraştım
onca yıl
Nasıl da sağanak
dizelere .

Hepsi burada
Yanımda
olmayan
arkadaşlarım da

İyi ki yememişim,
hak ederek
hiç tokat ...

Seviniyorum ...

Sesleniyorum ...

Anne ...!
İnci ...!
Abi ...!
Baba...!

Ya ...
ben
öldüm
galiba.

Kaynak: Çalınmış Çağla Tadı
Öncel İpekçi

Hep Kahır


Dur! Bırak kaynasın kahvenin suyu,
Bana İstanbul'u anlat nasıldı?
Bana boğazı anlat nasıldı?
Haziran titreyişlerle kaçak yağmurlar ardı
Yıkanmış, kurunurmuydu yine o yedi tepe
Ana şefkati gibi sıcak bir güneşle

İnsanlar gülüyordu de
Trende, vapurda, otobüste,
Yalan da olsa hoşuma gidiyor, söyle.
Hep kahır, hep kahır, hep kahır
Bıktım be...

Dur! Bırak, kalsın, açma televizyonu
Bana İstanbul'u anlat nasıldı?
Şehirlerin şehrini anlat nasıldı?
Beyoğlu sırtlarından yasak gözlerimle bakıp
Köprüler, Sarayburnu, minareler ve Haliç'e
Diyiverdin mi bir merhaba, gizlice

İnsanlar gülüyordu de
Trende, vapurda, otobüste
Yalan da olsa hoşuma gidiyor, söyle.
Hep kahır, hep kahır, hep kahır
Bıktım be...

Dur! Bırak, kımıldama, kal biraz öylece n'olur
Kokun İstanbul gibidir, gözlerin İstanbul gecesi
Şimdi gel sarıl, sarıl bana kınalım
Gökkubbenin altında ordada beraber
Çok şükür diyerek yeniden başlamanın hayali
Hasretinin çölünde sanki bir pınar gibi

İnsanlar gülüyordu de
Trende, vapurda, otobüste
Yalan da olsa hoşuma gidiyor, söyle.
Hep kahır, hep kahır, hep kahır
Bıktım be...


Cem Karaca


http://www.youtube.com/watch?v=l1m_igtrm-4

http://www.youtube.com/watch?v=QOod9IOptf4

Akşamın Olduğu Yerde


Akşamın olduğu yerde bekle diyorsun; gelmiyorsun...
Çünkü, seni çok sevdiğimi biliyorsun, gelmiyorsun...
Mevsimler gelip geçiyor, sen gülüyorsun; gelmiyorsun...
Çünkü, seni çok sevdiğimi biliyorsun, gelmiyorsun...

İlham Behlül Pektaş


http://www.youtube.com/watch?v=CMA379v4rn0


http://www.youtube.com/watch?v=QOod9IOptf4

Ben Değildim


Bir akşam üstü pencerenden bakıyordun
Ağır ağır, yollara inen karanlığa.
Bana benzeyen biri geçti evinin önünden.
Kalbin başladı hızlı hızlı çarpmaya...
O geçen ben değildim.

Bir gece, yatağında uyuyordun...
Uyanıverdin birden, sessiz dünyaya.
Bir rüyanın parçasıydı gözlerini açan,
Ve karanlıklar içindeydi odan...
Seni gören ben değildim.

Ben çok uzaktaydım o zaman,
Gözlerin kavuştu ağlamaya, sebebsiz ağlamaya.
Artık beni düşünmeye başladığından
Bıraktın kendini aşk içinde yaşamaya...
Bunu bilen ben değildim.

Bir kitap okuyordun dalgın...
İçinde insanlar seviyor, ya da ölüyorlardı.
Genç bir adamı öldürdüler romanda.
Korktun, bütün yininle ağlamaya başladın...
O ölen ben değildim...

Özdemir Asaf

30 Mart 2010 Salı

HerDemMavi


Yeni bir gün,
yine bir Salı
ve bizler...
herdaim HerDemMavi'deyiz...

Çünkü;
mavi sevgi
mavi huzur
mavi mutluluktur...
mavi düşler yeşertir umutları
mavi derinlikler yüceltir
mavi gökyüzü kanatlandırır insanı
mavi hayattır ve hayat masmavidir...

29 Mart 2010 Pazartesi

Seni İçtim Bu Gece


Bütün şarkılar güzeldi bu akşam
Güzeldi bütün şarkılar.
Saçların konuşuyordu kemanın tellerinde,
Dudaklarındı öpüşen notalarla
Tuşlarında piyanonun.
Bir nameydi bütün gülüşler senden kopmuş.
Işık ışık, renk, renk
Sen vardın kadehlerin parıltısında,
Ve ben seni içtim, bu akşam yudum, yudum
Zaman zincirinin her halkasında.
Bu akşam o kadar yakındım ki sana;
O kadar yakın olamazdın
Sen bile, senden sana...
Gözlerin bir kelebek gibi
Konmuştu renkli ampullere,
Binbir yerde görüyorum seni.
Bu akşam; Renktin, kadehtin, aşktın
Tuşlarda, tellerde, perdelerde.
Sen vardın içimde,
Her zerremi okşuyordun. Kanımdaydın
Sen bu akşam
Söylenen bütün şarkılardaydın...


Mehmet Bozkurt Esenyel
Ankara - Ocak 1967
Kaynak: Kara Sevdam Ak Özlemim

Durma Yağmur Durma


Zaten ıslağım boğazın ortasında
Yaşlarım gizleniyor damlalarında
Durma, yağmur durma...

Cilalanıyor ruhum istanbul sağanağında
Damlalar karışmış elmacıklarıma
Durma, yağmur durma...

Okunmuyor adı artık yıldızlarda
Ayrılık yazıyor arkası yarınlarda
Sorma bana, sen de onu sorma...

Sorma, sorma doldur boğaziçini
Sen doldur ben içerim efkarımla kana kana
Durma, durma doldur boğaziçini
Sen doldur ben içerim yalanlara kana kana
Durma, canım cayır cayır yanıyor
Söndür yalvarırım durma n’olur durma...

Durma, yağmur durma
Sorma, sen de onu sorma...

Zaten ıslağım boğazın ortasında
Yaşlarım gizleniyor damlalarında
Durma, yağmur durma

Cilalanıyor ruhum istanbul sağanağında
Damlalar karışmış elmacıklarıma
Durma, yağmur durma...

Okunmuyor adı artık yıldızlarda
Ayrılık yazıyor arkası yarınlarda
Sorma bana, sen de onu sorma...

Sorma, sorma doldur boğaziçini
Sen doldur ben içerim efkarımla kana kana
Durma, durma doldur boğaziçini
Sen doldur ben içerim yalanlara kana kana
Durma, canım cayır cayır yanıyor
Söndür yalvarırım durma n’olur durma...

Durma, yağmur durma
Sorma, sen de onu sorma...

Sorma, sorma doldur boğaziçini
Sen doldur ben içerim efkarımla kana kana
Durma, durma doldur boğaziçini
Sen doldur ben içerim yalanlara kana kana
Durma, canım cayır cayır yanıyor
Söndür yalvarırım durma n’olur durma...

Durma, yağmur durma
Sorma, sen de onu sorma...

Gripin

http://www.youtube.com/watch?v=YEGrhZwHO4o

Sessiz Gemi


Artık demir almak günü gelmişse zamandan,
Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan.

Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol;
Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol.

Rıhtımda kalanlar bu seyahatten elemli,
Günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli.

Biçare gönüller. Ne giden son gemidir bu.
Hicranlı hayatın ne de son matemidir bu.

Dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler;
Bilmez ki, giden sevgililer dönmeyecekler.

Bir çok gidenin her biri memnun ki yerinden.
Bir çok seneler geçti; dönen yok seferinden.

Yahya Kemal Beyatlı

http://www.youtube.com/watch?v=th9OgsPBvew