11 Ağustos 2012 Cumartesi

Yağmur'ca


Gece yarısını geçti zaman. Yine yeni bir güne doğru koşmaya başladı akreple yelkovan... Çok zaman geçmiş ardından, çok şey değişmiş… Ahh aslında anlatacak o kadar çok şey var ki; ama olmuyor, yazamıyorum. Ya ben içimdeki çocuğa kulak vermeyeli çok uzun zaman olmuş ya da senin yokluğunu anlatmak bana hâlâ çok zor geliyor. Belki de sırf bu yüzden kendimi sana karşı mahçup hissediyorum. Seninle konuşmuyorum, sana seslenmiyorum diye hem mahcubum hem de başım hep öne eğik. “Çoktan unuttu beni, zaten ne kadarcık bir zamanı beraber paylaştık ki? Unutması çok doğal.” diyorsun belki. Yanılıyorsun. Ben seni hiç unutmadım, ben sana çocukluğumdan beri hasretim… Ama sen bunu hiç bilmedin… Belki de sırf bu yüzden rüyalarıma gelmeyişin. Oysa ben her gece hep bir yıldız seçtim kendime, adını sen koydum. "Karanlıklar ötesindeki ışığım, yine buradasın, yine yalnız bırakmadın beni" dedim. Ve inan ben seni hiç unutmadım.

Gittiğin için de hiç kızmadım sana. Evet ilk zamanlar her akşam yolunu bekledim, bir bekledim , iki bekledim 5-20-50-100 bekledim de bekledim. Ama sen hiç gelmedin, gelemedin. Artık beklemekten vazgeçtiğimde de sana kızmadım. Seni hep özledim, hep sevdim ve hiç unutmadım. Hafızamda kalan 3-5 hatıranla avundum hep. Anılarımda kalan yüzünü filmin bir karesini sürekli başa alıp dondurur gibi yüzünü dondurdum hep hafızamda. Unutmayayım istedim ve hiç unutmadım.

Ve bugün 11 Ağustos… Gittiğin gün… Sensiz kaldığımız gün… Karanlıklar ötesindeki ışığım oluğun gün… Yokluğuna dair daha çok isim bulabileceğim bir gün…
Yıllar geçti… Çok şey değişti. Uzun uzun anlatmayacağım sana şöyle oldu, böyle oldu diye, çünkü biliyorum ki sen hepsini biliyorsun. Hoş bu yazıyı neden yazdığımı, sana ne anlatacağımı da bilmiyorum ki. Birkaç gündür sürekli içimde seninle konuşurken yakalıyorum kendimi. Anlatıyorum, soruyorum, ses gelmiyor ama ben susmuyorum yine yine anlatıyorum. Duyuyorsun biliyorum. Sen dinledikçe ben de anlatıyorum.
Geçen onca yılın ardından şimdiye kadar hiç yapmadığım bir şeyi yapıyorum. Tüm kalbimle sana bu satırları yazıyorum. Yedi yaşımdan beri her gece karanlıkların içinde bana göz kırptığın ve karanlıklar ötesindeki ışığım olduğun için ve en önemlisi babam olduğun için sana çok teşekkür ederim.

Bugün 11 ağustos, ben seni hiç unutmadım ve ben seni çok özledim...

3 yorum:

no name dedi ki...

Canım Yağmurum.
Ben de seni çok özledim...

seval dedi ki...

Özlemek aci veren yegane mutluluk galiba...

Ve... Güzel degil mi özleyecek birilerine sahip olmak, ya da giden özlenen olmak...

Yağmur dedi ki...

canımın içi seni çok seviyor ve çok özlüyorum...