1 Mart 2011 Salı

HerDemMavi


Mavi sevgi
mavi huzur
mavi mutluluktur...
Mavi düşler yeşertir umutları
mavi derinlikler yüceltir
mavi gökyüzü kanatlandırır insanı.
Mavi hayattır ve hayat masmavidir...

23 yorum:

no name dedi ki...

Günaydın dostlar...
Baharın ilk günü, baharı müjdelercesine pırıl pırıl başladı...
Hepimize güzel bir gün diliyorum...

no name dedi ki...

Güzel bir şiirle başlarsak nasıl olur?


He

vurma kazmayı
ferhâaad

he'nin iki gözü iki çeşme
âaahhh

dağın içinde ne var ki
güm güm öter
ya senin içinde ne var
ferhâaad

ejderha bakışlı he'nin
iki gözü iki çeşme
ve ayaklar altında yamyassı

kasrında şirin de böyle ağlıyor
ferhâaad

Asaf Halet Çelebi

mavigun41 dedi ki...

Salı günümüzün gülen yüzü olan HERDEMMAVİ.. ile hepinize Merhaba..

Merhaba HERDEMAVİciler
Merhaba Bahar ayı..
Mart ayı..
Araf olan aylardan biridir..
KIş ile baharın arasında Bahar ayı olmasına rağmen en acımasız kışdan daha kış gibi bir aydır..
Mart öyle alkışlarla karşılanan bir ay değildir..
Coşkusundan çok bize merak uyandıracak şekilde kapıdan baktıran bir aydır.
Mart ayı nasıl olacağı hep bilinir.
herkes içinden
-Bakmayın bahar ayı olduğuna Kış ile çok sıkı dostturlar diye önünden arkasından konuşurlar..
Genede her konuşanın içinde gizli birde sevinç yatması o nazlı hergün içli içli ağlayan nisan ayını, dalların yeşil ile giydiren mayıs ayını bizlere müjdelediği için de gönüllerimiz de bir başka olur..
yani hem kızarız hem severiz bu mart ayını..
hoşgeldin
baharın müjdecisi
hoşgeldin..

mavigun41 dedi ki...

Sevgili HerDemMavi ..ciler.
Candan Erçetin in
bahar şarkısıyla açıyorum..
hayatımızın tüm baharlarına gelsin..
BAHAR
Sen bana müjde misin umut musun sevgili
Kim demiş geçti mevsim ufukta göründü kar
Bu kaçıncı bahar sakın sorma sevgilim
Benim yorgun gönlümde aşkının telaşı var
Bu kaçıncı bahar sakın sorma sevgili
Benim olgun gönlümde aşkının telaşı var

Bahar geldiğinde mi ben böyle olurum
Yoksa böyle olduğumda mı gelir bahar
Ayrıca bunun seninle ne ilgisi var
Tabiki ben böyle oldugum için bahar
Çünkü sana değdiğinden beri ellerim
Bütün kış dallarında tomurcuklar var

Sen bana vaat misin lütuf musun sevgili
Kim ne derse desin al beni sinene sar
Yaşanmış baharları unut gitsin sevgili
Benim gönül ülkemde bir tek senin aşkın var
Yaşanmış baharları unut gitsin sevgili
Benim yorgun gönlümde bir tek senin aşkın var

Bahar geldiğinde mi ben böyle olurum
Yoksa böyle olduğumda mı gelir bahar
Ayrıca bunun seninle ne ilgisi var
Tabiki ben böyle oldugum için bahar
Çünkü sana değdiğinden beri ellerim
Bütün kış dallarında tomurcuklar var
**
herdaim yüzümüde gülümseme ile
diyoruz ki kara kışlarda bile

HERDEMMAVİ DE HERDEMBAHAR

mavigun41 dedi ki...

Canım Eylemcim şimdi bir otobüs yolculuğunda bu şiir ona gitsin..


SEVEBİLME İHTİMALİ
Soğuk ve şehirlerarası otobüslerde vazgeçtim çocuk olmaktan
Ve beslenme çantamda otlu peynir kokusuydu babam...
Ben seninle bir gün Veyselkarani'de haşlama yeme ihtimalini sevdim.
İlkokulun silgi kokan, tebeşir lekeli yıllarında
Ankara'da karbonmonoksit sonbaharlar yaşanırdı o zaman
özlemeye başladım herkesi...
Ve bu hasret öyle uzun sürdü ki, adam gibi hasretleri özlemeye başladım sonra..
Bizim Kemalettin Tuğcu'larımız vardı...
Bir de camların buğusuna yazı yazma imkanı...
Yumurta kokan arkadaşlarla paylaşılan kahverengi sıralarda,
solculuk oynamaya başladık..
Ben doktor oluyordum sen hemşire, geri kalanlar kontrgerilla...
Kırmızı boyalarla umut ikliminde harfler yazılıyordu pütürlü duvarlara ve
Türk Dil Kurumu'na inat bir Türkçeyle...
Ağbilerimizden öğrendik, S harfinden orak çekiç figürleri türetmeyi..
Ankara'ya usul usul karbonmonoksit yağıyordu.
Ve kapalı mekanlarda sevişmeyi öneriyordu haber bültenleri.
Oysa Ankara'da hiç sevişmedim ben.
Disiplin kurulunda tartışılan aşkım olmadı benim..
Sınıfça gidilen pikniklerde kıçımıza batan platonik dikenleri saymazsak..
Ankara'ya usul usul kurşun yağıyordu..
Ve belli bir saatten sonra sokağa çıkmamayı öneriyordu haber bültenleri.
Oysa hiç kurşun yaram olmadı benim
Ve hiç bir mahkeme tutanağında geçmedi adım
Çatışmaların ortasında sevimli bir çocuk yüzüydüm sadece
Sana şiirler biriktiriyordum fen bilgisi defterimde, ama sen yoktun
Ben, senin beni sevebilme ihtimalini seviyordum, suni teneffüs saatlerinde
Okul servisi seni hep zamansız, amansızca bir lojman griliğine götürüyordu
Ben, senin benimle Tunalı Hilmi Caddesi'ne gelebilme ihtimalini seviyordum.

Ben, senin beni sevebilme ihtimalini seviyordum.

Yaz sıcağı toprağa çekiyor da tenimin çatlamaya hazır gevrekliğini
Sonra otobüs oluyordum, kırık yarık yolların çare bilmez sürgünü
Ne yana baksam dağ ve deniz sanıyordum
Muş ovasının yalancı maviliğini
Otobüs oluyordum bir süre
Yanımızdan geçen kara trenlerle yarışıyordum, yanağım otobüs camının garantisinde
Otobüs oluyordum
Bir ülkeden bir iç ülkeye
Çocukluğuma yaklaştıkça büyüyordum.
Zap suyunun sesini başına koyuyordum şarkılarımın listesinin
Korkuyordum
Sonra iniyordum otobüsten
Çarşıdan bizim eve giden, ömrümün en uzun,
ömrümün en kısa, ömrümün en çocuk,
ömrümün en ihtiyar yolunu koşuyordum.
Çünkü sonunda annem oluyordum, babam kokuyordum sonunda..
Soğuk ve şehirlerarası otobüslerde vazgeçtim çocuk olmaktan
Ve beslenme çantamda otlu peynir kokusuydu babam
Ben seninle bir gün Van'daki bir kahvaltı salonunda
Ben seninle sadece bilmek zorunda kalanların bildiği
bir yol üstü lokantasında
Ben seninle, Ağrı dağına mistik ve demli bir çay kıvamında bakan
Doğubeyazıt'ın herhangi bir toprak damında
Ben seninle herhangi bir insan elinin
terli coğrafyasında olma ihtimalini sevdim

Ben senin, beni sevebilme ihtimalini sevdim! Yazar : YILMAZ ERDOĞAN

no name dedi ki...

merhaba,
sanırım ekran kartım kafayı yedi, leptop servise doğru yola çıkıyor...

umarım kısa bir zamanda geri döneriz...

mavigun41 dedi ki...

VEEEE bahar = AŞK değil mi?
o zaman canlar bakın şair babanız nedemiş..


Sebepsiz Sevmektir AŞK
ne gülümsemek gerçek mutluluktur,
ne de ağlamak en büyük acının ifadesi...
ne seni seviyorum sözü gerçek sevgidir
ne de söylememek sevmediginin göstergesidir...
hayat ne gideni getirir ne de kaybetigin zamanı geri çevirir...
ya yaşaman gerekenleri zamanında yaşayacaksın
ya da yaşayamadım diye ağlamayacaksın..


sebepsiz sevmektir aşk,
nedeni olmadan bağlanmak birine.
gözlerine baktığında erimektir içten içe,
ellerini tuttuğunda titremektir tüm benliğinle.
hatta sarılamamaktır utançtan,
çünkü utanmaktır sevmek aslında,
sevmek nedir aslen?
ölmek mi uğruna?
yaşamak mı onunla?
sevmek mi ömür boyunca?
yoksa ayrılmak mı gerekince?
nedir insanı başkasına bağlayan?
güzelliği mi?
bilmez kimse bu soruların cevabını...
kimi sever güzelini,
kimi sever özelini...

can yücel


yani sebep arayanlar için üzgünüm..

NEDENSİZCE DE SEVİLİR

mavigun41 dedi ki...

NO NAME kardeşim kolay gelsin..
lap topuna geçmiş olsun der tez sağlığına kavuşmasını dilerim..
eskilerin silinmediği yepyeni bir hafıza kartıyla.

mavigun41 dedi ki...

ÇÜNKÜ? AŞK TESADÜFLERİ SEVER..
Aşk tesadüfleri sever
Kader ayrılıkları
Yıllar geçmeyi sever
İnsan aramayı

Güller açmayı sever
Zaman soldurmayı
Eller birleşmeyi sever
Yollar ayrılmayı

Herkes geçmişi öder
Bir yol ayrımında
Başlamak istersen
Yeni bir hayata
Gölgeni yedek
Bırak ardında

Hayat tekrarları sever
Yeniden başlamayı
Kuşlar dalları sever
Kanatlarsa uçmayı

Müslüm Gürses den dinliyoruz..

AŞK TESADÜFLERİ SEVER

seval dedi ki...

Kankacim ne güzel geldin, hosgeldin! :)

Gecmis olsun No Namecim, üzülme üzüm ye, saglik olsun!:)

Eylemcim kulaklarin cinlasin ki sen de bizi anasin! :)

Kayacim yine karabatak olmussun, bir burada, bir yoksun! :)

Beni sormayin, ben zaten anlatirim: Subat sonu-mart basi zaten yogun olan gündemime tuz biber eker gibi düsen muhasebe bürosunda kayip bizim sirkete ait evraklar-faturalar! Gibi ekstra bir sorun ile bogusmaktan basimi kasiyamiyorsam da bunun gayet net farkindayim. Ve aklimin bir ucuyla cok görünmesem de buralardayim... :)

HerDemMavi´ye iyi yayinlar...

mavigun41 dedi ki...

AŞK=ÖZLEMEK değil midir..
özlemiyle yaşamak değil mi?

SENİ YAŞAMAK


Seni her özlediğimde sevgilim,
Gökyüzüne bakıyorum;
Göğün mavisinde gözlerini görüyorum çünkü.
Seni her özlediğimde bir tanem,
Denizlere bakıyorum.
Ufuğa bakınca mucizeni görüyorum çünkü.
Seni her özlediğimde bir tanem,
Kuşlara bakıyorum.
O kanatlardaki özgürlüğünü görüyorum çünkü.
Ve aşkım, seni her özlediğimde,
Adında isyan ediyorum.
Seni özlemek istemiyorum ben,
Ben seni yaşamak istiyorum,
Seni her özlediğimde sana bakmak istiyorum
Ve seni sende görmek sadece
BEHÇET NECATİGİL

mavigun41 dedi ki...

HALİL KURT söylüyor..
Gecenin karanlığı
hissettirir yanlızlığı
mevsimler gelip geçer
canlandırır anıları

Ben seninle bir şarkı
Ben seninle bir roman
Ben seninle Bir çocuk
ben seninle bir rüya

BEN SENİN İLE BİR ŞARKI

mavigun41 dedi ki...

CANIM KANKACIĞIM..
Sezen Aksu dan gelsin sana..

Yerimiz mi dar yoksa yenimiz mi dar
Ne var?
Uçurmuş herkes o da kim oluyor
Sen kimsin kim bunlar
En büyük kim?

Hadi bakalım kolay gelsin
Bir acaip zor yarış
Bana ne aman ben anlamam
Pek hesaplı ince iş

Sen seni bil, sen seni
Sen sıkı tut çeneni
Eline diline hakim ol
Sonra öcüler yer seni

Sen seni bil, sen seni
Sen sıkı tut çeneni
Eline diline hakim ol
Dikkaaaaaaat!..

Ah içimizde ne aç hevesler
Arada hicaz arada caz nefesler
Bir yanımız her duruma müsait
Ne kadar uyarsa o kadar ister


HADİ BAKALIM KOLAY GELSİN

mavigun41 dedi ki...

AŞK = MUTLULUK değil mi?
ÖZDEMİR ASAF
AŞK
Sen kocaman çöllerde bir kalabalık gibisin,
Kocaman denizlerde ender bir balık gibisin.
Bir ısıtır,bir üşütür,bir ağlatır,bir güldürür;
Sen hem bir hastalık hem de sağlık gibisin

mavigun41 dedi ki...

HOŞGELDİN AŞK
Hoşgeldin aşk inkar edenin
Odalarına hoşgeldin
Hoşgeldin aşk
Dört köşeli yalnızlığıma hoşgeldin

Uzun zaman oldu amma
Geldiğine çok sevindim
O tertemiz o yürekten
Duyguları özlemiştim

huzur veriyor her hali bana
İçimi acıtır bu deli sevda
Buda biterse son bulursa
"Korkuyorum ama seviyorum"

Uzun zaman oldu amma
Geldiğine çok sevindim
O tertemiz o yürekten
Duyguları "özlemiştim"


CENK EREN DEN DİNLİYORUZ
HOŞGELDİN AŞK

mavigun41 dedi ki...

AŞK= AKLIMIZIN KARIŞMASI DEĞİL Mİ?
SORULAR SORULAR
SAHİ NEDİR AŞK?

AŞK

Aşkı konuşmak için dudaklarımı kutsanmış ateşle temizledim,ama hiçbir sözcük bulamadım.
Aşktan haberdar olduğumda sözler cılız bir hıçkırığa dönüştü,yüreğimdeki şarkı derin bir sessizliğe gömüldü.
Ey bana gizlerinin ve mucizelerinin varlığına inandığım Aşk 'ı soran sizler,
Aşk peçesiyle beni kuşattığından beri ben size aşkın gidişini ve değerini sormaya geliyorum.
Sorularımı kim yanıtlayabilir? Sorularım kendi içimdeki için;kendi kendime cevaplamak istiyorum.
İçinizden kim içimdeki benliği bana ve ruhumu ruhuma açıklayabilir ?
Aşk adına söyleyin,yüreğimde yanan, gücümü tüketen ve isteklerimi yok eden bu ateş nedir ?
Ruhumu kavrayan bu yumuşak ve kaba gizli eller nedir; yüreğimi kaplayan bu acı sevinç ve tatlı keder şarabı nedir ?
Baktığım bu görünmeyen,merak ettiğim açıklanamayan,hissettiğim hissedilemeyen şey nedir ? Hıçkırıklarımda kahkahanın yankısından daha güzel,sevinçten daha mutluluk verici bir keder var.
Neden kendimi beni öldüren ve sonra şafak sökene kadar tekrar dirilten, hücremi ışığa boğan bu bilinmeyen güce veriyorum ?
Uyanıklık hayaletleri kurumuş gözkapaklarımın üstünde titreşiyor ve taştan yatağımın etrafında düş gölgeleri uçuşuyor.

mavigun41 dedi ki...

Aşk diye seslendiğimiz şey nedir ? Söyleyin bana, bütün anlayışlara sızan ve çağlarda gizli olan o sır nedir ?
Başlangıçta olan ve herşeyle sonuçlanan bu anlayış nedir ?
Yaşam 'dan ve Ölüm 'den, Yaşam 'dan daha acayip , Ölüm 'den daha derin bir düş oluşturan bu uyanıklık nedir ?
Söyleyin bana dostlar, içinizde Yaşam 'ın parmakları ruhuna dokunduğunda Yaşam uykusundan uyanmayan biri var mı ?
Yüreğinin sevdiğinin çağrısıyla babasından ve annesinden vazgeçmeyecek kimse var mı?
İçinizden kim ruhunun seçtiği kişiyi bulmak için uzak denizlere açılmaz, çölleri aşmaz, dağların doruğuna tırmanmaz ?
Hangi gencin yüreği tatlı nefesli, güzel sesi ve büyülü dokunuşlu elleriyle ruhunu kendinden geçiren kızın peşinden dünyanın sonuna gitmez ?
Hangi varlık dualarını bir yakarış ve bağış olarak dinleyen bir Tanrı 'nın önünde yüreğini tütsü diye yakmaz ?
Dün kapısından geçenlere Aşk'ın sırları ve değeri sorulan tapınağın girişinde durmuştum. Ve önümden çok zayıflamış, yüzü hüzünlü yaşlı bir adam iç çekerek geçti ve şöyle dedi :
"Aşk bize ilk insandan beri bağışlanmış bir güçsüzlüktür."
Yiğit bir genç karşılık verdi :
"Aşk bugünümüzü geçmişe ve geleceğe bağlar."
Ardından kederli yüzlü bir kadın hıçkırarak şöyle dedi :
"Aşk cehennem mağaralarında sürünen kara engereklerin ölümcül zehiridir.
Zehir çiy gibi taze görünür, susuz ruhlar aceleyle içer onu ; ama bir kere zehirlenince hastalanır ve yavaş yavaş ölürler."
Sonra gül yanaklı bir kız gülümseyerek dedi ki :
"Aşk Şafak 'ın kızları tarafından sunulan ve güçlü ruhlara güç katıp onları yıldızlara çıkaran bir şaraptır."
Ardından çatık kaşlı, kara giysili, sakallı bir adam geldi :
"Aşk gençlikte başlayıp biten kör cahilliktir."
Bir başkası gülümseyerek açıkladı:
"Aşk insanın tanrıları mümkün olduğunca fazla görmesini sağlayan kutsal bir bilgidir."
Sonra yolunu asasıyla bulan kör bir adam konuştu :
"Aşk ruhlardan varlığın sırlarını gizleyen kör edici bir sistir;
yürek tepeler arasında sadece titreşen arzu hayaletlerini görür ve sessiz vadilerin çığlıklarının yankılarını duyar."
Çalgısını çalan genç bir adam şarkı söyledi :
"Aşk ruhun çekirdeğindeki yangından saçılan ve dünyayı aydınlatan bir ışıktır.
Yaşam 'ı bir uyanışla diğeri arasındaki güzel bir düş olarak görmemizi sağlar."
Ve paçavraya dönmüş ayaklarının üzerinde sürüklenen güçsüz düşmüş çok yaşlı bir adam titrek bir sesle şunları söyledi :
"Aşk mezarın sessizliğinde bedenin dinlenmesi, Sonsuzluk 'un derinliklerinde ruhun huzura ermesidir."
Ve onun ardından gelen beş yaşındaki bir çocuk gülerek dedi ki:
"Aşk annemle babamdır, onlardan başka kimse bilmez aşkı."
Ve böylece Aşk'ı tarif eden herkes kendi umutlarını ve korkularını bıraktı önüme sır olarak.
O anda tapınağın içinden gelen bir ses duydum:
"Yaşam iki yarıya ayrılmıştır: biri donar, biri yanar; yanan yarı, Aşk 'tır."
Bunun üzerine tapınağa girdim , sevinçle diz çökerek dua ettim :
"Tanrım, beni yanan alevin besleyicisi yap ...
Tanrım beni kutsal ateşine at ..."

Halil CİBRAN

Kaya dedi ki...

Merhabalar

Ellerinize saglik paylasimlar cok hos
Konumuz "ask" sanirim bu sali

Neler söylenmedi ki, neler yazılmadı... Ne acılar yaşandı, gönüller kırıldı, acıyla sarsıldı yürekler, bazen yüreğinde duyduğu sevincin ağırlığını dahi taşıyamadı.. Ama herşeye rağmen aşk olgusu dimdik ayakta. Hiç bitmez tükenmez bir yaşam kaynağı. Peki ünlüler neler söyledi onun için...

Balzac: İlk aşk aşı gibidir. İnsanın ikincide hastalanmasını önler...

Rousseau: Aşk mektubuna başlarken ne söyleyeceğimizi bilemeyiz. Bitirirken de ne yazdığımızın farkında olmayız....

Shakespeare: Sevgililerine aşklarını itiraf eden kadınlar, en az seven kadınlardır...

Eflatun: Aşk, en tehlikeli bir ruh hastalığıdır....

Aziz Nesin: Yenilen taraf aşık olur...

Yakup Kadri: Hiçbir kadın yoktur ki " Seni Seviyorum " sözü karşısında hissiz kalsın...

Katherine Hepburn : Aşkı bilenler normal kadınlardır...

Oscar Wilde: Erkekler kadınların ilk aşkı, kadınlar erkeklerin son aşkı olmasını ister...

İngiliz Atasözü: Aşk için evlenen Istırapla yaşar....

Kontes Nathalie: Aşk, bir kişinin yararına, iki kişinin ortaklığıdır...

Paul Geraldy: Sevmek güzeldir. Bir daha sevmemek daha güzeldir...

Marcel Proust: Aşık olmayanlar, mükemmel bir erkeğin sıradan bir kadın yüzünden niçin ızdırap çektiğini anlayamazlar...

mavigun41 dedi ki...

AŞK = TEK KİŞİLİK MİDİR?

AŞK TEK KİŞİLİKTİR

tek kisilik kalabaliktir ask.
ask tek kisiliktir; ikinci bir kisiye bilet yoktur.
kendinin yayasidir askta ikinci kisi,
kendinin mayasi; herkes sevgisini sever...

ask nedir incil'e göre? nedir tevrat'a, zebur'a, kurân'a göre?
bu kitaplardaki asklar küfürler neyin rengine göre?

insandir, insan aslolan, insana göre
bir bedeni o kiyisizliga birakma saati geldiginde gitmek bir yalnizliktir.
bütün gitmeler bir yalnizliktir kalmaya göre...


sevginin ve cesaretin cesetleriyle günler agir ve kirli tortusunu birakirken ömrümüze; günler, düslerimize, özlemlerimize...uzakligin sakaginda kaç namlu kimbilir yakin olmasin diye?
sonra biz buradan uçurumlara teslim olan gençligimizle!


en rezili belki parayla insan arasindaki yalnizliktir; hiçbir inanç, hiçbir ideoloji, hiçbir ask, hiçbir kitap bu yalnizligin kurallarini bozamiyor
bu da bir yalnizliktir...


'yalnizlik bir yagmura benzer'
yagmurdan önce biz, bütün çilginliklari bir bir bölüstük, bir bir türküleri, telasli kosuslari, bir bir silahlari, tabulari, ayriliklari; çogaltip yalnizligimizi feodal tekkelerde ellerimizin üstünde bir el bile yokken bölüstük vuruslari.

sonra bir geceydi ve yalnizdik; çogalttik sususlari...
yagmura yakalandigimiz geceye çarptik; geceye olmadi.
ama biz paramparçaydik!

ve hayat gaspetti o magrur duruslari...


hâlâ daglarin üstünde, zambaklarin içinde iste su hayat; destan ve yalniz hayat!
yalnizliga halay halay ellerim;
kirilasi kirilasi ellerim!
benim ellerim, yuh ellerim, sair ellerim...
kalemimi silahiyla koruyan, kalemi de silahi da yalniz ellerim;
'yalnizlik bir yagmura benzer'
yagmurda sirilsiklam ellerim...

daha birileri biryerlerde yaralardan söz ediyor; sonra binlerce ses o bir sesin üstüne, belki de yüzbinlerce...
ama kime anlatilir ki yara, orada yara olarak yalniz.
yarayi anlatan, anlatirken; yara ise orada yara olarak yalniz!
destan ve yalnizdir hayat kirilasi ellerim!

herkes kendine göre bir yalnizliktir!



Iyi ki dogmadiniz hiç dogmayanlar ya da dogmasi olasilik kalanlar, dogarken biz de spermdeki olasilik kadardik; o olasilikla dogmak veya dogmamak üzere yalnizdik.
simdi de yasamak ve ölmek hâlâ bir olasiliktir.
hep mengenede, kaderde en çok da yasamak bir olasiliktir.


sevismek ey, yasamak bir olasiliktir!
yalnizligi sevisirken eksiltiyor, eskitiyor ve eskiyoruz...
sevistigim gece emzirdigim gecedir,
özümü katarim ona;
geceyi kanatirim gece beni kanatir.
gece insanligimiz
insanligimiz ise yalnizliktir...



giderek insanlasiyor, uygarlasiyor ve insansizlasiyoruz...
'görgü taniklarinin ifadelerine göre'
günlerin daginik yüzü ter ve keder içinde;
zanlilari her sabah o resmi geçitlerde...
iste hayatlarimiz intiharlarin ve cesaretlerin sustugu yerde;
hayatlarimiz diger hayatlarin da cesetleriyle...
hayatlarimizda kimselerin bilmedigi yalnizliklar;
ama kimseler bilse de bilmese de yalnizlik var ey bütün yalnizliklar!

YILMAZ ODABASI

funfa arar ve kıraç dan

YALNIZLIĞIN ŞARKISI

mavigun41 dedi ki...

YOKSA
AŞK= 2 KİŞİLİK MİDİR?

AŞK İKİ KİŞİLİKTİR
Değişir rüzgarın yönü
Solar ansızın yapraklar;
Şaşırır yolunu denizde gemi
Boşuna bir liman arar;
Gülüşü bir yabancının
Çalmıştır senden sevdiğini;
İçinde biriken zehir
Sadece kendini öldürecektir;
Ölümdür yaşanan tek başına
Aşk iki kişiliktir.

Bir anı bile kalmamıştır
Geceler boyu sevişmelerden;
Binlerce yıl uzaklardadır
Binlerce kez dokunduğun ten;
Yazabileceğin şiirler
Çoktan yazılıp bitmiştir;
Ölümdür yaşanan tek başına,
Aşk iki kişiliktir.

Avutamaz olur artık
Seni bildiğin şarkılar;
Boşanır keder zincirlerinden
Sular tersin tersin akar;
Bir hançer gibi çeksen de sevgini
Onu ancak öldürmeye yarar:
Uçarı kuşu sevdanın
Alıp başını gitmiştir;
Ölümdür yaşanan tek başına,
Aşk iki kişiliktir.

Yitik bir ezgisin sadece,
Tüketilmiş ve düşmüş, gözden.
Düşlerinde bir çocuk hıçkırır
Gece camlara sürtünürken;
Çünkü hiç bir kelebek
Tek başına yaşayamaz sevdasını,
Severken hiçbir böcek
Hiç bir kuş yalnız değildir;
Ölümdür yaşanan tek başına,
Aşk iki kişiliktir.
ATAOL BEHRAMOĞLU

MEHMET GÜNSUR DAN..

OLAMAZ MI OLABİLİR(EYLÜL AKŞAMI)

mavigun41 dedi ki...

AŞK= MUTSUZLUK MUDUR..
YOKSA
MUTLU AŞK YOK(MU)TUR
İnsan her şeyi elinde tutamaz hiç bir zaman
Ne gücünü ne güçsüzlüğünü ne de yüreğini
Ve açtım derken kollarını bir haç olur gölgesi
Ve sarıldım derken mutluluğuna parçalar o şeyi
Hayatı garip ve acı dolu bir ayrılıktır her an
Mutlu aşk yoktur

Hayatı bu, silahsız askerlere benzer
Bir başka kader için giyinip kuşanan
Ne yarar var onlara sabah erken kalkmaktan
Onlar ki akşamları aylak kararsız insan
Söyle bunları hayatım ve bunca gözyaşı yeter
Mutlu aşk yoktur

Güzel aşkım tatlı aşkım kanayan yaram benim
İçimde taşırım seni yaralı bir kuş gibi
Ve onlar bilmeden izler geçiyorken bizleri
Ardımdan tekrarlayıp ördüğüm sözcükleri
Ve hemen can verdiler iri gözlerin için
Mutlu aşk yoktur

Vakit çok geç artık hayatı öğrenmeye
Yüreklerimiz birlikte ağlasın sabaha dek
En küçük şarkı için nice mutsuzluk gerek
Bir ürperişi nice pişmanlıkla ödemek
Nice hıçkırık gerek bir gitar ezgisine
Mutlu aşk yoktur

Bir tek aşk yoktur acıya garketmesin
Bir tek aşk yoktur kalpte açmasın yara
Bir tek aşk yoktur iz bırakmasın insanda
Ve senden daha fazla değil vatan aşkı da
Bir tek aşk yok yaşayan gözyaşı dökmeksizin
Mutlu aşk yoktur ama
Böyledir ikimizin aşkı da
ARAGON

Şebnem Ferah DAN DİNLİYORUZ..

HOŞÇAKAL

mavigun41 dedi ki...

bahar gibi kısa süren aşklar belkide
tüm güzelliği bize anın önemini fısıldamasıyla..
hayat denilen hediyenin her an elimizden alınacağını öğretmek için var olmuştur.
yaşamı sevmek için var edilmiştir yokluğu..

MUSTAFA CECELİ den DİNLİYORUZ..
AŞK İYİ VARSIN
SEN YOKSAN HAYATIMIZDA HERŞEY EKSİK



bu son şarkı öncelikle
KANKAMA gidiyor.Sonra da tüm
BBO ailesine sizler HERDEMMAVİ uğramadığınız da tüm bu şarkılar, tüm bu şiirler eksik..
herkesin tüm işlerinde kolaylıklar
düzeni bozulanlara yeni güzel düzenler.
Hayat içersinde debelenen herkese hayırlı çıkışlar diliyorum..
haftaya buluşmak umuduyla
sevgiyle kalın..
herkese iyi akşamlar

seval dedi ki...

Kankacim güzel ellerine, cömert yüregine binlerce saglik canim... Harikasin! Harika alintilar yapmis, harikalar paylasmissin!:)