4 Ekim 2010 Pazartesi

BEN 19'UMDA ÖLDÜM


Ben 19 yaşındaydım öldüğümde, daha ayaklarım yere basmamıştı.

Olmamıştı aşkın adı, gözlerim bir dilberin gözlerine bir karış mesafeden dahi bakmamıştı ve
Genzime inmemişti hiç yar kokusu. Bir dağ ceylanı, yayla kekliği aklımı başımdan almamıştı.

Ben 19 yaşındaydım öldüğümde, 19 undaydım, şimdiye kadar söylenmiş tüm yalanlar
Gözlerimin önüne serildiğinde, gerçek gibi görülen yalanların ve yalan gibi görülen
Gerçeklerin sahiciliği serildi önüme...

19 undaydım bütün doğruları gönül gözümle gördüğümde.
Ben 19 undaydım öldüğümde, daha saçlarıma ak düşmemişti.
Babamın başı düştüğünde öne, kırışıklık değmemişti yüzüme.
Ne ayaklarım asker botuna girmiş, ne de başım yaslanmıştı yar göğsüne.
Ben 19 undaydım öldüğümde, belki de herkes öldüğü ben dirildiğimde...

Ölüm bile anamın feryadı kadar canımı acıtmamıştı,
Köyün genç ve bekar kızları taşıdı tabutumu, ola ki birinde gönlüm kalmıştır diye.
Hiç olmazsa gittiğim yerde ruhum huzur bulsun diye
Köyün genç ve bekar kızları taşıdı beni...

Musalladan öteye ve en çok içlerinden biri ağladı adı Safiye...

Ağlama cananım ağlama anam, dünya fanidir hayat yalan
Ne kaybettiğine üzül, ne yan yıkıl ne de kazandığına gül hiç bir zaman.

Köyün genç ve bekar kızları taşıdı beni
Musalladan öteye ola ki içlerinden birinde gönlüm kalmıştır
Hiç olmazsa gittiğim yerde ruhum huzur bulsun diye,
Meğer ne çok mezar varmış bu köyde,
Kim bilir kaç meşhur sevgili ve kaç yarım hikaye,
Hiç dokunma sakın bizimkine, hasrete ve sevdaya doymamış bir hayat işte.

Her mezar yaralı güllerin ıssız aşk tepecikleri her tepecik de bir Uludağ’ın dumanlı gölgesi,
Yazık ki bir avuç topraktı işte yaşadığının nihayeti,

Her ölüm aşktan inen enfarktüs, kalp şeker külliyen yalan.
Son nefeste unutamadığınsa zira, canan canan canan...

Ağlama cananım ağlama anam, dünya fanidir hayat yalan
Ne kaybettiğine üzül ne yan yıkıl
Nede kazandığına gül hiç bir zaman...

UĞUR ASLAN

Hiç yorum yok: