19 Eylül 2010 Pazar

Kapalıçarşı


Kapalıçarşı, 60 sokak ve 3600 dükkanıyla kentin küçük bir kopyası gibidir. Bu taş yapı öylesine büyüktür ki hiçbir İstanbullunun onu tam olarak görmediği söylenir. Her geçen gün gelişen Kapalıçarşı sadece sokak ve dükkanlarla değil, cami, çeşme ve okullarıyla da kente damgasını vuracaktır. 30.700 metrekareye yayılan çarşının içerisinde son dönemlere kadar 5 cami, 1 okul, 7 çeşme, 10 kuyu, 1 akarsu, 1 sebil, 1 şadırvan, 18 kapı, 40 han bulunduğu bilinmektedir.

Yüksek gri surlarla çevrili olan Kapalıçarşı’da, küçük kubbelerden süzülen gün ışığı, Osmanlı işçiliğini yansıtan mavi ve kırmızı tonlardaki süslemelerle kaplı tonozlara vurur.
Kapalıçarşı geçmiş zamana ait şimdide yaşanan bir masaldır.
“Aynacılar”, “Basmacılar”, “Fesçiler” ve “Halıcılar” gibi sokak isimleri Kapalıçarşı’daki dükkanlar konusunda fikir vermektedir. “Altuncular” bu sokaklardan biridir.
Osmanlı geleneğinde kuyumculuk padişahlar tarafından desteklenir. Özellikle Kanuni Sultan Süleyman, kuyumculuğa büyük önem vermiştir. İmparatorluğun şanı, ihtişamlı mücevherlerle birlikte yürür. Şehzadeliği zamanında Trabzon’daki bir ustadan kuyumculuk eğitimi alan Süleyman, mücevher tutkusuyla bilinir.
Sultanın bu büyük tutkusu Kapalıçarşı’ya da damgasını yuracaktır. Aslında tüm sanat dallarının zirveye ulaştığı 16.yüzyılda takı ve mücevherde de başyapıtların üretildiği görülür. Elbette bu göz alıcı ürünler çarşıda sergilenmekte ve daha çok saray çevresinden alıcı bulmaktadır.

Kapalıçarşı, kapalı toplum yapısının soluklandığı bir mekandır. Şarkın gizemli erotizmi de Kapalıçarşı’da hayat bulacaktır.
Harem bahçesine, köşklerin haremlik bölümlerine kapatılan cariyelerin yolu da mutlak Kapalıçarşı’dan geçecektir.
Özellikle 16. yüzyılda, çarşının güney bölümünde bulunan Süleyman Paşa Hanı’nda insan ticareti yapılmaktadır.
Handa sadece görenleri hayrete düşürecek güzellikteki hatunlar değil, tamamen çıplak olarak sergilenen erkek köleler de alıcı beklemektedir. Büyük Rus yazarı Puşkin’in büyük büyük babasının yolu da Kapalıçarşı’dan geçmiştir. Büyük dede, bir Rus sefiri tarafından satın alınan Etiyopyalı bir köledir.
Sonuç olarak Kapalıçarşı’da yok yoktur...

*Erk Acarer - %100 İstanbul. Tarih, Mekan ve sırlar - İnkilap kitapevi yayınları.

Hiç yorum yok: