29 Haziran 2010 Salı

HerDemMavi


Mavidir Umut, Umuttur Mavi,
Sevgidir Umut, Umuttur Yüreğiniz,
"Seni Seviyorum" Demek Zor Değildir...
Yüreğinizden Sevginizi, Sevdiğinizden umudunuzu yitirmeyin...
Çünkü;
mavi sevgi
mavi huzur
mavi mutluluktur...
mavi düşler yeşertir umutları
mavi derinlikler yüceltir
mavi gökyüzü kanatlandırır insanı
mavi hayattır ve hayat masmavidir...

72 yorum:

eylem dedi ki...

Günaydınlar

Saatlerimiz 10:32 yi gösterirken programımıza başlıyoruz..
maviliklerle dolu masmavi umutlu,mutlu,sağlıklı güzel bir gün, güzel bir program olsun...

İyi yayınlar
Kolay Gelsin

eylem dedi ki...

Evet bugün aylak eylemin aylak kaldığında yazdığı küçük hikayecik
ama adı yok
adı bende saklı :)
başlıksız isterseniz adını siz koyabilirsiniz


Küçük bir sahil kasabasına gelmişti sabahın ilk ışıklarıyla beraber… Penceresi denizi gören sevimli bir otel odasına yerleşti.Yatağının üzerine uzandı, gözlerini kapadı derin bir nefes aldı ve sonra gülümsedi..
Birden doğruluverdi yattığı yerden, hemen telefonunu çıkarttı çantasından
“ben geldim” yazdı ve gönderdi mesajını..

Mesajı iletilemedi,üzgün bir şekilde tekrar uzandı yatağa..
Mesaj iletilince acaba gelir mi diye düşündü çünkü uzun zaman olmuştu birbirlerini görmeyeli..
Ya vazgeçtiyse benden,ya gelmezse dedi..
Düşünürken uyuya kaldı yatağın üzerinde elinde telefonla.

Birkaç saat sonra dıt dıt sesiyle sıçradı uykusundan
mesaj gelmişti hemen mesaja baktı
Gelecek gelecek diye gülümseyip yatağın üzerinde zıplamaya başladı..
Ne kadar büyüse de çocuk yürekliydi kız ve öyle kalacaktı…

no name dedi ki...

Bu kadarcık mı?
devamı yok mu?
çok kısaymış...

eylem dedi ki...

Devamı var önce bir şarkı :)

Gülümse

Gülümse hadi gülümse
Bulutlar gitsin
Yoksa ben nasıl yenilenirim
Hadi gülümse
Belki şehre bir film gelir
Bir güzel orman olur yazılarda
İklim değişir akdeniz olur
Gülümse…
Tut ki karnım acıktı
Anneme küstüm
Tüm şehir bana küstü
Bir kedim bile yok
Anlıyor musun
Hadi gülümse
Sazlarım vardı
Irmaklarım vardı
Çakıl taşlarım vardı benim
Ama sen başkasın
Anlıyor musun
Başkasın
Tut ki karnım acıktı
Anneme küstüm
Tüm şehir bana küstü
Bir kedim bile yok
Anlıyor musun
Hadi gülümse

Sezen Aksu
http://www.izlesene.com/video/muzik-sezen-aksu-gulumse/1220919

eylem dedi ki...

Hazırlanmalıyım diye heyecanla yatağın üzerinden indi..
Sonra duraksadı aslında daha çok zaman vardı. Akşama gelecekti. Zaman nasıl geçecekti şimdi. O zaman kahvaltı yapıp ,yürüyüşe çıkayım dedi..
Kahvaltıdan sonra sahile indi yalın ayak yürüdü kumsalda, kıpır kıpırdı içi..
Daha sonra çevreyi gezdi
zamanda geçmek bilmiyordu ki, akşama daha çok vardı..
Gezerken bir tepe gördü yüksekçe
gülümseyip ben buraya çıkarım,daha vakit var oraya çıkıp manzarayı seyretmeliyim..dedi
Düşe kalka tırmandı ve zirveye ulaştı. derin bir nefes alıp bakındı etrafa , her şey mükemmeldi , hele birde denizin güneş ışıklarıyla dansı vardı ki görülmeye değerdi..
Sonra eğilip aşağı baktı ürktü bir anda
buradan düşsem ölürüm her hal diye düşündü..
Deli kız dedi kendine
sonra hadi hadi daha fazla oyalanma geç kalacaksın deyip ağır ağır aşağı inmeye başladı..
İner inmez otelin yolunu tuttu..

Devamı elbette var:)

no name dedi ki...

merhaba,
çok sıcak bir günden çok sıcak bir merhaba...


güzel bir program diliyor ve başlıyorum...
Burak Kut İlaç diyor;

İlaç

Sen de yalnızsan
Benim gibi kaybolduysan
Acı çekip yandıysan
İlaç olalım birbirimize

Gel nazı bırak
Bu defa kaçış yok aşktan
Kendini bana bırak
Bir anda kalbim seninle dolsun

Gülmüyorsun gül biraz yanındayım
Gülmüyorsun gül biraz


İlaç

mavigun41 dedi ki...

Mavidir Umut, Umuttur Mavi,

Sevgidir Umut, Umuttur Yüreğiniz,
"Seni Seviyorum" Demek Zor Değildir..
Yüreğinizden Sevginizi..Sevginizden Umudunuzu Kaybetmeyin...


Bir salı günü daha güzel paylaşımlar için ..
tüm BBO adası
Sakinlerine...
MERHABAAAAA..

eylem dedi ki...

Odasına girdi hemen banyoya girip duş almalıydı,
Üzerindekileri çıkardı ve soğuk suyun kollarına bıraktı kendini
Çıktı, dolabın kapılarını açtı ,yatağın üzerine oturdu bornozuyla…
Eyvah dedi vakit az kaldı ne giymeliyim, nasıl olmalıyım?
Başladı giysilerini denemeye
Yok bu çok abartılı, yok yok bu çok salaş oldu, bu idare eder…
ooffff aman ne zormuş ne yapacağım şimdi derken
gözü kenarda asılı olan elbiseye ilişti
işte! bu dedi
siyah üzerine renk renk çiçekler bezenmiş,
bakınca baharı andıran bir elbise…
bunu giyinmeliyim
hem bana bahar kokulum der ya bahar gibi olurum deyip hemen giyindi..
sıra saçlarındaydı
sıcaktı toplasa nasıl olurdu, elbisenin üzerine uygun düşer miydi
yok dedi
taradı siyah uzun saçlarını, o da çok severdi uzun saçı
onun istediği kadar uzun değildi ama uzundu yinede
hafif bir makyaj yaptı, ayakkabılarını giyindi , başladı beklemeye.
Beklemek ama ne beklemek odanın içerisinde bir sağa bir sola volta atıp heyecan içerisinde…
ve beklenen an geldi kapı tık tık diye vuruldu…

eylem dedi ki...

Yavuz Bingöl
Turnalar

Ben derdimi hangi dağa
Yüreğimi hangi suya diyemiyorum
Sen benimsin bahar gözlüm, yarınlarda ikimizin
Yürüyoruz

Turnalar sevdiğim ol
Sen benimsin bahar gözlüm
Yarınlarda ikimizin, yürüyoruz

http://www.dailymotion.com/video/xa6h6h_yavuz-bingol-turnalar-sen-benimsin_music

mavigun41 dedi ki...

No Name
ben de
ben de
ben de

sizin gibi görüntü kirliliği olmadan şarkı yollamak istiyorum...

Nasıl yapacağımızı bir anlatsan diyorum yakışıklı kardeşim...

mavigun41 dedi ki...

Önce her hafta birlikte yediğimiz yemeğin tarifini vereyim....


yemeğin adı : insanlık



kullanılacak malzemeler:

bir ölçek günaydın, iki ölçek iyi günler,
birazcık ilgi , bir tutam anlayış,

kararınca nezaket, bir tatlı kaşığı hoşgörü



hazırlanışı :



Malzemeyi iç dünyanızdan alın,
yıkamaya gerek yoktur,
nasılsa malzemeniz temizdir.
Gönül teknenizde nazikçe karıştırın.
Kokusu her yanınıza sinince,
içine duygu şerbeti ekleyip karıştırın.
Karışımı hayat tabağının üzerine
yavaşça yerleştirin.
üstünü sevgi marmelatı ve
bir kaç parça gökkuşağı rengi ile süsleyin.
Doya doya ikram edin ve yiyin.
Afiyet Olsun


aman aman şahane hepimizin ellerine sağlık...

Şapırdatmadan...
yiyelim lütfen.....heh heh he..

mavigun41 dedi ki...

Bir sayı tut içinden

Tuttum.
İkiyle çarp. Onbeş ekle. Sonra ikiye böl. Tuttuğun sayıyı çıkar bu sayıdan. Yedi buçuk kalır geriye. Yedi buçuğu al, dondurmacıya git. Vişneli bir dondurma ısmarla kendine.



Bir renk tut içinden.

Tuttum.

İçindeki resmin gökyüzünü boya tuttuğun o renkle. sonra içine doğru eğil ve boyadığın resmi izle.



Bir tren tut içinden.

Tuttum.

Bin o trene. Tren ağır ağır ayrılsın içindeki istasyondan. sonra pencereye çık. ağaçlar, evler ve direkler akıp gitsinler önünden.



Bir sokak tut içinden.

Tuttum.

Bahçeli evler olsun tuttuğun sokakta. Bahçeler de ağaçlar olsun. Ağaçların dallarında kuşlar? Kuşların ötüşünde bir şarkı.. Şarkıda bir şenlik!...



Bir çiçek tut içinden.

Tuttum.

Akşam sefası mı?

Nasıl bildin?



Bir mevsim tut içinden.

Tuttum.

Tuhaf bir mevsim olsun. bir yanımızda kar yağsın, bir yanımızda güneş açsın. Bir yanımızdaki ağaç yapraklarını döksün, bir yanımızdaki ağaç çiçek açsın. Leylekler hem gitsin, hem gelsin. Ah diyelim biz, bu kaçıncı mevsim.



Bir yıldız tut içinden.

Tuttum.

Bir yıldız daha tut içinden. Sonra bir yıldız daha. İçindeki yıldızlar çok olursa, ışıl ışıl aydınlık olur için.



Bir kuş tut içinden.
Uçuyor, tutamıyorum!.. :'
alıntı..

mavigun41 dedi ki...

eylemcim teşekkürler canım..
öykücük güzel bir şekilde ilerliyor....
az sonra az sonra diye beklemekteyiz...

eylem dedi ki...

Büyük final haftaya Salı :)

güzel tarif için teşekkürler...

mavigun41 dedi ki...

Saçının Tellerine Bağladım Gönlümü -
Aşkın cerrahisi ve hayatın şiiri üzerine:
Saçının tellerine bağladım gönlümü!..
Sevmek, birinin kıymetini bilmek, onların ardından gitmekle (veya gitmemekle) öğrenilir. Sevmeye dair verilen sözler hayatla sınandıkça kıymetlenir. Hatta sözler bozulsa bile sevmek devam edebilir...


"Yalnız seni sevdim dersem inanma Ayseli
Ben de yalan söyleyebilirim
Değil mi gözümün feri
Çocuklar var, torunlar var
Ya ağabeylerim, ah onlar
Annem babam da tabii
Hele hastalarım
Ki bazılarına ben de hastayım
Bir de dostlarım var Ayseli
Ben de yalan söyleyebilirim
Değil mi gözümün feri
Ama inan Ayseli
Onlardan öğrendiklerimle sevdim seni"


Cerrah Tarık Minkari, dün Milliyet Cumartesi ekinin bildirdiği üzere, böyle bir şiir yazdı 49 yıllık eşi Ayseli hanıma. 49 yıl önce Paris'ten yazılan mektupla edilen evlenme teklifi ise daha bir 'şiir gibiydi' bana göre:
"Ayseli benimle evlenir misin? Şayet evleneceksen kararını çabuk ver ve atla buraya gel. Burada evleniriz. Üç - beş hafta da burada kalırız. Sonra döneriz. Ben İstanbul'a döndükten sonra evlilik işleriyle kesinlikle uğraşamam.
Çünkü doçentlik imtihanına hazırlanıyorum. Buna zaman yok."
Tarık bey acaba cerrah olarak insanları didiklediği için mi biliyor insanın içini; birinin ancak bir çok kişiden öğrenilenlerle sevilebileceğini?
Sevmenin bir temrin meselesi olduğunu, antrenmansız çıkılan 'ilk aşkımla evlendim' vakalarında sarsıcı kalp enfeksiyonlarına sık rastlandığını...
Bu vakalarda 'beyin büyümesinin' ekseriyetle durduğunu... Doktor bey, teşhisimiz doğru mu, değil mi?

mavigun41 dedi ki...

Kazablanka kapitalizme karşı!
Kapitalizmin çekirdeğinde berbat bir Protestan ahlakı durur: "İnsan, aslında kötüdür, açgözlüdür, doyumsuzdur falan filan. Bu yüzden, çok çalışmalıyız.
Çalışarak kötülüğümüzden arınmalıyız vesaire". Hikâye temelde budur yani. Her şeyin daha fazlasına "sahip olmalıyız"; AŞKIN da! Bu yüzden herkesin durmadan birbirine 'sahip olmaya' çalıştığı 'Sex and the City' dizisi çok iş yapar.
Ama her nasılsa Kazablanka filmi hâlâ tüm zamanların en iyisidir.
Çünkü herkesin kendi serüvenini yaşadığı ve aşkın, sızılı bir sis gibi aradan süzüldüğü, kimsenin kimseye sahip olamadığı ama yine de çok sevdiği bu film, insanlığın özlem duyduğu o büyük aşkı, o büyük serüveni anlatır. Meselenin Tarık beyle ne ilgisi vardır peki? Şu ilgisi vardır...

Bogartlar ve Bergmanlar
Siyah - beyaz olmayabilir, adam Fas'a gidip bir bar açmayabilir, fonda 'As time goes by' çalmayabilir, kadın sonunda uçağa binip gitmek zorunda kalmayabilir, ama her iki kişilik hikâyenin anlatılsa 'roman olacak' bir yanı vardır. Her ilişkinin, üçüncü bir kişinin allame-i cihan olsa anlayamayacağı iki kişilik sırları, üzeri sessizlikle örtülmüş yalanları, can yakıcı gerçekleri vardır; fakat, nihayetinde her insanın başka bir insanın kucağına ihtiyacı da vardır. Tarık bey de kendince bir Bogart'tır velhasıl. Zira aşk, sanıldığı kadar 'şiirsel' değildir. Çünkü şiir, o kadar 'şiirsel' değildir. Tarık beyin şiiri bu yüzden iyidir, çünkü şiirsel değil, hayat nasılsa öyledir, yani şiir gibidir! Çünkü bir gün kapıdan Vivien Leigh'a benzeyen bir kadın veya Robert De Niro'ya benzeyen bir adam geçebilir! Sevmek, birinin kıymetini bilmek, onların ardından gitmekle (veya gitmemekle) öğrenilir. Sevmeye dair verilen sözler hayatla sınandıkça kıymetlenir. Hatta sözler bozulsa bile sevmek devam edebilir...

Kokuların kardeşliği
Ev ile yol arasındaki çatışmada geçer hayat; macera ile huzur arasında, kapıdan geçenin ardından gitmek ile evin içinde duranla durmak arasında...
Sonra gün geliyor, bir kişi çıkıyor ortaya. Hem yolun hem evin oluyor; hem maceran hem huzurun, kapıdan geçenin ve evde duranın oluyor.
Evin içinde bir soluk, yastıkta bir iz, kendi kokuna karışmış bir koku, yanında durunca farkına bile varmadan elini tuttuğun biri oluyor.
Evin içinde, hiç de 'şiirsel' olmayan bir anda odadan odaya geçişini seviyorsun misal, onu bilişini seviyorsun, bilinmeyi...
Kokun kokusuna kardeş oluyor ve gün içinde ne olursa ona anlatmayı geçiriyorsun kafandan daha olurken, her ne oluyorsa.
Sonra, günün sonunda onunla kalıyorsun. Gitmiyorsun. Aşk mı bu şimdi? Sevgi mi? Alışmak mı? Artık onu da pek önemsemiyorsun... Doktor, teşhis doğru değil mi
Ece Temelkuran

mavigun41 dedi ki...

casablanca filminin sam ile bütünleşmiş soundtrack'ıdır.

"play it sam, play it once, as time goes by"

'As time goes by
bunu unutmamalısın
bir öpücük, hala bir öpücüktür,
bir iç çekiş, hala bir iç çekiştir
temel kurallar geçerlidir
zaman geçtikçe

iki sevgili kur yaparken
hala seni seviyorum derler
buna güvenebilirsin
gelecek ne getirirse getirsin.
zaman geçtikce

ay ışığı ve aşk şarkıları
asla modasını yitirmez
tutkuyla dolu kalpler
kıskançlık ve nefret
kadının erkeğe
ve erkeğin eşine ihtiyacı vardır
bunu kimse yadsıyamaz
hala eski hikaye
bir savaş, aşk ve şöhret için
bir yap veya ol vakası
dünya her zaman aşıklara kuçak açacaktır
zaman geçtikçe

http://www.dailymotion.com/video/x8rm78_frank-sinatra-casablanca-as-time-go_music

eylem dedi ki...

O an ölecekti kız heyecandan, o kuş gibi yüreği pır pır ediyordu
son bir kez aynaya baktı derin bir nefes aldı ve kapıya doğru ilerledi…
Yavaşça kapıyı araladı karşısındaydı canı,sevdiği adam tam karşısındaydı..
Birbirlerine bakakaldılar kız ne yapacağını bilemiyordu
Delikanlı merhaba diyerek sessizliği bozdu
O an atladı delikanlının boynuna kız sımsıkı sarıldı
Delikanlı gülümsedi o da sarıldı
saçlarından öptü
baharım, bahar kokulum hoş geldin dedi…

Güzel bir yemekle başladı gece, sonra sahile inip ay ışığının altında yürüdüler
Kız anlatıyordu bugün neler yaptıklarını, çıktığı tepeyi,gördüğü manzarayı …
Kıpır kıpırdı yerinde duramıyordu
sevdiği adamın bir sağında, bir solunda ,bir arkasında, bir önünde dolanıp uçarcasına mutlu bir şekilde anlatmaya devam ediyordu…

Kız delikanlının tam karşısında durup bir şeyler anlatıyorken, delikanlı doladı kızın beline kollarını, gözlerindeki mutluluğa baktı tatlı dillim deyip dudaklarındaki o tadı kendi
dudakların da hissetmek istedi ve öptü öptüü…
Geçen zamana ve geçen olaylara rağmen ikisi de mutluydu ve ikisi de seviyordu…
Hava serinlemişti ve vakit ilerlemişti epeyce
beraberce el ele otel odasının yolunu tuttular...

eylem dedi ki...

Bir Öptüm (Yağmur)

Hava kararmıştı
Yağmur yağıyordu
Dudakları sırılsıklamdı
Elleri üşüyordu

Bir öptüm bir öptüm bir daha öptüm
Bir öptüm bir öptüm bir daha öptüm
Kimseler görmedi öpüştüğümüzü
Yağmurdan başka
İki gözüm çıksın

Ne zaman yağmur yağsa
Ne zaman yağmur yağsa
Utanıyorum

İnci gibiydi dişi
Kalem gibi kaşı
Mor menekşe gözleri vardı
Elleri üşüyordu

Bir öptüm bir öptüm bir daha öptüm
Bir öptüm bir öptüm bir daha öptüm
Kimseler görmedi öpüştüğümüzü
Yağmurdan başka
İki gözüm çıksın

Ne zaman yağmur yağsa
Ne zaman yağmur yağsa
Utanıyorum
http://www.izlesene.com/video/muzik-nese-karabocek-yagmur/253760

no name dedi ki...

ablacığım msn'ine açıkladım, burada çıkmadı...
silmek zorunda kaldım.
dene yapamazsan tekrar deneriz...

mavigun41 dedi ki...

Tek Tabanca /Ece Temelkuran
Bir vesileyle bugün karşılaştığım eski bir yazısı Ece Temelkuran'ın:

Kimi gecelerin çıkıp geliverişinde kalbi yerinden oynatan bir tekinsizlik vardır. Yakalarını bin bir zahmet bir araya getirdiğin düzenine, parmağının ucunda durup kollarını oynatarak güç bela tutturduğun dengene meydan okuyan, yetinmeye karar verdiğin bir huzurlu hayatı tehdit eden tekinsiz bir gecedir bu. Başka bir yere değil, bir serüvene hiç değil; bu gece seni kendine çağırır. Bu gece, kalbinin Kasablanka’sında bitecektir! Seni, kendine, ta kendine çağıran şeylerde, hayatını yalanlayan, büyük bir yalanı ortaya çıkaracağı için seni müthiş korkutan bir şeyler vardır, tekinsiz şeyler... Çok sarhoşken, yalnızken aynaya bakıp yaşlandığını düşünmek gibi ürkütücü.
***
Tekinsiz bir geceye icabet edersen eğer, senden geriye bir tek sen kalacaktır. Yanında yörende para gibi hesaplayarak biriktirdiğin ve "hayatım" diye adlandırdığın ne varsa bir nefeste süpürülecektir. Oysa sen zaten biliyordun: "Ben" dediğin, "benim hayatım" dediğin bütün o şeylerin kollarına, bacaklarına, ensene ince ipliklerle teyellendiğini, en zayıf yerlere çift dikiş atıldığını... Böyle gecelerde koşup eve kaçman gerektiğini... Yine de bir tekinsiz gecenin geleceğini, seni bıçaklı ve darbukalı bir kavgaya davet eder gibi kendine çağıracağını... Sen biliyordun zaten gideceğini, o tekinsiz gecelerden birinde güç bela tutturduğun bu dengeden, kanaat ettiğin bu düzeninden geçeceğini... Bir gece yine, yeniden, tek tabanca kalacağını... Sen biliyordun, bu işin bir yerde patlayacağını.
***
Böyle tekinsiz gecelere dayanıklı bir hayat mümkün müdür? Dengeler bozulmasın diye içinde uyuşturup uyuttuğun tutkuya çağıran gecelere hazırlıklı bir hayat... Mümkün müdür? Hep yalnız olmak, yalnız kalmak gerekir herhalde. Tekinsiz gecelerde, karnının ta içinde istiyorsan bir şeyi, birini ensesinden tutup, çekmeyi, öpmeyi... Herhalde, böyle gecelerde birini öpebilmek için sırtında başkalarını taşımıyor olmak gerekirdi. Fakat o kadar yalnızlığa katlanamaz insan. Bu yüzden kurulur düzenler. Her biri bozulur sonra. Çünkü tekinsiz geceler... Doğru hayat mümkün değildir. Çünkü belalı bir gecenin bastırması her an mümkündür.
***
Bilge bir adam söylemişti: "Her şey şahanedir. Karın vardır, çocukların vardır. Öyle mutlu, huzurlu, başarılı yaşıyorsundur. Sonra... Sonra kapıdan Vivien Leigh’a benzeyen bir kadın geçer!" Vivien’a benzeyen kadınlar hep geçerler. Anthony Quinn’e benzeyen adamlar, hiç kimseye değil sadece kendine benzeyenler, "Benzemez kimse sana"lar, "Hayran olayım tavrına"lar... Kapıdan aniden geçerler... İnsanı bütün bu kapılara, kapılardan aniden geçiverenlere kör edecek bir hayat mümkün müdür? Dünyanın en iyi, en ahlaklı insanı olsan bir hayat kaç tekinsiz geceden yırtar?
***
Boş kadehleri çiğner gibi ağzında, yanağının içini keser gibi sözler, Müzeyyen Hanım, şarkılar söyler. Kıpırdamazsın yerinden, ama göğsünde bir eşkıyanın kör bıçağı bileğinden geçer. "En son sana vuruldum" der Müzeyyen Hanım, çünkü "Dalgalandım da duruldum." Kimileri, bir gece, tek başına içip, tek başına ölmek için severler. Onlar, bir gece bir düzen bozulup da birinin canı yanmasın diye tek tabanca gezerler...

Milliyet Gazetesi, 18 Aralık 2002

mavigun41 dedi ki...

Tabii ki

MÜZEYYEN SENAR

söylüyor..


DALGALANDIM DA DURULDUM

ne olursun güzelim sevsen beni
yar deyipte sinene sarsan beni
bir gün öldüreceksin
en sonunda sen beni
dalgalandimda duruldum
kostum ardindan yoruldum
binlerce güzel sevdim de
en son sana vuruldum
yaktin yiktin kül ettin
erittin beni asik gibi sevmezsen
kardes gibi sev beni


http://www.facebook.com/video/video.php?v=1132915722941

eylem dedi ki...

Başkalarıda öğrenmek istiyorsa Kankacım...
mesela ben
tam bakıyordum siliniverdi...ne olacak şimdi:)

no name dedi ki...

sana da yollayayım kankacım
aç msnini

mavigun41 dedi ki...

Aaaaaaaaaaaaaaaa
aradaki hafta ya buluşalım haftaya ..
final yazısını atlamışım...
olmaz kiii..

şimdi kasabada kapısı tık tık vurulan odaya kim geldi?
Gelen beklenen miydi?

buyrun burdan yak?...

bizim kardeş haftaya...
demez mi?

hadi gayri bekleyelim...

eylem dedi ki...

Aaaaaaa
aradaki bölümüde atlamışsın ablacım gelen geldi
girdi içeriye:)

Büyük final az sonraaa
çok reyting aldı bu hafta yapalım dedik:)

seval dedi ki...

Ayakta alkisliyorum!
Sahane bir program oluyor sevgili katilimcilar, siz zaten harikasiniz! :)

eylem dedi ki...

Ve Final

Delikanlı yatağın üzerine oturdu, kız uzandı delikanlının dizlerine
Seviyordu dizlerine yatıp saçlarını okşamasını her bir telini sevgiyle öpmesini..
Yine öyle oldu delikanlı sevdiğinin saçlarını okşayıp masallar anlattı ona, öptü her bir telini saçlarının…
Kız uyuya kaldı sevdiğinin dizlerinde, eli elinde…
Kıyamadı uyandırmaya delikanlı
Seyretti o güzelliği sabaha dek gözlerini kırpmadan

Günün ilk ışıklarıyla gözlerini araladı kız gülümsedi sevdiğine, kalktı dizlerinden
Öptü günaydın dedi anlamıştı uyumadığını teşekkür etti..
Bir süre sonra delikanlı ayağa kalktı
Kız buruklaştı, gidiyor musun dedi
Delikanlı o kelimeyi söylemek istemese de zorda olsa gitmeliyim diyebildi
Kızın ellerinden tuttu ayağa kaldırdı saçlarını okşadı dolu dolu gözlerle kendisine bakan o güzel gözlere biliyorsun aramızda dağlar kadar engel var, birini geçsek diğeri çıkıyor diğerini geçsek öbürü … sonunda birine takılıp düşüyoruz sevdiğim
Sen de ben de zarar görüyoruz dayanamam bu kadar kırılmana,üzülmene…
Kızın gözlerinden yaşlar akarken
Yarın tekrar gelir misin dedi
Delikanlı kızın gözyaşlarını silerek gelemem meleğim gelemem ..
Kız; tamam ,bende akşama giderim o zaman dedi
Sarıldılar sımsıkı öptü sevdiğini delikanlı ve arkasını dönüp gitti…
Kız kaldı gözyaşları içinde öylece..
Öylede kırılıyoruz böylede dedi
Odanın duvarları üzerine geliyordu adeta
çıktı odadan gözyaşlarını silerek yürüdü uzunca bir süre akşam olmak üzereydi
Bakındığında tepenin oraya geldiğini fark etti çıktı en tepesine yine
Önce oturdu yavaşça
hem düşünüp hem ağlıyordu kız
sonra ayağa kalktı kollarını açtı sesinin çıktığı kadar bağırdı “seni seviyorum canımın içi, senii seviyoruum” ve kenara iyice yaklaşarak “işte gidiyorum canımın içi işte gidiyoruum…


Bitiş Müziği
İşte Gidiyorum

İşte gidiyorum
Bir şey demeden
Arkamı dönmeden
Şikâyet etmeden
Hiçbir şey almadan
Bir şey vermeden
Yol ayrılmış, görmeden gidiyorum

Ne küslük var ne pişmanlık kalbimde
Yürüyorum sanki senin yanında
Sesin uzaklaşır her bir adımda
Ayak izim kalmadan gidiyorum

Gerdiğin tel kalbimde kırılmadı
Gönül kuşu şarkıdan yorulmadı
Bana kimse sen gibi sarılmadı
Işığımız sönmeden gidiyorum

işte gidiyorum

eylem dedi ki...

Yaptım yaptım biraz önce yanlış yerde uğraşmışımda :)
Teşekkürler Kankacığım...

no name dedi ki...

Güzel hikaye, kötü final...
Kız hastamıymış? orasını anlamadım...
neden intihar etti ki?
Hüzünlü sonları sevmiyorum...

seval dedi ki...

Eylemcim ellerine yüregine binlerce saglik, cok güzel bir hikayecikmis bize bugün hediye ettigin ama sonu neden böyle hüzünlü bitti be canim? Yoksa Ankara´nin bitmeyen yagmurlari sana "kavusmalari cok uzak bir ihtimal" gibi mi gösterdi.. Üzüldüm dogrusu... :)

eylem dedi ki...

Hep mutlu son olmaz ki
evet kavuşmaları çok uzak göründü
kavuşturmadım bende...
hikaye bu :)

hikaye hirsizi dedi ki...

Kadın henüz yirmilerinde. Sesi billur, yüreği sırça. Hayallerini kilitli çekmecelerde, naftalinli sandıklarda saklayarak büyümüş. Öylesine içine kapanık ve suskun. Dört çocuklu bir ailenin en büyük kızı. Kendini bildi bileli hep fedakârlık yapmış, kardeşlerine bakmış. Ağırbaşlı, sorumluluk sahibi. Hayatta kendine ayırabildiğin tek bir meşgale var. Üzerine titrediği bir tanecik alan: Müzik. Türkü söylüyor bir halk korosunda. O solo aldığında herkesin yüzü gülüyor. Dinleyenin içine işliyor kırılgan sesi. Buğulu cam gibi.

Erkek kadınla hemen hemen aynı yaşta. O da müzisyen. Aynı koroda bağlama çalıyor. Böyle tanışıyorlar. İlk günden başlayan karşılıklı çekim kısa sürede aşka dönüşüyor. Beraberken bile birbirlerini özlüyorlar. Ayrı kaldıklarında birbirlerinin yolunu gözlüyorlar. Hasretin bir katresi bile ağır geliyor, geçmiyor saatler. Aşk bir sihirli halı gibi uzanıyor ayaklarının altında; haftalar, aylarca yere basmadan yaşıyorlar. Akılları bulutlarda, yürekleri pır pır. Biri söyleyip biri çalarken etraftakiler mest olmuş bir halde dinliyor. Herkes onların birbirleri için yaratıldıklarını, bir elmanın iki yarısı gibi bir bütünü tamamladıklarını söylüyor. Ne var ki biri Alevi, öteki Sünni. Gerçi genç kadın ile genç erkeğin gözü bu tür ayrımları görmüyor. Ama aileler. Ama konu komşu. Ama toplum. Hep bir ama var etrafta....

***

hirsiz degil mi dedi ki...

“Hangi çağda yaşıyoruz? Hepimiz aynı mayadan, aynı hamurdan değil miyiz?” diyor genç adam. Kızgın. Kırgın. “Konuşuruz ailelerimizle. Anlatırız. Güzellikle söylersek anlarlar.” Kadın ise düşünceli, karamsar. Babasının asla Sünni biriyle evlenmesine izin vermeyeceğinin bilincinde. Ne yapması, kime danışması gerektiğini bilmiyor. Aşk bir cendere olmuş, burgu gibi yüreğini sıkıyor. Nihayet cesaret edip annesine durumu çıtlattığında gördüğü tepki korktuğundan da beter oluyor.

“Sakın,” diyor annesi. “Zinhar. Etraf ne der sonra?”

“Elâlemin ne dediği, başkalarının oturup hakkımızda nasıl dedikodu yaptığı, öz kızının mutluluğundan daha mı önemli?” Böyle demek istiyor anasına. Kelimeler diziliyor boğazına. Yutkunamıyor. Aynı gün, aynı saatlerde genç adam da babasına durumu açmaya karar veriyor. Erkek erkeğe konuşacak onunla. Doğrudan, dürüstçe. Babası sert bir adam. Çok içerdi eskiden, gerçi şimdilerde bıraktı. Herkes bir parça çekinir gölgesinden. O da öyle olsun ister zaten. Çocukları üzerinde otorite kurmuş ta başından beri. Sevilmekten ziyade korkulmak isteyen babalardan. Sevgi zaten kendiliğinden gelir, aile fertleri korkacaklar ki aile reisinden hata yapmayacaklar...

no name dedi ki...

Kankacığım, Kazım Koyuncu'nun sevenlerine veda şarkısıydı bu...
Kanserdi, öleceğini biliyordu...


Neyse çok hüzünlendim...

hirsiz mi hirsiz dedi ki...

Genç adam bir gün çocukları olduğunda babasından çok farklı bir baba olmaya kararlı. O “korkulan baba”lardan değil, “sevilen baba”lardan olmak istiyor. Yemekten evvel birdenbire, babasına bir kıza âşık olduğunu söylüyor. Sesi titriyor konuşurken ama çabuk toparlıyor kendini. Utanmayacak bu durumdan. İnsan aşktan utanır mı? Bir suç işlemiş gibi davranmayacak. Kabahat değil ya sevmek, sevilmek Başını dik tutuyor. “Baba müsaadenle biz evlenmek istiyoruz.” “Dur hele, acelen ne? Kimin nesiymiş bir bakalım,” diyor babası. O zaman söylüyor genç adam. Pat diye, saklamadan. “Alevi bir ailenin kızı.” “Unut” diyor babası. “Bize yaramaz. Bu kızı bize gelin diye getirmeye kalkarsan seni evlatlıktan çıkartırım.” Nasıl bir şey evlatlıktan atmak? İnsan bir kalemde siler mi öz evladını, kanını canını, sırf kendine ait bir hayatı ve hayali var diye? “Baba...” “O kızla evlenmeye kalkarsan bu evden bavulunla çıkarsın. Bir daha annenin yüzünü göremezsin” Genç adam kalıyor öyle. Ellerini yumruk yapmış farkında bile olmadan. Gidecek bir yeri yok. Ama şu anda hiçbir şey umurunda değil. Senelerce tehditle sağlanan bir otoriteyle büyüdü. Otorite, sevgi demek değil. Babası bu ikisi arasındaki ayrımı göremiyorsa beyhude yaşamış bunca seneyi. “Cenazeme de gelmeyesin,” diyor babası o kapıdan çıkarken.

Genç adam ve genç kadın evlendiklerinde nikâhlarında bir avuç insan var. Bu halde İstanbul’dan ayrılıp sakin bir kasabaya yerleşiyorlar. Bir kızları oluyor. Ona hem Aleviliği hem Sünniliği öğretiyorlar. Ona insanın insana değer verdiği bir muhabbet felsefesi veriyorlar. Genç adam kendi kendisine verdiği sözü tutuyor. Babası gibi bir baba olmuyor. Sevmekten de sevdiğini göstermekten de çekinmiyor.

Sekiz sene geçiyor aradan. Babasının fenalaştığı haberini alıyor. Kızının elini tutup gidiyor İstanbul’a. Hastanın durumu ağır. Yaşlanmış iyice. Çoktan azalmış gözünün feri. Ömrü hayatının sonlarına geldiğini anlayan her insan gibi onun da bakışlarında bir başkalık var.

İlk defa gördüğü torununa bakıyor uzun uzun, sonra oğluna dönüyor. “Karın nerede?” diye soruyor. “Getirmedik,” diyor oğlu. “Görmek istemezsin diye düşündüm.”

“Olur mu, gelseydi keşke...” Son sözleri bunlar. Bir ömrü noktalayan iki kelime. Gelseydi.


Elif Safak yazmis, onun da ellerine yüregine sagli!

eylem dedi ki...

Güzel hikaye
hikaye hırsızı:)

teşekkürler...


Biliyorum kankacım
olmamış mı devamına hoşuna mı gitmedi, uygun mu düşmemiş

mavigun41 dedi ki...

No Name
Başlıkta ki ''mavi''ile ilgili
canım kardeşim sanırım alıntı olduğunu belirtmediğim den benim sandığın için paylaşıma adımı yazmışın keşke ben yazsaydım ama değil kardeşim..

belirteyim istedim..
ilk söyleyene haksızlık olmasın..

mavigun41 dedi ki...

Sertap Erener
Koparılan Çiçekler
İyi ki varsın
İyi ki sevmişim seni hem aldın hem çaldın helal helal sana
İyi ki varsın
İyi ki sevmişim seni hem aldın hem çaldın helal helal sana
Yok istemem diyen gönlüm çöle bile razı şimdi
Yanlış yola giden bendim lütfen dön gel

Ben yazdım kadere hüznü, perişanı
Sonu gelmez yinede bitemez ümitler
Ama yoksa bahçemin eski şanı
Sebebi koparılan çiçekler


koparılan çiçekler

eylem dedi ki...

Ben demiştim ablam yaparsın diye
Kankam anlatamamış sana :)
bak gördün mü nasıl güzel yaptın

eylem dedi ki...

Evet elimde 6 tane hazır sözleri bulunmuş şarkım var
hadi bakalım seçmece bunlar
bakalım kime ne çıkacak
ilk sayı kimden göreyim...

mavigun41 dedi ki...

Eylemcim canım kardeşim..
içindeki hüzünlere gelsin...

YELİZ SÖYLÜYOR

Ağla kalbim
kalbim söyle ne oldu bize
nasıl ihanet ettik sözümüze
ah kalbim sevme iyi gelmez bize
biraz çeksek bile çıkarız biz düze

onu bir daha görmeyi inan istemezsin
sanada acı verir bu son halleri
bilirim sende benim kadar
kolay silemezsin ama şimdi
başka renkte bakıyor gözlerim

ağla kalbim ağla
sen ağla kalbim ağla
sus sesin duyulmasın içinden ağla




Ağla Kalbim

mavigun41 dedi ki...

6

eylem dedi ki...

Sevdiğim bir şarkıdır teşekkürler ablacığım...

eylem dedi ki...

Artık Sevmeyeceğim

Artık sevmeyeceğim
Bütün kabahat benim
Ne kadar ağlasan boş
Ne kadar yalvarsan boş
Sana dönmeyeceğim

Bitsin artık bu çile
Çekemem bile bile aaaahh
Sen ne söylersen söyle
Bu hayat geçmez böyle
Sana dönmeyeceğim

Ümitlerimi kırdın
Hayallerimi yıktın
Benim ahımı aldın
Şimdi sende yalnızsın

Bitsin artık bu çile
Çekemem bile bile aaaahh
Sen ne söylersen söyle
Bu hayat geçmez böyle
Sana dönmeyeceğim

Artık Sevmeyeceğim

eylem dedi ki...

6 numaralı şarkımız Artık Sevmeyeceğim
yazmayı unutmuşum da..

mavigun41 dedi ki...

EVEEEET
nerede damarınız...
biraz daha damardan devam edelim...


Zara & Ekrem Düzgünoğlu

Söylüyor

OLMUYOR

Sen Aşık
Ben Sana Aşık
Oturup Bir Kenara Sevsem Olmuyor
Gidecek Bir Yer Var Gitmesem Olmuyor
Gidip de Geriye Dönesim Gelmiyor

Herşey Bomboş Gerçek Olan Sensin
Seni Gönlümde Sevesim Geliyor
İçimde Soluyorsun
Gözyaşlarım Yetmiyor
Yetmiyor Haykırışlar
Bu Can Sana Yetmiyor

Bilirim Her Acı Zamansız Gelir
Gelir de İçimi Benden Alası Gelir
Sevmekle Yetinmek İnan ki Zor Gelir
Korkarım Söylemeye İçimden Yas Gelir

Sen Aşık
Ben Sana Aşık
Oturup Bir Kenara Sevsem Olmuyor
Gidecek Bir Yer Var Gitmesem Olmuyor
Gidip de Geriye Dönesim Gelmiyor

Herşey Bomboş Gerçek Olan Sensin
Seni Gönlümde Sevesim Geliyor
İçimde Soluyorsun
Gözyaşlarım Yetmiyor
Yetmiyor Haykırışlar
Bu Can Sana Yetmiyor

Bilirim Her Acı Zamansız Gelir
Gelir de İçimi Benden Alası Gelir
Sevmekle Yetinmek İnan ki Zor Gelir
Korkarım Söylemeye İçimden Yas Gelir

Olmuyor

mavigun41 dedi ki...

Biraz aforizma

Krişnamurti dan

Sevgi Üzerine
Sevgi işlenemeyen bir şeydir.'' Ben sevgiyi öğreneceğim onu uygulayacağım ,'' diyemezsiniz.Kendilerinden çeşitli entellektüel,duygusal etkinlikler aracılığıyla kaçan bir çok idealistin birçok insanın hiç bir sevgisi yoktur..
Bu kişiler olağanüstü toplumsal reformcular ,siyasetçiler olabilirler__eğer olağanüstü siyasetçi diye bir şey varsa__ama onların sevgileri yoktur.Sevgi hazdan tamamen farklı bir şeydir.ama onu yadsımamalı ,ondan kaçmamalı ,ama onu anlamalısınız..
Hazzın güzelliğinde büyük bir tad vardır.

Öyleyse sevgi işlenemez.Sevgi kutsal ve fiziksel olarak bölünemez ,sevgi yalnızca sevgidir ve birçok kişiyi ya da birini sevmek değildir ;'' Bütün insanları seviyor musun !''sorusu saçma bir sorudur.
Bilirsiniz , kokulu bir çiçek onu koklamaya gelenle ya da ona sırtını çevirenle ilgilenmez.Öyleyse o sevgiyle birliktedir.Sevgi bellek değildir ,Sevgi zihne yada akla ilişkin bir şey değildir. Sevgi şefkat olarak--korku,açgözlülük, kıskançlık, çaresizlik ,umut gibi varoluşun bütün sorunu anlaşıldığında ve çözüldüğünde doğal olarak ortaya çıkar.
Hırslı birisi sevemez.Ailesine bağlı olan birinin sevgisi yoktur.Kıskançılığın sevgiyle hiç bir ilgisi yoktur.''Karımı seviyorum,'' dediğinizde bu doğru değildir ,çünkü bir sonraki dakika onu kıskanırsınız..

Sevgi büyük özgürlük içerir ,ama özgürlük ne isterseniz onu yapmanız anlamına gelmez.Sevgi yalnızca zihin çok sessiz ,ilgisiz olduğunda ,ben merkezli olmadığında ortaya çıkar.
Bunlar idealler değildir.Eğer hiç sevginiz yoksa --ne yaparsanız yapın ,dünyadaki bütün tanrıların peşinden gidin ,bütün toplumsal etkinliklere katılın ,yoksulu kalkındırmaya çalışın ,siyasete atılın, kitaplar yazın ,şiirler yazın--ölü bir insansınız demektir..
Sevgi yoksa sorunlarınız katlanarak çoğalır..Sevgi varsa dilediğinizi yapın ,hiç bir tehlike hiç bir çatışma yoktur..Dolayısıyla sevgi erdemin özüdür.
Sevgi hali içinde olmayan bir zihin hiç bir biçimde dindar bir zihin değildir ; yalnızca sorunlardan kurtulan ,sevginin ve hakikatin ne olduğunu bilen bir zihin dindar bir zihindir..

mavigun41 dedi ki...

Avuçlarımda Sakladığım üç Beş Kırık Umudum Var Sadece

Avuçlarımda sakladığım üç beş kırık umudum var sadece, başka da hiçbir şeyim…

Elimde avucumda ne varsa yitirerek yürüyorum, gözlerinden başka bir yere bakmamaya çalışarak, çünkü gözlerin deniz fenerim benim, gözlerine bakmazsam, düşeceğim…

“İçinde sen olmasan, bu hayatın başka nesi var ki” diye düşünüyorum çoğu zaman. Yanımda sen olmasan, neye güveneceğim, yüreğimde sen olmasan, neyle besleneceğim?

Her yanı kırık bir köprü üzerinde ilerliyor yaşamım. Ayağımı bastığım parça, kopup kayboluyor uçurumun uçsuzluğunda, gözlerine bakıyorum bense sadece, gözlerinde aşkın en saf hali var, ellerimden tutuyor gözlerin, gözlerin yaşamla aramdaki köprüleri bağlıyor.

Sana baktıkça, anlıyorum; aşk; bambaşka bir hayat sunuyor bana, umutlar sunuyor, aşk beni karşı kıyıya geçiriyor. Yıkılan köprülerin üzerinden düşmeden yürümemi sağlıyor.

Aşk bana seni sunuyor.

Gözlerini kapatmaktan söz ediyorsun sense bana, yorulmaktan söz ediyorsun. Tüm bunları bilmeden, kendince yaşamaya çalışıyorsun, kendi uçurumlarında parçalanıyorsun, benim yaşamıma bağ olduğunu bilmeden, kendi bağlarını koparmak istiyorsun.

Oysa sen gözlerini kaparsan, ben yaşamdan düşeceğim.

Eğer sen vazgeçersen, ben öleceğim…

Avuçlarımda sakladığım üç beş kırık umudum var sadece, başka da hiçbir şeyim…

Sana bunlardan başka bir şey veremiyorum. Sana mucizeler vaad edemiyorum. Ama söz verdiğim gibi; mucize aratmayacak kadar seviyorum seni. Hep söylediğim gibi, tek yapabildiğim şeyi; en güzel yapabildiğim şeyi yapıyorum;

Seni seviyorum.

Elimden başka bir şey gelmiyor ki,
Avuçlarımda sakladığım üç beş kırık umudum var sadece,
başka da hiçbir şeyim
alıntı

eylem dedi ki...

ben numara beklemiyorum vazgeçtim sırada duran ilk şarkı daha doğrusu türkü Kankama gitsin...
haydi dinleyelim birinci Neşet usta'dan ikinci Orhan hakalmaz'dan...

Güzel ne güzel olmuşsun

Güzel ne güzel olmuşsun
Görülmeyi görülmeyi
Siyah zülfün tel tel olmuş
Örülmeyi örülmeyi

Bahçende gülün güllenmiş
Şeyda bülbülün dilenmiş
Koynunda memem kirlenmiş
Emilmeyi emilmeyi

Mendili yudum attım
Gülü dalında kuruttum
Adın neyidi unuttum
Sorulmayı sorulmayı

Seğirttim ardından yettim
Eğildim yüzünden öptüm
Adın bilirdim unuttum
Çağırmayı çağırmayı

Benim yarim bana küsmüş
Zülfünü gerdana dökmüş
Muhabbeti benden kesmiş
Sevilmeyi sevilmeyi

Çağır Karac'oğlan çağır
Taş düştüğü yerde ağır
Yiğit sevdiğinden soğur
Sarılmayı sarılmayı

Karacaoğlan

Güzel Ne Güzel Olmuşsun

güzel ne güzel

eylem dedi ki...

.........en güzel yapabildiğim şeyi yapıyorum;

Seni seviyorum.

Elimden başka bir şey gelmiyor ki,
Avuçlarımda sakladığım üç beş kırık umudum var sadece,
başka da hiçbir şeyim

Çok güzel :)

mavigun41 dedi ki...

sezen aksu dan
Firuze..


Bir gün dönüp bakınca düşler
İçmiş olursa yudum yudum yudum yıllarını
Ağla, ağla Firuze ağla
Anlat bir zaman ne dayanılmaz güzellikte olduğunu

Kıskanır rengini baharda yeşiller
Sevda büyüsü gibisin sen Firuze
Sen nazlı bir çiçek, bir orman kuytusu
Üzüm buğusu gibisin sen Firuze

Kıskanır rengini baharda yeşiller
Sevda büyüsü gibisin sen Firuze
Sen nazlı bir çiçek, bir orman kuytusu
Üzüm buğusu gibisin sen Firuze

Duru bir su gibi, bazen volkan gibi
Bazen bir deli rüzgar gibi
Gözlerinde telaş, yıllar sence yavaş
Acelen ne bekle Firuze

Bir gün dönüp bakınca düşler
İçmiş olursa yudum yudum yudum yıllarını
Ağla, ağla Firuze ağla
Anlat bir zaman ne dayanılmaz güzellikte olduğunu

Acılı bir bakış yerleşirse eğer
Kirpiğinin ucundan gözbebeğine
Herşeyin bedeli var, güzelliğinin de
Bir gün gelir ödenir, öde Firuze

Acılı bir bakış yerleşirse eğer
Kirpiğinin ucundan gözbebeğine
Herşeyin bedeli var, güzelliğinin de
Bir gün gelir ödenir, öde Firuze

Duru bir su gibi, bazen volkan gibi
Bazen bir deli rüzgar gibi
Gözlerinde telaş, yıllar sence yavaş
Acelen ne bekle Firuze


FİRUZE

eylem dedi ki...

İntizar
Sakın bir söz söyleme
Yüzüme bakma sakın
Sesini duyan olur
Sana göz koyan olur

Düşmanımdır seni kim
Bulursa cana yakın
Annen bile okşasa
Benim bağrım kan olur

Dilerim tanrıdan ki
Sana açık kucaklar
Bir daha kapanmadan
Kara toprakla dolsun

Kan tükürsün adını
Bensiz anan dudaklar
Sana benim gözümle
Bakan gözler kör olsun

İntizar
http://www.dilay.net/muazzez-ersoy/intizar-sakin-bir-soz-soyleme--2537.html

eylem dedi ki...

Seval ablama

Ötme Bülbül

Umutlarım çölde bir nehir
Sevdam gökteki yıldız
Gözyaşlarım bir deniz olsa bekleyeceğim
Çölde bir nehir gibi
Parlayan yıldız gibi
Engin denizler gibi özleyeceğim
Suya hasret çöl
Yıldızsın gece yorgun kara bir deniz benim benim
İstekli hasret bir benim
Bilirim aşıksın güle
Gülün hali ya kim bile
Bizim bahçedeki güle
El atıp dalaşma bülbül
Benim derdim bana yeter
Bir dert de sen katma bülbül
Bülbüllerin aslımısın
Kafeslerde beslimisin
Benim kadar yaslımısın
Derdi derde katma bülbül
Ötme bülbül ötme bülbül
Derdi derde katma bülbül
Benim derdim bana yeter
Bir dert de sen katma bülbül

Ötme Bülbül

eylem dedi ki...

Kardeşime

Gesi Bağları
gesi bağlarında dolanıyorum
yitirdim yarimi aman aranıyorum
bir tek selamına güveniyorum
gel otur yanıma hallarımı söyleyim
derdimden anlamaz ben o yari neyleyim

gesi bağlarında üç top gülüm var
hey allah?tan korkmaz sana bana ölüm var
ölüm varsa bu dünyada zulüm var
atma garip anam beni dağlar ardına
kimseler yanmasın anam yansın derdime

Gesi Bağları

mavigun41 dedi ki...

'Kim olduğunu bilmek istersen kimleri sevdiğine bak.'
Mevlânâ



salım dündar

Aynalar diyor...

Harmanım ben harmanım
Kırk satırlık fermanım
Yok dizinde dermanım

Eyletmen beni
Söyletmen beni
Ağlatman beni
Aynalar aynalar

İster anam darılsın
İster babam darılsın
Vuran elimkırılsın

Hüznüm sizde görünür
Saçım beyaz örülür
Yaşarken de ölünür

Söyletmen beni
Ağlatman beni
Aynalar aynalar

Yüzümde hep çizgiler
İçimde hep ezgiler
Uçup gitti seneler

Eyletmen beni
Söyletmen beni
Ağlatman beni
Aynalar aynalar



Aynalar

eylem dedi ki...

Bu da cana gitsin...

Ahirim Sensin

cahildim dünyanın rengine kandım
hayale aldandım boşuna yandım
seni ilelebet benimsin sandım

ölürüm sevdiğim zehirim sensin
evvelim sen oldun ahirim sensin

sözüm yok şu benden kırıldığına
gidip başka dala sarıldığıma
gönülüm inanmıyor ayrıldığına

gözyaşım sen oldun kahirim sensin
evvelim sen oldun ahirim sensin

garibim can yıkıp gönül kırmadım
senden ayrı ben bir mekan kurmadım
daha bir gönüle ikrar vermedim

batınım sen oldun zahirim sensin
evvelim sen oldun ahirim sensin

Ahirim Sensin

mavigun41 dedi ki...

Gittiğinden beri ağlamadım,
Çünkü;
O gözyaşları yüreğimde durduğu sürece,
Senin adın aşk bende,
Gittiğinden beri yastığına yorganına sarılıp uyuyamıyorum,
Bir kağıda sensizlik yazdım. Çok hoşuma gidiyor,
Çünkü;
Sensizliğin kelimesi bile senle başlıyor
ceyhun Yılmaz

mavigun41 dedi ki...

Acı bir haber şarap değildir ki yıllandıkça güzelleşsin!
O bir hançerdir, keskin mi keskin! Bugün de bizi deşer, altı ay sonra da; en iyisi bugün bizi deşmesidir! Bugünkü acıyı yarına bırakma!
Yarın bugünden daha güçlü olmayacaksın unutma!


Mehmet Murat İldan

mavigun41 dedi ki...

Bir kırıklık var havada; yağmur ha indirdi, ha indirecek. Yağsa ya da güneş açsa daha mutlu olacağım; ama şu belirsizlik var ya işte insanı asıl bu mahvediyor...''


(( Aysim ATAY-Madem Öyle Polyanna))

mavigun41 dedi ki...

No name kardeşime
GELSİN..

ŞEVVAL SAM Söylüyor...

BENİM DÜNYAM

Sen benim içimde bir korkulu rüya
Her gün sevip sardığım bir hülyasın
Yokluk ateşten gömlek
Sensizlik ölüm gibi
Rüyam,hülyam,benim dünyamsın
Kanımda,canımda,alın yazımda
Bir sen varsın bir de ben şu dünyada
Nazar değmesin sana
Eller değmesin sana
Sensizlik ölüm bana
Seni benim gibi seven bulamazsın
Tanrım bu rüyadan hiç uyandırmasın
Ömrün vefası yok
Korkum aşkımdan çok
Gönlüm sensiz kalmasın
Korkulu rüyam
Gülen bahtımsın
Sen benim,sen benim,sen benim dünyamsın
Hepimizin hayatı iki kelime
Bir varmış bir yokmuş şu alemde
Bir gün sana doymadan göçüp gidersem eğer
Son nefeste adın dilimde
Herşey sende başlar
Seninle biter
Sevilmek ümidi sevmekten beter
Nazar değmesin sana
Eller değmesin sana
Sensizlik ölüm bana
Seni benim gibi seven bulamazsın
Tanrım bu rüyadan hiç uyandırmasın
Ömrün vefası yok
Korkum aşkımdan çok
Gönlüm sensiz kalmasın
Korkulu rüyam
Gülen bahtımsın
Sen benim,sen benim,sen benim dünyamsın . . .

BENİM DÜNYAM

mavigun41 dedi ki...

Kaya kardeşime
sevgilerimle...GELSİN...
ayrıca....
gurbette hasretle boğuşan tüm gurbetçilere..
yüreğinde özlemi duyan herkese ..
de gitsin...



ŞEVVAL SAM..
Söylüyor..

ANADAN AYRI..

Yazık bomboş geldi geçti en güzel yıllar
Sararken kırıldı aşka doymayan kollar
Benim gibi sevdiğine hasret kalanlar
Garip gibi köşelerde hep ayrı ayrı

Anadan ayrı ayrı babadan ayrı ayrı
Birde yardan ayrı kaldım hepsinden acı oof of hepsinden acı
Sıladan ayrı ayrı yuvadan ayrı ayrı yuvadan ayrı
Birde, yardan ayrı kaldım hepsinden acı oof of hepsinden acı

Benim gibi sevdiğine hasret kalanlar
Garip gibi köşelerde hep ayrı ayrı
Anadan ayrı babadan ayrı birde yardan ayrı kaldım
Hepsinden acı

Çeken bilir şu gurbetin acılarını
Uykusuz geçen gecenin sancılarını
Kim özlemez ana baba bacılarını
Birde yardan ayrı kaldım hepsinde acı
Yazık bomboş geldi geçti en güzel yıllar
Sararken kırıldı aşka doymayan kollar
Benim gibi sevdiğine hasret kalanlar
Garip gibi köşelerde hep ayrı ayrı

Anadan ayrı ayrı babadan ayrı ayrı
Birde yardan ayrı kaldım hepsinden acı oof of hepsinden acı
Sıladan ayrı ayrı yuvadan ayrı ayrı yuvadan ayrı
Birde, yardan ayrı kaldım hepsinden acı oof of hepsinden acı

Benim gibi sevdiğine hasret kalanlar
Garip gibi köşelerde hep ayrı ayrı
Anadan ayrı babadan ayrı birde yardan ayrı kaldım
Hepsinden acı

Çeken bilir şu gurbetin acılarını
Uykusuz geçen gecenin sancılarını
Kim özlemez ana baba bacılarını
Birde yardan ayrı kaldım hepsinde acı


ANADAN AYRI

mavigun41 dedi ki...

canlar sözleri çift mi çıkmış..

şarkı zaten damar..
olmuş atar damar..

he he ...
idare edin artık..

mavigun41 dedi ki...

İSTANBUL SAKLASIN BİZİ

Edası ömrüme ömür
Gözleri kömür dilber
Ah bir el ver, bir el ver de
Yaralarımı sarayım

Payıma düşmüyorsun belki
Hakkım değilsin
Yine de gel
Bir senin yanında ben olayım

İstanbul Saklasın bizi
Boğazında düğümlesin
Kimseler göremesin, bulamasın ikimizi

Kuralına uymaz hayatın
Biliyorum uyuduğumuz uykular
Denizine sor içimi bu şehrin
Kifayetsiz tüm şarkılar



İstanbul Saklasın Bizi

mavigun41 dedi ki...

BEN GELDİM GÜNÜN SONUNA...

Kankama selamla yollayarak kapatmak alışkanlığım..
canım kankam..

canım kankam bu günlerde
daha bir özen ister..
daha bir çok sevilmek..
çünkü yüreği çırpınmakta..
allahtan gelene boynunu büksede..
umudunu çoğlatmak ister...

kankam
hepimiz umutlarımız yolluyoruz..
hepimiz dualarımızı yolluyoruz..
Hepimiz bu kadarla geçmiştir diyoruz..

çünkü biliyoruz..

SEVGİ GÜZELLİK İSTER...

Sevgi güzellik ister gülüm,
Güzellik emek ister.
Güzellik tende değil gülüm,
Yürekte ateş ister.

Bir çocuk dudağıyla
Yanakta bir sıcaklık.
Yalnız güzellik değil,
Sevgi özgürlük ister.

Sevgi güzellik ister gülüm,
Güzellik emek ister.
Güzellik tende değil gülüm,
Yürekte ateş ister.

Aşkların en soylusu
Birken birçok olandır.
Sevginin en güzeli
Paylaşılan emektir.

Aşkların en soylusu
Birken birçok olandır.
Çıkarsız ve sınırsız
Paylaşılan yürektir.

Sevgi güzellik ister gülüm,
Güzellik emek ister.
Güzellik tende değil gülüm,
Yürekte ateş ister.


SEVGİ

mavigun41 dedi ki...

Hep Uzakta olanlar mı özler..
Bekleyenler yokmudur onları...
işte onlarda özler..


ÖZLEMEK
Birden Özleyiveriyorsunuz…
Çoktan Unuttuğunuzu Sandığınız
Ya Da Yalnızca Bir Kere Karşılaştığınız
Ve Özlemek İçin Yeteri Kadar Tanımadığınız Birini
Bir Sabah Çılgınca Özleyerek Uyanıyorsunuz.
Rüyalarınız, İçinizdeki O Gizli, Esrarını Ele Vermez Büyücü,
Siz Çarşaflarınızın Arasında,
Bütün Tehlikelerden Uzak,
Güvenle Yattığınızı Sandığınız Bir Anda,
Usulca Ruhunuza Sokulup,
Sizden Habersiz Oralara Yığılmış Cephanelikleri
Birer Birer Ateşleyiveriyor.
İnfilaklarla Sarsılarak Uyanıyorsunuz.
Hayatınızda Olmayan Birini Hayatınıza Almak,
Ona Dokunmak,
Onun Sesini Duymak İçin Kıvranırken Buluveriyorsunuz Kendinizi…
Özlemek, O Yakıcı İstek,
Bilinen Her şeyi Ve Önem Sırasını Değiştiriveriyor.
Özlediğiniz İse Çok Uzaklarda…
Yanında Olmasını İstediğiniz Halde
Yanınızda Olmayan Bir Tek Kişi,
Yanınıza Bile Yaklaşmadan,
Hatta Onu Özlediğinizden
Ve Onu İstediğinizden Haberdar Bile Olmadan,
Bütün Hayatı,
Bütün Görüntüleri Eritip
Başka Kılıklara Sokuyor

mavigun41 dedi ki...

ve bir şehir özlüyorsun onunla birlikte olacağın..

sizlerle tekrar bir başka salı birlikte olmak dileğimle..

tüm maviliklerde..

sevdiklerimizle birlikte olduğumuz bir şehir düşleyelim...

hep birlikte..

İLKAY AKKAYA..
BiR şehir düşlemek

Bir şehri düşüme almışım
Yarim seni orda görmüşüm
Bir kalpsize gönül vermişim
Şimdi ölüm benim Amed içinde

Bir gece bir gün olmuşum
Sende saklı tüm düşlerim
Amed yaram benim
Sende kaldı tüm düşlerim

Amed şehrim benim
Sende saklı tüm düşlerim
Amed yaram benim
Sende kaldı tüm düşlerim

Ben ne yanlışa meyil vermişim
Yar yerine karanlık sarmışım
Bağrıma yıldız basmışım
Şimdi hasret benim Amed içinde

Bir damla bir sel olmuşum
Dilceyim aşka akmışım
Koynumda resmin yatmışım
Şimdi vuslat benim Amed içinde

Amed şehrim benim
Sende saklı tüm düşlerim
Amed yaram benim
Sende kaldı tüm düşlerim





bir şehri düşlemek


tekrar buluşana kadar kalın sağlıcakla...

seval dedi ki...

Cok tesekkür ederim kankacigim, cok sag ol canim...

Beni bagislayin, patronumun pc-sinde öglenden beri bir ariza var, virus mu degil mi bilmiyorum, defalarca acip kapattim bir faydasi olmadi, koruyucu programi yeniden yüklemeyi denedim, o da olmadi, sonunda telefonla yardim istedim, hala basindan ayrilamiyorum ama bir bahane ile kendi masama kactim da yazabiliyorum.

Bu gün de sayenizde cok güzel bir sali oldu. Güzellikler, sevgiler, dostluklar paylasildi...

Allah daha cok salilar nasip etsin hep birlikte hepimize..:)

eylem dedi ki...

Evet elektrik kesintisinden dolayı tekrar dönemedim aranıza
ve şimdi aranızdayım

Bize bu başlığı açarak bir arada olmamızı sağlayan kankama...
Maviliklerini bizimle paylaşan Mavigün'e...
Patronu sayesinde pcnin başına gelemeyen Seval ablama...
Henüz aramıza gelemeyen kardeşime...
Yürekten Teşekkürler...
Sevgiyle kalın
İyi Akşamlar...


Ne Olur Bırakma Ellerimi

kapatmistim kalbimin kapilarini
ama sen geldin araladin
bikmistim bu zalim yalan hayattan
beni sen hayata bagladin

bilmezdim bir daha bir daha sevecegimi
yine ögrettin bana sevmeyi
yeniden dogdum seninle
ögrendim yürümeyi
ne olur birakma ellerimi

yalnizlikti sensizken tek yoldasim
gecelerse arkadasim
nerelerdeydin bu güne dek
beni bulmadin
oysa ben seni hep aradim

bilmezdim bir daha bir daha sevecegimi
yine ögrettin bana sevmeyi
yeniden dogdum seninle
ögrendim yürümeyi
ne olur birakma ellerimi

siir:
bu güne dek hep keske deyip durdum...
her yeni baslangicin sonunda,
yine ayni kelimeler:
keske...
yaniltilar icinde büyüdüm,
yanlis insanla, yanlis yüzler , yanlis asklar!
evet kapatmistim kalbimin kapilarini
ama sonra sen ciktin karsima...
bunu sen kalbime girince anladim...
iste yeni bir baslangic daha!
ama bu sefer eminim!
bu sefer keske demeyecegim!
yillar sonra senin icin söyleyecegim tek sey:
iyi ki
olacak....

Ne Olur Bırakma Ellerimi

mavigun41 dedi ki...

canım kankama yolladım şarkı

sevgi

ve son şarkı


Amed Bir Şehri Düşlemek


malesef linki çıkmamış..
başka çıkmayanlar da olduysa..
ne yapalım ki bu gün öğrendiğim bu sitemle affınıza sığındım..
ayrıca bize bu yeni yöntemi bilgilendiren No Name kardeşime,
sonra bana 3 yaşında çocuk gibi büyük sabırla anlatan Eylem kardeşime ayrıca teşekkür ederim..

artık bol pratik yapacağız haftaya..

herkese tekrar iyi geceler..

kankam da da paydos yapmış..
iyi geceler kankacım..

eylem dedi ki...

Yiğidi öldürüp hakkını yemeyelim

İlk olarak bu kısa yolu bizlerle paylaşan Kaya kardeşimize de teşekkürler...
bize öğreten kankamında ellerine sağlık..

Bende gittim
İyi akşamlar

Kaya dedi ki...

müthis olmus programiniz

herkesin yüregine saglik