17 Aralık 2009 Perşembe

Başkan Senaryo

samimi tavrına hayran olduğu delikanlı ile birlikte bildiği en güzel çorbacıya giden Soner "acaba nereden çıktı bu delikanlı durup dururken,ve niye ben ?" sorularıyla boğuşuyordu...yine de o akşamki güzel anın tadına varmalı diye düşünüyordu..kimse kim ,nereden geldiyse geldi,benim gibi garibandan ne isteyebilir ki....

sohbet eşliğinde içilen çorbalardan sonra birlikte çıkmışlardı yine çorbacıdan...Delikanlının -gel beyamca bırakayım seni gideceğin yere kadar

ısrarına olmaz yanıtını vermişti...tam el sıkışıp ayrılacakları vakit -vay be delikanlı yaklaşık 5 saattir muhabbetteyiz ama senin adını bile bilmiyorum iyimi...

-haklısın bey amca,hata benim tanışma faslında unuttum söylemeyi kusuruma bakma, ben Soner,diyerek uzatmıştı samimiyetle elini

-hadi canım!!!!....diyerek şaşkınlığını açıkça göstermişti...şakamı bu evlat, benim adımda Soner..bir de adaş çıktık, biraz daha sohbet edersek akraba çıkacağız eminim...diyerek gülümsemişti...

-bir garip anamdan başka kimsem yok bey amca , senin gibi içten olacaksa akrabam,başım gözüm üstüne...

-sağol evlat...artık bana müsade...dedikten sonra arkasını dönüp yürümeye başladı sokak lambasının aydınlattığı boş sokakta....

Delikanlı bir müddet bekledikten sonra Soner'i takip etmeye başladı belli bir mesafeden...

Soner boş,çoğu yıkık harap bir binaya girip kayboldu gözden..

delikanlı dikkatli bir şekilde yaklaştı harap binaya..camı dahi olmayan pencerenin kenarından baktı içeriye...Soner'in kirli,yırtık bir battaniyeyle yere serdiği kartonların üzerine yattığını gördü.......

.........................

Hiç yorum yok: