27 Mayıs 2009 Çarşamba

Sevgili-m Günlük


Sabah sabah benden böyle bir yaklaşım beklemediğin için şaşırdın değil mi?
Eveeet...
Eee günlüğe iç dökmenin zamanı mı olur ki?
Olmaaaz...

Geçenlerde çevremden bir arkadaş, sen gel, pos makinesini kazara yere düşür makineyi kır...
Neyse bankayı aradık bir kaç gün içinde yenisini taktılar, hayırlı olsun deyip gittiler...
Dün akşam, başka bir becerikli arkadaş aynı pos makinesini yere düşür kır, artık nasıl baktıysam yüzüne ardına bile bakmadan özür bile dilemeden vınnn...
akşam bayaa bir uğraşı sonucu aleti çalışır duruma getirdim ama, sağı solu yara bantlarıyla tutturulmuş vaziyette.
Olsun estetik kaygım yok.
En güzel pos makinesi yarışmasına sokacak değilim ya.

Sevgili günlük, sana bir havadis.
Her ne kadar henüz yorum yazamasa da Anka kardeşimizin modelliğini yaptığı bir fotoğraf, FK.da ana sayfaya çıkıp günün fotoğrafı seçilmiş.
Kıskandım mı, sanki biraz kıskandım...
Neyse kendisini kutluyorum, yanıma gelince biraz da bana modellik yapsın bakalım...

Ne diyorduk sevgili günlüğüm,
bu sabah kankamın gazıyla güzel bir kahvaltı yapmak için masaya kuruldum.
Kahvaltı tabağımın fotosunu mu yayımlayayım, hadi yaa ayıp olmaz mı?
Tamam sonra bakarız...
Neyse ben bir iki çatal alıp çekildim, ama masanın etrafındaki arkadaşların bir türlü doyası yok, maşallah yedikçe iştahları açılıyor, bende laptoptan uzakta oflayıp poflarken bu huzursuz halimin sirayet ettiği bir arkadaş sıcacık ve duble çayını üstüme boca etmez mi?
Eder eder, tohumuma para mı saydı ki, bir no name yanar yerine bin no name gelir...
Ben can acısıyla "Ahh yandım" diye bağırınca bu sefer tut soğuk suyu üstüme boca et...
Sırılsıklam olmuş bir halde arkadaşların refakatinde kapı önüne güneşin altına alındım...
Hep beraber çok güldük demek isterdim ama diğer arkadaşlar korktuğu için ben yalnız başıma güldüm.

Sevgili günlüğüm, aylardan beri-belki de yıllardan- silinip temizlenmeyen benim çalışma masamda binbir emekle yetiştirdiğim mikroplar, virüsler, akarlar, antitartarlar bilumum neler boğularak öldüler...
Yüzmeyi bilen, bu yüzden kurtulduğunu zannederek sevinenleri, gaddar bir arkadaş içine çamaşır suyu dökülmüş sularla silerek itlaf etti...
Bu yüzden acım büyük, BBO ailesinin bu acı günümde beni yalnız bırakmayacağını umud etmek istiyorum...
Şimdi 3 dakikalık yas ilan ediyorum, blog yayınını ağırlaştırıyor ve BBO bayrağını yarıya indiriyorum.
Abartmıyorum kardeşim, sana ne...
Yastayım ben...
Saygı lütfen...

9 yorum:

seval ablan dedi ki...

Cok cok gecmis olsun No Namecim, öyle dertli yazmissin ki icim sizladi!

Bir iki satir yaziyim, BBO ailemiz adina kardesimi teselli ediyim dedim, basliyorum: Ah be ablam, kankan kac kere demedi mi sana o kadar cok hizli yeme diye ama sen her seferinde iki catal dedin durdun! Miden o kadar dolu olmasaydi reflekslerin de güzel güzel calisacak belki de son anda dökülen caydan yanmaktan kendini kurtarabilecektin! Ama nerdeeee.... Cik cik cik...

Neyse olan oldu artik, simdi ben senin sabah sabah sicak cayla yandigina mi yanayim, akabinde üstüne bosaltilan soguk sularla donduguna mi? Yoksa bu aciz durumundan faydalanilarak artik savunamadigin calisma masandaki emeklerinin birileri tarafindan imha edilmesine mi? ooofff.. off..

Yazik degil mi onca bakteri-virus kolleksiyonuna... kolay mi birikiyor bunca mahlukat? tüh... tüh... ah ah siz gencler...

1. Not: Pos makinenin basina gelenlere de yancaktim ama onun ne oldugunu ben bilmiyorum! Tost makinesi ile bir akrabaligi var mi? Varsa kacinci göbekten, yoksa neden yok? Pos kelimesinin arkasinda olsa olsa "biyik" olur bilirdim de ben... Haa, bir de "tos" vuran koclar olurmus yaylalarda, ben gözümle görmedim ne yalan söyliim ama herhalde kücükbas hayvanlar alemiyle bahsettigin makinenin bir alakasi yoktur! Yine de gecmis olsun..

2. Not: Mavigün ablanla benim bahcedeki cicekleri yakindan görmek icin azicik uzaklastigimiz sirada bütün iyiniyetiyle sirf senin iyiligini düsünen kankana "O tepsiyi cabuk geri ver, yoksa bu yagli ellerimle saclarini tek tek cekerim!" diye tehditler savurdugunu isitmedik, onun sana yanit olarak sevgi ve sefkatle "Aman be, ne halin varsa gör! Ye, ye de catla o zaman!" demesine karsilik da, ilik kus sütüne dogradigi simitleri kasiklamakta olan Baskanin oturdugu sandalyenin arkasina saklanarak bir takim kas-göz isaretleriyle agzini yamultup, kizi sinir etmek icin elinle de nanik yaptigini görmedik sanma!

yağmur dedi ki...

çok geçmiş olsun abicim :(

Bu arada anka arkadaşım ciddden çok güzel çıkmış ;)

no name dedi ki...

Ablacığım, acımı paylaştığın için teşekkür ederim...

Ablaların gözünden ve kulağından bişi kaçmaz, bunun bilincindeyim, kankama da kötü davranmam ben, seviyorum onu.
Ama o benim önümden yemek kaçırıyor,
nasıl kankalık bu?
Başkanım kankama nanik yapmıyordu, o esnada Birol Güven'i gördü, ona nanik yapıyordu, siz yanlış anladınız. Başkanım da kankamı seviyor.

Pos makinesine gelince,
Hani kredi kartıyla alış yapınca kredi kartını kasiyere uzatıyoruz, o da kartı bir makinenin ağzına sokuyor, makine tahsilatı yapıp kartı geri tükürüyor ya, işte o alete "pos" diyorlar...
neden pos diyorlar, onu ben de bilmiyorum ki...

mavigün dedi ki...

NO NAME KARDEŞİME
sevgilerimle..
Yasın yasımızdır artık..

UMUT KAYA DAN
ARTIK

Ellemeyin beni bu gece dostlar
Çok büyük derdim var
İçimdeki boşluk içkiyle doldu
Benim kendime kastım var

Dönse de dünya artık çevremde
Durmuyor ruhum bu süslü bedende
Ve yine o şişe yine elimde
Tükensin artık

Ellemeyin beni ah bu zamanlar
Çok büyük derdim var
İçimdeki boşluk içkiyle doldu
Benim kendime kastım var


http://www.youtube.com/watch?v=QYFHOybDSDQ


NOT:

Sevgili no name kardeşim,
kankacığım seni teselli etmek için elinden geleni yazıya dökmüş çokta güzel olmuş..
ben bu sözlerin altına bir imzamı atar kenara çekilirim..

Kaya dedi ki...

onu bunu birak da yemeden icmeden kesilirsin sen simdi :)

takma ben abicim bu da gecer..

eylem dedi ki...

Seval ablacım ellerine sağlık

Kankacım nanik yapanda sensin dikkatli okursan...
Bende sizleri seviyorum

no name dedi ki...

Yastayım ben, ağlamaktan şişen gözlerim şeşi beş görmüş olamaz mı?
nihayetinde aralarında bir sayı fark var...

Dikkatli kankacım...
Accık hazımlı olsan ne olur, hemen şikayet, ondan şikayet bundan şikayet...
Ablamların ikide bir benim kulağımı çekmesinden Zevk mi alıyorsun sen?

seval dedi ki...

Ah, canim kardesim, bunca aksilik yasadigin yetmez gibi bir de biz geldik ailecek üstüne üstüne...ay, yok yok sen bu haldeyken kiyamayiz sana.... bi daaaki sefere iki kez cekeriz artik... :)

Allah herkese sizin gibi kardesler nasip etsin! :)

eylem dedi ki...

Ben şikayet etmedim
görünen köy klavuz istemez ablamlarda görüyorlar sağolsunlar :)

Amin ablacım
sizin gibide ablalar nasip etsin :)