18 Mayıs 2009 Pazartesi

Sevgili-m Günlük

Merhaba günlüğüm, veya haftalığım yahut aylığım, yani canım istedikçe yazdığım yıllığım...
Hava sıcak, dükkanda -dur bi sayayım 56 dan sonrasını karıştırdım- bi dünya spot yanıyor ki onlarda hem sıcak hem ışıldak, gözümün bebeğinden içeri girecem diye zorlayıp duruyorlar... Şimdi gözlerimi korumak için güneş gözlüğü taksam, takamam, zaten gözümde gözlük var, gözlerim asortik, birisi miyop diğeri astigmat üstelik ikisi de kahverenkli...
Tabi güneş gözlüğü kullanamayınca -zaten gece güneş gözlüğü taksam muhtemelen gülerler- Şapka takıyorum, şapkanın siperini indirince hain sarı ışıklar gözlerime dalış yapamıyor, ben de rahat ediyorum-dum.
Amma gelin görün ki havalar ısındı ve benim şapkam hem siyah hem kışlık.
Az önce sıcaktan iyice bunalınca aldım elime makası, şapkama tam altı tane delik açarak kafamı ödüllendirdim.
Amma muzip bir bayanın gelip "bu ne ayol" diyerek gülmesi üzerine, "ne var ne güzel hava deliği işte" dedim. Fakat güzel mi güzel bayanı ikna edemedim, kaptı makası şapkanın tepesini kesip atıverdi...
Ayıptır söylemesi (o yüzden söylemiyorum, laf aramızda ha) benim saçlar bembeyaz, gümüş rengi desem daha doğru...
Siyah kep beyaz saç, oldum mu gıcık beşiktaş...
Kesilen şapkayla da bir kış boyu başımın üstünde taşımanın getirdiği duygusal bir yakınlaşma vardı aramızda...
(Bu güzel kızların tümü mü gaddar oluyorlar bilemiyorum...)
Gözyaşlarım arasında şapkamın kalan kısmını çöp kutusuna defnettiler...
Gözyaşlarımın durmaması üzerine dayanamayıp bana bej renkli eski yunan askerlerinin şapkalarına benzeyen bir kep alıp gelmişler...
Fermuarlı, alengirli bişi, tepesi çıkabiliyor, hoşuma gitti ama belli etmedim beğendiğimi...
Şimdi bu kaldı, benimdir artık hayırlı olsun bana...
Bir de kestiğinin aynısından aldırırsam işlem tamamdır...
Saat 23.30 oldu birazdan kapatırız artık...
Hadi sevgili günlük, arkası sonra...

Hiç yorum yok: