12 Şubat 2009 Perşembe

Mavi günlük...


Herkese merhabalar...
Elektrikler kesikti canlar, ancak sizlerle buluştum...
Başka bir şeyler yazmak için oturmuştum ama gazetede okuduğum
bu söz aklıma takılınca yazılanlar elimde olmadan değişti.

''Aşk, utanma ve çekinmenin olduğu yerde vardır. '' demiş Montaigne...
Gerçek aşk ve sevginin neden insanlığın artık bulamadığını anlatan bir söz...
Benim çocukluğumda başka bir söz vardı."Mahçup olmak..."
Yani yüzümüzün kızarması...
Bazen tabir yerinde ise yerin dibine girmek istemelerimiz...
"Mahçup olmak" bu ne güzel bir sözmüş...
Aslında suçlu bile değilken, belki en masum hareketler için bile başımızı
mahçup mahçup önümüze indirmeler ne güzelmiş...
Artık bu söz yok. Bunun yerini senin olmayana göz dikmek ve arsızca istemek aldı...
''Aşk,utanma ve çekinmenin olduğu yerde vardır. ''
Yıllar sonra bu duyguların yok olacağı Montaigne'in aklına bile gelmemiştir... İnsanlar bunları eski kitaplardan bir öykü gibi okuyacaklar...
Nineler torunlarına bir masal gibi anlatacaklar...

"Çooook çok eskiden bir başka dünya vardı çocuklar, içinde sevgisinden aşkından bile mahçup olanların, yalan söylemekten utanan, emeği olmayan bir kazancı evine götürmekten ar eden insanlar vardı ve o insanların iltifattan bile yüzleri kızarırdı"...

Torunlar bu öyküleri şaşkınlıkla dinleyip hemen annelerine ve babalarına koşmuşlar...
"Eskiden insanlar suç işlediğinde yüzleri kızarırmış. Eskiden sevdalılar mahçup mahçup bakışırlarmış...Sizin yüzünüz neden kızarmıyor anne baba..." diye sormaya başlamışalar...
Anneler ve babalar çocuklarına övünerek anlatmaya başlamışlar;
"Çocuklarım, evet eskiden utanmak diye bir hastalık vardı...Bu hastalık insanların aşk ,sevgi dürüstlük gibi duygularını harekete geçirirdi, bu yüzden kimse kimseyi aldatmaz kimse kimsenin önündeki malı çalmaz kimse hakkı olmadan bir mal edinmezdi,herkesin yüzü kızarırdı..."
Çocuklar bir merak sorarlar;
"Peki ne oldu da şimdi kızarmıyor..."
"Bilimin gücü ile aşı bulduk canım artık bu aşıyı olan kimseler için utanmak, mahçup olmak sıkılmak kalmadı... Aşk sevda dürüstlük gibi şeylerden insanlar kurtuldu..."
Çocukların ise daha fazla akılları karışmıştı...
"Anne, baba siz bu aşı çok güzel diyorsunuz da, siz hiç ninemi o günlerde yaşadıklarını anlatırken gördünüz mü?. O eski günleri anlatırken öyle güzel oluyor ki... Siz hiç öyle güzel Bakamıyorsunuz. Onun yüzü öyle aydınlık ki, sizin yüzününüz ise en yüksek ışıkta bile seçilemiyor..."

Baba; Çocuklar, işte o gördüğünüz mutluluk dedikleri zararlı virüs çok eskilerde kaldı. İnsanlar sevgi, aşk ve dürüstlükle yaşadıklarında yüzlerine böyle bir ışık yayılırmış... Biz aşı olduk diyoruz ya... Tamam hadi aç bakalım şu TV yi bu gün (..) ülkedeki savaşın tekrarını izlettireceklerdi. Kaç kişi ölmüş, bu günkü skor ne? Sonrasında "Çalarmısın Çırparmısın" yarışması var...
Anneleri içeriden seslenir; Aa benim dizim de başlayacak "Aşklı Günler" eski bir dizi. Aay oğlan ne güzel bakıyor kıza, utancından sevdiğini bile söyleyemedi de mektup yazıp bırakmıştı. Bakalım kız mektubu bulacak mı? Bir görsen...
Eşi sinirlenir; "Bu dizler zaten ne yapıyorsa yapıyor. Ne bu ya... İnsanlara aşk, sevgi dürüstlük aşılayacaklar tekrardan... İnsanlar etkileniyor bu dizilerden... Yarın görürsün dışarda elele dolaşanları o eski gözü yaşlı aşıkları... O zaman -aa dünya değişiyor- diye bana gelme... Şu anneme de zaten kızdım..." der ve diğer odaya geçer. İçerdeki annesine;
-"Bir daha bu sevgi, aşk, dürüstlük, utanmak gibi şeyleri çocuklarıma anlattığını duymayacağım! Sana da aşı yaptırmak zorunda bırakma beni." diye utanmadan bağırmaya başlar... Ninenin ise gözlerinden yaş gelir, o oğlunun yaptığından utamaktadır ama hatayı kendinde görmektedir, hıçkırarak ağlar. Oğluna aşı yapılmasına neden izin vermiş, neden önlerine siper olmamıştır...Fakat, asla torunlarına bu aşıyı yapmalarına izin vermeyecekti... Torunları utanmayı, aşkı, sevgiyi bileceklerdi... Canları yansa bile bunun mutluluk olduğunu bileceklerdi...

MONTAİGNE ''Aşk,utanma ve çekinmenin olduğu yerde vardır... ''demiş.
Bir gün dünyada gerçek aşk, sevgi ve dürüstlüğün hiç kalmayacağını bilmeden...

işte böyle canlar, içimden geldi yazdım ...
Utanmak... Mahçup olmak...
Biz artık eski şarkılarda arıyoruz bu duyguları...
Siz, gene de aşksız ve sevgisiz kalmayın...
Mahçup olun...
Utanın...
Tüm arsızlara inat...

By: Mavigün

2 yorum:

no name dedi ki...

Canım Ablacığım, O kadar güzel yazmışsın ki, iznin olmadan Ada'ya aldım.
Tarihe bir not düşülsün istedim...
Yüreğine sağlık, iyi ki varsın...

Adsız dedi ki...

No name,
izin ne demek kardeşim
burası bizim adamız..
içimden geçenleri sizlerle paylaşmışdım ..
beğendiğine sevindim..

Sevgilerimle..