17 Kasım 2008 Pazartesi

Kalbim Kalbini


Kalbim kalbini...

Kalbim kalbini seviyor
Çünkü aşk gözlerini geç kalmış mavi bir ölümle avutuyor
Esrikliğin kadın kokusundan, tütünden ve ıslak sokaklardan
Ve arzuların ihaneti kutsal sularda arındırıyor…
Yaşam, şiir olup sızıyor teninin gözeneklerinden…
Tutmuşsun çocukluğun bir elinden,
Geliyorsun…
Oysa, bir eli de bende o çocuğun;bilmiyorsun…
Çünkü birbirine karşı durmuş iki küçük ayna parçasıyız
Seninle…
Avucundaki o aynada saatler hep geçmişe kurulmuş
Çünkü yaşadığım seyreltilmiş hayatındır;bu kez sana
Sunulmuş…
Yarım bıraktığın boşlukları doldurarak geliyorum…
Kapanmış yaralarını acemice kapatarak geliyorum…
Olur olmaz yerlere tuttuğum ışık;
Geçmişin karanlığına sığınmış anılarını huzursuz ediyor.
Belki bu yüzden,
Kalbin,
Kalbimin kapılarını birer birer çarparak
Gitmek istiyor…
Ellerinle örtüyorsun
Elimdeki aynada yansıyan gözlerini…
Avucundaki kırık aynada geçmişe kurulu bekleyen saatler;
Avucumdaki kırık aynada geleceğe kurulu duran saatlerin
İz düşümleri belki de...
Gelecekle yanılsama karıştıkça birbirine,
Uzatsak da ellerimizi başka saatlere;
Hep aynı zaman tozları savruluyor,
Suskun aynalarımızdan…
Sen, ellerinle örtüp gözlerini;
Kalbimin kapılarını çarptıkça birer birer;
Sular yükseliyor içimde…
Sular gittikçe derin…
Kalbim boğulmak üzere…
Çünkü seviyor kalbim kalbini…
Kalbim…kalbini
Kalbim…kalbini
Kalbim…kalbini

CEZMİ ERSÖZ

Hiç yorum yok: