15 Kasım 2008 Cumartesi

Sonbaharda raks


BIR HÜZÜN MEVSİMİNDEN ÇIKARKEN KALBİM
Ayrılıkların puslu aynasındadır
Bekleyişlerin solgun yüzü
Bekleyişler ki demlenişidir sabrın
Damıtır sessizliği ve üzüncü
Damıtır gurbetin kavruk memesinden
Ve emzirir
Hasretin yanık yüzlü çoçuğunu

Sen ey sabrın ve üzüncün dervişi
Başını zamanın göğsüne koy
Ve dinle yalnızlığın iç çekişlerini
Yalnızlıklar ki suskun bir akşam üstüdür
Usulca örtülecektir gecenin sessiz tülünü
Ve düşecektir ince bir rüzgarla
Hüznün harmaniyesi

Ey yenilgilerin bezgin kuşu
Suskunun sarı sıcağındasın bunca zaman
Bataklıklardan sızan sinsi ve pis
Bir kokudur içinde tortulaşan kuşku
Ve bulutsu bir ağırlığın yüküdür
Gittikçe ağırlaşan
Gittikçe yüreğini zonklatan

Sen ki şafağın göğü müsün
İmbikle göğsünde göğün sütünü
Ve emzir sönmekte olan yıldızları
Sonra başını solgun bir demet gibi hasretin kuru dallarına koy
Dinle köpüklü kıyıların çağlayanını
İmbatın serin elidir yüzünü okşayan

Güneşi kopar dalından ellerine al
Ve durmadan canını yakan sözü
Bitir şiirin kalbine
Akıt artık umudun billur ırmağını
Kavruk çölüne yüzümün
Ve bir sevda gibi yanaş
Hayatın kıyılarına

Yoksa ey kalbim
Tel bile olamazsın şiirin sazına

AHMET TELLİ

Hiç yorum yok: