4 Ağustos 2008 Pazartesi

YALNIZLIĞIN ATLASI

VIII

Sevginin ve cesaretin cesetleriyle günler ağır ve kirli, tortusunu bırakırken ömrümüze; günler düşlerimize, özlemlerimize... Uzaklığın şakağında kaç namlu kim bilir yakın olmasın diye?Sonra biz, burada uçurumlara teslim gençliğimizle...

IX

En rezil parayla insan arasındaki yalnızlıktır; hiçbir inanç, hiçbir ideoloji, hiçbir aşk, hiçbir kitap bu yalnızlığın kurallarını bozamıyor.Bu
da bir yalnızlıktır...
X
“Yalnızlık bir yağmura benzer...”
Yağmurdan önce biz, bütün çılgınlıkları bir bir bölüştük. Bir bir türküleri, telaşlı koşuşları; silahları, tabuları, ayrılıkları; çoğaltıp yalnızlığı-mızı feodal tekkelerde, ellerimizin üzerinde bir el bile yokken bölüştük vuruşları.Sonrası geceydi ve yalnızdık çoğalttık susuşları...

Yağmura yakalandığımız gece-
ye çarptık; geceye hiçbir şey olmadı.
Ama biz paramparçaydık
ve hayat gaspetti o vakur duruşları...
XI
Hâlâ dağların üstünde, zambakların içinde işte şu hayat; destan ve yalnız hayat!Yalnızlığa halay halay ellerim; kırılası, kırılası ellerim! Benim ellerim, yuh ellerim, şair ellerim... Kalemini silahıyla koruyan; kalemi de, silahı da yalnız ellerim!
“Yalnızlık bir yağmura benzer.”
Yağmurlarda sırılsıklam ellerim...

Hiç yorum yok: