13 Kasım 2014 Perşembe

Köçekçe

İsterse darbuka gelsin önden
İster keman çıksın ortaya
Üşüşsünler üşüşsünler
Odaya dolsunlar evveli

Ut atılsın bir türkü çağırsın
Tambur kıpırdasın yerinde
Tımbırdasınlar tımbırdasınlar
Pencereyi titretsinler pencereyi

Zıvanadan çıksın derken her biri
Ötsün zurna alabildiğine
Davul gümbürdesin dümbelek gümbürdesin
Bir köçekçe başlasın sevda yerine


Salah Birsel

11 Kasım 2014 Salı

Gökyüzü Maviliğinden Soyunuyor

Gökyüzü maviliğinden soyunuyor
Gitsem kime, kalsam kimde, nereye kadar?
Sılasızım işte, gurbetim de yok
Adres defterime adlar değil
Yalnızlıklar yazılıyor.

Bir yanda yurdum ve uçurum sözcüklerindeki
O sersemce, o saçma uyak
-Demek ki, iki sözcükle de bir şiir yazılıyor
Yüreğimi, yüreğimi bir bıraksam
Dünyanın telaşına katılacak
Yine birileri dağlarda kahraman
Salonlarda mümin oluyor.

Gökyüzü maviliğinden soyunuyor
Akşamdandır diyorlar, dünya hala dönüyorsa
Öyle dalgın, umarsız...
Sorsam neyi, bağırsam kime, beni kim anlar?
Bir kaçık şair diyecekler
Anca yalnız, kanca yalnız...


Ahmet Erhan


Fotoğraf; E. Halefoğlu

7 Kasım 2014 Cuma

GÖĞE BAKMA DURAĞI


İkimiz birden sevinebiliriz göğe bakalım
Şu kaçamak ışıklardan şu şeker kamışlarından
Bebe dişlerinden güneşlerden yaban otlarından
Durmadan harcadığım şu gözlerimi al kurtar
Şu aranıp duran korkak ellerimi tut
Bu evleri atla bu evleri de bunları  da
Göğe bakalım

Falanca durağa şimdi geliriz göğe bakalım
İnecek var deriz otobüs durur ineriz
Bu karanlık böyle iyi afferin Tanrıya
Herkes uyusun iyi oluyor hoşlanıyorum
Hırsızlar polisler açlar toklar uyusun
Herkes uyusun bir seni uyutmam bir de ben uyumam
Herkes yokken biz oluruz biz uyumayalım
Nasıl olsa sarhoşuz nasıl olsa öpüşürüz sokaklarda
Beni bırak göğe bakalım

Senin bu ellerinde ne var bilmiyorum göğe bakalım
Tuttukça güçleniyorum kalabalık oluyorum
Bu senin eski zaman gözlerin yalnız gibi ağaçlar gibi 
Sularım ısınsın diye bakıyorum ısınıyor
Seni aldım bu sunturlu yere getirdim
Sayısız penceren vardı bir bir kapattım
Bana dönesin diye bir bir kapattım
Şimdi otobüs gelir biner gideriz
Dönmeyeceğimiz bir yer beğen başka türlüsü güç
Bir ellerin bir ellerim yeter belliyelim yetsin
Seni aldım bana ayırdım durma kendini hatırlat
Durma kendini hatırlat 
Durma göğe bakalım... 
Turgut Uyar

Fotoğraf; E. Halefoğlu 

Ben Sen O


O, yalnız ağaran tanyerini görüyor
ben, geceyi de...
Sen, yalnız geceyi görüyorsun,
ben ağaran tanyerini de..
Nazım Hikmet

Kuşluk Vakti

Bir sal üstünde gecelediğim
Bir kuşluk zamanı
Ansızın duragelir
Suçlu olsam, uzakları
Yaşmak olsam, akşamları
Devşirir

Nerdeyse dün değil, yıllar öncesi
Demir parçalar gibi dağıttığımız
Güneş körü bir zaman
Üstümüzden yavaşca
Gölgemize devrilir

Uzun saçlı bir ateşte
Sevmiş gibi, yanmış gibi
Uslu, ağır, yorgun değil
Rüzgarından hızla dönen
Sapsarı bir su çevrilir


Özel Arabul
Fotoğraf; E.Halefoğlu

1 Kasım 2014 Cumartesi

4 Mevsim


Bahar mezarına gömsünler sizi
Yapraklar gibi buluştunuzdu
Kokular gibi seviştinizdi
Bahar mezarına gömsünler sizi

Yaz mezarına gömsünler sizi
İlk kezmiş gibi buluştunuzdu
Son kezmiş gibi seviştinizdi
Yaz mezarına gömsünler sizi

Güz mezarına gömsünler sizi
Salkımlar gibi buluştunuzu
Ağular gibi seviştinizdi
Güz mezarına gömsünler sizi

Kış mezarına gömsünler sizi
Sokaklar gibi buluştunuzdu
Çarşılar gibi seviştinizdi
Kış mezarına gömsünler sizi.
 

Cemal Süreya

22 Ekim 2014 Çarşamba

İnsan Hıçkırıkları

Geceyle bir durgunluk oldu suda
Balıklar yosunlar gibi uykuda

Dallarda rüzgar hışırtısı dindi
Bütün kuşlar yuvalarında şimdi

Kokusuyla başbaşa kaldı çiçek
Artık emniyette hem fil hem böcek

Yarab! Semada yıldız yerde kabir
Herşey bahtınca huzur içindedir

Ürperten bu sakin karanlıkları 
Baştan başa insan hıçkırıkları


Cahit Sıtkı Tarancı
Fotoğraf; E. Halefoğlu

14 Ekim 2014 Salı

İnce Buz Üstünde Yürüyorum


Hala içimde bir şey, sanki umuda benziyor. 
Bana unutma diyor susuyorum. 
Orda uzakta bir yerde, artık zayıflayan bir ses bana vazgeçme diyor. 
Duyuyorum. 
Bir rüya içinde, ağır ve sessizce, ince buz üstünde yürüyorum. 
Önümde duvarlar, gözlerimde bağlar, alevler içinden geçiyorum. 
Hayat daha kaç kere vurup, kaç kere kıracak... 
Kaç kere yıkıp, kaç kere savuracak... 
Kalbim daha kaç kere çarpıp, kaç kere duracak... 
Kaç kere inanıp, kaç kere unutacak.

Söz, Müzik, Düzenleme: Cem Adrian
(feat. Şebnem Ferah) 

Sana Bunları Hiç Bilmediğin Bir Yerden Yazıyorum


Sana bunları hiç bilmediğin bir yerden yazıyorum. 
Ben senin hiç görmediğin bir yerden düşüyorum. 
Gözlerim kapalı, her yer karanlık. 
Ben senin hiç bilmediğin bir yere yürüyorum. 
Sana bunları hiç duymadığın bir yerden söylüyorum. 
Ben senin hiç olmadığın bir yerde duruyorum. 
Sen benim hiç bilmediğim bir yerde uyuyor... 
Ben senin hiç bilmediğin bir yerde ölüyorum. 
Bu gece çalmıyor şarkılar kırgın. 
Duvarlar simsiyah, renkler dargın. 
Çocuklar şarkı söylerdi, artık suskun. 
Önünde bir melek öldü. 
Öylece durdun. 
Hadi vur, hadi kır... 
Boğ umudumu ellerinle. 
Hadi yık, hadi yak... 
Söndür. 
Dök kalbimi sözlerinle. 
Hadi del, hadi deş... 
Öldür. 
Kanat şiirleri sessizliğinle. 
Hadi bul, hadi bul beni. 
Kayboldum gözlerinde. 
Bu bir yangın. 
Tam ortasına daldım. 
Her yer ateş. 
Ben ortasında kaldım.

Söz, Müzik, Düzenleme: Cem Adrian

11 Ekim 2014 Cumartesi

Dyers Eve


Anneciğim
Babacığım
Bana nasıl bir cehennem yaşlattınız böyle
İnanan
Kandıran
Gün be gün sizdiniz yaşamımı yönlendiren
Neyin doğru neyin yanlış olduğu dayatıldı bana
Gizlendim yaşam denilen şeyden

Anneciğim
Babacığım
Düşündüğüm hiçbir şeyi onaylamadınız
Müdür
Diktatör
Her hareketimi kısıtlardınız
Çocukları görür ama dinlemezdiniz
İçimdeki tüm ilhamı söküp çıkardınız

Masumluk
Sökülüp alındı benden korumamız olmayınca
Hapsedilmiş gerçeklik
Körlemesine yaşıyorum

Anneciğim
Babacığım
Zaman geriye kalanları dondurdu
Hiçbir şey işitme
Hiçbir şey söyleme
Kendi adıma düşündüğüm gerçeği kabullenmediniz
Yaşamda garantiye yer yok
Ama şansımı kullanmama izin vermediğiniz için lanet olsun size

Anneciğim
Babacığım
Daha uçmayı öğrenmeden kanatlarımı kestiniz
Kirletilmemiş
Konuşulmayan
Bu lanet olası ninni için fazla büyüdüm
Sizden işittiğim hep aynı şeydi söylediğini yap, yaptığını yapma

Masumluk
Sökülüp alındı benden korumamız olmayınca
Hapsedilmiş gerçeklik
Körlemesine yaşıyorum

Sizsiz cehennemdeyim
İkiniz olmadan uyum sağlayamıyorum
Gördüğüm dünya karşısında şoka uğruyorum
Masum bir kurbanım n'olur kurtarın beni

Anneciğim
Babacığım
Benim için yarattığınız dünyada saklandım
Kızıyorum
Kanıyorum
İçimdeki hiç iyileşmeyen yaraları açıyorum
Size olan kinim hiç ölmeyecek
Hep haberdar olduğunuz bu cehennemde yaşarken

Metallica

5 Ekim 2014 Pazar

Korkulu Köprü

Beşikten başlayıp mezara uzanan, 
Tenha ve korkulu bir köprüdür ömrüm. 
Ağır varlığımı aynı hızla her an 
Bir baştan bir başa beyhude sürürüm. 

'Haydi mezara koş' der gaipten bir ses. 
Gönlümse fısıldar: 'Boş kalamaz beşik'. 
Hep böyle tereddüt içinde ben bikes, 
Beyhude ararım bir kaçacak delik.


Cahit Sıtkı Tarancı

13 Eylül 2014 Cumartesi

Günaydın


Kocaman bir günaydın biz unutulmuşlardan 
Günaydın size kaybolmuş insanlar 
Günaydın sabahın doğmayan güneşi 
Yağmurda sırılsıklam aşıklar 

Yıpranmış bir günaydın biz yorgunlardan 
Selamlar size yanmayan ışıklar 
Günaydın dilimin ucundaki küfür 
Karşımda paramparça umutlar 

Belki hatırlanırız birgün 
Belki o eski baharlardan 
Belki seviliriz birgün 
O eskiyen aşklardan 


Günaydın demek isterdim yürekten sana
Merhaba deyip sokulmak koynuna
Günaydın geçtiğim ıslak sokaklar
Ardımda senden kalma yarınlar

Belki buluşuruz birgün
Belki o yorgun satırlardan
Belki siliniriz birgün
O kaybolan yollarda

Ta derinden bir günaydın, bir merhaba
Elveda kuşlar, elveda bahar elveda
Yağmurda ıslanan gözyaşlarımla sadece
Buruk bir günaydın, kırık bir merhaba...

Albüm: Rock Makamı
Söz: Pelin Gürkan Güven
Müzik: Bülent Güven

10 Eylül 2014 Çarşamba

Yok



Yok... 
gelecem de dermanım yok 
kime gülsem şu yüzümü 
diyemez oldum sözümü 
yok.. 
sözüm yok ...

yok... 
dökecem de gözyaşım yok 
silebilsem tüm her şeyi 
ateşe atsam kendimi 
yok birşey yok... 

son kere olsun duyan yok mu?
hallerimi gören yok mu ?
giderim bu yolu kanım aksın 
canım yansın yanan yok mu ?

yok.. 
gidecem de yollarım yok 
sabahı yok mu gecenin 
yürüyemem ki düşerim 
yok gücüm yok ..

yok.. 
diyecem de dillerim yok 
varamam ki nasıl özledim 
bakamaz ki sana gözlerim 
yok birşey yok...

ÇAMUR

8 Eylül 2014 Pazartesi

Bir Günün Sonunda Arzu

Yorgun gözümün halkalarında
Güller gibi fecr oldu nümâyân,
Güller gibi... Sonsuz iri güller,
Güller ki kamıştan daha nâlân,
Gün doğdu yazık arkalarında!

Altın kulelerden yine kuşlar
Tekrârını ömrün eder i'lân,
Kuşlar mıdır onlar ki her akşam
Alemlerimizden sefer eyler?..

Akşam, yine akşam, yine akşam,
Bir sırma kemerdir suya baksam,

Akşam, yine akşam, yine akşam,
Göllerde bu dem bir kamış olsam!

Ahmet Haşim.
Fotoğraf; E. Halefoğlu
teknik bilgi: şiirin, ilk yayınlanmış hali (Dergâh, c.1, nr.1, 15 Nisan
1337/1921, s.7):

BİR GÜNÜN SONUNDA ARZU

Altın gözümün halkalarında
Güller gibi fecr oldu nümâyân,
Güller gibi... Sonsuz, iri güller
Güller ki kamıştan daha nâlân,
Gün doğdu fakat arkalarında!

Altın kulelerden yine kuşlar
Tekrarını ömrün eder ilân.
Kuşlar mıdır onlar ki bu akşam
Alemlerimizden sefer eyler?

Akşam yine akşam, yine akşam,
Bir sırma kemerdir suya baksam
Üstümde semâ bir kavs-ı mutalsam!

Akşam, yine akşam, yine akşam,
Göllerde bu dem bir kamış olsam!

Kaynak: Ahmet Haşim - Yaşamı, Sanatı, Yapıtları / Yaşar Nabi Nayır, Varlık Yayınları ve Ahmet Haşim - Bütün Şiirleri 

2 Eylül 2014 Salı

Geç Saat

Yorgundu. Düş görürken 
-ölmüş müydü ölüyor muydu? 
fidana dokunduğu an açıvermişti gonca- 
elinden düştü kitap 
kalem de 

şuydu altını çizdiği cümle: 
Kierkegaard'tan, 
'Üzüntüm, kal'amdır benim'


Ahmet Oktay

30 Ağustos 2014 Cumartesi

Mavi

Kayıklarla kayıkçılar 
Dalgıçlarla balıkçılar 
Bilirsin ne ister, deniz! 

Kendini bu isteklerin 
Yelkenlerin küreklerin 
Altına seriver deniz! 

Balıkların kandillerin 
Ne varsa olsun ellerin, 
Bana mavini ver deniz!


Arif Nihat Asya

28 Ağustos 2014 Perşembe

Çaresizim

Seversin sevmez gel dersin gelmez
Bu acı bitmez çaresizim çaresiz
Gün gelir arkasından koşarsın bekle dersin
Bir kere dönüp bakmaz çaresizim çaresiz
Bir gün gelir aşk biter insafsızca terk eder
Bütün bunların ardından sadece gözyaşı kalır
Beklerim gelmez haykırırım duymaz
Ağlarım bilmez çaresizim çaresiz
Ne yapsam bilmem ki arkasından gitsemmi
Sonun da ayrılık var çaresizim çaresiz
Bir gün gelir aşk biter insafsızca terk eder
Bütün bunların ardından sadece gözyaşı kalır
Seversin sevmez gel dersin gelmez
Bu acı bitmez çaresizim çaresiz
Bir zamanlar ne mutluyduk
Gelecekten umutluyduk
Gitti her taraf sessiz çaresizim çaresiz
Bir gün gelir aşk biter insafsızca terk eder 
Bütün bunların ardından sadece gözyaşı kalır.

Funda Erdal 
Funda Çaresizim