6 Eylül 2011 Salı

Salı Sallanıyor Mavilliklerde Başlıyor frekans 100.41 de

Salı sallanır gelir,
Dili ballanır gelir.
İstedi mi oyuncak,
Kuralım salıncak.
Allanır pullanır,
Bir güzel sallanır.

3 Eylül 2011 Cumartesi

26 Ağustos 2011 Cuma

FENERBAHÇE'ye anlam veren
kupalar ,şampiyonluklar değil,
kupaya,şampiyonluklara anlam veren
FENERBAHÇE DİR




23 Ağustos 2011 Salı

İyi ki Doğdun Yağmur Damlası


Pastan abinden...
Kemer Pastahanesi doğum günlerinde
bize sponsorluk yapar mı ki :)
Yeni yaşında sevdiklerinle beraber güzel günler
geçirmen dileğiyle...

HEP BÖYLE KAL

Erol Evgin Senin için söylüyor

Herkes bir şey aldı götürdü benden
Kimi umutlarımı
Kimi inançlarımı
Kimi en güzel duygularımı

Sen başkalarına benzeme sakın
Hep böyle kal hep böyle kal
Hep cana yakın

Sen başkalarına benzeme sakın
Hep böyle kal
Hep böyle kal
Hep bana yakın

Herkes bir şeyler aldı götürdü benden
Kimi bugünlerimi
Kimi yarınlarımı
Kimi en güzel duygularımı

Sen başkalarına benzeme sakın
Hep böyle kal hep böyle kal
Hep cana yakın

Sen başkalarına benzeme sakın
Hep böyle kal
Hep böyle kal
Hep bana yakın

Hep Böyle Kal

HEDİYEN:)


Böyle güzel mutlu bir ailenin olması dileğiyle...
İyi ki doğdun güzel kız...
Nice güzel yaşlara....

17 Ağustos 2011 Çarşamba

Yaralı Mehmetçiklere Allah'tan şifa,
Şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyoruz..
ruhları şad olsun..

16 Ağustos 2011 Salı

Salı Sallanıyor Mavilliklerde

Günlerden salı..
Bütün frekanslarınızı 100.41 ayarladınız mı?
Bu salı gününü sallandırdıktan sonra maviliklerde,
Güzel bir iftar sofrası beklemekte hepimizi..
bundan haberiniz var mı?
O zaman olsun
ANKARA İÇİN İFTAR VAKTİ..
19,54 ü gösterdiğinde
İFTAR İÇİN EYLEM ZAMANI :-))..dır.
o zaman sallanalım maviliklere ..

9 Ağustos 2011 Salı

Salı Sallanıyor Mavilliklerde


Bir salı günü yepyeni bir yayına başlıyoruz sizler ile
güzel BBO canları,
Adresimiz BBO ADASI frekansımız 100.41 ..
Bazı salı'lar sallanacağız maviliklerde
bazen de sallanmayacağız.
garantici değiliz..
her salı oluruz sanmayın ama her salı da BBO ADASINA uğramamazlık etmeyin..
belki sallandığımız biz zamana denk düşersiniz..
ve sizde mavilliklerde sallanırsınız..

8 Ağustos 2011 Pazartesi

CANIM KANKAM


Bazen hayattır sevmek; birini çok uzaktayken bile, yüreğinde taşıyabilmek..
Ö. Asaf

Sen bizim yüreğimizde ki taşıdığımız sevgimizsin..
İyi doğdun ..,
Doğum günün kutlu olsun,
Sağlıkla,sevdiklerin ile birlikte nice nice yıllaraa....
Her şey gönlünce olsun..
Seni kocaman öpüyorum..

7 Ağustos 2011 Pazar

UNUTTUN MU BENİ


Unuttun mu beni, her şeyimi
Sildin mi bütün izlerimi
Hüç düşmedim mi aklına
Hiç çalmadı mı o şarkı?
O sahil, o ev, o ada
O kırlangıç da küs mü bana
Sanırdım ki aşklar ancak filmlerde böyle
Ben hâlâ dolaşıyorum avare
Hani görsen, enikonu divane
Ne yaptıysam olmadı, ne çare
Unutamadım, gitti !
Ey aşk neredesin şimdi
Sen de mi terk ettin beni
Ne hata ettiysem, affet
Büyüklük sende kalsın, e mi
Sen de olmazsan eğer, batar artık bu gemi
Unuttun mu beni, her şeyimi
Sildin mi bütün izlerimi

25 Temmuz 2011 Pazartesi

Su ve Aşk

Önce, Aşk Suya Düştü...
Sonra, Su Aşka Yenik Düştü...

2 Temmuz 2011 Cumartesi

Değmesin Ellerimiz


Ah ne zormuş bitsin demek
Hala severken seni
Dudaklarını öpmemek
Bir yabancı gibi

Bilirsin ayrılık konusunda
İyi değiliz ikimiz de
Bir kıvılcım yeterdi her zaman
Koşup geri dönmemize

Değmesin ellerimiz
Buluşmasın bu gözler
Yine erir gideriz
Unutulur yeminler

Biz hiç beceremedik
Sevmeyi de terk etmeyi de
Aşk kokan dudakların
Karşısında direnmeyi de

Biz hiç beceremedik
Sevmeyi de terk etmeyi de
Aşk dolu mısraların
Karşısında direnmeyi de

İşte bir kez daha
Durup karşında
Belki de son defa
Soruyorum sana

Bitti mi hikayemiz?
Bu ne biçim son böyle?
Değmez miydi sevgimiz
Savaşıp direnmeye?

Değmesin ellerimiz
Buluşmasın bu gözler
Yine erir gideriz
Unutulur yeminler

Biz hiç beceremedik
Sevmeyi de terk etmeyi de
Kendimize sahip çıkıp
Dünyayla yüzleşmeyi de

Biz hiç beceremedik
Sevmeyi de terk etmeyi de
Korktuğumuz o gözlerin
Karşısında direnmeyi de

Bitmesin hikayemiz...

Grup Model
Dinlemek İstersen

18 Haziran 2011 Cumartesi

Terkeden


Kimdi giden kimdi kalan
Giden mi suçludur her zaman?
Ne zaman başlar ayrılıklar
Dostluklar biter ne zaman?

Her geçen gün bir parça daha
Aldı götürdü bizden.
Aynı kalmıyordu hiçbir şey
Değişiyordu herşey
kendiliğinden

Artık çözülmüştü ellerimiz
Artık bölünmüştü yüreğimiz
Birimiz söylemeliydi bunu
Ötekini incitmeden

Kimdi giden kimdi kalan
Aslında giden değil
Kalandır terkeden
Giden de
bu yüzden gitmiştir zaten...

MURATHAN MUNGAN


DİnLeMek İçİn

3 Haziran 2011 Cuma

Nazım Hikmet'in Anısına



** Haziranda Ölmek Zor **

orhan kemal'in güzel anısına


işten çıktım
sokaktayım
elim yüzüm üstümbaşım gazete

sokakta tank paleti
sokakta düdük sesi
sokakta tomson
sokağa çıkmak yasak

sokaktayım
gece leylâk
ve tomurcuk kokuyor
yaralı bir şahin olmuş yüreğim
uy anam anam
haziranda ölmek zor!

havada tüy
havada kuş
havada kuş soluğu kokusu
hava leylâk
ve tomurcuk kokuyor
ne anlar acılardan/güzel haziran
ne anlar güzel bahar!
kopuk bir kol sokakta
çırpınıp durur

çalışmışım onbeş saat
tükenmişim onbeş saat
acıkmışım yorulmuşum uykusamışım
anama sövmüş patron
ter döktüğüm gazetede
sıkmışım dişlerimi
ıslıkla söylemişim umutlarımı
susarak söylemişim
sıcak bir ev özlemişim
sıcak bir yemek
ve sıcacık bir yatakta
unutturan öpücükler
çıkmışım bir kavgadan
vurmuşum sokaklara

sokakta tank paleti
sokakta düdük sesi
sarı sarı yapraklarla birlikte sanki
dallarda insan iskeletleri

asacaklar aydemir'i
asacaklar gürcan'ı
belki başkalarını
pis bir ota değmiş gibi sızlıyor genzim
dökülüyor etlerim
sarı yapraklar gibi

asmak neyi kurtarır
sarı sarı yaprakları kuru dallara?
yolunmuş yaprakları
kırılmış dallarıyla
ne anlatır bir ağaç
hani rüzgâr
hani kuş
hani nerde rüzgârlı kuş sesleri?

asılmak sorun değil
asılmamak da değil
kimin kimi astığı
kimin kimi neden niçin astığı
budur işte asıl sorun!

sevdim gelin morunu
sevdim şiir morunu
moru sevdim tomurcukta
moru sevdim memede
ve öptüğüm dudakta
ama sevmedim, hayır
iğrendim insanoğlunun
yağlı ipte sallanan morluğundan!

neden böyle acılıyım
neden böyle ağrılı
neden niçin bu sokaklar böyle boş
niçin neden bu evler böyle dolu?
sokaklarla solur evler
sokaklarla atar nabzı
kentlerin
sokaksız kent
kentsiz ülke
kahkahanın yanıbaşı gözyaşı

işten çıktım
elim yüzüm üstümbaşım gazete
karanlıkta akan bir su
gibi vurdum kendimi caddelere
hava leylâk
ve tomurcuk kokusu
havada köryoluna
havada suçsuz günahsız
gitme korkusu
ah desem
eriyecek demirleri bu korkuluğun
oh desem
tutuşacak soluğum

asmak neyi kurtarır
öldürmek neyi
yaşatmaktır önemlisi
güzel yaşatmak
abeceden geçirmek kıracın çekirgesini
ekmeksiz yuvasız hekimsiz bırakmamak

ah yavrum
ah güzelim
canım benim / sevdiceğim
bitanem
kısa sürdü bu yolculuk
n'eylersin ki sonu yok!
gece leylâk
ve tomurcuk kokuyor
uy anam anam
haziranda ölmek zor!

nerdeyim ben
nerdeyim ben
nerdeyim?
kimsiniz siz
kimsiniz siz
kimsiniz?
ne söyler bu radyolar
gazeteler ne yazar
kim ölmüş uzaklarda
göçen kim dünyamızdan?

asmak neyi kurtarır
öldürmek neyi?
yolunmuş yaprakları
ve kırılmış dallarıyla bir ağaç
söyler hangi güzelliği?

kökü burda
yüreğimde
yaprakları uzaklarda bir çınar
ıslık çala çala göçtü bir çınar
göçtü memet diye diye
şafak vakti bir çınar
silkeledi kuşlarını
güneşlerini:
"oğlum sana sesleniyorum işitiyor musun, memet,
memet!"gece leylâk
ve tomurcuk kokuyor
üstümbaşım elim yüzüm gazete
vurmuşum sokaklara
vurmuşum karanlığa
uy anam anam
haziranda ölmek zor!

bu acılar
bu ağrılar
bu yürek
neyi kimden esirgiyor bu buz gibi sokaklar
bu ağaçlar niçin böyle yapraksız
bu geceler niçin böyle insansız
bu insanlar niçin böyle yarınsız
bu niçinler niçin böyle yanıtsız?

kim bu korku
kim bu umut
ne adına
kim için?

"uyarına gelirse
tepemde bir de çınar"
demişti on yıl önce
demek ki on yıl sonra
demek ki sabah sabah
demek ki "manda gönü"
demek ki "şile bezi"
demek ki "yeşil biber"
bir de memet'in yüzü
bir de güzel istanbul
bir de "saman sarısı"
bir de özlem kırmızısı
demek ki göçtü usta
kaldı yürek sızısı
geride kalanlara

nerdeyim ben
nerdeyim?
kimsiniz siz
kimsiniz?

yıllar var ki ter içinde
taşıdım ben bu yükü
bıraktım acının alkışlarına
3 haziran '63'ü

bir kırmızı gül dalı
şimdi uzakta
bir kırmızı gül dalı
iğilmiş üzerine
yatıyor oralarda
bir eski gömütlükte
yatıyor usta
bir kırmızı gül dalı
iğilmiş üzerine
okşar yanan alnını
bir kırmızı gül dalı
nâzım ustanın

gece leylâk
ve tomurcuk kokuyor
bir basın işçisiyim
elim yüzüm üstümbaşım gazete
geçsem de gölgesinden tankların tomsonların
şuramda bir çalıkuşu ötüyor
uy anam anam
haziranda ölmek zor!

Hasan Hüseyin


1963'lerde yaşanılanları ben, ancak böyle dökebildim 1976'larda şiire.
Onüç yılda özümsemişim o olayları, onüç yıl sonra damıtabilmişim. O günleri yaşayıp da ozanlığa soyunanlar, elbette ki benden daha iyi yapabileceklerdir bu işi. "El elden üstündür, taa arşa kadar" demiş eskiler.
Hasan Hüseyin