Mavi sevgi
mavi huzur
mavi mutluluktur...
Mavi düşler yeşertir umutları
mavi derinlikler yüceltir
mavi gökyüzü kanatlandırır insanı.
Mavi hayattır ve hayat masmavidir...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Yalnız mı kaldım ne?....... Olsun, benim ada'm var......... Enver Halefoğlu
İnsan oldum kaya oldum
İnsanda kaya oldum kayada insan
Havada kuş oldum kuşta gökyüzü
Soğukta çiçek, güneşte nehir oldum
Şebnemde parlayan şey
Kardeşçesine yalnız kardeşçesine hür
Paul Eluard
47 yorum:
Merhabalar
Bir Salı daha mavi yüreklerimizle maviliklerle HerDemMavi'deyiz...
Gökyüzü ne kadar gri olsada HerDemMavi hep mavi:)
Güzel bir yayın olsun İyi yayınlar...
Bu arada Kankacığım seni çok özledik...
Ne zaman bitecek bu seyehat :)
işlerini halledip aramıza dönersin inşallah en kısa zamanda...
Seni seviyorum/seviyoruz...
Kankam yokken eksik kalıyor sanki birşeyler bu ada da
onun için ilk şarkımız Kankama gelsin
Mustafa Ceceli:
Omzumda başın eksik, yatağımda kokun
Tenimde tenin eksik, gel de bir dokun
Gecelerden uykum eksik, yüzde tebessüm
Elimde elin eksik, yaşlı hep gözüm
Elvan Günaydın:
Omzumda başın eksik, yatağımda kokun
Tenimde tenin eksik, gel de bir dokun
Gecelerden uykum eksik, yüzde tebessüm
Elimde elin eksik, yaşlı hep gözüm
Mustafa Ceceli:
Ne olur dön geri sevindirme elleri
Bozdur mühürünü, kara büyüleri
Sensiz olmaz, sensizlik anlatılmaz
Hep eksik diyorum ya, o bile az..
Elvan Günaydın:
Omzumda başın eksik, yatağımda kokun
Tenimde tenin eksik, gel de bir dokun
Gecelerden uykum eksik, yüzde tebessüm
Elimde elin eksik, yaşlı hep gözüm
Mustafa Ceceli:
Ne olur dön geri sevindirme elleri
Bozdur mühürünü, kara büyüleri
Sensiz olmaz, sensizlik anlatılmaz
Hep eksik diyorum ya, o bile az..
Mustafa Ceceli Elvan Günaydın
Ne olur dön geri sevindirme elleri
Bozdur mühürünü, kara büyüleri
Sensiz olmaz, sensizlik anlatılmaz
Hep eksik diyorum ya, o bile az..
Hani eksik diyorum ya o bile az..
Eksik
Çok güzel bir yazı şiir tadında
Sevgiden Ötesi Yalan.
Ölüm değil beni korkutan! Boş bir yaşamın ardından varacağım “o” yer sıkıyor canımı. Nedir ki? Kırklı yıllar, ellili yıllar, billahi çok değil! Hele hele çizilen bu yolda bize hiç gelir. Ne beklersin yaşamdan “çorbacı?” Ne bekler yaşam senden? İkiniz de tüketirsiniz hoyratça zamanı. İşte geride kalanlar sıkar biraz canımı...
Yedi yaşında başlarsın okula, sayma ondan öncesini. Sonra, yıllar yılı gider gelirsin, kara tahtalı değirmene, berrak zamanını öğütmek için. Yirmi iki civarı alırken diplomanı, tüketivermişsindir üçte birlik zamanı...
”Diploma yetmez!” diyor topal “şarapçı”, “iyi bir işbul hele bakalım! Askerliğini de yap birde, sonra evlen bakalım...” İşte bir on yıl daha uçuveriyor ansızın. Yaş oluveriyor otuzbeş! Gerçekten yarısı mıdır yolun? Belki de yarısından da yakın. Geriye bakma sakın ey küheylan!
Kopuverir zincirleri yaşamın, bir iplik gibi ansızın; "Hele bir borçlarımızı ödeyelim, sonra daha iyi yaşarız. Şimdilik biraz sabır" diyor karım Nazife! Eee doğru da söylüyor hani... “Hele bir başımızı sokacak yuva olsun da gerisi kolay” diyor. Eee bu da doğru hani...
İşte böyle yitiyor hep on seneler, eriyen buzlar misali. Karım, çocuklarım, kooperatif başkanım, yardımcım, tek tük arkadaşlarım... Ve Tv' deki haber spikeri! Bu kadar çevremdekiler. Bunlara bakıyor yıllardır gözlerim. İşte bu yüzdendir ki, “miyopsun!” diyor doktorum. “Tak ......'ne iki numara. “
Ellinci yaşgünümü, kimse fark etmiyor bile. Ufaklığın diploma töreni var. Ne biçim alış veriş bu? Anlayamadım gitti! Yapmak istediğim bir çok şey, özlem kapısında yitti...
Devamı altta :)
Hırs ile mutfağa, ne varsa atıştırmak için, sıcacık bir el tutuyor elimi “perhiz yapmalısın artık!” diyor karım Nazife. Eee foğru da söylüyor hani. Kalan on yılımın birkaç yılı hastalıkla geçiyor. Gerisi de torunların peşinde...
Eee "ulan hani yaşayacaktık!" diye bağrınıyorum. "sakin ol! tansiyonun düşecek" diyor karım Nazife. Eee doğru da söylüyor hani. Nedir yaşamın kısır döngüsü anlayamadım gitti. Elimdeki tek sermayem de bir gün gibi bitti. ”İyi yaşadık, hoş yaşadık” diyor karım Nazife. “Patronların da pek severlerdi çok da çalışırdın hani. Bak herşeyimiz var, büyüdü sayılır çocuklar da, daralacak ne derdin var? Haydi neşelen artık.” Eee doğru da söylüyor hani. Bir karı, birkaç çocuk, bir ev ve araba. İşte yaşamın bilançosu...
Hayır! Hayır! Korkuyorum ölümden! Boşa geçen bir yaşamın ardından nasıl gidilir ki “oraya”? Özgürce çizmeliydim yaşamımı zorda olsa, özgürce ulaşmalıydım sona, yalnızlıkla bile yaşansa… Kanaviçe gibi dokumalıydım, güzellikleri, gizemleri. Ter basıyor fırlıyorum yataktan. “Dönüp durma” diyor, karım Nazife, yarı uykulu. "sıkıca örtün de uyu" Eee doğru da söylüyor hani.
Tüketmek için bunca acele ettiğiniz takvim yapraklarına, onca hızla çevirdiğiniz akreplere yelkovanlara, içine gönüllü daldığıniz o insafsız rutin çarkına şöyle bir uzaktan baktığınızda ne hissediyorsunuz? "Ne kadarı benim hayatım," diye soruyor musunuz? Ne kadarını başkaları yaşamış benim yerime ya da ben başkalarının? "Aynadakinin ne kadarı benim, ne kadarı oynadıklarım?
Sevgiyi koydum kum saatinin dolu dizgin akıp giden kumlarının her bir zerresine. Çünkü bir tek sevgi var elimizde; bunca yıldan damıtılıp gelen... Yine bir tek o kalacak, yaşanacak yıllarından geriye... Bir tek sevgi olacak bunca telaştan artakalan... Ötesi yalan...
Can Dündar
Sevgiden ötesi yalan ise demek ki hayat sevince güzel
Hayat sevince güzel
Sevince tatlı günler
Bir kuşu kelebeği
Bir taşı sevin yeter
Sevince kalbimizde
Ümitler çiçeklenir
Kötülükler kaybolur
Karanlığa gizlenir
Çok sevmeli herkesi
Sevgi ömrün neşesi
Dünyada en güzel şey
Kalpte insan sevgisi
Kaderimiz aşk olsun
Neşe dolsun ömrümüz
Eğlenelim gülelim
Mutlu geçsin ömrümüz
Aşk dolu şarkılarla
Kederleri silelim
Yaşayan her varlığa
Sevmeyi öğretelim
Kızma başım kel diye
Göbeğine üzülme
Fakirlik ayıp değil
Yeter ki sevmeyi bil
Güzelim kurum satma
Çirkinim bahta küsme
Bunlar hiç mühim değil
Yeter ki sevmeyi bil
Sen uzunsun o kısa
Sen fakirsin o zengin
Bu da pek mühim değil
Yeter ki sevmeyi bil
Yedi seceresi çok
Cebinde metelik yok
Aldırma mühim değil
Yeter ki sevmeyi bil
Hayat Sevince Güzel
Eylemcim ne güzel bir baslangic yapmissin böyle... :)
Böylesi. sevgiyle, özlemle... O güzel yüregine saglik canim... Firsat buldukca ugrayip paylastiklarinla beslenecek ve cogalacagim...
Gri gökyüzümüz kar yağışıyla aydınlandı azda olsa
yurt genelinde soğuk hava mevcut
kışa kavuştuk sonunda
evet hava durumunu sunduk şimdi reklamlar :)
Hemmen bir kar şiiri yayınlayalım
KAR VE BEN
Esiyor tane tane yine beyaz bir rüzgar.
Söyleyin hangi kuşun kanatları yolundu?
Yine hangi ağaçtan döküldü bu yapraklar?
Yağan beyaz bir sükut, bir mahşerdir sanki kar!
Bir hicret sevdasıdır ruhumu sardı yine.
Ruhum gibi pervasız yoldaşlar da bulundu.
Ruhum karıştı gitti bu kar tanelerine;
Şimdi yağan kar değil, ruhumdur kar yerine.
CAHİT SITKI TARANCI
KAR MÛSIKÎLERİ
- Varşova 1927 -
Bin yıldan uzun bir gecenin bestesidir bu;
Bin yıl sürecek zannedilen kar sesidir bu.
Bir kuytu manastırda duâlar gibi gamlı,
Yüzlerce ağızdan koro hâlinde devamlı,
Bir erganun âhengi yayılmakta derinden...
Duydumsa da zevk almadım İslâv kederinden.
Zihnim bu şehirden, bu devirden çok uzakta,
Tanbûri Cemil Bey çalıyor eski plâkta.
Birdenbire mes'ûdum işitmek hevesiyle,
Gönlüm dolu İstanbul'un en özlü sesiyle.
Sandım ki uzaklaştı yağan kar ve karanlık,
Uykumda bütün bir gece Körfez'deyim artık!
Karlar yağsada yine gelecek bahar
Cem Adrian söylüyor
Kar
bu mevsim gelip geçici
bu yağan kar.. yağan kar..
biliyorum ki gelecek yine ilkbahar... ilkbahar...
açacak binbir renk bir çiçek
gökyüzü ve beyaz bulutlar geçecek üstümden
saçlarımda esecek ılık rüzgarlar
ama sen... sen kalacak! kalacaksın içimde..
ama sen.. sen açacak! açacaksın içimde hep !
la lala lala lala laaaa
la lala lala la laaaaaa
işte bu şarkıyla geldim
la lala lala lala, la lala lala lala
sevdim yalnızca çok sevdim
la lala lala lala
la lala lala lala
dağlarda duman,
göklerde bulut,
yerlerde çimenlerle sana koşacağım!
la lala lala lala laaaaaaaa
la lala lala lalaaaaaaa
Kar
Kar yağınca programın akışı kar oldu birden :)
biraz devam edelim nasılsa değişir
Ve
KAR YAĞIYOR
Lambayı yakma, bırak,
sarı bir insan başı
düşmesin pencereden kara.
Kar yağıyor karanlıklara.
Kar yağıyor ve ben hatırlıyorum.
Kar...
Üflenen bir mum gibi söndü koskocaman ışıklar...
Ve şehir kör bir insan gibi kaldı
altında yağan karın.
Lambayı yakma, bırak!
Kalbe bir bıçak gibi giren hatıraların
dilsiz olduklarını anlıyorum.
Kar yağıyor
ve ben hatırlıyorum.
NAZIM HİKMET
Evet Yaşar diyor ki
Her yerde kar var
dinliyoruz
Heryerde kar var
Kalbim senin bu gece
Heryerde kar var
Kalbim senin bu gece
Belki gelirsin sen
Bakarken pencereden
Gözler yalnız özler
Karda senden izler
Yürümek karda zordur
Gelirsen bak aşk budur
Dönsen köşeden şöyle
Şarkı söylerim böyle
Yağma kar dur artık
Bak buz oldu kalbim
Yağma sesimi duy
Belki gelir sevgilim
Gözyaşım dur düşme
Gelmeyecek düşünme
Kes ağlamayı artık
Bak oldu bana yazık
Karda zordur yürümek
Anladım gelmeyecek
Dünya oldu bana dar
Neden yağdın söyle kar
Her Yerde Kar Var
internetim çok ağırlaştı buraya gelene kadar baya bi çabaladım
umarım düzelir
devam edelim
Kar Beyazdır Ölüm
Sevgili Kerim'i rahmetle anıyoruz ve o güzel şarkısı
Hasret vuruyor gecenin koynunda
Anılar vuruyor gözyaşlarıma
Çılgın bulutlar dönüyor başımda
Uykusuz geceler kapımda
Yıkılsa dünya kıyamet kopsa
Yine de vazgeçmem ölürüm derdimden
[Nakarat]
Karbeyazdır ölüm ellerinden gülüm
Yine yoksun diye düşmanım her güne
Dursun dünya dönmesin sensiz
Yaşatmasın allahım sensiz
Kar Beyazdır Ölüm
Eveeet
kankam yok tamam,
kardeşim o tamamen kayıp,
ee mavigünüm canım benim sen neredesin
Sevalimde olmasa kalacaktım bir başıma...
hiç yoktan bir ce ee dedi bana
Hadi bakalım herkesi bekliyoruz programımıza...
Can dündar'dan güzel bir yazı daha
ZAAF
Kedilerle ilgili bu durumu yeni ögrenmistim: Normalde sokak
kedisi kendini saldirgan köpeklere karsi koruyabilirmis. Bu direnci kiran tek
sey neymis biliyor musunuz: Sevgi...
Insanoglu, eger bir sokak kedisinin basini oksar
ve ona sefkat gösterirse kedicik kendisinin koruma altinda
oldugunu zanneder ve sivri tirnaklarini içeri çekermis. Ve vahsi
köpeklerin azgin dislerini girtlaklarinda veya itlaf ekiplerinin zehirli etlerini
midesinde bulurmus.Küçücük bir dokunusta gardi düsen ve ölümcül yaralara
açik hale gelen sarmanlarin kaderinde kendi ask hayatimizin hülasasini
buldum.
Biz de Eros'un sefkatine siginip, sevdalaninca en mahrem
zaaflarimizi elevermiyor muyuz? Yillar yili ardina sigindigimiz barikatlarinKaynakwh webhatti.com:
anahtarini gönüllü teslim edip, tirnaklarimizi içeri çekmiyormuyuz?
Sevginin bizi kollayacagina, sarip sarmalayacagina dair ön kabulümüz yüzünden
koruma duvarlarimizi gönüllü kaldirip, yaralarimizi açik hale
getirmiyor muyuz?
Sonra ne oluyor ? Sevdamiz en büyük zaafimiza dönüsüyor. Saçimizi
oksayan elin bizi ilelebet kollayacagina inaniyor, tatli sözlereKaynakwh webhatti.com:
kaniyoruz. Taklalar atip, cilveler yapiyoruz. Ve en ummadigimiz anda, en
korunaksiz halimizle yakalaniyoruz askin hoyrat yüzüne... Sefkatimiz
katilimiz oluyor.
Ders almak mi? Ne münasebet!..Daha son ihanetin yarasi kabuk
baglamadan,yeni yaralar için araliyoruz kalbimizin kapilarini...
zavalli bir kedi yavrusundan farkimiz yok askin karsisinda...
Boynumuzda, kalbimizde pençe pençe darbe izleriyle, her sicak dokunusta
çocukça uysallasip, her hayalkirikliginda "köpek gibi" pisman olarak,
her terkediste aci çekip her dönüste biraz daha kanayarak,
kanayan yerlerimizi kediler gibi dilimizle yalayarak, "Bir daha asla"larla
"Daima"lar arasinda yalpalayarak yara bereiçinde yasiyoruz.O yüzden "Melek"ler, içe
kivrik patilerle gömülüyor. Ve hayata "Seytan"lar hükmediyor. Belki de
en iyisi kuyrugu her daim dik tutmaktir...
Şefkate kanmis mefta bir ev kedisi olmaktansa, gardini almis
hayatta bir sokak kedisi kalmak daha iyidir.
CAN DÜNDAR
HerDemMavi yayına ne güzel başlamış
Eylem cim canım kardeşim eline,yüreğine sağlık..
Bana gelince katılacağım yayına katılmasına da siteye ulaşmam o kadar zor oluyor ki..
inşallah düzelir..
bu yüzden durumu açıklayayım eğer paylaşımda bulunmazsam bil ki..
sitenin kapısından dönüyorum dur..
Ablacım gelmiş hoşgelmiş
benimde öyle olmuştu yaklaşık bir saat ulaşamadım
şimdi iyi internet aman nazar değmesin:)
Gülümseme:)
Amerikan mizah yazarı Mark Twain, bir toplantıda karşılaştığı kadına iltifat eder;
— Ne kadar güzelsiniz...
Kadın;
— Ne yazık ki ben sizin için aynı şeyi söyleyemeyeceğim.
Mark Twain güler;
— Öyleyse siz de benim yaptığımı yapın. Yalan söyleyin...
Zaman teknolojide ileteşim zamanı
msnler,facebooklar
e bu zamanın evliliklerinde bakın nikah memuru ne diyor(karikatür)
Güleceksiniz
Gözler Kalbin Aynasıdır
Gönül bir aşk yuvasıdır
Ümit aşkın rüyasıdır
Seviyorsan hayır deme
Gözler kalbin aynasıdır
Gözler kalbin aynasıdır
Yalan nedir bilmez onlar
Siyah mavi yeşil olsun
Aşkı inkar etmez onlar
Şiir gibi, roman gibi
Okuyorum ben aşkını
Öylece bak gözlerime
Çevirme hiç bakışını
Gözler kalbin aynasıdır
Yalan nedir bilmez onlar
Siyah mavi yeşil olsun
Aşkı inkar etmez onlar
Yağmur gibi damala damla
Seven gözler konuşurlar
Gözden kalbe bir yol gider
Ayrılanlar kavuşurlar
Gözler kalbin aynasıdır
Yalan nedir bilmez onlar
Siyah mavi yeşil olsun
Aşkı inkar etmez onlar
Gözler Kalbin Aynasıdır
SEVGİ, Havaya düştüğünde UMUT!
Suya düştüğünde GURBET!
Toprağa düştüğünde ÖZLEM! olur.
ALINTI
Demek ki; karşılaştığımız da birbirimize havalar nasıl dememiz..
hep sevgi aramamızdan..
o zaman hep masmavi olsun havamız..
güneşli açık ve bol oksijen olan sevgilerimizle..
içimize sevgi çekelim..
Demek ki;içimize akıttığımız hergöz yaşlarımız damla damlaya göl oluyormuş gurbette..
Demek ki;toprağa verince sevdiğimizi daha bir kavuruyormuş özlem
demek ki..
umut
gurbet
özlem
yüreğimizin üçgeni..
MOR VE öTESİ
SEVDA ÇİÇEĞİ
Sesiz sedasız açardın gecelerde
Kimse bilemez, göremez kuytularda
Sonsuz ve dipsiz sevdalarda, duygularda
Sakin, kimsesiz ve sahipsiz uykularımda
Şimdi artık seni koklar yalnızlığım
Seni arar seni sorar sevda çiçeğim
SEVDA ÇİÇEĞİ
KALP NE İLE DOLUYSA DUDAKLARDAN O DÖKÜLÜR .DİL PEK KESKİN KILIÇTIR ,KAN AKITMADAN ADAM ÖLDÜRÜR !!!
alıntı
Yonca Lodi..
söylüyor...
DİL YARASI
Günahları gönder bana küçük sevinçler ver
Hataları boşver dert olur unutamazsan eğer
Seni benden ne bu şehir ayırır ne de ecel
Yüreğimi en fazla dil yarası acıtır
Bu sevdaya hangi yaban eller gelir uzanır
Kendine iyi bak sana birşey olmasın
Yüreğim darda aklım firarda
Sebebim olur ölüme ayrılık
DİL YARASI
Sevmek, sevdiğin kişiyle birlikte olmak değildir unutma. Çünkü aşk; 'onunla yaşamak değil, onu yaşamaktır aslında'
Nazım Hikmet
ÜÇ-HÜREL den
Sevmek Bin Defa Ölmek
Aşkın şarabından bilmeden içtim
Sevda yolundan bilmeden geçtim
Aşkın bir alevmiş yar yar
Bir ateş parçası
Bilmeden gönlümü ateşe verdim
Bir sevmek bin defa ölmek demekmiş
Bin defa ölüp de hiç ölmemekmiş
Bin defa ölüp de ölememekmiş
Şarabı zehirmiş içtikçe öldüm
Yolu hep uçurum düştükçe öldüm
Askın bir alevmiş yar yar
Bir ateş parçası
Ateşe gönlümü yaktıkça öldüm
Bir sevmek bin defa ölmek demekmiş
Bin defa ölüp de hiç ölmemekmiş
Bin defa ölüp de ölememekmiş
BİR SEVMEK BİN DEFA ÖLMEKMİŞ
Olumsuzlukları hoş görmek ne iyidir. Zira bütün
ırmaklara su veren deniz bile her çöpü başının üstünde taşır, ama deniz
bu kereminden dolayı eksilmez. Zaten sevgi ve hoşgörü insanlık, hiddet
ve şehvet hayvanlık vasfıdır.
Hz. Mevlana...
Ey! uzaklaştıkça gönlüme yaklaşan sevgili...!!
''Bir ah etsem duyarmısın feryadı kalbimi..?
Ben ıraklarda suskun bir mevlevi..!!
alıntı
ZUHAL OLCAY dan
kalbim uzaklarda, bilinmez bir yerlerde
tarifi kul, yeri mechul,
muphem bir demde
sonsuz topraklar ve gokyuzu sakladilar onu
sir oldu gitti bir karanlik sehirde
ruzgarlar tasiyor kokusunu
yakinda, duyuyorum nefesini
simdi o sanki kollarimda
soyledigim bir ninni
oyle yakin, oyle yakici, oyle sahi...
KALBİM UZAKLARDA BİR YERDE
BEKLE
Geleceğim bekle dedi
Ben beklemedim o da gelmedi
ölüm gibi birşeydi
Ama kimse ölmedi
ATİLLA İlhan
MUSTAFA CECELİ
SÖYLÜYOR
Bekle, dönüşü vardır zor sürgünlerin de
Bekle, hatırla bizi dar günlerinde
Telli turnalar gibi çifte kumrular gibi
Sarışıp bir sedir ağacı gölgesinde
Baharı selamlayıp iki çift kelamlayıp
Gamsız günler geceler demlerinde
Biz gülleri severdik dikenleriyle
Koklardık kanayana dek ellerimiz
Gül dikensiz olurmu ah etmezdik
Bekle bekle hiç pes edermiyiz
Bir nasihat gibi bu sancılı hasret
Miyadını doldurup biter bir gün
Karanlık aydınlığa kavuşur elbet
Siz o gün bayramı kutlamayı görün
Bekle, sıcacık bir haziran sabahında
Bekle, ısıtıp sol yanını yatağında
Telli turnalar gibi çifte kumrular gibi
Sarışıp bir sedir ağacı gölgesinde
Baharı selamlayıp iki çift kelamlayıp
Gamsız günler geceler demlerinde
Biz gülleri severdik dikenleriyle
Koklardık kanayana dek ellerimiz
Gül dikensiz olurmu ah etmezdik
Bekle bekle hiç pes edermiyiz
Bir nasihat gibi bu sancılı hasret
Miyadını doldurup biter bir gün
Karanlık aydınlığa kavuşur elbet
Siz o gün bayramı kutlamayı görün
Karanlık aydınlığa kavuşur elbet
Siz o gün bayramı kutlamayı görün...
BEKLE
Hatırlıyor musun?
Günlerden bir gün...
Seni bekliyorum
Hava buz gibi
Ve ben
Montumun cebine sokmuyorum ellerimi
Senin ellerin olmadan
Soğuk ceplerim
Ve
Ellerim,
Sen olmadan
Onlar da ısınmıyor.
Geliyorsun...
Sana sarılınca
Geçiyor içimin ürpertisi
Bir sıcaklık yayılıyor tüm bedenime
Ve
Bir gülümseme değiyor gamzelerime
Dokunuyorsun o sıcacık ellerinle
Hissetmiyorum artık kar, ayaz
Güneşe döndüm yüzümü, mevsim yaz...
Oturuyoruz...
Sen üşüyorsun
Montumu veriyorum üzerine
Kalbim niyetine...
Yüreğimin tüm sıcaklığı dokunuyor omuzlarına
Dokunuyorsun ellerime
Anlıyorum şimdi...
Sevdiğimi biliyorsun.
Isınıyorsun...
Keyfin geliyor yerine!
Yumruk yapıyorsun minicik ellerini
Basıyorsun camlara
Camlar ki buğulu...
İki küçük ayak izi beliriyor elinden
Ve biliyorum
İki küçük ayak izi hatırlıyacak bizi
Yıllar sonra derinden
Ve kalıyor yüreğimde
Surlarla çevirdiğim gönül şehrime,
Ellerinle bıraktığın
Ayak izlerin...
ki sevgili
O izler
Hala silinmedi
Bilesin...
Asena Gülsüm Güneş
Ablam yorumu silmiş ama ben onları temizleyemiyorum :)
Artık kankam gelince el atar :)
Ablacım dur hele bi soluklan
gel bir bardak çay içelim
kankanada götürelim
Nasılsın sizin orda havalar nasıl bir anlat bakalım :)
Aşk Hikayesi
Başımdan bir kova sevda döküldü
Islanmadım, üşümedim, yandım oy!
İplik iplik damarlarım söküldü
Kurşun yemiş güvercine döndüm oy!
Yağmur yorgan oldu, döşek kar bana
Anladım ki kendi gönlüm dar bana
Alev dolu bardakları yâr bana
Sunuverdi içtim içtim kandım oy!
Sevgi ektim, naz biçmeye çalıştım
Ne zamana, ne kendime alıştım
Kırk senede yedi hasret bölüştüm
Yedi dünya bana düştü sandım oy!
Gönül şahinimi yordum gerçeğe
Sonsuzda yüzümü sürdüm gerçeğe
Teselliden kanat kırdım gerçeğe
Tecellinin sinesine kondum oy!
Abdurrahim Karakoç
eylem cim biz artık soğuk havalarda kankam ile sahlep içiyoruz bol tarçınlı..
sen şimdi zamane gençliği olarak
aaay dersin ama biz çok seviyoruz..
yani senin bu ablaların yüzsüz
çayı buldular sahlep isterler ama
50 sinden sonra batarsa batar dünya modundayız..
he he..
eee varmı? sahlebin..
geliyoruz bak..
E buyrun onuda yaparız
siz isteyin yeter ki:)
Olay
bir gün üniversitedeydim acayip açtım ve sadece yol param vardı cebimde zaten 1 ders kalmıştı eve gitmek için o yüzden dayanabilirdim.. gel gelelim dersten çıktım, yürüdüm durağa, bindim belediye otobüsüne ayakta gidiyorum tıklım tıklım araba ama ayakta duracak halim yok...herneyse aklımdan evdeki yiyecekleri düşünüyorum işin güzel yani evde 2 tane hamburger olduğunu biliyorum.. onları düşüne düşüne gidiyorum dalmışım..bi ara bi ses duydum bi kadın sesi söyle diyo:"bana da verir misin 1 tane...döndüm baktım arkamdaki kadın bana bakıyo yok artık ya dedim herhalde yalnış duydum olmaz dedim aklımdan geçeni nasıl bilecek...herneyse önüme döndüm gidiyoruz gene aklım o 2 hamburgerde tabi ve oda ne aynı ses şöle dedi bu sefer."kardeşim bana da versene bi tane"..döndüm dedimki ketçap-mayonezde ister misin?? kadın aval aval baktı ve dediki ne diyosun kardeşim şu asılı tutacaklardan birini veririmisin bi tane düşücem dedi... tabi ben koptum arabada....
Alıntı
İyi de sahlep nasıl yapılır önce onu öğrenmem gerek
ablamlar gelmeden :)
Fincan,süt,tarçın,sahlep vs
işte tamam çiçek gibi ablalarıma çiçek gibi sahlep :)
Sahlep
hmmm biri sahlep mi dedi? Hemmen kostum geldim! Aslan Kankacim benim be, canim nasil da iyi gelcek simdi o güzellik bize...:)
Ben bankaya gitmek zorundaydim daha yeni geldim büroya, hava buzzz gibi, rüzgar cok sert ve hircin esiyor, yagmur mu kar mi tam cözemedim ama bir seyler yagiyor... brrrr... bol tarcinli sicacik sahlebim nerde?.... :)
Kizlaaar yeri gelmisken söylim, ikiniz de birer harikasiniz! E, harikanin yaptigi program nasil olsun? O da HARIKA!! Biliyorsunuz degil mi? Icimi isittiniz valla, ben de uzaktan uzaga öpüyorum sizi... :)
Eylem kardeşim...
Bu günlerde sana neler lazım öncelik sıran ne bilmiyorum ama..
RAFET EL ROMAN
SENİN İÇİN SÖYLÜYOR..
Bana Sen Lazımsın Rafet El Roman
Teselli aramak zor gelir,
Giden sevgili arkasından..
Yürek paramparça bir halde,
Bedenin darmadağın
Giderken dökülen gözyaşlarım,
Ne ilk ne son...
Sadece zamansız yaşandı herşey,
Anladım sana geç kaldı bu ömür
Darmaduman
Bırakıp bir kenara yaşanan herşeyi,
Atıyorum kendimi gecelere
Bir başka sevgili de avunurum diye,
Süründü bu gönül elden ele
Ne güz ne güller ister,
Bu kalp bir sende titrer
Yak hadi durma
Senin bu küller
Ne yazı ne kışı bekler
Bu kalp bir seni özler
Vur hadi durma senin bu izler
Bana sen
Yalnız sen lazımsın
BANA SEN LAZIMSIN
Vay güzelmiş :)
Teşekkürler ablacığım
kankacım bankalarda
dışarısı soğuk
yağmur yağmakta karla karışık..
canım kankam gelince içersin salebi ama lütfen dışarıya çıkarken
GİY İÇİNE BENİ ÜŞÜME
ağmurla geldim,
seni öpmedim,
yağmuru öptüm,
yağmurla gidiyorum,
deyip,
yağmuru içime yağdırıyorsun ya,
kahretsin ki,
sana rağmen,
seviyorum gözlerindeki nemi,
lakin,
hibe etme bana gülüşünü,
lütfetme dokunuşunu,
ısıtma içimi,
yalandan öpme avuç içimi…
güneşe gömdüm kuzum,
ben ruhumu.
yinede,
yinede sen,
giy içine beni üşüme
olur mu?
ALINTI
Bizim uzaklarda bir kardeşimiz vardı
gitmesekte ,gelmesekte..
neredeler ..
nasıllar..
bu ada onlarsız çok ıssız..
belki çok işleri var yetişecek
belki yeni planlar var girişilecek..
bilsinler ki bizler burada çok ıssız kaldık...
sevgili kardeşim no name
sevgili kardeşim kaya
sizlere bu sözüm..
nerede ne yapıyorsanız..
yüreğinizin cebine koyun sevgimizi..
ve bilin ki özleniyorsunuz..
ikiniz için SEZEN AKSU söylüyor
ZOR YILLAR
Seni Özlemek
seni özlemek
gül dalında şarkı söylemektir
bülbüle
seni özlemek
dur demektir
çöl ortasında yağmura
seni özlemek
illa ki sevmektir
sevmek bu
adı hasret çekmektir
Oğuzkan Bölükbaşı
net bu gün benim saçlarımı elektriğe tutulmuş gibi havalara dikdi ki.. oof oof..
ve biraz zorlansak da
gönülden sevdiklerimizle olduk..
işte son şarkımız
zaman veda zamanı
sevgili benim biricik kankam için
İstanbul Özledi Seni...ki
Ben İstanbul'u özledim,
İstanbul seni
Sensiz, İstanbul İstanbul değil
Ben, onun için özledim
Ve İstanbul, İstanbul olmak için
Senin özleminde, bilmekteyim..
İstanbul,
Hep parçalı bulutlu
Seni arar, yağmurlu gözle..
Ben İstanbul'u özledim
Dolaşıp gezerken bu şehirde
Bir yabancı gibiyim
İstanbul'un kalbinde
Sensiz İstanbul İstanbul değil
Yollar, yapılar, insanlar
İstanbul'u İstanbul yapmıyor bunlar
Çünkü, hepsi var her şehirde..
Sen yoksan içinde,
İstanbul yok içimde..
Sen yoksan bu şehirde
İstanbul hasret çekmede..
Hani yanlış anlama da
Koskoca bir şehiri
Gel de, hasrette bırakma..
Benim sözüm,
Kendim için değil,
Yanlış anlama,
Sözüm, tarih şehir İstanbul adına
Gel de bu şehri hasrette bırakma...
İbrahim Ethem Bingül
KIRAÇ söylüyor..
İSTANBUL SAKLASIN BİZİ
sevgilerimle
herkese iyi akşamlar..
haftaya kısmetse..
tekrar birlikte olmak umuduyla..
hoşçakalın...
canım kankam..
üşüme sakın sen..
giy içine beni..
İnsanlar için en güzel hediye, hiçbir masrafa ihtiyaç göstermeyen tatlı bir gülümseyiştir.
Hz. Süleyman
ben sizlere gülümsüyorum
sizlerde gülümsemelerde kalın
kendinize iyi bakın
Hoşça kalın
sevgiyle kalın...
İyi akşamlar...
Yorum Gönder