Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Yalnız mı kaldım ne?....... Olsun, benim ada'm var......... Enver Halefoğlu
İnsan oldum kaya oldum
İnsanda kaya oldum kayada insan
Havada kuş oldum kuşta gökyüzü
Soğukta çiçek, güneşte nehir oldum
Şebnemde parlayan şey
Kardeşçesine yalnız kardeşçesine hür
Paul Eluard
41 yorum:
Merhaba mavi...
Merhaba bulutlar...
Merhaba iskele...
Merhaba ağaç...
Heeyy uzaktaki tekne sanada merhaba...
deniz ve gökyüzünün birleştiği çok güzel bir fotoğraf ile program başlığımız eklenmiş...
fotoğraf Haluk abiye aitmiş, köşede öyle yazıyor
bu güzel fotoğrafları çekenlere çok teşekkür ediyoruz...
Deniz mavi,gökyüzü mavi
E o zaman herdemmavi
Özlemiştik şimdi hasret giderelim..
İyi yayınlar olsun...
Sabahki günaydınlardan herkeste böyle bir bezginlik,bir sıkıntı,bir yorgunluk hissettim...
Bilmem yanlış mı acaba
kendim öyle olduğum için mi sizleride öyle algıladım...
Biraz kırgınlık var bende,havalar soğuk,iş güç ayrı alemde,kafada binbir türlü düşünce...
kırgınlık derken,vücutta gripsel halsizliği kastettim yoksa size karşı birşey yok :))
Evet neyse ne diyordum ne diyeyim
sonbahar çarpınca böyle oldum ne yazdığımıda unutu verdim kusura kalmayın artık :)
her yorumdan sonra bir kulaklarım çınlıyor
beni çağırıyorlar gidiyorum...
öyle olunca programa şöyle bir konsantrasyon olamadım...neyse ben birde yemek arası verip geleyim öyle başlayayım...
o zamana kadar biraz gülümseyelim bir fıkracıkla...
üzerimizdeki şu ağırlık kalksın...
"Temel’le Dursun, bayram arasında para kazanırız diye Hacı Murat otomobillerine atlayıp İstanbul'a gelmişler. Ne yapacaklarını bilmez, avare avare dolaşırken bir dükkan da asılı levha Temel’in dikkatini çeker:
Pantolon - 5 TL
Gömlek - 2,5 TL
Palto - 10 TL
Temel heyecanlanır:
— Ula Tursun, bu fiyatlar çok guzel!!, Şimdi purdan 100 tane pantol, 100 tane comlek, 10 tane palto alur isek, Trabizon'da, bunları en az üc katı fiyatına satar zengin oluruz daaa.!!!
Çok sevinen Dursun:
- Ula uşağuum nasıl da cördün!!
Dalarlar dükkana..Temel atlar:
— Bana 100 tane pantol, 100 tane gömlek, 10 tane de palto, alın işte toplam 850 lira..Ha uşağuum yükleyun şu arabaya!!!
Dükkân sahibi istifini bozmadan:
— Siz Laz mısınız yoksa?!!
Temel bozulur:
— Nerden anladın daaa?
Bıyıkaltı gülüş fırlatan dükkan sahibi:
— Kardeşim burası Kuru Temizleme Dükkânı!" :)
geliyorum gidiyorum diğer mavi yüreklilerin sesi çıkmamış daha...
canlar sağolsun gelirler elbet...
Evet bir şarkı diyelim
Kıraç diyelim
Keklik diyelim
(Alnıma yazılmış bu kara yazı)
hadi bakalım dinleyelim...
Keklik
Keklik Gibi Kanadımı Süzmedim,
Murat Alıp Doya Doya Gezmedim,
Bu Kara Yazıyı Kendim Yazmadım.
Alnıma Yazılmış Bu Kara Yazı,
Kader Böyleyimiş Ağlarım Bazı
Gönül Ey Sebebim Ey.
Şu Gonca Gülleri Ben Dermedim
Çifte Bülbülleri Konduramadım
Kadir Kıymetimi Bildiremedim
Alnıma Yazılmış Bu Kara Yazı,
Kader Böyleyimiş Ağlarım Bazı
Gönül Ey Sebebim Ey.
Geceleri Uyku Girmez Gözüme,
Zalım Yastık Diken Oldu Gözüme,
Uyma Dedim Uydun Eller Sözüne.
Alnıma Yazılmış Bu Kara Yazı,
Kader Böyle İmiş Ağlarım Bazı
Gönül Ey Sebebim Ey.
Kıraç/Keklik
HERDEMMAVİ,
canlar işte bir salı günü daha geldi..
araya bir bayram tatilinden sonra geldik dostluğu paylaşmaya..
eylemcim başlamış bir ucundan tutmaya
diğer canları da bekliyoruz..
canım Eylemcim hepimizin üzerinde bir kırgınlık var havalardan canım kankam soğukla boğuşdu.
bizler pastırma yazını görünce
pastırmam pastırmam diye diye dolaştık kendimizi dışarlara attık
hamaklardan düştük..
kolaymı öyle E....düşmüş Karpuz halleri..
daha o vucud kırgınlıkların sürecek
şirin kardeşim benim..
eveeet kankam
no name kardeşim
kaya kardeşim..
herdemmavi e verin kulağınızı
ve bir ses olun hepiniz şenlensin
herdemmaviliklerimiz...
bekleniyorsunuz..
eylemcim canım kardeşim
hadi bakalım içinden gelen bir şarkıyı benim için çal..
bekliyorum..
Volkan Konak diyoruz efendim
güzel bir şarkıyla başbaşayız...
Feriğim Feryadım...
Sevgilim
Yeşil eriğim benim
Ben içine hapsolmuş çekirdeğinim senin
Hapiste günler ağır geçer diyorlar
Olsun be ben vazgeçtim hürriyetimden
Yeter ki yetim bir çocuk gibi bırakma yüreğimi
Zira sensiz bu can bir yüktür yüreğime
Kaldır öpülesi alnını ve bak bana
Gördün mü gülüm bir tek gözlerim değişmedi yine
Bir tek gözlerim
Açılır açılır gözleri gülümün
İçlerinde yeşil çam ağaçları
Uyanışların en tazeleri
Odamızdan geçer gülüm seninle
Uyanışların en tazeleri
Odamızdan geçer gülüm seninle
Feriğim fidanım feryadım
Hey benim zizil parmak
Memleket gözlüm
Feriğim fidanım feryadım
Hey benim zizil parmak
Memleket gözlüm
Geceleri hep peşinden koşar
Göğsüme takıp yönümü bulduğum
Kalp verdin onur verdin
Yetmezmi deli fişeğim
Kalp verdin onur verdin
Yetmezmi deli fişeğim
Feriğim fidanım feryadım
Hey benim zizil parmak
Memleket gözlüm
Feriğim fidanım feryadım
Hey benim zizil parmak
Memleket gözlüm
Benim en büyük kudretim
Senin sahiden şehrimde olduğunu bilmek
Hatta şu an ıslak şehrimde geceliğinle balkondasın
Bende dokunmaya çalışıyorum ince parmaklı ellerine
Kaldır öpülesi alnını ve bak bana
Yoroz değil kararan
Yüzümde ışığından ayrılmanın kederi
Birazda işte geldik gidiyoruzun hüznü var
Ama gördün mü gülüm
Bir tek gözlerim değişmedi…yine
Bir tek gözlerim
Feriğim fidanım feryadım
Hey benim zizil parmak
Memleket gözlüm
Feriğim fidanım feryadım
Hey benim zizil parmak
Memleket gözlüm
Feriğim fidanım feryadım
Hey benim zizil parmak
Memleket gözlüm
Volkan Konak/Feriğim
evet ilk ezgi..
SILA DAN
ACISA DA ÖLDÜRMEZ
Bir bir aklımda söylediklerin işe yaramaz bu bildiklerim
Hatırlamak laneti aklımın acımaz anlatsam hadi buyrun..
Ben birine aşık o bana vurgun soranların kuzey yıldızıydık
Beraber de yapamadık kendi dünyamızın yalnızıydık..
Anlayınca çok geç oldu mahvolduk kahrolduk
Sonra döndük dedik ki;
Acısı da öldürmez cehenneme döndürmez
Hayatını söndürmez gideni de döndürmez artık..
ACISA DA ÖLDÜRMEZ
Vicdanlı ve dürüst olmak,
“hesaplı” olmaktan iyidir.
“hesap” insanı makam sahibi yapar da,
“vicdan” daha önemli bir işe yarar:
insanı insan yapar...
NİETZSCHE
evet hayat denen bu karmaşada
herkes haklı..
BETÜL DEMİR DEN dinliyoruz
HERKES HAKLI
Kime kızayım hangi nedenle ne hakla
Dnamız degişik yüzde bir farkla
Bulduğumuz kusurlar tanıdık yakinen
Kim atmıyor ıcap edince bin bir takla
Of ya herkes haklı aslında
Of ya kinimde yok kastımda
Of ya ne tongaya bastımda
Aklına uydum kalbini esgectim
Hop hop hop hop hop bi dur toplıycam
Yok yok yok yok yok bi daha yapmıycam
Oh oh oh be soyledim kurtuldum
Sen hala sus inadından çatlıycan
Ne san şöhret ne ev araba derdim
Cok pahalıya patladı lakin öğrendim
Liseyi de bitirdim üniversiteyi de
Halim vaktim yerinde kendimden terkim
Of ya nalıncı keseri gibiyiz
Of ya cehennemin dibiyiz
Of ya seni fırdöndü hadsiz
Zorlana zorlana sonunda hazmettik
Hop hop hop hop hop bi dur toplıycam
Yok yok yok yok yok bi daha yapmıycam
Oh oh oh be söyledim kurtuldum
Sen hala sus inadından çatlıycan
HERKES HAKLI
hoşgeldin ablam
hızlısın maşallah
evet havalar bir anda kış oldu bizde çarpıldık...
Emre Aydın dinleyelim
Hoşçakal
Sen hiç görmedin
Su vermeye benzedik
Plastik çiçeklere
Hiç görmedin
Sen hiç görmedin
Dans ettik durmadan
Kırık camlar üstünde
Sen öyle sana benzeyen her şey gibi
Erirken avuçlarımda ben
Unutuyorum
Nakarat x2
Hoşçakal
Olacaklar sensiz olsun
Daha durmam boşluklarında ben
Unutuyorum
Sen hiç görmedin
Baştan böyle yazılmış
Yok kimsesi kimsenin
Hiç kimsenin
Sen hiç görmedin
Sonu baştan yazılmış
Bitti bitti bitti kelimelerim.
Sen öyle sana benzeyen her şey gibi
Erirken avuçlarımda
Ben unutuyorum
Hoşçakal
Olacaklar sensiz olsun
Daha durmam boşluklarında ben
Unutuyorum
Hoşçakal
Olacaklar sensiz olsun
Daha durmam boşluklarında ben
Unutuyorum
Hoşçakal
Olacaklar sensiz olsun
Daha durmam boşluklarımda ben
Unutuyorum
Unutuyorum
Emre Aydın/Hoşçakal
"Aşık oldukları adamı sevgileri aracılığıyla değiştirebileceklerini zannetmek biz kadınlara özgü kadim bir gafletmiş meğer.."
(Aşk)
Elif Şafak
"Kapalı bir sandığın içinde günışığına çıkmayı bekleyen, kıymeti bilinmemiş bir define değilim ben. Hakkımda soracağın her sorunun cevabı üç aşağı beş yukarı sende saklı zaten. Beni keşfetmeye çalışmanı da keşfettiğini sanmanı da istemem. Tanımak zorunda değiliz birbirimizi, daha bir arpa boyu bile tanıyamamışken kendimizi
elif şafak
bu yüzden bırakalım
değişen değişsin
hep aynı kalan kalsın..
biz kendimize bakalım..
biz biliyoruz ki hiç bir şey aynı kalmaz
hele güzel ve iyi olanlar
onlar en çok etkilenir ,koruyamayız
yada çok azımız koruyabilir..
içimizdeki masum yanını..
ister istemez değişiriz..
dudaklarımızdan dökülen bir dilek olur..
güzel ve iyiyi olanın değişmemesi için..
masum kalması için..
sesleniriz..
Erol Evgin söylüyor..
HEP BÖYLE KAL.
Herkes bir şey aldı götürdü benden
Kimi umutlarımı
Kimi inançlarımı
Kimi en güzel duygularımı
Sen başkalarına benzeme sakın
Hep böyle kal hep böyle kal
Hep cana yakın
Sen başkalarına benzeme sakın
Hep böyle kal
Hep böyle kal
Hep bana yakın
Herkes bir şeyler aldı götürdü benden
Kimi bugünlerimi
Kimi yarınlarımı
Kimi en güzel duygularımı
Sen başkalarına benzeme sakın
Hep böyle kal hep böyle kal
Hep cana yakın
Sen başkalarına benzeme sakın
Hep böyle kal
Hep böyle kal
Hep bana yakın
HEP BÖYLE KAL
Bendeki hayat sesi sendeki hayat kulağına ulaşmayabilir,
Yine de GEL, yalnızlık korkusunu hissetmemek için konuşalım.''
halil cibran
Küçük Bir Aşk Masalı
Ne olur bak bana biraz
Çocukmuyum değil miyim?
Sen küçücük güzel bebek
Öyle olsa sevmeyi bilir miyim?
Olmaz küçücüksün
Yüreğin genç umut dolu
Özlem bu olurya
Buluruz belki mutluluğu
Deliler gibi seviyorum bak
Geçer bunlar
Sana söz ömür boyu sürecek
Hayal bunlar
Ne hayal ne düş nede yalan yok
Bizim bizim gelecek
Ne olur bir an unutup kalsak
Ne olur biraz rüyaya dalsak
Ne olur gerçek olsa masallar
Ya da biz masal olsak
Olmaz, dayanmaz yorulmuş kalbim sevdalardan
olmaz silinmez bu yıllar aramızdan
olsun yüreğimde beslenen ümitler gibi
özlem bu olur ya buluruz belki cenneti
Deliler gibi seviyorum bak
Geçer bunlar
Sana söz ömür boyu sürecek
Hayal bunlar
Ne hayal ne düş nede yalan yok
Bizim bizim gelecek
Ne olur bir an unutup kalsak
Ne olur biraz rüyaya dalsak
Ne olur gerçek olsa masallar
Ya da biz masal olsak
Keremcem-Seden Gürel/Küçük Bir Aşk Masalı
oooo yine cok cok güzel baslamis programimiz, kardesim bir yandan kankacim diger yandan... Harikasiniz!
Ben maalesef tekrar gelmeye firsat bulamayacak kadar belgelerin icinde bocalamaya mahkum edildim bu gün. Tam 3 büyük ihale dosyasi hazirlamam gerekiyor, beni hos görün.
Sevgiyle kalin...
DOSTUMA
Dostum, güneşe bak, toprağa bak, suya bak, buluta bak; fakat, arkana bakma... Kimin geldiği önemli değil, kimin gelmediği de unutma, yolcu değişir, yol değişir, ama menzil değişmez. Yolcuya bakıp, yolunu tanıma. Yola bak, yolcuyu tanı, yolcu hakkındaki kıymet hükmünü ona göre ver.vahim olan, yolun yolcusuz olması değil; asıl vahim olan yolcunun yolsuz olmasıdır;yolsuz, hedefsiz, amaçsız, şaşkın, hercai ve seyyal...
En doğru yol: en dikensiz yoldur diyenler seni aldatıyorlar. Onlar, karanlık evlerinde kaybettiklerini sokak lambasının altında arayan şaşkınlardır.aldırma.ayağına batan dikenler, aradığın gülün habercisidir.dikenine katlanmaktan söz edenler, aşıkmış gibi davrananlardır. Gerçek aşık olanlarsa, dikenini de sever.
Dostum, yollar yürümek içindir. Fakat, şu gerçeği de hiç unutma: yürümekle varılmaz, lakin varanlar yürüyenlerdir.
Yol boyunca; yola çıkıp da yürümeyenleri, yola oturup, gelen geçenin ayağına çelme takanları,yoldan metafizik uyuşturucularla keyif çatanları, tel örgülerle çevirdiği yolu kendisine zindan edip volta atanları, maratona 100 metre koşucusu gibi hızlı gidip, 50. metrede yola
yatanları, yürüyüşün uzun ve yolun zahmetli olduğunu görünce, yolculuk üzerine zor atanları, yürümeyi bırakıp, yol-yolcu ve menzil üzerine kalem oynatanları, ayağına batan tek bir dikenin faturasını çıkarıp, ömür boyu tafra satanları, beyaz atlı kurtarıcıyı gözlemek için ufka bakıp bakıp dağıtanları, yanlış kılavuzlara kızıp yolu satanları göreceksin. Aldırma, yürü.
Göğsüne yüreğinden başka muska takma. Vahiy haritan,nebi kılavuzun, akıl pusulan, iman sermayen, amel azığın,sevgi yakıtın, ahlâk karakterin, edep aksesuarın, merhamet sıfatın, şeref ve izzet adın olsun.
Doğru yol: İnsanların çoğunun gittiği yol değildir, düşünen öz akıl sahiplerinin yoludur. Yolda vereceğin her molayı öz eleştiri durağında vermelisin. Unutma, tövbe özeleştiridir. Her molada yolda olup olmadığını, yürümen gereken menzil istikametinde yürüyüp yürümediğini kontrol etmen, pişman olmaman için elzemdir. Yön tayini sık sık gerekli olabilir. Haritayı saklayabileceğin en güvenilir yerin yüreğindir.
halil cibran
DOSTUM DOSTUM
Güzel bir dostluk yazısıymış...
Kolay gelsin Seval ablam...
Sonbahar gitmekte artık
havalar soğumakta..
kış soğuk ama
siz yüreğinizi sıcak tutun..
kış güneşinin de ısıttığını göreceksiniz o zaman
TARKAN dan dinliyoruz
kış başlıyor sevgilim
hoşnutsuzluğumun kışı başlıyor
bir yaz daha geçti hiçbir şey anlamadan
oysa yapacak ne çok şey vardı
...ve ne kadar az zamankış başlıyor sevgilimiyi bak kendine
gözlerindeki usul şefkatiteslim etme kimseye, hiçbir şeye
upuzun bir kış başlıyor sevgilimayrılığımızın kışı başlıyor
giriyoruz kara ve soğuk bir mevsime..."
murathan mungan
KIŞ GÜNEŞİ
neredesiniz...
kendim çalıp kendim dinlemekteyim..
kimse yok mu?
bakın gidiyorum ..
ben buradayım seninle bereber şarkı çalıyorum işte...
kankan ihale dosyası hazırlıyormuş
benim kankam başlığı açıp kaçmış yine...
Halen uğramadı
Kankaaaa...
Kaya o da bu aralar bir var bir yok zaten...
Ve Tarkan
Adımı Kalbine Yaz
Senden ne bir haber
Ne selam gelir oldu
Yoksa yerim mi doldu?
Yoluna ektiğim sevgi çiçeklerim
Unutulup mu soldu?
Hani kader bizi ayırsa da bir gün
Kalpler bir olacaktı
Yoksa gurbetin o yalan kucakları
Seni de mi uyuttu?
Hey hey gidi günler hey!
Yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmezdi hatırla
Hey hey gidi günler hey!
Ne çabuk attın o günlerin pabucunu dama
Ayda yılda bir olsa da muhakkak ara
Azıcık zamanından ayır da
“Öldün mü kaldın mı?” diye sor ara sıra
Adımı kalbine yaz beni unutma
Bugün o yüzüne gülen dost sandıkların
Yarın da yanında olacak mı?
İyi günde ne âlâ, kötü günde firarda
İçin sızlamayacak mı?
Öyleyse sımsıkı sarıl kendine
Özünden başka yola sapma
Seni gönülden seveni el üstünde tut emi
Hatırla daima
Tarkan/Adımı Kalbine Yaz
" Aşkla bir konuşmam oldu dün gece;
Sana soracaklarım var ,dedim;
Sen ki her bilginin temelisin,
Bana yol göstermelisin.
Yaşamaktan bezdim.ne yapsam?
...Birkaç yıl daha katlan ,dedi.
Nedir;dedim bu yaşamak?
Bir düş dedi;birkaç görüntü.
Evi barkı olmak nedir?dedim;
Biraz keyfetmek için
Yıllar yılı dert çekmek dedi.Bu zorbalar ne biçim adamlar? dedim;
Kutr,köpek,çakal,makal dedi.
Ne dersin bu adamlara dedim;
Yüreksizler,kafasızlar,soysuzlar,dedi.
Benim bu deli gönlüm ,dedim;
Ne zaman akıllanacak?
Biraz daha kulağı burkulunca,dedi.
Hayyam'ın bu sözlerine ne dersin ,dedim;
Dizmiş alt alta sözleri,
Hoşbeş etmiş derim dedi."
ÖMER HAYYAM
GÖKHAN ÖZEN söylüyor
BİZE AŞK LAZIM
kankam canım ay sonu gelmeye başladı..
tamam mazaretin kabul ettik..
sen kendini genede fazla..
fakat no name nerede..
kaya nerede.
mazeret bildirimi istiyorum..
canım eylemcim kardeşim..
kaldık başlık başımız.
içinden gelen bir şarkıyı benim için çal dedim ..
DJ EYLEM huu
hala bekliyorum..
yaşadıklarımızdan değil, yaşayamadıklarımızdan çalıyoruz ömrümüzü,
ölümden değil, doğum gününe tesellimizden yaşlılığımız..!
Zora koşuyorum ömrümü, her nefeste
( Sevdaya bu kadar meyilli iken Aşk'a haram kılınışımız nedendir? )
Aşk bir lâ mabedi kadar kutsal, bir efsa serinliği kadar mübarek...
bir dokunsan binbir yerinden ah sızdıran...
dokunabilene Aşk olsun.
Sahi..!
iyilerin kaderi hep aynımıdır, en deruni sevdalar olur mezarları...
üşüme diye eflatuni dua'larımı örttüm üstüne,
açma gözkapaklarını,
dokunmasın kimse gözbebeklerinin mahremine...
en güzel uykuna yolcu etmeye iniyor bu gece melekler,
meyledip dua'larının üstüne,yetiştiriyorlar Rahman'a en derin yakarışlarını ...
hadi kapat gözlerini AşkÜstü, All/ah/ıma emanetsin...
adını kalbime ateş ile kazıdığın günden beri,
dindiremedim içimdeki yangınları,
isminin dokunduğu her yer iliklerime kadar alev huzmesi ..!
yüreğime derin bir okyanus döksen durulacak belki sızım,
Kapattın madem yüreğini bu Aşk'a,
kendinide sakla zemheri soğuğunda yağan bir çiğ tanesine...
( Sevdaya bu kadar mübarek iken,Aşk'a na-şinas kalışımız nedendir ? )
yüreğinin soğukluğu vuruyor, sevgim sancıyor galiba
Çekil kıyılarımdan Allah aşkına..!
her adımın cenk meydanı,
dokunduğu yer yakıyor her lahzada
bize hep uzakları tarif etmişler,
o kadar uzaklarda değil meğer yanı başımızda,
alayımsı bir serzenişle ona yönelmemizi bekliyormuş Aşk...
bir yürekte tek olmak için çabalasaydık,
aynı yüreğin ortasına bağdaş kursaydık mesela!
en güzel ziyafetini yaşatacaktı belki bize bu sevda...
( Sevdaya bu kadar diri iken, Aşk’a ölü doğuşumuz nedendir? )
Gökhan Yalçın
EYLEM CANIM KARDEŞİM
SENİN İÇİN SÖYLÜYOR..
RAFET ET ROMAN..
AŞK-I VİRANE
yorma kankam demek istedim hızlı yazınca ..yazılamıyor..
iş kazaları oluyor işte..
Duyguların matematiği
Önce sevdim. Sevdiğimi öğrendim, sevebileceğimi farkettim. Sevdikçe kendimi kainatla topladığımı gördüm.Affetmeyi öğrendim: Affetmenin, dostlarımı 10la çarpmak olduğunu fark ettim.Pişman oldum: Pişman olduğumu itiraf ettim; pişman oldukça hatalarımı küçük, anlaşılır ve bağışlanabilir parçalara bölebildiğimi gördüm.Hatırlamayı öğrendim: Hatırladıkça sevgilerimin kare kökünü bulup, onlardan hüzün çıkardığımı fark ettim.Değer vermesini öğrendim: Değer verdikçe sevgilerin küpünü bulup, onları mutlulukla çarpabileceğimi gördüm.İltifat etmesini öğrendim: İltifat ettikçe insanlarla aramdaki en kısa mesafenin bir tebessümün resmettiği bir çizgi olduğunu gördüm.Özür dilemeyi öğrendim: Özür diledikçe nefretin ve öfkenin sonsuza bölündüğünü böylece dargınlıkların limit sıfıra giderken yok olduğunu fark ettim.Hüzünlendim: Hüznü sevdim, hüznün kalbime dokunmasına izin verdim.Böylece bütün mutlulukların ve zevklerin sonunda ayrılık çizgisine teğet geçip geri döndüğünü gördüm.Ve bir gün öleceğim: Kesinlikle öleceğim ve öldüğüm gün anlayacağım ki; yaşadığım hayat, paydası sonsuzluk olan basit bir kesirden ibaretmiş.Tüm bu işlemlerin sağlamasını yapmak isterseniz, kalbinize bir bakın..alıntı
CEZA-YI SİNİMMAR
Sanırım bu sözü artık bilenimiz kalmadı. Ancak çok değil, daha elli sene öncesin insanları, ceza-yı sinimmar denildiğinde yüreklerinde bir acı hisseder ve “vah ki vah!” diye hayıflanırlardı.
... Ceza, “iyi veya kötü, bir şeyin karşılığı; ceza ve mükâfat” demektir. Ruz-ı ceza, “her şeyin karşılığının verileceği gün, kıyamet günü” manasına gelir ve içinde iyiliklerin de karşılığı, yani mükâfat (mücazat) gizlidir. Oysa bugün kelimenin iyi manası tamamen unutulmuş, yalnızca kötü manasıyla ceza anlaşılır olmuştur.
Şimdi anlatacağımız hikâye ise bambaşka bir ceza türünü konu alır:
“İran şahlarından Numan Bin Münzir eğlenceyi seven, dünyanın zevk ü safasına düşkün, bu uğurda her türlü devlet imkânını seferber etmeyi huy edinmiş şuh yaratılışlı bir hükümdar imiş. İran halkı onun zamanında zevk ü safa içinde yaşamış. Devlet hazinesinin bu harcamaları bu uğurda sarf edilir olmuş.
Münzir, halkını rahat yaşatan bir şah olarak tarihe geçmek için ne gerekiyorsa yapmaya azmetmiş. Bu uğurda kendisi, halkına örnek oluyor ve dünya nimetlerinden istifade uğruna hiçbir fedakârlıktan kaçınmıyormuş.
Bir ara aklına bu icraatlarını anıtlaştıracak bir köşk yaptırmak gelmiş. Ülkenin en büyük ve maharetli, olan Sinimmar’ı huzura çağırmışlar:_ Bak a mimarbaşı, demiş Münzir, benim için öyle bir yerde öyle bir saray yap ki dünyadan kâm alma adına hiçbirşey eksik olmasın! Sana iki yıl mühlet!..
Sinimmar, bu emri alır almaz işe koyulmuş. Önce ülkeyi bir uçtan diğerine dolaşmış. Kufe’de Fırat sahillerinde hakim bir tepeyi beğenmiş. Gerekli hazırlıkları tamamlayıp hemen işe koyulmuş.Münzir, hiçbir fedakârlıktan ve masraftan kaçınmıyormuş. İki yılın hitamında saray tamam olmuş ve sinimmar Şah’a sarayını gezdrimiş. Şah, devletin ileri gelenleriyle birlikte sarayın her katına, her odasına, her penceresine geldikçe hayretten hayrete düşüyormuş. Sinimmar saraya öyle bir ışık perspektifi vermiş ki Şah için hazırlatılan oda günün her saatinde ayrı renkte görünür, sabah ki rengi mavi iken, kuşluk vakti havaî, öğleyin beyaz, ikindi de sarı olurmuş. Münzir bütün odaları gezikten sonra, Sinimmar onu sarayın terasına çıkarıp güneşin batışını seyrettirmiş. Münzir, her dakikada heyecanı artarak akşamı etmiş. Nihayet usta mimar onu maiyetinden ve hizmetkârlarından ayırıp bir mahzene indirmiş. Mahzende kendisine, bir taşı işaret ederek demiş ki: _ Şah-ı şahanım!.. Bendenizden adınıza bir saray yapmamı istediniz. İşte bu Havernak Sarayı, dünya durdukça sizin adınızı yaşatacaktır. Sarayınızın anahtarı da şu gördüğünüz taştır. Eğer bir gün saraydan bıkarsanız yahut gönlünüzü hoş etmez hale gelirse, şu taşı çekip sarayı terk ediveriniz; bir saat sonra yerle bir olacaktır.
Numan Bin Münzir, sanatında bu derece maharet gösteren Sinimmar’ı binlerce sözle övdükten sonra, ertesi gün kuşluk çayını terasta beraber içmek ve maddî iltifatlarını sunmak üzere davet edip odasına çekilmiş. Önceleri ona ne tür bir hediye verse bu şaheserin karşılığı olmaz diye düşünmüş ve hazineler bağışlamayı kafasına koymuş. Ancak saatler ilerledikçe şeytan gönlüne vesvese verip “Ya bir başkası için sarayın bir eşini daha yapar; yahut şifre taşın yerini başkasına söylerse!” diye aklına fitne salmış.
DEVAM EDECEK
Ertesi gün Sinimmar, kendinden emin, insanların alkışları arasında sarayın merdivenlerini tırmanıp terasa çıkmış. Şah onu Fırat manzarası seyretmek üzere korkuluğun kenarına getirmiş ve sırtından iterek mükâfatını vermiş.Zavallı Sinimmar uçuruma doğru süzülürken sesi kayalıklarda yankılanıyormuş:
__ Diğer taş şahım, diğer tai!..
Derler ki Sinimmar’ın anahtar taşının bir benzeri daha var idi. O taş diğerinin aksine her yıl çıkarılıp yerine yenisi konulmazsa saray yine çökmeye mahkûmdu.
İşte bu hadiseden sonra ceza-yı Sinimmar, dillere destan olmuş.
Bugün Havernak Sarayı’nın yerinde yeller esiyor, Münzir’in ise adını hatırlayan yok. Ancak eminiz ki dünya durdukça Sinimmar adı yaşayacaktır. Çünkü o mükafât yerine cezaya çarptırılmanın, ceza-yı Sinimmar’ın sembolü olagelmiştir.
Çevrenize bakınız. Mutlaka bir Sinimmar ile karşılaşacaksınız. Dünyada zalim Münzir’ler var oldukça elbette mazlum Sinimmar’lara da rastlarsınız.
Ve unutmayınız, zalim olmaktansa mazlum olmak daima iyidir.
İskender PALA
Dur ablam geliyorum...
ben msnine gelmiştim çay içmek için kapı kapalıydı buarada bilesin :)
Ablacım çok özürdiliyorum
dj azcık hasta olunca böyle şeyler oluyor kusura bakma...
onun için önce sana bir şiir...
O MAVİLİK DERDİ
Beni uykudan uyandırır uyandırmaz
Dünyanın bütün huyları yüzünde
Ben bunlardan birini seviyorum en çok
Sana bir nar kesip uzatıyor ya doğa
Tutsam tanelerini
Sevincin gözyaşları derdim buna.
Bir süre bakışıyoruz karşılıklı
Ben uykudan uyanır uyanmaz
Benimle şiir gibidir bu
Tam karşımda ama yazılmamış
Durmadan bileniyor aklımda.
Seni unutarak baktığımda bile
Dünyanın her yerlerinden geçiyorsun
Yayılıyorsun kalabalıklara
Yalnız yayılmak mı
Aşkın en büyüğü, en dayanılmazı demeli buna.
Özlenirsin, alabildiğine varsın da
Daha da var oluyorsun gün günden
Olgun bir meyva gibi güleceksin zamanla
Bir kadın da değilsin, bir kişi de değilsin
Bir kuş olsa mavilik derdi buna.
Edip Cansever
BÖYLE BİR SEVMEK
ne kadınlar sevdim zaten yoktular
yağmur giyerlerdi sonbaharla bir
azıcık okşasam sanki çocuktular
bıraksam korkudan gözleri sislenir
ne kadınlar sevdim zaten yoktular
böyle bir sevmek görülmemiştir
hayır sanmayın ki beni unuttular
hala arasıra mektupları gelir
gerçek değildiler birer umuttular
eski bir şarkğ belki bir şiir
ne kadınlar sevdim zaten yoktular
böyle bir sevmek görülmemiştir
yalnızlıklarımda elimden tuttular
uzak fısıltıları içimi ürpertir
sanki gökyüzünde bir buluttular
nereye kayboldular şimdi kimbilir
ne kadınlar sevdim zaten yoktular
böyle bir sevmek görülmemiştir
Atilla İLHAN
NO NAME KARDEŞİM İÇİN
GELİYOR
EMRE AYDIN SÖYLÜYOR
BU YAĞMURLAR
Ve şarkın ablacığım
Sezen Aksu/Beni Unutma
Beni Unutma
Bir gün daha yaşandı ve bitti
Küçük sevinçleri ve küçük kederleriyle
Herhangi bir gündü çok önemli değildi
Seni düşündüğüm birkaç andan başka
Bilirim herkes payına düşeni yaşar
Ve her yeni günde değişir hep birşeyler
Sen de kendi payından bir hatıra seç ne olur
O ben olayım beni unutma
Beni unutma, unutma, beni unutma
Bilirsin unutulmak dokunurya her insana
Sen de kendi payından bir hatıra seç
Ve o ben olayım unutma, beni unutma
Beni unutma, unutma, beni unutma
Bilirsin unutulmak dokunurya her insana
Sen de kendi payından bir hatıra seç
Ve o ben olayım unutma, beni unutma
Bilir misin seni gerçekten sevdim
Sevdiğim daha birçok şeyin arasında
Bir tek seni seçtim hatıralar arasında
Sebep diye bir küçük mutluluk
Beni unutma, unutma, beni unutma
Bilirsin unutulmak dokunurya her insana
Sen de kendi payından bir hatıra seç
Ve o ben olayım unutma, beni unutma
Beni unutma, unutma, beni unutma
Bilirsin unutulmak dokunurya her insana
Sen de kendi payından bir hatıra seç
Ve o ben olayım unutma, beni unutma
Beni unutma, unutma, beni unutma
Bilirsin unutulmak dokunurya her insana
Sen de kendi payından bir hatıra seç
Ve o ben olayım unutma, beni unutma
Beni unutma, unutma, beni unutma
GİDERAYAK
Giderayak işlerim var bitirilecek,
giderayak.
Ceylanı kurtardım avcının elinden
ama daha baygın yatar ayılamadı.
Kopardım portakalı dalından
ama kabuğu soyulamadı.
Oldum yıldızlarla haşır neşir
ama sayısı bir tamam sayılamadı.
Kuyudan çektim suyu
ama bardaklara konulamadı.
Güller dizildi tepsiye
ama taştan fincan oyulamadı.
Sevdalara doyulamadı.
Giderayak işlerim var bitirilecek,
giderayak.
Nazım HİKMET
KAYA KARDEŞİM İÇİN
KUBAT SÖYLÜYOR
BÜLBÜLÜM ALTIN KAFESE
EYLEMCİM Canım kapıda mı kaldın...
gel açtım sana bir ıhlamur yapıyım bol tarçınlı..
gel canım gel
şarkıda çok güzel..
çok severim ah sezen ah...
teşekkürler canım
sen unutulacak kızmısın şirinim cancağızım..
ben seni unutmam
hadi bekliyorum gel
Canım ablam
teşekkür ederim :)
geldim geldim bekle...
Hayatı aşka bölünce hayat çoğalır; bütün hayatları toplasan geriye aşk kalır. Gelip kemiğe dayanınca dünya, hayata atılan kement olur; göz kapaklarından vurulunca kasırgalar, annelerce deprem, babalarca bent olur. Aşksız bahar dallarını kuru bir ayaz boğar, aşksız rahmini yargılayan bebekler nagehan doğar. Mahrem düşüncelerle perdelenen odalarda ya ecel ya ebed olur; aşk kayıp giderse dünyadan ebed kıyamet olur; sevgisizlik gelir, dünya cehennem olur..
iskender pala
BU GÜNÜN SON ŞARKISI BENDEN
CANIM KANKAMA GELİYOR..
BELKİ MESAFELER VAR ARAMIZDA UZAK GİBİ DURUYOR AMA O ASLINDA HEP YANIMDA YAKINIMDA..
CANIM KANKAM A
NİLÜFER SÖYLÜYOR
ÇOK UZAKLARDA
ÇOK UZAKLARDA
HERDEMMAVİ cilere,
iyi akşamlar
tekrar buluşmak üzere(tam buluşamadık bu gün yarımdık)haftaya salı gününe kadar..
mavilikler sizlerle olsun...
Ne olurdu Sanki
Güzel bir kokuydun, tatlı bir rüzgar
Küçücük bir çiçek, taptaze bahar
Yani benim her şeyim, aşkım, kadınımdın
Ne olurdu sanki, öyle kalsaydın
Zaten bu hasretlik belimi bükmüş
Günlerim karanlık, dertler çoğalmış
Bir yandan kaderim çok kötü vurmuş
Ne olurdu bir de sen vurmasaydın
Bir seni severdim, sen de bilirsin
Ben yalnız ağlarken senle gülerdim
Yaşadım saymazdım, sensiz günleri
Ne olurdu sanki, yanımda olsaydın
Ne olurdu sanki
Ve İyi akşamlar
Tekrar görüşene kadar mavide kalın...
Bir Sevmek Bin Defa Ölmek Demekmiş
Aşkın şarabından bilmeden içtim
Sevda yolundan bilmeden geçtim
Aşkın bir alevmiş yar yar
Bir ateş parçası
Bilmeden gönlümü ateşe verdim
Bir sevmek bin defa ölmek demekmiş
Bin defa ölüp de hiç ölmemekmiş
Bin defa ölüp de ölememekmiş
Şarabı zehirmiş içtikçe öldüm
Yolu hep uçurum düştükçe öldüm
Askın bir alevmiş yar yar
Bir ateş parçası
Ateşe gönlümü yaktıkça öldüm
Bir sevmek bin defa ölmek demekmiş
Bin defa ölüp de hiç ölmemekmiş
Bin defa ölüp de ölememekmiş
Üç Hürel
Adres yolunu şaşırmış
bu daha doğru açılır umarım
sevgiyle kalın
İyi akşamlar...
Üç hürel/Bir Sevmek…
Yorum Gönder