Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Yalnız mı kaldım ne?....... Olsun, benim ada'm var......... Enver Halefoğlu
İnsan oldum kaya oldum
İnsanda kaya oldum kayada insan
Havada kuş oldum kuşta gökyüzü
Soğukta çiçek, güneşte nehir oldum
Şebnemde parlayan şey
Kardeşçesine yalnız kardeşçesine hür
Paul Eluard
62 yorum:
HERDEMMAVİ..
gece lambamın ışığında..
size gecenin lacivert renginden merhaba diyorum..
yavaş yavaş gece lacivertten maviye dönerken ...
PELİN ONAY dan
Üstad Beni Müsait Bir Şiir İndir
bugün bir şiir bile uğramadı yanıma
sana uğradı mı bilmiyorum
pencere kenarında yağmuru seyrettik yalnızlığımla,
balkona astığımız düşlerimizi içeri aldıktan sonra
kimsenin öğretmediği bir şeyi öğretmeni dilerdim ayrılırken
ama sen herkesin öğrettiğini yineledin
şimdi aşk inançlarını yitiren bir ayyaştır köprü altlarımda
deniz kabuklarından bir mumluk yapmıştım sana,
vermeye zamanım olmadı
şimdilerde içinde yakıyorum,
sesini duyuramayan kelimelerimin yorgunluğunu
biliyor musun bilmem
sen cümlelerimin 1. Kordonuydun .
susmaya gidiyorum birazdan dönerim..
acil servis gibi yetiştim bütün kanamalı sevdalarıma
yanlarına gittiğimde,
odaları boştu, çarşafları temiz
bir küçük not bile yoktu "kurtardığınız için teşekkür ederiz"
bu yüzden emekliliğimi istedim yorgun aşkların baş hekiminden
tazminatım suskunluk
beni ait olmadığım şehirlerde aramayın,
adresimin caddesi burukluk
teri soğumamış bir ayrılıkla içilen özlem, ateş yapar..
dün gibi hatırlıyorum ayrıldığımız günü
24 ocak;kış,kıyamet,felaket
sanki herkes beni görmek için toplanmıştı şehir meydanında
parmaklarıyla gösteriyorlardı "işte bu kadın terk edildi" naralarıyla
bu günlerde dalgasını geçebiliyorum vedaların
o günlerde serum kokularına bulaşmıştı bütün kılcal damarlarım
gerçekte kim olduğunu çok düşündüm,
özleminin yer yer sağanak yağışlı olduğu zamanlarda
galiba artık biliyorum
sen büyümeye zamanı olmayan çocukların,
dar zamanlarda attığı içten bir kahkahasın
beni beklemeye gidiyordun galiba yolu şaşırdın
bu şiire girmek hüzünlü ve yaşlıdır..
biraz önce gözlerimden düştün
seni ıslattığım için üzgünüm
yanaklarımda kurumanı istemezdim,
dudaklarıma almışken ıslaklığını
sen gözlerim ve katre
sana yaşatmak istediğim çok şey vardı,
aşk'da kısa çubuğu ben çektim...
kırgınlıklarımı kaybettim, hükümsüzdür...
sabaha karşı gittiğin için bağışladım seni
sen de kendini bağışladın mı../.. bilmiyorum
zor oldu indirmek resimlerini duvarlardan
ki tozlanma diye albümlerde yaşatmadım seni
seni..
bir "anı" olsun diye sevmedim
ve hiç aldatmadım../..kirpiklerimle bile
çok önceleri sorduğum bir soruydu,
"şiir bir aşk'ı kurtarabilir mi? " diye
otuzuma yaklaşırken gülümsüyorum da,
şiir bir aşk'ın ancak bekçisi olabilir
...bu şiirde U dönüşü yapılmaz...
illegaldir bütün terk edişler,
ölümlerde dahil...
...aşk dersem çık, ayrılık dersem çıkma..
dedim...çıkmadın
aşk bitti...
ŞİİR GAZELE
Senin eşkin meni düşürdü dile
Neçe aşık olur bülbüller güle
Hasret çektim könül verdim
Seni sevdim men
Böyle bir güzele eşkimi tezele
Şiire gazele könül verdim
Şiire gazele
Eğer menden ayrı gezip dolansan
Menim bu eşkime bigane kalsın
Alışaram od tutaram
Hem yanaram ben
Bunu da bilmerem Sensiz ben gülmerem
Könlümü vermerem heçkese men
Könlümü vermerem
AHMET KAYA dan dinliyoruz..
http://www.youtube.com/watch?v=-BZdPe4vDLg&feature=related
HERDEMMAVİ
barış manço dan..
yeni bir güne merhaba
Gözlerim kurşun gibi ağır ağır açıldı
Bu sabah merhaba dünya
Penceremdeki güvercin tahta masam boş şişeler
Can dostum çomar merhaba tatlı komşu ayşe teyze
Emekli salih öğretmen yeni bir gün doğdu merhaba
Dostlar merhaba yeni bir gün doğdu merhaba
http://www.youtube.com/watch?v=XWvE4ES5aTc&feature=related
kankama
kardeşlerime
merhaba..
Gece lambamıza bu güzel karşılama için teşekkürler...
Bu Salı gününe İlhan İrem'den güzel bir şarkıyla başlamak istiyorum...
Bal Ağızlım
Bal ağızlım sen konuşunca, gökyüzü açılıyor
Yeryüzünün dört yanına baharlar saçılıyor
Yosun tutsa yürekler, yıkılsa bütün ümitler
Her kelimen dünyayı yeniden yaratıyor
Ben bir ay, sen ışığım; ben gece, sen sabahım
Sen tarla, ben aşkınla dalgalanan başağım
Bu kurumuş dünyaya ben seninle aşığım
Gönlüm sanki bir kovan, dolu dolu sevginle
Bal ağızlım her günüm bir petek bal seninle
Geliyorsun, seviyorsun, ölüyorsun, gidiyorsun
Gitmeeeee
Sen iğnesiz arımsın, ağzından bal akıyor
Meyva dolu dalımsın, ağzından bal akıyor
Alım, yeşil, sarımsın, ağzından bal akıyor
Hasat günü gelmeden kurumasın ekinler
Baharları sırtlayıp göç etmesin leylekler
Bal ağızlım canım; dün, bugün, yarınım
Sen susarsan yanında hiç kalır ölümler
Bal ağızlım canım; dün, bugün, yarınım
Sen susarsan yanında hiç kalır ölümler
Köhnetilmiş insanlar, unutulmuş doğrular
Bu yaşlı dünyaya kalan, yaşlanmış bir sürü yalan
Bal ağızlım gitme geri, ballandıralım zehirleri
Üzülme herşey düzelir, görürlerse sevgimizi
Ben bir ay, sen ışığım; ben gece, sen sabahım
Sen tarla, ben aşkınla dalgalanan başağım
Bu kurumuş dünyaya ben seninle aşığım
Gönlüm sanki bir kovan, dolu dolu sevginle
Bal ağızlım her günüm bir petek bal seninle
Geliyorsun, seviyorsun, ölüyorsun, gidiyorsun
Gitmeeeee
Sen iğnesiz arımsın, ağzından bal akıyor
Meyva dolu dalımsın, ağzından bal akıyor
Alım, yeşil, sarımsın, ağzından bal akıyor
Hasat günü gelmeden kurumasın ekinler
Baharları sırtlayıp göç etmesin leylekler
Bal ağızlım canım; dün, bugün, yarınım
Sen susarsan yanında hiç kalır ölümler
Bal ağızlım canım; dün, bugün, yarınım
Sen susarsan yanında hiç kalır ölümler
Sen iğnesiz arımsın, ağzından bal akıyor
İlhan irem
http://www.youtube.com/watch?v=d7WMjXr8iWI
Su ıslanır mı demeyin, demek ki ıslanma ihtimali var ki, üstad suları ıslatamadım diye hayıflanmakta...
Suları Islatamadım
Savaştayım elli yıldır
Ömrüm geçti boşalt, doldur
Anlamadım bu ne haldir
Birgün silah çatamadım
Suları ıslatamadım
Ekin ektim başak yılan
Kuşandığım kuşak yılan
Yorgan akrep, döşek yılan
Birgün rahat yatamadım
Suları ıslatamadım
Ne payem oldu ne sayem
En doğruya varmak gayem
Düşüncemdir tek sermayem
Alan yoktur satamadım
Suları ıslatamadım
Yolum yokuş, izim ayrı
Dilim yağsız, sözüm ayrı
Bedenimden özüm ayrı
Biri bire katamadım
Suları ıslatamadım
Talipli yoktur sevgiye
Anlamadım, neden? Niye?
Canlar gücenmesin diye
Can attım gül atamadım
Suları ıslatamadım
Abdurrahim Karakoç
HerDemMavi'ye maviliklerle dolu bir gün diliyorum..
İyi programlar...
Bahçelerde hanımelleri ve güller açmışken Barış Manço'nun sevdiğim şarkılarını bu sefer Cem Adrian'ın sesinden ve yorumundan dinliyoruz..
Bahçede Hanımeli
Bahçede hanımeli
Sen ettin beni deli
Gel gülüm gel
Sen ettin beni deli
Gel Gülüm Gel
Zorla güzellik olmaz
Sevmeli sevdirmeli
Gel gülüm gel
Sevmeli sevdirmeli
"Gülpembe "
Sen gülünce güller açar gülpembe
Bülbüller seni söyler biz dinlerdik gülpembe
Sen gelince bahar gelir gülpembe
Dereler seni çağlar sevinirdik gülpembe
Güz yağmurlarıyla bir gün göçtün gittin sen inanamadık gülpembe
Bizim iller sessiz bizim iller sensiz olamadı gülpembe
Dudağımda son bir türkü gülpembe
Hala hep seni söyler seni çağırır gülpembe
Güz yağmurlarıyla bir gün göçtün gittin inanamadık gülpembe
Bizim iller sessiz bizim iller sensiz olamadı gülpembe
Gözlerimde son bir bulut gülpembe
Hala hep seni arar seni bekler gülpembe
Dudağımda son bir türkü gülpembe
Hala hep seni söyler seni çağırır gülpembe
http://www.dailymotion.com/video/x8dq9d_cem-adrian-bahcede-hanmeli-gulpembe_music
Şiirle devam edelim
O MAVİ GÖZLÜ BİR DEVDİ
O mavi gözlü bir devdi.
Minnacık bir kadın sevdi.
Kadının hayali minnacık bir evdi,
bahçesinde ebruliii
hanımeli
açan bir ev.
Bir dev gibi seviyordu dev.
Ve elleri öyle büyük işler için
hazırlanmıştı ki devin,
yapamazdı yapısını,
çalamazdı kapısını
bahçesinde ebruliiii
hanımeli
açan evin.
O mavi gözlü bir devdi.
Minnacık bir kadın sevdi.
Mini minnacıktı kadın.
Rahata acıktı kadın
yoruldu devin büyük yolunda.
Ve elveda! deyip mavi gözlü deve,
girdi zengin bir cücenin kolunda
bahçesinde ebruliiii
hanımeli
açan eve.
Şimdi anlıyor ki mavi gözlü dev,
dev gibi sevgilere mezar bile olamaz:
bahçesinde ebruliiiii
hanımeli
açan ev..
NAZIM HİKMET RAN
Üstatdan bir şiir daha
AŞK MÖNÜSÜ
Sen sabahlar ve şafaklar kadar güzelsin
sen ülkemin yaz geceleri gibisin
saadetten haber getiren atlı kapını çaldığında
beni unutma
ah! saklı gülüm
sen hem zor hem güzelsin
şiirlerimin ılıklığında açılmalısın
sana burada veriyorum hayata ayrılan buseyi
sen memleketim kadar güzelsin
ve güzel kal
NAZIM HİKMET
Aşk mönüsünün ardına Haluk Levent'den zor aşk diyelim...
Zor Aşk
Haber saldım dört bir yana
Karanfiller susuz kalmış
Muhabbete dost aradım
Bu şehri periler sarmış
Bitip tükenmez sigaram
Ciğerim nefessiz kalmış
Herşey yalan olsa bile
En güzel aşk zor olanmış
Söyle bana güzel kadın
Her şey yerli yerinde mi
Bırakıp gittiğin gibi
Deniz mavi gök yeşil mi
Bitip tükenmez sigaram
Ciğerim nefessiz kalmış
Her şey yalan olsa bile
En güzel aşk zor olanmış
http://www.izlesene.com/video/muzik-haluk-levent-zor-ask/1791023
AYIŞIĞI
I
Ben uzaklardan beklerdim,
Sayarak günlerimi.
Bu gece penceremden düşen ay ışığında,
Birden yanıbaşımda buldum
Bir ağaç gibi çiçeklenmiş
Anladım almış yürümüş
Sarmış bu sevda içimi
II
Gece yarısı elbiselerim,
Ayakkabılarım üstüne
Düşen ay ışığı,
İnsan böyle mi olur
Sevdaya tutuldu mu?
Bütün eski kitapları okudum,
Yaşlanmış güzellere sordum,
Mutluluk bu mu?
Ama bu sarışın
Ötekine hiç benzemiyor.
Ah, daha yeni yeni anladım
O küçük elleri, gülen gözleriyle
Beni bu kadar seviyor...
Kalmadı başka korkum
Düşünmeden eline bıraktım kendimi
Bütün dostlarım söylüyor
Bu sefer mutlaka tutuldum
III
O yanından döndüğüm, gece yarıları
Güler, konuşurdum, kendi kendime
Tutmasam, kucaklayabilirdim ağaçları.
Kimbilir, gelen geçen
Görünce ne derdi halime.
Sizin de, seviştiğiniz, kardeşler
Mevsim bahara rastlarsa
Benim canım açılmak isterdi
Mutlaka bir başkasına
Öperdim evde ilk karşıma çıkanı.
Uzakta, şimdi çok uzakta...
O nar tanesinden taze
Kuş tüyünden hafif geceler
Kalbim ümit içinde yüzer
Dünyam yıkanır ay ışıklarıyla...
Necati Cumalı
Ve Üç Hürel'ile devam ediyoruz..
Bir Sevmek Bin Defa Ölmek Demekmiş
Aşkın şarabından bilmeden içtim
Sevda yolundan bilmeden geçtim
Aşkın bir alevmiş yar yar
Bir ateş parçası
Bilmeden gönlümü ateşe verdim
Bir sevmek bin defa ölmek demekmiş
Bin defa ölüp de hiç ölmemekmiş
Bin defa ölüp de ölememekmiş
Şarabı zehirmiş içtikçe öldüm
Yolu hep uçurum düştükçe öldüm
Askın bir alevmiş yar yar
Bir ateş parçası
Ateşe gönlümü yaktıkça öldüm
Bir sevmek bin defa ölmek demekmiş
Bin defa ölüp de hiç ölmemekmiş
Bin defa ölüp de ölememekmiş
http://www.izlesene.com/video/muzik-uc-hurel-bir-sevmek-bin-defa-olmek-demekmis/373354
Eveet efendim
"Gönül ne kahve ister ne kahvehane, Gönül Sohbet ister Kahve Bahane"
HerDemMavi'ye gönül vermiş gönül dostları nerelerdesiniz
şarkılar, şiirler güzel evet ama muhabbetle dahada güzelleştirsek...
buyur kankacığım, yettim...
ablam kıpraşamıyor herhalde, patronu dikmiş gözlerini ters ters bakıyor olmalı, diğer ablam Adam'ı gezdiriyor muhtemelen, birazdan gelir, Kaya okulda olmalı, bir bilgisayar bulsamda bi merhaba desem diyordur...
ben de dükkanda bir yandan oturuyor bir yandan da oturuyorum...
sen ne yapıyorsun...?
İşte kanka budur
Eyvallah kankacığım ;
Bende oturuyorum, programa başladım baktım hep şiir şarkı olmuyor muhabbet istedim sende yettin sağolasın...
Sen Güneyde biryerlerde elinde yelpaze ile otururken ister inan ister inanma biz bugün bu gri gökyüzünde, esen rüzgarda üşüdük ve kombimizi yaktık oturuyoruz..
Ya işte böyle..
Güneyde bir yerde deyince aklıma gelen ilk şarkı bu oldu.
En son şarkılar kankalara gidiyor ama bu seferlik kuralı bozayım
güneyde olduğun için sana olsun bu şarkı
Limon Çiçekleri
Uzakta çok uzakta güneyde
Yazları sıcacık ve aşık
Kışları soğuk ve sensiz bir şehir
Ve ben üşüyoruz
Bir uğrasan diyoruz
İklimini getirsen bereketini bolluğunu
Örtsen üzerimize
Havalansa yine zil çalan eteklerin
Gelip otursa gözlerime gözbebeklerin
Öperken içsem ağzının çiçek balını
Günahını boynuma seni koynuma alsam
Hem zehrim hem şehrim limon çiçeklerim olsan
Ben görmedim böyle alımı çalımı
Ya Rabbi duy duyur sesimi
Anlamıyor kimsesizliğimi
Ya Rabbi yetiş ya Rabbi
Ya Rabbi duy duyur sesimi
Anlamıyor çaresizliğimi
Ya Rabbi elver ya Rabbi
Tenhada kuytuda ücrada
Tekinsiz bir mecrada
Dua etsem seni dileyen
Börtüm böceğim bitki örtüm
Olacak duam olsan amin desem hamdetsem
Toprağına kök salsam
Senle nihayet bulsa ömrüm
http://www.izlesene.com/video/muzik-mustafa-ceceli-limon-cicekleri-klip/1113362
Selam cocuklar, program cok güzel ilerliyor, ellerinize yüreginize saglik... :)
Benim Kankacigim geceden birakmis gönlünden tasan güzellikleri, kardeslerim nöbeti devralmis, costurmus, cogaltmis...
Tam tahmin ettigin gibi No Namecim bugün benim patron yerinden kipirdamamakta israr ediyor, yeri de tam karsimdaki masada... Benim bir gözüm sizinle Adamizda, öteki sözde is-gücte.. He he... birazdan yine burdayim insallah...
herkese merhabalar..
bir mani ile devam edelim..
HerDemMavi e
Bir dostum var orada
Ölüm olmaz karada
Sevgiler karşılıklı
Dostu vardır burada
körfez de
sabah yağmur yağmıştı ben kalktığımda...
ve o güzel toprak kokusu yayılmıştı etrafa..
gül kokusuyla harmanlanmış..
havanın elinde elinde yelpazesi..
kaç günlerdir süren sıcaklığı
serinletmekte..
Kaç baharı gerçek sanıp kandık söylesenize...
Kaçına "Nihayet" hasretle kucak açtık ve ka çında yanıldık...
Kaç kez ayaz vurmuş dallarımızda filizlerimiz sön dü.
Yine de uslanmadık.
Yine geveze bir dosta sırlarımızı açar gibi açıldık yalancı bahara...
Yine yanıldık. Peşinden bastıran tipiyle ayıldık.
Ne yapalım ki, dalında patlamayı bekleyen bir to murcuk gibi susamıştık ilk yaza... Kaç zaman olmuştu kendimizi güneşin kollarına bırakıp, ormanda yayılan ke kik kokularıyla sarhoş olmayalı...
Tahmin ediyorduk, üze rimize katran rengi bir kafes gibi çöken bulutların ardın da güneşin gülümsediğini...
Daha ilk ışınları deler delmez kafesi, açtık iştahla ruhumu zun pencerelerini...
Bahar öyle kolay gelmezdi as lında; biliyorduk; yanlış baharlar da az mı ayaz yemiştik.
Kaçımız mart güneşine aldanıp açılmış ve kara kafesin ağına düşmüştü yeniden...
Bahar, ilan-ı aşk mevsimiydi; astık aşklarımızı ilan panolarına, sevdalar yasakken daha...
Bahar, barışın mevsimiydi; müjdeledik barışı, silahlar konu şurken hâlâ...
Söyledik, ancak yazın söylene cekleri, güneş henüz toprağı ısıtmamışken... cemreler düşmemiş ken ilkyazın koynuna...
Yalanmış meğer bahar; daha vakti değilmiş, aşkın da barışın da...
Güneşe kananlar, yazı beklerken bahardan oldular; kesildi sesi soluğu, erken öten horozların...
İyisi mi itirafçı olalım; biliyorduk "İşte bahar" derken, ardından gelecek ayazı...
"Yalan bu çıkma" de mişti temkinliler, tedbirli ler, "çıkarken üstüne kalın bir şey al"anlar, "başına bir iş gelmesin"den ürkenler...
Ama bahar, olanca işvesiyle sokağa çağırıyordu.
Aşk, ilan panosuna asıl mayı bekliyordu, barış bir kuş gagasında müjdelenmeyi...
"Erken mi geç mi" he sabına gelmezdi ikisi de... Peşlerine düşülmeli, ilan edilmeli, müjdelenmeliydiler.
Güneşi görür görmez seranada ve barış türküleri ne başladık. Vakti gelme den açıldık, geç kalmadan davranma telaşında...
Erkenmiş.
Kursağımızda kaldı ba har sevinçleri...
Erken öten horozlar, erken açmış çiçekler, erken doğmuş bebekler gibi kesildik, solduk, öldük.
Yine tedbirliler ulaşacak salimen yaza; biz yakalandık, zalim ayaza...
* * *
Ama itirafçı olsak da pişman olmadık.
Az da olsa ısındık hiç olmazsa... Vakitsiz de olsa söyledik, söylenmesi gerekeni...
"Bahar yalan mıymış gerçek mi" dinlemedik. Güneşin ilk dokunuşuyla haber verelim dedik, ardından gelecek müjdeyi...
Aşk için erkendi belki; barış henüz uzak...
...ama ikisi de gelecekti nasılsa sonunda...
Hep bildik ki, habercisidir yalancı bahar, sahicisinin...
Bazen vaat, hediyeden de kıymetlidir.
Kesilmeyi göze alıp erken ötmek yeğdir çoğu zaman, susup doğru zamanı kollamaktan...
Sonunda olan yalana kananlara olur, onlar müjdeledikleri şeyi göremeden giderler.
Lakin çoğu buna gönüllüdür.
Güneşe en erken onlar dokunmuşlardır, elbet en erken ya nan onlar olacaktır.
Belki "İkinci Bahar"ı yaşayanlar bilir kıymetlerini..
sezen aksu dan..
ikinci bahar..
Gamze gamze bir gülüver şimdi
Beni göğsüne alıver şimdi
Mevsimi geldi susadım aşka
Benimle bir bütün oluver şimdi
İkinci bahar yaşıyor ömrüm
Gel benim yarim oluver şimdi
Seni gül gibi öpe koklaya
Gözümden, dilimden, sakınır saklar
Bugünki aklımla severim şimdi
İkinci bahar yaşıyor ömrüm
Gel benim yarim oluver şimdi
Seni gül gibi öpe koklaya
Gözümden, dilimden, sakınır saklar
Bugünki aklımla severim şimdi
Şiirler, şarkılar söyleyerek
Mehtabı birlikte seyrederek
Benimle bir rüya kuruver şimdi
Aahhh....
İkinci bahar yaşıyor ömrüm
Gel benim yarim oluver şimdi
Seni gül gibi öpe koklaya
Gözümden, dilimden, sakınır saklar
Bugünki aklımla severim şimdi
İkinci bahar yaşıyor ömrüm
Gel benim yarim oluver şimdi
Seni gül gibi öpe koklaya
Gözümden, dilimden, sakınır saklar
Bugünki aklımla severim şimdi
İkinci bahar yaşıyor ömrüm
Gel benim yarim oluver şimdi
Seni gül gibi öpe koklaya
Gözümden, dilimden, sakınır saklar
Bugünki aklımla severim şimdi
http://www.youtube.com/watch?v=S7xrxECIR5U
Galiba yoruldum,
Her şey kadar, herkes kadar, sen kadar,
Kendime kalbimi kanıtlamaktan,
Ve kanıtladığıma kendimi inandırmaktan,
Ve dahası kocaman bir sahada tek başına koşmaktan yoruldum...
"Can Yücel"
Ablalarımda gelmiş program neşelenmiş..
Neşe demişken hadi biraz gülümseyelim..:)
AKILLI MÜDÜRLER - APTAL ODACILAR
Temel ve Dursun iki ayrı kuruluşta genel müdürdürler. Bir yerde oturup dertleşirken Temel odacısından şikayet eder..
"Ula benim odacı o kadar aptaldır ki sorma gitsin. Bıktım aptallığından, iyi uşak ama aptal işte..." Dursun içini çekerek:
"Müdürüm, seninki benimkinin yanında çok akulludur. Bende bir odacı var, beni de çildirtuyr."
"Ula senin ki benimki kadar aptal olamaz. "
"Benim odacıyı bir gör, sen de anlarsın. Gel istersen deneyelum. Pakalum hangisi daha aptal..." Denemeye karar verirler. Temel zile basar, odacısı gelir:
"Puyur müdirum!" Temel odacısına:
"Al şu 100 lirayı, bağa bir Mercedes al getur da! "
Odacı, "baş üstüne müdirum" der çıkar. Bu sefer de Dursun odacısını çağırır:
"Uşağım hele bir git bak bakayum ben evde miyum? "
"Baş üstüne müdürüm" der, o da çıkar. Kapıda iki odacı karsılaşır. Biri öbürüne :
"Ula nereye gideysun?" diye sorar.
"Sorma dayioglu, pizum genel midur çok aptaldır da... Bena deyu al şu 100 lirayı Mercedes al. Ula bugün pazar bütün dükkanlar kapalı. Ben arabayı nerden alacağım?"
Öbür odacı ağlamaklı olarak:
" Sen halune şükret! Penum müdür seninkinden daha aptaldır. Bağa deyu git bak pakalum ben evde miyim? Ula önünde telefon, aç da sor! Benu neye yoraysun..."
Oh ne güzel! Kankacim hosgeldin canim, ne de güzel anlatmissin sicaklardan sonra güzelce serinleyen topragi... bizim gibi soguktan baska bir sey bulamayan, hala kisi yasayanlar icin de var mi acaba halimizi anlatan, icimizi isitan sözcükler? Yaradan´a isyan gibi olmasin, aramizda kalsin ama usandik inan soguktan, üsümekten.... ah benim güzel vatanim... vah benim canim vatanim... :)
Sıla dan
TÜM HAYAT YORGUNLARINA GİTSİN..
YORULDUM
Bir rüzgara kapıldım gidiyorum
Sonu hayır mı Şer mi bilemiyorum
Hem çok seviyorum dostlar başına
Hem sıcak demir aşk olsun tutana
Hem çok seviyorum düşman başına
Hem sıcak demir aşk olsun tutana
Ben yoruldum
Söyle senin gücün var mı hala
Kac yenilgi var
Söyle ömürde Allah aşkına
Akışına bıraktım gidiyorum
Sonu hayır mı Şer mi bilemiyorum
Hem eriyorum günden geceye
Hem kapı duvar verilmiş sözlere
Ben yoruldum
Söyle senin gücün var mı hala
Kac yenilgi var
Söyle ömürde Allah aşkına..
http://www.youtube.com/watch?v=uI7YULS9qSY
Haberin var mi tas duvar?
Demir kapi, kör pencere,
Yastigim, ranzam, zincirim,
Ugrunda ölümlere gidip geldigim
Zulamdaki mahzun resim.
Görüsmecim yesil sogan göndermis
Karanfil kokuyor cigaram
Daglarina bahar gelmis memleketimin..
Ahmed Arif
Memleketim, memleketim, memleketim,
ne kasketim kaldi senin ora isi
ne yollarini tasimis ayakkabim,
son mintanim da sirtimda paralandi çoktan,
sile bezindendi.
Sen simdi yalniz saçimin akinda,
enfarktinda yüregimin,
alnimin çizgilerindesin memleketim,
memleketim,
memleketim
Nazim Hikmet Ran
Vatan hasreti... herseyden baska bir sey bu... hic gecmiyor, senden yüreginden gitmiyor... 40 yildir biliyorum, azalmiyor, bitmiyor... bir o bir ceken biliyor...
ve yine büyük Üstad...
Denizin üstünde ala bulut
yüzünde gümüs gemi
içinde sari balik
dibinde mavi yosun
kiyida bir çiplak adam
durmus düsünür.
Bulut mu olsam,
gemi mi yoksa?
Balik mi olsam,
yosun mu yoksa? ..
Ne o, ne o, ne o.
Deniz olunmali, oglum,
bulutuyla, gemisiyle, baligiyla, yosunuyla.
Nazim Hikmet
ve Ümit Yasar Oguzcan´dan bir güzellik buyrun, adi mi ne? :)
Istanbul....
Evin içinde bir oda, odada Istanbul
Odanin içinde bir ayna, aynada Istanbul
Adam sigarasini yakti, bir Istanbul dumani
Kadin çantasini açti, çantada Istanbul
Çocuk bir olta atmisti denize, gördüm
Çekmege basladi, oltada Istanbul
Bu ne biçim su, bu nasil sehir
Sisede Istanbul, masada Istanbul
Yürüsek yürüyor, dursak duruyor, sasirdik
Bir yanda o, bir yanda ben, ortada Istanbul
Insan bir kere sevmeye görsün, anladim
Nereye gidersen git, orada Istanbul.
canım kankam
vatan vatan demiş
kafesteki bülbül misali..
vatan özlemine saygıyla eğiliyoruz..
canım kankam
fakat sen kendin biraz vatanın toprağı
memleket çiçeğisin
senin bir adın Gurbette olsa...
ne kadar uzağına düşsende
vatanın
hep onun içindesin..
çünkü sen özledikçe
öyle güzel papatya gibi çömert
gül gibi kokmaktasın ki
özlem özlem memleket..
bu yüzden üşüme..
sen hiç üşüme..
KIRILGAN
Kırılgan bir çocuğum ben
Yüreğim cam kırığı
Bütün duygulardan önce
Öğrendim ayrılığı
Saldırgan diyorlar bana
Oysa kırılganım ben
Gözyaşlarım mücevher
Saklıyorum herkesten
Ürküyorlar gözümdeki ateşten
Ürküyorlar dilimdeki zehirden
Ürküyorlar o dur durak bilmeyen
gözükara cesaretimden
Diyorlar: Bir yanı sarp bir uçurum,
Bir yanı çılgın dağ doruğu.
Oysa böyle yapmasam ben
Nasıl korurum içimdeki çocuğu?
Bir yanım çılgın nar ağacı
Bir yanım buz saray
Murathan Mungan
Olsada dört bir yanın buzdan saray..
kankam senin yüreğin sımsıcak atar..
memleket hasreti
Giderim buralardan
Giderim bir gece vakti
Umurumda olmaz bilirim
Ya beni sararsa
Memleket hasreti
Bağırsan duyamam ki
İstanbul'da değilim ki
Çağırsan gelemem ki
Varna'da değilim ki
Uzaklardayım
Ben bende değilim ki
Ya beni sararsa
Memleket hasreti
ahmet kaya söylüyor
http://www.youtube.com/watch?v=kkvWAOJM8dU
Seval ablacığım, vatan hasretinden gözün dönmüş senin...
neyi özledin en çok?
havasını suyunu mu,
insanlarını mı?
dışarıda yaşayanlar ah vatan vatan der durur,
içindekiler nasıl kaçsam diye düşünür durur...
"eğer, hayatınızın herhangi bir an'ına gidip orada sonsuza dek kalacaksınız deseler yalnızca iki şeyden birini seçmek isterdim. biri, o çocukluğun bahçesindeki ağacın dalına asılı salıncakta sallanırken... öteki, bütün hayatım boyunca en çok sevdiğim adamla öpüştüğüm ilk gün... herkes aşık olmanın ortak dilini bulup yazmaya çalışıyordu.
ama aslında bu kadar basitti işte: birini öptüğünde salıncakta sallanır gibi hissediyorsan aşıksın."
başucumda müzik
kürşat başar.
EYLEM SANA GELİYOR..
tüm gözyaşları son olsun...
diyerek...
TARKAN SÖYLÜYOR.
SEVDANIN SON VURUŞU
Yüreğimde zincirler kırılıyor duydun mu
Nefes nefes bu gece sevdanın son vuruşu
Sen hiç böyle sevdin mi sen hiç böyle oldun mu
Baş eğdim yine aşka ama bu son saygı duruşu
Seni karanlıklara bırakmak istemezdim
Anılarımı solmuş çiçekle süslemezdim
Ardından acıtacak bir tek söz söylemezdim
Ben hiç haketmedim ki böyle unutuluşu
Sen aşkı çiçek böcek güneş bulut sanmışsın
Mevsimlerine göre uyuyup uyanmışsın
Sen artık benden sonra sevemezsin yanmışsın
Yüreğimden çıkarttım attığın kör kurşunu
http://www.youtube.com/watch?v=LCjUpx1BZMA
Yemeğe gittim geldim buram buram memleket kokmuş program
o zaman Ayten Alpman Memeleketim desin
Memleketim
Havasina suyuna tasina topragina
Bin can feda bir tek dostuma
Her kosesi cennetim ezilir yanar icim
Bir baskadir benim memleketim
Lay Lay...
Anadolum bir yanda yigit yasar koynunda
Asiklar destan yazar daglarda
Kuzusuna kurduna Yunusuna Emraha
Butun alem kurban benim yurduma
Lay Lay...
Mecnuna Leylasina erisilmez sirrina
Sen dost ararsan kos Mevlanaya
Yeniden dogdum dersin derya olur gidersin
Bir baskadir benim memleketim
Lay Lay...
Gozu pek yanik bagri turku soyler cobani
Zengin fakir hepside sevdali
Ben gonlumu eylerim gerisi Allah kerim
Bir baskadir benim memleketim
Havasina suyuna tasina topragina
Bin can feda bir tek dostuma
Her kosesi cennetim ezilir yanar icim
Bir baskadir benim memleketim
Lay Lay...
Anadolum bir yanda yigit yasar koynunda
Asiklar destan yazar daglarda
Kuzusuna kurduna Yunusuna Emraha
Butun alem kurban benim yurduma
Lay Lay...
Mecnuna Leylasina erisilmez sirrina
Sen dost ararsan kos Mevlanaya
Yeniden dogdum dersin derya olur gidersin
Bir baskadir benim memleketim
Lay Lay...
Gozu pek yanik bagri turku soyler cobani
Zengin fakir hepside sevdali
Ben gonlumu eylerim gerisi Allah kerim
Bir baskadir benim memleketim
http://www.izlesene.com/video/muzik-ayten-alpman-memleketim/853848
Teşekkürler Mavigünüm,
Kürşat başar yazısıda güzeldi :)
Bugün 18 Mayıs neler olmuş neler olmamış diye vikipedine bakınca Faruk Nafiz'in doğum tarihi çıktı 18 Mayıs 1898.
memleket şiirlerinin en güzel örneklerini veren şairden...
ÇOBAN ÇEŞMESİ
Derinden derine ırmaklar ağlar,
Uzaktan uzağa çoban çeşmesi.
Ey suyun sesinden anlayan bağlar,
Ne söyler şu dağa çoban çeşmesi?
Gönlünü Şirin'in aşkı sarınca,
Yol almış hayatın ufuklarınca;
O hızla dağları Ferhad yarınca,
Başlamış akmağa çoban çeşmesi
O zaman başından aşkındı derdi,
Mermeri oyardı, taşı delerdi.
Kaç yanık yolcuya soğuk su verdi,
Değdi kaç dudağa çoban çeşmesi!
Vefasıs Aslı'ya yol gösteren bu,
Kerem'in sazına cevap veren bu
Kuruyan gözlere yaş gönderen bu...
Sızmazdı toprağa çoban çeşmesi
Leyla gelin oldu, Mecnun mezarda,
Bir susuz yolcu yok şimdi dağlarda;
Ateşten kızaran bir gül arar da,
Gezer bağdan bağa çoban çeşmesi.
Ne şair yaş döker, ne âşık ağlar,
Tarihe karıştı eski sevdalar:
Beyhude seslenir, beyhude çağlar
Bir sola, bir sağa çoban çeşmesi
Faruk Nafiz Çamlıbel
BİZİM MEMLEKET
İçimden tanırım ben o illeri
Onlar ki zahirde viran olurlar
Ardıçlı dağları çamlı belleri
Aşanlar Şirin'e hayran olurlar
Dökülür köpüklü sular yarından
Baharlar yaratır kışın karında
İçenler sihirli pınarlarında
Şöyle bir silkinir ceylan olurlar
Başı boş kırlara salar tayını
Elinden düşürmez okla yayını
Aklına getirmez zafer payını
Memleket yolunda kurban olurlar
Faruk Nafiz Çamlıbel
ben sordum bana,
-kendimi gurbette varsayarsam-
-tamam vatanımdayım ama memleketimde değilim, o da bir nevi gurbet.-
ne özlüyorum diye...
ne aile ne akraba ne arkadaş, en çok memleketimin kokusunu özlüyorum.
her bir sokağının kendisine has kokusunu.
memleketime gittiğim zaman -çoook uzun oldu gitmeyeli, on yıllar olmuştur- ilk yaptığım iş sokaklarında amaçsız dolaşmak ve o benzersiz kokuyu doya doya ciğerlerime çekmek...
Anadolu Benim/Murat Kekilli
Nasıl kıyarım o dudaklara
Hayatında incinmemiş
Nasıl tutarım ellerini
Ömrümde acı çekmemiş
Gözlerimi yaz sıcağında
Anamın serin kucağında
Tozlu topraklı köy yolunda
Açmışım dünyaya
Bak! kokla
Anadolu benim dağlar benim çalışan benim
Vurulan benim son umut benim Barış'ı benim
Oysa sen öyle değilsin
Ninnilerle büyütülmüşsün
Toprağa elin değmemiş
Toprakla sevişmemişsin
Şiir:
Ayakkabıyı sefaletten
Çok sonraları tanıdım
Öyle ufuklarda mı olurmuş Allahım
Giyer giyer koşardım
Toprağın dostluğundan
Oyuncaklar yaptım çamurdan
Tanimin rengini aldım topraktan
Sen bakma esmerliğim sonradan
http://www.timsah.com/Murat-Kekilli-Anadolu-Benim/q0MVTTZ8JWQ
kankacığım, Faruk Nafiz deyince aklıma ilk olarak han duvarları gelir, sonra kıskanç, çoban çeşmesi, ve...
Dün Bir Kadın Ağladı
Güneşle ayın bile girmediği bir yerde
Dün ancak gözyaşıyle sönen bir ateş yandı.
Sesini yükselterek karşımda perde perde,
Dün bir kadın ağladı, bir gönül parçalandı...
Kolumun çemberine atarak varlığını
Yandı, yandırdı beni canlı bir kor yığını!
Dün bir kadın gözünün gördüm yaşardığını,
"Senin adın ne?" dedim."Sorma" diye kıvrandı.
Derdini birbir açtı karşısında ocağın,
Gözleri dopdoluydu, saçları darmadağın.
Her gece bir yabancı barındıran yatağın
Baş ucundan göklere bir ah olup uzandı.
Anlattı her kulağın duyduğu yalanları,
Kalbini üç beş karış kumaşla alanları,
Nasıl çevirdiğini yolda geç kalanları...
En hazini evine tek döndüğü zamandı!
İçim bir zindan gibi kilitlendi sevince,
Bu zindanda çiçekten beyaz, ipekten ince,
Aldatılmış, atılmış kadınlar birleşince
Göynümdeki canavar zincirinden boşandı...
Faruk Nafiz Çamlıbel
Aha,
yağmur başladı,
ne şahane...
hadi ben gidip biraz ıslanayım serinleyeyim gelirim gene birazdan...
Doğup büyüdüğün yer memlekettir
gerisi vatanında da olsan gurbettir hasrettir..
Seval ablamınki Kaya'nın ki daha farklı tabii
onlar hem vatanlarına,hem doğup büyüdükleri yere hasretler.
Memleket kokusu bambaşkadır...
"Görmezsiniz ama sözün bir rengi vardır ve o rengin muhafaza edilmesi için hiç yere düşmeden gönülde saklanması icab eder. İkiletmiş sözün rengi uçar. Ne sahibine geri döner, ne muhatabına ulaşır..."
F. Karabıyık Barbarosoğlu
SUAT SUNA SÖYLÜYOR
DERMANSIZ AŞK.
Gizli aşkım, imkansızım
Neden daha önce tanımadım?
Geç mi kaldı, dermansızım
Kime ne söyleyeyim bulamadım
Dermansız bir aşkın kölesiyim
Ne yardan ne serden geçemedim
Sanki kör olmuşum göremedim
Doğruyu yanlışı seçemedim.
Sonsuz aşkım imkansızım
Şimdi seni kimlerden sorayım
Görmem lazım, dermansızım
Şimdi nasıl ayakta kalayım?
http://www.youtube.com/watch?v=r_hZnBaqv_A
Burada yok daha yağmur karanlık ve acayip şekilde esiyor..
keyfini çıkar yağmurun...
Evet Faruk Nafiz denince önce Han Duvarları akla gelir...
Bir parça yer verelim
HAN DUVARLARI
Yağız atlar kişnedi, meşin kırbaç şakladı
Bir dakika araba yerinde durakladı.
Neden sonra sarsıldı altımda demir yaylar,
Gözlerimin önünden geçti kervansaraylar...
Gidiyorum, gurbeti gönlümle duya duya,
Ulukışla yolundan Orta Anadolu'ya
İlk sevgiye benzeyen ilk acı, ilk ayrılık
Yüreğimin yaktığı ateşle hava ılık,
Gök sarı, toprak sarı, çıplak ağaçlar sarı...
Arkada zincirlenen yüksek Toros dağları,
Önde uzun bir kışın söldürdüğü etekler,
Sonra dönen, dönerken inleyen tekerlekler...
.........
SENİ SEVMEKTEN NE ZAMAN VAZGEÇTİM?
Kötü günümde yanımda olmadığın zaman vazgeçtim.
Canın sıkıldığında benimle paylaşmadığını, kırılacak veya tedirgin olacak olsam bile düşüncelerini açıkça söylemediğini anladığım zaman vazgeçtim.
Bana yalan söylediğini anladığım zaman vazgeçtim.
Gözlerime baktığında kalbinle bakmadığını ve bana hala söylemediğin şeyler olduğunu hissettiğimde vazgeçtim....
alıntı
sezen aksu söylüyor..
Vazgeçtim
Vazgeçtim gözlerinden
Vazgeçtim sözlerinden
Bir ah de yeter
Sessizce, kimsesizce gönderdim dudaklarımı
Öpme, al yeter
Hiç tanımaz tenim ellerini
Bilmez yüreğim bilmez yüreğini
Ah bu koku, bu ten, bu dokunuş
Ah bu delilik sarsar bedenimi
Yok olmak anıdır şimdi
http://www.youtube.com/watch?v=hXwD8UqdOJQ&feature=related
"Neydi sevgi, dış mıydı, yoksa iç mi; zahir miydi, yahut bâtın mı; kalıp mıydı, ya ki can mı?...
Sevgi neydi sahi? Bir mektubun ilk satırı mıydı, bir telefondaki ilk ses mi? İnsanı mutlu eden o ilk satır mıydı defelarca okunan, yoksa ilk satır arayışları mı tekrar be tekrarlanan? Telefondaki bir ses insanın bir ömrünü doldursa mı sevgiydi gerçekten, yoksa yeni sesler duymaya hiç yetmeyecek ömürlerin arayışları mı?...
Sevgi bir acıydı herhalde, bir kederdi, kâh hüzünle, kâh mutlulukla hatırlanan. belki de sabırdı sevgi, affetmekti, gelecek günler adına. Sevgi sınanmaktı adl-i İlahi'de ve sınavı geçmekti ercesine. Sevgi bir tevbeydi, nasûh kisvesinde; bir dirilişti nefsi öldürerek. Sevgi bir iyi ad bırakmaktı fena yurdunda. Ömür geçer de ad kalır...
İskender Pala
Zerrin Özer
SÖYLÜYOR..
Sevmek Günahsa Eğer
sevmek günahsa eğer günahın benim olsun
diliyorum tanrı'dan mezarın gönlüm olsun
herşeyimi adarım sevgilim senin için
ben kendimi adarım sevgilim senin için
ölmeye de razıyım sevgilim senin için
ben herşeye razıyım sevgilim senin için
başkasını seversen günahım senin olsun
kim ihanet ederse dilerim beter olsun
http://www.youtube.com/watch?v=IYggUALLehY
Kankacim, tesellim benim, cok sag ol canim...
No Namecim ne suyu, ne havasi, ne de icindeki insanlari... Mesela bazen aklima düsen anneannemin bahcesindeki erik agaci, ya da firindan cikan taze ekmegin tadi, bir yerlerden burnuna sizan kizartilmis balik kokusu...
Siz farkinda degilsiniz ama ben iyi hatirliyorum, gecenin rengi ve yildizlarin isigi bile silada cok farkli... Bak etrafina gördügün hersey, mor daglar, masmavi deniz, ucsuz bucaksiz gökyüzü, yildizlar senin.. Git, elini uzat, dokundugun toprak, kokladigin cicekler senin! Cik sokaga, esin dostun orada... Hatta kizsan da dolmus, tasan cöp kutulari da, yamuk yumuk dizilmis kaldirim taslari da... Hepsi, sen belki bilmiyorsun ya da hic umursamiyorsun ama tüm bunlarin hepsi biraz senin! Dogrusu da yanlisi da, dogusu da batisi da birazcik senin... Vatan, baba ocagi, anne kucagi gibi, varligi cok dogal, cok normal ama yoklugu büyük eksiklik...
Yani yillar yili tüm bunlar hepsi birden eksik olunca hayatinda geriye kalani anlatmak cok zor, garip bir sey... Yani memleket hasretinin tarifi, benzeri bir duygu yok! Biliyorum, icinde olan kacmak ister, disinda kalan da özler durur. Ne biri digerini anlar, ne digeri ötekini... :(
Zülfü Livaneli de bilir benim ne demek istedigimi, bakin ne güzel yazmis...
Duvarları kuşatında tutuklayın hepsini
Ne böyle gurbet olsun ne böyle ayrılıklar
Kaldırın duvarları yıkın gitsin hepsini
Ne böyle zulüm olsun nede böyle şarkılar
Duvarları devirinde kül edin betonları
Ne böyle sınır olsun ne böyle düşmanlıklar
Kaldırın duvarları yıkın gitsin hepsini
Ne böyle zulüm olsun nede böyle şarkılar
Sevgi neydi sahi? deyince
-Sevgi emekti
Selvi boylum al yazmalım akla geliyor hemen
Müziğini dinleyelim
http://www.izlesene.com/video/sinema-selvi-boylum-al-yazmalim/2109597
Bitki Olacaksam
Çayir çimen olayim
Aman baldiran degil
Yol altinda kalacaksam
Gelin arabalari geçsin üstümden
Çelik paletler degil
Üstümde çocuklar kosussun
Ne kaçan ne kovalayan
Askerler degil
Kerpiç yapacaksaniz beni
Okullarda kullanin
Ceza evlerinde degil
Solugum tükenmez de kalirsa
Islik öttürsünler
Aman ha düdük degil
Kalem yapin beni kalem
Siirler yazin sevgi üstüne
Ölüm karari degil
Ölünce yasamaliyim defne yapraklarinda
Sakin ola ki
Silahlarda degil.
Aziz Nesin
Diyelim yagmura tutuldun bir gün
Bardaktan bosanircasina yagiyor mübarek
Öbür yanda günes kendi keyfinde
Ne de olsa yaz yagmuru
Piril piril düsüyor damlalar
Eteklerin uça uça bir kosudur kopardin
Dar attin kendini karsi evin sundurmasina
Iste o evin kapisinda bulacaksin beni
Diyelim için çekti bir sabah vakti
Erkenceden denize gireyim dedin
Kulaç attikça sen
Patiska çarsaflar gibi yirtiliyor su ortadan
Ege denizi bu efendi deniz
Seslenmiyor
Derken bi de dibe dalayim diyorsun
Içine dogdu belki de
Iste çil çil kosusan baliklar
Lapinalar gümüsler var ya
Eylim eylim salinan yosunlar
Onlarin arasinda bulacaksin beni
Diyelim sapina kadar sair bir herif çikmis ortaya
Çakmak çakmak gözleri
Meydan ya Taksim ya Beyazit meydani
Herkes orda sen de ordasin
Herif bizden söz ediyor bu ülkenin çocuklarindan
Yürüyelim arkadaslar diyor yürüyelim
Özgürlüge mutluluga dogru
Her isin basinda sevgi diyor
Gözlerin yagmurdan sonra yapraklarin yesili
Bi de basini çeviriyorsun ki
Yaninda ben varim
Can Yücel
ve hepimize kücücük bir ögüt:
Sekizinci Kural: Basina ne gelirse gelsin, karamsarliga kapilma. Bütün kapilar kapansa bile, sonunda O sana kimsenin bilmedigi bir patika açar. Sen su anda göremesen de, dar geçitler ardinda nice cennet bahçeleri var. Sükret! Istedigini elde edince sükretmek kolaydir. Sufi, dilegi gerçeklesmediginde de sükredebilendir.
Elif Safak /ASK
:)
Tüm güzellikler sizinle olsun..
Her ömür kendi gencliginden vurulur
yaşarken de söyledim kimse bilmeyebilir bunu,
fatiha suresi kadar eski,
günlerin çarmıhında isa kadar yaslıyım
ve tanrılar kadar çok yaşadım
kimse bilmeyebilir...
daha kırlangıçları yalancı bir dünyada yaşıyorum;
dağları yıkılan, dalları kırılan bir dünyada.
kayıp suretler için fotoğraflara koşuyorum
kimse bilmeyebilir...
günlerin çarmıhında
küle savruldum, ayrılıkları saydım,
bir hançer sapladım nevrozlu bir sevgiye;
kan bile damlamadı, yürüyüp gittim.
yüzüme yalancı bir sevinç iliştirdim...
fal bakan çingeneler esmerdi, yalancıydı,
dönmeyecektin!
belki kuruyacaktım,
belki çarpa çarpa akacaktım o denizlere;
intiharlara aktığım gibi o denizlere,
bilmeyecektin!
çıkıp sina dağına o denizlerle
ibranice konuşacak, iblis’i kovacaktım;
iblis’i
kovmak
belki,
yarısını dünyanın
kovmak demekti...
bir gülün bir odayı,
bir leşin bir semti kokuttuğu kentlerde,
bir ömür,
çarpar,
akar
da nasıl eskitir yatağını
kimse bilmeyebilir...
tanıktım,
yargıç
ve sanık;
yürüyüp gittim…
yüzüme yalan bir mutluluk iliştirdim:
günlerin çarmıhında isa gibiydim…
günlerin çarmıhında
seni ağrıyan yanlarımla sevdim,
tutuklu kollarımla;
yokluğunda burada yıllar verdim.
yokluğuna
burada!
herkes bilecek bunu; tabancaya gerek yoktur…
tabancaya gerek yoktur!
sen haklı bir cinayetsin günlerin duvağında:
h e r
ö m ü r
k e n d i
g e n ç l i ğ i n d e n
v u r u l u r...
Yılmaz ODABAŞI
KENDİNİ UNUTMADAN SEVEBİLMEKTİR AŞK
yeni yetme umutlar firar ederse,
dili çözülür elbet haykırışların
oysa karanlığın en bela saatinde,
rüzgarla müptela gibi sevişirken,
bana sarıl diyebilmektir aşk
beni incitme’lerin de ötesinde
korkulara demir atmış çelimsiz bir yüreği,
hesapsızca sunabiliyorsan
ve ellerinde küçülen hasreti,
sulayabiliyorsan yine ellerinle
nedendir bu ürkekliğin çocuğum../..çocukluğum
her defasında ispatlanan bir asalettir aslında ağlamak
gözyaşlarının üstüne giydirilen
rengarenk bir tebessüm olabiliyorsa palyaço
utanmıyorum çıplaklığından kahkahaların
ve ısrar edilmesin bir daha tütün koktuğundan parmaklarımın
parmaklarım şiir kokuyor
dönüp dolaşıp yine de hüzne bulaşıyorsam,
bu bir alışkanlık değil gözlerimde beslediğim
nereye kadar duyulabilir uzaklaşan ayak sesleri..?
küçük bir yürek dayanabilir mi,
duyarsızlığın bıçak saplanmış sarhoşluğuna..?
hangi el toparlayabilir,
dağılan hasretleri bir sevişmenin içinde..?
ki farkında olmadan,
"nerdeydin"? diyebilmektir aşk beklenene..
...korkuyorum
ve tüm kalabalıklığına rağmen,
yalnızım saatlerin içinde
sevgi bir eylemdir derken aslında,
bana cesur olmayı öğretiyordun anne
cesur olmak yetmiyor
yetemiyor yüreğimdeki cesaret sevgileri kazanmaya
bugün elimde üç asım var
ve yetmiyor oyunu kazanmaya
bir kardelen olduğumu fark ettiğimde kaybetmiştim belki
hala çocuk olduğumu,
büyümemek için direndiğimi anlayabilir misin..?
yeniden doğurabilir misin beni aynı istekle..?
söylediğim şarkılarda hissediyorum yabancılığımı
bilinmeyen bir denklem olmamak için verdiğim bu savaş
üşüyorum
kanım yetmiyor bedenimi ısıtmaya
kurutulmaya bırakılmış bir çiçek gibi,
unutulduğumu düşünüyorum bir defter sayfasında
ismim ağıza alınmıyordur belki
çınlamıyor kulaklarım ne zamandır..
oysa
oysa yürekten hissederken,
telefona ulaşabilmesidir aşk parmakların
beni anla’ların da ötesinde
dalabiliyorsan gözlerin çenesi düşük derinliğine
ve diyebiliyorsan sevişmelerin en duyarlı çıkışlarında,
beni bırakma diye
nedendir bu endişe,
bu sitem,
bu bekleyiş çocuğum../..çocukluğum..?
ki aslında,
kimliğini kaybetmeden sevebilmektir aşk
kendini eksiltmeden
kendine yabancılaşmadan
kendini unutmadan..
pelin okay
HAYDUT söylüyor..
KENDİN OL YETER
Zamansızlık var ya aslında kalsan sandığından bile kolay
Yürürsün sen hiç durmadan kendin olsan yeter anlık olay
Olanlar oldu geri sarma
Düşünüp çok kendini yorma
Zaman akar döner dünya
Yolculuğun tek başına
Kendin ol yeter sen beni bulunca
Aşkımızı arama seni yorunca
Anlamı olmaz sorular kadar
Cevabı olmaz sorular zarar
Kendin ol yeter sen beni bulunca
Aşkımızı arama seni yorunca
Anlamı olmaz sorular kadar
Cevabı olmaz sorular zarar
Belli ki bir an düşünmeden vurdun canını canıma bizim o an
Kendini bilmez kimseyi görmez uçsuz bucaksız bir zaman
Olanlar oldu geri sarma
Düşünüp çok kendini yorma
Zaman akar döner dünya
Yolculuğun tek başına
Kendin ol yeter sen beni bulunca
Aşkımızı arama seni yorunca
Anlamı olmaz sorular kadar
Cevabı olmaz sorular zarar
Kendin ol yeter sen beni bulunca
Aşkımızı arama seni yorunca
Anlamı olmaz sorular kadar
Cevabı olmaz sorular zarar
http://www.youtube.com/watch?v=ss4-RH_jUpA
Kankacım son şarkı sana..
NİLÜFER SÖYLÜYOR..
ÇOK UZAKLARDA.
Caddelerde rüzgar, aklımda aşk var
Gece yarısında, eski yağmurlar
Şarkı söylüyorlar, sesiz usulca
Özlediğim şimdi çok uzaklarda
Deli dolu günler, hayat güzeldi
Kahkalarıyla günler geçerdi
Ellerim uzanmaz, dokunamam ki
Özlediğim şimdi çok uzaklarda
O da özlüyormuş, benim bir tanem
Çok üşüyormuş, ben olmayınca
Öyle yazıyor, son mektubunda
http://www.youtube.com/watch?v=w557_a0M2jE
Kısmetse
HerDemMavi de haftaya buluşmak üzere ..
sevgiyle kalın..
Merhabalar
Program cok güzel gidiyor hepiniz süpersiniz, ama ablam biraz daha fazla süper
Business Intelligence..
cok calismam lazim cok, yarin hocayi SAP`nin süper bir yazilim sirketi olduguna ikna etmem lazim
Hadin kolay gelsin cümleten
İşler işler işler..
bir anda yoğunlaşınca gelemedim tekrar
fırsat bulmuşken hepinize teşekkürler yüreklerinize sağlık..
Bu hafta son şarkıyıda benim kankam bana armağan etsin :)
"SAP"ın süper bir yazılım şirketi olduğuna ikna edeceksin
Kayacım işin zor Allah yardımcın olsun..Başarılar..
İş zor olabilir ama sana güveniyoruz sende bu çene ve azim olduktan sonra sen yaparsın..Hadi kardeşim kim tutar seni :)
İyi akşamlar...
Kankacım son şarkı sana gelsin...
Hep Bana
Sebepsiz yere gitmedinki sen
Boşluğa beni koydun bilmeden
Yüzüme vuran boğaz rüzgarı
Hiç soğuk değil sensizliğinden
Kendini görmek ne acı
Yok olmuş hayallerin çıkmazı
Anlamak çok zor değil
Farkı yok aslında sonların
Bana bana hep bana
Ayrılıklar hep bana
Gidenlerin ardından bakakalmak hep bana
Bakakalmak hep bana
Korkumdan değil güçsüzlüğümden
Kaçtım her zaman geri dönmekten
Kısacık yolun ne kadar uzun
Dalgalarla ben şimdi sarhoşum
Kaybeden bir tek ben miyim
Yok olan inancımı neyleyim
Son bir kez ağla bana
Gözyaşın sulara karışsın
Bana bana hep bana
Ayrılıklar hep bana
Gidenlerin ardından bakakalmak hep bana
Bakakalmak hep bana
Bana bana hep bana
Ayrılıklar hep bana
Gidenlerin ardından bakakalmak hep bana
Bakakalmak hep bana
Bana bana hep bana
Ayrılıklar hep bana
Gidenlerin ardından bakakalmak hep bana
Bakakalmak hep bana
Dilemma
http://www.youtube.com/watch?v=Z8Cl33oikmc
http://www.izlesene.com/video/muzik-grup-dilemma-hep-bana-cemberimde-gul-oya/162119
Teşekkürler...
Yorum Gönder