Yıllar geçmişti aradan...altüst olmuştu hayatı,felek örümcek kılığına girmiş ağlarla donatmıştı tüm hayatını...saçı sakalı birbirine karışmış,insanlıktan çıkmış vaziyetteydi şuan.Küçük bir meyhanenin kuytu bir köşesinde cebindeki son parasıyla birasını yudumluyordu Soner..Hatırladığı tek şey bir yanlış anlaşılma sebebiyle Sevil'den yediği tokattı...Evlilikle geçen zamanı da dahil çapkınlık peşinde koşmuştu hep,Sevil'i gerçekten sevmeye başladığı,kendini bir baba bir eş hissetmeye başladığı anda suçu olmadığı halde Sevil'den yediği tokadın sancısı hala yanağındaydı...
Yıllar geçmişti aradan....kendini ifade edebilmek,suçsuz olduğunu söyleyebilmek,yanlış anlaşıldığını izah edebilmek için çok uğraşmıştı ama sabıkalı geçmişi sebebiyle tüm uğraşıları sonuçsuz kalmıştı...Sonunda sessiz sedasız hem sevdiklerinden hem de evinden uzaklaşmıştı...Tanımadığı,tanınmadığı başka bir şehirde bulmuştu kendini...Fazla malı mülkü,parası yoktu ama elinde avucunda ne varsa nakde çevirmiş,ayrılacağı sabah yazdığı küçük bir not ile oğluna bırakmıştı...
Şimdi ise günübirlik işlerde çalışıyor, kazandığı üç beş kuruşu da meyhane köşelerinde harcamaktaydı...Ayrıldığından bu yana her akşam olduğu gibi müdavimi olduğu meyhanede aynı masaya oturmuş birasını yudumluyordu...yine her zaman ki gibi anılara dalmıştı...yanına oturan delikanlının farkına bile varmamıştı...anılarla dolu anın etkisinden çıktığı vakit karşısında duran delikanlıyı görünce bir an irkilmiş, kendini toparladığında:
-merhaba delikanlı..diyebilmişti.
Yaşı itibariyle henüz kocamamıştı..ama görünüşü bir enkazı andırdığından delikanlının:
-merhaba beyamca..cevabını almıştı.
Küçük bir tebessümle " o kadar kötü mü halim" demişti Soner...Tam bana müsade diyecekti ki
-lütfen rahatsız olmayın,buyurun birlikte oturup sohbet edelim demişti delikanlı..
-hayırdır ! dedi kendi kendine Soner..Tanımam etmem, sen de beni tanımazsın , neyimiz olacak konuşacak diye geçirdi aklından...ama karşısındaki genci de kırmak istememişti nedense...
-ne konuşacağızki delikanlı..
-hiç
-nasıl hiç?
-kuşlardan,böceklerden ,havadan-sudan,doğadan,dünyadan..sen neden konuşmak istersen...
Allah Allah !!!....çattık mı delinin birine diye geçirdi içinden Soner..
-Benimle dalga geçmek için mi geldin masama delikanlı dedi Soner.
- Estağfurullah bey amca ,öyle bir niyetim yok.Sadece sizinle sohbet etmek istemiştim...Bir hafta önce gelmiştim bu meyhaneye, üniversitede tez konumla ilgili bir araştırma yapıyorum.Geçen hafta geldiğimde yine bu masada oturmuş,dalmış gitmiştiniz,sanki dünya ile tüm bağlantınızı koparmış gibiydiniz...ilgimi çok çektiniz,bir hafta boyunca geldim buraya ve her akşam aynı halde buldum sizi...merak ettim nedendir bu haliniz..Yapım gereği severim insanlarla sohbet etmeyi ve tanımam veya tanımamam mühim değil karşımdakini...
-evlat halimi görmüyor musun ? var mı bende sohbet edecek hal ?
diyerek kesti delikanlının sözünü..
-Belli ki bir sıkıntı,derdin,hayata karşı hayal kırıklığın var...sana sorabilirdim " derdin ne bey amca" diye, ama zaten dertlisin , bir de ben deşmeyeyim yaranı diye sadece havadan-sudan,kuşlardan-böceklerden konuşalım dedim sana daha önce...anlatmak istersen derdini zaten benim anlat dememe gerek kalmaz,sen kendiliğinden dökersin içini....
küçük bir tebessümle baktı delikanlıya ve "yAşa evlat,mantıklı bir gençsin,sevdim seni" dedi Soner..
- sende öyle bey amca,içim ısınmasa gelmezdim masana.Yanlış anlama bey amca,haddim değil hayat hikayeni kimini kimseni sorgulamak, her akşam buraya gelip cebindeki üç-beş kuruşu harcıyorsun anlaşılan, yok mu kimsen,kalacak yerin ?
-EVLAT ! diyerek kesti sözünü delikanlının..hani kuşlardan böceklerden bahsedecektik.
-Haklısın bey amca , özür dilerim..Bak ne diyeceğim,saat de epey geç olmuş varsa vaktin gel kalkalım bir çorbacıya gidelim, var mı bildiğin güzel bir yer ?
-var evlat ama.....
-ama sı yok bey amca,gel gidelim işte...
İçtenliğiyle gönlünü alan delikanlıyı kırmamak için kabul edip kalkarlar birlikte....
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder