15 Ağustos 2009 Cumartesi
Issızım
Çıksam, gitsem, gelsem yanına
Koşarak
Sürünerek
Tutsam ellerinden getirsem yanıma
Sürüyerek
ihtimallerin kaosu ve karanlığı
kapkara, zifiri...
Ya da sen arasan, bulsan
Nefsini yenip
müsait olduğun,
en kısa,
en yakın,
en gelecek,
en beklediğim,
en mümkün,
en imkan zamanda.
Konuşmak, konuşsam, konuşalım istiyorum.
Mümkünse...
Kadınım neden en isyan, en pro-test, en pro-blem zamanım
ve yok-sun? birden uzak?
Dans etmek istiyorum
ben dans etmeyi bilmiyorum.
Sarılmak istiyorum, kaybolmak
bana ses ver...
-verir misin?-
bana el?
-istesem?-
Gelir misin?
Kadınım seni sevdim. Seviliyormuş. Özleniyormuş. Seviyorum
sevmeyebilemem ki özlemeyebilemem.
Kanattın, akan kanıma bastım parmaklarımı
Parmaklarım ki sadece sevdana uzandı, sevdana utandı
Kırdın kanatlarımı yaralarımı sardım
Dayanamadım...
Gittin, amansız
Karda kışta yandım
canım özrüm mü bu benim? özlem mi? Özlemim mi? Bilmiyorum...
bak saçmalıyorum...
bak ağlamıycam...
Gidene ağlanır biliyorum
gördün mü ağlamıyorum
akmıyorum, çağlamıyorum,
tersine döndü akmaz suyum
huysuzum kötü huyum
ama ben
ben
b
e
n
buyum...
heyy bana bakmıyorsun ki!
gözlerini kapatıyorsun.
bak gördün mü?
bak özlem.
küçük bir çocuk ağlamıyor
küçük çocuklar ağlamasın
seni gördüm, sana dokunuyorum yokluğunun koyusunda bile
sımsıcak bir kalbin var
sımsıcak ellerin. tutuyorum.
yanıyorum, yanıyorum
gözlerini hiç açma olmaz mı?
kadınım gözlerin...
kadınım görün...
ama yarım yüzün gözün yarım
olmasa bazı kelimeler olmaz mı
saçmaladım mı kadınım
kelimeler taş mı oldu yollarıma
çiçek nasıl büyütülür bilmedim
her kelime bir çiçeğin açılımı oysa taş değil
Kadınım gelsen
Bana gel sen
Bana gelse gülücüklerin bahar kokulu
Tükürsem sensiz gezdiğim sokaklara, yalnızlığın canına
Koyu karanlığına
Kadınım
Bana gelsen
Bana gel sen
Bana gel-sen-e...
Hayrettin Oğuz
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder