9 Temmuz 2009 Perşembe

Sahilde (Sevgili-m Günlüğe ek)



Akşam güneşini kaçırmak istemiyordum, makinemi kaptığım gibi sahile doğru yürümeye başladım, sahilde bir kafeye kendimi atarak makinemi hazırlamaya başladım.
Karşı masada oturan bir güzellik dikkatimi çekti. Masada tek başına oturmuş, nefes kesen manzaraya aldırmadan iç dünyasına dalıp gitmişti. Farkettirmeden bir kare fotoğrafını çektim, deklanşörün mekanik sesiyle kendine geldi, boş gözlerle bana bakarak başını iki yana salladı ve suratını asarak başını çevirdi.
Hemen karşısındaki masaya oturarak çaktırmadan izlemeye başladım. Çok üzgün görünüyordu, ruhununda kopan fırtınaların izleri yüzüne yansımıştı. Bu kadar genç ve güzel birisinin bu duruma gelme sebebi ne olabilirdi ki?
Başını kaldırarak gözlerime baktı;
-" Çok mu merak ediyorsun?"
Bir an şaşırdım, kekeleyerek;
-" Pardon, sizi rahatsız etmek istemedim,
evet, sizi bu derece üzen şeyi merak ettim ve ben iyi bir dinleyiciyim."
Gözlerini kapayarak başını hafifçe öne eğdi, kalkarak karşısındaki sandalyeye oturdum. Uzunca bir sessizlikten sonra;
-" Aklımda... Aklımda o kadar çok neden ve niçinle başlayan soru var ki cevaplamaya korktuğum. Gerçekle yüzleşmeye henüz hazır değilim, sadece anı yaşamak istiyorum."
Kalkarak çantasını omuzuna attı, hafifçe gülümseyerek;
-" Teşekkür ederim"
Diyerek yürüyüp gitti. Arkasından seslendim;
-"Fotoğrafınızı kullanabilir miyim?"
Başını çevirip gülümseyerek baktı, gözlerini onaylar manada kırparak yoluna devam etti...

2 yorum:

eylem dedi ki...

Günlüğü de özlemiştik
hikaye tadında
başlıklı bir günlük yazısı olmuş
ellerine,yüreğine sağlık...

yağmur dedi ki...

TAHİR İLE ZÜHRE

Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da
hattâ sevda yüzünden
ölmek de ayıp değil,
bütün iş Tahirle Zühre olabilmekte
yani yürekte.

Meselâ bir barikatta dövüşerek
meselâ kuzey
kutbunu keşfe giderken
meselâ denerken damarlarında bir serumu
ölmek ayıp olur mu?

Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da
hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil.

Seversin dünyayı doludizgin
ama o bunun farkında değildir
ayrılmak istemezsin dünyadan
ama o senden ayrılacak
yani sen elmayı seviyorsun diye
elmanın da seni sevmesi şart mı?
Yani Tahir'i Zühre sevmeseydi artık
yahut hiç sevmeseydi
Tahir ne kaybederdi Tahirliğinden?

Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da
hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil.


Nazım HİKMET




HOŞGELDİN KADINIM

Hoş geldin kadınım benim hoş geldin
yorulmuşsundur;
nasıl etsemde yıkasam ayacıklarını
ne gül suyum ne gümüş leğenim var,
susamışsındır;
buzlu şerbetim yok ki ikram edeyim
acıkmışsındır;
beyaz ketenli örtülü sofralar kuramam
memleket gibi yoksuldur odam.

Hoş geldin kadınım benim hoş geldin
ayağını basdın odama
kırk yıllık beton, çayır çimen şimdi
güldün,
güller açıldı penceremin demirlerinde
ağladın,
avuçlarıma döküldü inciler
gönlüm gibi zengin
hürriyet gibi aydınlık oldu odam...

Hoş geldin kadınım benim hoş geldin.

NAZIM HİKMET

http://www.youtube.com/watch?v=v-fLjOkgioU


Sevdiğim iki şiir ve Volkan Konak yorumu... paylaşmak istedim...