12 Ekim 2008 Pazar


KURU FASULYE SEVER MİSİNİZ?
Dedemin babası Halil çavuş, Çanakkale savaşları başladığında 47-48 yaşlarındadır. Oğlu Ali 19-20 yaşlarındayken askere alınarak Çanakkale'ye gönderilir. Halil çavuş bir gün dükkanında çalışırken hanımı dükkana gelir. -"Bey,iki asker geldi seni sordu, Hemen askerlik şubesine gidecekmişsin. Acaba oğluma Ali'me bir şey mi oldu?
Yüreğime kor düştü,kurban olam git bir sor bakalım" der.
-"Tamam hanım, Ben şimdi gider öğrenir gelirim. Sen ocağa bir kuru fasulye koyda akşama yiyelim."

Halil çavuş aceleyle dükkanı toparlayıp kapatarak askerlik şubesine gider. Kendini tanıtır. Komutan ayağa kalkar. -"Sen nerede kaldın Halil çavuş? Edremit'li eli silah tutan bütün erkekler Çanakkale'ye gidiyor. Koş yetiş!"
-"Komutan başım üstüne, eve varıp bir haber vereyim. Helalleşelim..."
-"Mümkün değil, kafile yola çıktı,kafileden kopma! Sen koş yetiş kafileye! evine biz haber veririz."

Gerçekten de hemen eve koşup, "Kocanızı Çanakkaleye yolladık." diye haber vermişlerdir.
Aradan birhayli zaman geçer. Halil çavuşun oğlu Ali ta istiklâl harbinden sonra geri döner.
Halil çavuştan bir daha hiçbir haber alınamaz...

Ben Çanakkale'den dönmeyen Halil çavuşun oğlu Alinin torunuyum.
Ninem hayatının sonuna kadar her akşam kuru fasulye pişirdi.Kendisi o yemekten ağzına tek bir lokma koymadı. Hep bize yedirirdi.Ölene dek hep o boş tabağı sofraya koydu.Kaşığı yanında hazır boş tabak. Dedemizin tabağıydı.
-"Gelirse hemen koyuvereyim yemeğini acıkmıştır. Özlemiştir,diye ninem o boş tabağı her gün sofraya koydu kaldırdı...
Ölüm döşeğinde bile;
-"Dedenizin tabağı...Dedenizin tabağını koyun!"diyordu.
Bir şey daha söyleyeyim belki inanmazsınız bizim evde hâlâ her akşam kuru fasulye pişiyor.
Çocuklar;-"Bıktık" diye mırın kırın ediyorlar.Buna rağmen hâlâ pişiyor...


18 Mart Çanakkale şehitlerini anma haftasında Bursa T.K.M de açılan sergide sergilenen bir anı yazıdan alınmıştır...

1 yorum:

Adsız dedi ki...

umut yok olursa, siradanlasitigimiz gündür...