5 Nisan 2010 Pazartesi

Tırtıl


Sormadın ne diye niye böyle kederli, suskunum ben
Anlasana be canım, tek bi derdim sen.
Temmuz ateşi gibi yakıyor o bakışlar, aşığım ben
Çekinirim diyemem ama tek bi çarem sen...

Ah deli sevgili
Ah be nazlı deli
Ah canım bidenem
Tut şu ellerimi

Tırtıl, tırtılın sonu pırpır kelebek
Kalbim sürünüyor, bırak uçsun ellerinde...

ERHAN GÜLERYÜZ

http://www.youtube.com/watch?v=cQ756A5Sflg

7 yorum:

  1. ÖZLEDİM SENİ..

    özledim seni...
    ayrılık yüreğimi uyuşturuyor karıncalandırıyor nicedir.
    beynimi uyuşturuyor özlemin...
    çok sık birlikte olmasak bile
    benimle olduğunu bilmenin
    bunca zamandır içimi ısıttığını
    yeni yeni anlıyorum
    Yokluğun,
    Hatırladıkça yüreğime saplanan bir sızı olmaktan çıkıp
    mütemadiyen bir boşluğa
    Sabahları seni okşayarak başlamaları
    aksamları her isi bir kenara koyup
    seninle baş başa konuşmaları özlüyorum;
    oynaşmalarımızı,
    yürüyüşlerimizi,
    sevimli haşarılığını,
    çocuksu küskünlüğünü...
    Nasılda serttin başkalarına karşı
    beni savunurken;
    ve ne kadar yumuşak
    bir çift kısık gözle kendini
    ellerimin okşayışına bırakırken
    Gitmeni asla istemediğim halde
    buna mecbur olduğunu görmek
    ve sana bunları söylemeden
    ''git artık'' demek
    ''beni ne kadar çabuk unutursan, o kadar çabuk
    kavuşacaksın mutluluğa''
    demek sana nede zor
    seni görmemek ve belki yıllar sonra
    karsılaştığımızda
    bana bir yabancı gibi bakmanı istemek senden...
    yeni bir sevdayı yasakladığım kalbime söz geçirmek....

    CAN YÜCEL

    YanıtlaSil
  2. Özledim

    Bir yıldızın gökten kaybı kadar arsız
    Ah; bu gidiş çok zamansız
    Sensizliğin tam ortasında
    Oyunsuz, oyuncaksız

    Ellerin... ellerin
    Şimdi ellerin elleri
    Saçlarından bir yol inerdi ortasına ellerimin
    Şimdi bir akarsu misafir içimde gözlerimin

    Gözlerin... gözlerin
    Bazen susar bazen bağırır yaralanmış sözlerin
    Senin suskunluğunda bir çığlık; vuruverir özlemin

    Özledim... özledim
    Ben acılarımı dışladım
    Seni kendime eşledim
    Yokluğunda yağmur oldum;
    Saçlarını düşledim

    Özledim... Özledim... Özledim

    Feridun Düzağaç

    YanıtlaSil
  3. Özledim

    Dışarıdan gördüğün gibi değilim
    Bir kez olsun buradan bakmadın
    Üzüldüm zannediyorsan şunu bil
    Canım yandı geçti çok yakmadın

    Yaz gelir içimi sarar aynı telaşlar
    Kim bilir belki de bir aşk başlar
    Dalgalanır deniz ne çıkar durur yavaşlar
    Kim bilir belki de bir aşk başlar

    Ben özledim galiba seni
    Bu yüzden bu kadar sitemlerim
    Sen üzülme acıdan bu sözlerim
    Karsımda görsem dolar gözlerim

    Ben özledim galiba seni
    Bu yüzden bu kadar sitemlerim
    Sen üzülme acıdan bu sözlerim
    Karsımda görsem dolar gözlerim

    Murat Boz

    YanıtlaSil
  4. Özledim çooookkkk!

    Özledim. Hem de çok…

    Gözlerini, sözlerini, gülüşünü, ses tonunu, kokunu, dokunuşunu, seni, sana ait olan her şeyi…

    Özlediiiiiiimmm. Hem de çok…

    Öyle böyle değil...

    Özlemin çekiştiriyor saç diplerimden!

    Zaman duruyor özlerken seni.

    Akreple yelkovana düşman oluyorum.

    Kelimelere dökemiyorum, cümlelere sığdıramıyorum.

    Çaresiz bırakıyor, boğazı düğüm düğüm yapıyor.

    Gözleri yakıyor, uykulardan uyandırıyor ansızın.

    Anlatılmaz bir duygu bu.

    Elde olmadan yaşanan karmaşık duyguların sonucunda ortaya çıkan…

    Azalmayan, azalacağı yerde daha da artan…

    Hasret bana göre değil asla. Özlemin, içimde seni büyütüyor geçen her dakika.

    Dağlar delip, yollar aşıp gelmek, sana sarılmak istiyorum. Doyasıya yaşamak için seni.

    Ama olmuyor, ol-mu-yor.

    Olmuyoooooooooooooor…

    Tadı yok da, adı ne bunun şimdi?

    Kalbime, ruhuma büyük bir eziyet.

    Çok severken, çok özlemek…

    Reva mı bu?

    Penceremde, ekmek kırıntıları verdiğim kuşlar bile nasıl alışmışlar sana. Seni soruyorlar sanki bana, cama vurup… Onlar da arıyorlar sanki seni…

    Ben arıyorum seni, dayanamıyorum da sensizliğe, kuşlar aramış çok mu?

    Dayanamıyorum yokluğuna, özlemine.

    ‘Gel’ diye haykırıyorum, kalbimin çığlıkları eşliğinde.

    Bir gün, bir an gelecek… O gün, o an gelecek…

    Kavuşacağız.

    Kavuştuğumuz zaman aşkımızın, sarılışımızın sıcaklığı karşısında, özlemin buz tutacağı o anı düşünüyorum da…

    O an yeniden başlayacak hayat.

    Yeniden başlayacak aşk.

    Mevsim zemheri olsa bile içimiz, kalbimiz ısınacak her şeyden önce. Vuslatın doruklarında, dans edeceğiz menevişlerde. Hasreti dindireceğiz öpüşlerimizle.

    Elimizle tutacağız yıldızları.

    Mutluluktan uçacağız, hem de bulutları bile geride bırakarak…

    Yeni bir renk daha ekleyeceğiz gökkuşağındaki yedi rengin yanına. Bu rengin adı da ‘AŞK’ olacak.

    Dillere düşecek, bizim sevdamız konuşulacak.

    Leyla – Mecnun aşkı unutulacak!

    Ama bunların hepsi, bir araya geldiğimiz, fonda şarap rengi güllerin olduğu, ellerimizin, tenimizin, ruhumuzun birbirine değdiği anda, kalplerimizin duyguları okuduğu, sözlerin yetersiz kalıp da gözlerimizin konuştuğu, mehtabın bize eşlik ettiği anda gerçekleşecek.

    Geldiğinde…

    Anılarınla, hayalinle avunuyorum, resimlerini öpüyorum.

    Fotoğraflarındaki yıldız gözlerinle, çocuksu gülüşünle oyalanıyorum şimdi.

    Kapım çalsa…

    Hemen şimdi…

    Açsam…

    Karşımda sen…

    Elinde güllerle…

    Sarılsak…

    Kapım çalıyor.

    Yoksa…

    "Seni Seviyorum"

    Alıntı

    YanıtlaSil
  5. Kankacım paylaşımların için ellerine yüreğine sağlık...

    Güzellikleri görünce bende coşuyorum arada..:)
    paylaşımlara katkıda bulunuyorum
    sakıncası yoktur umarım

    YanıtlaSil
  6. aman kankacım, ne demek, katılımın her zaman mutluluk verir bizlere...
    yüreğine sağlık...

    YanıtlaSil
  7. Teşekkür ederim
    İyi akşamlar...

    YanıtlaSil