21 Aralık 2010 Salı

HerDemMavi


Mavi sevgi
mavi huzur
mavi mutluluktur...
Mavi düşler yeşertir umutları
mavi derinlikler yüceltir
mavi gökyüzü kanatlandırır insanı.
Mavi hayattır ve hayat masmavidir...

25 yorum:

  1. "Dikenden gül bitiren, kışı da bahar haline döndürür. Selviyi hür bir halde yücelten, kederi de sevinç haline sokabilir."

    Mevlana

    Evet HerDemMavi'nin mavi yüreklileri
    Dertlerden,kederlerden sıkıntılardan uzak maviliklerle dolu mutlu ,huzurlu, sağlıklı bir gün geçirebilmeniz dileğiyle
    programımıza başlıyorum :)
    İyi yayınlar...

    YanıtlaSil
  2. Bugün bir rüya gördüm hayır olsun inşallah...nasıl güzeldi, nasıl mutluydum :)ahh birde gerçek olabilseydi ama rüya işte sadece bir rüya...
    Onun için diyoruz ki Rüyalar Gerçek Olsa
    Emel Sayın seslendiriyor mükemmel bir şarkı ben dinlemeye doyamadım
    orjinal 45'likten yapılmış kayıt öyle yazıyor haydi dinleyelim...

    Rüyalar gerçek olsa
    Seni hergün görürdüm,
    O incecik beline
    Sarılarak yürürdüm.

    Sabah olmasın diye güneşi durdururdum,
    Yanar dağlarda tüten ateşi söndürürdüm.
    Yatağına her gece gelincik doldururdum,
    Dudağına bin kere öpücük kondururdum.

    Rüyalar, rüyalar, rüyalar
    Rüyalar gerçek olsa.

    Rüyalar gerçek olsa
    Sana güller verirdim,
    O güllerle belki de
    Kucağıma gelirdin.

    Sarılırdım boynuna, sokulurdum koynuna
    O gül dudaklarını öperdim doya doya.
    Sabah olmasın diye güneş durdururdum,
    Yanar dağlarda tüten ateşi söndürürdüm.

    Rüyalar, rüyalar, rüyalar
    Rüyalar gerçek olsa.

    Rüyalar Gerçek Olsa

    YanıtlaSil
  3. Yalnız sitedeki Eylem'den buraya gelince eser kalmadı
    nasıl şımarıktı nasıl yaramazlıklar düşünüyordu...
    Lakin ciddi bir açılışla programa başladı
    ee iş ayrı eğlence ayrı :))

    daha ısınma turları atıyor bence ondandır
    ilerleyen dakikalarda sitedeki gibi yaramaz bir kız olur gibi geliyor bana..:))

    YanıtlaSil
  4. Evvet sevgili dinleyiciler gönüllerin radyosu
    98.1 HerDemMavi'de programımız devam ediyor...

    Rüyalar demişken Sevgili Cahit Sıtkı'nın çok sevdiğim bir şiiri var...
    haydi yayınlayalım

    RÜYAMIZ

    Bir havuz kenarında yan yana oturmuşuz;
    Bu su bizim gölgemiz,biziz şeffaf ve temiz.
    Su sesine uyarak bir şarkı tutturmuşuz,
    Açılan güller gibi suda gönüllerimiz.

    Ne vakitten beridir burada oturmuşuz?
    Dünden, hatta bugünden bile yok haberimiz.
    Yaşamanın en güzel noktasında durmuşuz,
    Bir huzur ahengine dalmış gönüllerimiz.

    Uyanabilir miyiz sanki böyle rüyadan?
    Asırlar kadar uzun,müphem ve tatlı bir an,
    Biz o kadar sarhoşuz, o kadar sarhoşuz biz!

    İşte gözlerimizde bu suyun derinliği,
    İçimizdedir işte bu suyun serinliği;
    Biz o kadar, o kadar birbirimiziniz.

    Cahit Sıtkı Tarancı

    YanıtlaSil
  5. Nasıl ama güzel şiir değil mi?
    okurken sarhoş ediyor beni...:)
    çok seviyorum bu şiiri ne yapayım...
    Dün kankamın ana sayfaya attığı şiiride çok güzeldi
    çok konuşacak birşey yok aslında"Cahit Sıtkı yani üstad"...
    şiirlerinin hepsi birbirinden güzel
    saygıyla anıyoruz...

    Evet nediyorduk
    diyoruz ki şimdi kısa bir ara..
    ne kadar kısa öğleyi bulur gibi geliyor...
    nasıl yani??
    Hesap mı vereceğim yahu
    blogta sitede bugün benim
    istediğim saatte gelir istediğim saatte giderim
    var mı bana yan bakan :)

    demiştim değil mi ısınma turu atıyordur şimdi şımarır diye :))

    İşleri halledince buradayım görüşürüz...

    YanıtlaSil
  6. Hayde başlayalım programa yeniden...

    Hayde gidelum hayde
    Dağa k'arayemişa
    Elun nişanlisina
    Ben nasil deyim hayde

    Çiktum çami budadum
    Endurdum yarisina
    Boyle sevdami olur
    Girsun yerun dibina

    K'izilağaç fidani
    Tepeden budanur mi
    İnsan sevduği yardan
    Bu k'adar utanur mi

    Endum dere duzina
    Aşlamayi aşladum
    Sevdaluk eyi şeydur
    Ben da yeni başladum


    Hayde/Kazım Koyuncu

    Hayde/Cem Yılmaz

    YanıtlaSil
  7. İstanbul'u fethedecek ablalarım için bir İstanbul şiiri...

    Canım İstanbul

    Ruhumu eritip de kalıpta dondurmuşlar;
    Onu İstanbul diye toprağa kondurmuşlar.
    İçimde tüten birşey; hava, renk, eda, iklim;
    O benim, zaman, mekan aşıp geçmiş sevgilim.
    Çiçeği altın yaldız, suyu telli pulludur;
    Ay ve güneş ezelden iki İstanbulludur.
    Denizle toprak, yalnız onda ermiş visale,
    Ve kavuşmuş rüyalar, onda, onda misale.

    İstanbul benim canim;
    Vatanim da vatanim...
    İstanbul,
    İstanbul...

    Tarihin gözleri var, surlarda delik;
    Servi, endamlı servi, ahirete perdelik...
    Bulutta saha kalkmış Fatih'ten kalma kir at;
    Pırlantadan kubbeler, belki bir milyar kırat...
    Şahadet parmağıdır göğe doğru minare;
    Her nakısta o mana: Öleceğiz ne çare?
    Hayattan canlı olum, günahtan baskın rahmet;
    Beyoğlu tepinirken ağlar Karaca Ahmet...

    O manayı bul da bul!
    İlle İstanbul’da bul!
    İstanbul,
    İstanbul...

    Boğaz gümüş bir mangal, kaynatır serinliği;
    Çamlıca'da, yerdedir göklerin derinliği.
    Oynak sular yalının alt katına misafir;
    Yeni dünyadan mahzun, resimde eski sefir.
    Her aksam camlarında yangın çıkan Üsküdar,
    Perili ahşap konak, koca bir şehir kadar...
    Bir ses, bilemem tambur gibi mi, ud gibi mi?
    Cumbalı odalarda inletir katibi mi...

    Kadını keskin bıçak,
    Taze kan gibi sıcak.
    İstanbul,
    İstanbul...

    Yedi tepe üstünde zaman bir gergef isler!
    Yedi renk, yedi sesten şayisiz belirişler...
    Eyüp oksuz, Kadıköy süslü, Moda kurumlu,
    Adada rüzgar, ucan eteklerden sorumlu.
    Her şafak Hisarlarda oklar çıkar yayından
    Hala çığlıklar gelir Topkapı sarayından.
    Ana gibi yar olmaz, İstanbul gibi diyar;
    Güleni söyle dursun, ağlayanı bahtiyar...

    Gecesi sümbül kokan
    Türkçe’si bülbül kokan,
    İstanbul,
    İstanbul...

    Necip Fazıl Kısakürek

    YanıtlaSil
  8. HER NEFESTEN

    Göz kaptırdığım renkten, kulak verdiğim sesten,
    Affet senden habersiz aldığım her nefesten...

    Necip Fazıl Kısakürek

    YanıtlaSil
  9. Sanat güneşimizden güzel bir şarkı

    Rüyalarda Buluşuruz

    Yıllar var ki biz seninle
    Bakışarak konuşuruz
    Sevdalanmış kalbimizle
    Rüyalarda buluşuruz
    Bu şarkıyla kavuşuruz

    Aşk gülümüz solsa bile
    Gözümüz yaş dolsa bile
    Zaman geçmiş olsa bile
    Rüyalarda buluşuruz
    Bu şarkıyla kavuşuruz

    Söz: Aşkın Tuna
    Beste:Halil Karaduman

    Rüyalarda Buluşuruz

    YanıtlaSil
  10. GÖZLERİN KAL DİYOR

    Bu nasıl ayrılık, bu nasıl veda
    Gözlerin kal diyor dudakların git
    Bakışın anahtar, gözlerin kilit
    Ellerin aç diyor, dudakların git.

    Ayrılık; dönüşü olmayan nehir
    Yalnızlık; yıkılmış bomboş bir şehir
    Kaç sevda kül oldu böyle kimbilir
    Gözyaşın kal diyor, dudakların git.

    Gidersem, bir daha dönmeyeceğim
    Kalırsam, kalbime yenileceğim
    Çözemedim seni delireceğim
    Gözlerin kal diyor, dudakların git.

    Duvardan insin mi resimlerimiz,
    Yabancı olsun mu isimlerimiz?
    Ya o, deli dolu gecelerimiz
    Anılar kal diyor, dudakların git.

    Bu roman da biter belki birazdan
    Ne aşklar yıkıldı gururdan, nazdan
    Ağlıyor besteler yine hicâzdan
    Şarkılar kal diyor, dudaklar git...

    Ahmet Selçuk İLKAN

    YanıtlaSil
  11. Bir Zeki Müren daha dinleyelim...

    Dudaklarında Arzu

    Dudaklarında arzu kolarında yanlız ben
    Sana bakan bir çift göz ben olayım sevgilim
    Gününe gene eş gözünde yaş yine ben olayım
    Sana aşık yanlız ben ben olayım sevgilim

    Bütün ömür boyunca kalbide sevgilin ben
    Benliğinde yanlız ben ben olayım sevgilim
    Güüne gecene eş gözünde yaş yine ben
    Sana aşık yanlız ben ben olayım sevgilim

    Bütün ömür boyunca kalbinde sevgilin ben
    Benliğnde yanlız ben ben olayım sevgilim
    Günne gecene eş göznde yaş yine ben
    Sana aşık yanlız ben ben olayım sevgilim…

    Makâm : Kürdî
    Usûl : Nim Sofyân
    Bestekâr : Sâdettin Öktenay

    Dudaklarında Arzu

    YanıtlaSil
  12. BEN SANA MECBURUM

    Ben sana mecburum bilemezsin
    Adını mıh gibi aklımda tutuyorum
    Büyüdükçe büyüyor gözlerin
    Ben sana mecburum bilemezsin
    İçimi seninle ısıtıyorum

    Ağaçlar sonbahara hazırlanıyor
    Bu şehir o eski İstanbul mudur?
    Karanlıkta bulutlar parçalanıyor
    Sokak lambaları birden yanıyor
    Kaldırımlarda yağmur kokusu
    Ben sana mecburum sen yoksun

    Sevmek kimi zaman rezilce korkudur
    İnsan bir akşam üstü ansızın yorulur
    Tutsak ustura ağzında yaşamaktan
    Kimi zaman ellerini kırar tutkusu
    Birkaç hayat çıkarır yaşamasından
    Hangi kapıyı çalsa kimi zaman
    Arkasında yalnızlığın hınzır uğultusu

    Fatihte yoksul bir gramafon çalıyor
    Eski zamanlardan bir Cuma çalıyor
    Durup köşe başında deliksiz dinlesem
    Sana kullanılmamış bir gök getirsem
    Haftalar ellerimde ufalanıyor
    Ne yapsam ne tutsam nereye gitsem
    Ben sana mecburum sen yoksun

    Belki Haziranda mavi benekli çocuksun
    Ah seni bilmiyor kimseler bilmiyor
    Bir şilep sızıyor ıssız gözlerinden
    Belki Yeşilköy'de uçağa biniyorsun
    Bütün ıslanmışsın tüylerin ürperiyor
    Belki körsün kırılmışsın telâş içindesin
    Kötü rüzgâr saçlarını götürüyor

    Ne vakit bir yaşamak düşünsem
    Bu kurtlar sofrasında belki zor
    Ayıpsız fakat ellerimizi kirletmeden
    Ne vakit bir yaşamak düşünsem
    Sus deyip adınla başlıyorum
    İçim sıra kımıldıyor gizli denizlerin
    Hayır başka türlü olmayacak
    Ben sana mecburum bilemezsin..

    Atilla İlhan

    YanıtlaSil
  13. Kıraç – Mecnunum Leyla

    Kemiğimi yapsalar tarak
    Yar zülfünün tellerine
    Leyla
    Yakına gel gitme ırak
    Bak göğsümün sellerine

    Gitme Leylam Gitme Leylam
    Mecununum Leyla
    Leyla Leyla

    Gitme Leylam Gitme Leylam
    Mecununum Leyla
    Leyla Leyla

    Gözlerimi bağlasalar
    Yarama tuz dağlasalar
    Leyla
    Harmanlarda savursalar
    Muhabbetim ellerine

    Gitme Leylam Gitme Leylam
    Mecununum Leyla
    Leyla Leyla

    Gitme Leylam Gitme Leylam
    Mecununum Leyla
    Leyla Leyla

    Mecnunum Leyla

    YanıtlaSil
  14. Fıkra...

    Çiftçi
    İki tane çiftçi, biri Adanali, digeri Kayserili... sohbet ederken, tabi haliyle zenginlikleriyle övünecekler...Kayserili tarlalarinin çoklugundan, isçi yetistirememekten, ürünlerin hersene telef olmasindan bahsedince Adanali atlıyor: 'Benim çiftlikte, sabah günes dogmadann biniyoruz arabaya, aksam oluyor, biz hâlâ çiftliğin öteki ucuna yetisemiyo oluyoz, çaresiz geri dönüyoruz'.
    Kayserili de hiç bozuntuya vermeden lafı yapistiriyor: -'Yahu bizim de vardı öyle bir arabamiz ama geçen sene sattik, illet onlarla yolculuk ya...

    YanıtlaSil
  15. 1. Bişnev in ney çün hikâyet mîküned
    Ez cüdâyîhâ şikâyet mîküned
    Dinle, bu ney neler hikâyet eder,
    ayrılıklardan nasıl şikâyet eder.

    2. Kez neyistân tâ merâ bübrîdeend
    Ez nefîrem merd ü zen nâlîdeend
    Beni kamışlıktan kestiklerinden beri feryâdımdan
    erkek ve kadın müteessir olmakta ve inlemektedir.

    3. Sîne hâhem şerha şerha ez firâk
    Tâ bigûyem şerh-i derd-i iştiyâk
    İştiyâk derdini şerhedebilmem için, ayrılık acılarıyle
    şerha şerhâ olmuş bir kalb isterim.

    4. Herkesî kû dûr mand ez asl-ı hiş
    Bâz cûyed rûzgâr-ı vasl-ı hîş
    Aslından vatanından uzaklaşmış olan kimse, orada geçirmiş olduğu zamanı tekrar arar.

    5. Men beher cem’iyyetî nâlân şüdem
    Cüft-i bedhâlân ü hoşhâlân şüdem
    Ben her cemiyette, her mecliste inledim durdum. Bedhâl (kötü huylu) olanlarla da, hoşhâl (iyi huylu) olanlarla da düşüp kalktım.

    6. Herkesî ez zann-i hod şüd yâr-i men
    Vez derûn-i men necüst esrâr-i men
    Herkes kendi anlayışına göre benim yârim oldu. İçimdeki
    esrârı araştırmadı.

    7. Sırr-ı men ez nâle-i men dûr nist
    Lîk çeşm-i gûşrâ an nûr nîst
    Benim sırrım feryâdımdan uzak değildir. Lâkin her gözde onu görecek nûr, her kulakda onu işitecek kudret yoktur.

    8. Ten zi cân ü cân zi ten mestûr nîst
    Lîk kes râ dîd-i cân destûr nîst
    Beden ruhdan, ruh bedenden gizli değildir. Lâkin herkesin rûhu
    görmesine ruhsat yoktur.

    9. Âteşest în bang-i nây ü nîst bâd
    Her ki în âteş nedâred nîst bâd
    Şu neyin sesi âteşdir; havâ değildir. Her kimde bu âteş yoksa, o kimse yok olsun.

    10. Âteş-i ıskest ke’nder ney fütâd
    Cûşiş-i ışkest ke’nder mey fütâd
    Neydeki âteş ile meydeki kabarış, hep aşk eseridir.

    11. Ney harîf-i herki ez yârî bürîd
    Perdehâyeş perdehây-i mâ dirîd
    Ney, yârinden ayrılmış olanın arkadaşıdır. Onun makam perdeleri,
    bizim nûrânî ve zulmânî perdelerimizi -yânî, vuslata mânî olan perdelerimizi- yırtmıştır.

    12. Hem çü ney zehrî vü tiryâkî ki dîd
    Hem çü ney dem sâz ü müştâkî ki dîd
    Ney gibi hem zehir, hem panzehir; hem demsâz, hem müştâk bir
    şeyi kim görmüştür

    13. Ney hadîs-i râh-i pür mîküned
    Kıssahây-i ışk-ı mecnûn mîküned
    Ney, kanlı bir yoldan bahseder, Mecnûnâne aşkları hikâye eder.

    14. Mahrem-î în hûş cüz bîhûş nist
    Mer zebânrâ müşterî cüz gûş nîst
    Dile kulakdan başka müşteri olmadığı gibi, mâneviyâtı idrâk
    etmeye de bîhûş olandan başka mahrem yoktur

    15. Der gam-î mâ rûzhâ bîgâh şüd
    Rûzhâ bâ sûzhâ hemrâh şüd
    Gamlı geçen günlerimiz uzadı ve sona ermesi gecikti. O günler, mahrûmiyyetten ve ayrılıktan hâssıl olan ateşlerle arkadaş oldu –yânî, ateşlerle,
    yanmalarla geçti - .

    16. Rûzhâ ger reft gû rev bâk nîst
    Tû bimân ey ânki çün tû pâk nist
    Günler geçip gittiyse varsın geçsin. Ey pâk ve mübârek olan
    insân-ı kâmil; hemen sen vâr ol!..

    17. Herki cüz mâhî zi âbeş sîr şüd
    Herki bîrûzîst rûzeş dîr şüd
    Balıktan başkası onun suyuna kandı. Nasibsiz olanın da
    rızkı gecikti.

    18. Der neyâbed hâl-i puhte hîç hâm
    Pes sühan kûtâh bâyed vesselâm
    Ham ervâh olanlar, pişkin ve yetişkin zevâtın hâlinden anlamazlar.
    O halde sözü kısa kesmek gerektir vesselâm.

    YanıtlaSil
  16. Yukarida vermis oldugum 18 beyit Mesnevi`nin ilk 18 Beyti olup, Hz. Mevlana`nin ölüm yildönümü nedeniyle tarafimdan siz degerli Herdemmavi takipcilerine sunulmustur.

    YanıtlaSil
  17. Şeb-i Arus lügat manası düğün gecesi demektir. Mevlânâ Celaleddin-i Rumi kendi ölümüne rabbine duyduğu aşktan dolayı sevgiliye kavuşma yani düğün gecesi demiştir.
    Mevlânâ Celaleddin-i Rumi'nin ölüm yıl dönünlerinde 17 Aralık tarihlerine denk gelen haftalarda yapılan ve "Vuslat Yıldönümü Uluslararası Anma Törenleri" olarak isimlendirilmeye başlanılan törenler, halk arasında Şeb-i Arus Şenlikleri olarak da anılmaktadır.

    YanıtlaSil
  18. Öldüğüm gün tabutum götürülürken, bende bu dünya derdi var sanma...
    Benim için ağlama, yazık, vah vah deme;
    Şeytanın tuzağına düşersen, o zaman eyvah demenin sırasıdır,
    Cenâzemi gördüğün zaman firâk, ayrılık deme,
    Benim kavuşmam, buluşmam işte o zamandır,
    Beni toprağa verdikleri zaman, elvedâ elvedâ demeye kalkışma,
    Mezar, cennet topluluğunun perdesidir.
    Batmayı gördün değil mi? Doğmayı da seyret, güneşle aya gurûbdan hiç ziyân gelir mi?
    Hangi tohum yere ekildi de bitmedi? Ne diye insan tohumunda şüpheye düşüyorsun?
    Hangi kova kuyuya salındı da dolu dolu çıkmadı? Can Yusuf’u ne diye kuyuda feryad etsin?
    Bu tarafta ağzını yumdun mu, o tarafta aç.
    Zîrâ senin Hayy u Hû’yun, mekânsızlık âleminin fezâsındadır.

    Hz. Mevlana

    YanıtlaSil
  19. Hakikaten yetmiş kardeşim sağolsun
    Hoşgelmiş
    hoşluklar paylaşmış yüreğine sağlık...

    Elektrikler gitmişti burada da daha yeni geldi...
    Bende gelebildim...

    Buraya gelmeden iki dakika önce ne oldu İstanbul'lu kankalar beni aradı...
    Havalarını attılar...
    Hatta Mavigünüm menüyüde saydı
    sarmalar diye başladı
    ben sarmayı duyunca gerisini pek duymadım :))

    Tatlı dilli ablalarıma burdan kucak dolusu sevgiler...

    YanıtlaSil
  20. Güzel bir şarkıyla devam ediyorum ben Sezen Aksu İkinci Bahar diyor...

    İkinci Bahar
    Gamze gamze bir gülüver şimdi
    Beni koynuna alıver şimdi
    Mevsimi geldi susadım aşka
    Benimle bir dünya kuruver şimdi

    İkinci bahar yaşıyor ömrüm
    Gel benim yarim oluver şimdi
    Seni gül gibi öpe koklaya
    Gözümden dilimden sakınır saklar
    Bugünkü aklımla severim şimdi

    Şiirler şarkılar söyleyerek
    Mehtabı birlikte seyrederek
    Benimle bir bütün oluver şimdi

    İkinci Bahar

    YanıtlaSil
  21. Bugün hamsi vardı menüde
    öyle olunca bir karadeniz fıkrası
    e tabi temel :)

    SAĞIR KİM?
    Temel doktora gitmiş:
    Doktor bey, Bizum Fadime sağır herhalde, sorularima cevap vermeyi...
    Karınızın sağırlık derecesini ölçelim. Siz bir soru sorun, duymaz ise beş adım yaklaşıp soruyu tekrarlayın. Ne kadar mesafede duyuyor bilelim.
    Temel, deneme yapmak için eve gittiğinde Fadime'yi yemek yaparken bulmuş:
    Karıcuğum bugün yemekte ne var?
    Ses yok... Beş adım yaklaşıp bir daha sormuş. Çıt yok... Bir beş adım daha yaklaşıp yine sormuş:
    Kiz Fadime saa diyrum, yemekte ne var?
    Bak Temel, dördüncü kez söyliyrum, yemekte hamsili pilav var...

    YanıtlaSil
  22. BİR PINARSIN İÇİLEN AMA HİÇ KANILMAYAN

    Bir pınarsın içilen ama hiç kanılmayan
    Seveni yanıltmayan, sevince yanılmayan
    Özlenen sen, özleyen sen, özleten sen
    Varken doyulmayansın, yokken dayanılmayan


    Ümit yaşar Oğuzcan

    YanıtlaSil
  23. Eflatun'a iki soru sormuşlar. Birincisi:

    "İnsanoğlunun sizi en çok şaşırtan davranışları nelerdir?''
    Eflatun tek tek sıralamış:
    "Çocukluktan sıkılırlar ve büyümek için acele ederler. Ne var ki çocukluklarını özlerler. Para kazanmak için sağlıklarını yitirirler ama sağlıklarını geri almak için para öderler. Yarından endişe ederken bugünü unuturlar. Dolayısıyla ne bugünü ne de yarını yaşarlar. Hiç ölmeyecekmiş gibi yaşarlar. Ancak hiç yaşamamış gibi ölürler."

    Sıra gelmiş ikinci soruya:

    "Peki sen ne öneriyorsun?"

    Bilge yine sıralamış:

    "Kimseye kendinizi sevdirmeye kalkmayın.

    Yapılması gereken tek şey kendinizi sevilmeye bırakmaktır.

    Önemli olan hayatta "en çok şeye sahip olmak" değil, "en az şeye ihtiyaç duymaktır."

    YanıtlaSil
  24. Unutama Beni

    Boğazında düğümlenen hıçkırık olayım
    Unutma beni, unutama beni
    Gözünden damlayamayan göz yaşın olayım
    Unutma beni, unutama beni

    Gölgen gibi adım adım
    Her solukta benim adım
    Ben nasıl ki unutmadım
    Sen de unutma beni, unutama beni

    Bitmek bilmez kapkaranlık geceler boyunca
    Unutma beni, unutama beni
    Ayrılığın acısını kalbinde duyunca
    Unutma beni, unutama beni

    Sevişirken, öpüşürken
    Yapayalnız dolaşırken
    Unutmaya çalışırken
    Unutama beni, unutama beni

    Unutama Beni

    YanıtlaSil
  25. İyi akşamlar...
    Sevgiyle kalın...

    YanıtlaSil