26 Ekim 2010 Salı

HerDemMavi


Mavi sevgi
mavi huzur
mavi mutluluktur...
Mavi düşler yeşertir umutları
mavi derinlikler yüceltir
mavi gökyüzü kanatlandırır insanı.
Mavi hayattır ve hayat masmavidir...

37 yorum:

  1. Merhaba,
    minicik bir seyehate çıkma durumundayım. Muhtemelen öğleden sonra aranızda olabilecem. Program sizde...
    Kolay gelsin hepinize...

    YanıtlaSil
  2. MERHABA..
    HERDEMMAVİ..

    işte sonbahar..
    bu mevsimde doğaya bakıyorum da doğa sanki yazın o sıcaklığındaki neşesinden yorulmuşda ben biraz dinleneyim der gibi geliyor bana hep..bazen o deli rüzgarı onun bu yorgunluğundan uyandırmak için çaba harcadığını düşünürüm.
    sonbahar araf ta kalmanın mevsimidir.
    yaz ile kışın ortasında..
    önünde zor güçlükle geçecek bir mevsim vardır..dağların,ovaların,
    ağaçların,denizlerin,akarsuların..
    tekrar eski neşesine eski sıcaklığına kavuşması için geçirmesi gereken zorluklar..
    güçlenmek lazım..
    kuvvetlenmek lazım..

    HERDEMMAVİ belki bu yorgun düşmüş mevsimde bizimde yorgun yüreklerimize,yorgun bedenimize en güzel güç değil mi..

    HERDEMMAVİ..
    Bizim salı neşemiz.bizi soğuğa hazırlayan kışın zorluklarına hazırlayan bizim yürek sıcaklığımız değil mi?

    hadi o zaman başlayalım..
    zaman bulan
    zaman yaratan bir ses versin bize..
    herkes ateşe bir odun atsın..
    sıcaklık yayılsın yüreklerimize..
    gelen kışa inat..

    YanıtlaSil
  3. yıldırım gürses den dinliyoruz..

    sonbahar rüzgarı

    düşen bir yaprak görürsen

    beni hatırla demiştim

    biliyorsun seni ben

    sonbaharda sevmiştim

    her sonbahar gelişinde

    düşen sarı yapraklarla

    kuru dallar arasında

    sen gelirsin aklıma

    rüzgarlı düşen yapraklar

    daima senin hayalin

    yine bir sonbaharda

    geleceksin sen bana

    her son bahar gelişinde

    düşen sarı yapraklarla

    kuru dallar arasında

    sen gelirsin aklıma


    http://www.lizoz.com/962193-yildirim-gurses-sonbahar-ruzgarlari.izle

    YanıtlaSil
  4. Kurşun sesi kadar hızlı geçer yaşamak; Öyle zordur ki , kurşunu havada , sevgiyi de yürekte tutmak Ve bir akşam üstü yanınızda kimsecikler olmaz; Ya da olması gerekenler yanınızdakiler değildir.

    Kopan bir ipe, sımsıkı bir düğüm atarsanız , ipin en sağlam yeri artık bu düğümdür.
    Ama ipe her dokunuşunuzda , canınızı acıtan tek nokta , yine o düğümdür.
    ayhan aydos

    YanıtlaSil
  5. sezen aksu dan

    BÜKLÜM BÜKLÜM

    Ne söylesen ne beklesen
    Yaradandan ya da kaderinden
    Ele geçmez istediğin
    Uğruna savaş vermediysen
    Sanki seni boğar gibi
    Sanki yeniden doğar gibi
    Sanki zaman zaman ölür gibi
    Acısını , çilesini çekmediysen
    Hani büklüm büklüm boynunda
    Hani paramparça ruhunda
    Hani soran gözlerle kapında
    Bekleyen dargın anıların gibi
    Sevilmeden de sevmeyi
    Neyi özlediğini bilmeyi
    Acı da olsa yine gerçeği
    Görüp te söylemeyi bilmeseydin

    http://www.dailymotion.com/video/x9m52m_sezen-aksu-buklum-buklum-2009-zaman_music



    Not: bu şarkı dinlerken kankamı yolcu ettiğim gün arabasında çalıyordu ne zaman dinlesem o gün geliyor aklıma ...
    uzaklaşan araba ile gözümün önüne..el sallarken ona..
    canım kankam kavuşmalarımız olsun diyerek sana kucak dolusu öpücükler yolluyorum..

    YanıtlaSil
  6. HERDEMMAVİ DE bu gün herkes yoğun anladım..
    olsun..
    ben devam ediyorum..
    saat kaç olursa olsun bir selam verirsiniz umudunu taşıyarak..

    YanıtlaSil
  7. Sen yalnızlığı bilir misin? Gördün mü hiç daha önce, dinledin mi?
    Bir gece yarısı, gözlerinin perdesi günü örttüğünde, deniz kızları gibi dokunur sesi kulaklarına. Biraz rüya, biraz hayal, biraz yok, aslında.....
    Hiç sesini duydun mu? Öyle ince, öyle acıklı gelir ki; sanki bestekarını kaybetmiş yetim bir beste. Dalarsın geceye...Bir yanında kayıp aşk bestesi, bir yanında ihmal ettiğin üstü toza bulanmış, sararmış anıların. Günü geçmiş sevdaların...Aşkların...

    Unutanlarınla / unuttukların... Elbette asla unutamayacak oldukların.

    ayhan aydos

    YanıtlaSil
  8. Feridun Düzağaç
    Yalnızlığım Sana Emanet

    Ben aslında öyle bir şarkı yazmak isterdim ki
    İçinde sen, ben ve sevmek yalnızca

    Bu şarkıyı herkes söylemek isterdi
    Ama kimse ayrılığa, ölüme, yağmura dur diyemedi
    Bir gün kabalık edersem
    Habersiz çekip gidersem
    Yalnızlığım sana emanet
    Çiçeklerimiz solmasın
    Artık kaybetmek olmasın
    Anılardan, baharlardan tüket

    Ninniler söyleyebilseydim
    Uyusaydın kollarımda
    Öyle bir aşk ki dokunsaydı sonsuza

    Bu şarkıyı herkes söylemek isterdi
    Ama kimse ayrılığa, ölüme, yağmura dur diyemedi
    Bir gün kabalık edersem
    Habersiz çekip gidersem
    Yalnızlığım sana emanet
    Çiçeklerimiz solmasın
    Artık kaybetmek olmasın
    Anılardan, baharlardan tüket

    http://www.izlesen.org/feridun-duzagac-yalnizligim-sana-emanet.html

    YanıtlaSil
  9. AŞK BEKLEMEKTİR

    Ne zaman dalsan sevdanın labirentlerine
    Uzun ve tiz bir ıslık sesi karşılar yüreğini.
    Sevgiler imparatorluğu uzaktır, bekletir seni
    Rüyalar pembe düşlerdir, siyaha çalar kimi
    Eşsizdir yüreğin, barındırır tüm güzellikleri
    Lirik bir bakış ol ve törpüle artık çilelerini…

    Kırık dökük anılardan çıkardığımız yazılar ve bu anıların yüreğimizde açtığı yaralarla yaşamak zor gelir bizim gibilere. Uçsuz, upuzun ovalarda yalın ayak yürümek, varmayı düşlediğimiz dağlara tırmanmak ve oralarda yankımızı duyurmak çabası hep vardır. Kimi yastığa başını koyunca bunları düşünürsün, kimi yüreğini sevecek, okşayacak bir el beklersin. Sonsuza dek gözlerine bakıp, aynı sonsuzluğa ulaştıracak bir bakış dilersin.

    Hayatın garip çarklarında tüm bunlar mümkündür. Ancak bilinmeyenlerle, anlaşılmayanlarla mücadele ederken bu güzellikleri kaybediverirsin ve onlardan dirhem dirhem mahrum kalırsın. Yaşamın mavi denizlerinde özgür kulaçlar atmayı kim istemez ki, yüreğimizdeki sevda ateşiyle ve aşk tütsüsüyle ibadete durmak, o ibadetlerin barınağında sonsuza dek sevişmeyi kim dilemez ki? . İşte böylesi beklentilerde yüreğin hep boştur, sözcüklerin yıldızlara değer ve geri dönmez. Ay kıskanç ışıklarını yeryüzüne gönderirken sürekli bedel alır, sürekli yeniler doğa görüntüsünü, hızla tükenen mevsimler gibi.

    Bir yol vardır aslında sevmek için. O yol tehlikelerle dolu olduğu için cazip gelmez bizlere. Bu doğanın diğer yüzüdür ve sürekli acılarla bütünleştirir sevenleri. O acılar ki, ömür törpüsüdür ve geriye dönüp bakmaya korkar insan. Korkuların ayak izleri derindir ve kaybolmayı istemezsin.

    Oysa ki, dil yarası, yürek acısı beterdir. Yüreğin sızıları her doğan gün saklanır geçmişe. Saygı sevgiyi özler, sevgi saygı bekler, saygının düşürdüğü gül nehirlere düşer, nehirler sevgiyi gizler, gizlenen her sevgi de aşk’ı bekler. Fırtına tepelerinde bağdaş kurup oturunca farkına varmadan bunları düşünürsün. Bir elinde kağıt vardır, diğer elin yüreğinin gelgitlerini dinlemektedir. Kaleme varmaz elin, yüreğin tutukludur ve öfkelerinden sevinçler çıkarmayı düşler. Dumanınla bir sen boğulur, siteminle bir sen avunursun.

    Kimi, bir yazı yazmak gelir içinden. Sonsuzluğa ışık tutacak bir mirasın kalsın istersin. Zorlarsın kendini, düşürürsün gözlerini bembeyaz kağıtlara. Bedeninin ateşlerine aldırmaz, yaşadıklarını takmaz, geriye dönüp bakmak istemezsin. Uyanınca, gece boyu dinmeyen yağmura uzatmak istersin sonra ellerini. Islak camlarda elini gezdirir, buğulanan camlara birkaç satır karalamak geçer içinden. Ansızın, dışarıdaki yağmur sularını kucaklamak istersin. Saçlarını serip deli yağmurlara çılgınca bir sevda yaşamayı düşlersin. Fakat neler düşlesen de, tuzaklarla dolu bu garip yerkürede adımların seni taşımaz, bir okul kaçağı gibi kendi tenhalarına dalarsın.

    Kırılırsın, üzülürsün, yüreğine söz geçiremezsin. Çile yumaklarını sararsın durmaksızın. Ömür boyu taşıyamayacağın bir yalnızlığın kapısını tekrar çalarsın. Girdaplar gibidir için, döner başın, sessizce ağlarsın. Gözyaşlarını aynalara siler, dudaklarının kıvrımlarından, gözlerinin ovalarından ve yüreğinin labirentlerinden bir resim yaparsın. Dalarsın meçhullere, ararsın çocukluğunu ve kaderine yanarsın.

    Bu olmazlar çemberi hep böyle döner anlayacağın. Aşk’a her zaman vakit vardır ve sevmek özünde aynıdır. Işıklara belediğin yürek ışıl ışıl bir gelecek düşler. Bir serçe yem ister pencerende, bir çekirge öter çatında ve yoldan geçmeye çalışan bir sürüngeni okşarsın gözlerinle. Anlayacağın bebek, sevmek için dokunmak zorunda değilsin. Yaşamak ve sevmek beşiğini sürekli salla yüreğinde. Bir gün, yarınlara kavuşunca güzelliğinin mükemmel bahçelerinde sevgiye uzatırsın ellerini. Sevgi dağlarının ne kadar yakın olduğuna, aşk denizlerinin ne kadar eşsiz olduğuna inan sen bile şaşarsın.

    Selahattin Yetgin

    YanıtlaSil
  10. AŞK BEKLEMEKTİR

    Ne zaman dalsan sevdanın labirentlerine
    Uzun ve tiz bir ıslık sesi karşılar yüreğini.
    Sevgiler imparatorluğu uzaktır, bekletir seni
    Rüyalar pembe düşlerdir, siyaha çalar kimi
    Eşsizdir yüreğin, barındırır tüm güzellikleri
    Lirik bir bakış ol ve törpüle artık çilelerini…

    Kırık dökük anılardan çıkardığımız yazılar ve bu anıların yüreğimizde açtığı yaralarla yaşamak zor gelir bizim gibilere. Uçsuz, upuzun ovalarda yalın ayak yürümek, varmayı düşlediğimiz dağlara tırmanmak ve oralarda yankımızı duyurmak çabası hep vardır. Kimi yastığa başını koyunca bunları düşünürsün, kimi yüreğini sevecek, okşayacak bir el beklersin. Sonsuza dek gözlerine bakıp, aynı sonsuzluğa ulaştıracak bir bakış dilersin.

    Hayatın garip çarklarında tüm bunlar mümkündür. Ancak bilinmeyenlerle, anlaşılmayanlarla mücadele ederken bu güzellikleri kaybediverirsin ve onlardan dirhem dirhem mahrum kalırsın. Yaşamın mavi denizlerinde özgür kulaçlar atmayı kim istemez ki, yüreğimizdeki sevda ateşiyle ve aşk tütsüsüyle ibadete durmak, o ibadetlerin barınağında sonsuza dek sevişmeyi kim dilemez ki? . İşte böylesi beklentilerde yüreğin hep boştur, sözcüklerin yıldızlara değer ve geri dönmez. Ay kıskanç ışıklarını yeryüzüne gönderirken sürekli bedel alır, sürekli yeniler doğa görüntüsünü, hızla tükenen mevsimler gibi.

    AŞK BEKLEMEKTİR
    Bir yol vardır aslında sevmek için. O yol tehlikelerle dolu olduğu için cazip gelmez bizlere. Bu doğanın diğer yüzüdür ve sürekli acılarla bütünleştirir sevenleri. O acılar ki, ömür törpüsüdür ve geriye dönüp bakmaya korkar insan. Korkuların ayak izleri derindir ve kaybolmayı istemezsin.

    Oysa ki, dil yarası, yürek acısı beterdir. Yüreğin sızıları her doğan gün saklanır geçmişe. Saygı sevgiyi özler, sevgi saygı bekler, saygının düşürdüğü gül nehirlere düşer, nehirler sevgiyi gizler, gizlenen her sevgi de aşk’ı bekler. Fırtına tepelerinde bağdaş kurup oturunca farkına varmadan bunları düşünürsün. Bir elinde kağıt vardır, diğer elin yüreğinin gelgitlerini dinlemektedir. Kaleme varmaz elin, yüreğin tutukludur ve öfkelerinden sevinçler çıkarmayı düşler. Dumanınla bir sen boğulur, siteminle bir sen avunursun.

    Kimi, bir yazı yazmak gelir içinden. Sonsuzluğa ışık tutacak bir mirasın kalsın istersin. Zorlarsın kendini, düşürürsün gözlerini bembeyaz kağıtlara. Bedeninin ateşlerine aldırmaz, yaşadıklarını takmaz, geriye dönüp bakmak istemezsin. Uyanınca, gece boyu dinmeyen yağmura uzatmak istersin sonra ellerini. Islak camlarda elini gezdirir, buğulanan camlara birkaç satır karalamak geçer içinden. Ansızın, dışarıdaki yağmur sularını kucaklamak istersin. Saçlarını serip deli yağmurlara çılgınca bir sevda yaşamayı düşlersin. Fakat neler düşlesen de, tuzaklarla dolu bu garip yerkürede adımların seni taşımaz, bir okul kaçağı gibi kendi tenhalarına dalarsın.

    Kırılırsın, üzülürsün, yüreğine söz geçiremezsin. Çile yumaklarını sararsın durmaksızın. Ömür boyu taşıyamayacağın bir yalnızlığın kapısını tekrar çalarsın. Girdaplar gibidir için, döner başın, sessizce ağlarsın. Gözyaşlarını aynalara siler, dudaklarının kıvrımlarından, gözlerinin ovalarından ve yüreğinin labirentlerinden bir resim yaparsın. Dalarsın meçhullere, ararsın çocukluğunu ve kaderine yanarsın.

    Bu olmazlar çemberi hep böyle döner anlayacağın. Aşk’a her zaman vakit vardır ve sevmek özünde aynıdır. Işıklara belediğin yürek ışıl ışıl bir gelecek düşler. Bir serçe yem ister pencerende, bir çekirge öter çatında ve yoldan geçmeye çalışan bir sürüngeni okşarsın gözlerinle. Anlayacağın bebek, sevmek için dokunmak zorunda değilsin. Yaşamak ve sevmek beşiğini sürekli salla yüreğinde. Bir gün, yarınlara kavuşunca güzelliğinin mükemmel bahçelerinde sevgiye uzatırsın ellerini. Sevgi dağlarının ne kadar yakın olduğuna, aşk denizlerinin ne kadar eşsiz olduğuna inan sen bile şaşarsın.

    Selahattin Yetgin

    YanıtlaSil
  11. AŞK BEKLEMEKTİR.

    Ne zaman dalsan sevdanın labirentlerine
    Uzun ve tiz bir ıslık sesi karşılar yüreğini.
    Sevgiler imparatorluğu uzaktır, bekletir seni
    Rüyalar pembe düşlerdir, siyaha çalar kimi
    Eşsizdir yüreğin, barındırır tüm güzellikleri
    Lirik bir bakış ol ve törpüle artık çilelerini…

    Kırık dökük anılardan çıkardığımız yazılar ve bu anıların yüreğimizde açtığı yaralarla yaşamak zor gelir bizim gibilere. Uçsuz, upuzun ovalarda yalın ayak yürümek, varmayı düşlediğimiz dağlara tırmanmak ve oralarda yankımızı duyurmak çabası hep vardır. Kimi yastığa başını koyunca bunları düşünürsün, kimi yüreğini sevecek, okşayacak bir el beklersin. Sonsuza dek gözlerine bakıp, aynı sonsuzluğa ulaştıracak bir bakış dilersin.

    Hayatın garip çarklarında tüm bunlar mümkündür. Ancak bilinmeyenlerle, anlaşılmayanlarla mücadele ederken bu güzellikleri kaybediverirsin ve onlardan dirhem dirhem mahrum kalırsın. Yaşamın mavi denizlerinde özgür kulaçlar atmayı kim istemez ki, yüreğimizdeki sevda ateşiyle ve aşk tütsüsüyle ibadete durmak, o ibadetlerin barınağında sonsuza dek sevişmeyi kim dilemez ki? . İşte böylesi beklentilerde yüreğin hep boştur, sözcüklerin yıldızlara değer ve geri dönmez. Ay kıskanç ışıklarını yeryüzüne gönderirken sürekli bedel alır, sürekli yeniler doğa görüntüsünü, hızla tükenen mevsimler gibi.

    Bir yol vardır aslında sevmek için. O yol tehlikelerle dolu olduğu için cazip gelmez bizlere. Bu doğanın diğer yüzüdür ve sürekli acılarla bütünleştirir sevenleri. O acılar ki, ömür törpüsüdür ve geriye dönüp bakmaya korkar insan. Korkuların ayak izleri derindir ve kaybolmayı istemezsin.

    Oysa ki, dil yarası, yürek acısı beterdir. Yüreğin sızıları her doğan gün saklanır geçmişe. Saygı sevgiyi özler, sevgi saygı bekler, saygının düşürdüğü gül nehirlere düşer, nehirler sevgiyi gizler, gizlenen her sevgi de aşk’ı bekler. Fırtına tepelerinde bağdaş kurup oturunca farkına varmadan bunları düşünürsün. Bir elinde kağıt vardır, diğer elin yüreğinin gelgitlerini dinlemektedir. Kaleme varmaz elin, yüreğin tutukludur ve öfkelerinden sevinçler çıkarmayı düşler. Dumanınla bir sen boğulur, siteminle bir sen avunursun.

    Kimi, bir yazı yazmak gelir içinden. Sonsuzluğa ışık tutacak bir mirasın kalsın istersin. Zorlarsın kendini, düşürürsün gözlerini bembeyaz kağıtlara. Bedeninin ateşlerine aldırmaz, yaşadıklarını takmaz, geriye dönüp bakmak istemezsin. Uyanınca, gece boyu dinmeyen yağmura uzatmak istersin sonra ellerini. Islak camlarda elini gezdirir, buğulanan camlara birkaç satır karalamak geçer içinden. Ansızın, dışarıdaki yağmur sularını kucaklamak istersin. Saçlarını serip deli yağmurlara çılgınca bir sevda yaşamayı düşlersin. Fakat neler düşlesen de, tuzaklarla dolu bu garip yerkürede adımların seni taşımaz, bir okul kaçağı gibi kendi tenhalarına dalarsın.

    Kırılırsın, üzülürsün, yüreğine söz geçiremezsin. Çile yumaklarını sararsın durmaksızın. Ömür boyu taşıyamayacağın bir yalnızlığın kapısını tekrar çalarsın. Girdaplar gibidir için, döner başın, sessizce ağlarsın. Gözyaşlarını aynalara siler, dudaklarının kıvrımlarından, gözlerinin ovalarından ve yüreğinin labirentlerinden bir resim yaparsın. Dalarsın meçhullere, ararsın çocukluğunu ve kaderine yanarsın.

    Bu olmazlar çemberi hep böyle döner anlayacağın. Aşk’a her zaman vakit vardır ve sevmek özünde aynıdır. Işıklara belediğin yürek ışıl ışıl bir gelecek düşler. Bir serçe yem ister pencerende, bir çekirge öter çatında ve yoldan geçmeye çalışan bir sürüngeni okşarsın gözlerinle. Anlayacağın bebek, sevmek için dokunmak zorunda değilsin. Yaşamak ve sevmek beşiğini sürekli salla yüreğinde. Bir gün, yarınlara kavuşunca güzelliğinin mükemmel bahçelerinde sevgiye uzatırsın ellerini. Sevgi dağlarının ne kadar yakın olduğuna, aşk denizlerinin ne kadar eşsiz olduğuna inan sen bile şaşarsın.

    Selahattin Yetgin

    YanıtlaSil
  12. AŞK BEKLEMEKTİR

    Ne zaman dalsan sevdanın labirentlerine
    Uzun ve tiz bir ıslık sesi karşılar yüreğini.
    Sevgiler imparatorluğu uzaktır, bekletir seni
    Rüyalar pembe düşlerdir, siyaha çalar kimi
    Eşsizdir yüreğin, barındırır tüm güzellikleri
    Lirik bir bakış ol ve törpüle artık çilelerini…

    Kırık dökük anılardan çıkardığımız yazılar ve bu anıların yüreğimizde açtığı yaralarla yaşamak zor gelir bizim gibilere. Uçsuz, upuzun ovalarda yalın ayak yürümek, varmayı düşlediğimiz dağlara tırmanmak ve oralarda yankımızı duyurmak çabası hep vardır. Kimi yastığa başını koyunca bunları düşünürsün, kimi yüreğini sevecek, okşayacak bir el beklersin. Sonsuza dek gözlerine bakıp, aynı sonsuzluğa ulaştıracak bir bakış dilersin.

    Hayatın garip çarklarında tüm bunlar mümkündür. Ancak bilinmeyenlerle, anlaşılmayanlarla mücadele ederken bu güzellikleri kaybediverirsin ve onlardan dirhem dirhem mahrum kalırsın. Yaşamın mavi denizlerinde özgür kulaçlar atmayı kim istemez ki, yüreğimizdeki sevda ateşiyle ve aşk tütsüsüyle ibadete durmak, o ibadetlerin barınağında sonsuza dek sevişmeyi kim dilemez ki? . İşte böylesi beklentilerde yüreğin hep boştur, sözcüklerin yıldızlara değer ve geri dönmez. Ay kıskanç ışıklarını yeryüzüne gönderirken sürekli bedel alır, sürekli yeniler doğa görüntüsünü, hızla tükenen mevsimler gibi.

    Bir yol vardır aslında sevmek için. O yol tehlikelerle dolu olduğu için cazip gelmez bizlere. Bu doğanın diğer yüzüdür ve sürekli acılarla bütünleştirir sevenleri. O acılar ki, ömür törpüsüdür ve geriye dönüp bakmaya korkar insan. Korkuların ayak izleri derindir ve kaybolmayı istemezsin.

    Oysa ki, dil yarası, yürek acısı beterdir. Yüreğin sızıları her doğan gün saklanır geçmişe. Saygı sevgiyi özler, sevgi saygı bekler, saygının düşürdüğü gül nehirlere düşer, nehirler sevgiyi gizler, gizlenen her sevgi de aşk’ı bekler. Fırtına tepelerinde bağdaş kurup oturunca farkına varmadan bunları düşünürsün. Bir elinde kağıt vardır, diğer elin yüreğinin gelgitlerini dinlemektedir. Kaleme varmaz elin, yüreğin tutukludur ve öfkelerinden sevinçler çıkarmayı düşler. Dumanınla bir sen boğulur, siteminle bir sen avunursun.

    Kimi, bir yazı yazmak gelir içinden. Sonsuzluğa ışık tutacak bir mirasın kalsın istersin. Zorlarsın kendini, düşürürsün gözlerini bembeyaz kağıtlara. Bedeninin ateşlerine aldırmaz, yaşadıklarını takmaz, geriye dönüp bakmak istemezsin. Uyanınca, gece boyu dinmeyen yağmura uzatmak istersin sonra ellerini. Islak camlarda elini gezdirir, buğulanan camlara birkaç satır karalamak geçer içinden. Ansızın, dışarıdaki yağmur sularını kucaklamak istersin. Saçlarını serip deli yağmurlara çılgınca bir sevda yaşamayı düşlersin. Fakat neler düşlesen de, tuzaklarla dolu bu garip yerkürede adımların seni taşımaz, bir okul kaçağı gibi kendi tenhalarına dalarsın.

    Kırılırsın, üzülürsün, yüreğine söz geçiremezsin. Çile yumaklarını sararsın durmaksızın. Ömür boyu taşıyamayacağın bir yalnızlığın kapısını tekrar çalarsın. Girdaplar gibidir için, döner başın, sessizce ağlarsın. Gözyaşlarını aynalara siler, dudaklarının kıvrımlarından, gözlerinin ovalarından ve yüreğinin labirentlerinden bir resim yaparsın. Dalarsın meçhullere, ararsın çocukluğunu ve kaderine yanarsın.

    Bu olmazlar çemberi hep böyle döner anlayacağın. Aşk’a her zaman vakit vardır ve sevmek özünde aynıdır. Işıklara belediğin yürek ışıl ışıl bir gelecek düşler. Bir serçe yem ister pencerende, bir çekirge öter çatında ve yoldan geçmeye çalışan bir sürüngeni okşarsın gözlerinle. Anlayacağın bebek, sevmek için dokunmak zorunda değilsin. Yaşamak ve sevmek beşiğini sürekli salla yüreğinde. Bir gün, yarınlara kavuşunca güzelliğinin mükemmel bahçelerinde sevgiye uzatırsın ellerini. Sevgi dağlarının ne kadar yakın olduğuna, aşk denizlerinin ne kadar eşsiz olduğuna inan sen bile şaşarsın.

    Selahattin Yetgin

    YanıtlaSil
  13. Gökçe Kırgız'ın
    Bekledim Bekliyorum

    İçimeki duygu beni öldürecek.
    Bekledim bekliyorum ne zaman dönecek?
    Şimdi sen gidiyorsun ya, beni kim sevecek?
    Hadi sen kıydın ya
    Ben kıyabilir miyim??
    Terkedip gidiyorsun ya, ben kim sevecek?
    Hadi sen kıydın ya
    Ben kıyabilir miyim?

    Söyle söyle ”sevmiyorum” de
    Yak canımı alıştım zaten sensizliğe

    Gitme gitme ne olur gitme..
    Hadi sen kıyadın da ben kıyabilir miyim??

    http://www.trtube.com/gokce-kirgizin-yeni-sarkisi-bekledim-bekliyorum-51549.html

    YanıtlaSil
  14. AŞK BEKLEMEKTİR
    Ne zaman dalsan sevdanın labirentlerine
    Uzun ve tiz bir ıslık sesi karşılar yüreğini.
    Sevgiler imparatorluğu uzaktır, bekletir seni
    Rüyalar pembe düşlerdir, siyaha çalar kimi
    Eşsizdir yüreğin, barındırır tüm güzellikleri
    Lirik bir bakış ol ve törpüle artık çilelerini…

    Kırık dökük anılardan çıkardığımız yazılar ve bu anıların yüreğimizde açtığı yaralarla yaşamak zor gelir bizim gibilere. Uçsuz, upuzun ovalarda yalın ayak yürümek, varmayı düşlediğimiz dağlara tırmanmak ve oralarda yankımızı duyurmak çabası hep vardır. Kimi yastığa başını koyunca bunları düşünürsün, kimi yüreğini sevecek, okşayacak bir el beklersin. Sonsuza dek gözlerine bakıp, aynı sonsuzluğa ulaştıracak bir bakış dilersin.

    Hayatın garip çarklarında tüm bunlar mümkündür. Ancak bilinmeyenlerle, anlaşılmayanlarla mücadele ederken bu güzellikleri kaybediverirsin ve onlardan dirhem dirhem mahrum kalırsın. Yaşamın mavi denizlerinde özgür kulaçlar atmayı kim istemez ki, yüreğimizdeki sevda ateşiyle ve aşk tütsüsüyle ibadete durmak, o ibadetlerin barınağında sonsuza dek sevişmeyi kim dilemez ki? . İşte böylesi beklentilerde yüreğin hep boştur, sözcüklerin yıldızlara değer ve geri dönmez. Ay kıskanç ışıklarını yeryüzüne gönderirken sürekli bedel alır, sürekli yeniler doğa görüntüsünü, hızla tükenen mevsimler gibi.

    Bir yol vardır aslında sevmek için. O yol tehlikelerle dolu olduğu için cazip gelmez bizlere. Bu doğanın diğer yüzüdür ve sürekli acılarla bütünleştirir sevenleri. O acılar ki, ömür törpüsüdür ve geriye dönüp bakmaya korkar insan. Korkuların ayak izleri derindir ve kaybolmayı istemezsin.

    Oysa ki, dil yarası, yürek acısı beterdir. Yüreğin sızıları her doğan gün saklanır geçmişe. Saygı sevgiyi özler, sevgi saygı bekler, saygının düşürdüğü gül nehirlere düşer, nehirler sevgiyi gizler, gizlenen her sevgi de aşk’ı bekler. Fırtına tepelerinde bağdaş kurup oturunca farkına varmadan bunları düşünürsün. Bir elinde kağıt vardır, diğer elin yüreğinin gelgitlerini dinlemektedir. Kaleme varmaz elin, yüreğin tutukludur ve öfkelerinden sevinçler çıkarmayı düşler. Dumanınla bir sen boğulur, siteminle bir sen avunursun.

    Kimi, bir yazı yazmak gelir içinden. Sonsuzluğa ışık tutacak bir mirasın kalsın istersin. Zorlarsın kendini, düşürürsün gözlerini bembeyaz kağıtlara. Bedeninin ateşlerine aldırmaz, yaşadıklarını takmaz, geriye dönüp bakmak istemezsin. Uyanınca, gece boyu dinmeyen yağmura uzatmak istersin sonra ellerini. Islak camlarda elini gezdirir, buğulanan camlara birkaç satır karalamak geçer içinden. Ansızın, dışarıdaki yağmur sularını kucaklamak istersin. Saçlarını serip deli yağmurlara çılgınca bir sevda yaşamayı düşlersin. Fakat neler düşlesen de, tuzaklarla dolu bu garip yerkürede adımların seni taşımaz, bir okul kaçağı gibi kendi tenhalarına dalarsın.

    Kırılırsın, üzülürsün, yüreğine söz geçiremezsin. Çile yumaklarını sararsın durmaksızın. Ömür boyu taşıyamayacağın bir yalnızlığın kapısını tekrar çalarsın. Girdaplar gibidir için, döner başın, sessizce ağlarsın. Gözyaşlarını aynalara siler, dudaklarının kıvrımlarından, gözlerinin ovalarından ve yüreğinin labirentlerinden bir resim yaparsın. Dalarsın meçhullere, ararsın çocukluğunu ve kaderine yanarsın.

    Bu olmazlar çemberi hep böyle döner anlayacağın. Aşk’a her zaman vakit vardır ve sevmek özünde aynıdır. Işıklara belediğin yürek ışıl ışıl bir gelecek düşler. Bir serçe yem ister pencerende, bir çekirge öter çatında ve yoldan geçmeye çalışan bir sürüngeni okşarsın gözlerinle. Anlayacağın bebek, sevmek için dokunmak zorunda değilsin. Yaşamak ve sevmek beşiğini sürekli salla yüreğinde. Bir gün, yarınlara kavuşunca güzelliğinin mükemmel bahçelerinde sevgiye uzatırsın ellerini. Sevgi dağlarının ne kadar yakın olduğuna, aşk denizlerinin ne kadar eşsiz olduğuna inan sen bile şaşarsın.

    Selahattin Yetgin

    YanıtlaSil
  15. Merhabalar
    Biri bana yardım etsin
    nefes almak istiyorum
    ablacığım bir şarkıda ben istiyorum
    sitede demişsin ki iş yok diye şikayet ediyordun
    halen yok
    elimizdeki son işi yetiştirip parasını alma derdindeyiz:)
    Hadi ben işe devam
    az kaldı bitireceğim inşallah...

    YanıtlaSil
  16. Kankacim ellerine saglik, yüregin hic dert görmesin...

    Paylastigin her satiri ilk firsatta okuyacagim yani gidiyorum ama yine birazdan buradayim...:)

    Simdilik sadece herkese bir selam ve binlerce tesekkür... :)

    ve....

    YanıtlaSil
  17. Devenin nerede tellal, pirenin neden berber oldugunu ben hic anlamadim. Kimseye de soramadim ama kücükken hayati masallardaki gibi sanirdim.

    Cok uzaklarda bir yerde güzel bir memleket ve bir orman vardi, peri padisahi olmasa da kötüler cezalandirilir, iyilik yapan ile dogru olan hep kazanirdi!

    "Bir varmis bir yokmus..." denilince sihirli bir dünyaya acilirdi kapilar, hayalimde zümrüt yesili agaclar, ucsuz bucaksiz tarlalar, caliskan ve mutlu insanlar görürdüm... "Evvel zaman icinde, kalbur saman icinde" bir tekerleme degil bir bilmeceydi bence, cözemeden büyüdüm.

    Her sabah Türküm, dogruyum, caliskanim diye haykirdim. Acik ve temizdi kücücük anlim, onurlu dimdik basim... Sonra su gibi gecti yillar, cabucak ilerledi yasim.

    Bin kere düstüm, bin kere kalktim. Yamuldum, dogruldum, tekrar yola koyuldum. Bazen cok yoruldum, yolûn kenarina oturdum. Arkada biraktiklarima baktim, kaybettiklerime agladim. Dizlerimden akan kani, yüregimde yaralari, gözümden dökülen yasi herkesten sakladim...

    Ayakta durabilmek ve gercegi görebilmek kolay oldu sanma, ne bir Alaaddin vardi etrafta ne de bir sihirli lamba... Hem cahildim ve kibirli, hem de inat, keci gibi... Hatta biraz da ukala.. Itiraf ederim ama aramizda kalacaksa...

    Gel zaman git zaman, hic beklemedigim bir anda bir dev cikti karsima. Ben hayretler icinde kendimi rüyada zannederken, ayaklarim kesiliverdi yerden. Dev israrla tekrar ediyordu "Dile benden ne dilersen!"

    Kaybedecek vakit yoktu, yakisikli dev sürekli "Lütfen acele et!" diyordu "Günes 3 kez ardarda dogmadan önce bilmeliyim, aksi halde ölecegim!"

    Pamuk prensesin üvey annesi gibi tas yürekli degilim ki, göz göre göre ölüme razi gelinir mi? "Dilegim senin sagligin!" diye kekeledim. Zaten düsünmekten aciz, büyülenmis gibiydim.

    Cocuklar gibi sevindi koca dev, sarildi ellerime "Tesekkür ederim!" dedi "Hayatimi kurtardin! Iyi ki sana rastladim!"

    Ben o gün, kendi cesaretimin sarhosu ve gercek bir masal kahramaniydim!

    Ucmak icin devler ülkesine, sartlar öyle gerektiriyor diye, tikadim kulaklarimi her seye, yumdum gözlerimi iyice. Ancak ucus bitince, merakima yenildim, nereye geldigimi bilmek ve görmek istedim. Daha aralarken kirpiklerimi acildi iki gözüm kocaman faltasi gibi.

    Aman Tanrim ne göreyim, ne gökte, ne yerdeyim! Ben devin kucaginda, meshur Kaf daginin ardinda, kus ucmaz, kervan gecmez bir cöldeyim..

    Meger dev yolu sasirmis Kaf dagindan asirmis....

    Mutlu olmak zordu cölde, öylesine yaban elde. Derken günün birinde dev basladi, günes altinda kardan adam gibi erimeye.. Ne adaklar, ne kurbanlar, ne de her gün kirk kere, kirk gün, kirk gece iyilesmesi icin edilen dualar... Hic bir sey ise yaramadi, cok gecmeden devin büyüklügünden eser kalmadi. Gözlerim kamastiran o parlak isik mum gibi söndü, her gecen gün biraz daha kücüldü ve yavas yavas öldü...

    Az gittim uz gittim, dere-tepe-düz gittim...

    Yani yola devam ettim. Galiba geride kalan artik siradandi, önemli olan yasananlardan biraz ders almakti. Belki de bütün mesele, sihirli özel dostluklarda özellikle, masallarin karismasiydi gercege...

    Aslinda demek istedigim, kendi beceriksizligime gencligim olsa da mazeretim, herkes kendi yönünü kendi secmeli... Ve secerken bilmeli ki, cayir- cimen olacagi gibi kumlu ve tasli da olur yollar hatta bazilari dikenli... :)

    YanıtlaSil
  18. Eylemcim..

    kolay gelsin canım işte şarkın..

    IŞIN KARACA söylüyor..

    ARAMIZA YOLLAR

    Ben yalniz seni severdim sense kendini
    Hani daha da çekerdim senin derdini
    Kizgin degilim hiç inan kirgin degilim
    Üzgünüm koruyamadik askin ahengini

    Nerelerdesin neler yaparsin
    Unuttun mu sahiden ah sen de mi
    Kimlesin nasil yasarsin
    Unuttun mu sahiden ah sen de mi

    Aramiza yollar yabanci kollar zor yillar girdi
    Ümitlerimi saf sevinçlerimi derken seni kaybeettim
    Bir iki sözle bir kaç sarkiyi adaletsiz yargiyi
    Bir de bu talihsiz yazgiyi kalbime kaydettim

    Ben seni tasirim tam suramda
    Tüketirken iyi kötü fani ömrümü
    Bir kez sevenlerdenmisim hiç haberim yokmus
    Avutamadim bir daha sensiz gönlümü

    Aramiza yollar yabanci kollar zor yillar girdi
    Ümitlerimi saf sevinçlerimi derken seni kaybettim
    Bir iki sözle bir kaç sarkiyi adaletsiz yargiyi
    Birde bu talihsiz yazgiyi kalbime kaydettim

    Dinleme yüregim kendini kalk son bir kara trene bin
    Ve sevdayi gördügün her durakta hiç düsünme in
    Aramiza yollar yabanci kollar zor yillar girdi
    Inanmazsin ama ben bunu ilk günden beri hissettim


    http://www.dailymotion.com/video/x1cebq_isin-karaca-aramiza-yollar_music

    YanıtlaSil
  19. Merhabalar

    Ellerinize saglik, harikasiniz siz

    "Allah`im hersey ne kadar da üst üste geldi, SIKISTIM kaldim" moduna uygun bir sarki da bana gönder ablacim elin degmisken :)

    YanıtlaSil
  20. canım kankacığım
    yüreğine sağlık ellerin dert görmesin..
    masalların sonu gibi olmasa da hayat mutlu son yazılmasa da çoğu kez yaşadıklarımıza
    sen tüm sevdiklerin için zaten bir masal kahramanı değil misin.
    uçsuz bucaksız çölde olsa
    kaf dağın arkası da bizim hep yanımızda olan sen değil misin..

    aslında bizi gerçekten karşılıksız sevenler değil mi esas kahramanlarımız.
    teşekkürler canım..

    YanıtlaSil
  21. canım kayacım hoşgeldin..
    demek iki arada bir derede
    iki ayağın bir pabuçta durumlarındasın..


    GRİBİN SÖYLÜYOR
    ZOR GELİYOR..

    Terk edip gitmek kolay
    Alışkanlık kalır sadece geriye
    Ve bir tek o koyar

    Zor geliyor
    Bitirmek başlamaktan
    Barışmak savaşmaktan

    Zor geliyor
    Kabullenmek aldanmaktan
    Ağır geliyor

    Terk edip gitmek kolay
    Alışkanlık kalır sadece geriye
    Ve bir tek o koyar

    Yeniden sevmek kolay
    Başından başlamak gerekir her şeye
    Ve bir tek o yorar

    Ne senle ne de sensiz

    Zor geliyor
    Sevişmek uyumaktan
    Unutmak kin tutmaktan

    Zor geliyor
    Bildiklerim yalanlardan
    Ağır geliyor

    Terk edip gitmek kolay
    Alışkanlık kalır sadece geriye
    Ve bir tek o koyar

    Yeniden sevmek kolay
    Başından başlamak gerekir her şeye
    Ve bir tek o yorar

    Ne senle ne sensiz
    Ne senle ne de sensiz
    Ne senle ne sensiz

    Olmuyor
    Olmuyor
    Olmuyor
    Olmuyor
    Olmuyor
    Olmuyor
    Olmuyor

    Terk edip gitmek kolay
    Alışkanlık kalır sadece geriye
    Ve bir tek o koyar

    Yeniden sevmek kolay
    Başından başlamak gerekir herşeye
    Ve bir tek o yorar

    Bir tek
    Bir tek
    Bir tek
    Bir tek
    Bir tek
    Bir tek
    Bir tek
    Bir tek
    Bir tek
    Bir tek o koyar

    http://www.dailymotion.com/video/x8p6bq_gripin-zor-geliyor_music

    YanıtlaSil
  22. Unuttum kısaca seninle akla gelen her şeyi. Mesela almıyorum artık en sevdiğin gazeteyi, kullandığın bardakta bir gül yatmakta. Sevmiyorum güzel dediğin kokuyu ve ellerimi peteklerinde ısıtıyorum kaloriferin.

    Unutulur mu oysa zirvesinde yaşanan onca şeyi hayatın? Ağlasam aklımdasın, gülsem aklımda; taktığım gözlüktesin uyurken yanımda. Atılır mıydı oysa kalbimde kilitlediğim onca güzel günü aşkının? Gittin altüst oldu Asya, yok oldu; uzaydan çıplak gözle izlenen bu büyük aşk dünyada. Ne kağıtlar tükettik, ne kalemler kırdık, ne kalpler. Tanımadığım insanlarla ağlıyorum fikren farklı; ama şeklen aynı aşk dramına ve bu insanlarla cevap arıyorum aklımdaki seninle iz bırakan tüm sorulara. Bardağını fırlatmışım, her şeyi kaldırıp atmışım, seni alıp kaçırmışım ne fark eder? Dünya dönmez oldu günler geçmez, kuşlar bana yoldaş oldu gece bitmez; ''seviyorum'' diyorsun, bağırıyorsun hatta, işe yaramıyor ve diyorlar bana artık ''giden gelmez''. Düşünmekle olmuyor, basıp gideceksin,içindeki ses engelliyor bu defa eski söylemlerine inat. Sevdim, sensiz geçmeyen hergün sevdiğime pişman ediyor. Oysa sen değil miydin lale bahçelerinde göz kırpan bedenime? İki kadeh devirip saatlerce başını göğsümden kaldırmayan değil miydin? Az mı yürüdük bardaktan boşalan yağmura inat alarmı çalışan arabaların eşlik ettiği boş caddelerde? Az mı çektik kahrını hayatın, çıkamayıp işin içerisinden her şeyi unutup sarıldığımızda sımsıkı o zor gecelerde? Üç yaşındaki çocukların bile işaret ettiği gerçeği görmek istemiyorum. Sen gitmedin, bırakmadım hayalini; istesemde göz bebeklerim vermez sana. Güzel dostum, sevgilim, hayatımdın. Aşkımın sahibi,gönlümdeki sultandın. Hak mıdır şimdi; seni NUH olup almışken ömür gemime,yalnız bırakıp beni,bulmamı istemen akvaryum balıklarında paha biçilmez hayalini?

    Hak mıdır ey LEYLA; aşk acısının tohumlarını tarih sayfalarına serpip, cevap anahtarını vermeden gitmen? İnsanlar geçiyor önümden,ben geçiyorum önlerinden. Kafamda sana dair milyonlarca soru var; ama el kaldıran bulamıyorum geçenlerden,gözlerim yaşlı.Çocuklarla vakit geçirip düşünmemeye çalışıyorum,gülüyorum yalnız onlarla, ağlamamaya çalışıyorum ve buluyorum kendimi yalnız onlarla.Saate bakmadan yaşamayı denemenin bile zor olduğunu anlatıp kendime, ne yapacağımı şaşırıyorum sensiz geçen günlerde.

    Şimdi kimi davet ederim yerini doldurması için kalbime bilemem; ama bilinen şu ki; ne lale kaldı büyük bahçede, ne de bende o günkü beden, göz kırpacağın.
    Ne Yusuf takmıştım bilirsin,
    Ne Züleyha takarım.
    Sevdan emin ellerde meraklanma, yok olana kadar kalbimin bir köşesinde saklarım.
    Ben hala sana aşığım bir tanem;
    Bunu böyle bilir
    Böyle yaşarım...

    AYHAN AYDOS

    YanıtlaSil
  23. Gece Yolcuları

    Unut Beni
    Uyuyorum uyuyorum
    Günler çabuk geçsin diye
    Kadehlere koyuyorum
    Acımı dindirsin diye
    Bekliyorum bekliyorum
    Bu sensizlik bitsin diye
    Seni özlediğim kadar
    Beni özlüyormusun,
    Sende rüyalarında
    Beni görüyormusun
    Öyle zorki ayrı kalmak
    Öyle dayanılmazki
    Unut beni sevgilim
    Ben unutmuyorum

    http://www.dailymotion.com/video/x1cnmr_gece-yolculari-unut-beni_music

    YanıtlaSil
  24. BİR TUTAM MUTLULUK..!
    Sen varken yanımda içim okadar çok rahattı ki,
    Coşkun pınarlar gibi şen,
    Gülüne kavuşmuş bülbüller gibi cıvıl cıvıldım,
    Gözlerine baktıkça bakasım gelir, o gözlerde kaybolur giderdim,
    ...Sen yanımdayken bütün dertleri unutur,
    Toz pembe hayaller kurar, gelecege seni haykırırdım,

    Seni kendimden bile çok sever ve hatta kendimden çok seni özlerdim,
    Sen yanımdayken zaman dursun ister,
    Seni kaybetmek ise hiç istemezdim,
    Her ayrılık bana azap verirdi, her ayrılık içimi yakar geçerdi,
    Korkardım bir daha seni göremeyecegim diye,
    Korkardım sımsıkı saramam diye,
    An olur aglardım seni birdaha bulamam diye,

    Sen varken yokluguna dayanamaz iken,
    Sen benden, bedenimden, kalbimden gidersen,
    Beni terk edersen nasıl dayanırdım..
    Bu acı çıglıga nasıl engel olabilirdim,
    Bir tutam mutluluk beklerken bir yıgın davetsiz hüzne ne derdim,

    Sevgilim, benden gölgeni hiç çekmemeni istedim,
    Bir tutam mutluluk istedim,
    Bir tutam mutluluk yeterdi bana,
    Bir tutam mutluluk kafiydi senden bana
    Bir tutam mutlulukla idare ederdim bir ömür boyunca..
    ŞAİR BARAN SOYLU

    YanıtlaSil
  25. Öylesine

    ve hayat ağladı birgün ...



    hiçbir sebep yoktu , çokda güneşli birgündü

    yanlış giden birşeylerde yoktu.

    o bilindik şakalarıyla gülüp eğleniyordu .

    erkenden uyanmıştı , önceki binyılda olduğu gibi .

    sahi neden hep erken uyanırdı.

    o zamana kadar hiç soruda sormamıştı ...

    eksik birşey mi vardı , ceplerini yokladı .

    herşey normaldi , gerektiğinden fazla normaldi .

    ama birşey olmalıydı ...

    öğlene doğru biraz uyumuş , hatta denize karşı sigara yakmıştı .

    o halde neydi gözlerindeki suyun sebebi.


    kimbilir belkide o sabah ağlamaktı mutluluğun adı ...
    ömer faruk aydın

    YanıtlaSil
  26. Bir Yanımız Öfke ve Deniz

    belki kimseye bildiremedik
    ulaşmadı haberimiz yerine
    oysa bu denizlerden karşı kıyılara ne çok yineledik
    'utanmak biraz insan olmaktır aslında'
    biz getirmedik bilim ve tanrı egemenliğini
    sömürgeleri biz keşfetmedik
    günaha ilişkin değil kimliğimiz, günah belki bu çağdadır
    ve avuç içimizdeki yara ondan intikam almaya yetmez
    ansızın havaya düşer yorgunluğumuz
    dağ geyikleri üzerine bir söylence olur

    kimse görmek istemez bizi akşamları
    çünkü inanca göre biz
    akşamı bacak aramıza gerer, alkolle inceltiriz
    ve inanırız daima
    utanmak biraz insan olmaktır aslında
    ihtilallerin riyasını düşünürüz
    ve isyanı kutsarız çokuluslu ölümlere soyunarak
    küçük yaşlardan beri biliriz
    bir yanımız öfke ve deniz bir yanımız palandöken doruğu
    ateş, toprak ve su gibi
    aziz olmayı denemeliyiz
    uygun zaman: gençlik olabilir
    mekân: kuşkusuz ortadoğu
    ve insan görünmeyen bir kuytuda ansızın
    utanmak biraz insan olmaktır aslında

    sonra ceketimiz bir uzun rüzgar yüklenir
    ve ayaz kokar ellerimiz
    yıllarca haber alınamaz bizden
    postamız gecikir
    gecikir postamız diye
    cinnet getiririz güvercin katillerine
    oysa zaman bize eşlik etmek zorundadır
    geçmek zorundadır o
    uçmalıdır haberimiz, bildirilmelidir yerine
    'günah belki bu çağdadır ve biz utanırız
    çünkü utanmak, biraz insan olmaktır aslında'
    Oktay TAFTALI

    YanıtlaSil
  27. HERDEMMAVİ devam ediyor..

    O MAVİLİK DEDİ
    beni uykudan uyandırır uyandırmaz
    dünyanın bütün huyları yüzünde
    ben bunlardan birini seviyorum en çok
    sana bir nar kesip uzatıyor ya doğa
    tutsam tanelerini
    sevincin gözyaşları derdim buna.

    bir süre bakışıyoruz karşılıklı
    ben uykudan uyanır uyanmaz
    benimle şiir gibidir bu
    tam karşımda ama yazılmamış
    durmadan bileniyor aklımda.

    seni unutarak baktığımda bile
    dünyanın her yerlerinden geçiyorsun
    yayılıyorsun kalabalıklara
    yalnız yayılmak mı
    aşkın en büyüğü, en dayanılmazı demeli buna.

    özlenirsin, alabildiğine varsın da
    daha da var oluyorsun gün günden
    olgun bir meyva gibi güleceksin zamanla
    bir kadın da değilsin, bir kişi de değilsin
    bir kuş olsa mavilik derdi buna.

    edip cansever

    YanıtlaSil
  28. MAVİ MAVİ

    IŞIN KARACA SÖYLÜYOR..

    Yıllardır bir özlemdi
    Yanıp durdu bağrımda
    Tam ümidi kesmişken
    Onu gördüm karşımda
    Mavi mavi masmavi
    Gözleri boncuk mavi
    Bir gördüm aşık oldum
    Bu gelen kimin yari
    Hayat denen bu yolda
    Yürürken adım adım
    Mutluluğu ararken
    Birden ona rastladım
    Mavi mavi masmavi
    Gözleri boncuk mavi
    Bir gördüm aşık oldum
    Bu gelen kimin yari

    http://www.dailymotion.com/video/xd1ofv_iin-karaca-mav-mav-mettin_music

    YanıtlaSil
  29. Zordur İstanbul'u Özlemek

    Zordur İstanbul'u özlemek. kağıt kesiği gibi sızlar.Bazen "ulan küçücük bir yara işte nedir ki" deseniz de, varlığını hep hissettirir.İlacı yoktur, zehri kanınıza işlemiştir.

    Caddesi, sokağı, köşesi, berisi değildir özlediğiniz... Topyekun kendisidir... Gecenin bir yarısı kafanız bozulunca bir dostun kapısını çalabileceğiniz yerdir. Başka yerde yok mudur öyle dostlar? Ne hikmetse yokturlar... Ya da sizde bir uyuşmuşluk, bir tutukluk vardır, misafirliğe gidilen evde buzdolabını açamamak gibi kasılır kalırsınız.

    Böyle hasretken, böyle yanmışken gidersiniz İstanbul'a... İçiniz içinize sığmaz... "Yare geldim, koynuna geldim İstanbul'um" dersiniz en arabesk coşkunuzla, ama bu kez başka birşey vardır sizi yaralayacak. "İstanbul'u içindeyken özlemek" karmaşası...

    Değişen şey, şehrin cehresinden ziyade size küskünlüğüdür. Onca hasretini çektiginiz dostlar, siz yokken de hayatlarından birşey eksilmemiş biçimde yaşamışlardır. Zira siz hepsinden, herşeyden, sizi siz yapan tüm birikimden uzakta yaşarken, onlar sadece sizden ayrı kalmışlardır, derdinizi anlayamazlar. Yüreğinize bıçak gibi giren şakalaşmalar başlar: Kaybolduğunuzu hissedersiniz... Artık hiçbir yere ait değilsinizdir. Ne zaman birine "yahu İstanbul'da kalsam mı?" diye sorsanız, "aklını peynir ekmekle mi yedin, b.k mu var burda, cennet gibi yerde yaşıyorsun, saçmalama" cevabını işitirsiniz. Gerçekten iyiliğiniz için mi böyle söyleniyordur, yoksa artık yokluğunuza mı alışılmıştır, karar veremezsiniz.Canınız daha da yanar...

    Zordur İstanbul'u özlemek. Çünkü özlemeye bir başladınız mı, ardı arkası gelmez bu meretin...
    ayhan aydos

    YanıtlaSil
  30. istanbul sokakları

    Söyleyin sevgilim nerde?
    İstanbul sokakları
    Çare bulun bu derdime
    İstanbul sokakları
    Onu benden siz aldınız
    Onu benden siz çaldınız
    Simdi yalniz bıraktınız
    İstanbul sokakları
    Sevdiğimi verin bana
    İstanbul sokakları
    Çare bulun bu derde
    iSTANBUL sokakları

    http://www.dailymotion.com/video/x65ume_
    istanbul-sokaklari-kurtulus_music

    YanıtlaSil
  31. özer atik-

    ver elini ıstanbul


    ver elini istanbul gezelim senle şöyle bir
    anlatacaklarım var sana, kulelerine ve çınarlarına.
    bir kızı sevdim istanbul ben ona o kırmızıya hayran,
    sen kazan ben kepçe dönüyorum sokaklarında peşi sıra.

    yedi tepeli kadim dostum benim
    büyüksün bilirim,
    yap bir büyüklük düğümle şunun yollarını kapıma.

    bana inan istanbul tükeniyorum inceden
    bilseydim aşk böyle bir şeymiş, seviyorum der miydim önceden
    bir sızı geçmiyor istanbul bir de sözüm geçmiyor ona
    sözüm ona sevmeyecekmiş beni günlerdir her sözüm ona.

    yedi tepeli kadim dostum benim
    büyüksün bilirim,
    yap bir büyüklük düğümle şunun yollarını kapıma.

    düşün ki boğazına dizilmiş söylemeye yeltendiğin her söz
    mecalin yok, mecnunsun, yanıyorsun ilk defa
    düşüm orda istanbul bir yerinde uyuyor
    yap bir büyüklük düğümle şunun yollarını kapıma.

    http://www.dailymotion.com/video/x6i0jk_ozer-atik-ver-elini-stanbul-dinle_music

    YanıtlaSil
  32. Sürüklüyorum çaresiz yalnızlığımı
    SEZEN AKSU SÖYLÜYOR...

    sürüklüyorum çaresiz yalnızlığımı
    aldırmazlığında, acımasızlığında istanbul'un
    yitik umutlarımla yaralı, vuruk
    yürüyorum kalabalık caddelerde
    yürüyorum bilmeden nereye gittiğimi
    amaçsız,bitkin,donuk

    gözlerim boş bakışlarla takılıyor bir yerlere
    yüreğim kanıyor ılgıt ılgıt, sıcak sıcak
    şahlanıyor içimde özlemin
    kahrediyorum, karanlıklar içindeyim
    oysa istanbul ışıl ışıl, parlak

    mutsuzluğum siniyor sokaklara
    seni solukluyorum derin derin
    büyüyor giderek içimde yokluğun
    anılar mil çekiyor gözlerime
    sürüklüyorum çaresiz yalnızlığımı
    vurdumduymaz acımasız yollarında istanbul'un

    gözlerim boş bakışlarla takılıyor bir yerlere
    yüreğim kanıyor ılgıt ılgıt, sıcak sıcak
    şahlanıyor içimde özlemin
    kahrediyorum, karanlıklar içindeyim
    oysa istanbul ışıl ışıl, parlak

    http://www.bedavadinle.info/video/8614/Sezen-Aksu--S%C3%BCr%C3%BCkl%C3%BCyorum-%C3%87aresizli%C4%9Fimi

    YanıtlaSil
  33. NO NAME kardeşime
    gitsin..

    gökhan özen söylüyor..

    Seni özledim
    gittiğim her yerde özlemin var
    inanmıyor kalbim sözlerime sensiz
    seni özledim, sensiz her şey değersiz

    unuttuğum büyük yalan
    gururumdan arta kalan
    sensiz düşman geçen zaman
    seni özledimm
    o kader ki meşhur sanık
    omzunda melekler tanık
    içimde mektuplar yanık
    seni özledim off
    seni özledim


    gittiğin günden beri hergün ikiz sanki
    rakamlar düşüyor takvimlerden, üzerime üzerime
    bıraktığın yerde gel de bul beni
    bana bir gel desen o yolları hiç geçilmemiş sayarım
    hafızamı kurban eder aslalardan cayarım
    bir gel desen sana orucumu bozar sensizliğe doyarım
    bana bir gel desen...
    seni özledim..

    unuttuğum büyük yalan
    gururumdan arta kalan
    sensiz düşman geçen zaman
    seni özledimm
    o kader ki meşhur sanık
    omzunda melekler tanık
    içimde mektuplar yanık
    seni özledim off
    seni özledim

    http://www.dailymotion.com/video/x7pt2c_
    gokhan-ozen-seni-ozledim_music

    YanıtlaSil
  34. aslı güngör söylüyor..

    son paylaşım..

    ve tabii ki kankama...

    GELİYOOOR

    iyi ki sen vardın

    Hadi çok özledim gel artık
    Geçti günler dayandık
    İçimde iyi ki sen vardın
    Seni hiç unutmadım

    Herkese kısmet olmaz
    Böyle sevmek sevilmek
    Sürecek elbet sonsuza dek
    Aşk bizi bekleyecek

    Ey aşk nelere kadirsin sen
    Ne şanslıdır seven, sevilen
    Hesap yapmadan düşünmeden
    Senin yolundan giden

    Ey aşk nelere kadirsin sen
    Ne şanslıdır seven, sevilen
    Hesap yapmadan düşünmeden
    Senin yolundan giden

    Hadi çok özledim gel artık
    Geçti günler dayandık
    İçimde iyiki sen vardın
    Seni hiç unutmadım

    Hadi çok özledim gel artık
    Geçti günler dayandık
    İçimde iyiki sen vardın
    Seni hiç unutmadım

    http://izlea.com/335604

    ve

    KIRAÇ SÖYLÜYOR..
    İstanbul saklasın bizi


    İstanbul saklasın bizi
    Edası ömrüme ömür
    Gözleri kömür dilber
    Ah bir el ver, bir el ver de
    Yaralarımı sarayım

    Payıma düşmüyorsun belki
    Hakkım değilsin
    Yine de gel
    Bir senin yanında ben olayım

    İstanbul Saklasın bizi
    Boğazında düğümlesin
    Kimseler göremesin, bulamasın ikimizi

    Kuralına uymaz hayatın
    Biliyorum uyuduğumuz uykular
    Denizine sor içimi bu şehrin
    Kifayetsiz tüm şarkılar

    http://www.dinamik.biz/kirac-istanbul-saklasin-bizi-2010-video703754.html



    herkese iyi akşamlar..
    haftaya sağlıklı kavuşmalar nasip etsin hepimize..

    sevgiyle kalın..
    maviliklerde kalın..

    YanıtlaSil
  35. Canlarim bu gün benim kaybim büyük, bu gün fazlasiyla HerDemMavisiz kaldim!

    Ellerine, yüregine saglik kankacim okumadan biliyorum güzelligi paylastigini, kacirdigima hayiflaniyorum...

    Isim bitmedi büroda ama hemen cikmak zorundayim, BBO ailesinin tüm fertlerine sonsuz selamlar, sevgiler... :)

    YanıtlaSil
  36. Pili bitmiş eylem diyor ki:
    fiziken ve ruhen yorgunluktan çökmüş durumdayım :)
    Sevgili mavigünüm bizleri bugün mavisiz bırakmadığın için
    ellerine yüreğine sağlık...
    ömrüne bereket...
    Seval ablamıda unutmayayım teşekkürler ablalarım...
    İyi akşamlar...

    YanıtlaSil
  37. Gecikmiş bir merhaba, ama yürekten...

    bu hafta yükü sevgili Mavigün'ümüz sırtlamış, mükkemmel bir program yapmış.

    Mavigün'üm armağanın için teşekkürler, yüreğine sağlık...

    Seval ablamın masalını anasayfaya çıkarmazsam ben bana ihanet etmiş olurum. ablacığım yüreğine sağlık...

    Kardeşim kısacıkta olsa uğrayıp gönül pasımızı almış sağolsun...

    Canım kankam şirketi kurtarmaya soyunmuş, çalışmış ta çalışmış, buna rağmen uğrayarak sevindirmiş bizleri...

    Bu hafta da böyle geçmiş oldu, darısı yarınlara...

    YanıtlaSil