10 Ağustos 2010 Salı

HerDemMavi


mavi sevgi
mavi huzur
mavi mutluluktur...
mavi düşler yeşertir umutları
mavi derinlikler yüceltir
mavi gökyüzü kanatlandırır insanı
mavi hayattır ve hayat masmavidir...

40 yorum:

  1. Alışamadım bir türlü sığlara
    Benim yolum derinlere, derinler mavidir
    Hasret şarkıları çalınır söylenir gönlümde
    O yüzden dalar dalar giderim uçsuz mavilere
    Benim umutlarım mavi benim hüzünlerim mavi
    Birde emanet yüreğim var bir bilseniz masmavi...

    YanıtlaSil
  2. Bir Salı günü daha mavilerdeyiz...

    Sıcaklara rağmen,can sıkıntılarına rağmen tüm mavilikler sizlerle olsun...
    Kolay gelsin...

    YanıtlaSil
  3. HerDemMavide Mavi Sevdalara yelken açalım

    Mavi Sevda

    Bir mavi denizdeyiz şimdi seninle
    ak bir martı gibi umut ve sevinç yüklü gemimiz
    mutluluk rüzgarları vuruyor yelkenlerimize
    pupa yelken yol alıyoruz sabaha
    güneşli günlere çıkıyoruz, mavi gecelere

    güzelliklerin el değmemiş ormanlarında
    düşlenmemiş renklerin çılgınlığı düşüyor bakışlarımıza
    kulaklarımıza binlerce kuş sesi dökülüyor
    şiir cıvıltıları üşüşüyor saçlarımıza
    sevgi çelenkleri örüyor zaman içimizdeki ışıltılardan

    sevgiyle beslenerek,
    bin çiçek büyüyor özlemin kor bahçelerinden
    küskün çocuklar gülümsüyor yıldızlara
    seviyoruz bütün insanları, bütün hataları affediyoruz
    şarkılar bizim oluyor, şiirler bizim, yarınlar bizim
    su gibi yudum yudum, hava gibi nefes nefes
    mutluluğu tadıyoruz tüm pınarlardan
    sevgimizi koyup tüm sevdaların üstüne
    yelin suyla öpüştüğü kıyılara atıyoruz acılarımızı

    kaldırıp duvağını gökyüzünün
    öpüyoruz tüm beyaz bulutları alnından birer birer
    dudaklarımız gül oluyor, gözlerimiz yıldız, bakışlarımız ay
    uçuk bir mavide tutsak kalıyor hayallerimiz
    sokaklar dolusu mutluluk
    çiçekler dolusu sevgi ekiyoruz güzelliğin doruklarına
    martılar uçuruyoruz samanyoluna mavi düşler boyu

    bir Adem ile Hava faslındayız şimdi seninle
    mavi bir rüya görüyoruz, mavi bir bahar yeşeriyor tenlerimizde
    yeni bir aşk masalı yaşıyoruz şarkıların tılsımında
    güneşi, mehtabı, yıldızları içiyoruz tüm pınarlardan

    dudakların kalplere sığındığı bir adada
    şimdi binbir arzuyla köpürüp kabarıyor dalgalar
    şiir’in yedirenk çakılları vuruyor kıyılarımıza
    bütün ihanetlerden arı, bütün çirkinliklerden uzak
    yıldızları yol yapıp umutlarımıza
    mavilere tırmanıyoruz ince alımlı ayaklarıyla aşkın...

    Alıntıdır

    YanıtlaSil
  4. iyi bir sali olur insallah

    YanıtlaSil
  5. İhtiyacım Var Sana

    Bugün biraz gerginim yine
    Sesim değişik gelebilir biraz
    Ama sen anlarsın
    Bana katlanırsın
    Tuhaf laflar edebilirim
    Seni belki üzebilirim
    Ama sen susarsın
    Çünkü beni tanırsın

    Öyle çabuk kızma derdin hep
    Bu kadarda kolay alınma
    O zaman beni sar hadi sarıl bana
    Değişmez huylar bilirsin
    Bir kerede sen dene alışmayı
    Ben göğsüne yatarken öyle derin nefes alma

    Bu ara ihtiyacım var sana
    Ellerimi sakın bırakma
    Bana huzur veren tek yer senin yanın unutma
    Gün varıncaya kadar sabaha
    Sakın hiçbir yere kalkma
    Fazla bir şey istemem sadece dur burada

    İhtiyacım var sana

    YanıtlaSil
  6. Yeri asla dolmayacak güzel yüreklere...

    Kimse Olmadı Senin Gibi

    Zaman geçti arkamdan
    Kimseler bilmez ki
    Sığmıyor mumlar artık
    Doğum günü pastama

    Üzerime bastıkça
    Bastıkça yükseldi
    Bir armağan oldun her yıl
    İpsiz bir uçurtma

    Hiç kimse olmadı senin gibi
    Hiç kimse gelmedi bilirim gelmeyecek
    İsterdim kalmasın kaldığı gibi
    Ama ''amalar'' yasak bize
    ''Keşkeler'' kilitli

    Kimse olmadı senin gibi
    Hiç kimse olmadı

    Dikişlerim sağlam
    Kimseler bilmez ki
    Nasıl kanar içim
    Saklar yüzüm
    Üzerime bastıkça
    Bastıkça yükseldi
    Bilirim gitmez her şey
    Geldiği gibi

    Hiç kimse olmadı senin gibi
    Hiç kimse gelmedi bilirim gelmeyecek
    İsterdim kalmasın kaldığı gibi
    Ama ''amalar'' yasak bize
    ''Keşkeler'' kilitli

    Kimse olmadı senin gibi
    Hiç kimse olmadı


    Kimse Olmadı

    YanıtlaSil
  7. BENİ UNUTMA

    Bir gün gelir de unuturmuş insan
    En sevdiği hatıraları bile
    Bari sen her gece yorgun sesiyle
    Saat on ikiyi vurduğu zaman
    Beni unutma
    Çünkü ben her gece o saatlerde
    Seni yaşar ve seni düşünürüm
    Hayal içinde perişan yürürüm
    Sen de karanlığın sustuğu yerde
    Beni unutma
    O saatlerde serpilir gülüşün
    Bir avuç su gibi içime, ey yar
    Senin de başında o çılgın rüzgar
    Deli deli esiverirse bir gün
    Beni unutma
    Ben ayağımda çarık, elimde asa
    Senin için şu yollara düşmüşüm
    Senelerce sonra sana dönüşüm
    Bir mahşer gününe de rastlasa
    Beni unutma
    Hala duruyorsa yeşil elbisen
    Onu bir gün benim için giy
    Saksıdaki pembe karanfilde çiğ
    Ve bahçende yorgun bir kuş görürsen
    Beni unutma
    Büyük acılara tutuştuğum gün
    Çok uzaklarda da olsan yine gel
    Bu ölürcesine sevdiğine gel
    Ne olur Tanrıya kavuştuğum gün
    Beni unutma..

    Ümit Yaşar Oğuzcan

    YanıtlaSil
  8. Şebnem Ferah'la devam ediyorum

    Sana Bilmediğin Bir Şey Söyleyemem

    Suyun derinliği aynıydı
    Ama senin beline benimse omuzlarıma geliyordu
    Bütün yapraklar sararıp düşecekti
    Ama ilk ben düştüm kalanlar arkamdan korkuyla baktı
    Bütün aşklar çok büyük olacaktı
    Ama en büyük bizimkisi diyecektik
    Her bir insan eşsiz olacaktı
    Ama hep kendimizi en değerli zannedecektik
    Çamur mu sürmek istiyorsun başkasının duygularına
    Önce senin ellerin kirlenecek
    Suyla mı gidiyorsun bir başkasının yanan yüreğine
    O yürekte hep yerin olacak
    Sana bilmediğin bir şey söyleyemem
    Ben de hiçbir şey bilmiyorum
    Ne kadar iyilik varsa hepimiz için
    Hepsini dileyip gerisine direniyorum
    Çok sonraları fark edecektik
    İyilik temizlik bile göreceli olacaktı
    O kadar hızlı kirlenecektik ki
    Masumiyet fotoğraflarda eskiyip solacaktı
    Korkuyor musun senden farklı olan her şeyden
    Korktuğun şey kendi içinde büyüyecek
    Ortak mı oluyorsun bir başkasının yalnızlığına
    Yüreğin yalnızlık nedir bilmeyecek

    Sana Bilmediğin...

    YanıtlaSil
  9. Başucu şarkılarındandır Zuhal Olcay'ın

    Pervane

    Ben bal arısı gibiydim senden önce
    Bak pervanelere döndum seni görünce

    Yana yana kül olsam her an
    Yine de senden ayrılamam
    Yoluna adadım ömrümü ben
    Sensiz olamam
    Yana yana kül olsam her an
    Yine de senden ayrılamam
    Bin yıl yaşasam yine sana doyamam

    Sana gönlümü verdim nazlı güzel
    Seni almazsam gözlerim açık gider

    Bana ellerini ver
    Hayat seni sevince güzel
    Yoluna adadım ömrümü ben
    Gel kaçma güzel

    Bana ellerini ver
    Hayat seni sevince güzel
    Sana gönlümü verdim nazlı güzel

    Pervane

    YanıtlaSil
  10. Evet saatler ilerledikçe sıcaklıkta artış gösteriyor
    bir iki saate erime haline geçeriz yine...
    erimeden önce bir şiir diyelim

    DAĞ RÜZGARI

    Kaderde senden ayrı düşmek te varmış
    Doğrusu bunu hiç düşünmemiştim..
    Seni tanımadan
    Hele seni böyle deli divane sevmeden
    Yalnızlık güzeldir diyordum
    Al başını, kaç bu şehirden
    Ufukta bir çizgi gibi gördüğün dağlara
    Rüzgarın iyot kokularını taşıdığı denizlere git
    Git gidebildiğin yere git diyordum
    Oysa ki, senden kaçılmazmış
    Yokluğuna bir gün bile dayanılmazmış.
    Bilmiyordum.

    Yine de dayanmağa çalışıyorum işte
    Bir kır çiçeği koparıyorum gözlerine benzeyen
    Geçen bulutlara sesleniyorum ellerin diye
    Rüzgar güzel bir koku getirmişse
    Saçlarını okşayıp gelmiştir diyerek avunuyorum
    Yaşamak seninle bir başka zamanı
    Bir başka zamanda seni yaşamak
    Her şeyden önce sen
    Elbette sen
    Mutlaka sen
    İster uzaklarda ol
    İster yanı başımda dur
    Sen ol yeter ki bu zaman içinde
    Ben olmasam da olur
    Seni bir yumağa sarıyorum yıllardır
    Bitmiyorsun
    Çaresizliğim gün gibi aşikar
    Su olup çeşmelerden akan güzelliğin
    İnceliğin ışık yüzüme vuran
    Sen güneş kadar sıcak
    Tabiat kadar gerçek
    Sen bahçelerde çiçekler açtıran
    Sudan, havadan, güneşten yüce varlık
    Sen, o tek sevgi içimde
    Sen görebildiğim tek aydınlık

    Bir nefeste benim için al
    Havasızlıktan öldürme beni
    Bulutlara, yıldızlara benim için de bak
    Susadım diyorsam
    Bir yudum su içmelisin
    Ben yorulduysam sen uyumalısın
    Ellerim sevilmek istiyor
    Saçlarım okşanmak istiyor
    Dudaklarım öpülmek istiyor
    Anlamalısın.

    Ağaçların yeşili kalmadı
    Gökyüzünün mavisi yok
    Bu dağlar o dağlar değil
    Rüzgarında kekik kokusu yok
    Kim bu çaresiz adam
    Bu kan çanağı gözler kimin
    Kaç gecedir uykusu yok
    Gündüzü yok
    Gecesi yok
    Yok
    Yok
    Anladım
    Sensiz yaşanmaz bu dünyada
    İmkanı yok.

    Ümit Yaşar Oğuzcan

    YanıtlaSil
  11. Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  12. Hikayecik

    Çatlak Bir Testi Ne İşe Yarar

    Çin'de bir adam, her gün boynuna dayadığı kalın sopanın iki
    ucuna astığı testilerle dereden su taşırmış evine.. Bu testilerden
    birinin yan kısmında çatlak varmış...
    Diğeri ise hiç kusursuz ve
    çatlaksızmış; ve her seferinde bu kusursuz testi adamın doldurduğu
    suyun tümünü taşır, ulaştırırmış eve..Ama her zaman boynunda taşıdığı testilerden çatlak olanı eve yarım; diğeri dolu olarak varırmış iki sene her gün bu şekilde geçmiş.
    Adam her iki testiyi suyla doldururmuş ama evine vardığında sadece 1,5 testi su
    kalırmış...Tabi ki kusursuz, çatlaksız testi vazifesini
    mükemmel yaptığı için çok gururlanıyormuş. Fakat zavallı
    çatlak olan kusurlu testi, çok utanıyormuş. Doldurulan suyun sadece yarısını eve ulaştırabildiği için de çok üzülüyormuş. İki yılın
    sonunda bir gün, görevini yapamadığını düşünen çatlak
    testi,ırmak kenarında adama şöyle demiş:

    "Kendimden utanıyorum. Şu yanımdaki çatlak nedeniyle, sular eve gidene
    kadar akıp gidiyor.." Adam gülümseyerek dönmüş testiye; "Göremedin
    mi? Yolun senin tarafında olan kısmı çiçeklerle dolu.

    Fakat kusursuz testinin tarafında hiç yok.Çünkü ben başından beri
    senin kusurunu, çatlaklığını biliyordum..Senin tarafına
    çiçek tohumları ektim.. Ve hergün o yolda ben su taşırken,sen
    onları suladın.. 2 senedir o güzel çiçekleri toplayıp,masamı süslüyorum. Sen kusursuz olsaydın, o çatlağın olmasaydı evime böyle güzellik ve zarafet veremeyecektim"
    diye cevap vermiş.

    Aslında hepimiz birer çatlak testiyiz Her birimizin kendine has
    kusurları vardır.
    Fakat sahip olduğumuz bu kusurlar ve çatlaklardır hayatlarımızı
    ilginç yapan,mükafatlandıran, renklendiren..

    Etrafımızdaki her kişiyi,oldukları gibi kabullenin.. Onlardaki
    kusurları değil, içlerindeki güzellikleri görün..

    Alıntıdır

    YanıtlaSil
  13. gülümsemek isteyenlere küçük bir tebessüm

    Dursun Temel'e sormuş :
    -Uşağum oruçlu oruçlu kaç hamsi yiyebilursun?
    Temel
    - 100 tane yerim valla...
    Dursun
    - Hadi oradan yesen yesen 1 tane yersin geriye kalan 99 hamsiyi oruçsuz yersin...
    Bu espri Temel'in acaip hoşuna gitmiş.Yolda Cemal'i görmüş ve hemen sormuş:
    - Oruçlu oruçlu kaç hamsi yiyebilirsin?
    Cemal
    - 50 tane yerim ben...
    Temel
    - Tüh be. 100 deseydin sana müthiş bir espiri yapacaktım...

    YanıtlaSil
  14. Rüzgarın Kızı

    Hangi okyanus derin gözlerinden,
    Hangi fırtına güçlü nefesinden,
    Rüzgarın kalbini götür uzaklara.

    Hangi okyanus büyük kederinden,
    Hangi kahraman cesur yüreğinden,
    Rüzgarın nefesini götür uzaklara.

    Uzat bari gökyüzünden özgürlüğün tılsımını,
    Meydan oku tüm dünyaya,
    Haykır rüzgarın kızı.
    Acımasız fırtınalar kırsalar kanatlarını, bulutlardan düşsen bile,
    Doğrul rüzgarın kızı...

    Almora
    Kıyamet senfonisi

    YanıtlaSil
  15. Alkışlıyoruz:)

    Düz mantık
    Eğer bir sokakta yürüyorsanız ve camında ''Bu ev kiralıktır'' yazılı bir evin yanından geçip birkaç adım sonra önüne geldiğiniz bir başka evin camında ''Bu da'' yazısını görürseniz bilin ki Trabzon'dasınız.

    İngilizce yazılısı
    Bir alkış da ingilizce sınavında 'Nice ........' şeklindeki boşluğu 'Nice mutlu yıllara!' şeklinde dolduran öğrencime istiyorum.

    YanıtlaSil
  16. Şair Ağlar,Şiir Ağlar

    Elveda sözü ilmeğini takar boynuna
    Son busenin nefesi dolaşırken teninde
    Uzaklaştığı her adımda hançer saplanır bedene
    Alevlenmeye başlamıştır hasret ateşi yüreğinde
    Ayrılık ölümden beter gelir böylesine sevene
    O anın sahnesi hep yaşar gözlerinde
    Anlamını yitirmiştir artık her şey
    Odaklanılan tek düşünce elini ayağını bağlar
    Ayrılığı yazarken kalem
    Şair ağlar, şiir ağlar.

    Kuytu limana demirlemiştir yalnızlık
    Yüreklerin üşüdüğü gecelerde
    Gözyaşları mürekkep olur
    Dökülür kağıtlara en karanlık hecelerde
    Akrep oynamaz yerinden
    En büyük vurgunu yemiştir yelkovan
    Ay bile siner ağlar bulutların arasında
    Eşlik eder ona gökteki bütün yıldızlar
    Yalnızlığı yazarken kalem
    Şair ağlar, şiir ağlar

    Alır koynuna en acı duyguları
    Firari uykularda sabahlarken gözler
    Güneşin ilk ışıklarıyla çiğ tanelerini görür
    Süzülür yanaklardan cimlere düşerler
    En acıklı kelimeler dökülür dizelere
    Biçare gönülden sızar kağıtlara
    Öper hayalini bitmez sevdasının
    Durgun bir noktaya takılınca bakışlar
    Çaresizliği yazarken kalem
    Şair ağlar şiir ağlar

    Güneş batarken akşamın kızıllığında
    Pusu kurar uykusuz gecelere
    Artık hasret çağlar yüreklerde
    Mahzunlaşır bir çocuk gibi
    Her ayrılık şarkısının nakaratı
    Beynine çakılır bir mıh gibi
    Mırıldanır iki dudak arası
    Sevdiğinin hayali titrer düşlerinde
    Acımasız bir korla yüreğini dağlar
    Hasreti yazarken kalem
    Şair ağlar, şiir ağlar

    Zehra Atasoy

    YanıtlaSil
  17. Eylemcim, yilmaz-yorulmaz kahraman kardesim benim, harikasin! :)

    Siirler, sarkilar, fikralar birbirinden güzel... Aynen devam canim, bu sahane programi ilgiyle takipteyim...:)

    YanıtlaSil
  18. Kalbim kalbini...

    Kalbim kalbini seviyor
    Çünkü aşk gözlerini geç kalmış mavi bir ölümle avutuyor
    Esrikliğin kadın kokusundan, tütünden ve ıslak sokaklardan
    Ve arzuların ihaneti kutsal sularda arındırıyor…
    Yaşam, şiir olup sızıyor teninin gözeneklerinden…
    Tutmuşsun çocukluğun bir elinden,
    Geliyorsun…
    Oysa, bir eli de bende o çocuğun;bilmiyorsun…
    Çünkü birbirine karşı durmuş iki küçük ayna parçasıyız
    Seninle…
    Avucundaki o aynada saatler hep geçmişe kurulmuş
    Çünkü yaşadığım seyreltilmiş hayatındır;bu kez sana
    Sunulmuş…
    Yarım bıraktığın boşlukları doldurarak geliyorum…
    Kapanmış yaralarını acemice kapatarak geliyorum…
    Olur olmaz yerlere tuttuğum ışık;
    Geçmişin karanlığına sığınmış anılarını huzursuz ediyor.
    Belki bu yüzden,
    Kalbin,
    Kalbimin kapılarını birer birer çarparak
    Gitmek istiyor…
    Ellerinle örtüyorsun
    Elimdeki aynada yansıyan gözlerini…
    Avucundaki kırık aynada geçmişe kurulu bekleyen saatler;
    Avucumdaki kırık aynada geleceğe kurulu duran saatlerin
    İz düşümleri belki de...
    Gelecekle yanılsama karıştıkça birbirine,
    Uzatsak da ellerimizi başka saatlere;
    Hep aynı zaman tozları savruluyor,
    Suskun aynalarımızdan…
    Sen, ellerinle örtüp gözlerini;
    Kalbimin kapılarını çarptıkça birer birer;
    Sular yükseliyor içimde…
    Sular gittikçe derin…
    Kalbim boğulmak üzere…
    Çünkü seviyor kalbim kalbini…
    Kalbim…kalbini
    Kalbim…kalbini
    Kalbim…kalbini

    CEZMİ ERSÖZ

    YanıtlaSil
  19. BİR PINARSIN İÇİLEN AMA HİÇ KANILMAYAN

    Bir pınarsın içilen ama hiç kanılmayan
    Seveni yanıltmayan, sevince yanılmayan
    Özlenen sen, özleyen sen, özleten sen
    Varken doyulmayansın, yokken dayanılmayan


    Ümit yaşar Oğuzcan

    YanıtlaSil
  20. SÖYLE SEVDA İÇİNDE TÜRKÜMÜZÜ

    Söyle sevda içinde türkümüzü,
    Aç bembeyaz bir yelken
    Neden herkes güzel olmaz,
    Yaşamak bu kadar güzelken?

    İnsan, dallarla, bulutlarla bir,
    Ayrı maviliklerden geçmiştir
    İnsan nasıl ölebilir,
    Yaşamak bu kadar güzelken?

    FAZIL HÜSNÜ DAĞLARCA

    YanıtlaSil
  21. flas flas flas yalan yalan yalan!!!

    bazi haber basliklari:
    * Nüfus Cüzdanlarından Din Hanesi Kaldırılan Belde Halkı, Topluca Dinden Çıkmanın Eşiğinden Döndü
    * Hakkari Çukurca Sıfır Noktası, Yeni Ziyaretçileri İçin Turizm Sezonuna Hazırlanıyor
    * Milyonları Ekrana Kilitleyen Dizi Aşk-ı Memnu, Yaklaşık 1.5 Yıllık Gecikmenin Ardından Ekranlara Veda Etti
    * İstinye Park, Ünsüz Ziyaretçi Sayısına Sınırlama Getirmeye Hazırlanıyor
    * Protesto Edebilecekleri Bir İsrail Büyükelçiliği Bulamayan İranlıların 30 Yıllık Çilesi Bitiyor

    Ayrintilar birazdan..

    YanıtlaSil
  22. Akıl Gözü

    Seni bulmaktan önce aramak isterim.
    Seni sevmekten önce anlamak isterim.
    Seni bir yaşam boyu bitirmek değil de,
    Seni hep hep yeniden başlamak isterim.

    Özdemir Asaf

    YanıtlaSil
  23. Minik bir kuşum ben

    Düşün ki minik bir kuşum ben,
    Yüreği küçük,
    Ama sevgisi büyük…
    Sen ise küçük bir çocuk,
    Büyümeye hevesli,
    Büyük hayallerle yoğrulan…
    Gelip bir gün konuyorum avucuna,
    Ne yapacaksın şimdi?..
    Biliyor musun beni nasıl tutacağını?..
    Çok sıkarsan dayanamaz küçük yüreğim,
    Durur avuçlarında o anda…
    Ya gevşek bırakırsan parmaklarını,
    Bu sefer de uçup giderim,
    Bulduğum aralıktan süzülürüm özgürlüğüme…
    Öyle tut ki kanatlarım incinmesin,
    Büyüyeyim avuçlarında,
    O kanatlarla seni de taşıyım sonsuzluğa…
    Sakın bırakma serbest,
    Doğamda var özgürlük benim,
    Ne kadar sevsem de seni,
    Avuçlarında ki güveni,
    Dayanamam o çekiciliğe,
    Kapılır giderim yine uzaklara…
    Dönmeye karar versem bile sonra,
    Bulamam seni bıraktığım yerde…
    Şimdi haydi tut beni…
    Bil ki seni bekliyorum avuçlarında…
    Tut birlikte büyüyelim…

    Alıntı

    YanıtlaSil
  24. Tercih Kılavuzundaki Hatalarla İlgili Olarak ÖSYM'den Rahatlatan Açıklama: "Çalışan seneye de kazanabilir"


    2010 ÖSYS Yükseköğretim Programları ve Kontenjanları Kılavuzu'ndaki hatalarla ilgili olarak ÖSYM'den yapılan açıklamada, LYS sonuçlarında yer alan Y-MF-4 Puan türünün başarı sırası değerinde küçük bir yanlışlık yapıldığı belirtilerek,"Y-MF-4 alanından giren adaylar, MF-4 puan türünde bir program alanı tercih edebiliyor. TM-2 alanındaki adayları da katarak MF-3 puan türü alanında...yok pardon, öyle değildi...şimdi MF-2'den tercih yapanların puanlarını Y-MS-F-1'e katıp...ya neyse işte, kısaca büyütülecek bir şey yok." denildi.

    YanıtlaSil
  25. baya rahatlatıcıymış :)
    Şiir ağırlıklı oldu biraz programım
    ve bugünlük son şiir
    Bana müsaade
    elleriniz yüreğiniz dert görmesin


    Pergel

    Sevgili, seninle ben pergel gibiyiz
    İki başımız var, bir bedenimiz
    Ne kadar dönersem döneyim çevrende
    Er geç başbaşa verecek değil miyiz?

    ÖMER HAYYAM

    YanıtlaSil
  26. sevgiyle kalın ..
    maviliklerde kalın..
    beni bu haftada mazeret izininde sayın..
    güzel yayınlar sizlere...

    YanıtlaSil
  27. Kankacim sen saglicakla git, saglicakla dön yine bize...

    Allah kolaylik versin..:)

    YanıtlaSil
  28. Rüyanda sadece balıkları görecek kadar yüzsen. "Bir balığı ne zıplatır suyun dışına?" sorusu kemiksiz on beş dakika içini ele geçirene kadar yüzsen. "Herhalde müthiş bir fikir geldi aklına" cevabını epey mantıklı bulacak hale gelene kadar... Kimselerin olmadığı koylarda tatlı tatlı yüzerken çıkan çıkır çıkır deniz sesini dinleyecek kadar sessiz olmalı ortalık. En fazla bir zargananın burnunun dibinden geçişinden korksan. Sudan çıkınca balıkların renklerinden konuşsan.

    YanıtlaSil
  29. Sonra, İş Bankası'ndan emekli olunca kendini küçük teknesine atan Kamil Kaptan en az 30 tane denizkestanesi çıkarmalı dipten. İlk darbeyi o vurmalı, sonra sana geçirmeli "karadikeni". Bugün senin görevin denizkestanesini fazla sıkmadan, kıpırdayan dikenleri avuçlarını gıdıklarken, yumurtaları ayıklayıp ağır ağır, azar azar tabağa koymak olmalı. Zaman diye bir şey kalmamalı onuncudan sonra. Telaş, senin ancak televizyondan bildiğin insanlara ait bir acayiplik olmalı artık. Sen bir denizkestanesi bir başka denizkestanesine sarılmak isteyince ne kadar kederlenebilir, sadece bunu merak etsen.

    YanıtlaSil
  30. Domatesler kırmızı suyunu salınca salatanın zeytinyağına "Oh be!" demelisin. Bir tek rakı kadehine doğru tıkırdadığında şükretmelisin. Çipuranın yanaklarının ne kadar etli olduğuna hayret ettiğinde... Teknede kesilen kavunun kokusu deniz kokusuna karışıp da ruhun serinlediğinde... Küçük radyoda aniden Belkıs Özener "Aşkın bahardı..." diye başladığında... Sallanan teknede minik bir uykuya doğru devrildiğinde akşam güneşinde... Uyanıp balıklara bakarak suda ayıldığında... Bata çıka yenen şeftalinin suyu dirseklerine kadar aktığında tekrar denizde balıklarla yıkandığında... Teker teker bunlara işte şükretmelisin.

    YanıtlaSil
  31. yine alinti yapan10 Ağustos 2010 15:46

    Akşam güneşi kaybolmadan, benim eflatun saatimde, yıkanmış paklanmış bir balıkçıya oturmalısın sonra. Çok sevdiğinden emin olduğun dostların olmalı, sadece güzel şeylerden bahsetmeliler. Şef garson küçük sürprizler yapmalı, ben diyeyim ıhlamur sosunda sübye yumurtası, sen de sakızlı ahtapot. Hadi bir de parasını almasın, öyle tatlı bir şef garson çünkü. Yaptığı sürprizden mutlu olan cinsten, en sevdiğim.
    Sonra lokanta masaları arasında dolaşan komik, uykulu çocuklar
    olmalı. Artık telden çember yapmıyorlar, bir tabancadan bir anda yüzlerce balon çıkarıyor bu çocuklar, bunu görmelisin. Hıza kesmiş her şey. Kafanı kurcalamalı; kayaların, ağaçların ve insanların kenarından arabalarla ve hızla geçtiğimizde ne kadarını görebiliriz ki baktıklarımızın? O kayaların, o ağaçların ve o insanların yanından yürüyerek geçen geçmiş zaman insanlarının kim bilir nasıl çalışıyordu kalbi, bunu düşünmelisin. "Hay aksi!" demelisin, "Bu çağın nasıl bir şiiri olabilir ki?" demelisin. Sonra bir çocuk havaya fışkırttığı balonları tek tek yakalamaya çalışınca, her birini patlatmadan şişeye yerleştirmeye nafile olsa da inatla gayret edince tekrar inanmalısın insanın her çağın marazını yenebilecek kudrette olduğuna. Bir Tanrı varsa muhakkak çocukların çekirdeğinde, böyle şeyler geçmeli aklından.

    YanıtlaSil
  32. alintiya devam eden10 Ağustos 2010 15:48

    Sabah olmalı tekrar. Bir ihtiyar çıkmalı ortaya. Bastonuyla iki büklüm deniz kenarında. Birden kocaman bir deniz gözlüğü takmalı. Bastonuyla adım atmalı denize, yürümeli suda, beline kadar. Sonra bastonuna tutuna tutuna bir sokup bir çıkarmalı kafasını suya. Bastonuyla denizde yürüyen ihtiyarın sırtı küçük, esmer bir adacık olarak görülmeli ara ara. Bulduğu denizyıldızlarını hiçbir şey söylemeden genç kadınların masasına bırakmalı.
    Güneş batarken kendine doğru dönmeli gözlerin. Kendine sövüp sayıp
    tatlı tatlı, sonra kendini affetmelisin. "Nereden baksan" demelisin, "fena insan sayılmam". Yola yine de kendinle devam etmeye karar vermelisin. Ağustosböcekleri gibi ses çıkardıkça içi boşalan, sesi bittiğinde ruhuyla birlikte eti de kabuğunu terk eden birisin sen. Nereden baksan...

    YanıtlaSil
  33. Sabah olunca yeniden, bir domates koparsan dalından, biber acı çıksa of of of yansan, salatalığın kokusu eline bulaşsa ve kabuğunu alnına yapıştırsan, peynir sürprizini yapsa, nasıl güzel nasıl... Simit olsa, sıcak olsa namussuz, çok yesen. Böyle işte çay da kendince dünyanın en güzel çayı gibi olsa... İyi bir gün daha geçirsen yani. Yani sadece insanca bir gün daha. İnsana yakışan cinsten bir tek gün daha...
    İyi olursun. Bahse girerim daha iyi bir insan olursun.

    YanıtlaSil
  34. Bir de benim güzel kardeşim, düşünsene, bu memlekette herkese böyle birkaç gün verilse... Böyle birkaç güne şükredebilecek sükûnet ve neşe... Düşünsene arkadaş, ne biçim yaşardık... İnsan gibi, insana yakıştığı gibi. Büyük bir sofrada beraber efkârlanıp sonra hep beraber gülen insanlar gibi... Şimdi bu fikir, bu hayal, senin gözünü doldurmuyor mu benim kardeşim? Benimkileri dolduruyor işte. Bu kadar kolay olmasına ve bu kadar imkânsız...


    Ece Temelkuran, Habertürk

    Seval´in Notu: Ben bu yaziyi okurken yazara hem hak verdim hem gipta ettim, hem hüzünlendim, hem cok begendim kisaca etkilendim... Bu yüzden bugün sizinle de paylasmak istedim. :)

    YanıtlaSil
  35. güzel bir sarki...

    Bir gün karsilasirsak ayrildigimiz yerde
    Eller gibi davranip görmemezlikten gelme
    Çevirme hiç yüzünü, korkma sen gözlerimden
    Eller gibi davranip görmemezlikten gelme
    Suç kimin, günâh kimin biliyorsun bunu sen
    Hangimiz dönmüs olduk ettigimiz yeminden
    Çevirme hiç yüzünü, korkma sen gözlerimden
    Eller gibi davranip görmemezlikten gelme

    Makam: Hicâz
    Usûl : Sofyan
    Beste: Yusuf Nalkesen
    Güfte: Yusuf Nalkesen

    YanıtlaSil
  36. Ellerinize yüreğinize sağlık
    İyi Akşamlar...

    YanıtlaSil
  37. yine cok güzel bir sarki...
    Ister Ferhat söylesin dinleyin ister Sezen... :)

    Bazen daha fazladır her şey
    Bir eşikten atlar insan
    Yüzüne bakmak istemez yaşamın
    O kadar azalmıştır anlam

    O zaman hemen git radyoyu aç bir şarkı tut
    Ya da bir kitap oku mutlaka, iyi geliyor
    Ya da balkona çık bağır, bağırabildiğin kadar
    Zehir dışarı akmadan yürek yıkanmıyor

    Ama fazla da üzülme, hayat bitiyor bir gün
    Ayrılıktan kaçılmıyor
    Hem çok zor hem de çok kısa bir macera ömür
    Ömür imtihanla geçiyor

    Ben bu yüzden hiç kimseden gidemem gitmem
    Unutmam acı tatlı ne varsa hazinemdir
    Acının insana kattığı değeri bilirim küsemem
    Acıdan geçmeyen şarkılar biraz eksiktir

    Bir şiirden, bir sözden
    Bir melodiden, bir filmden
    Geçirip güzelleştirmeden can dayanmıyor
    Yıldızların o ışıklı fırçası azıcık değmeden
    Bu şahane hüzün tablosu tamamlanmıyor

    Ama fazla da üzülme, hayat bitiyor bir gün
    Ayrılıktan kaçılmıyor
    Hem çok zor hem de çok kısa bir macera ömür
    Ömür imtihanla geçiyor

    Ben bu yüzden hiç kimseden gidemem gitmem
    Unutmam acı tatlı ne varsa hazinemdir
    Acının insana kattığı değeri bilirim küsemem
    Acıdan geçmeyen şarkılar biraz eksiktir

    YanıtlaSil
  38. Ne senden fazlayım
    Ne senden az
    Aynı macerada ayrı biraz
    Gözle biçim biçim
    Kalple anlar içim
    Ayrı gayrı olmaz
    Sen yoksan ben hiçim

    Aç kardelen aç
    Dağın olayım,
    Suyun olayım
    Göğün olayım aç

    Her çiçeğin kar altından
    Güneşe giden masalında
    Yaşamak yeniden tazelenir
    Yeniden anlamlanır
    Işığa uzanırken kardelen
    Kış rüyasından
    Ümidin mucizesiyle
    Sevince uyanır

    Ne senden fazlayım
    Ne senden az
    Aynı macerada ayrı biraz
    Gözle biçim biçim
    Kalple anlar içim
    Ayrı gayrı olmaz
    Sen yoksan ben hiçim

    Aç kardelen aç
    Dağın olayım,
    Suyun olayım
    Göğün olayım aç

    Her çiçeğin kar altından
    Güneşe giden masalında
    Yaşamak yeniden tazelenir
    Yeniden anlamlanır
    Işığa uzanırken kardelen
    Kış rüyasından
    Ümidin mucizesiyle
    Sevince uyanır

    Sezen deyince... :)

    YanıtlaSil
  39. En güzel hayallerle, en saglam umutlarla ve her daim sevgiyle kalin... :)

    YanıtlaSil
  40. Merhaba,
    hafif bir serinlik çöktü güneşin batımıyla...

    Denizin üstündeki nem bulutları hafif bir meltemle üzerimize taşınıyor...

    Ben klima altında oturmuş, nazi toplama kamplarından birinde ölen 8 yaşındaki bir kızın öyküsünü dinliyorum...

    hadi beraber dinleyelim, çevirmeye çalıştım ama bir şeye benzemedi...

    Comme Toi

    elle avait les yeux clairs et la robe en velours
    a côté de sa mère et la famille autour
    elle pose un peu distraite au doux soleil de la fin du jour

    la photo n'est pas bonne mais l'on peut y voir
    le bonheur en personne et la douceur d'un soir
    elle aimait la musique, surtout schumann et puis mozart

    comme toi, comme toi, comme toi, comme toi
    comme toi, comme toi, comme toi, comme toi
    comme toi que je regarde en bas
    comme toi qui dors en rêvant à quoi
    comme toi, comme toi, comme toi, comme toi

    elle allait à l'école au village d'en bas
    elle apprenait les livres, elle apprenait les lois
    elle chantait les grenouilles
    et les princesses qui dorment au bois

    elle aimait sa poupée, elle aimait ses amis
    surtout ruth et anna et surtout jéremie
    et ils se marieraient un jour peut-être à varsovie

    comme toi, comme toi, comme toi, comme toi
    comme toi, comme toi, comme toi, comme toi
    comme toi que je regarde en bas
    comme toi qui dors en rêvant à quoi
    comme toi, comme toi, comme toi, comme toi

    elle s'appelait sarah elle n'avait pas huit ans
    sa vie c'était douceur, rêves et nuages blancs
    mais d'autres gens en avaient décidé autrement

    elle avait les yeux clairs et elle avait ton âge
    c'était une petite fille sans histoire et très sage
    mais elle n'est pas née comme toi ici, et maintenant

    comme toi, comme toi, comme toi, comme toi
    comme toi, comme toi, comme toi, comme toi
    comme toi que je regarde en bas
    comme toi qui dors en rêvant à quoi
    comme toi, comme toi, comme toi, comme toi

    comme toi

    YanıtlaSil