27 Ağustos 2010 Cuma

HerDemCuma Şiirleri


24 yorum:

  1. "İman iki eşit parçadır. Yarısı sabır,yarısı şükürdür."
    Hz.Muhammed(s.a.v)

    Hayırlı Cumalar...

    YanıtlaSil
  2. Bugün Allah sevgisini, aşk ve güzel ahlakla ilgili düşüncelerini, her türlü batıl inanca karşı, gerçek İslam tasavvufunu işleyerek Türk-İslam birliğinin oluşmasında önemli vazifeler yapmış olan şair Yunus Emre’yi tanıyalım şiirlerini paylaşalım...

    YanıtlaSil
  3. Yunus Emre

    Türk milletinin yetiştirdiği en büyük tasavvuf erlerinden ve Türk dili ve edebiyatı tarihinin en büyük şairlerinden biri olan Yunus Emre'nin hayatı ve kimliğine dair hemen hemen hiçbir şey bilinmemektedir. Yunus'un bazı mısralarından, 1273'de Konya'da ölen, tasavvuf edebiyatının büyük ustası Mevlana Celalettin Rumî ile karşılaştığı anlaşılmaktadır; buradan da Yunus'un 1240'larda ya da daha geç bir tarihte doğduğu sonucu çıkarılabilir. Bilinen hususlar onun Risalet-ün-Nushiyye adlı eserini H.707 (M.1308) yılında yazmış olması ve H.720 (1321) tarihinde vefat etmesidir.Böylece H.638 (M.1240-1241) yılında doğduğu anlaşılan Yunus Emre XIII. yüzyılın ikinci yarısıyla XIV. yüzyılın ilk yarısında yaşamıştır.Bu çağ,Selçukluların sonu ile Osman Gazi devrelerine rastlamaktadır.Yunus Emre'nin şiirlerinde bu tarihlerin doğru olduğunu gösteren ipuçları bulunmakta; şair, çağdaş olarak Mevlana Celaleddin,Ahmet Fakıh,Geyikli Baba ve Seydi Balum'dan bahsetmektedir.

    Yunus Emre, dünya kültür ve medeniyet tarihinde bir merhale olmustur. Kültürümüzün en değerli yapı taşlarındandır. Zira Yunus Emre, sadece yasadigi devrin değil, çagimiz ve gelecek yüzyillarin da ışık kaynağıdır. Allah ve cümle yaradılmışı içine alan sonsuz sevgisinden kaynaklanan fikirleri, dünya üzerinde insanlik var oldukça degerini koruyacaktir. Yunus Emre'nin amaci, sevgi yoluyla dünyada yasayan tüm insanlarin, hem kendileriyle hem evrenle kaynaşmasını sağlamak ve sonsuz yaşamda ebedi hayata doğmalarını sağlamaktır.

    Şiirlerinde, her devrin okuyucusu ya da dinleyicisi kendini etkileyecek bir şey bulmuştur. İlk kez Yunus, şiirlerinde büyük ölçüde Türkçe kullanmıştır. Yunus'la birlikte dil, daha renkli, canlı ve halk zevkine uygun bir hale gelmiştir. Gerçi şiirlerinin bir çoğunda, aruz veznini kullanmıştı, fakat en güzel ve tanınmış şiirleri Türkçe hece vezniyle yazılmıştır. Böylece, şiirleri kısa zamanda yayılarak benimsenmiş ve ilahi olarak da söylenerek günümüze dek ulaşmıştır.

    YanıtlaSil
  4. Ve diyor ki Yunus:

    İlim İlim Bilmektir

    İlim ilim bilmektir
    İlim kendin bilmektir
    Sen kendini bilmezsin
    Ya nice okumaktır

    Okumaktan murat ne
    Kişi Hak'kı bilmektir
    Çün okudun bilmezsin
    Ha bir kuru emektir

    Okudum bildim deme
    Çok taat kıldım deme
    Eğer Hak bilmez isen
    Abes yere yelmektir

    Dört kitabın ma'nisi
    Bellidir bir elift0065
    Sen elifi bilmezsin
    Bu nice okumaktır

    Yiğirmi dokuz hece
    Okursun uçtan uca
    Sen elif dersin hoca
    Ma'nisi ne demektir

    Yunus Emre der hoca
    Gerekse bin var hacca
    Hepisinden iyice
    Bir gönüle girmektir

    YanıtlaSil
  5. Aşkın Aldı Benden Beni

    Aşkın aldı benden beni bana seni gerek seni
    Ben yanarım dün ü günü bana seni gerek seni
    Ne varlığa sevinirim ne yokluğa yerinirim
    Aşkın ile avunurum bana seni gerek seni

    Aşkın aşıklar öldürür aşk denizine daldırır
    Tecelli ile doldurur bana seni gerek seni
    Aşkın şarabından içem Mecnun olup yola düşem
    Sensin dün ü gün endişem bana seni gerek seni

    Sufilere sohbet gerek Ahilere ahret gerek
    Mecnunlara Leyla gerek bana seni gerek seni
    Eğer beni öldüreler kulum göğe savuralar
    Toprağım anda çağırır bana seni gerek seni

    Cennet dedikleri ne ki bir kaç köşkle birkaç huri
    İsteyene ver onları bana seni gerek seni
    Yunus-durur benim adım gün geçtikce artar ödüm
    İki cihanda maksudum bana seni gerek seni

    Yunus Emre

    YanıtlaSil
  6. Kıssadan Hisse

    YUNUS ve HACI BEKTAŞ VELİ

    Eskişehir'in bir köyünde çiftçilikle geçinen çok yoksul bir adam(Yunus) varmış. Bir yıl kıtlık olunca bu adamın yoksulluğu iyice artmış. Bir çok keramet ve inayetlerini duyduğu Hacı Bektaş Veli'den yardım istemeyi düşünen yoksul adam, sığırının üstüne bir miktar alıç koyup, dergâha gitmiş. Pirin ayağına yüz sürerek hediyesini vermiş bir miktar buğday istemiş. Hacı Bektaş Veli ona lütufla muamele ederek, birkaç gün dergâhta misafir etmiş. Yoksul adamın geri dönmek için acele ettiğini gören dervişler, Hacı Bektaş Veli'ye onun acelesini anlatmışlar. Hacı Bektaş Veli de yoksul köylüyü huzurana çağırıp sormuş:
    - Buğday mı istersin, yoksa erenler himmeti mi istersin?
    - Buğday istiyorum efendim.
    - Buğday yerine nefes versek olmaz mı?
    - Olmaz.
    - İstersen bana getirdiğin alıcın her tanesine bir nefes edeyim!..
    - Olmaz.
    - İsterse her çekirdek sayısına bir nefes edeyim!..
    Yoksul adam buğdayda ısrar ediyormuş.
    - İstersen her çekirdek başına on nefes edeyim!..
    Yoksul adam yine buğdayda ısrar edince, Hacı Bektaş'ın emriyle götürebileceği kadar buğday verilmiş. Sevine sevine bir çuval buğdayı alıp dergâhtan uzaklaşan yoksul köylü, yolda giderken düşünmeye başlamış ve kendi kendine demiş ki:
    - Bu insan, büyük insan olmasa bana bir çuval buğday vermezdi. Bir çuval buğday böyle bir insandan daha mı değerli?
    Yaptığı kusurun büyüklüğünü anlayıp pişman olan yoksul köylü, hemen geri dönerek kusurunu itiraf etmiş:
    - Pirim, ben çok büyük bir bir kusur işledim. Sizden çok özür diliyorum. Bu buğdayı geri verip, sizden nefes istiyorum.
    Bunun üzerine Hacı Bektaş Veli demiş ki:
    - Evladım, senin nasibin Taptuk Emre tarafında verilecek. Senin kilidini Taptuk Emre'ye verdik, onun dergâhına git.
    Bu cevabı alır almaz, hemen Taptuk Emre dergâhına giden yoksul köylü, kendisini Yunus Emre yapacak manevi eğitimine başlamış..

    YanıtlaSil
  7. Gelin Ey Kardeşler

    Gelin ey kardeşler gelin
    Bu menzil uzağa benzer
    Nazar kıldım şu dünyaya
    Kurulmuş tuzağa benzer

    Bir pirin eteğin tuttum
    "Ana beni" deyip gittim
    Nice yüzbin günah ettim
    Her biri de bir dağa benzer

    Çağla Derviş Yunus çağla
    Sen özünü Hakk'a bağla
    Ağlar isen haline ağla
    Erdem vefa yoğa benzer

    YanıtlaSil
  8. Gönül Arzular Seni

    Arayı arayı bulsam izini
    İzinin tozuna sürsem yüzümü
    Hakk nasip eylese görsem yüzünü
    Ey sevdiğim gönül arzular seni

    Yitirdim o dostu bilmem ne yanda
    Sevgisi gönülde muhabbet canda
    Yarın mahşer günü ulu divanda
    Ey sevdiğim gönül arzular seni

    Yunus senin methin eder dillerde
    Sevilirsin bütün bu gönüllerde
    Ağlayı ağlayı gurbet ellerde
    Ey sevdiğim gönül arzular seni

    YanıtlaSil
  9. Kıssadan Hisse

    YUNUS VE TAPTUK EMRE

    Taptuk Emre dergâhında her derviş bir iş görürmüş. Kimi toprakta, kimi işlikte çalışırken, kimi duvar örer, kimi de aş pişirirmiş. Dergâha yeni gelen Yunus'a da odun taşıma işini vermişler. Dergâhının ocağına özene bezene kırk yıl odun taşıyan Yunus'un, her getirdiği odun da dümdüzmüş. Öbür dervişler sormuşlar:
    - Ey Yunus, senin getirdiğin odunların hepsi dümdüz, bunun sebebi nedir?
    Yunus demiş ki:
    - Taptuk Emre dergâhına odunu eğrisi bile giremez!..

    Taptuk Emre güzel saz çalarmış ve Yunus ona sazı için bağlanmış. Yunus uzun süre tekkeye hizmet etmiş, sonunda bıkmış ve kaçmış. Yolda erenlerden yedi kişiye rastlamış, yoldaş olmuşlar. Her akşam erenlerden biri içinden geçirdiği bir ermiş adına Tanrıya dua ediyor hemen bir sofra geliyormuş ortaya. Sıra Yunus'a geldiği akşam o da demiş ki:
    - Yarabbi, bunlar hangi kulun adına dua ettilerse, ben de onun adına yalvarıyorum sana, ne olur utandırma beni!..
    Yunus'un duası biter bitmez, iki sofra birden gelmiş. Erenler şaşırıp sormuşlar:
    - Ey Yunus, kimin adına dua ettin?
    Yunus bu soruya şu yanıtı vermiş:
    - Önce siz söyleyin.
    Erenler hep bir ağızdan demişler ki:
    - Taptuk'un dervişlerinden Yunus diye biri var, biz onun adına dua ettik.
    Yunus bunu duyar duymaz hiçbir şey söylemeden dergâha geri dönmüş ve Taptuk Emre'nin karısı Anabacı'ya sığınmış:
    - Anabacı, dergâhtan kaçmakla büyük bir kusur işledim. Şimdi pişman olup geri döndüm. Ne olur şeyhime söyleyin; beni affetsin!..
    Anabacı demiş ki:
    - Yarın sabah tekkenin eşiğine yat. Taptuk abdest almak için dışarı çıkarken ayağı sana takılır. Gözleri iyi görmediği için bana: "Kim bu eşikte yatan?" diye sorar ben de "Yunus", derim. "Hangi Yunus?" derse çekil git, başka bir tekke ara kendine, başının çaresine bak. Ama bizim "Yunus mu?" derse anla ki gönlünden çıkarmamış, hala seviyor seni. O zaman kapan ayaklarına, "Bağışla suçumu" de.
    Yunus, Anabacı'nın dediğini yapıp, kapının eşiğine yatmış, ertesi sabah olan olmuş. Ayağı Yunus'a takılanTaptuk, Anabacı'ya sormuş:
    - Kim bu eşikte yatan?
    Anabacı cevap vermiş:
    - Yunus.
    -Bizim Yunus mu?
    Bunun üzerine Yunus, Taptuk'un ayaklarına kapanmış ve sevincinden ağlamış.

    YanıtlaSil
  10. Gel Gör Beni Aşk Neyledi

    Ben yürürüm yana yana
    Aşk boyadı beni kana
    Ne deliyem ne divane
    Gel gör beni aşk neyledi

    Gah eserim yeller gibi
    Gah tozarım yollar gibi
    Gah akarım seller gibi
    Gel gör beni aşk neyledi

    Akar suların çağlarım
    Dertli ciğerim dağlarım
    Şeyhim anuban ağlarım
    Gel gör beni aşk neyledi

    Ya elim al kaldır beni
    Ya vaslına erdir beni
    Çok ağlattın güldür beni
    Gel gör beni aşk neyledi

    Ben yürürüm ilden ile
    Şeyh anarım dilden dile
    Gurbette halım kim bile
    Gel gör beni aşk neyledi

    Mecnun oluban yürürüm
    O yâri düşte görürüm
    Uyanıp melül olurum
    Gel gör beni aşk neyledi

    Miskin Yunus biçareyim
    Baştan ayağa yareyim
    Dost elinde avareyim
    Gel gör beni aşk neyledi

    YanıtlaSil
  11. Çağırayım Mevlam Seni

    Dağlar ile taşlar ile
    Çağırayım Mevlâm seni
    Seherlerde kuşlar ile
    Çağırayım Mevlâm seni

    Sular dibinde mâhiyle
    Sahralarda âhû ile
    Abdal olup yâhû ile
    Çağırayım Mevlâm seni

    Gök yüzünde İsâ ile
    Tûr dağında Mûsâ ile
    Elimdeki asâ ile
    Çağırayım Mevlâm seni

    Derdi öküş Eyyûb ile
    Gözü yaşlı Ya’kûb ile
    Ol Muhammed mahbûb ile
    Çağırayım Mevlâm seni

    Bilmişim dünya halini
    Terk ettim kıyl ü kâlini
    Baş açık ayak yalını
    Çağırayım Mevlâm seni

    Yûnus okur diller ile
    Ol kumru bülbüller ile
    Hakkı seven kullar ile
    Çağırayım Mevlâm seni

    YanıtlaSil
  12. Niçin Ağlarsın Bülbül Hey

    Sen burda garip mi geldin
    Niçin ağlarsın bülbül hey
    Yorulup iz mi yanıldın
    Niçin ağlarsın bülbül hey

    Karlı dağlardan mı aştın
    Derin ırmaklar mı geçtin
    Yârinden ayrı mı düştün
    Niçin ağlarsın bülbül hey

    Hey, ne yavuz inilersin
    Benim derdim yenilersin
    Dostu görmek mi dilersin
    Niçin ağlarsın bülbül hey

    Kal'alı şehir mi yıkıldı
    Ya nam-u arın mi kaldı
    Gurbette yârin mi kaldı
    Niçin ağlarsın bülbül hey

    Gulistanlarda yaylarsın
    Taze gülleri yeğlersin
    Yavlak zarılık eylersin
    Niçin ağlarsın bülbül hey

    Uykudan gözüm uyandı
    Uyandı kana boyandı
    Yandı sol yüreğim yandı
    Niçin ağlarsın bülbül hey

    N'oldu şu Yunus'a n'oldu
    Aşkın deryasına daldı
    Yine baharistan oldu
    Niçin ağlarsın bülbül hey

    YanıtlaSil
  13. "ben gelmedim dava için,benim işim sevgi için..."
    Yunus Emre

    YanıtlaSil
  14. YUNUS VE MOLLA KASIM

    Yunus Emre'nin vefatından yüz yıl sonra yaşayan ve devlet görevinde yetkili biri olan Molla Kasım'a Yunus'un şiirlerini yazılı olarak getirmişler. Molla Kasım bir nehir kenarına gelmiş ve yanında getirdiği Yunus Emre şiirlerini okumaya başlamış. Her okuduğu şiiri dine, şeriata aykırı bularak yakıp suya atan Molla Kasım, kendine yüz yıl önceden hitap eden bir şiiri görünce, çok şaşırmış. Yunus şöyle diyormuş:

    Ben dervişim diyene bir ün edesim gelir,
    Seğirdüben sesine varıp yetesim gelir.

    Sırat kıldan incedir, kılıçtan keskincedir,
    Varıp anın üstüne evler yapasım gelir.

    Altında gayya vardır, içi nar ile pürdür,
    Varuben ol gölgede biraz yatasım gelir.

    Oda gölgedir deyu ta'n eylemen hocalar,
    Hatırınız hoş olsun biraz yanasım gelir.

    Ben günahımca yanam, rahmet suyunda yunam,
    İki kanat takınam, biraz uçasım gelir.

    Andan Cennete varam, Cennette huriler görem,
    Huri ile gılmanı bir bir koşasım gelir

    Derviş Yunus bu sözü eğri büğrü söyleme,
    Seni sigaya çeken bir Molla Kasım gelir.

    Molla Kasım bunu görür görmez, yaktığı ve suya attığı şiirler için çok pişman olmuş, yakmadığı suya atmadığı şiirleri de bir hazine gibi saklamış...

    YanıtlaSil
  15. "Yaradılanı severim Yaradan'dan ötürü"

    YanıtlaSil
  16. AB-I HAYATIN ÇEŞMESİ

    Ab-ı hayatın çeşmesi,
    Âşıkların visalidir.
    Sohbeti aşk ile eder,
    Susamışları yakmaya.

    Aşk mı derim ben ona,
    Tanrının uçmağın seve.
    Uçmak hod bir tuzaktır,
    Eblehler canın tutmağa.

    Âşık olan miskin olur,
    Hak yoluna teslim olur.
    Her ne dersen boyun tutar,
    Çare yok gönül yıkmaya.

    YanıtlaSil
  17. Şol Cennetin Irmakları

    Şol cennetin ırmakları
    Akar Allah deyu deyu
    Çıkmış islam bülbülleri
    Öter Allah deyu deyu

    Aydan aydındır yüzleri
    Şekerden tatlı sözleri
    Cennette huri kızları
    Gezer Allah deyu deyu

    Yunus Emre var yarına
    Koma bugünü yarına
    Yarin Hakk'ın divanına
    Çıkam Allah deyu deyu

    YanıtlaSil
  18. Gel Gidelim Dosta Gönül

    Bir karardan durmayalım
    Gel gidelim dosta gönül
    Hasretinden yanmayalım
    Gel gidelim dosta gönül

    Kılavuz ol gönül bana
    Gel gidelim yârdan yana
    Canım kurbandır canana
    Gel gidelim dosta gönül

    Kara haberin almadan
    Can bedenden ayrılmadan
    Azrail bizi bulmadan
    Gel gidelim dosta gönül

    Gerçek murada varalım
    Yârin hatırın soralım
    Yunus Emre'yi alalım
    Gel gidelim dosta gönül

    YanıtlaSil
  19. Ah Nideyim Ömrüm Seni

    Yok yere geçirdim günü
    Ah nideyim ömrüm seni
    Seninle olmadım gani
    Ah nideyim ömrüm seni

    Geldim ve geçtim bilmedim
    Ağlayıp güssa yemedim
    Senden ayrılam demedim
    Ah nideyim ömrüm seni

    Hayrım şerim yazılacak
    Ömrüm ipi üzülecek
    Suret benden bozulacak
    Ah nideyim ömrüm seni

    Gidip geri gelmiyesin
    Gelip beni bulmayasın
    Bu benliğe sermayesin
    Ah nideyim ömrüm seni

    Hani sana güvendiğim
    Güveniben yuvandığım
    Kaldı külli kazandığım
    Ah nideyim ömrüm seni

    Miskin Yunus gideceksin
    Acep sefer edeceksin
    Hasret ile kalacaksın
    Ah nideyim ömrüm seni

    YanıtlaSil
  20. Nefes aldıkça yaşatacağımız daha bir sürü şiirleri var...Kimi ilahi olmuş,kiminin bir kısmı güzel söz olarak kalmış birbirinden güzel şiirler...

    Ve şiirlere gönül verenler buyrun HerdemCuma şiirleri kısmet olursa her Cuma burada...
    ve günün son şiiri

    Elhamdülillah

    Haktan gelen şerbeti içtik elhamdulillah
    Şol kudret denizini geçtik elhamdulillah
    Şol karşıki dağları meşeleri bağları
    Sağlık safalık ile aştık elhamdulillah

    Kuru idik yaş olduk kanatlandık kuş olduk
    Birbirmize eş olduk uçtuk elhamdulillah
    Vardığımız illere şol safa gönüllere
    Halka tapduk manisin saçtık elhamdulillah

    Beri gel barışalım yad isen bilişelim
    Atımız eğerlendi estik elhamdulillah
    İndik Rum'u kışladık çok hayır şer işledik
    Uş bahar geldi geri göçtük elhamdulillah

    Dirildik pınar olduk irkildik ırmak olduk
    Artık denize dolduk taştık elhamdulillah
    Taptuğun tapusuna kul olduk kapusuna
    Yunus miskin çiğ idik piştik elhamdulillah

    YanıtlaSil
  21. Ellerine sağlık Eylem

    Günün anlam ve önemine binaen hoş bir konu işlemişsin

    Paylaşımlar için sağolasın

    YanıtlaSil
  22. Eylemcim yüregine saglik canim, her daim tüm güzellikler seninle olsun...

    YanıtlaSil
  23. kankacım yüreğine sağlık...
    ne güzel bir program olmuş...

    YanıtlaSil
  24. Teşekkür ediyorum...

    YanıtlaSil