17 Mayıs 2010 Pazartesi

HerDemMavi


Hoşgeldin Salı
Güzel Salı, maviye geldin hoşgeldin...

mavi sevgi
mavi huzur
mavi mutluluktur...
mavi düşler yeşertir umutları
mavi derinlikler yüceltir
mavi gökyüzü kanatlandırır insanı
mavi hayattır ve hayat masmavidir...

62 yorum:

  1. HERDEMMAVİ..

    gece lambamın ışığında..
    size gecenin lacivert renginden merhaba diyorum..
    yavaş yavaş gece lacivertten maviye dönerken ...
    PELİN ONAY dan
    Üstad Beni Müsait Bir Şiir İndir

    bugün bir şiir bile uğramadı yanıma
    sana uğradı mı bilmiyorum
    pencere kenarında yağmuru seyrettik yalnızlığımla,
    balkona astığımız düşlerimizi içeri aldıktan sonra
    kimsenin öğretmediği bir şeyi öğretmeni dilerdim ayrılırken
    ama sen herkesin öğrettiğini yineledin
    şimdi aşk inançlarını yitiren bir ayyaştır köprü altlarımda
    deniz kabuklarından bir mumluk yapmıştım sana,
    vermeye zamanım olmadı
    şimdilerde içinde yakıyorum,
    sesini duyuramayan kelimelerimin yorgunluğunu
    biliyor musun bilmem
    sen cümlelerimin 1. Kordonuydun .

    susmaya gidiyorum birazdan dönerim..
    acil servis gibi yetiştim bütün kanamalı sevdalarıma
    yanlarına gittiğimde,
    odaları boştu, çarşafları temiz
    bir küçük not bile yoktu "kurtardığınız için teşekkür ederiz"
    bu yüzden emekliliğimi istedim yorgun aşkların baş hekiminden
    tazminatım suskunluk
    beni ait olmadığım şehirlerde aramayın,
    adresimin caddesi burukluk
    teri soğumamış bir ayrılıkla içilen özlem, ateş yapar..

    dün gibi hatırlıyorum ayrıldığımız günü
    24 ocak;kış,kıyamet,felaket
    sanki herkes beni görmek için toplanmıştı şehir meydanında
    parmaklarıyla gösteriyorlardı "işte bu kadın terk edildi" naralarıyla
    bu günlerde dalgasını geçebiliyorum vedaların
    o günlerde serum kokularına bulaşmıştı bütün kılcal damarlarım
    gerçekte kim olduğunu çok düşündüm,
    özleminin yer yer sağanak yağışlı olduğu zamanlarda
    galiba artık biliyorum
    sen büyümeye zamanı olmayan çocukların,
    dar zamanlarda attığı içten bir kahkahasın
    beni beklemeye gidiyordun galiba yolu şaşırdın

    bu şiire girmek hüzünlü ve yaşlıdır..
    biraz önce gözlerimden düştün
    seni ıslattığım için üzgünüm
    yanaklarımda kurumanı istemezdim,
    dudaklarıma almışken ıslaklığını
    sen gözlerim ve katre
    sana yaşatmak istediğim çok şey vardı,
    aşk'da kısa çubuğu ben çektim...
    kırgınlıklarımı kaybettim, hükümsüzdür...
    sabaha karşı gittiğin için bağışladım seni
    sen de kendini bağışladın mı../.. bilmiyorum
    zor oldu indirmek resimlerini duvarlardan
    ki tozlanma diye albümlerde yaşatmadım seni
    seni..
    bir "anı" olsun diye sevmedim
    ve hiç aldatmadım../..kirpiklerimle bile
    çok önceleri sorduğum bir soruydu,
    "şiir bir aşk'ı kurtarabilir mi? " diye
    otuzuma yaklaşırken gülümsüyorum da,
    şiir bir aşk'ın ancak bekçisi olabilir

    ...bu şiirde U dönüşü yapılmaz...
    illegaldir bütün terk edişler,
    ölümlerde dahil...

    ...aşk dersem çık, ayrılık dersem çıkma..
    dedim...çıkmadın
    aşk bitti...

    YanıtlaSil
  2. ŞİİR GAZELE

    Senin eşkin meni düşürdü dile
    Neçe aşık olur bülbüller güle

    Hasret çektim könül verdim
    Seni sevdim men

    Böyle bir güzele eşkimi tezele
    Şiire gazele könül verdim
    Şiire gazele

    Eğer menden ayrı gezip dolansan
    Menim bu eşkime bigane kalsın

    Alışaram od tutaram
    Hem yanaram ben

    Bunu da bilmerem Sensiz ben gülmerem
    Könlümü vermerem heçkese men
    Könlümü vermerem

    AHMET KAYA dan dinliyoruz..
    http://www.youtube.com/watch?v=-BZdPe4vDLg&feature=related

    YanıtlaSil
  3. HERDEMMAVİ
    barış manço dan..

    yeni bir güne merhaba

    Gözlerim kurşun gibi ağır ağır açıldı
    Bu sabah merhaba dünya
    Penceremdeki güvercin tahta masam boş şişeler
    Can dostum çomar merhaba tatlı komşu ayşe teyze
    Emekli salih öğretmen yeni bir gün doğdu merhaba
    Dostlar merhaba yeni bir gün doğdu merhaba

    http://www.youtube.com/watch?v=XWvE4ES5aTc&feature=related

    kankama
    kardeşlerime
    merhaba..

    YanıtlaSil
  4. Gece lambamıza bu güzel karşılama için teşekkürler...

    Bu Salı gününe İlhan İrem'den güzel bir şarkıyla başlamak istiyorum...


    Bal Ağızlım


    Bal ağızlım sen konuşunca, gökyüzü açılıyor
    Yeryüzünün dört yanına baharlar saçılıyor
    Yosun tutsa yürekler, yıkılsa bütün ümitler
    Her kelimen dünyayı yeniden yaratıyor
    Ben bir ay, sen ışığım; ben gece, sen sabahım
    Sen tarla, ben aşkınla dalgalanan başağım
    Bu kurumuş dünyaya ben seninle aşığım
    Gönlüm sanki bir kovan, dolu dolu sevginle
    Bal ağızlım her günüm bir petek bal seninle
    Geliyorsun, seviyorsun, ölüyorsun, gidiyorsun
    Gitmeeeee
    Sen iğnesiz arımsın, ağzından bal akıyor
    Meyva dolu dalımsın, ağzından bal akıyor
    Alım, yeşil, sarımsın, ağzından bal akıyor
    Hasat günü gelmeden kurumasın ekinler
    Baharları sırtlayıp göç etmesin leylekler
    Bal ağızlım canım; dün, bugün, yarınım
    Sen susarsan yanında hiç kalır ölümler
    Bal ağızlım canım; dün, bugün, yarınım
    Sen susarsan yanında hiç kalır ölümler
    Köhnetilmiş insanlar, unutulmuş doğrular
    Bu yaşlı dünyaya kalan, yaşlanmış bir sürü yalan
    Bal ağızlım gitme geri, ballandıralım zehirleri
    Üzülme herşey düzelir, görürlerse sevgimizi
    Ben bir ay, sen ışığım; ben gece, sen sabahım
    Sen tarla, ben aşkınla dalgalanan başağım
    Bu kurumuş dünyaya ben seninle aşığım
    Gönlüm sanki bir kovan, dolu dolu sevginle
    Bal ağızlım her günüm bir petek bal seninle
    Geliyorsun, seviyorsun, ölüyorsun, gidiyorsun
    Gitmeeeee
    Sen iğnesiz arımsın, ağzından bal akıyor
    Meyva dolu dalımsın, ağzından bal akıyor
    Alım, yeşil, sarımsın, ağzından bal akıyor
    Hasat günü gelmeden kurumasın ekinler
    Baharları sırtlayıp göç etmesin leylekler
    Bal ağızlım canım; dün, bugün, yarınım
    Sen susarsan yanında hiç kalır ölümler
    Bal ağızlım canım; dün, bugün, yarınım
    Sen susarsan yanında hiç kalır ölümler
    Sen iğnesiz arımsın, ağzından bal akıyor


    İlhan irem

    http://www.youtube.com/watch?v=d7WMjXr8iWI

    YanıtlaSil
  5. Su ıslanır mı demeyin, demek ki ıslanma ihtimali var ki, üstad suları ıslatamadım diye hayıflanmakta...

    Suları Islatamadım

    Savaştayım elli yıldır
    Ömrüm geçti boşalt, doldur
    Anlamadım bu ne haldir

    Birgün silah çatamadım
    Suları ıslatamadım

    Ekin ektim başak yılan
    Kuşandığım kuşak yılan
    Yorgan akrep, döşek yılan

    Birgün rahat yatamadım
    Suları ıslatamadım

    Ne payem oldu ne sayem
    En doğruya varmak gayem
    Düşüncemdir tek sermayem

    Alan yoktur satamadım
    Suları ıslatamadım

    Yolum yokuş, izim ayrı
    Dilim yağsız, sözüm ayrı
    Bedenimden özüm ayrı

    Biri bire katamadım
    Suları ıslatamadım

    Talipli yoktur sevgiye
    Anlamadım, neden? Niye?
    Canlar gücenmesin diye

    Can attım gül atamadım
    Suları ıslatamadım

    Abdurrahim Karakoç

    YanıtlaSil
  6. HerDemMavi'ye maviliklerle dolu bir gün diliyorum..
    İyi programlar...

    Bahçelerde hanımelleri ve güller açmışken Barış Manço'nun sevdiğim şarkılarını bu sefer Cem Adrian'ın sesinden ve yorumundan dinliyoruz..

    Bahçede Hanımeli

    Bahçede hanımeli
    Sen ettin beni deli
    Gel gülüm gel
    Sen ettin beni deli
    Gel Gülüm Gel

    Zorla güzellik olmaz
    Sevmeli sevdirmeli
    Gel gülüm gel
    Sevmeli sevdirmeli

    "Gülpembe "
    Sen gülünce güller açar gülpembe
    Bülbüller seni söyler biz dinlerdik gülpembe
    Sen gelince bahar gelir gülpembe
    Dereler seni çağlar sevinirdik gülpembe

    Güz yağmurlarıyla bir gün göçtün gittin sen inanamadık gülpembe
    Bizim iller sessiz bizim iller sensiz olamadı gülpembe
    Dudağımda son bir türkü gülpembe
    Hala hep seni söyler seni çağırır gülpembe

    Güz yağmurlarıyla bir gün göçtün gittin inanamadık gülpembe
    Bizim iller sessiz bizim iller sensiz olamadı gülpembe
    Gözlerimde son bir bulut gülpembe
    Hala hep seni arar seni bekler gülpembe

    Dudağımda son bir türkü gülpembe
    Hala hep seni söyler seni çağırır gülpembe

    http://www.dailymotion.com/video/x8dq9d_cem-adrian-bahcede-hanmeli-gulpembe_music

    YanıtlaSil
  7. Şiirle devam edelim

    O MAVİ GÖZLÜ BİR DEVDİ

    O mavi gözlü bir devdi.
    Minnacık bir kadın sevdi.
    Kadının hayali minnacık bir evdi,
    bahçesinde ebruliii
    hanımeli
    açan bir ev.
    Bir dev gibi seviyordu dev.
    Ve elleri öyle büyük işler için
    hazırlanmıştı ki devin,
    yapamazdı yapısını,
    çalamazdı kapısını
    bahçesinde ebruliiii
    hanımeli
    açan evin.

    O mavi gözlü bir devdi.
    Minnacık bir kadın sevdi.
    Mini minnacıktı kadın.
    Rahata acıktı kadın
    yoruldu devin büyük yolunda.
    Ve elveda! deyip mavi gözlü deve,
    girdi zengin bir cücenin kolunda
    bahçesinde ebruliiii
    hanımeli
    açan eve.

    Şimdi anlıyor ki mavi gözlü dev,
    dev gibi sevgilere mezar bile olamaz:
    bahçesinde ebruliiiii
    hanımeli
    açan ev..

    NAZIM HİKMET RAN

    YanıtlaSil
  8. Üstatdan bir şiir daha

    AŞK MÖNÜSÜ

    Sen sabahlar ve şafaklar kadar güzelsin
    sen ülkemin yaz geceleri gibisin
    saadetten haber getiren atlı kapını çaldığında
    beni unutma
    ah! saklı gülüm
    sen hem zor hem güzelsin
    şiirlerimin ılıklığında açılmalısın
    sana burada veriyorum hayata ayrılan buseyi
    sen memleketim kadar güzelsin
    ve güzel kal

    NAZIM HİKMET

    YanıtlaSil
  9. Aşk mönüsünün ardına Haluk Levent'den zor aşk diyelim...

    Zor Aşk

    Haber saldım dört bir yana
    Karanfiller susuz kalmış
    Muhabbete dost aradım
    Bu şehri periler sarmış

    Bitip tükenmez sigaram
    Ciğerim nefessiz kalmış
    Herşey yalan olsa bile
    En güzel aşk zor olanmış

    Söyle bana güzel kadın
    Her şey yerli yerinde mi
    Bırakıp gittiğin gibi
    Deniz mavi gök yeşil mi

    Bitip tükenmez sigaram
    Ciğerim nefessiz kalmış
    Her şey yalan olsa bile
    En güzel aşk zor olanmış

    http://www.izlesene.com/video/muzik-haluk-levent-zor-ask/1791023

    YanıtlaSil
  10. AYIŞIĞI

    I
    Ben uzaklardan beklerdim,
    Sayarak günlerimi.
    Bu gece penceremden düşen ay ışığında,
    Birden yanıbaşımda buldum
    Bir ağaç gibi çiçeklenmiş
    Anladım almış yürümüş
    Sarmış bu sevda içimi

    II
    Gece yarısı elbiselerim,
    Ayakkabılarım üstüne
    Düşen ay ışığı,
    İnsan böyle mi olur
    Sevdaya tutuldu mu?

    Bütün eski kitapları okudum,
    Yaşlanmış güzellere sordum,
    Mutluluk bu mu?

    Ama bu sarışın
    Ötekine hiç benzemiyor.
    Ah, daha yeni yeni anladım
    O küçük elleri, gülen gözleriyle
    Beni bu kadar seviyor...

    Kalmadı başka korkum
    Düşünmeden eline bıraktım kendimi
    Bütün dostlarım söylüyor
    Bu sefer mutlaka tutuldum

    III
    O yanından döndüğüm, gece yarıları
    Güler, konuşurdum, kendi kendime
    Tutmasam, kucaklayabilirdim ağaçları.
    Kimbilir, gelen geçen
    Görünce ne derdi halime.

    Sizin de, seviştiğiniz, kardeşler
    Mevsim bahara rastlarsa
    Benim canım açılmak isterdi
    Mutlaka bir başkasına
    Öperdim evde ilk karşıma çıkanı.

    Uzakta, şimdi çok uzakta...
    O nar tanesinden taze
    Kuş tüyünden hafif geceler
    Kalbim ümit içinde yüzer
    Dünyam yıkanır ay ışıklarıyla...

    Necati Cumalı

    YanıtlaSil
  11. Ve Üç Hürel'ile devam ediyoruz..

    Bir Sevmek Bin Defa Ölmek Demekmiş

    Aşkın şarabından bilmeden içtim
    Sevda yolundan bilmeden geçtim
    Aşkın bir alevmiş yar yar
    Bir ateş parçası
    Bilmeden gönlümü ateşe verdim

    Bir sevmek bin defa ölmek demekmiş
    Bin defa ölüp de hiç ölmemekmiş
    Bin defa ölüp de ölememekmiş

    Şarabı zehirmiş içtikçe öldüm
    Yolu hep uçurum düştükçe öldüm
    Askın bir alevmiş yar yar
    Bir ateş parçası
    Ateşe gönlümü yaktıkça öldüm

    Bir sevmek bin defa ölmek demekmiş
    Bin defa ölüp de hiç ölmemekmiş
    Bin defa ölüp de ölememekmiş

    http://www.izlesene.com/video/muzik-uc-hurel-bir-sevmek-bin-defa-olmek-demekmis/373354

    YanıtlaSil
  12. Eveet efendim
    "Gönül ne kahve ister ne kahvehane, Gönül Sohbet ister Kahve Bahane"

    HerDemMavi'ye gönül vermiş gönül dostları nerelerdesiniz
    şarkılar, şiirler güzel evet ama muhabbetle dahada güzelleştirsek...

    YanıtlaSil
  13. buyur kankacığım, yettim...

    ablam kıpraşamıyor herhalde, patronu dikmiş gözlerini ters ters bakıyor olmalı, diğer ablam Adam'ı gezdiriyor muhtemelen, birazdan gelir, Kaya okulda olmalı, bir bilgisayar bulsamda bi merhaba desem diyordur...
    ben de dükkanda bir yandan oturuyor bir yandan da oturuyorum...
    sen ne yapıyorsun...?

    YanıtlaSil
  14. İşte kanka budur
    Eyvallah kankacığım ;

    Bende oturuyorum, programa başladım baktım hep şiir şarkı olmuyor muhabbet istedim sende yettin sağolasın...

    Sen Güneyde biryerlerde elinde yelpaze ile otururken ister inan ister inanma biz bugün bu gri gökyüzünde, esen rüzgarda üşüdük ve kombimizi yaktık oturuyoruz..
    Ya işte böyle..

    YanıtlaSil
  15. Güneyde bir yerde deyince aklıma gelen ilk şarkı bu oldu.
    En son şarkılar kankalara gidiyor ama bu seferlik kuralı bozayım
    güneyde olduğun için sana olsun bu şarkı

    Limon Çiçekleri

    Uzakta çok uzakta güneyde
    Yazları sıcacık ve aşık
    Kışları soğuk ve sensiz bir şehir
    Ve ben üşüyoruz
    Bir uğrasan diyoruz
    İklimini getirsen bereketini bolluğunu
    Örtsen üzerimize
    Havalansa yine zil çalan eteklerin
    Gelip otursa gözlerime gözbebeklerin
    Öperken içsem ağzının çiçek balını
    Günahını boynuma seni koynuma alsam
    Hem zehrim hem şehrim limon çiçeklerim olsan
    Ben görmedim böyle alımı çalımı

    Ya Rabbi duy duyur sesimi
    Anlamıyor kimsesizliğimi
    Ya Rabbi yetiş ya Rabbi
    Ya Rabbi duy duyur sesimi
    Anlamıyor çaresizliğimi
    Ya Rabbi elver ya Rabbi

    Tenhada kuytuda ücrada
    Tekinsiz bir mecrada
    Dua etsem seni dileyen
    Börtüm böceğim bitki örtüm
    Olacak duam olsan amin desem hamdetsem
    Toprağına kök salsam
    Senle nihayet bulsa ömrüm

    http://www.izlesene.com/video/muzik-mustafa-ceceli-limon-cicekleri-klip/1113362

    YanıtlaSil
  16. Selam cocuklar, program cok güzel ilerliyor, ellerinize yüreginize saglik... :)

    Benim Kankacigim geceden birakmis gönlünden tasan güzellikleri, kardeslerim nöbeti devralmis, costurmus, cogaltmis...

    Tam tahmin ettigin gibi No Namecim bugün benim patron yerinden kipirdamamakta israr ediyor, yeri de tam karsimdaki masada... Benim bir gözüm sizinle Adamizda, öteki sözde is-gücte.. He he... birazdan yine burdayim insallah...

    YanıtlaSil
  17. herkese merhabalar..

    bir mani ile devam edelim..
    HerDemMavi e

    Bir dostum var orada
    Ölüm olmaz karada
    Sevgiler karşılıklı
    Dostu vardır burada

    körfez de
    sabah yağmur yağmıştı ben kalktığımda...
    ve o güzel toprak kokusu yayılmıştı etrafa..
    gül kokusuyla harmanlanmış..
    havanın elinde elinde yelpazesi..
    kaç günlerdir süren sıcaklığı
    serinletmekte..

    YanıtlaSil
  18. Kaç baharı gerçek sanıp kandık söylesenize...

    Kaçına "Nihayet" hasretle kucak açtık ve ka çında yanıldık...

    Kaç kez ayaz vurmuş dallarımızda filizlerimiz sön dü.

    Yine de uslanmadık.

    Yine geveze bir dosta sırlarımızı açar gibi açıldık yalancı bahara...

    Yine yanıldık. Peşinden bastıran tipiyle ayıldık.

    Ne yapalım ki, dalında patlamayı bekleyen bir to murcuk gibi susamıştık ilk yaza... Kaç zaman olmuştu kendimizi güneşin kollarına bırakıp, ormanda yayılan ke kik kokularıyla sarhoş olmayalı...

    Tahmin ediyorduk, üze rimize katran rengi bir kafes gibi çöken bulutların ardın da güneşin gülümsediğini...

    Daha ilk ışınları deler delmez kafesi, açtık iştahla ruhumu zun pencerelerini...

    Bahar öyle kolay gelmezdi as lında; biliyorduk; yanlış baharlar da az mı ayaz yemiştik.

    Kaçımız mart güneşine aldanıp açılmış ve kara kafesin ağına düşmüştü yeniden...

    Bahar, ilan-ı aşk mevsimiydi; astık aşklarımızı ilan panolarına, sevdalar yasakken daha...

    Bahar, barışın mevsimiydi; müjdeledik barışı, silahlar konu şurken hâlâ...

    Söyledik, ancak yazın söylene cekleri, güneş henüz toprağı ısıtmamışken... cemreler düşmemiş ken ilkyazın koynuna...

    Yalanmış meğer bahar; daha vakti değilmiş, aşkın da barışın da...

    Güneşe kananlar, yazı beklerken bahardan oldular; kesildi sesi soluğu, erken öten horozların...

    İyisi mi itirafçı olalım; biliyorduk "İşte bahar" derken, ardından gelecek ayazı...

    "Yalan bu çıkma" de mişti temkinliler, tedbirli ler, "çıkarken üstüne kalın bir şey al"anlar, "başına bir iş gelmesin"den ürkenler...

    Ama bahar, olanca işvesiyle sokağa çağırıyordu.

    Aşk, ilan panosuna asıl mayı bekliyordu, barış bir kuş gagasında müjdelenmeyi...

    "Erken mi geç mi" he sabına gelmezdi ikisi de... Peşlerine düşülmeli, ilan edilmeli, müjdelenmeliydiler.

    Güneşi görür görmez seranada ve barış türküleri ne başladık. Vakti gelme den açıldık, geç kalmadan davranma telaşında...

    Erkenmiş.

    Kursağımızda kaldı ba har sevinçleri...

    Erken öten horozlar, erken açmış çiçekler, erken doğmuş bebekler gibi kesildik, solduk, öldük.

    Yine tedbirliler ulaşacak salimen yaza; biz yakalandık, zalim ayaza...

    * * *
    Ama itirafçı olsak da pişman olmadık.

    Az da olsa ısındık hiç olmazsa... Vakitsiz de olsa söyledik, söylenmesi gerekeni...

    "Bahar yalan mıymış gerçek mi" dinlemedik. Güneşin ilk dokunuşuyla haber verelim dedik, ardından gelecek müjdeyi...

    Aşk için erkendi belki; barış henüz uzak...

    ...ama ikisi de gelecekti nasılsa sonunda...

    Hep bildik ki, habercisidir yalancı bahar, sahicisinin...

    Bazen vaat, hediyeden de kıymetlidir.

    Kesilmeyi göze alıp erken ötmek yeğdir çoğu zaman, susup doğru zamanı kollamaktan...

    Sonunda olan yalana kananlara olur, onlar müjdeledikleri şeyi göremeden giderler.

    Lakin çoğu buna gönüllüdür.

    Güneşe en erken onlar dokunmuşlardır, elbet en erken ya nan onlar olacaktır.

    Belki "İkinci Bahar"ı yaşayanlar bilir kıymetlerini..

    YanıtlaSil
  19. sezen aksu dan..

    ikinci bahar..

    Gamze gamze bir gülüver şimdi
    Beni göğsüne alıver şimdi
    Mevsimi geldi susadım aşka
    Benimle bir bütün oluver şimdi

    İkinci bahar yaşıyor ömrüm
    Gel benim yarim oluver şimdi
    Seni gül gibi öpe koklaya
    Gözümden, dilimden, sakınır saklar
    Bugünki aklımla severim şimdi

    İkinci bahar yaşıyor ömrüm
    Gel benim yarim oluver şimdi
    Seni gül gibi öpe koklaya
    Gözümden, dilimden, sakınır saklar
    Bugünki aklımla severim şimdi

    Şiirler, şarkılar söyleyerek
    Mehtabı birlikte seyrederek
    Benimle bir rüya kuruver şimdi
    Aahhh....

    İkinci bahar yaşıyor ömrüm
    Gel benim yarim oluver şimdi
    Seni gül gibi öpe koklaya
    Gözümden, dilimden, sakınır saklar
    Bugünki aklımla severim şimdi

    İkinci bahar yaşıyor ömrüm
    Gel benim yarim oluver şimdi
    Seni gül gibi öpe koklaya
    Gözümden, dilimden, sakınır saklar
    Bugünki aklımla severim şimdi

    İkinci bahar yaşıyor ömrüm
    Gel benim yarim oluver şimdi
    Seni gül gibi öpe koklaya
    Gözümden, dilimden, sakınır saklar
    Bugünki aklımla severim şimdi


    http://www.youtube.com/watch?v=S7xrxECIR5U

    YanıtlaSil
  20. Galiba yoruldum,
    Her şey kadar, herkes kadar, sen kadar,
    Kendime kalbimi kanıtlamaktan,
    Ve kanıtladığıma kendimi inandırmaktan,
    Ve dahası kocaman bir sahada tek başına koşmaktan yoruldum...


    "Can Yücel"

    YanıtlaSil
  21. Ablalarımda gelmiş program neşelenmiş..

    Neşe demişken hadi biraz gülümseyelim..:)

    AKILLI MÜDÜRLER - APTAL ODACILAR

    Temel ve Dursun iki ayrı kuruluşta genel müdürdürler. Bir yerde oturup dertleşirken Temel odacısından şikayet eder..

    "Ula benim odacı o kadar aptaldır ki sorma gitsin. Bıktım aptallığından, iyi uşak ama aptal işte..." Dursun içini çekerek:

    "Müdürüm, seninki benimkinin yanında çok akulludur. Bende bir odacı var, beni de çildirtuyr."

    "Ula senin ki benimki kadar aptal olamaz. "

    "Benim odacıyı bir gör, sen de anlarsın. Gel istersen deneyelum. Pakalum hangisi daha aptal..." Denemeye karar verirler. Temel zile basar, odacısı gelir:

    "Puyur müdirum!" Temel odacısına:

    "Al şu 100 lirayı, bağa bir Mercedes al getur da! "

    Odacı, "baş üstüne müdirum" der çıkar. Bu sefer de Dursun odacısını çağırır:

    "Uşağım hele bir git bak bakayum ben evde miyum? "

    "Baş üstüne müdürüm" der, o da çıkar. Kapıda iki odacı karsılaşır. Biri öbürüne :

    "Ula nereye gideysun?" diye sorar.

    "Sorma dayioglu, pizum genel midur çok aptaldır da... Bena deyu al şu 100 lirayı Mercedes al. Ula bugün pazar bütün dükkanlar kapalı. Ben arabayı nerden alacağım?"

    Öbür odacı ağlamaklı olarak:

    " Sen halune şükret! Penum müdür seninkinden daha aptaldır. Bağa deyu git bak pakalum ben evde miyim? Ula önünde telefon, aç da sor! Benu neye yoraysun..."

    YanıtlaSil
  22. Oh ne güzel! Kankacim hosgeldin canim, ne de güzel anlatmissin sicaklardan sonra güzelce serinleyen topragi... bizim gibi soguktan baska bir sey bulamayan, hala kisi yasayanlar icin de var mi acaba halimizi anlatan, icimizi isitan sözcükler? Yaradan´a isyan gibi olmasin, aramizda kalsin ama usandik inan soguktan, üsümekten.... ah benim güzel vatanim... vah benim canim vatanim... :)

    YanıtlaSil
  23. Sıla dan


    TÜM HAYAT YORGUNLARINA GİTSİN..

    YORULDUM
    Bir rüzgara kapıldım gidiyorum
    Sonu hayır mı Şer mi bilemiyorum

    Hem çok seviyorum dostlar başına
    Hem sıcak demir aşk olsun tutana

    Hem çok seviyorum düşman başına
    Hem sıcak demir aşk olsun tutana

    Ben yoruldum
    Söyle senin gücün var mı hala
    Kac yenilgi var
    Söyle ömürde Allah aşkına

    Akışına bıraktım gidiyorum
    Sonu hayır mı Şer mi bilemiyorum

    Hem eriyorum günden geceye
    Hem kapı duvar verilmiş sözlere
    Ben yoruldum
    Söyle senin gücün var mı hala
    Kac yenilgi var
    Söyle ömürde Allah aşkına..

    http://www.youtube.com/watch?v=uI7YULS9qSY

    YanıtlaSil
  24. Haberin var mi tas duvar?
    Demir kapi, kör pencere,
    Yastigim, ranzam, zincirim,
    Ugrunda ölümlere gidip geldigim
    Zulamdaki mahzun resim.
    Görüsmecim yesil sogan göndermis
    Karanfil kokuyor cigaram
    Daglarina bahar gelmis memleketimin..

    Ahmed Arif

    YanıtlaSil
  25. Memleketim, memleketim, memleketim,
    ne kasketim kaldi senin ora isi
    ne yollarini tasimis ayakkabim,
    son mintanim da sirtimda paralandi çoktan,
    sile bezindendi.
    Sen simdi yalniz saçimin akinda,
    enfarktinda yüregimin,
    alnimin çizgilerindesin memleketim,
    memleketim,
    memleketim

    Nazim Hikmet Ran

    YanıtlaSil
  26. Vatan hasreti... herseyden baska bir sey bu... hic gecmiyor, senden yüreginden gitmiyor... 40 yildir biliyorum, azalmiyor, bitmiyor... bir o bir ceken biliyor...


    ve yine büyük Üstad...

    Denizin üstünde ala bulut
    yüzünde gümüs gemi
    içinde sari balik
    dibinde mavi yosun
    kiyida bir çiplak adam
    durmus düsünür.

    Bulut mu olsam,
    gemi mi yoksa?
    Balik mi olsam,
    yosun mu yoksa? ..
    Ne o, ne o, ne o.
    Deniz olunmali, oglum,
    bulutuyla, gemisiyle, baligiyla, yosunuyla.

    Nazim Hikmet

    YanıtlaSil
  27. ve Ümit Yasar Oguzcan´dan bir güzellik buyrun, adi mi ne? :)

    Istanbul....

    Evin içinde bir oda, odada Istanbul
    Odanin içinde bir ayna, aynada Istanbul
    Adam sigarasini yakti, bir Istanbul dumani
    Kadin çantasini açti, çantada Istanbul
    Çocuk bir olta atmisti denize, gördüm
    Çekmege basladi, oltada Istanbul
    Bu ne biçim su, bu nasil sehir
    Sisede Istanbul, masada Istanbul
    Yürüsek yürüyor, dursak duruyor, sasirdik
    Bir yanda o, bir yanda ben, ortada Istanbul
    Insan bir kere sevmeye görsün, anladim
    Nereye gidersen git, orada Istanbul.

    YanıtlaSil
  28. canım kankam
    vatan vatan demiş
    kafesteki bülbül misali..
    vatan özlemine saygıyla eğiliyoruz..
    canım kankam
    fakat sen kendin biraz vatanın toprağı
    memleket çiçeğisin
    senin bir adın Gurbette olsa...
    ne kadar uzağına düşsende
    vatanın
    hep onun içindesin..
    çünkü sen özledikçe
    öyle güzel papatya gibi çömert
    gül gibi kokmaktasın ki
    özlem özlem memleket..
    bu yüzden üşüme..
    sen hiç üşüme..


    KIRILGAN

    Kırılgan bir çocuğum ben
    Yüreğim cam kırığı
    Bütün duygulardan önce
    Öğrendim ayrılığı
    Saldırgan diyorlar bana
    Oysa kırılganım ben
    Gözyaşlarım mücevher
    Saklıyorum herkesten
    Ürküyorlar gözümdeki ateşten
    Ürküyorlar dilimdeki zehirden
    Ürküyorlar o dur durak bilmeyen
    gözükara cesaretimden
    Diyorlar: Bir yanı sarp bir uçurum,
    Bir yanı çılgın dağ doruğu.
    Oysa böyle yapmasam ben
    Nasıl korurum içimdeki çocuğu?
    Bir yanım çılgın nar ağacı
    Bir yanım buz saray

    Murathan Mungan


    Olsada dört bir yanın buzdan saray..
    kankam senin yüreğin sımsıcak atar..

    YanıtlaSil
  29. memleket hasreti

    Giderim buralardan
    Giderim bir gece vakti
    Umurumda olmaz bilirim
    Ya beni sararsa
    Memleket hasreti

    Bağırsan duyamam ki
    İstanbul'da değilim ki
    Çağırsan gelemem ki
    Varna'da değilim ki
    Uzaklardayım
    Ben bende değilim ki
    Ya beni sararsa
    Memleket hasreti

    ahmet kaya söylüyor

    http://www.youtube.com/watch?v=kkvWAOJM8dU

    YanıtlaSil
  30. Seval ablacığım, vatan hasretinden gözün dönmüş senin...
    neyi özledin en çok?
    havasını suyunu mu,
    insanlarını mı?

    dışarıda yaşayanlar ah vatan vatan der durur,
    içindekiler nasıl kaçsam diye düşünür durur...

    YanıtlaSil
  31. "eğer, hayatınızın herhangi bir an'ına gidip orada sonsuza dek kalacaksınız deseler yalnızca iki şeyden birini seçmek isterdim. biri, o çocukluğun bahçesindeki ağacın dalına asılı salıncakta sallanırken... öteki, bütün hayatım boyunca en çok sevdiğim adamla öpüştüğüm ilk gün... herkes aşık olmanın ortak dilini bulup yazmaya çalışıyordu.
    ama aslında bu kadar basitti işte: birini öptüğünde salıncakta sallanır gibi hissediyorsan aşıksın."
    başucumda müzik
    kürşat başar.

    YanıtlaSil
  32. EYLEM SANA GELİYOR..
    tüm gözyaşları son olsun...
    diyerek...

    TARKAN SÖYLÜYOR.
    SEVDANIN SON VURUŞU
    Yüreğimde zincirler kırılıyor duydun mu
    Nefes nefes bu gece sevdanın son vuruşu
    Sen hiç böyle sevdin mi sen hiç böyle oldun mu
    Baş eğdim yine aşka ama bu son saygı duruşu

    Seni karanlıklara bırakmak istemezdim
    Anılarımı solmuş çiçekle süslemezdim
    Ardından acıtacak bir tek söz söylemezdim
    Ben hiç haketmedim ki böyle unutuluşu

    Sen aşkı çiçek böcek güneş bulut sanmışsın
    Mevsimlerine göre uyuyup uyanmışsın
    Sen artık benden sonra sevemezsin yanmışsın
    Yüreğimden çıkarttım attığın kör kurşunu


    http://www.youtube.com/watch?v=LCjUpx1BZMA

    YanıtlaSil
  33. Yemeğe gittim geldim buram buram memleket kokmuş program
    o zaman Ayten Alpman Memeleketim desin

    Memleketim
    Havasina suyuna tasina topragina
    Bin can feda bir tek dostuma
    Her kosesi cennetim ezilir yanar icim
    Bir baskadir benim memleketim

    Lay Lay...

    Anadolum bir yanda yigit yasar koynunda
    Asiklar destan yazar daglarda
    Kuzusuna kurduna Yunusuna Emraha
    Butun alem kurban benim yurduma

    Lay Lay...

    Mecnuna Leylasina erisilmez sirrina
    Sen dost ararsan kos Mevlanaya
    Yeniden dogdum dersin derya olur gidersin
    Bir baskadir benim memleketim

    Lay Lay...

    Gozu pek yanik bagri turku soyler cobani
    Zengin fakir hepside sevdali
    Ben gonlumu eylerim gerisi Allah kerim
    Bir baskadir benim memleketim
    Havasina suyuna tasina topragina
    Bin can feda bir tek dostuma
    Her kosesi cennetim ezilir yanar icim
    Bir baskadir benim memleketim

    Lay Lay...

    Anadolum bir yanda yigit yasar koynunda
    Asiklar destan yazar daglarda
    Kuzusuna kurduna Yunusuna Emraha
    Butun alem kurban benim yurduma

    Lay Lay...

    Mecnuna Leylasina erisilmez sirrina
    Sen dost ararsan kos Mevlanaya
    Yeniden dogdum dersin derya olur gidersin
    Bir baskadir benim memleketim

    Lay Lay...

    Gozu pek yanik bagri turku soyler cobani
    Zengin fakir hepside sevdali
    Ben gonlumu eylerim gerisi Allah kerim
    Bir baskadir benim memleketim

    http://www.izlesene.com/video/muzik-ayten-alpman-memleketim/853848

    YanıtlaSil
  34. Teşekkürler Mavigünüm,
    Kürşat başar yazısıda güzeldi :)

    YanıtlaSil
  35. Bugün 18 Mayıs neler olmuş neler olmamış diye vikipedine bakınca Faruk Nafiz'in doğum tarihi çıktı 18 Mayıs 1898.
    memleket şiirlerinin en güzel örneklerini veren şairden...

    ÇOBAN ÇEŞMESİ

    Derinden derine ırmaklar ağlar,
    Uzaktan uzağa çoban çeşmesi.
    Ey suyun sesinden anlayan bağlar,
    Ne söyler şu dağa çoban çeşmesi?

    Gönlünü Şirin'in aşkı sarınca,
    Yol almış hayatın ufuklarınca;
    O hızla dağları Ferhad yarınca,
    Başlamış akmağa çoban çeşmesi

    O zaman başından aşkındı derdi,
    Mermeri oyardı, taşı delerdi.
    Kaç yanık yolcuya soğuk su verdi,
    Değdi kaç dudağa çoban çeşmesi!

    Vefasıs Aslı'ya yol gösteren bu,
    Kerem'in sazına cevap veren bu
    Kuruyan gözlere yaş gönderen bu...
    Sızmazdı toprağa çoban çeşmesi

    Leyla gelin oldu, Mecnun mezarda,
    Bir susuz yolcu yok şimdi dağlarda;
    Ateşten kızaran bir gül arar da,
    Gezer bağdan bağa çoban çeşmesi.

    Ne şair yaş döker, ne âşık ağlar,
    Tarihe karıştı eski sevdalar:
    Beyhude seslenir, beyhude çağlar
    Bir sola, bir sağa çoban çeşmesi

    Faruk Nafiz Çamlıbel

    YanıtlaSil
  36. BİZİM MEMLEKET

    İçimden tanırım ben o illeri
    Onlar ki zahirde viran olurlar
    Ardıçlı dağları çamlı belleri
    Aşanlar Şirin'e hayran olurlar

    Dökülür köpüklü sular yarından
    Baharlar yaratır kışın karında
    İçenler sihirli pınarlarında
    Şöyle bir silkinir ceylan olurlar

    Başı boş kırlara salar tayını
    Elinden düşürmez okla yayını
    Aklına getirmez zafer payını
    Memleket yolunda kurban olurlar

    Faruk Nafiz Çamlıbel

    YanıtlaSil
  37. ben sordum bana,
    -kendimi gurbette varsayarsam-
    -tamam vatanımdayım ama memleketimde değilim, o da bir nevi gurbet.-
    ne özlüyorum diye...
    ne aile ne akraba ne arkadaş, en çok memleketimin kokusunu özlüyorum.
    her bir sokağının kendisine has kokusunu.

    memleketime gittiğim zaman -çoook uzun oldu gitmeyeli, on yıllar olmuştur- ilk yaptığım iş sokaklarında amaçsız dolaşmak ve o benzersiz kokuyu doya doya ciğerlerime çekmek...

    YanıtlaSil
  38. Anadolu Benim/Murat Kekilli

    Nasıl kıyarım o dudaklara
    Hayatında incinmemiş
    Nasıl tutarım ellerini
    Ömrümde acı çekmemiş
    Gözlerimi yaz sıcağında
    Anamın serin kucağında
    Tozlu topraklı köy yolunda
    Açmışım dünyaya
    Bak! kokla

    Anadolu benim dağlar benim çalışan benim
    Vurulan benim son umut benim Barış'ı benim

    Oysa sen öyle değilsin
    Ninnilerle büyütülmüşsün
    Toprağa elin değmemiş
    Toprakla sevişmemişsin

    Şiir:
    Ayakkabıyı sefaletten
    Çok sonraları tanıdım
    Öyle ufuklarda mı olurmuş Allahım
    Giyer giyer koşardım
    Toprağın dostluğundan
    Oyuncaklar yaptım çamurdan
    Tanimin rengini aldım topraktan
    Sen bakma esmerliğim sonradan

    http://www.timsah.com/Murat-Kekilli-Anadolu-Benim/q0MVTTZ8JWQ

    YanıtlaSil
  39. kankacığım, Faruk Nafiz deyince aklıma ilk olarak han duvarları gelir, sonra kıskanç, çoban çeşmesi, ve...

    Dün Bir Kadın Ağladı

    Güneşle ayın bile girmediği bir yerde
    Dün ancak gözyaşıyle sönen bir ateş yandı.
    Sesini yükselterek karşımda perde perde,
    Dün bir kadın ağladı, bir gönül parçalandı...
    Kolumun çemberine atarak varlığını
    Yandı, yandırdı beni canlı bir kor yığını!
    Dün bir kadın gözünün gördüm yaşardığını,
    "Senin adın ne?" dedim."Sorma" diye kıvrandı.
    Derdini birbir açtı karşısında ocağın,
    Gözleri dopdoluydu, saçları darmadağın.
    Her gece bir yabancı barındıran yatağın
    Baş ucundan göklere bir ah olup uzandı.
    Anlattı her kulağın duyduğu yalanları,
    Kalbini üç beş karış kumaşla alanları,
    Nasıl çevirdiğini yolda geç kalanları...
    En hazini evine tek döndüğü zamandı!
    İçim bir zindan gibi kilitlendi sevince,
    Bu zindanda çiçekten beyaz, ipekten ince,
    Aldatılmış, atılmış kadınlar birleşince
    Göynümdeki canavar zincirinden boşandı...

    Faruk Nafiz Çamlıbel

    YanıtlaSil
  40. Aha,
    yağmur başladı,
    ne şahane...
    hadi ben gidip biraz ıslanayım serinleyeyim gelirim gene birazdan...

    YanıtlaSil
  41. Doğup büyüdüğün yer memlekettir
    gerisi vatanında da olsan gurbettir hasrettir..

    Seval ablamınki Kaya'nın ki daha farklı tabii
    onlar hem vatanlarına,hem doğup büyüdükleri yere hasretler.
    Memleket kokusu bambaşkadır...

    YanıtlaSil
  42. "Görmezsiniz ama sözün bir rengi vardır ve o rengin muhafaza edilmesi için hiç yere düşmeden gönülde saklanması icab eder. İkiletmiş sözün rengi uçar. Ne sahibine geri döner, ne muhatabına ulaşır..."


    F. Karabıyık Barbarosoğlu

    YanıtlaSil
  43. SUAT SUNA SÖYLÜYOR

    DERMANSIZ AŞK.


    Gizli aşkım, imkansızım
    Neden daha önce tanımadım?
    Geç mi kaldı, dermansızım
    Kime ne söyleyeyim bulamadım

    Dermansız bir aşkın kölesiyim
    Ne yardan ne serden geçemedim
    Sanki kör olmuşum göremedim
    Doğruyu yanlışı seçemedim.

    Sonsuz aşkım imkansızım
    Şimdi seni kimlerden sorayım
    Görmem lazım, dermansızım
    Şimdi nasıl ayakta kalayım?


    http://www.youtube.com/watch?v=r_hZnBaqv_A

    YanıtlaSil
  44. Burada yok daha yağmur karanlık ve acayip şekilde esiyor..
    keyfini çıkar yağmurun...

    Evet Faruk Nafiz denince önce Han Duvarları akla gelir...
    Bir parça yer verelim


    HAN DUVARLARI
    Yağız atlar kişnedi, meşin kırbaç şakladı
    Bir dakika araba yerinde durakladı.
    Neden sonra sarsıldı altımda demir yaylar,
    Gözlerimin önünden geçti kervansaraylar...
    Gidiyorum, gurbeti gönlümle duya duya,
    Ulukışla yolundan Orta Anadolu'ya
    İlk sevgiye benzeyen ilk acı, ilk ayrılık
    Yüreğimin yaktığı ateşle hava ılık,
    Gök sarı, toprak sarı, çıplak ağaçlar sarı...
    Arkada zincirlenen yüksek Toros dağları,
    Önde uzun bir kışın söldürdüğü etekler,
    Sonra dönen, dönerken inleyen tekerlekler...
    .........

    YanıtlaSil
  45. SENİ SEVMEKTEN NE ZAMAN VAZGEÇTİM?
    Kötü günümde yanımda olmadığın zaman vazgeçtim.
    Canın sıkıldığında benimle paylaşmadığını, kırılacak veya tedirgin olacak olsam bile düşüncelerini açıkça söylemediğini anladığım zaman vazgeçtim.
    Bana yalan söylediğini anladığım zaman vazgeçtim.
    Gözlerime baktığında kalbinle bakmadığını ve bana hala söylemediğin şeyler olduğunu hissettiğimde vazgeçtim....
    alıntı

    YanıtlaSil
  46. sezen aksu söylüyor..

    Vazgeçtim

    Vazgeçtim gözlerinden
    Vazgeçtim sözlerinden
    Bir ah de yeter
    Sessizce, kimsesizce gönderdim dudaklarımı
    Öpme, al yeter

    Hiç tanımaz tenim ellerini
    Bilmez yüreğim bilmez yüreğini

    Ah bu koku, bu ten, bu dokunuş
    Ah bu delilik sarsar bedenimi
    Yok olmak anıdır şimdi

    http://www.youtube.com/watch?v=hXwD8UqdOJQ&feature=related

    YanıtlaSil
  47. "Neydi sevgi, dış mıydı, yoksa iç mi; zahir miydi, yahut bâtın mı; kalıp mıydı, ya ki can mı?...
    Sevgi neydi sahi? Bir mektubun ilk satırı mıydı, bir telefondaki ilk ses mi? İnsanı mutlu eden o ilk satır mıydı defelarca okunan, yoksa ilk satır arayışları mı tekrar be tekrarlanan? Telefondaki bir ses insanın bir ömrünü doldursa mı sevgiydi gerçekten, yoksa yeni sesler duymaya hiç yetmeyecek ömürlerin arayışları mı?...



    Sevgi bir acıydı herhalde, bir kederdi, kâh hüzünle, kâh mutlulukla hatırlanan. belki de sabırdı sevgi, affetmekti, gelecek günler adına. Sevgi sınanmaktı adl-i İlahi'de ve sınavı geçmekti ercesine. Sevgi bir tevbeydi, nasûh kisvesinde; bir dirilişti nefsi öldürerek. Sevgi bir iyi ad bırakmaktı fena yurdunda. Ömür geçer de ad kalır...


    İskender Pala

    YanıtlaSil
  48. Zerrin Özer
    SÖYLÜYOR..

    Sevmek Günahsa Eğer
    sevmek günahsa eğer günahın benim olsun
    diliyorum tanrı'dan mezarın gönlüm olsun

    herşeyimi adarım sevgilim senin için
    ben kendimi adarım sevgilim senin için
    ölmeye de razıyım sevgilim senin için
    ben herşeye razıyım sevgilim senin için

    başkasını seversen günahım senin olsun
    kim ihanet ederse dilerim beter olsun

    http://www.youtube.com/watch?v=IYggUALLehY

    YanıtlaSil
  49. Kankacim, tesellim benim, cok sag ol canim...

    No Namecim ne suyu, ne havasi, ne de icindeki insanlari... Mesela bazen aklima düsen anneannemin bahcesindeki erik agaci, ya da firindan cikan taze ekmegin tadi, bir yerlerden burnuna sizan kizartilmis balik kokusu...
    Siz farkinda degilsiniz ama ben iyi hatirliyorum, gecenin rengi ve yildizlarin isigi bile silada cok farkli... Bak etrafina gördügün hersey, mor daglar, masmavi deniz, ucsuz bucaksiz gökyüzü, yildizlar senin.. Git, elini uzat, dokundugun toprak, kokladigin cicekler senin! Cik sokaga, esin dostun orada... Hatta kizsan da dolmus, tasan cöp kutulari da, yamuk yumuk dizilmis kaldirim taslari da... Hepsi, sen belki bilmiyorsun ya da hic umursamiyorsun ama tüm bunlarin hepsi biraz senin! Dogrusu da yanlisi da, dogusu da batisi da birazcik senin... Vatan, baba ocagi, anne kucagi gibi, varligi cok dogal, cok normal ama yoklugu büyük eksiklik...

    Yani yillar yili tüm bunlar hepsi birden eksik olunca hayatinda geriye kalani anlatmak cok zor, garip bir sey... Yani memleket hasretinin tarifi, benzeri bir duygu yok! Biliyorum, icinde olan kacmak ister, disinda kalan da özler durur. Ne biri digerini anlar, ne digeri ötekini... :(

    YanıtlaSil
  50. Zülfü Livaneli de bilir benim ne demek istedigimi, bakin ne güzel yazmis...

    Duvarları kuşatında tutuklayın hepsini
    Ne böyle gurbet olsun ne böyle ayrılıklar
    Kaldırın duvarları yıkın gitsin hepsini
    Ne böyle zulüm olsun nede böyle şarkılar

    Duvarları devirinde kül edin betonları
    Ne böyle sınır olsun ne böyle düşmanlıklar
    Kaldırın duvarları yıkın gitsin hepsini
    Ne böyle zulüm olsun nede böyle şarkılar

    YanıtlaSil
  51. Sevgi neydi sahi? deyince
    -Sevgi emekti
    Selvi boylum al yazmalım akla geliyor hemen

    Müziğini dinleyelim
    http://www.izlesene.com/video/sinema-selvi-boylum-al-yazmalim/2109597

    YanıtlaSil
  52. Bitki Olacaksam
    Çayir çimen olayim
    Aman baldiran degil
    Yol altinda kalacaksam
    Gelin arabalari geçsin üstümden
    Çelik paletler degil
    Üstümde çocuklar kosussun
    Ne kaçan ne kovalayan
    Askerler degil
    Kerpiç yapacaksaniz beni
    Okullarda kullanin
    Ceza evlerinde degil
    Solugum tükenmez de kalirsa
    Islik öttürsünler
    Aman ha düdük degil
    Kalem yapin beni kalem
    Siirler yazin sevgi üstüne
    Ölüm karari degil
    Ölünce yasamaliyim defne yapraklarinda
    Sakin ola ki
    Silahlarda degil.

    Aziz Nesin

    YanıtlaSil
  53. Diyelim yagmura tutuldun bir gün
    Bardaktan bosanircasina yagiyor mübarek
    Öbür yanda günes kendi keyfinde
    Ne de olsa yaz yagmuru
    Piril piril düsüyor damlalar
    Eteklerin uça uça bir kosudur kopardin
    Dar attin kendini karsi evin sundurmasina
    Iste o evin kapisinda bulacaksin beni
    Diyelim için çekti bir sabah vakti
    Erkenceden denize gireyim dedin
    Kulaç attikça sen
    Patiska çarsaflar gibi yirtiliyor su ortadan
    Ege denizi bu efendi deniz
    Seslenmiyor
    Derken bi de dibe dalayim diyorsun
    Içine dogdu belki de
    Iste çil çil kosusan baliklar
    Lapinalar gümüsler var ya
    Eylim eylim salinan yosunlar
    Onlarin arasinda bulacaksin beni
    Diyelim sapina kadar sair bir herif çikmis ortaya
    Çakmak çakmak gözleri
    Meydan ya Taksim ya Beyazit meydani
    Herkes orda sen de ordasin
    Herif bizden söz ediyor bu ülkenin çocuklarindan
    Yürüyelim arkadaslar diyor yürüyelim
    Özgürlüge mutluluga dogru
    Her isin basinda sevgi diyor
    Gözlerin yagmurdan sonra yapraklarin yesili
    Bi de basini çeviriyorsun ki
    Yaninda ben varim

    Can Yücel

    YanıtlaSil
  54. ve hepimize kücücük bir ögüt:

    Sekizinci Kural: Basina ne gelirse gelsin, karamsarliga kapilma. Bütün kapilar kapansa bile, sonunda O sana kimsenin bilmedigi bir patika açar. Sen su anda göremesen de, dar geçitler ardinda nice cennet bahçeleri var. Sükret! Istedigini elde edince sükretmek kolaydir. Sufi, dilegi gerçeklesmediginde de sükredebilendir.

    Elif Safak /ASK
    :)

    Tüm güzellikler sizinle olsun..

    YanıtlaSil
  55. Her ömür kendi gencliginden vurulur

    yaşarken de söyledim kimse bilmeyebilir bunu,
    fatiha suresi kadar eski,
    günlerin çarmıhında isa kadar yaslıyım
    ve tanrılar kadar çok yaşadım
    kimse bilmeyebilir...

    daha kırlangıçları yalancı bir dünyada yaşıyorum;
    dağları yıkılan, dalları kırılan bir dünyada.
    kayıp suretler için fotoğraflara koşuyorum
    kimse bilmeyebilir...

    günlerin çarmıhında
    küle savruldum, ayrılıkları saydım,
    bir hançer sapladım nevrozlu bir sevgiye;
    kan bile damlamadı, yürüyüp gittim.
    yüzüme yalancı bir sevinç iliştirdim...

    fal bakan çingeneler esmerdi, yalancıydı,
    dönmeyecektin!
    belki kuruyacaktım,
    belki çarpa çarpa akacaktım o denizlere;
    intiharlara aktığım gibi o denizlere,
    bilmeyecektin!

    çıkıp sina dağına o denizlerle
    ibranice konuşacak, iblis’i kovacaktım;
    iblis’i
    kovmak
    belki,
    yarısını dünyanın
    kovmak demekti...

    bir gülün bir odayı,
    bir leşin bir semti kokuttuğu kentlerde,
    bir ömür,
    çarpar,
    akar
    da nasıl eskitir yatağını
    kimse bilmeyebilir...

    tanıktım,
    yargıç
    ve sanık;
    yürüyüp gittim…
    yüzüme yalan bir mutluluk iliştirdim:
    günlerin çarmıhında isa gibiydim…

    günlerin çarmıhında
    seni ağrıyan yanlarımla sevdim,
    tutuklu kollarımla;
    yokluğunda burada yıllar verdim.
    yokluğuna
    burada!

    herkes bilecek bunu; tabancaya gerek yoktur…
    tabancaya gerek yoktur!
    sen haklı bir cinayetsin günlerin duvağında:
    h e r
    ö m ü r
    k e n d i
    g e n ç l i ğ i n d e n
    v u r u l u r...


    Yılmaz ODABAŞI

    YanıtlaSil
  56. KENDİNİ UNUTMADAN SEVEBİLMEKTİR AŞK
    yeni yetme umutlar firar ederse,
    dili çözülür elbet haykırışların
    oysa karanlığın en bela saatinde,
    rüzgarla müptela gibi sevişirken,
    bana sarıl diyebilmektir aşk
    beni incitme’lerin de ötesinde
    korkulara demir atmış çelimsiz bir yüreği,
    hesapsızca sunabiliyorsan
    ve ellerinde küçülen hasreti,
    sulayabiliyorsan yine ellerinle
    nedendir bu ürkekliğin çocuğum../..çocukluğum

    her defasında ispatlanan bir asalettir aslında ağlamak
    gözyaşlarının üstüne giydirilen
    rengarenk bir tebessüm olabiliyorsa palyaço
    utanmıyorum çıplaklığından kahkahaların
    ve ısrar edilmesin bir daha tütün koktuğundan parmaklarımın
    parmaklarım şiir kokuyor
    dönüp dolaşıp yine de hüzne bulaşıyorsam,
    bu bir alışkanlık değil gözlerimde beslediğim

    nereye kadar duyulabilir uzaklaşan ayak sesleri..?
    küçük bir yürek dayanabilir mi,
    duyarsızlığın bıçak saplanmış sarhoşluğuna..?
    hangi el toparlayabilir,
    dağılan hasretleri bir sevişmenin içinde..?
    ki farkında olmadan,
    "nerdeydin"? diyebilmektir aşk beklenene..

    ...korkuyorum
    ve tüm kalabalıklığına rağmen,
    yalnızım saatlerin içinde
    sevgi bir eylemdir derken aslında,
    bana cesur olmayı öğretiyordun anne
    cesur olmak yetmiyor
    yetemiyor yüreğimdeki cesaret sevgileri kazanmaya

    bugün elimde üç asım var
    ve yetmiyor oyunu kazanmaya
    bir kardelen olduğumu fark ettiğimde kaybetmiştim belki
    hala çocuk olduğumu,
    büyümemek için direndiğimi anlayabilir misin..?
    yeniden doğurabilir misin beni aynı istekle..?
    söylediğim şarkılarda hissediyorum yabancılığımı
    bilinmeyen bir denklem olmamak için verdiğim bu savaş
    üşüyorum
    kanım yetmiyor bedenimi ısıtmaya
    kurutulmaya bırakılmış bir çiçek gibi,
    unutulduğumu düşünüyorum bir defter sayfasında
    ismim ağıza alınmıyordur belki
    çınlamıyor kulaklarım ne zamandır..

    oysa
    oysa yürekten hissederken,
    telefona ulaşabilmesidir aşk parmakların
    beni anla’ların da ötesinde
    dalabiliyorsan gözlerin çenesi düşük derinliğine
    ve diyebiliyorsan sevişmelerin en duyarlı çıkışlarında,
    beni bırakma diye
    nedendir bu endişe,
    bu sitem,
    bu bekleyiş çocuğum../..çocukluğum..?

    ki aslında,
    kimliğini kaybetmeden sevebilmektir aşk
    kendini eksiltmeden
    kendine yabancılaşmadan
    kendini unutmadan..

    pelin okay

    YanıtlaSil
  57. HAYDUT söylüyor..

    KENDİN OL YETER
    Zamansızlık var ya aslında kalsan sandığından bile kolay
    Yürürsün sen hiç durmadan kendin olsan yeter anlık olay
    Olanlar oldu geri sarma
    Düşünüp çok kendini yorma
    Zaman akar döner dünya
    Yolculuğun tek başına

    Kendin ol yeter sen beni bulunca
    Aşkımızı arama seni yorunca
    Anlamı olmaz sorular kadar
    Cevabı olmaz sorular zarar

    Kendin ol yeter sen beni bulunca
    Aşkımızı arama seni yorunca
    Anlamı olmaz sorular kadar
    Cevabı olmaz sorular zarar

    Belli ki bir an düşünmeden vurdun canını canıma bizim o an
    Kendini bilmez kimseyi görmez uçsuz bucaksız bir zaman
    Olanlar oldu geri sarma
    Düşünüp çok kendini yorma
    Zaman akar döner dünya
    Yolculuğun tek başına

    Kendin ol yeter sen beni bulunca
    Aşkımızı arama seni yorunca
    Anlamı olmaz sorular kadar
    Cevabı olmaz sorular zarar

    Kendin ol yeter sen beni bulunca
    Aşkımızı arama seni yorunca
    Anlamı olmaz sorular kadar
    Cevabı olmaz sorular zarar

    http://www.youtube.com/watch?v=ss4-RH_jUpA

    YanıtlaSil
  58. Kankacım son şarkı sana..

    NİLÜFER SÖYLÜYOR..
    ÇOK UZAKLARDA.
    Caddelerde rüzgar, aklımda aşk var
    Gece yarısında, eski yağmurlar
    Şarkı söylüyorlar, sesiz usulca
    Özlediğim şimdi çok uzaklarda

    Deli dolu günler, hayat güzeldi
    Kahkalarıyla günler geçerdi
    Ellerim uzanmaz, dokunamam ki
    Özlediğim şimdi çok uzaklarda

    O da özlüyormuş, benim bir tanem
    Çok üşüyormuş, ben olmayınca
    Öyle yazıyor, son mektubunda

    http://www.youtube.com/watch?v=w557_a0M2jE

    Kısmetse
    HerDemMavi de haftaya buluşmak üzere ..
    sevgiyle kalın..

    YanıtlaSil
  59. Merhabalar

    Program cok güzel gidiyor hepiniz süpersiniz, ama ablam biraz daha fazla süper

    Business Intelligence..
    cok calismam lazim cok, yarin hocayi SAP`nin süper bir yazilim sirketi olduguna ikna etmem lazim

    Hadin kolay gelsin cümleten

    YanıtlaSil
  60. İşler işler işler..
    bir anda yoğunlaşınca gelemedim tekrar
    fırsat bulmuşken hepinize teşekkürler yüreklerinize sağlık..
    Bu hafta son şarkıyıda benim kankam bana armağan etsin :)

    "SAP"ın süper bir yazılım şirketi olduğuna ikna edeceksin
    Kayacım işin zor Allah yardımcın olsun..Başarılar..
    İş zor olabilir ama sana güveniyoruz sende bu çene ve azim olduktan sonra sen yaparsın..Hadi kardeşim kim tutar seni :)

    İyi akşamlar...

    YanıtlaSil
  61. Kankacım son şarkı sana gelsin...



    Hep Bana

    Sebepsiz yere gitmedinki sen
    Boşluğa beni koydun bilmeden
    Yüzüme vuran boğaz rüzgarı
    Hiç soğuk değil sensizliğinden
    Kendini görmek ne acı
    Yok olmuş hayallerin çıkmazı
    Anlamak çok zor değil
    Farkı yok aslında sonların
    Bana bana hep bana
    Ayrılıklar hep bana
    Gidenlerin ardından bakakalmak hep bana
    Bakakalmak hep bana
    Korkumdan değil güçsüzlüğümden
    Kaçtım her zaman geri dönmekten
    Kısacık yolun ne kadar uzun
    Dalgalarla ben şimdi sarhoşum
    Kaybeden bir tek ben miyim
    Yok olan inancımı neyleyim
    Son bir kez ağla bana
    Gözyaşın sulara karışsın
    Bana bana hep bana
    Ayrılıklar hep bana
    Gidenlerin ardından bakakalmak hep bana
    Bakakalmak hep bana
    Bana bana hep bana
    Ayrılıklar hep bana
    Gidenlerin ardından bakakalmak hep bana
    Bakakalmak hep bana
    Bana bana hep bana
    Ayrılıklar hep bana
    Gidenlerin ardından bakakalmak hep bana
    Bakakalmak hep bana

    Dilemma

    http://www.youtube.com/watch?v=Z8Cl33oikmc



    http://www.izlesene.com/video/muzik-grup-dilemma-hep-bana-cemberimde-gul-oya/162119

    YanıtlaSil
  62. Teşekkürler...

    YanıtlaSil