13 Nisan 2010 Salı

HerDemMavi



Neden mavi,
Üstelik HerDemMavi?

Çünkü;
mavi sevgi
mavi huzur
mavi mutluluktur...
mavi düşler yeşertir umutları
mavi derinlikler yüceltir
mavi gökyüzü kanatlandırır insanı
mavi hayattır ve hayat masmavidir...

53 yorum:

  1. Günaydınlar HerDemMavi
    iyi yayınlar...
    Fırsatım varken güzel bir şiir ile başlayayım ben...

    GİZLİCE SEVGİLİM

    Rüyalar bile geceleri bekler
    Gizlice görünmek için
    Yüreğimdesin, saklısında içimin
    Gizlice sevgilim

    Kimse bilmesin üzgünlüğümü
    Taşırım ölümüm gibi bu duyguyu
    En gizli kuytularında ömrümün
    Bir yer var gizlice sevgilimin uyuduğu

    Gizlice sevgilim, yaşam kadar acı
    Canımı tutuşturan özlem gibi
    Özlüyorum derin yokoluşta
    Gizlice sevgilimi

    ATAOL BEHRAMOĞLU

    YanıtlaSil
  2. Arkasından güzel bir parça ile devam edelim..

    Ben Bir Adam-Kadın Sevdim

    Sen uyurken hasretin dökülür gecelerden sabahlara
    gelir yüreğime çöker gelir yüreğime çöker
    hergün başka bir pencerede
    sensizliğin yollarına bakar
    ve boynunu büker
    her gün başka bir pencerede sensizliğin yollarına bakar
    ve boynunu büker

    ben bir tek kadın sevdim oda sendin oda sendin
    ben bir tek sende yandım alevlendim delilendim
    ben bir tek adam sevdim oda sendin oda sendin
    ben bir tek sende yandım alevlendim delilendim
    ben bu sevdayı yenilendim söz bildim
    ben bu sevdayı kutsal bildim

    Burcu Güneş-Selami Şahin
    http://www.dailymotion.com/video/xc74r7_burcu-gunes-selami-sahin-ben-bir-te_music

    YanıtlaSil
  3. Sevgide hasret çekenler için gelsin
    bu güzel şiirde...

    SENİ YAŞAMAK

    Seni her özlediğimde sevgilim,
    Gökyüzüne bakıyorum;
    Göğün mavisinde gözlerini görüyorum çünkü.
    Seni her özlediğimde bir tanem,
    Denizlere bakıyorum.
    Ufuğa bakınca mucizeni görüyorum çünkü.
    Seni her özlediğimde bir tanem,
    Kuşlara bakıyorum.
    O kanatlardaki özgürlüğünü görüyorum çünkü.
    Ve aşkım, seni her özlediğimde,
    Adında isyan ediyorum.
    Seni özlemek istemiyorum ben,
    Ben seni yaşamak istiyorum,
    Seni her özlediğimde sana bakmak istiyorum
    Ve seni sende görmek sadece

    BEHÇET NECATİGİL

    YanıtlaSil
  4. Genç bir yetenek güzel bir ses Emre Aydın Beni Unutma diyor...

    Beni Unutma
    Bugün dağıldım, bugün yoktum.
    Ömrüm dedim, kat izlerin hep.
    Ömrüm, ömrüm yokluğun.

    Bugün siyahtım, bugün bıktım
    Ömrüm dedim kül izlerin hep.
    Ömrüm, baş ucunda unuttun.

    Yoksun, yoksun yanımda.
    Geçecek demiştin ya,
    Geçmedi duruyor hala.

    Yoksun, yoksun yanımda.
    Bu puslu kalanlarda,
    Yoksun yanımda.

    Unutma, Beni Unutma.

    Bugün pustum, Bugün korktum.
    Ömrüm dedin son sözlerin hep
    Ömrüm, ömrüm yokluğun.

    Bugün üveydim, bugün kıştım.
    Ömrüm dedim sen istedin hep,
    Ömrüm, sen vuruldun.

    Yoksun, yoksun yanımda.
    Geçecek demiştin ya,
    Geçmedi duruyor hala.

    Yoksun, yoksun yanımda.
    Bu puslu kalanlarda,
    Yoksun yanımda.

    Unutma, Beni Unutma.

    http://facebookvideoindir.gen.tr/emre-aydin-beni-unutma-yeni-sarki-hq.html

    YanıtlaSil
  5. Nisan ayı girdi gireli yağmurlarımız bitmedi
    bugün güneş kendini gösterdi
    Ama biz yinede "Bu Yağmurlar " diyelim
    yine Emre Aydın'ın güzel bir şarkısı...

    Bu Yağmurlar
    Kaybettikçe bir çentik attı,
    Alnımın üstüne Tanrı Büyüdün dedi,
    Bu yağmurlar bu yüzden,
    Birden gelir kış fark etmezsin,
    Kalbinde siren sesleri,
    Batar gemilerin bu yağmurlar yüzünden,
    Uyan Kanar ellerin korkarsan eğer,
    Bak burdayım ölmedim hala,
    Tutunuyorum uçurum kenarına,
    Senin ilyas.info için unutmak için,
    Annem için annem için,
    Büyüdükçe bir sayfa attı,
    Takvimin üstünden,
    Tanrı Yorgunsun dedi,
    Bu yağmurlar bu yüzden,
    Birden giderler fark etmezsin,
    Kalbinde siren sesleri,
    Ağlarsın belli olmaz,
    Bu yağmurlar yüzünden…

    http://www.izlesene.com/video/muzik-emre-aydin---bu-yagmurlar---wwwemreaydincomtr/1806687

    YanıtlaSil
  6. Evet fırsatı şimdilik bukadar verdiler
    işleri toparlayana kadar ara vereyim
    sonra tekrar sizlerle beraber burada olurum inşallah...

    YanıtlaSil
  7. Yine beeen ;
    teknik bir ara verdik işe
    o zamana kadar bende Herdemmavi'ye döndüm...

    Bir şiir bir şarkı derken küçük bir gülümsememiz olsun sonra devam yine şiirlere şarkılara ve temel...

    "Temel'le Dursun, İstanbul'da minibüste birlikte giderken şoför arada
    bir arkasına dönüp "Levent", "Fatih", "Eyüp" diye sesleniyormuş... Olanları pür dikkat izleyen ve artık sıkılan Dursun, Temel’e dönmüş;
    — Ula Temel, ne zaman ineceuk?
    Temel de;
    - Patlama uşağum!! Sabirli ol, ismimuz okunsun ineruk!

    YanıtlaSil
  8. Ve harika bir şiir...

    SENİ ARIYORUM

    Bu şehrin bütün sokaklarına sinmiş yalnızlığım
    Sensizliğin köşe başındayım
    Avuçlarımda kırık dökük pişmanlıklar
    Avuntusuz çıkmazlara doğru yürüyorum
    Bütün umutsuzluğuma inat
    Yine seni arıyorum...

    Dudaklarımda bildiğin o ıslık
    Sokak lambalarına sığınıyorum
    Hafiften bir yağmur ağlıyor benimle
    Bir deli rüzgar saçlarımda
    Yalnızlıktan üşüyorum
    Bulamayacağımı bile bile
    Yine seni arıyorum...

    Anlatacak nelerim var bir bilsen
    İçimde ihtilaller kopmuş
    Kendimi sürgüne verdim
    Mutluluğum çoktan iflas etmiş
    İtiraza hakkım yok biliyorum
    Beni savunmak sana düştü
    Seni arıyorum...

    Yarım kalmış şiirlerim gibisin
    Yaşanmamış çocukluğumsun anılarımda
    Öylesine eksiğim sensiz
    Öylesine sahipsiz
    İşte bütün umutlara havlu attım gidiyorum
    İçinde geç kalmışlığın çaresizliği
    Çocuklar gibi ağlıyorum
    Ve gel gör ki her damla gözyaşımda
    Yine seni arıyorum...

    AHMET SELÇUK İLKAN

    YanıtlaSil
  9. Eylemcim tek kelimeyle harikasin! :)

    YanıtlaSil
  10. off neden böyle oldu
    Kankacım sildiğim yorumları temizlersin artık kusura bakma
    Özürdiliyorum arkadaşlar
    Kopyalamada bir problem yaşıyorum
    evet güzelim şarkıyı şimdi yayınlıyorum inşallah...

    Ne başlayabildik doğru dürüst
    Ne de bitirebildik
    Ne vazgeçebildim bilirsin beni
    Ne de anlatabildim
    Ah bu aşk iflah etmez beni
    Onunsa umrumda değil
    Biliyorum
    Zaman sen diyorlar çaresi
    Geç de nasıl geçersen geç bildiğin gibi

    Ah şu gönlüm hiç kimseyi böyle sevmedi
    Hiç kimseye böylesine yenilmedi
    Ne yapsam ne söylesem de değişmedi
    Ama Al dedim vur demedim ki

    Ayakta hislerim dilimde düğümler
    Söz geçmiyor ki kendime
    Mecalim yok
    Anlat diyorsun ya bendeki usul kıyameti
    Hani birisi daha çok sever ya
    Bizimkisi o misal
    Meğer o vefasız çoktan gitmiş
    Gel de anlat kendine
    Gel de anlat ellere

    Ah şu gönlüm hiç kimseyi böyle sevmedi
    Hiç kimseye böylesine yenilmedi
    Ne yapsam ne söylesem de değişmedi
    Ama Al dedim vur demedim ki

    Kırılmış gururum
    Hiç aman vermiyor
    Ne söylese haklı
    İşin aslı bende saklı...

    http://www.dailymotion.com/video/x2z3pg_nev-sukutu-hayal_music

    YanıtlaSil
  11. Nazara geldim Seval ablam :)
    yayınlıyorum yayınlıyorum abuk sabuk birşeyler oldu ..
    neyse aynen devam ediyoruz..

    YanıtlaSil
  12. Hadi bakalım biraz neşelenelim kendimize gelelim
    müzik olarak kıpır kıpır dinlemeden geçmeyin :)
    Candan Erçetin Vay Halime desin..

    Vay Halime
    Ak güvercin olaydım pencerene konaydım
    Penceren çok yüksekte yar dizine konaydım
    Ay ramo ramo ramo sevgilim
    Ramo ramo sevgilim yar dizine konaydım
    Birine aşık oldum
    Düştüm peşine
    Hayat çok güzel göründü
    Birden gözüme
    Annem sakın yapma dedi
    Güldüm yüzüne
    Çok seviyorum anne dedim
    Karışma bize
    Vay vay vay vay benim halime
    Dinlemedim anneciğimi düştüm zalime
    Vay vay vay vay benim halime
    Bulamadım çaresini yandım kaderime
    Cicim ayları geçince
    Geldim kendime
    Söyleyemedim kimselere
    Kaldım dertlere
    Yarin huysuzluğundan
    Bezdim bin kere
    Kaynanamın dırdırından
    Döndüm iğne ipliğe
    Vay vay vay vay benim halime
    Dinlemedim anneciğimi düştüm zalime
    Vay vay vay vay benim halime
    Bulamadım çaresini yandım kaderime
    Bu halim ibret olsun
    Tüm sevenlere
    Herkes muradına ersin
    Çıkalım kerevetine
    Davullar vurulsun
    Düğün dernek kurulsun
    Dengi dengine
    Vay vay vay vay benim halime
    Dinlemedim anneciğimi düştüm zalime
    Vay vay vay vay benim halime
    Bulamadım çaresini yandım kaderime
    Keten gömlek sekiz kat dördünü giy dördünü sat
    Benden başka seversen kalkma döşeklerde yat
    Ay ramo ramo ramo sevgilim
    Ramo ramo güzelim kalkma döşeklerde yat

    http://www.beyaz.org/index.php/candan-ercetin-vay-halime-dinle.html#

    YanıtlaSil
  13. Merhabalar..
    Günümüz güzel geçmesini beklerken..
    günün güzel geçmesi içinde biraz emek vermek gerekiyor..
    Biz bu yüzden hayatımıza biraz şiir,biraz şarkı, biraz mizah yani sanattan faydalanarak
    bazen hüznü,bazen kahkahaları,
    bazen coşkuyu,bazen yalnızlığı,
    bazen mevsimleri,bazen uzaklıkları yakın ,
    bazen uzaklara gitmek arzumuzu insana aİt ne varsa..
    Belki her gün yaptıklarımızdır..
    Cd. de birmüzik ,başucumuzda bir kitap,
    belki sıklıkla hüzünlenir gözlerimizin dolduğunu saklarız en yakınlarımızdan..
    bekli bazen neşemiz yerinde bir kahkaha atarız..
    hayatın içinde fark etmeden hep yaptıklarımız...
    hergün..
    fakat sadece HERDEMMAVİ DE..
    gönül telimize değen ne varsa hayata dair..
    PAYLAŞIYORUZ..
    işte bu günü hep özel kılan
    bu günü güzel kılan da bu...
    GÖNLÜMÜZDEN GEÇENİ VERMEK..
    hesabını yapmadan...
    ve..
    ve...
    ve...
    ve...


    canım kardeşim EYLEM için
    BBO ailesinden bir
    ALKIŞŞŞ..
    EVET SES GELMİYOR...
    Tamam evet sesleri duyuyorum..

    patronun gürlemesini,
    arkadaşlarının somurtmasını,
    işlerin birikmesini hesabını bile yapmadan bizlere tek başına sabahtan beri HERDEMMAVİ de..
    tek renk değil rengarenk olmayı gösterdiği için..
    teşekkürler..

    kankama katılıyorum ....
    EYLEM harikasın..

    YanıtlaSil
  14. Oyy oyy oyyy...
    Şımarıyorum , şımarıyorum yapmayın böyle :)

    Çok teşekkür ediyorum
    ee bu alkışların karşısında bende BBO ailesinin karşısında saygıyla eğiliyorum...
    Duygulandım inanın yüreklerinize sağlık...

    YanıtlaSil
  15. HerDemMavi ciler hesap yapmadan değince aklıma geldi..

    Bir gün bir derviş,
    Bir kucak dolusu elma ile bayırlar aşan bir genç kıza rastlamış…

    Bozkırın sıcağında yorgunluktan al almış kızın yanakları..

    “Nereye gidersin? Ne doldurdun kucağına?”
    Diye sormuş derviş.

    Uzak bir tarlayı işaret etmiş kız:
    “Sevdiğim çalışıyor orada…
    Ona elma götürüyorum.”

    “Kaç tane” diye soruvermiş derviş.

    Kız... şaşkın:

    “İnsan sevdiğine götürdüğü şeyi sayar mı hiç?” deyivermiş..

    Ve usulca koparıvermiş derviş elindeki tespihin ipini!
    ****
    Bu kıssa dan hisse yi çok sevdim...
    evet..
    insan sevdiğine götürdü(yada verdiği) şeyi sayar mı?

    Yada soruyu tersten okursak..
    sevdiğine götürdüklerini(verdiğini) saymaya ne zaman başlar..

    he he..

    hadi bakalım HerDemMavi ciler..

    sayar mı?
    saymaz mı?

    YanıtlaSil
  16. Canım kardeşim şımar şımar..
    biz çekeriz nazını...

    YanıtlaSil
  17. Bende çok sevdim bu kıssadan hisseyi gerçekten çok güzel teşekkürler..

    Sayar mı hiç saymaz ablam...
    Ama Candan erçetin'nin de şarkıda dediği gibi cicim ayları geçince sayılabilir :)
    Sevgi tükenmediği sürece sayılacağını sanmam...

    YanıtlaSil
  18. Elma deyince, yar deyince bu şarkı geldi aklıma

    Bir Elmanın Yarısı Biri Sensin Biri Ben

    bir elmanın yarısı biri sensin biri ben
    iki ceylan yavrusu biri sensin biri ben

    gel bir dünya kuralım başka kimse olmasın
    biri kız biri oğlan iki çocuk oynasın

    açan her güzel gülün biri sensin biri ben
    kafesteki bülbülün biri sensin biri ben

    gel bir dünya kuralım başka kimse olmasın
    biri kız biri oğlan iki çocuk oynasın

    Şarkıyı söyleyeni bulamadım :)

    YanıtlaSil
  19. bembeyaz
    tertemiz
    ve
    anlaşılmaz

    YanıtlaSil
  20. güzel
    denemeye devam etmeli

    YanıtlaSil
  21. Sayar mı ?
    saymaz mı?
    onu sevgiyi yaşayan bilir...
    insan kırılmaya,yaralanmaya görsün...
    belki sayar..
    Belki saymadan çeker gider...



    KIRILDIM.
    Yolun sonu görünmüyor
    sislere karışmış yüzünden
    hemen derman bulunmuyor
    kanayan yaralar çok derinken

    öyle bir filiz verdiki aşkın
    kıyamam kesip atmaya kökünden
    yüreğim zindan beni kapattın
    kaçmak gelmiyor içimden

    kırıldım

    akar yaşlarım, gözüm görmez
    kalbim kırıl, yolu göstermez
    nasıl kaçılır bu şehirden
    bütün yollar sana çıkarken

    http://video.youtubeacildi.com/
    play/iOGrp5OAzpV2oKQ/

    YanıtlaSil
  22. Nil Karaibrahimgil den

    dinliyoruz..
    KIRIK

    Ocakta cay, ama buz gibi içim
    Tepede ay, hersey sensiz ne biçim
    Hayat kuru, gözlerimde yaş var
    Tek bir soru; niye kırık bukadar
    Bir şakam var; sen hariç kimse gülmez
    Unutursun dedıler kırk gün sürmez
    Kazagın bende, koklamaya korkarım
    Bırak kalsın
    Kırıldım tamam
    Çektın gittin tamam
    Üstüne varmam
    Arayıp sormam
    Yorgunum bakma
    Gel desem sacma
    Beni terk mi ettin?
    Tamam dönme
    O zaman üstüme varma
    Arayıp sorma
    Yorgunsun bakma
    Gel desen sacma
    Beni terk mi ettin ?
    Kopamazdık biz ya
    Susmazdık biz ya
    Öyle olmazdık biz ya
    Gitmezdın sen ya
    Dönerdim ben ya
    ya ya ya ya
    Kırıldım tamam
    Çektın gittin tamam
    Üstüne varmam
    Arayıp sormam
    Yorgunum bakma
    Gel desem sacma
    Beni terk mi ettin?
    Tamam dönme
    O zaman üstüme varma
    Arayıp sorma
    Yorgunsun bakma
    Gel desen sacma
    Beni terk mi ettin ???

    Nil Karaibrahimgil

    YanıtlaSil
  23. seven kırılırken, kırıldığında bilmez ki kalp kırılsa da sever..

    Ferhat Göçer den
    dinliyoruz..

    Kalp Kırılsa Da Sever..

    Bir günden benden şikayet etttiğin
    ne varsa özleyeceksin
    Unuttuğun yalanlara benzemeyecek
    hep yanında götüreceksin
    Kalbimi kırdın tebessüm ettin birşey demedim
    Kalbim senindir sen kendi parçanı yok ettin



    Dalı kurusada ağaç yağmura nasıl küser
    Saatin dursa bir an zaman onu nasıl bekler
    Alı koymus tebessüm aşığına bir zalim
    Yıkılır dökülür aman kalp kırılsada sever

    Hazineler harabelerde olur
    Yaz bunu baştan
    Yıkılmışım dükülmüşüm
    Perişanım ama aşktan

    Dalı kurusada ağaç yağmura nasıl küser
    Saatin dursa bir an zaman onu nasıl bekler
    Alı koymus tebessüm
    Aşığına bir zamana yıkılır dökülür
    Kalp kırılsada sever.



    http://video.youtubeacildi.com/
    play/adGrl22o2bRywZc/

    YanıtlaSil
  24. evet şimdi barıştık blokla,
    neden böyle oldu bilemiyorum.
    teknik arıza galiba...
    neyse geçti...
    merhaba;
    güzel bir gün ve program oluyor-sayenizde-
    ben de bir şarkıyla destek versem...

    Yollardayım

    Kapılar kapanır, ışıklar söner
    Sessiz sokaklarda kalırsın, insanlar bilir, insanlar
    Konuşur
    Yüzüne bakar öyle sen susarsın
    Anlamı yok sözlerin

    Bilirsin yalan
    Unutmak yalan
    Yine, yine, yine, yine

    Yollardayım
    Yollardayım
    Yollardayım
    Paramparça

    Yollardayım
    Yollardayım
    Yollardayım
    Kalbim paramparça

    Cem Adrian

    http://www.dailymotion.com/video/x83jmo_cem-adrian-yollardayim-2009-by-alux_music

    YanıtlaSil
  25. Bazen bir sözcük...
    vardır ki..
    anlatır her şeyi...
    hesapsız kitapsız..
    sevenin sevdiği kadar sevilmediğini...
    yapacak bir şey yoktur...
    sevilen VEFASIZ çıkmıştır..
    sen herşeye rağmen devam edersin sevmeye..
    bilerek...
    hesapsız...


    Ferhat Göçer söylüyor..

    VEFASI EKSİK YARİM..

    Tepeden tırnağa aşığım sana ne ilk kez
    Ne de son söyledim sana
    Kimse kimseyi sevmek zorunda değil ama
    Sen hiç korkma aşk ölümde değil
    Gel benim vefası eksik yarim ben sensiz dururmuyum

    Sen beni bir çağır gönülden ben gelmez olurmuyum
    Varsın bi ümit kalmasın bize hüznün
    Kalbime sığmasa bile gel benim vefası eksik yarim
    Ben sensiz dururmuyum
    Sen beni bir çağır gönülden ben gelmez olurmuyum…


    http://video.youtubeacildi.com/
    play/ZeOkqZiBl8Wa17Q/

    YanıtlaSil
  26. No name kardeşim..
    baktı blog sen uzaktan seyrediyorsun..
    gel yaradanım dedi..
    bir de sen ses ver...

    YanıtlaSil
  27. Haklısın ablacığım...
    :))

    Bir annenin rüyasıyla devam ediyorum...
    Keremcem söylüyor, hemde çok güzel söylüyor...



    Masadan kalktım, anlaşma ihtimali yoktu...
    Mermer kırılmıyor yumrukla bu zamanda
    Üç yaşında bebekti aşk,
    Üç aylık bir ayrılık doğurdu...
    Otuz beşinde bir ana,
    Altmışında torun torba...

    Rüya... Rüya... Rüya...
    Bu ya...

    Yeni hatıralar yaratmak hayat,
    Önünden alıp ardına koymak...
    Bugün birinin ayırıp, kenara bıraktığı...
    Yarın belki benim canım olacak!
    Yeni bir bedene duyulan heyecan mı,
    O eski kokuya, özlem mi aşk?
    Peki ikisine değer olamaz mı hayatta?
    Belki öbür hayatta...

    Rüya... Rüya... Rüya...

    Olmadı kalbim yine yenildin!
    Bize düşen artık gitmek...
    Otuzunda yalanı da gördün
    Dur artık! Ya da devam et...

    Otuzbeşinde bir rüya...
    Altmışında bir rüya daha...

    Keremcem

    http://www.dailymotion.com/video/x8bc1i_keremcem-bir-annenin-ruyas_music

    YanıtlaSil
  28. FERHAT GÖÇER in
    yorumuyla bir Sezen Aksu şarkısı geliyor..
    canım KANKAMA..

    aaaah yıllar nasıl geçtiyse geçti..
    biz kalan yıllara bakalım..
    hayatın demlediğimiz yerden..

    AH YILLAR


    Ah yıllar dopdulu acı tatlı
    Üstüme altın tozları serpti
    Herşeyi tarttı terazi
    Gözlerim ıslanıp ıslanıverdi…

    Hem doluya koydum hem boşa koydum
    Kah oldum kah uçarı kah toydum
    Yol beni ben yolu yordum
    Tanıdım düşmanı dostu fenamı…

    Gördü gözüm dünya gözüyle aşkını
    Tattı dilim baldan bibere daha ne
    Süzdüm damla damla hayatı
    Ben daha ne isterim daha ne…

    Şimdi tam tadını çıkarma zamanı
    As ipek okur gibi inceldiği sabır
    Demlene demlene tam kıvamı
    Başladı ömrümüzün ihtişamı

    http://video.youtubeacildi.com/
    play/qenGqIGanaaFoNI/


    Hadi kankam ver elini...

    YanıtlaSil
  29. Bir de şiir, güzel bir şairden...

    Emperyal Oteli

    ben hiç böylesini görmemiştim
    vurdun kanıma girdin itirazım var
    sımsıcak bir merhaba diyecektim
    başımı usulca dizine koyacaktım
    dört gün dört gece susacaktım
    yağmur sönecekti yanacaktı
    sameland seferden dönecekti
    duvardaki saat duracaktı
    kalbim kendiliğinden duracaktı
    ben hiç böylesini görmemiştim
    vurdun kanıma girdin itirazım var
    emperyal otelinde bu sonbahar
    bu camların nokta nokta hüznü
    bu bizim berheva olmuşluğumuz
    bir nokta bir hat kalmışlığımız
    bu rezil bu çarşamba günü
    intihar etmiş kötümser yapraklar
    öksürüklü aksırıklı bu takvim
    ben hiç böylesini görmemiştim
    vurdun kanıma girdin itirazım var
    sesleri liman sislerinde boğulur
    gemiler yorgun ve uykuludur
    sabahtır saat beş buçuktur
    sen kollarımın arasındasın
    onlar gibi değilsin sen başkasın
    bu senin gözlerin gibisi yoktur
    adamın rüyasına rüyasına sokulur
    aklının içinde siyah bir vapur
    kıvranır insaf nedir bilmez
    otelin penceresinde duracaktın
    şehri karanlıkta görecektin
    karanlıkta yağmuru görecektin
    saçların ıslanacak ıslanacaktı
    kış geceleri gibi uzun uzun
    tek damla gözyaşı dökmeksizin
    maria dolores ağlayacaktı
    istanbul'u yağmur tutacaktı
    bütün bir gün iş arayacaktım
    sana bir türkü getirecektim
    kulaklarımız çınlayacaktı
    emperyal oteli'nin resmini çektim
    akşam saçaklarından damlıyordu
    kapısında durmanı söylemiştim
    yüzün zambaklara benziyordu
    cumhuriyet bahçesi'nde insanlar geziyordu
    tepebaşı'ndaki küçük yahudiler
    asmalımesçit'teki rum kemancı
    böyle rüzgarsız kalmışlığımız
    bu bizim çektiğimiz sancı
    el ele tutuşmuş geziyordu
    gazeteler cinayeti yazıyordu
    haliç'e bir avuç kan dökülmüştü
    emperyal oteli'nde üç gece kaldık
    fazlasına paramız yetmiyordu
    gözlerin gözlerimden gitmiyordu
    dördüncü gece sokakta kaldık
    karanlık bir türlü bitmiyordu
    sirkeci garı'nda sabahladık
    bilen bilmeyen bizi ayıpladı
    halbuki kimlere kimlere başvurmadık
    hiçbiri yüzümüze bakmıyordu
    hiç kimse elimizden tutmuyordu
    ben hiç böylesini görmemiştim
    vurdun ... kanıma girdin ... kabulümsün.

    Attila İlhan

    YanıtlaSil
  30. BAZEN

    Bazen yorar insanı küçük şeyler, büyük sırlar vardır küçük şeylerin içinde... Açıldıkça açılır, boyuna posuna bakmadan...

    Bazen dinlendirir insanı uzaklar, uzaklığa bir yakınlığı vardır gözlerin... Gözlerin olduğu kadar gönlün de...

    Bazen durur tüm adımlar, adımların tembelliğinden değil, yolların düşündürücülüğünden... Öyle çetrefillidir ki, susar ayaklar da kimi zaman...

    Bazen sorar gözler, diller kabul etse bile... Maharet gözleri bile ikna etmektir, güzel söz söylemek değil…

    Bazen durur dünya, inecekler iner, sonra yoluna devam eder. Ne var ki, herkes için o duruş anı farklıdır. Kimisi içinse hiç dönmez dünya ki o da apayrı mesele…

    Bazen her şeyi bir mimik anlatır, bazen gözyaşı, bazen bir kelime; ne kadar da ağır gelir söylemek bazen bir kelime bile...

    Bazen bir anı, bir ömür kokar. Bazen bir daha yaşayamayacağını hisseder insan içinde bulunduğu anı…

    Bazen şair olur insan, mısra kuramaz. Bazen mısra kurar insan, şair değildir. Bazen hiçbiridir, ne diyeceğini bilemeyen sıradan biridir işte...

    Bazen yaşadığını daha çok hisseder insan, öleceğini unutur büsbütün...

    Bazen yaşadığını tamamen unutur, hatta bazen her ikisini de... Bir anı bir anına uymaz derler ya insan için, ya bütün anları birbirinin aynı olsaydı. Bazen korkutmaz mı bu ihtimal insanı?

    Bazen korkar insan gölgesinden. Gölgesinin şahsında kendisinden… Zira kendi vücudu geçmiştir güneşin önüne… Kendi eseridir gölgesi…

    Bazen susar insan, dudakları çatlar susuzluktan. Bazen susar insan, söylenecek çok söz varken bile…

    Bazen dolar insan, kimse anlamaz. Bazen herkes anlar, kendisi kendisini anlamaz.
    Yalnızdır bazen insan, öyle yalnız bakar ki dünyaya... Bazense hiç yalnız değildir, nasıl baktığını bilirse…

    Bazen büyük görür insan kendini, ne acizliktir! Bazen aciz görür, ne büyük bir görüş!
    Bazen, 'bazen' değil, 'her zaman' demek gerek. Ama bilmek gerek, ne zaman?

    Her bazen'in bir zamanı vardır.
    ALINTI

    YanıtlaSil
  31. NEV den dinliyoruz...


    Bazen
    Hatırlıyor musun kim olduğunu
    Hala hissedebiliyor musun
    Ne zamandır farkında mısın yokluğunun
    Arasan bulur musun kaybolduğun yerleri

    Gündüzün geçtiğini farketmedin bile
    Anılar sinemasından bir bilet almışsın bu gece
    Ömrün küsmek ve pişmanlıkla geçip gidiyor
    Bak hala aynı soruyu soruyorsun kendine

    Bazen kendi gölgene basar sendelersin ıssız sokaklarda
    Bir karayel eser üşütür yalnızlığını yüzüne vurur
    Çıkar gelir pişmanlıklar en zayıf anında
    Boğazında yıllanır bir düğüm
    Umrunda mı zamanın senin küskünlüğün

    İçin öyle sıkılır kimse bilmez neyin var sen bile
    Olup bitenleri seyredersin öylece
    Yalnızsındır kalabalıklar içinde kim daha iyi bilir ki
    Bir ses vardır çözer herşeyi yasaktır duyamazsın

    Bazen kendi gölgene basar sendelersin ıssız sokaklarda
    Bir karayel eser üşütür yalnızlığını yüzüne vurur
    Çıkar gelir pişmanlıklar en zayıf anında
    Boğazında yıllanır bir düğün
    Bazen

    Gündüzün geçtiğini farketmedin bile
    Anılar sinemasından bir bilet almışsın bu gece
    Ömrün küsmek ve pişmanlıkla geçip gidiyor
    Hala aynı soruyu soruyorsun kendine

    Bazen kendi gölgene basar sendelersin ıssız sokaklarda
    Bir karayel eser üşütür yalnızlığını yüzüne vurur
    Çıkar gelir pişmanlıklar en zayıf anında
    Bazen


    http://video.youtubeacildi.com/
    play/atLKzXerur2e5ZM/

    YanıtlaSil
  32. Okudum şiiri,
    "nasıl da güzel yazmış" dedim kendim kendime...
    sonra aklıma Bedri Rahmi Eyüboğlu'nun bir dizesi takıldı,
    hani bir şiirinde " ne zaman bir köy türküsü duysam, şairliğimden utanırım" der ya, işte o aklıma geldi...
    sonra ya hangi şiiriydi bu dedim ben kendim kendime, ara ki bulasın dedim ben öteki bene...

    aradım buldum işte o şiir...




    TÜRKÜLER DOLUSU

    Kirazın derisinin altında kiraz
    Narın içinde nar
    Benim yüreğimde boylu boyunca
    Memleketim var
    Canıma ciğerime dek işlemiş
    Canıma ciğerime
    Sapına kadar.
    Elma dalından uzağa düşmez
    Ne yana gitsem nafile.
    Memleketin hali gözümden gitmez
    Binbir yerimden bağlanmışım
    Bundan ötesine aklım ermez.

    Yerliyim yerli olmasına
    ilmik ilmik, damar damar
    Yerliyim.
    Bir dilim Trabzon peyniri
    Bir avuç tiftik
    Bir çimdik çavdar
    Bir tutam şile bezi gibi
    Dişimden tırnağıma kadar
    Ressamım.
    Yurdumun taşından toprağından şurup gelir nakışlarım
    Taşıma toprağıma toz konduranın
    Alnını karışlarım
    Şairim şair olmasına
    Canım kurban şiirin gerçeğine hasına
    içerisine insan kokusu sinmiş mısralara vurgunum
    Bıçak gibi kemiğe dayansın yeter
    Eğri büğrü , kör topal kabulum
    Şairim
    Zifiri karanlıkta gelse şiirin hası
    Ayak seslerinden tanırım
    Ne zaman bir köy türküsü duysam
    Şairliğimden utanırım
    Şairim
    Şiirin gerçeğini köy türkülerimizde bulmuşum
    Türkülerle yunmuş yıkanmış dilim
    Onlarla ağlamış, onlarla gülmüşüm

    Hey hey, yine de hey hey
    Salınsın türküler bir uçtan bir uca
    Evelallah hepsinde varım
    Onlar kadar sahici
    Onlar kadar gerçek
    insancasına, erkekçesine
    'Bana bir bardak su' dercesine
    Bir türkü söylemeden gidersem yanarım.

    Ah bu türküler
    Türkülerimiz
    Ana sütü gibi candan
    Ana sütü gibi temiz
    Türkülerde tüter dağ dağ, yayla yayla
    Köyümüz, köylümüz, memleketimiz.
    Ah bu türküler,
    Köy türküleri
    Dilimizin tuzu biberi
    Memleket ahvalini onlardan sor
    Kitaplarda değil, türkülerde ara Yemen'i
    Öleni, kalanı, gidip gelmeyeni...
    Ben türkülerden aldım haberi.

    Ah bu türküler, köy türküleri
    Mis gibi insan kokar, mis gibi toprak
    Hilesiz hurdasız, çırılçıplak
    Dişisi dişi, erkeği erkek
    Kaşı kaş, gözü göz, yarası yara
    Bıçağı bıçak .
    Ah bu türküler köy türküleri
    Karanlık kuyularda açılmış çiçekler gibi
    Kiminin reyhasından geçilmez
    Kimi zehir, kimi zemberek gibi.

    Ah bu türküler, köy türküleri
    Olgun bir karpuz gibi yarırılır içim
    Kan damlar ucundan, murekkep değil
    işte söz, işte ses, işte biçim:
    'Uzun kavak gıcım gıcım gıcılar'
    iliklerine kadar işlemiş sızı
    Artık iflah olmaz kavak ağacı
    Bu türkünün yüreğinde sancı var.

    Ah bu türküler, köy türküleri
    Ne düzeni belli, ne yazanı
    Altlarında imza yok ama
    içlerinde yürek var
    Cennet misali sevişen
    Cehennemler gibi dövüşen
    Bir çocuk gibi gülüp
    Mağaralar gibi inleyen
    Nasıl unutur nasıl
    Ömrunde bir kez olsun
    Halk türküsü dinleyen...

    BEDRİ RAHMİ EYÜBOĞLU

    YanıtlaSil
  33. Sonra bu güzel şiiri aklıma düşüren güzel şiiri de paylaşmak diledim sizlerle...


    Çaresiz

    ah bilsen bir bilsen duyduklarımı
    sanki bir dağ ağırlığı kalkacak üzerimden
    ve nehirler boşalacak bir anda içerimden
    sakın bilme...

    anlatsan duyarım bütün güzellikleri
    erir dağlarımın başındaki kar
    sussan içerimde kıyamet kopar
    sakın konuşma...

    ha küreğe mahkum olmak prangaya vurulmak
    ha görmemek gözlerini, ikisi de bir
    bütün kördüğümleri çözecek gözlerindir
    sakın bakma...

    bir haberin gelse iki satırlık
    yüreğim birdenbire kanatlanır yücelir
    bir martı gibi çıkar kapına gelir
    sakın yazma...

    çıkıp gittiğinden beri, sessiz sedasız
    başıboş kalan esir, zindanda yatan hürüm
    dönmezsen çaresiz kalır ölürüm
    sakın gelme...

    işte dağlar, taşlar şahidim olsun
    yüzüme bakma, konuşma, yazma istemiyorum
    dipsiz karanlıklara bağırıp duruyorum
    sakın işitme...

    Yavuz Bülent Bakiler

    YanıtlaSil
  34. No name
    Bende BEDRİ RAHMİ EYÜBOĞLU şiirlerini okuyunca aklıma köyünden ,memleketinden uzaklar geldi..
    KIRAÇ söylüyor..

    BIRAK ŞU GURBETİ..
    Gurbetin kahrını sen çekemezsin
    Düşer bir kötüye çürür gidersin
    Ellerin koynunda nasıl yatarsın
    Bırak şu gurbeti garip sevdiğim

    Ananın babanın eli yüzünde
    Ümit verenlerin durmaz sözünde
    Sakız oldun elalemin ağzında
    Bırak şu gurbeti garip sevdiğim

    Bir yuva kuralım var ile yoktan
    Affettim inan ki ben seni çoktan
    Sende kurtar beni böyle yanmaktan
    Bırak şu gurbeti bahtı kara sevdiğim

    http://video.youtubeacildi.com/
    play/e9rLtXWEnL6DwNY/

    YanıtlaSil
  35. biraz gülümseme

    Adamın biri bir papaza sormuş:
    " Tanrı kadınları niye bu kadar güzel yarattı ?"
    Papaz cevaplamış, "Aşık olasınız diye."
    Adam yine sormuş, " Peki niye bazen aptal oluyorlar ?"
    Papaz yine cevaplamış: " Onlar da size aşık olabilsinler diye..."

    YanıtlaSil
  36. "Karşımızdaki sevgililer birer kalemtraştı!
    Biz onları yazdıkça bittik
    Biz bittikçe onlar bizi hep yeniden açtılar"
    küçük iskender

    YanıtlaSil
  37. Ayrılık acısını bilenlere
    gitsin..

    GRİBİN den
    DURMA YAĞMUR

    zaten ıslağım boğazın ortasında
    yaşlarım gizleniyor damlalarında
    bi Yağmur bi

    cilalanıyor ruhum istanbul sağnağında
    damlalar karışmış elmacıklarıma
    bi Yağmur bi ...

    okunmuyor adi artik yıldızlarda
    ayrılık yazıyor arkası yarınlarda
    sorma Bana, sen de ONU sorma

    sorma, sorma fillin fillin boğaziçini
    sen fillin fillin ben içerim efkarımla kana kana
    bi, bi fillin fillin boğaziçini
    sen fillin fillin ben kana içerim yalanlara kana
    bi, canım Çayır Çayır yanıyor
    söndür yalvarırım bi n'olur bi

    bi, Yağmur bi
    sorma, sen de ONU sorma


    http://video.youtubeacildi.com/
    play/reLppYaBrJiU2Zs/

    YanıtlaSil
  38. Bilgisayarımın başına geldim nihayet
    Ablacım gülümseme harikaydı :)

    kankam ve sen çok güzel gidiyorsunuz devam ...
    hadi ben kaçtım yakarlar yoksa beni çıra gibi..işi yetiştirmem gerek...

    YanıtlaSil
  39. Ablacığım, seni kandırmışlar bence...
    durma yağmurun sözleri öyle değil ki... :))


    çok güzel bir şarkı yapmış Gripin.


    Durma Yağmur Durma

    Zaten ıslağım boğazın ortasında
    Yaşlarım gizleniyor damlalarında
    Durma, yağmur durma...

    Cilalanıyor ruhum istanbul sağanağında
    Damlalar karışmış elmacıklarıma
    Durma, yağmur durma...

    Okunmuyor adı artık yıldızlarda
    Ayrılık yazıyor arkası yarınlarda
    Sorma bana, sen de onu sorma...

    Sorma, sorma doldur boğaziçini
    Sen doldur ben içerim efkarımla kana kana
    Durma, durma doldur boğaziçini
    Sen doldur ben içerim yalanlara kana kana
    Durma, canım cayır cayır yanıyor
    Söndür yalvarırım durma n’olur durma...

    Durma, yağmur durma
    Sorma, sen de onu sorma...

    Zaten ıslağım boğazın ortasında
    Yaşlarım gizleniyor damlalarında
    Durma, yağmur durma

    Cilalanıyor ruhum istanbul sağanağında
    Damlalar karışmış elmacıklarıma
    Durma, yağmur durma...

    Okunmuyor adı artık yıldızlarda
    Ayrılık yazıyor arkası yarınlarda
    Sorma bana, sen de onu sorma...

    Sorma, sorma doldur boğaziçini
    Sen doldur ben içerim efkarımla kana kana
    Durma, durma doldur boğaziçini
    Sen doldur ben içerim yalanlara kana kana
    Durma, canım cayır cayır yanıyor
    Söndür yalvarırım durma n’olur durma...

    Durma, yağmur durma
    Sorma, sen de onu sorma...

    Sorma, sorma doldur boğaziçini
    Sen doldur ben içerim efkarımla kana kana
    Durma, durma doldur boğaziçini
    Sen doldur ben içerim yalanlara kana kana
    Durma, canım cayır cayır yanıyor
    Söndür yalvarırım durma n’olur durma...

    Durma, yağmur durma
    Sorma, sen de onu sorma...

    Gripin

    YanıtlaSil
  40. bir gun bir papaz bir haham ve bir imam bir araya gelmisler ve onlerine sadece bir tabak tatli gelmis ve bunu hangimiz yiyecez diye dusunmusler papaz demiski bu gece uyuyalim sabah uyaninca en guzel ruyayi kim gorurse o yesin demis ve uyumuslar ki gece yarisi imam uyanip tatliyi yemis ve tekrar uyumus sabah uyanmislar haham sormus papaza ne ruya gordun diye papazda yaw sorma ruyamda hz isayi gordum beni alip gokyuzune dogru goturuyordu semalarda geziyorduk cok guzel yerlere gittik demis ve haham guzel bir ruya gormussun demis papazda evet sen ne gordun haham demis ki hahamda yaw sorma bende gece ruyamda hz musayi gordum beni aliyordu goklere guzel yerlere goturuyordu bulutlarin ustunde geziyorduk harika yerlere gittik demis papaz sende guzel ruya gormussun demis bunun uzerine ikisi imama donmus imam sen ne gordun demisler imamda yaw bir baktimki biriniz hz isayla biriniz hz musayla gittiniz tatli ziyan olmasin diye bende yedim demis :))))

    YanıtlaSil
  41. Elleriniz, yüreginiz dert görmesin, birbirinden güzel siirlerle, sarkilarla bulusturdunuz bizi, sag olun! Ben de corbada tuz, karabiber misali azicik Can Dündar buldum, sevdim, siz de seversiniz umarim... :)



    Canta

    Genc yonetmen yeni filmi icin yuzu duzgun, kamera karsisinda rahat, dus gucu geliskin bir kadin oyuncu ariyordu.
    Gazeteye ilan vererek adaylari davet etmisti.
    Gun boyu pes pese girdigi mulakatlardan yorgundu.
    O, kendine yeni bir kahve koyarken, siradaki oyuncu adayini iceri aldilar.
    Alimli genc kiz, yuzunde merakli bir tebessumle deneme kamerasinin karsisina oturdu ve yonetmenle sohbete basladi.
    Adi Emile Muller di.
    Kisa hasbihalden sonra yonetmen degisik bir sey denemis olmak icin
    "Cantanizi acip bana icindekileri birer birer anlatir misiniz?" dedi.
    Genc kiz arkadaki cantaya uzandi. Fermuvarini acti.
    Once eline gelen iri kirmizi elmayi cikarip anlatti:
    "Bu elmayi sabah tezgah basinda meyvelerini parlatirken gordugum manav hediye etti. Cok istahli bakmis olmaliyim."
    Sonra bir kitap cikardi.
    Henuz kitabin ilk sayfalarinda oldugunu ve okudugu satirlardan cok
    etkilendigini anlatti. Romanin bas kahramaninin dalaverelerinden soz etti.
    Ardindan bir gazete cikardi:
    Is araniyor ilanini orada okumustu. Listede, basvuracagi baska isler de vardi.
    Sonra makyaj cantasi, ajandasi ve not defteri...
    Yonetmen, bu sonuncudan rasgele bir sayfa cevirip okumasini isteyince defteri acip mahcup bir edayla okudu genc kiz...
    Ozel duygulardi okuduklari...
    Derken cantanin gizli bolmesine atti elini...
    Oradan iki fotograf cikardi.
    Biri uyuyan genc bir adam fotografiydi:
    "Sevgilim" diye acikladi:
    "Fotograf cektirmeyi hic sevmez de... Ancak uykudayken cekebiliyorum fotografini..."
    Ikinci fotografin annesinin evlenmeden onceki hali oldugunu soyledi.
    O halini simdikinden daha cok seviyordu.
    Genc kizin, cantadan cikarip buyuk dogallikla anlattigi her bir nesne, bir yapbozun parcalari gibi onun hayatindan kesitler sunuyordu.

    * * *

    Bu oyun, 15 dakika kadar surdu.
    Sonunda yonetmen Emile e tesekkur etti.
    Cikarken kapidaki gorevliye telefonunu birakmasini soyledi.
    "Arkadaslar gelecek hafta sizi arar" dedi.
    Emile cikarken, yonetmenin asistani girdi iceri...
    Disarida bekleyen daha pek cok aday vardi.
    Yonetmen gerindi. Kisa bir mola vermek istedigini soyledi.
    Hala aradigini bulamamisti.
    Yeni bir kahve doldururken karsisindaki sandalyeye asili cantaya ilisti gozu...
    Biraz once icindekilerin birer birer anlatildigi cantaydi bu...
    Telasla asistanini uyardi:

    "Giden kiz cantasini unutmus, hemen kosup yetistirsene..."
    Asistan kiz sandalyeye bakti ve
    "Yoo... O benim cantam" dedi.
    Yonetmen, koltugundan ok gibi firlayip kapiya segirtti.
    Aradigi oyuncuyu bulmustu.

    * * *

    20 dakikalik bu siyah - beyaz Fransiz filmini gecen hafta, 10. Avrupa Filmleri Festivali nde izledim.
    Kisa filmin adi, filmdeki kizin adiydi:

    "Emile Muller"

    Yonetmeni: Yvon Marciano...

    Konusu: "Hicbir guc, dus gucu kadar guclu degildir."

    Can Dundar

    YanıtlaSil
  42. Kankacim bak bu tam bizden bahsediyor sanki, sen de taniyacaksin, eminim.. he he..



    ESKIDEN


    Çember çevrilir,

    Su musluktan içilir,

    Agaçlara tirmanilirdi.

    Bebekler bezden, silahlar tahtadan,

    Resimler kömür karasindan yapilirdi.

    Kizlara ninelerinin, erkeklere dedelerinin

    Isimleri konulur

    Saatli maarif okunurdu

    Komsuda pisen, bize de düser

    Bizde pisen komsuya düserdi

    Geceler ayaz, sokaklar karanlik,

    Yildizlar parlak olurdu

    Tursu, salça, manti evde yapilir

    Karpuz kuyuda sogutulurdu

    Erik agacinin çiçegi pencere camimiza yaslanir

    Güz yapraklari bahçemize düserdi

    Kardan adam yapilir, evlerde soba yakilir

    Kis gecelerinde masal anlatilirdi

    Merdiven çikilir, aidat ödenmez, yönetici seçilmezdi

    Evler badanali, sokaklar lambasiz

    Mahalleler bekçili olurdu

    Ajans radyodan dinlenir

    Çizgili roman okunur

    Defterlere kenar süsü yapilirdi

    Hayat, arkasi yarin gibiydi

    Kesintisizdi

    Her gün yasanacak bir sey vardi

    Herkes kendi düsünü kurar

    Kendi hayatini oynardi

    Simdi

    Hayat tek perdelik bir oyun

    Stand-up bir yalnizlik gibi

    Simdi

    Herkes

    Yogun

    Yorgun

    Ve

    Tek basina


    Can Dündar

    YanıtlaSil
  43. Biraz da filozofik düsünelim! :)



    Dostoyevski'nin hayatini degistiren olay neydi biliyor musunuz?

    Kendi idam sahnesi...

    Çar'in baski döneminde, arkadaslariyla bir sohbet grubu kurmustu. Yakalandi. 28 yasinda idam istegiyle yargilandi.
    Mahkemenin sonucunu bekledigi gece hücresinden alindi. Ölüm karari yüzüne karsi okundu. Papaz günah çikarttirdi. Gözleri kapali olarak bir direge baglanip, müfreze karsisina geçirildi.

    "Ates" emrini beklerken gerçek karar bildirildi kendisine...
    Aslinda mahkeme 8 yil hapis vermis, Çar bunu 4 yila indirmisti; ama ona ders olsun diye böyle bir gösteri planlanmisti.

    Böylece "ölüm"le tanisti; oysa bu sefil oyunda asil kesfettigi sey, "yasam"di.

    Stefan Zweig'a göre 4 yil sonra yarali parmaklarindan zincirleri çikardiklari zaman sagligi bozulmus, söhreti uçup gitmisti, ama kirik dökük bedeninden her zamankinden daha parlak fiskiran tek bir sey vardi:
    Yasama sevinci...

    Durumu en iyi anlatan cümle Nietzsche'nindir:
    "Hayati kaybetmenin kiyisina yaklasanlar, onu daha iyi tanirlar".


    Can Dündar

    YanıtlaSil
  44. Ve bir tane daha...


    HAYATTAN NE ÖĞRENDİM?

    Ağır bir ÖSS sorusu gibiydi Esquire dergisininki...''Hayattan ne öğrendiniz?'' Verilen süre içinde aklıma gelenleri aşağıda yazdım. Yanlışların doğruları götürmeyeceğini umuyorum.

    Sonsuz bir karanlığın içinden doğdum. Işığı gördüm, korktum. Ağladım.
    Zamanla ışıkta yaşamayı öğrendim. Karanlığı gördüm korktum.
    Gün geldi sonsuz karanlığa uğurladım sevdiklerimi...
    Ağladım.

    Yaşamayı öğrendim.
    Doğumun, hayatın bitmeye başladığı an olduğunu, aradaki bölümün, ölümden çalınan zamanlar olduğunu öğrendim.

    Zamanı öğrendim.
    Yarıştım onunla...
    Zamanla yarışılmayacağını, zamanla barışılacağını, zamanla öğrendim.

    İnsanı öğrendim.
    Sonra insanların içinde iyiler ve kötüler olduğunu ...
    Sonra da her insanın içinde iyilik ve kötülük bulunduğu öğrendim.

    Sevmeyi öğrendim.
    Sonra güvenmeyi...
    Sonra da güvenin sevgiden daha kalıcı olduğunu, sevginin güvenin sağlam zemini üzerine kurulduğunu öğrendim.

    İnsan tenini öğrendim.
    Sonra tenin altında bir ruh bulunduğunu...
    Sonra da ruhun aslında tenin üstünde olduğunu öğrendim.

    Evreni öğrendim.
    Sonra evreni aydınlatmanın yollarını öğrendim.
    Sonunda evreni aydınlatabilmek için önce çevreni aydınlatabilmek gerektiğini öğrendim.

    Ekmeği öğrendim.
    Sonra barış için ekmeğin bolca üretilmesi gerektiğini...
    Sonra da ekmeği hakça üleşmenin, bolca üretmek kadar önemli olduğunu öğrendim.

    Okumayı öğrendim.
    Kendime yazıyı öğrettim sonra...
    Ve bir süre sonra yazı, kendimi öğretti bana...

    Gitmeyi öğrendim.
    Sonra dayanamayıp dönmeyi...
    Daha da sonra kendime rağmen gitmeyi...

    Dünyaya tek başına meydan okumayı öğrendim genç yaşta...
    Sonra kalabalıklarla birlikte yürümek gerektiği fikrine vardım.
    Sonra da asıl yürüyüşün kalabalıklara karşı olması gerektiğine aydım.

    Düşünmeyi öğrendim.
    Sonra kalıplar içinde düşünmeyi öğrendim.
    Sonra sağlıklı düşünmenin kalıpları yıkarak düşünmek olduğunu öğrendim.

    Namusun önemini öğrendim evde...
    Sonra yoksundan namus beklemenin namussuzluk olduğunu, gerçek namusun, günah elinin altındayken, günaha el sürmemek olduğunu öğrendim.

    Gerçeği öğrendim bir gün...
    Ve gerçeğin acı olduğunu...
    Sonra dozunda acının, yemeğe olduğu kadar hayata da lezzet kattığını öğrendim.

    Her canlının ölümü tadacağını, ama sadece bazılarının hayatı tadacağını öğrendim.

    Can DÜNDAR

    YanıtlaSil
  45. Bu da cok güzel....

    hayat

    aşık olmak.
    ilk öpüşme.
    yüz kaslarınız ağrıyana dek gülmek.
    sıcak bir duş.
    özel bir bakış.
    mail almak.
    manzaralı bir yolda araba kullanmak.
    radyoda en sevdiğiniz kişinin şarkısının çalması..
    yatağınıza uzanıp yağmurun sesini dinlemek.
    yeni çıkmıs sıcak bir ekmek..
    satın almak istediğiniz kazagın %50 indirime girdiğini görmek.
    uzaktaki bir arkadaşınızla telefonda konusmak.
    köpük banyosu.
    kıkır kıkır gülmek.
    güzel bir sohbet.
    kumsal.
    gecen kış giydiğiniz montun cebinden on milyon çıkması.
    kendinize gülmek.
    gece yarısı saatlerce telefonda konuşmak.
    su fıskiyelerinin arasında koşmak.
    durup dururken gülmek.
    yanınızda size güzel olduğunuzu söyleyen birinin olması.
    ilk aşk.
    hakkınızda güzel sözler söylendiğine kulak misafiri olmak.
    uyanıp daha uyuyacak birkaç saatiniz olduğunu farketmek..
    yeni arkadaşlar edinmek.
    eski arkadaşlarınızla zaman geçirmek.
    oda arkadaşınızla gece yarısı sohbetleri.
    güzel düşler.
    arkadaşlarınızla araba yolculuğu yapmak.
    sevgilinizle yorgana sarılıp iyi bir film seyretmek.
    çok güzel bir konsere gitmek.
    çekici bir yabancıyla bakışmak.
    çikolatalı kurabiye yapmak.
    sevdiğin insana sıkıca sarılmak.
    istediği armağanı açan kişinin yüzündeki ifadeyi görmek.
    güneşin doğuşunu seyretmek...
    ve bir söz;
    "aldığın her nefesi fırsat bil, ot değilsin yeniden bitmezsin..."

    can dündar

    YanıtlaSil
  46. Tamam tamam, yoruldunuz okumaktan biliyorum, daha fazla söylenmeyin, bu son... :)

    KAYBETMEDEN BIR KEZ DAHA DUSUNUN

    Terentius, "Onunla her seyi paylasmak zevkinden mahrum kalinca, hiçbir zevki tatmamaya karar verdim" demis, yitirdigi bir dostunun ardindan.

    Nasil bir insandan bahseder Terentius? Karsisinda zavalli gibi görünmekten korkmadigimiz, bizi degistirmeye degil zenginlestirmeye çalisan, yargilayan degil, kendimizi sorgulamamiza yardimci
    olan biri midir yitirilen?

    Sabahin 3'ünde çaldigimiz kapisini açtiginda, tek kelime etmeden kollarina atilip aglayabilecegimiz bir insan midir Terentius'un acisini bu sekilde dillendiren?

    Nedenlerini merak etse de, göz yaslarimizin dinmesini bekleyecek kadar anlayisli, titrek sesimiz ve telasli cümlelerimizi sükunetle dinleyecek kadar sabirli, acimizin bir kismini kendine yük edinecek kadar cömert ve yürekli insanlar midir dost diye seçtiklerimiz?

    Sadece sohbeti degil, sessizligi de s¹k¹c¹ olmayan ;yalnizligimizi unutmak için varligi, eksikligini hissetmemiz için yoklugu kafi gelen insanlara mi dostum deriz?

    Basimiza gelen güzel bir seyin coskusu yüregimize sigmadiginda, saate aldirmayip telefona sarildigimiz ve karsimizdaki uykulu sese "Kulaklarina
    inanamayacaksin! " diye bagirdigimizda, "Sabahi bekleyemez miydin?" demeyen biri midir gerçek bir dost?

    Güzel bir film izledigimizde, keske O da olsaydi dedigimiz, okudugumuz bir kitaptan bahsedebildigimiz ve en mahrem sirlarimizi anlattiktan sonra rahatça uykuya dalabildigimiz bir sirdas midir yoksa?

    Konusurken gözlerimizi kaçirmadigimiz, kendimizi saklamadigimiz ve yüzümüze
    en aci gerçekleri haykirirken bile darilmadigimiz yalnizligimiz midir dost dedigimiz insanlar?

    Ne bileyim, ayni fikirde olmasak da uzlasabildigimiz, köprüleri atmadan da tartisabildigimiz, her savastan birlikte ve biraz daha güçlenmis baglarla çiktigimiz insanlar midir dost payesi verdiklerimiz?

    Tanidigimizi sanirken, daha kesfedilmeyi bekleyen nice el degmemis duygular ve düsünceler tasidigini gördügümüz ; sürekli bizi sasirtan kendimiz midir
    onlarda sevdigimiz?

    Aristo hakli midir ; "Dostluk bir ruhun iki ayri bedende yasamasidir" derken ve Terentius, baska bir bedende topraga verdigi ruhunun yasini mi tutmaktadir?

    Paylastigi her seye ölüm de mi dahildir?

    Acaba, neyi kaybedecegini, dostu ölmeden önce farketmis midir? Ya biz;herseyi paylasmanin, iddiali ve gerçek disi geldigi günümüzde, sahip miyiz gerçek bir dosta?

    Ya da adimizin önüne dost sifati koyan insanlar var midir hayatimizda? Yoksa kendimizi sevmeyi basaramadigimizdan, sasiriyor muyuz bizi sevdigini
    söyleyen birinin varligina, inanamiyor muyuz yanimizda kalmasina ve uzaklastiriyor muyuz içten içe bizi sevmesini istedigimiz insani
    kendimizden?

    Ve bir gün, bir el daha kayip gittiginde avuçlarimizdan, kendi mezarimizin basinda aglayacagimizi biliyor muyuz? Is isten geçmeden önce tesekkür edebiliyor muyuz sevdigimize, hiç degilse bizi sevdigi için.

    CAN DUNDAR


    sevgiyle kalin...

    YanıtlaSil
  47. canım kankam bir gelmişsin pir gelmişisin..
    o zaman bizde bir türkü dinleyelim..
    Tüm dostluklara gitsin..

    ZARA dan
    Dostum Dostum

    Bin cefalar etsen almam üstüme oy
    Gayet şirin geldi dillerin dostum oy
    Varıp yad ellere meyil verirsen oy
    Gış ola bağlana yolların dostum dostum
    İlahi anmaya yardan ayıran oy
    Bahçede bülbüller ötüyor uyar oy
    Kula gölge ise Allahâ??a uyan oy
    Senden ayrılalı gülmedim dostum dostum
    Pir sultan abdalâ??ım gülüm dermişler oy
    Bu şirin canıma nasıl kıymışlar oy
    İsterisem dünya malın vermişler oy
    Sensiz dünya malı neylerim dostum dostum

    http://www.turkulerdinle.net/1/Zara-Dostum-Dostum

    YanıtlaSil
  48. Abi bir saliyi da Türk Sanat Müzigi icin ayirsak güzel olurdu..

    Sarkilarinda Türkce`yi en güzel kullanan Zeki Müren`den "Veda Busesi"


    hani o bırakıp giderken seni
    bu öksüz tavrını takmayacaktın?
    alnına koyarken veda busemi
    yüzüme bu türlü bakmayacaktın?

    hani ey gözlerim bu son vedada,
    yolunu kaybeden yolcunun dağda
    birini çağırmak için imdada
    yaktığı ateşi yakmayacaktın?

    gelse de en acı sözler dilime
    uçacak sanırdım birkaç kelime...
    bir alev halinde düştün elime
    hani ey gözyaşım akmayacaktın

    http://www.youtube.com/watch?v=a3udvC59V3g

    YanıtlaSil
  49. tamam kardeşim,
    haftaya sanat müziği ana temamız olur...

    Ama benim sesim güzel değil, baştan söyleyeyim, şarkı söylemek senden...

    YanıtlaSil
  50. bir salı günü daha sizlere iyi akşamlar demeden önce Kaya kardeşim türk sanat müziği istemiş..
    onun bu isteği de olsun diye
    hepinize
    MÜZEYYEN SENAR ile.
    iyi akşamlar diliyorum...

    AKŞAM OLDU HÜZÜNLENDİM..
    Akşam oldu hüzünlendim ben yine
    Hasret kaldım gözlerinin rengine
    Gel mehtabım gel sevgilim gel yine
    Hasret kaldım gözlerinin rengine

    http://video.youtubeacildi.com/
    play/jOim1GFuyKuH3pM/


    Kısmet olursa,
    haftaya buluşmak üzere..
    sevgiyle kalın..

    YanıtlaSil
  51. tamam abi sorun degil, sen calarsin ben söylerim kizlar da oynar :)

    YanıtlaSil
  52. blgn mavi renk benim uüurumdur benim yeşil gözde sevdiğimdedir kapat gözlerini kimse görmresin şarkısıda benim şarkımdır

    YanıtlaSil