23 Şubat 2010 Salı

HerDemMavi


Güzel, kıpır kıpır bir Salı.
Bir arada olmanın güzelliğini yaşamaya ne dersiniz?
Katılımlarınızı bekliyoruz...

Neden derseniz;
mavi sevgi
mavi huzur
mavi mutluluktur...
mavi düşler yeşertir umutları
mavi derinlikler yüceltir
mavi gökyüzü kanatlandırır insanı
mavi hayattır ve hayat masmavidir...

41 yorum:

  1. Bugün herşey serbest,
    isteyen istediği konuda yazıp çizebilir.
    kolaylıklar ve güzellikler diliyorum...

    YanıtlaSil
  2. Azıcık fırsatım varken ben hemmen katılayım programa

    Sabah kalktım;
    işe gelmek için çıktım yola
    Apartman kapısından çıkar çıkmaz nasıl güzel bir koku...
    çekiyorum içerime ohh miss gibi
    sabah sabah buda ne diyorum
    yanımızdaki fırından mı geliyor

    yeni çıkmış ekmek kokusu mu?

    -yok yok ekmek değil

    yoldan geçen birisinin parfüm kokumusu mu?

    -yok yok o da değil daha doğal daha güzel

    hatırlıyorum ben bu kokuyu bir yerlerden
    kapatıyorum gözlerimi nereden hatırlıyorum diye
    uzanıp gidiyor düşünceler
    gidiyor gidiyor ve duruyor kokunun geldiği yerde
    bir bakmışım çocuk halim
    nasılda şirin :)
    o güzel kokunun tam dibinde duruyor
    durmakla yetinmiyor koparıyor saçına takıyor
    içindeki azıcık bal gibi bir sıvıyı tatmak için parçalıyor

    Kızıyorum kendime bak yaramaza neler yapıyor yazık değil mi o hanımellerine diyorum
    Sonra, çocuk o bilmiyordu o zaman diyerek hanımellerini kokluyorum
    Nasılda özlemişim
    Kocaman bir bahçe ve her köşesinde
    birer hanımeli...

    şimdiyse yerinde kocaman bir apartman ama küçükte olsa kapısında yine bir hanımeli...

    Gözlerimi açıyorum hemde diyorum kışın ortasında
    nedir bu hanımeli kokusu
    çok mu özlemiştim...

    dün radyoda dinlemiştim "bahçede hanımeli" şarkısını rahmetli Barış Manço'dan.
    etkisi büyük olmalı bu kokuyu duymamda ...
    ve dinleyelim bakalım

    YanıtlaSil
  3. Bahçede Hanımeli

    Bahçede hanımeli sen ettin beni deli
    Gel gülüm gel sen ettin beni deli
    Gel gülüm gel

    Zorla güzellik olmaz sev beni sevdir beni
    Gel gülüm gel sev beni sevdir beni
    Gel gülüm gel

    Barış Manço

    http://www.izlesene.com/video/muzik-baris-manco---bahcede-hanimeli/975243

    YanıtlaSil
  4. Bugün çiçeklerle başladım madem
    kısa bir ara vermişken yine çiçeklerin en anlamlısı en kıymetlisi olan "gül"diyelim...

    Hangi bayan hayır diyebilir ki güle
    ne renk olursa olsun
    ne boyutta ne sayıda olursa olsun
    ayrı bir çekiciliği ve güzelliği vardır

    Bir o kadar güzel bir o kadar da tehlikelidir gül
    tehlike değilde aslında kendini korumak için önlem diyelim dikenleri için
    Derler ya "Gülü seven dikenine katlanır"

    Başta Peygamber efendimizin bir sembolü olarak bilinen,sevgiyi ifade eden Gül ile ilgili yazılabilecek söylenebilecek o kadar çok şey varki aslında
    ama şuan o kadar vaktim yok benim

    Onun için diyelim ki yine bir Barış Manço klasiği HerDem Maviciler için gelsin Gülpembe

    YanıtlaSil
  5. Gülpembe

    Sen gülünce güller açar Gülpembe,
    Bülbüller seni söyler, biz dinlerdik Gülpembe.
    Sen gelince bahar gelir Gülpembe,
    Dereler seni çaglar, sevinirdik Gülpembe.

    Güz yagmurlariyla bir gün göçtün gittin,
    Ìnanamadik Gülpembe.
    Bizim iller sessiz, bizim iller sensiz,
    Olamadi Gülpembe.

    Dudagimda son bir türkü Gülpembe,
    Hala hep seni söyler, seni çagirir Gülpembe.

    Güz yagmurlariyla bir gün göçtün gittin,
    ÌnanamadIk Gülpembe.
    Bizim iller sessiz, bizim iller sensiz,
    Olamadi Gülpembe.

    Dudagimda son bir türkü Gülpembe,
    Hala hep seni söyler, seniçagirir Gülpembe.
    Gözlerimde son bir bulut, Gülpembe,
    Hala hep seni arar, seni bekler Gülpembe.

    Dudagimda son bir türkü Gülpembe,
    Hala hep seni söyler, seni çagirir Gülpembe.
    Gözlerimde son bir bulut, Gülpembe,
    Hala hep seni arar, seni bekler Gülpembe

    Barış Manço

    http://www.sozluklip.com/baris-manco-video-klipleri/gulpembe-baris-manco-dinle-izle.html

    YanıtlaSil
  6. HERDEMMAVİ de
    güzel bir salı olsun hepimize..

    YanıtlaSil
  7. Oscar Wilde
    Bülbül ve Gül
    Ona kırmızı güller götürürsem benimle dans edeceğini söyledi,” diye bağırdı genç Öğrenci, “ ama bahçemde tek bir kırmızı gül yok.” Pırnal meşesindeki yuvasından Bülbül duydu onu ve yaprakların arasından başını çıkarıp baktı neler oluyor diye. “ Bahçemde hiç kırmızı gül yok!” diye bağırdı Öğrenci ve güzel gözleri yaşlarla doldu. “Ah, nasılda küçük şeylere bağlı aşk! Bilge kişilerin aşk hakkında yazdıkları her şeyi okudum, felsefenin bütün sırlarına sahibim, gene de bir kırmızı gül yüzünden mahvoldu hayatım.” “İşte sonunda gerçek bir aşık,” dedi Bülbül.

    “Geceler boyu şarkılarımda onu söyledim, onu hiç tanımadan: Geceler boyu onun hikâyesini yıldızlara anlattım, şimdi karşımda. Saçları sümbüller kadar siyah, dudakları arzuladığı gül kadar kırmızı; ama tutku, yüzünü fildişi gibi soldurmuş, keder alnına mührünü basmış.” “ Prens yarın gece bir balo veriyor,” diye mırıldandı genç öğrenci,” sevdiğim de orada olacak. Eğer ona kırmızı bir gül götürürsem, onu kollarımda tutacağım, başını omzuma yaslayacak, eli elimi bulacak. Ama bahçemde kırmızı gül yok, bu yüzden tek başıma oturacağım, o da önümden geçip gidecek, Beni umursamayacak, kalbim kırılacak.”
    “ İşte gerçekten de gerçek bir aşık.” dedi Bülbül, “ Benim şarkıda söylediğim şeyin gerçekten acısını çekiyor; benim için neşe olan şey onun için ıstırap. Hakikaten de aşk harikulade bir şey. Zümrütlerden daha değerli, güzel opallerden daha bulunmaz, İnciler, kırmızı taşlar satın alamaz onu pazarda da satılmaz. Tacirlerden alınmaz, değeri altınla ölçülmez.” “ Müzisyenler galerideki yerlerinde oturacaklar,” dedi genç Öğrenci, “yaylı çalgılarını çalacaklar ve sevdiğim arpla kemanın sesine uyarak dans edecek . Öyle uçar gibi dans edecek ki ayakları yere değmeyecek ve saray erkânı rengârenk elbiseleri içinde onun etrafını saracak. Ama benimle dans etmeyecek, çünkü ona verecek tek bir kırmızı gülüm yok,” diyerek kendini çimenlere attı, başını ellerinin arasına gömerek ağladı . “Niye ağlıyor?” diye sordu küçük bir Yeşil Kertenkele, kuyruğu havada öğrencinin yanından koşarak geçerken...
    “ Neden, sahi?” dedi bir Kelebek, bir güneş ışığını kovalıyordu.
    “ Neden, sahi?” diye fısıldadı bir Papatya komşusuna, yumuşak , alçak bir sesle. “ Kırmızı bir gül için ağlıyor,” dedi Bülbül. “ Kırmızı bir gül için mi? diye bağırdılar ; “ Ne kadar da gülünç!” Her şeyle alay eden bir yaradılışa sahip olan küçük Kertenkele ise düpedüz güldü.
    Ama Bülbül, Öğrenci’ nin kederinin sırrına vâkıftı ve meşe ağacında hiç sesini çıkarmadan oturup Aşk denen bilinmezliği düşündü.Ansızın uçmak üzere kumral kanatlarını açtı ve havaya yükseldi. Koruluktan bir gölge gibi geçti gitti, bir gölge gibi bahçeyi kat etti. Tarhın orta yerinde güzel bir gül ağacı duruyordu, Bülbül onu görünce uçup gitti v ince bir dalın üzerine kondu.
    “ Bana bir kırmızı gül ver,” diye bağırdı, “sana en tatlı şarkımı söyleyeyim.”
    Fakat ağaç başını iki yana salladı. “Benim güllerim beyaz,” diye cevap verdi;denizlerin köpüğü kadar beyaz, dağların üstündeki kardan daha beyaz. Ama eski güneş saatini saran kardeşime git, belki o sana istediğini verir.”
    Bunun üzerine Bülbül, uçup eski güneş saatinin etrafını saran Gül Ağacı ’nın yanına gitti.
    “Bana bir kırmızı gül ver,” dedi, , “sana en tatlı şarkımı söyleyeyim.”
    Ama Ağaç başını iki yana salladı. “Benim güllerim sarı,” diye cevap verdi; amber bir tahtta oturan denizkızının saçları kadar sarı, biçici orağıyla gelmeden önce çayırlıkta biten zerrinlerden daha sarı. Ama Öğrenci ’nin penceresinin altında biten kardeşime git, belki o sana istediğini verir.”

    YanıtlaSil
  8. devamı
    Bunun üzerine Bülbül, öğrencinin penceresinin altında biten Gül Ağacı ’na uçup gitti.
    “ Bana bir kırmızı gül ver,” diye bağırdı"en güzel şarkımı söyleyeyim.”
    Ama ağaç başını salladı, “Benim güllerim kırmızı.” diye cevap verdi, “Kumrunun pençeleri kadar kırmızı , okyanusun altındaki mağaralarda iki yana sallanıp duran büyük mercan yelpazelerinden daha kırmızı. Ama kış damarlarımı dondurdu, kırağı tomurcuklarımı kopardı, fırtına dallarımı kırdı. Bu yıl hiç gül vermeyeceğim.” “Tek istediğim bir kırmızı gül, diye bağırdı Bülbül, “sadece bir tek kırmızı gül! Bunun hiçbir yolu yok mu?”
    “Bir yolu var.” Diye cevap verdi Ağaç; “ Ama o kadar korkunç ki sana onu söylemeye cesaret edemem.” “ Söyle!” dedi Bülbül, “ Korkmuyorum.”
    “Bir kırmızı gül istiyorsan,” dedi ağaç, “ Onu gece yarısı şarkınla yapmalısın ve kendi yüreğinin kanıyla boyamalısın. Yüreğini bir dikene dayayıp bana şarkını söylemelisin. Bütün gece bana şarkını söyleyeceksin , diken göğsünü delecek, sana can veren kanın benim damarlarıma akacak, benim olacak.”
    “Ölüm bir kırmızı gül için çok yüksek bir bedel” diye bağırdı Bülbül, “yaşam ise herkes için değerli. Yeşil koruda oturup altından arabasında Güneş’in, incili arabasında Ay’ın geçip gidişini seyretmek hoş. Ak dikenlerin kokusu tatlı, tepelerde rüzgârla savrulan fundalar ne hoş. Ama Aşk, Hayat ’tan daha değerlidir ve bir insan kalbinin yanında bir kuşun kalbi nedir ki?”
    Sonra uçmak üzere kumral kanatlarını açtı ve havalandı. Bahçenin üzerinden bir gölge gibi geçip gitti, koruluğun içinden bir gölge gibi süzüldü.
    Genç Öğrenci hâlâ Bülbül ’ün onu bıraktığı yerde, otlara uzanmış yatıyordu ve gözyaşları henüz kurumamıştı.
    “Mutlu ol!”diye bağırdı Bülbül, “Mutlu ol;kırmızı gülüne kavuşacaksın Onu geceleyin ay ışığından yapacağım ve kendi kalbimin kanıyla boyayacağım, Senden bunun karşılığında sadece aşkına sadık olmanı istiyorum, çünkü Aşk, en bilge felsefeden daha bilge, en güçlü Güçten daha güçlüdür. Alev rengidir kanatları, alev rengidir bedeni. Dudakları bal kadar tatlı, nefesi tütsü gibidir.”
    Öğrenci başını otlardan kaldırıp baktı ve dinledi ama Bülbül’ün ona dediklerini anlayamıyordu, çünkü o sadece kitaplarda yazılı olan şeyleri bilirdi. Ama Meşe Ağacı anladı ve içini bir hüzün kapladı çünkü dallarında yuva kurmuş küçük Bülbül’ü çok seviyordu. “Bana son bir şarkı söyle,” diye fısıldadı; “sen gittiğinde kendimi çok yalnız hissedeceğim.” Bunun üzerine Bülbül, Meşe Ağacı’na bir şarkı söyledi, sesi gümüş bir kaptan kabarcıklar halinde yükselen su gibiydi. O şarkısını bitirdiğinde, Öğrenci yerinden kalktı ve cebinden bir not defteriyle kurşunkalem çıkardı. “Bülbülde biçim var,” dedi kendi kendine, koruluğun içinden yürüyüp giderken- “ orası inkâr edilemez; ama duygu var mı? Korkarım hayır. Aslında o da bütün sanatçılar gibi; baştan aşağı içtenliksiz üslûp. Kendini başkaları uğruna feda etmez. Tek düşündüğü şey müzik, ve herkes bilir ki sanat bencildir. Gene de sesinde güzel notalar gizli olduğunu itiraf etmek gerek. Ama o notaların bir anlam taşımamaları ne yazık; ya da pratik bir işe yaramamaları!” Sonra odasına girdi ve küçük yatağının üzerine uzanıp aşkını düşünmeye başladı; bir süre sonra da uykuya daldı.
    Ay gökyüzünde yükseldiğinde Bülbül, uçup Gülağacı’nın yanına gitti ve göğsünü dikene dayadı. Göğsüne giren dikenle bütün bir gece şarkısını söyledi; soğuk ve kristal ay, başını eğip onu dinledi. Bütün bir gece söyledi şarkısını, diken göğsüne, daha da derine girdi, kanı vücudundan çekildi.

    YanıtlaSil
  9. devamı...
    Önce bir oğlanla kızın yüreklerinde sevginin doğuşunun şarkısını söyledi. Ve Gülağacı’ nın en yukarıdaki ince dalında harikulade bir gül açıldı, şarkı şarkıyı izlerken taçyaprakları da birbirini izledi. Solgundu önce Gül,nehrin üzerine asılı olan sis gibiydi- sabahın ayakları gibi solgun, şafağın kanatları gibi gümüşsüydü. Gümüş bir aynadaki bir gülün gölgesi gibi, bir su birikintisindeki gülün gölgesi gibi, öyleydi Ağacın en tepesindeki dalda açan gül.
    Fakat Ağaç Bülbül’e göğsünü dikene iyice yaslamasını söyledi. “İyice yaslan küçük Bülbül,” diye bağırdı Ağaç, “yoksa gül bitmeden gün ağaracak.” Böylece bülbül daha da yasladı göğsünü dikene, yükseldikçe yükseldi şarkısı, çünkü bir erkekle genç bir kızın ruhunda doğan tutkunun şarkısını söylüyordu.
    Gül’ün yapraklarını tatlı bir pembelik sardı, gelinin dudaklarını öptüğünde damadın yüzüne yayılan pembelik gibi. Ama diken henüz Bülbül’ün yüreğini bulmamıştı, o yüzden de Gül’ün yüreği hâl’a beyazdı, çünkü ancak bir Bülbül’ün yüreğinin kanı kızıla döndürür bir Gül’ün yüreğini.
    Ve Ağaç, Bülbül’e dikene daha da yaslanmasını söyledi. “Yaslan, daha da yaslan, küçük Bülbül,” diye bağırdı ağaç, “yoksa Gül bitmeden gün doğacak.”
    Ve bülbül dikene daha da yaslandı, diken kalbine girdi, keskin bir acı kapladı içini. Keskin. Çok keskindi acı, yabanıllaştıkça yabanıllaştı Bülbül’ün şarkısı, çünkü Ölüm’ün kusursuzlaştırdığı Aşk’ın şarkısını söylüyordu, mezara girdiğinde ölmeyen Aşk’ın,
    Ve şahane gül kıpkırmızı oldu, Doğu’dan ağaran gökyüzünün gülü gibi. Yapraklardan tacı kızıldı, bir yakut gibi kıpkırmızıydı yüreği. Ama Bülbül’ün sesi söndükçe söndü, küçük kanatları çırpınmaya başladı, gözlerine bir perde indi. Söndükçe söndü şarkısı, boğazına bir şeylerin tıkandığını hissetti.
    Sonra son bir kez yükseldi şarkısı. Beyaz Ay duydu bu şarkıyı, Şafağı unuttu ve gökyüzünde oyalandı. Kırmızı gül duydu, baştan aşağı hazla titredi ve taç yapraklarını soğuk sabah havasına doğru açtı. Eko bu şarkıyı tepelerdeki mor mağarasına taşıdı ve uyuyan çobanları uykularından uyandırdı. Bu şarkı nehirdeki kamışların arasında gezindi, kamışlar onun haberini denize taşıdılar.
    “Bakın, bakın!” diye bağırdı Ağaç, “Gül bitti artık;” ama Bülbül karşılık vermedi, çünkü uzun otların arasında cansız yatıyordu, göğsünde dikenle.
    Öğle vakti öğrenci penceresini açıp dışarıya baktı. “Aa, ne olağanüstü bir şans!” diye bağırdı; “İşte bir kırmızı gül! Hayatımda bunun gibi bir gül görmedim. O kadar güzel ki eminim uzun bir Latince adı vardır,” dedi ve eğilip kopardı gülü. Sonra şapkasını başına geçirdi, elinde gülle Profesör’ün evine koştu. Profesör’ün kızı kapının önüne oturmuş bir çıkrığa mavi ibrişim sarıyordu, küçük köpeği de ayaklarının dibindeydi. “ Sana kırmızı bir gül getirirsem benimle dans edeceğini söylemiştin,” diye bağırdı Öğrenci. “İşte sana dünyanın en kırmızı gülü. Bu gece onu kalbinin üstüne takacaksın, ve biz dans ederken o sana seni ne kadar sevdiğimi anlatacak.”
    Ama kız kaşlarını çattı.
    “Korkarım elbiseme uymayacak,” diye cevap verdi; “ hem ayrıca Mabeyinci’nin yeğeni bana gerçek mücevherler gönderdi, herkes mücevherlerin güllerden daha pahalı olduğunu bilir.”
    “ Ah, yemin ederim ki çok nankörsün,” dedi Öğrenci öfkeyle; gülü kaldırıp sokağa attı, gül kaldırım kenarındaki su yoluna düştü, üzerinden bir araba tekerleği geçti.
    “ Nankör mü?” dedi kız. “ Sana bir şey diyeyim mi, sen çok kaba birisin; hem sonra, sen kimsin ki? Yalnızca bir Öğrenci. Mabeyinci’nin yeğeninki gibi gümüş tokalı ayakkabıların var mı acaba senin, hiç sanmam.” İskemlesinden kalkıp eve girdi.
    “ Ne saçmalık şu Aşk denen şey!” dedi Öğrenci, yürüyüp giderken. “ Mantığın tırnağı bile olamaz, çünkü hiçbir şeyi kanıtlamaya yaramıyor ve insana hep gerçekleşmeyecek şeylerden bahsediyor ve insanı gerçek olmayan şeylere inandırıyor. Hatta, gayet işe yaramaz bir şey, Felsefe’ye geri döneceğim, Metafizik öğreneceğim.”
    Bunları söyleyerek odasına döndü, büyük tozlu bir kitap çekip çıkardı ve okumaya başladı.

    YanıtlaSil
  10. OLGUN ŞİMŞEK DEN
    AŞK OLSUN
    yakarım ona bir seher türküsü
    gözleri zaten deniz deniz kokusu
    ikimizin yerine de ben severim
    odur sevdamın batısı doğusu
    aşk olsun aşk olsun
    şu alemde hep aşk olsun
    şu alemde hep aşk olsun
    o güzel de beni sevsin gönlümdeki şu taht dolsun
    gönlümdeki şu taht dolsun
    bir gülüşü vardı
    dünyaya değer
    severmiş ya aşık değilmiş meğer
    canın sağolsun ben der geçerim
    bir gün seveceksen sen beni eğer
    aşk olsun aşk olsun
    şu alemde hep aşk olsun
    şu alemde hep aşk olsun
    o güzel de beni sevsin gönlümdeki şu taht dolsun
    gönlümdeki şu taht dolsun

    http://www.izlesene.com/video/tv-olgun-simsek---ask-olsun/1763869

    YanıtlaSil
  11. Gül ile Bülbül


    Hikayenin ünlüsünün yazarı Oscar Wilde’dır. Ancak; kendisinden yüzyıllar önce yazan Fuzuli’den esinlenmiştir.



    Fuzuli’nin Gül ile Bülbül’üyle başlayım. Aslı Fuzuli’nin yazdığıdır ve anlamı derindir.

    “Gül, su ile yaşamak istemez. Su ihtiyacını bülbülün kanı ile karşılamaktadır. Bülbül aşk şarkılarıyla kendinden geçerken, gül ‘naz’ uykusundan uyanıp bülbülün kanını içer. Gül, âşığının kendisi uğruna ne kadar fedakârlığa katlanabileceğini, nelerden vazgeçebileceğini görmek için önce bülbülün dalına konmasına izin verir. Sonra bülbülün (âşığın) kendinden geçmişliğinden yararlanarak dikenlerini batırıp bülbülün yüreğini/bağrını kanatır. Bülbülün kanını emen gül, goncalarını onun kanını kullanarak yapar; renk katar, koku katar. Gülün goncasını ‘gül’ yapan, bülbüldür.”



    Fuzuli’nin şiirinde kullandığı mecazlar şunlardır: Su: Hz. Muhammed (S.A.V) ve onun yolu. Gül: Masiva (*) (maddecilik, hak yolu dışındakilere düşkünlük.)

    Bülbül: Hak âşığı. Budak ve Diken; nefs anlamında kullanmıştır. Fuzuli şunu anlatmıştır:



    Gül ihtiraslıdır. Dünya nimetlerine düşkündür. Bu sebeple asıl beslenmesi gereken suyu istemez. Rengi kırmızı olsun, göz alsın diye su yerine bülbülün kanını içer. Bu nedenle yapılması gereken şudur: Gül, maddeciliği bırakmalı, kan içmekten vazgeçmeli. Su (yani Hz. Muhammed (S.A.V.) onun damarlarına girerek doğru yola çevirmeli. Su’ya (yani hakkın doğru yoluna) alıştırarak micacını değiştirmelidir.

    TEVFİK YENER
    DEN ALINTI

    YanıtlaSil
  12. Yonca Lodi
    Haksızlık Değil mi?

    Sana bakışlarımdan sevdiğimi anlaman mümkün değil mi?
    Seni böyle uzaktan ellerini tutmadan sevmem imkansız mı?
    Gözümün önündeyken sana dokunamamak haksızlık değil mi?
    Senin için akan bu gözyaşlarını anlayamaman
    Günah değil mi? Yazık değil mi? Haksızlık değil mi?
    Böyle aşk olmaz ki duyuyormusun
    Rüyanda gördükçe özlüyor musun?
    Seni ne çok sevdiğimi
    Gözlerimde görmüyor musun
    Ahhh Ahhhhhh…
    Seni ne çok sevdiğimi
    Gözlerinle görmüyor musun?
    Fallara inanıp sana kavuşamadan kaybetmekten korkmak
    Gözlerine bakıpta seninim diye haykıramamak
    Senin için akan bu son gözyaşımı silmen imkansız mı?
    Ömürümün baharında beni böyle çaresiz, beni böyle kimsesiz…
    Günah değil mi? Yazık değil mi? Haksızlık değil mi?
    Böyle aşk olmaz ki duyuyormusun
    Rüyanda gördükçe özlüyor musun?
    Seni ne çok sevdiğimi
    Gözlerimde görmüyor musun
    Ahhh Ahhhhhh…
    Seni ne çok sevdiğimi
    Gözlerinle görmüyor musun?

    http://www.gizligizli.org/muzik/yonca-lodi-haksizlik-degil-mi-dinle-video.html

    YanıtlaSil
  13. aşık veysel den..


    Hayal Bana Yakın Yar Bana Uzak

    Hayal bana yakın yar bana uzak
    Sevdası başıma dolanır gitmez
    Aşkına düşeli yar bana uzak
    Yüz bin öğüt versen biri kar etmez
    Senin aşkın beni kıldı urusvay
    Düşmüşüm peşinde koşarım hay hay
    Kabul et kapında beni de kul say
    Dost yoluna ölür aşık ar etmez
    Ey beni bu derde giriftar eden
    Eski muhabbeti kaldırdın neden
    Gönül ister kavuşmayı ölmeden
    Gül olmasa bülbül ah u zar etmez
    Beni yakan yansın aşkın narına
    Gönül düştü bir zalimin toruna
    Bakmaz mısın bu VEYSEL'in zarına
    Ah çeker ağlarım yar elim yetmez.

    Aşık Veysel Şatıroğlu

    http://www.powertr.net/10404/Hayal-Bana-Yakin-Yar-Bana-Uzak

    YanıtlaSil
  14. Yine Bir Gülnihal

    Yine bir gülnihal
    Aldı bu gönlümü
    Sim ten gonca fem
    Bibedel ol güzel

    Ateşin ruhleri
    Yaktı bu gönlümü
    Pür eda pür cefa
    Pek küçük pek güzel

    Görmedim kimsede
    Böyle bir dilruba
    Böyle kaş böyle göz
    Böyle el böyle yüz

    Aşıkın bağrını
    Üzmeye göz süzer
    El aman pek yaman
    Her zaman ol güzel

    http://www.izlesene.com/video/muzik-yine-bir-gul-nihal-/916745

    YanıtlaSil
  15. DOSTLUK VE GÜL

    Dostlarınızla öyle yaşayınki, düşman olduklarında size söyliyecek söz bulamasınlar. Düşmanlarımızla öyle yaşamalıyızki, dost oldugumuzda yüzleri kızarmasın.
    Bir gün evden çıkıp bir gül bahçesini ziyaret edin.
    Güllerin arasında gezinin, koklayın sevin o güzelligi içinize çekin..
    Dalında duran bir gülün sevgi ve dostluk koktugunu mutlaka farkedeceksinizdir..
    Güllerin üzerinde çig damlaları vardır ya,onlar hasret ve dostluk göz yaşlarıdır.Ona bakarken yüreginiz çarpar,koparmaya kıyamazsınız inanın bana.
    Güle dokundugunuzda yüreginiz ne kadar katı olursa olsun,yumuşadıgını hissedersiniz mutlaka..
    Kalbinizde dostlugun ,sevginin sıcaklıgını hissedersiniz.Ona dokunurken gökyüzüne baksanız gökyüzünün maviligini ferahlıgını görürsünüz.
    Belki bir kuş göreceksiniz,usulca konup gelecek yanınıza ürkerek,korkarak avuçlarınıza alıp dinleyin kalp atışlarını.Sonra salın gitsin özgürlüge,dostlugun vefanın güzelligini göreceksiniz onda…
    Dostlukları sevgileri kaybetmemek için geç kalmayalım,dostlar yanımızda,sevgiler yüregimizde iken söyliyelim anlatalım sevgimizi…
    Dostluklar öylesine narin ,öylesine incedirki yüregimizin tüm içtenligi ile yaşayalım..
    Güneş kadar sıcak,toprak kadar vefalı,su gibi berrak olsun.
    Vefanın ,dostlugun ,sevginin birleştigi her yerde gül bahçeleri oluşur.
    Fırtınalarda ,boranlarda sokulursunuz o güller yüreginizi ısıtır,yüzünüz güler,yaşamın ne oldugunu farkedersiniz.HEr şeye ragmen hayatın güzelligini,sadeligini görürsünüz.
    Sizde dokunun güllere ama sakın koparmayın….
    Dost olun herkesle,size kötülük etseler bile bırakın,sizin yüreginiz temiz,vicdanınız rahat olsun…..
    Siz sararıp solsanızda,yapraklarınız dökülsede içinizdeki dostlugu hiç bitirmeyin…Unutmayın hayatta hiç bir şeyiniz olmasada hatırlandıgınızda dostluga dair bir gülünüz olsun mutlakaaa GÜL bahçelerinde……
    alıntı

    YanıtlaSil
  16. Pir sultan Abdal
    Şu kanlı zalimin ettiği işler..

    şu kanlı zalimin ettiği işler
    garip bülbül gibi zâreler beni
    yağmur gibi yağar başıma taşlar
    dostun bir fiskesi pareler beni

    dar günümde dost düşmanım bell'oldu
    on derdim var ise şimdi ell'oldu
    ecel fermanı boynuma takıldı
    gerek asa gerek vuralar beni

    pir sultan abdal'ım can göğe ağmaz
    hak'tan emrolmazsa ırahmet yağmaz
    şu ellerin taşı hiç bana değmez
    ille dostun gülü yareler beni

    http://www.muzikdinle.im/pir-sultan-abdal/su-kanli-zalimin-ettigi-isler-dinle.html#

    YanıtlaSil
  17. Gül ile Bülbül dedik, ardindan Ask dedik.. ve Dost dedik.... demekle kalmadik dedikce bizden önce daha cok, daha icten, daha gercek diyenleri andik...


    Derdim Çoktur

    Derdim çoktur hangisine yanayım
    Yine tazalendi yürek yarası
    Ben bu derde kande derman bulayım
    Meğer Şah elinden ola çaresi

    Efendim efendim benim efendim
    Benim bu derdime derman efendim

    Türlü donlar giyer gülden naziktir
    Bülbül cevreyleme güle yazıktır
    Çok hasretlik çektim bağrım eziktir
    Güle güle gelir canlar paresi

    Benim uzun boylu servi çınarım
    Yüreğime bir od düştü yanarım
    Kıblem sensin yüzüm sana dönerim
    Mihrabımdır kaşlarının arası

    Didar ile muhabbete doyulmaz
    Muhabbetten kaçan insan sayılmaz
    Münkir üflemekle çırağ söyünmez
    Tutuşunca yanar aşkın çırası

    Pir Sultan'ım katı yüksek uçarsın
    Selamsız sabahsız gelir geeçersin
    Dilber muhabbetten niçin kaçarsın
    Böyle midir ilimizin töresi

    Pir Sultan Abdal

    YanıtlaSil
  18. Gurbet Elde
    Gurbet elde bir hal geldi basima,
    Aglama gözlerim Mevlâ kerimdir.
    Derman arar iken derde düs oldum,
    Aglama gözlerim Mevlâ kerimdir.

    Hüma kusu suya düstü ölmedi,
    Dünya Sultan Süleyman'a kalmadi.
    Dedim yâre gidem nasip olmadi,
    Aglama gözlerim Mevlâ kerimdir.

    Kagida yazarlar ufak yazilar,
    Anasiz olur mu körpe kuzular.
    Yürek yaralidir, ciger sizilar,
    Aglama gözlerim Mevlâ kerimdir.

    Pir Sultan Abdal'im böyle buyurdu,
    Ayrilik donlari biçti giydirdi.
    Ben ayrilmaz idim felek ayirdi
    Aglama gözlerim Mevlâ kerimdir.

    Pir Sultan Abdal

    YanıtlaSil
  19. ben melamet hırkasını
    kendim giydim eğnime,
    ar ü namus şişesini
    taşa çaldım kime ne
    haydar haydar taşa çaldım kime ne

    sofular haram demişler
    aşkımın şarabına
    ben doldurur ben içerim
    günah benim kime ne
    haydar haydar günah benim kime ne

    gah çıkarım gökyüzüne
    seyrederim alemi
    gah inerim yeryüzüne
    seyreder alem beni
    haydar haydar seyreder alem beni

    gah giderim medreseye
    ders okurum hak için
    gah giderim meygedeye
    dem çekerim aşk için
    haydar haydar dem çekerim aşk için

    nesimi'yi sorsalar kim
    yarin ile hoş musun
    hoş olam ya olmayayım
    o yar benim kime ne
    haydar haydar o yar benim kime ne

    YanıtlaSil
  20. azicik da Sertab..

    Yarından haber yok dün bitti
    Saatler son günü çalıp gitti
    Yeminler yaşlandı dudaklarda
    Düğümlendi derken söz bitti

    Vagonlar bir dolup bir boşadı
    Kuruyan gözlerim yine yaşardı
    Sarardı sırayla fotoğraflar

    Sertab Erener Şarkı Sözleri
    Ne hayatlar içimde kaldı

    Unutursun içim yana yana
    Unutursun ölüm sana bana
    Zaman basıp kanayan yarana
    Unutursun unutursun

    Unutursun için yana yana
    Unutursun ölüm sana bana
    Zaman basıp kanayan yarana

    YanıtlaSil
  21. Ne ağlarsın benim zülfü siyahım
    Bu da gelir bu da geçer ağlama
    Göklere erişti feryadım ahım
    Bu da gelir bu da geçer ağlama

    Bir gülün çevresi dikendir hardır
    Bülbül har elinde ah ile zardır
    Ne de olsa kışın sonu bahardır
    Bu da gelir bu da geçer ağlama

    Daimiyem her can ermez bu sırra
    Gerçek aşık olan erer o nura
    Yusuf sabır ile vardı mısıra
    Bu da gelir bu da geçer ağlama

    YanıtlaSil
  22. ve güllün bile kıskandığı
    gülden daha güzel kokan..

    ANNE KOKUSU

    Bu, çok uzun yıllar önce bir ilkokul öğretmeninin başından geçmiş bir hikayedir...
    Adı Bayan Thompson’dı ve 5. sınıf öğrencilerinin önünde ayakta durduğu ilk ilk gün sırasında adeta çökmüş gibi oturan bir öğrenci dikkatini çekti....
    Öğrencinin adı Teddy Stoddard... bir önceki yıl bayan Thompson, Teddy’i gözlemiş, onun diğer çocuklarla oynamadığını, giysilerinin kirli kirli ve kendinin de hep banyo yapması gereken bir halde olduğunu görmüştü... Ve Teddy her zaman çok mutsuz görünüyordu...
    *
    Bayan Thompson her öğrencinin geçmişteki kayıtlarını incelemekle de görevlendirilmişti ve Teddy’nin bilgilerini en sona bırakmıştı...
    Onun bilgilerini incelediğinde şaşardı...
    Çünkü birinci sınıf öğretmeni
    Teddy zeki bir çocuk ve her an gülümsemeye hazır... ödevlerini düzenli olarak yapıyor ve çok iyi huylu... arkadaşları onunla olmaktan mutlu" diye yazmıştı...
    İkinci sınıf öğretmeni,
    Mükemmel bir öğrenci, arkadaşları tarafından seviliyor... fakat annesinin amansız hastalığı onu üzüyor ve sanırım evdeki yaşamı çok zor" diyordu...
    Üçüncü sınıf öğretmeni,
    Annesinin ölümü onun için çok zor oldu... babası ona yeterince ilgi göstermiyor ve eğer bir şey yapılmazsa evdeki olumsuz yaşam onu etkileyecek" notunu düşmüştü...
    Dördüncü sınıf öğretmenine gelince,
    teddy içine kapanık ve okula hiç ilgi göstermiyor... Hiç arkadaşı yok ve bazen okulda sınıfta uyuyor" demişti...
    *
    Bayan Thompson sorunu çözmüştü...
    Öğrenciler ona güzel kağıtlara sarılmış, süslü kurdelelerle paketlenmiş noel hediyeleri getirdiğinde kendini daha da kötü hissetti... Çünkü Teddy’nin armağanı kaba bir kese kağıdına beceriksizce sarılmıştı, diğer öğrencilerin önünde açmak ona çok acı verdi...
    Bazılar paketten çıkan, bazı taşları düşmüş ve sahte taşlardan yapılmış bileziği, üçte biri dolu parfüm şişesini görünce gülmeye başladılar...
    Fakat öğretmen bileziğin ne kadar zarif olduğunu söyleyerek, parfümden de birkaç damla bileğine damlatarak onların bu gülmesini bastırdı...
    O gün Teddy öğretmenin yanına gelerek " Bayan Thompson, bugün hep annem gibi koktunuz" dedi...
    Çocuklar gittikten sonra öğretmen yaklaşık bir saat kadar ağladı... o günden sonrada çocuklara okuma, yazma, matematik öğretmekten vazgeçerek onları eğitmeye başladı...
    Teddy’e özel bir ilgi gösterdi... Onunla çalışırken zekasının tekrar canlandığını hissetti... Ona cesaret verdikçe çocuk gelişiyordu... Yılın sonuna dek Teddy sınıfın en çalışkanlarından biri olmuştu... Öğretmenin "Hepinizi aynı derecede seviyorum" demesine karşın Teddy onun en sen sevdiği öğrencisi olmuştu...
    Aradan 15 yıl geçmişti, çeşitli kereler Teddy’den mektup alan Bayan Thompson bu kez bir tane daha almıştı...
    Teddy hayatının kadınıyla tanıştığını ve evleneceğini yazmıştı... Babasının birkaç yıl önce öldüğünü ve Bayan Thompsonun düğününde damadın anne ve babası için ayrılan yere oturup oturamayacağını soruyordu. Tabi ki oturabilirdi....
    *
    O törene giderken birkaç taşı düşmüş bileziği taktı, tabii ki Noel de Teddy’nin ona verdiği ve annesi gibi koktuğunu söylediği parfümü de sürmeyi ihmal etmedi...
    Birbirlerini sevgiyle kucaklarken Teddy onun kulağına, "Bana inandığınız için çok teşekkürler Bayan Thompson... Beni, önemli hissetmemi sağladığınız için ve böylesine değiştirdiğiniz için... Ve bugün de annem gibi koktuğunuz için" diye fısıldadı...
    ALINTI..

    YanıtlaSil
  23. ANNE KOKUSU
    gözünü dünyaya ilk açışından çok az bir zaman sonra verirler seni o kucağa,her an kırılmaya hazır kristal bir bibloymuşçasına narin,özenle tutar da seni kollarının arasında,yaslar ya göğsüne...işte ilk kez o zaman çekersin "anne kokusu"nu ciğerlerine!sonra bir ömür mıhlanır kalır zaten o koku burnunun ucunda,ya da aslında kalmaz da,sen kalsın istersin...ondandır her annene sarılışında gerdanından öpmen,ondandır her boynuna dolanışında, alabiliceğin en derinnnn nefesi içine çekip o kokuyu burnuna hapsetmeye çabalaman!kimi zaman mutfağın kokusu siner üzerine;elcağızlarıyla seni beslemek için saatlerce mutfakta yemek yaptığından,kimi kez sabun kokar misler gibi;hep sana da öğretmeye çalıştığı tamizlikten,titizlikten nasibini aldığı için,ama hep anne kokusudur seni kıskıvrak yakalayıp taa içine işleyen...hep annenin kokusudur,geceleri rüyandan seni uyandırıp yurt odanı paylaştığın ayıcığına sarılarak dakikalarca özlem gözyaşları döktüren...hep anne kokusudur en bunaldığın anda kulaklarında anneciğinin "bu da geçer kuzucuğum!sen yeter ki metanetli ol!" diyen yatıştırıcı sesini duymanı sağlayan ve yüzünde bir tebessüm oluşturan...anne kokusudur,sana "burnunda tütme"nin gerçek anlamını öğreten...en güzelidir şu dünyadaki esansların ve ennnnnn derinnnn derinnnn,tekrar tekrar içine çekilesidir kokuların arasında,anneni "gerçekten!!!" çok fazla özleyeceğin o kaçınılmaz ve fakat acı günler gelmeden evvel...
    İTU SÖZLÜK

    9 ay 10 gün içinde yaşadığımız için hayatımız boyunca hafızamızdan silinmeyecek, hafif gül kokan dünyanın en saf kokusu.

    **
    anne kokusu, burnumuz başka ten kokuları ile tanışmadan ve tamamiyle masumken; yaşamın kokusudur.
    korunmanın, sevilmenin, huzurun, uykunun, kendini alabildiğine bırakışın kokusudur. bir kelebek için kozanın kokusu gibi..

    burumuza sevgili kokusu değince bu kokunun tadına varırız ve anne kokusuna ihtiyacımız eskiye oranla azalmıştır. çok canımız yandığında, onarılma için gene annemizin kokusuna sığınsakta, toparlandıktan sonra yeniden sınf sınff diye dolaşmaya başlarız.

    gün gelir, tüm bu kokuların üstüne çıkan bir kokuyla tanışırız. üstüne çıkan demek belki doğru değildir, hepsinin yeri ayrıdır kıyaslanmaz ama öyle hissederiz, hepsinin üzerinde.. bebek kokusu...
    tutkunluk yaratacak, tüm hayatını baştan sona değiştirecek, içindeki en vahşi yanı ve içindeki en verici yanı keşfetmeni sağlayacak bir koku..
    tarifi imkansız yumuşacık bir koku...

    burnumuzla mı seviyoruz ne?

    ***
    eğer gitmişse artık bir rüzgar eksilmiştir coğrafyanızdan. bir çiçek daha açmadan solmuştur. anlamı çoğalan kokudur. hatırlaması bile gözyaşını çağırır arka sokaklardan/sayfalardan/dizelerden/.

    hangi kokuyla tarif etmeye kalksanız mümkünü olmayan kapılar açılacaktır önünüze. gidişi/eksikliği/yokluğu/o kokunun olmaması bir daha koku alamayacaksınız demektir.
    *

    ULUDAĞ SÖZLÜK..

    YanıtlaSil
  24. eller kadir kıymet bilmiyor anne


    Rastlarsan gözleri yaşlı yavruna
    Suçuna bağışla sarıl boynuna
    Biz bize yaşarken geldik oyuna
    Eller kadir kıymet bilmiyor Annem
    Senin kadar kimse sevmiyor Annem

    Bir yar için seni terkedip gittim
    Vicdanıma bir sor ne acı çektim
    Kendimi ben sana emanet ettim
    Eller kadir kıymet bilmiyor Annem
    Senin kadar kimse sevmiyor Annem

    Rastlarsan gözleri yaşlı yavruna
    Suçuna bağışla sarıl boynuna
    Biz bize yaşarken geldik oyuna
    Eller kadir kıymet bilmiyor Annem
    Senin kadar kimse sevmiyor Annem

    Ne sevgiler geldi geçti kalbimden
    Kimse anlamadı garip halimden
    Senin hasretini duydum derinden
    Eller kadir kıymet bilmiyor Annem
    Senin kadar kimse sevmiyor Annem

    Rastlarsan gözleri yaşlı yavruna
    Suçuna bağışla sarıl boynuna
    Biz bize yaşarken geldik oyuna
    Eller kadir kıymet bilmiyor Annem
    Senin kadar kimse sevmiyor Annem

    Kibariye

    http://video.mynet.com/harby2008/kibariye-eller-kadir-kiymet-bilmiyor-anne-harby20/194389/

    YanıtlaSil
  25. Annem

    içimde bir sizi var
    gögsümde büyür anne
    koskoca bir sehirde
    yanlizim yine anne

    içimde bir sizi var
    gögsümde büyür anne
    koskoca bir sehirde
    yanlizim yine anne

    kavgalardan küslüklerden
    yalanlardan dolanlardan
    iki yüzlü dostluklardan
    yoruldum artik anne

    kavgalardan küslüklerden
    iki yüzlü dostluklardan
    yalanlardan çalanlardan
    yoruldum artik anne

    bu sehir hüzün kokar
    kaybolmus tüm sokaklar
    hepimiz yildiz gibi
    yanliziz yine anne

    bu sehir hüzün kokar
    kaybolmus tüm sokaklar
    hepimiz yildiz gibi
    yanliziz yine anne

    kavgalardan küslüklerden
    yalanlardan dolanlardan
    iki yüzlü dostluklardan
    yoruldum artik anne

    kavgalardan küslüklerden
    iki yüzlü dostluklardan
    yalanlardan çalanlardan
    yoruldum artik anne


    http://www.metacafe.com/watch/1767665/
    bar_s_akarsu_annem_sark_s/

    YanıtlaSil
  26. BU ŞARKI
    kankama gitsin...

    SOR BENİ

    Lâl olmuş dilim benim
    Sen sor beni dağlara
    Sır olmuş sözüm benim
    Kulak ver rüzgârlara
    Kendinden bul sen beni
    Kendinden bil sen beni
    İster yüz sür yağmura
    İster anlat suya
    Kar kapamış yolları
    Yola sor, kara sorma
    Kendinden bul sen beni
    Kendinden bil sen beni
    Lâl olmuş dilim benim
    Sen sor beni dağlara
    Bu dünyanın sarhoşuyum çocuklar gibi

    Sev beni anneni sever gibi
    Sır olmuş sözüm benim

    Kulak ver rüzgârlara
    İster yüz sür yağmura
    İster anlat suya
    Kendinden bul sen beni
    Kendinden bil sen beni
    Kar kapamış yolları
    Yola sor, kara sorma
    Dağlara sor beni
    Rüzgârlara sor beni
    Yollara sor beni
    Kendinden bul beni
    Yollara sor beni
    Kendinden bil beni

    http://www.timsah.com/Sezen-Aksu-Sor-Beni-2008-Yepyeni/pdddrYdQE_l

    YanıtlaSil
  27. Eylem kardeşime..
    gitsin..


    Gül Kokusu
    Dün gece senden, geçmişten söz ettik
    Kalplerimize dokunup geçtin
    Bazı şarkılar sensiz söylenmiyor
    Gülsek ağlasak olmuyor, bitti

    Çok yakınında bir gül var
    Çok büyük cok kırmızı
    Çok yakınında bir gul var
    Çok sıcak cok alımlı; alev gibi

    Bazen rüzgarlar bile dinleyip susar
    Bazen yagmurlar duyar, gül kokusu konusur
    Bazen yıldızlar bakar kayıp gidene
    Bazen şarkılar bile güle benzer, tutuşur


    http://www.yenimuzik.net/4198-ezginin-gunlugu-gul-kokusu/dinle-indir.html

    YanıtlaSil
  28. Hani eski zaman masallari anlatir
    Hüznümü huzura dolarsin
    Kasim gözümden çok içim bir parçan
    Annem sen benim yanima kalansin
    Hani bir biblon vardi kirdigim
    Üstüne ne kirginliklar yasadin
    Ama bil ki ben de parçalandim
    Annem ben senin yanina kalanim
    Annem annem
    Sen üzülme
    Sözlerin hep yüregimde
    Annem annem
    Gel üzülme
    Ben hala senin
    Dizlerinde
    Uzayan sohbet gecelerinde
    Rolleri unutup dost oluruz
    Bizi baglayan bu kan degil yalniz
    Annem biz birbirimize kalaniz
    Ben kararli uçarken yolumda
    Sen çatik kaslarinin altinda
    Her yeni güne sevgiyle baslarsin
    Annem sen benim yanima kalansin
    Candan Erçetin

    YanıtlaSil
  29. hayat gül kokulu bir sağanak yine

    gözlerimin önünde ıslak dağların kabaran yalnızlığı
    ne varsa uçurumlar eşiğinde
    hüzünlerle yalpalayan ne varsa
    gözlerimin önünde

    ve hayat gül kokulu bir sağanak yine
    bir şeyler anlatmak istiyor hayat
    ve alıp götürmek bir şeyleri kurt sofralarına
    gün batıyor
    gün batıyor bukağısı paslı bir sevinç oluyor yalnızlığım

    unutuyorum sevgilim suretini
    durgunluğun “niçin”di unutuyorum

    gün batıyor ürkek yıldızlar dolanıyor yalnızlığıma
    umurumda değil ne yağmur ne ayaz
    ne de kerpiç kokusu havada
    unutuyorum/sabaha/kadar/ gün batıyor
    sonra bir akasyayı okşuyor gözlerim
    geciken sabahlara koşuyor kuşlar
    gözlerimin önünde
    ve hayat gül kokulu bir sağanak yine
    yılmaz odabaşı

    YanıtlaSil
  30. Yaşasın
    girebildim nihayet...
    program çok güzel gidiyor, hepinizin yüreğine sağlık...



    Sayfa yüklenirken sunucuyla bağlantı kesildi.








    * Site geçici olarak açılamıyor ya da çok meşgul olabilir.
    Biraz bekleyip yeniden deneyin.

    * Hiçbir sayfayı açmayı başaramıyorsanız bilgisayarınızın ağ bağlantılarını
    gözden geçirin ve internete bağlı olduğunuzdan emin olun.

    * Bilgisayarınız ya da ağınız güvenlik duvarı ya da vekil sunucu tarafından
    korunuyorsa, Firefox uygulamasına internete erişmek için gerekli izinlerin verilmiş olduğundan emin olun.


    sabah beri bu yazı çıkıyordu karşıma...

    YanıtlaSil
  31. Geri döndüren gördün mü geçmisi
    Bosa soldurdun o nazli gençligi
    Bir avuç toprak için yor kendini
    Dünyada ölümden baskasi yalan
    Yalan baskasi yalan
    Zaman kendine benzetmez herkesi
    Hesapsiz açar baharlar pembeyi
    Açmadigin dalda sözün geçer mi
    Dünyada ölümden baskasi yalan
    Yalan baskasi yalan
    Sitem etme haberi yok daglarin
    Ellerini gözlerinle bagladin
    Faydasi yok geç kalinmis figanin
    Dünyada ölümden baskasi yalan
    Yalan baskasi yalan

    Candan Ercetin

    YanıtlaSil
  32. sabah beri hafızada duran şarkıyla başlıyorum...


    Çığ Gibi

    İnan ki sen gideli
    Bulutlar hep ağlıyor
    Sensiz son gecemi gökyüzüne fısıldıyor
    Rüzgar yıldızlara

    Gitti o dönmez diyor
    Kalbim son sözünü söylemeden can veriyor
    Bedenim buz kesiyor
    Yalnızlığın sessizliği bir çığ gibi çöküyor
    Kanayan yüreğim bir ümit ile son bir şans diliyor

    Belki de ömür biter yalnızlığım geçer
    İçime akan gözyaşlarım yağmur olup biter
    Belki bi hiç gibi ömür biter yalnızlığım geçer gider
    İçime akan gözyaşlarım sel gibi coşar gider

    Özgün

    http://www.dailymotion.com/video/x95lgr_ozgun-cig-gibi-2009-zamanlanet-zmuz_music

    YanıtlaSil
  33. Ne hayatlar ümidiyle
    Zamansız yollara düştük
    ilk yenilen biz değildik elbet
    Gün oldu dünyaya küstük

    Ağlama anne benim için ağlama
    Ben de herkes kadar aldım acılardan
    Ağlama anne benim için ağlama
    Ben de herkes kadar yandım

    Sen ne olur çocukluğumu sakla
    Tek kalan bu elimde avucumda

    Ağlama anne benim için ağlama
    Ben de herkes kadar aldım acılardan
    Ağlama anne benim için ağlama
    Ben de herkes kadar yandım

    Her birimiz başka bir hikaye
    Anne bu ayrılıklar niye
    Sen yine bir ninni söyle bana
    Yavrum uyusun da büyüsün diye

    Söz: Sezen Aksu
    Ajda Pekkan söylüyor...

    YanıtlaSil
  34. No name kardeşime

    Leman Sam dan
    GÜL GÜZELİ

    Elini son defa yanağıma koy
    İstemiyorsan giderim giderim
    Serin bir sonbahar akşamında söz
    İsmini unutur silerim silerim

    Tuttuğum kalem olsa, yüreğinin elleri
    Bir defa daha yazsa, bebeğim bebeğim bebeğim
    Eğer bir masal perisi, girerse rüyalarına
    Öldü dersin gül güzeli, tılsımını kaybetti*2

    Uğruna döktüğüm gözyaşları için
    Yağmurdan özür dilerim dilerim
    Kuruttuğum kızıl gülleri alıp
    Senin için senden geçerim geçerim

    Tuttuğum kalem olsa, yüreğinin elleri
    Bir defa daha yazsa, bebeğim bebeğim bebeğim
    Eğer bir masal perisi, girerse rüyalarına
    Öldü dersin gül güzeli, tılsımını kaybetti
    http://www.muzikdinlex.net/3598/Leman-Sam-Gul-guzeli

    YanıtlaSil
  35. Kaya kardeşime

    Gül dikeni..
    Uçakları nedeyim
    Gökkuşağı gönder bana
    Senin olsun süngülerin
    Gül dikeni yeter bana.

    Kan kurşundan silinince
    Kardeş olur, kardeş olur eller bana
    Kan kurşundan silinince
    Kardeş olur, kardeş olur, kardeş olur eller bana.

    Silahları nedeyim
    Benim sevgim mavzer bana
    Suya attığım çiçekler
    Bir gün olur döner bana.

    Kan kurşundan silinince
    Kardeş olur, kardeş olur eller bana
    Kan kurşundan silinince
    Kardeş olur, kardeş olur, kardeş olur eller bana

    http://www.trmuzikdinle.com/2696/Ahmet-Kaya--Gul-Dikeni

    YanıtlaSil
  36. Kan Çiçekleri

    Topraktan mı sürmüş candan mı kopmuş
    Açar yediveren kan çiçekleri
    Türkü mü, şiir mi, ağıt mı yoksa
    Açar yediveren kan çiçekleri

    Bölük bölük olmuş çaylar dereler
    Hiçbiri denize varabilmezmiş
    Duvarların dibinde bir yaralı gül
    Gülleri solduran gülebilmezmiş

    Bu şehrin üstünü duman sis almış
    Tomurcuk çiçekler kana belenmiş
    Dağlar çiçek açmış, usta dert açmış
    Umudun goncası kan çiçekleri

    Zülfü Livaneli

    YanıtlaSil
  37. Güldür Gül
    Bugün ben pirimi gördüm
    Pirin eşiği güldür gül
    Eğildim yüzümü sürdüm
    Pir'in eteği güldür gül

    Gülden terazi yaparlar
    Gülü gül ile tartarlar
    Gül alırlar gül satarlar
    Çarşı pazarı güldür gül

    Gülden değirmeni döner
    Nun ile gül üğünür
    Akar arkı döner çarkı
    Bendi pınarı güldür gül

    Gel ha, gel ha, can
    Hatayi dostun nefesi güldür gül
    Şu öten garip bülbülün
    Derdi figanı güldür gül

    demis Zülfü Livaneli

    YanıtlaSil
  38. Bir kıyıdan baktım dünyaya
    Ellerimde tuz avucumda sedef
    Bir mavilik bir açıklık
    Özgürlük hasreti
    Yüreğime vuruyor
    Nerede nerede insanlar

    Dünyayı güzellik kurtaracak
    Bir insanı sevmekle başlayacak her şey

    0 üzüntü birden gelir
    Yağmurlu havalarda
    Yeniden kurarım dunyayı ben
    Kederlerle
    Kimseler aşık değil mi bu şehirde

    Dünyayı güzellik kurtaracak
    Bir insanı sevmekle başlayacak her şey

    Hava martılar ışıklı şehir
    Sarhoş ediyor beni yosun kokusu
    Hilesız kucaklamak istiyorum
    Dünyayı şehri ve seni

    Dünyayı güzellik kurtaracak
    Bir insanı sevmekle başlayacak her şey

    YanıtlaSil
  39. Kankam ve kardeslerimle bugün de güzellikleri paylasip bir sali gününe daha anlam kattik. Usta sairleri saygiyla andik, saatler nasil da geciverdi, anlamadik...

    Allah yazanlardan, paylasanlardan razi olsun!

    Sevgiyle ve dostlukla kalin...

    YanıtlaSil
  40. Seval ablacığım yüreğine sağlık olsun, paylaşımların için teşekkürler...
    Mavigün'üm armağan şarkın için çok teşekkür ediyorum, ellerin dert görmesin ve de ömrüne bereket...
    sizi seviyorum...

    YanıtlaSil
  41. Ellerinize sağlık
    Çok güzel bir program olmuş

    İyi akşamlar...

    YanıtlaSil