Yalnız mı kaldım ne?.......
Olsun, benim ada'm var.........
Enver Halefoğlu
22 Aralık 2009 Salı
HerDemMavi
HerDemMavi'de; mavi sevgi mavi huzur mavi mutluluktur... mavi düşler yeşertir umutları mavi derinlikler yüceltir mavi gökyüzü kanatlandırır insanı mavi hayattır ve hayat masmavidir...
yeni yıl yaklaşıyor. yılbaşı gecesiyle birlikte, aklıma kibritçi kız masalı geliyor. hüzünlü bir masal. şimdi hüzünlübir şevval sam şarkısı geliyor... özel günlerde kimsenin yalnız kalmaması dileğiyle...
Kibritçi kız
Nereye kadar sadaka, nereye kadar bu dilencilik? Ben kimin neyim, nereye bu yolculuk?
Derin bir üzüntü bu, geçmeyecek gibi... Yaraya tuz basmak, nefessiz kalmak, ağrıya yatmak gibi... Derin bir üzüntü bu, ölüm çaresizliği gibi, imkansızı umutsuzca bilerek beklemek gibi...
Ben kibritçi kız sabaha kadar üşüyorum... Son kibritimi de yakıp sevdana veda ediyorum... Sen buz gibi donuk gözlerle yine bakıyorsun, her zamanki gibi kazanan sen oluyorsun!
Ne zaman pes eder bu kalp, belki o zaman biter bu aşk... Ne kadar sürerse o son nefes, o kadar can çekişir bu aşk...
Derin bir üzüntü bu, geçmeyecek gibi... Yaraya tuz basmak, nefessiz kalmak, ağrıya yatmak gibi... Derin bir üzüntü bu, ölüm çaresizliği gibi, imkansızı umutsuzca yine de beklemek gibi...
Ben kibritçi kız sabaha kadar üşüyorum... Son kibritimi de yakıp sevdana veda ediyorum... Sen buz gibi donuk gözlerle yine bakıyorsun, her zamanki gibi kazanan sen oluyorsun!
Ben de güzel bir yazi buldum, okudum, begendim, size getirdim...
Sehrin kalabalik bir semtinde, trafigin yogun oldugu bir saatteyiz. Yagmur çiseliyor hafiften. Yagmur hem ince ince yagiyor hem her damlada bütün sehri altüst etmeyi basariyor. Bir otobüs yanasiyor duraga. Yolcularini aliyor, yolcularini birakiyor. Otobüsün arka tarafinda camdan disari bakan bir adam var. Orta yasli bir adam. Ne sisman ne zayif. Ne esmer ne sarisin. Belki bir devlet kurumunda çalisiyor ya da özel bir sirkette. Dalgin, durgun bakiyor etrafa. Kosturan insanlara, renklere, desenlere, insanligin hallerine... Derken aniden bir sey dikkatini çekiyor. Ileride bir apartmanin yan cephesinde mor boyayla yazilmis bir yazi duruyor: EDEP YA HU EDEP, BUGÜN BIR IYILIK YAP
Adam gözlerini kirpistirarak bakiyor yaziya, tekrar bakiyor. Öylesine aliskin ki baska türlü duvar yazilari görmeye, bunu yadirgiyor. Halbuki çöp dökmemeyle ilgili bir yazi görse yadirgamazdi. Ya da siyasi içerikli bir yazi olsaydi. Filanca partiyi tutanlarin ya da falanca partiye kizanlarin yazdigi bir yazi. Veya bir ask ilani olsaydi... "Zeynep seni seviyorum..." gibi bir sey mesela. Ya da "kömür gözlüm... " Onlari da yadirgamazdi. Her sehirli insan gibi adamin da gözleri aliskin orda burda bu tür yazilar görmeye. Ama bu seferki yazi farkli. Kim yazmis acaba? Niye yazmis? Inip bakmak istiyor bir an. Yakindan görmek. Dokunmak harflere. Ama otobüs tam o an hareket ediyor. Adam hiç düsünmeden yerinden kalkip otobüsün arka tarafina gidiyor ve yüzünü cama yapistirip, oradan bakiyor duvar yazisina. Bakabildigi kadar bakiyor. Ta ki harfler ufukta minnacik birer nokta oluncaya dek.
Genç kiz üniversite ögrencisi. Henüz ikinci sinifta. Idealist, girisken, azicik romantik, deli dolu, okumayi seviyor, müzigi ve sinemayi da. Ismi önemli degil. Yeliz ya da Aysegül, fark etmez. Sosyal Bilimler okuyor ya da mühendislik. Sinavi var bugün, üstelik geç kalmak üzere, kosturuyor yollarda. Kampustan içeri girerken gözü bir an için yan tarafta duran saticiya takiliyor. Saticinin tezgâhinin üzerinde elmalar, armutlar, portakallar dizili. Her bir meyva öbeginin üzerinde fiyatinin yazili oldugu bir karton var. Ve el arabasinin kenarinda bir kagit, üzerinde mor harflerle yazilmis bir yazi duruyor. Genç kiz hayretle bakiyor yaziya. Inanamiyor gözlerine. Sinavi filan unutuyor bir an. Yaklasiyor. "Sen mi yazdin bu yaziyi?" diye soruyor saticiya. Satici esmer zayif bir adamcagiz. Sigaradan sararmis dislerini saklamaya çalisarak, yari mahçup gülümsüyor. "Yok ben yazmadim. Az evvel yasli basli bir adam geldi, bunu verdi. Ben de sevdim. Aldim koydum oraya." Genç kiz usulca yaziya dokunuyor. Bir çiçege dokunur gibi. Portakal kokuyor yazi. Güzellik kokuyor. Sükûnete, sadelige, huzura ve uyuma davet ediyor. Kim yazmis acaba? Niye yazmis? Çantasindan bir defter çikariyor, gördügü yaziyi aynen defterine geçiriyor: EDEP YA HU EDEP, BUGÜN BIR IYILIK YAP
Gecenin bir saati, sehrin biçkin yüzü, kenar semti. Pavyonlarin önünde taksiler bekliyor, sokak aralarinda alacaklilar kavga ediyor, sarhos bir adam agaç altina kusuyor, tam su anda birileri birilerini dolandiriyor, yalanlar söyleniyor, sahte kahkahalar atiliyor, hüznün üstü örtülüyor, makyaj makyaj üstüne. Sehir bu saatte hiç olmadigi kadar hirçin ve kizgin. Ve tüm bu kesmekesin ortasinda bir hayat kadini yürüyor tek basina. Rimeli akmis aglamaktan. Hirpalanmis. Yasamak istemiyor. Bu gece intihari düsünüyor. Rastgele bir taksiye biniyor. "Anadolu yakasina geçecegiz" diyor. Halbuki geçmeyecek. Bogaz Köprüsü'nde inecek. Oraya kadar taksimetre ne yazmissa kurusu kurusuna ödeyecek ama. Herkes onu aldatti hayatta ama o kimseyi dolandirmadan gidecek ölüme. Plani böyle. Taksici güngörmüs adam, dikiz aynasindan bakiyor, bir sey söylemiyor. Anladi mi acaba yolcusunun intihara gittigini? Köprünün ortasinda yavasliyor taksi. "Abla," diyor taksici. "Bak bana bugün ne geldi?" Kadin evvela anlamiyor söyleneni. Taksici israrla ona bir yirmi lira uzatiyor. Minnacik bir yazi yazili üzerinde, mor harflerle. "Sende kalsin" diyor taksici. "Çantanda tasi. Moral verir. Yüregini ferah tutarsin." Kadin basini egiyor. Bütün gece bastirdigi hüzün balon gibi kaçiyor elinden. Tutamiyor. "Aglama be abla," diyor taksici. "Aglama bak beni de aglatacaksin." Sabaha karsi Istanbul. Taksici ve hayat kadini deniz kenarinda köfte ekmek satan seyyar saticinin önünde duruyorlar. Sessizce denize bakiyorlar. Ödeme zamani gelince kadin kendisine verilen yirmi lirayi uzatiyor. "Bana iyi geldi, belki baskasina da iyi gelir... "
Otobüsteki adam duvarda bir yazi gördü. Öyle bir yazi ki çikmadi aklindan. Ayni gün ugradigi bankada sira numarasi için makineden bir kagit aldi. Duvarda gördügü yaziyi oraya yazdi. Banka sirasi kendisine gelince bu kagit parçasini minik kutunun içine birakti. Bir sonraki banka müsterisi yasli bir adamdi, emekli ögretmen Muzaffer Bey. Tesadüfen ayni vezneye gelince yaziyi buldu, bir kagida not etti. O gün bir üniversitenin yakinlarinda isi vardi. Meyve satan saticinin yanindan geçerken dayanamadi, yaziyi ona verdi. On dakika sonra oradan geçen üniversite ögrencisi genç kiz yaziyi gördü, sevdi. Yirmi liranin üstüne yazdi. Ayni gün marketten alisveris yapinca o yirmi lirayi kullandi. Para gün içinde elden ele dolasti ve en nihayetinde bir taksi soförüne ulasti. Taksici bakti yaziya, sevdi. Gece arabasina binen hayat kadinina verdi. Köfteci kendisine uzatilan parayi aldi. Üzerindeki yaziya bakakaldi. Yüreginin bir yeri isildadi. Bir hayir yapmak istedi, tanimadigi bir cana yardim etmek, güzellige vesile olmak.... Yaziyi kagida geçirip kamyonetinin duvarina asti. Orada köfte ekmek yiyen bütün müsteriler gördüler ve baska baska yerlere yazdilar. Bir fisilti gibi yayildi yazi. Rüzgâr gibi yayildi. EDEP YA HU EDEP, BUGÜN BIR IYILIK YAP
" Efendi, bil ki insanın tenindeki can edeptir. İnsanoğlunun göz ve kalp nuru edeptir. Adem bir ulvi alemdendir, süfliden değil. bu dönen kümbetin hem dönmesi hem de revnak ve zineti edeptir. İnsanoğlu eğer edepten yoksun ise, o insan değildir, zira insanoğlu ve hayvan arasındaki fark edeptir. Aç gözlerini bak, Allah kelamı olan Kuran ayet ayet edeptir. Akıldan sordum: İman nedir? Akıl kalp kulağıma cevap verdi: "İMAN EDEPTİR"!
"Edep nedir diye sorarsan, bil ki edep; edepsizlerin edepsizliğine sabır ve tahammül göstermektir."
Haddon Sundblum'un Coca-Cola şirketi için hazırladığı çizimlerden biri (1963)Noel Baba, Noel gecesi çocuklara hediye bıraktığına inanılan efsanevi kişidir. Kökeni, Antalya'nın Kale (Myra) ilçesinde 4. yy'da yaşamış yaşamış bir 4. yüzyıl Hristiyan azizi olan Piskopos Nikola'ya dayanır.
Noel Baba, efsaneye göre Kuzey Kutbu'nda eşi ile birlikte yaşar. Elfleri ile birlikte çocuklar için oyuncaklar yapar. Çocuklar kendisine mektupla Noel için hangi hediyeyi istediklerini bildirirler. Noel Baba da ren geyiklerinin çektiği uçan kızağını hediyelerle doldurur ve evlere bacalardan girerek herkesin hediyesini dağıtır. Bu arada çocuklar tarafından kendisi ve geyikleri için bırakılan süt, kurabiye, havuç gibi yiyecek ve içecekleri tüketirler.
Noel Baba günümüzde kır saçlı, uzun kır sakallı, sevimli, koca göbekli, tonton birisi olarak resmedilir. Beyaz tüyleri olan kırmızı bir cüppe giymekte aynı görüntüde bir de kukuleta takmaktadır. Evinin yeri ülkelerin geleneklerine göre değişiklik göstermektedir. Kuzey Kutbu, Finlandiya'daki Korvatunturi, İsveç'teki Dalecarlia veya Grönland bunlardan bazılarıdır. Bazı ülkelerde Noel Baba grottoları kurulur ve çocuklar Noel Baba kılığındaki oyuncuların dizlerine oturarak hediye olarak ne istediklerini söylerler.
yukarıda ki kısa bilgiyi vermemin nedeni yeni yıl yaklaşmasından.. Hangi inanışta olursak olalım görülüyor ki amaç bir cocuğun gözündeki bir sevinç sevdiklerimizin yüzünde yayılacak bir gülümseme için...
her özel günelere karşı uzak durmak,ticari saymak gibi kaygılardan uzaklaşarak minik birer paketler yaptıralım sevdiklerimze.. emin olun tüm yılın yorgunluğu gidecektir..
sevdiğimize ne alacağım.. hediye almak zordur gibi düşüncelerimiz varsa.. biz görüldüğü üzere efsane kişi olan yaşadığı NOEL BABA ülkesi ile HZ MEVLANIN yaşadığı aynı topraklarlar üzerine yaşadığımızı UNUTMADAN.. sevgi,dostluk adına..
işte size ... mevlana dan hediye vermek..
Hz. Mevlana Mesnevi'de anlatır ; Birgün Hz. Yusuf'a hediyeler getirilir. Zenginlerin hediyeleri yanında fakir bir dostu bir ayna getirir.
Hz. Yusuf sebebini sorunca fakir dost utanıp ağladı ve dedi ki:
- Ey zenginlikte eşsiz ve güzellikte biricik olan! Ne kadar düşündüysem de sana layık bir armağan bulamadım. Ben ne getirirsem getireyim bu; madene bir habbe getirmek ya da deryaya bir damla sunmaya benzer. Benim elimde bir tohum varsa senin anbarın onunla dolu. Bu dünyada güzelliğinin bir eşi yok. Bu yüzden ben de senin huzuruna hediye olarak tozsuz bir ayna getirmeyi uygun gördüm. Ey gökteki güneşi kıskandıran, sana kendi güzelliğini seyretmekten daha güzel şey ne olabilir?
İşte bu gün BBO AİLESİNİN GELENEKSEL BİR SALI günlerine HER DEM MAVİ bize dostumuzun verdiği bir aynadır.. TEŞEKKÜRLER NO NAME KARDEŞİMİZ..
Bizim yüreğimize bir ayna tutuğun için.. HADİ HERKES AYNACIYA.. yok mu sevdikleriniz.. sevindireceğiniz.. yüzlerine bir gülümseme yayılmasını isteyeceğiniz..
mavi huzur mavi sevgi mavi mutluluktur mavi düşler yeşertir umutları mavi derinlikler yüceltir insanı mavi gökyüzü kanatlandırır insanı mavi hayattır hayatsa masmavidir
SEVGİLİ HER DEM MAVİ... DJ ARKADAŞIMIZA..
Sevgi ve dostluk adına.. bende yayına katılmadan edemedim.. işte sizlere..
CANDAN ERÇETİN İN YENİ ALBÜMÜ.. KIRIK KALPLER DURAĞINDA
aynı adlı şerkısıyla katılmak istedim..
KIRIK KALPLER DURAĞINDA
Sözleşmeden buluşuverir kırık kalpler Anlatılmaz ama ordadır bütün dertler Gönül kırgınlıkları hayat haksızlıkları Kader yalnızlıkları çeken bütün kalpler
Gönül durgunlukları hayat yorgunlukları Şehir yalnızlıkları çeken bütün kalpler
Kimini yakıp geçen aşklar incitmiş Kimini yanlış kararlar yıkıp geçmiş Kimine yakın dostu ihanet etmiş Kimi hayatın sillesini yemiş
Kırık kalpler durağında inecek var Eteğindeki taşları dökecek var Doldurun kadehleri içelim beraber Yılların yorgunluğu geçene kadar Kırık kalpler durağında inecek var Yüreğindeki dertleri dökecek var Doldurun kadehleri içelim beraber Yılların yorgunluğu geçene kadar Kendini eğlenmeye verir kırık kalpler Sanki unutulurmuş gibi büyük dertler
hayatta kırıldığımız olmuştur kırdıklarımız olmuştur.. kırık kalpler duraginda kimimiz durağı yeni göreceğizdir.. kimimiz yeni ineceğizdir kimimiz durakta hale beklemekteyizdir kendimizi affetmek otobüsünü.. hepimizi kırdıklarımız için kırıldıklarımız için.. affetmek otobüsünün bir an önce gelip kendimizle barışmak semtine götürmesini dileyelim..
sevgiyle kal.. Her dem mavi.. sevgi ve dostluk adına hep var ol..
Program ne güzel gidiyor ellerinize sağlık ancak gelebildim patron bugün tersinden kalkmış neyse gönderdik kurtulduk :) ve ben de geldim
Bende şöyle bir yazı ve şarkıyla renk katayım programımıza
HER SEVMEK FARKLIDIR
Ben bazen seni düşünüyorum... Bakışını... Duruşunu... Endişelerini... Düşlerini... Özlemlerini... Bu doğru değil... Doğrusu, ben bazen kendimi düşünüyorum... Bakışımı... Duruşumu... Endişelerimi... Düşlerimi... Özlemlerimi... Bu da doğru olmadı... Doğrusu, ben bazen bizi düşünüyorum... Bakışımızı... Duruşumuzu... Endişelerimizi... Düşlerimizi... Özlemlerimizi...
Bir rakı masasının orta yerine koyuyorum bizi; salatanın limonunu sıkıyorsun önce Ellerim ellerinde, sonra rakıya bir buz atıyorsun gözlerin gözlerimde… Sonra bir şarkı çalıyor
"kimler geldi hayatımdan kimler geçti Hiçbirisi hasretini gidermedi En güzeli senin kadar sevilmedi kimler geldiiii Kimlerrrr geçti"
Kadeh kaldırıyorum, yüreğimdeki varlığına, masanın orta yerine kuruluşuna, kimseye çaktırmadan beni öpüşüne... Oooo diyor, beni tanıdığını düşünen arkadaşım, bu gene daldı geçmişe... Baksana nasıl da içli içli eşlik ediyor şarkıya... Koluma bir kol atıyor, kimeydi bu hal tavır diyor...
İnsan, hayatında o anda kim varsa en çok onu sever diyorum. Ve bütün aşk şarkılarını bir tek ona söyler… Her sevmek farklıdır bir diğerinden.Çünkü bütün sevmeler özeldir ve hayatına aldığı herkesi farklı bir güzellikle sever yürek… (Alıntı)
bende zaten katılan tüm DJ ler için söylemiştim.. Fakat yayının isim babası BABADJ sen olduğuna görede..HE HE bu övgüler sende toplanır ve senden yayılır can..diye... ŞEEEEY ETMİŞTİM..
Başından büyük bir aşk geçmemiş her kadın için, bu bir eksikliktir; Başından büyük bir aşk geçmiş her erkek için ise, bu bir fazlalıktır. Erkeğin hayatında belki bir aşka yer vardır. Kadının ise aşkında belki bir hayata...
Erkekler deli gibi aşık olurlar, zamanla akıllanırlar. Kadınlar ise akıllı gibi aşık olurlar, zamanla delirirler. Aşk, kadını ve erkeği farklı etkiler. Aşık olan kadının gözünde başka hiçbir şeyin değeri kalmaz. Aşık olan erkeğin gözünde ise herşey yeniden değerlenir. Çünkü aşık kadın "nasıl olsa bitecek" sezgisi ile hareket eder.. Aşık erkek ise "nasıl olsa sonsuza dek sürecek" yanılgısıyla... Aşık kadınlar bu yüzden hep endişeli ve huzursuzdurlar; Aşık erkekler ise melekler gibi dingin ve aptallar gibi bön. Aşık olmak erkeğe yakışır. Kadına asla. Kadına yakışan sadece aşktır.
Aşksız bir erkek kendini kölesiz bir efendi gibi hisseder, Aşksız bir kadın ise efendisiz bir köle. Kadın ne ister? Ne mi ister? Hepsini ister. Ve aynı anda.
Peki erkekler ne ister? Hem sevgili karıları hem de haremleri olsun isterler. Peki neden korkarlar? Hem karısız hem de haremsiz kalmaktan korkarlar. Kadın erkeğinin kendisine kul köle olmasını ister; olunca da ondan nefret eder. Erkek ise kadının kendisine köle olmasını istemez; olunca da onu sever. Bir erkek kadından bıktığı için onu terk eder; Bir kadın ise erkeğinden sıkıldığı için. Arada çok önemli bir fark var. Bir erkek doyduğu için kadınından bıkar. Bir kadın ise doyamadığı için erkeğinden sıkılır. Kadın terk edildiği ve aldatıldığı zamanlarda, bir de boşanırken hiç tereddüt etmez. Kararlı, şuurlu ve son derece akıllı biçimde bütün strateji ve nokta hücumu taktikleriyle delirir. Delilik, kadınların aklıdır.. Ve sadece bu özellikleri bile, onların erkeklerden daha üstün kabul edilmeleri için yeterli bir sebeptir. Kadınlar, sezgileriyle her şeyi bilirler. Erkekler ise akıllarıyla hiçbir şeyi bilemezler... Kadınlar her şeyi görürler. Göremediklerini duyarlar. Duyamadıklarını ise sezerler.
Dişilik yalnız algı kapılarını değil, bütün telepati, sezgi, altıncı his ve üçüncü göz kapılarını açan, Mescaline, Psilosibin kadar güçlü bir iksirdir.Kadınların sezgileri o kadar olağanüstüdür ki, onları erkeklerden çok daha üstün saymamak için hiçbir neden yok. Sezgi de neymiş mi dediniz? Aklın eli, kolu, gözü, kulağı ve burnudur. Aklın dürbünü, pusulası ve radarıdır. Şahini ve tazısıdır. Kapanı, tuzağı ve oltasıdır. Sezgi en kurnaz avcıdır. Sezgi olmasa ne bilim, ne felsefe, ne sanat olurdu. Akıl mı? Akıl sezginin uşağıdır. O kadar.. Sezgileri yerine bilgileri ile hareket eden bilgiç kadınlar kadar itici yaratıklar düşünemem. Akıllıları ve kültürlüleri ise itici değillerdir, ama sıkıcı olurlar çoğu zaman. Kadına en çok yarayan ne akıl, ne bilgi, ne de kültürdür. İnce ve şuh bir zekadır...
Aşk Unutmak ne zor bir kelime Hele bir de sevdanın yükü üzerindeyse Umutlanamazsın ya da unutturamazsın Yüreğin fena halde çırpınır durur kendi derdine Umutlanamazsın ya da unutturamazsın Yüreğin fena halde çırpınır durur kendi derdine Aşk öyle bir büyü ki öyle bir büyü ki anlayamazsın Göze alsan olmaz aşka gönül doymaz Seven kalbi istesen de susturamazsın
Bugünlük benden "98.1'de HerDemMavi" programı için veda vakti Bence keyifli ve güzel bir program oldu.Hepimizin ellerine yüreğine sağlık
benim göndereceğim son şarkıyı kankama armağan edeyim :) Devam edecek arkadaşlara iyi yayınlar diliyorum
Haftaya HerDemMavi'de görüşebilmek dileğiyle Hoşçakalın İyi Akşamlar...
Arap Saçı
bir derdim var dinleyin ey gökteki yıldızlar beni benden çalarak kaybolup gitti yıllar aşk aşk aşk yüzünden ızdıraba kul oldum ömrüm böyle tükendi ne kadar zalim yıllar
gönlüm söz dinlemiyor sevdiğimi ver diyor kim görse şu halimi bir daha sevme diyor of aşk yüzünden
arap saçına döndüm çöz beni arap saçı çivi çiviyi söker budur bunun ilacı
sen gittin saçlarıma erimez karlar yağdı mevsimlerin tadı yok baharım sende kaldı ansızın gidiverdin haber bile vermedin hem kendin harap oldun hem beni benden ettin
kankama katılıyoum.. bencede çok güzel oldu.. her dem mavi..
bu günde güzel oldu sayenizde akşam..
ABBAS
Haydi Abbas, vakit tamam; Aksam diyordun iste oldu aksam. Kur bakalim cilingir soframizi; Dinsin artik bu kalp agrisi. Su agacin golgesinde olsun; Tam kenarinda havuzun. Aya haber sal ciksin bu gece; Gorunsun soyle gonlumce. Bas kirbaci sihirli seccadeye, Goster hukmettigini mesafeye Ve zamana. Katip tozu dumana, Var git, Boyle ferman etti Cahit, Al getir ilk sevgiliyi Besiktas'tan; Yasamak istiyorum gencligimi bastan.
evet dostlar,
YanıtlaSilprogramımız gece yarısına kadar devam ediyor.
şarkılarla, şiirlerle katılımınızı bekliyoruz...
Ooo kankacığım gece yarısına kadar hemde süper...
YanıtlaSilgeniş kapsamlı güzel bir program olacağa benziyor
hepimize hayırlı olsun...
yeni yıl yaklaşıyor. yılbaşı gecesiyle birlikte, aklıma kibritçi kız masalı geliyor. hüzünlü bir masal.
YanıtlaSilşimdi hüzünlübir şevval sam şarkısı geliyor...
özel günlerde kimsenin yalnız kalmaması dileğiyle...
Kibritçi kız
Nereye kadar sadaka,
nereye kadar bu dilencilik?
Ben kimin neyim,
nereye bu yolculuk?
Derin bir üzüntü bu, geçmeyecek gibi...
Yaraya tuz basmak,
nefessiz kalmak,
ağrıya yatmak gibi...
Derin bir üzüntü bu,
ölüm çaresizliği gibi,
imkansızı umutsuzca bilerek beklemek gibi...
Ben kibritçi kız sabaha kadar üşüyorum...
Son kibritimi de yakıp sevdana veda ediyorum...
Sen buz gibi donuk gözlerle yine bakıyorsun,
her zamanki gibi kazanan sen oluyorsun!
Ne zaman pes eder bu kalp,
belki o zaman biter bu aşk...
Ne kadar sürerse o son nefes,
o kadar can çekişir bu aşk...
Derin bir üzüntü bu, geçmeyecek gibi...
Yaraya tuz basmak,
nefessiz kalmak,
ağrıya yatmak gibi...
Derin bir üzüntü bu,
ölüm çaresizliği gibi,
imkansızı umutsuzca yine de beklemek gibi...
Ben kibritçi kız sabaha kadar üşüyorum...
Son kibritimi de yakıp sevdana veda ediyorum...
Sen buz gibi donuk gözlerle yine bakıyorsun,
her zamanki gibi kazanan sen oluyorsun!
şevval sam
http://video.google.com/videoplay?docid=-394116400429482617#
Ben de güzel bir yazi buldum, okudum, begendim, size getirdim...
YanıtlaSilSehrin kalabalik bir semtinde, trafigin yogun oldugu bir saatteyiz. Yagmur çiseliyor hafiften. Yagmur hem ince ince yagiyor hem her damlada bütün sehri altüst etmeyi basariyor. Bir otobüs yanasiyor duraga. Yolcularini aliyor, yolcularini birakiyor. Otobüsün arka tarafinda camdan disari bakan bir adam var. Orta yasli bir adam. Ne sisman ne zayif. Ne esmer ne sarisin. Belki bir devlet kurumunda çalisiyor ya da özel bir sirkette. Dalgin, durgun bakiyor etrafa. Kosturan insanlara, renklere, desenlere, insanligin hallerine... Derken aniden bir sey dikkatini çekiyor. Ileride bir apartmanin yan cephesinde mor boyayla yazilmis bir yazi duruyor: EDEP YA HU EDEP, BUGÜN BIR IYILIK YAP
Adam gözlerini kirpistirarak bakiyor yaziya, tekrar bakiyor. Öylesine aliskin ki baska türlü duvar yazilari görmeye, bunu yadirgiyor. Halbuki çöp dökmemeyle ilgili bir yazi görse yadirgamazdi. Ya da siyasi içerikli bir yazi olsaydi. Filanca partiyi tutanlarin ya da falanca partiye kizanlarin yazdigi bir yazi. Veya bir ask ilani olsaydi... "Zeynep seni seviyorum..." gibi bir sey mesela. Ya da "kömür gözlüm... " Onlari da yadirgamazdi. Her sehirli insan gibi adamin da gözleri aliskin orda burda bu tür yazilar görmeye. Ama bu seferki yazi farkli. Kim yazmis acaba? Niye yazmis? Inip bakmak istiyor bir an. Yakindan görmek. Dokunmak harflere. Ama otobüs tam o an hareket ediyor. Adam hiç düsünmeden yerinden kalkip otobüsün arka tarafina gidiyor ve yüzünü cama yapistirip, oradan bakiyor duvar yazisina. Bakabildigi kadar bakiyor. Ta ki harfler ufukta minnacik birer nokta oluncaya dek.
devami var...
Genç kiz üniversite ögrencisi. Henüz ikinci sinifta. Idealist, girisken, azicik romantik, deli dolu, okumayi seviyor, müzigi ve sinemayi da. Ismi önemli degil. Yeliz ya da Aysegül, fark etmez. Sosyal Bilimler okuyor ya da mühendislik. Sinavi var bugün, üstelik geç kalmak üzere, kosturuyor yollarda. Kampustan içeri girerken gözü bir an için yan tarafta duran saticiya takiliyor. Saticinin tezgâhinin üzerinde elmalar, armutlar, portakallar dizili. Her bir meyva öbeginin üzerinde fiyatinin yazili oldugu bir karton var. Ve el arabasinin kenarinda bir kagit, üzerinde mor harflerle yazilmis bir yazi duruyor. Genç kiz hayretle bakiyor yaziya. Inanamiyor gözlerine. Sinavi filan unutuyor bir an. Yaklasiyor.
YanıtlaSil"Sen mi yazdin bu yaziyi?" diye soruyor saticiya.
Satici esmer zayif bir adamcagiz. Sigaradan sararmis dislerini saklamaya çalisarak, yari mahçup gülümsüyor. "Yok ben yazmadim. Az evvel yasli basli bir adam geldi, bunu verdi. Ben de sevdim. Aldim koydum oraya." Genç kiz usulca yaziya dokunuyor. Bir çiçege dokunur gibi. Portakal kokuyor yazi. Güzellik kokuyor. Sükûnete, sadelige, huzura ve uyuma davet ediyor. Kim yazmis acaba? Niye yazmis? Çantasindan bir defter çikariyor, gördügü yaziyi aynen defterine geçiriyor: EDEP YA HU EDEP, BUGÜN BIR IYILIK YAP
devami var..
Gecenin bir saati, sehrin biçkin yüzü, kenar semti. Pavyonlarin önünde taksiler bekliyor, sokak aralarinda alacaklilar kavga ediyor, sarhos bir adam agaç altina kusuyor, tam su anda birileri birilerini dolandiriyor, yalanlar söyleniyor, sahte kahkahalar atiliyor, hüznün üstü örtülüyor, makyaj makyaj üstüne. Sehir bu saatte hiç olmadigi kadar hirçin ve kizgin. Ve tüm bu kesmekesin ortasinda bir hayat kadini yürüyor tek basina. Rimeli akmis aglamaktan. Hirpalanmis. Yasamak istemiyor. Bu gece intihari düsünüyor.
YanıtlaSilRastgele bir taksiye biniyor. "Anadolu yakasina geçecegiz" diyor. Halbuki geçmeyecek. Bogaz Köprüsü'nde inecek. Oraya kadar taksimetre ne yazmissa kurusu kurusuna ödeyecek ama. Herkes onu aldatti hayatta ama o kimseyi dolandirmadan gidecek ölüme. Plani böyle. Taksici güngörmüs adam, dikiz aynasindan bakiyor, bir sey söylemiyor. Anladi mi acaba yolcusunun intihara gittigini?
Köprünün ortasinda yavasliyor taksi. "Abla," diyor taksici. "Bak bana bugün ne geldi?" Kadin evvela anlamiyor söyleneni. Taksici israrla ona bir yirmi lira uzatiyor. Minnacik bir yazi yazili üzerinde, mor harflerle. "Sende kalsin" diyor taksici. "Çantanda tasi. Moral verir. Yüregini ferah tutarsin."
Kadin basini egiyor. Bütün gece bastirdigi hüzün balon gibi kaçiyor elinden. Tutamiyor. "Aglama be abla," diyor taksici. "Aglama bak beni de aglatacaksin."
Sabaha karsi Istanbul. Taksici ve hayat kadini deniz kenarinda köfte ekmek satan seyyar saticinin önünde duruyorlar. Sessizce denize bakiyorlar. Ödeme zamani gelince kadin kendisine verilen yirmi lirayi uzatiyor. "Bana iyi geldi, belki baskasina da iyi gelir... "
bitmedi..
Otobüsteki adam duvarda bir yazi gördü. Öyle bir yazi ki çikmadi aklindan. Ayni gün ugradigi bankada sira numarasi için makineden bir kagit aldi. Duvarda gördügü yaziyi oraya yazdi. Banka sirasi kendisine gelince bu kagit parçasini minik kutunun içine birakti. Bir sonraki banka müsterisi yasli bir adamdi, emekli ögretmen Muzaffer Bey. Tesadüfen ayni vezneye gelince yaziyi buldu, bir kagida not etti. O gün bir üniversitenin yakinlarinda isi vardi. Meyve satan saticinin yanindan geçerken dayanamadi, yaziyi ona verdi. On dakika sonra oradan geçen üniversite ögrencisi genç kiz yaziyi gördü, sevdi. Yirmi liranin üstüne yazdi. Ayni gün marketten alisveris yapinca o yirmi lirayi kullandi. Para gün içinde elden ele dolasti ve en nihayetinde bir taksi soförüne ulasti. Taksici bakti yaziya, sevdi. Gece arabasina binen hayat kadinina verdi.
YanıtlaSilKöfteci kendisine uzatilan parayi aldi. Üzerindeki yaziya bakakaldi. Yüreginin bir yeri isildadi. Bir hayir yapmak istedi, tanimadigi bir cana yardim etmek, güzellige vesile olmak.... Yaziyi kagida geçirip kamyonetinin duvarina asti. Orada köfte ekmek yiyen bütün müsteriler gördüler ve baska baska yerlere yazdilar. Bir fisilti gibi yayildi yazi. Rüzgâr gibi yayildi. EDEP YA HU EDEP, BUGÜN BIR IYILIK YAP
Elif Safak, Habertürk, 22.12.2009
paylaşım için teşekkürler ablacığım, güzelmiş...
YanıtlaSilMevlana hazretlerinden...
YanıtlaSil" Efendi, bil ki insanın tenindeki can edeptir. İnsanoğlunun göz ve kalp nuru edeptir. Adem bir ulvi alemdendir, süfliden değil. bu dönen kümbetin hem dönmesi hem de revnak ve zineti edeptir. İnsanoğlu eğer edepten yoksun ise, o insan değildir, zira insanoğlu ve hayvan arasındaki fark edeptir. Aç gözlerini bak, Allah kelamı olan Kuran ayet ayet edeptir. Akıldan sordum: İman nedir? Akıl kalp kulağıma cevap verdi: "İMAN EDEPTİR"!
"Edep nedir diye sorarsan, bil ki edep; edepsizlerin edepsizliğine sabır ve tahammül göstermektir."
Mevlana
Tesekkür ederim No Namecim, cok güzel tamamlamissin...
YanıtlaSilMevlana´nin yüce ruhunun ve sonsuz bilgeliginin karsisinda sevgi ve saygiyla egiliyoruz...
Noel Baba
YanıtlaSilHaddon Sundblum'un Coca-Cola şirketi için hazırladığı çizimlerden biri (1963)Noel Baba, Noel gecesi çocuklara hediye bıraktığına inanılan efsanevi kişidir. Kökeni, Antalya'nın Kale (Myra) ilçesinde 4. yy'da yaşamış yaşamış bir 4. yüzyıl Hristiyan azizi olan Piskopos Nikola'ya dayanır.
Noel Baba, efsaneye göre Kuzey Kutbu'nda eşi ile birlikte yaşar. Elfleri ile birlikte çocuklar için oyuncaklar yapar. Çocuklar kendisine mektupla Noel için hangi hediyeyi istediklerini bildirirler. Noel Baba da ren geyiklerinin çektiği uçan kızağını hediyelerle doldurur ve evlere bacalardan girerek herkesin hediyesini dağıtır. Bu arada çocuklar tarafından kendisi ve geyikleri için bırakılan süt, kurabiye, havuç gibi yiyecek ve içecekleri tüketirler.
Noel Baba günümüzde kır saçlı, uzun kır sakallı, sevimli, koca göbekli, tonton birisi olarak resmedilir. Beyaz tüyleri olan kırmızı bir cüppe giymekte aynı görüntüde bir de kukuleta takmaktadır. Evinin yeri ülkelerin geleneklerine göre değişiklik göstermektedir. Kuzey Kutbu, Finlandiya'daki Korvatunturi, İsveç'teki Dalecarlia veya Grönland bunlardan bazılarıdır. Bazı ülkelerde Noel Baba grottoları kurulur ve çocuklar Noel Baba kılığındaki oyuncuların dizlerine oturarak hediye olarak ne istediklerini söylerler.
yukarıda ki kısa bilgiyi vermemin nedeni yeni yıl yaklaşmasından..
Hangi inanışta olursak olalım görülüyor ki amaç bir cocuğun gözündeki bir sevinç sevdiklerimizin yüzünde yayılacak bir gülümseme için...
her özel günelere karşı uzak durmak,ticari saymak gibi kaygılardan uzaklaşarak minik birer paketler yaptıralım sevdiklerimze..
emin olun tüm yılın yorgunluğu gidecektir..
sevdiğimize ne alacağım..
hediye almak zordur gibi düşüncelerimiz varsa..
biz görüldüğü üzere efsane kişi olan yaşadığı NOEL BABA ülkesi ile HZ MEVLANIN yaşadığı aynı topraklarlar üzerine yaşadığımızı UNUTMADAN..
sevgi,dostluk adına..
işte size ...
mevlana dan hediye vermek..
Hz. Mevlana Mesnevi'de anlatır ; Birgün Hz. Yusuf'a hediyeler getirilir. Zenginlerin hediyeleri yanında fakir bir dostu bir ayna getirir.
Hz. Yusuf sebebini sorunca fakir dost utanıp ağladı ve dedi ki:
- Ey zenginlikte eşsiz ve güzellikte biricik olan! Ne kadar düşündüysem de sana layık bir armağan bulamadım. Ben ne getirirsem getireyim bu; madene bir habbe getirmek ya da deryaya bir damla sunmaya benzer. Benim elimde bir tohum varsa senin anbarın onunla dolu. Bu dünyada güzelliğinin bir eşi yok. Bu yüzden ben de senin huzuruna hediye olarak tozsuz bir ayna getirmeyi uygun gördüm. Ey gökteki güneşi kıskandıran, sana kendi güzelliğini seyretmekten daha güzel şey ne olabilir?
İşte bu gün
BBO AİLESİNİN GELENEKSEL BİR SALI günlerine HER DEM MAVİ bize dostumuzun verdiği bir aynadır..
TEŞEKKÜRLER NO NAME KARDEŞİMİZ..
Bizim yüreğimize bir ayna tutuğun için..
HADİ HERKES AYNACIYA..
yok mu sevdikleriniz..
sevindireceğiniz..
yüzlerine bir gülümseme yayılmasını isteyeceğiniz..
mavi huzur
YanıtlaSilmavi sevgi
mavi mutluluktur
mavi düşler yeşertir umutları
mavi derinlikler yüceltir insanı
mavi gökyüzü kanatlandırır insanı
mavi hayattır hayatsa masmavidir
SEVGİLİ HER DEM MAVİ...
DJ ARKADAŞIMIZA..
Sevgi ve dostluk adına..
bende yayına katılmadan edemedim..
işte sizlere..
CANDAN ERÇETİN İN YENİ ALBÜMÜ..
KIRIK KALPLER DURAĞINDA
aynı adlı şerkısıyla katılmak istedim..
KIRIK KALPLER DURAĞINDA
Sözleşmeden buluşuverir kırık kalpler
Anlatılmaz ama ordadır bütün dertler
Gönül kırgınlıkları hayat haksızlıkları
Kader yalnızlıkları çeken bütün kalpler
Gönül durgunlukları hayat yorgunlukları
Şehir yalnızlıkları çeken bütün kalpler
Kimini yakıp geçen aşklar incitmiş
Kimini yanlış kararlar yıkıp geçmiş
Kimine yakın dostu ihanet etmiş
Kimi hayatın sillesini yemiş
Kırık kalpler durağında inecek var
Eteğindeki taşları dökecek var
Doldurun kadehleri içelim beraber
Yılların yorgunluğu geçene kadar
Kırık kalpler durağında inecek var
Yüreğindeki dertleri dökecek var
Doldurun kadehleri içelim beraber
Yılların yorgunluğu geçene kadar
Kendini eğlenmeye verir kırık kalpler
Sanki unutulurmuş gibi büyük dertler
http://www.beyaz.org/index.php/candan-ercetin-kirik-kalpler-duraginda-dinle.html
hayatta kırıldığımız olmuştur
kırdıklarımız olmuştur..
kırık kalpler duraginda
kimimiz durağı yeni göreceğizdir..
kimimiz yeni ineceğizdir
kimimiz durakta hale beklemekteyizdir kendimizi affetmek otobüsünü..
hepimizi kırdıklarımız için
kırıldıklarımız için..
affetmek otobüsünün bir an önce gelip kendimizle barışmak semtine götürmesini dileyelim..
sevgiyle kal..
Her dem mavi..
sevgi ve dostluk adına
hep var ol..
Program ne güzel gidiyor ellerinize sağlık
YanıtlaSilancak gelebildim patron bugün tersinden kalkmış neyse gönderdik kurtulduk :) ve ben de geldim
Bende şöyle bir yazı ve şarkıyla renk katayım programımıza
HER SEVMEK FARKLIDIR
Ben bazen seni düşünüyorum...
Bakışını... Duruşunu... Endişelerini... Düşlerini... Özlemlerini...
Bu doğru değil...
Doğrusu, ben bazen kendimi düşünüyorum...
Bakışımı... Duruşumu... Endişelerimi... Düşlerimi... Özlemlerimi...
Bu da doğru olmadı...
Doğrusu, ben bazen bizi düşünüyorum...
Bakışımızı... Duruşumuzu... Endişelerimizi... Düşlerimizi... Özlemlerimizi...
Bir rakı masasının orta yerine koyuyorum bizi; salatanın limonunu sıkıyorsun önce
Ellerim ellerinde, sonra rakıya bir buz atıyorsun gözlerin gözlerimde… Sonra bir şarkı çalıyor
"kimler geldi hayatımdan kimler geçti
Hiçbirisi hasretini gidermedi
En güzeli senin kadar sevilmedi
kimler geldiiii
Kimlerrrr geçti"
Kadeh kaldırıyorum, yüreğimdeki varlığına, masanın orta yerine kuruluşuna, kimseye çaktırmadan beni öpüşüne... Oooo diyor, beni tanıdığını düşünen arkadaşım, bu gene daldı geçmişe... Baksana nasıl da içli içli eşlik ediyor şarkıya... Koluma bir kol atıyor, kimeydi bu hal tavır diyor...
İnsan, hayatında o anda kim varsa en çok onu sever diyorum. Ve bütün aşk şarkılarını bir tek ona söyler… Her sevmek farklıdır bir diğerinden.Çünkü bütün sevmeler özeldir ve hayatına aldığı herkesi farklı bir güzellikle sever yürek…
(Alıntı)
Kimler Geldi Kimler Geçti
YanıtlaSilbilmem ki bu akşam sen de bir hoş musun
içmeden hatıralardan sarhoş musun
ellerin sanki bak hala ellerimde
yanıyor duyuyor musun
dostlar seni söylüyor sahi mutsuz musun
bu yolda dönüş yok sen bilmiyor musun
herşey gönlünce olmaz demiştim sana
kaderden kaçılmaz görüyorsun
kimler geldi hayatımdan kimler geçti
hiçbirisi hasretini gidermedi
en güzeli senin kadar sevilmedi
kimler geldi kimler geçti
kimler geldi sorma sakın kimler geçti
hiçbirisi hasretini gidermedi
en güzeli senin kadar sevilmedi
kimler geldi hayatımdan kimler geçti
korkma bu akşam gelip çalmam kapını
başkası paylaşıyor alın yazını
ben sensiz yaşıyorum yasak aşkını
söylüyorum şarkını
kimler geldi hayatımdan kimler geçti
hiçbirisi hasretini gidermedi
en güzeli senin kadar sevilmedi
kimler geldi kimler geçti
kimler geldi sorma sakın kimler geçti
hiçbirisi hasretini gidermedi
en güzeli senin kadar sevilmedi
kimler geldi hayatımdan kimler geçti
http://sarki.dinle.us/ajda-pekkan-kimler-geldi-kimler-gecti-dinle/
ajda-pekkan/ajda-pekkan-kimler-geldi-kimler-gecti-dinle
veya
http://www.muzikce.net/2180/dinle-cem-adrian-kimler-geldi-kimler-gecti.html
hoşgeldiniz canlar...
YanıtlaSilsevgili ablacığım, HerDemMavi programında bir dj. yok.
bu program hepimizin katılımıyla meydana gelen bir program. anlayacağın ortak yayın...
Birbirimizden istek isteyebiliriz değil mi
YanıtlaSilmesela benim şuan yapacağım gibi :)
Sevgili kankamdan kendim için güzel bir şarkı istiyorum terciği sana bırakayorum kankacım...
bende zaten katılan tüm DJ ler için söylemiştim..
YanıtlaSilFakat yayının isim babası
BABADJ sen olduğuna görede..HE HE
bu övgüler sende toplanır ve senden yayılır can..diye...
ŞEEEEY ETMİŞTİM..
bilgilerine sunulur BABADJ..
eyvallah ablacığım...
YanıtlaSilkankam için geliyor;
Benim Adım Orman
İçimden geçeceksen eğer
Burdayım yürü üzerime
Ateş şiir hepsi benim hazırım ben
Gel gel gel gel
İstersen dinlen içimde
Köklerimden bir şarkı var dilimde
Çıplak ayaklarla gez her köşemde
Gel gel gel gel
Benim adım orman
Örtü yaptım yapraklardan
Serdim herkesin üstüne
Biz hepimiz uyuduk bittik yalnızlıktan
Yeşildim olabildiğince
Yaşlandım maviye değince
Hem gündüz hem gece aklına düşünce
Gel gel gel gel
Benim adım orman
Örtü yaptım yapraklardan
Serdim herkesin üstüne
Sür yüzünü yüzüme korkma yalnızlıktan
Şebnem Ferah
http://www.dailymotion.com/video/xbfpyp_yebnem-ferah-sebokolikcom-benim-ady_music
teşekkürler kankacığım...
YanıtlaSilAşk
YanıtlaSilYılmaz Erdoğan
Başından büyük bir aşk geçmemiş her kadın için, bu bir eksikliktir;
Başından büyük bir aşk geçmiş her erkek için ise, bu bir fazlalıktır.
Erkeğin hayatında belki bir aşka yer vardır. Kadının ise aşkında belki bir hayata...
Erkekler deli gibi aşık olurlar, zamanla akıllanırlar. Kadınlar ise akıllı gibi aşık olurlar, zamanla delirirler. Aşk, kadını ve erkeği farklı etkiler. Aşık olan kadının gözünde başka hiçbir şeyin değeri kalmaz. Aşık olan erkeğin gözünde ise herşey yeniden değerlenir. Çünkü aşık kadın "nasıl olsa bitecek" sezgisi ile hareket eder.. Aşık erkek ise "nasıl olsa sonsuza dek sürecek" yanılgısıyla... Aşık kadınlar bu yüzden hep endişeli ve huzursuzdurlar; Aşık erkekler ise melekler gibi dingin ve aptallar gibi bön. Aşık olmak erkeğe yakışır. Kadına asla. Kadına yakışan sadece aşktır.
Aşksız bir erkek kendini kölesiz bir efendi gibi hisseder, Aşksız bir kadın ise efendisiz bir köle. Kadın ne ister? Ne mi ister? Hepsini ister. Ve aynı anda.
Peki erkekler ne ister? Hem sevgili karıları hem de haremleri olsun isterler. Peki neden korkarlar? Hem karısız hem de haremsiz kalmaktan korkarlar. Kadın erkeğinin kendisine kul köle olmasını ister; olunca da ondan nefret eder. Erkek ise kadının kendisine köle olmasını istemez; olunca da onu sever. Bir erkek kadından bıktığı için onu terk eder; Bir kadın ise erkeğinden sıkıldığı için. Arada çok önemli bir fark var. Bir erkek doyduğu için kadınından bıkar. Bir kadın ise doyamadığı için erkeğinden sıkılır. Kadın terk edildiği ve aldatıldığı zamanlarda, bir de boşanırken hiç tereddüt etmez. Kararlı, şuurlu ve son derece akıllı biçimde bütün strateji ve nokta hücumu taktikleriyle delirir. Delilik, kadınların aklıdır.. Ve sadece bu özellikleri bile, onların erkeklerden daha üstün kabul edilmeleri için yeterli bir sebeptir.
Kadınlar, sezgileriyle her şeyi bilirler. Erkekler ise akıllarıyla hiçbir şeyi bilemezler...
Kadınlar her şeyi görürler. Göremediklerini duyarlar. Duyamadıklarını ise sezerler.
Dişilik yalnız algı kapılarını değil, bütün telepati, sezgi, altıncı his ve üçüncü göz kapılarını açan, Mescaline, Psilosibin kadar güçlü bir iksirdir.Kadınların sezgileri o kadar olağanüstüdür ki, onları erkeklerden çok daha üstün saymamak için hiçbir neden yok. Sezgi de neymiş mi dediniz? Aklın eli, kolu, gözü, kulağı ve burnudur. Aklın dürbünü, pusulası ve radarıdır. Şahini ve tazısıdır. Kapanı, tuzağı ve oltasıdır. Sezgi en kurnaz avcıdır. Sezgi olmasa ne bilim, ne felsefe, ne sanat olurdu. Akıl mı? Akıl sezginin uşağıdır. O kadar.. Sezgileri yerine bilgileri ile hareket eden bilgiç kadınlar kadar itici yaratıklar düşünemem. Akıllıları ve kültürlüleri ise itici değillerdir, ama sıkıcı olurlar çoğu zaman. Kadına en çok yarayan ne akıl, ne bilgi, ne de kültürdür. İnce ve şuh bir zekadır...
SEZEN AKSU
YanıtlaSilVE
AŞK...
Sezen Aksu Aşk Şarkı Sözü
Bak yağıyor yağmur
Her damlada gözlerin
Bak esiyor rüzgar
Rüzgar dediğim de sensin
Bak sımsıcak güneş
Sevginle ısındı içim
Sen vazgeçemediğim
Yanımda bile hasretimsin
Güneş doğarken çiçek açarken
Ve hayat geçerken ben seninleyim
Bir gün olur ayrılık kapımı çalarsa
Senle yaşanan zaman yeter bana
Bak yağıyor yağmur
Her damlada gözlerin
Bak esiyor rüzgar
Rüzgar dediğim de sensin
Bak sımsıcak güneş
Sevginle ısındı içim
Sen vazgeçemediğim
Yanımda bile hasretimsin
Güneş doğarken çiçek açarken
Ve hayat geçerken ben seninleyim
Bir gün olur ayrılık kapımı çalarsa
Senle yaşanan zaman yeter bana
http://www.dinliyoz.com/1201/sezen-aksu-ask-indir-dinle.html
Aşk'tan devam edelim
YanıtlaSilAşk
Unutmak ne zor bir kelime
Hele bir de sevdanın yükü üzerindeyse
Umutlanamazsın ya da unutturamazsın
Yüreğin fena halde çırpınır durur kendi derdine
Umutlanamazsın ya da unutturamazsın
Yüreğin fena halde çırpınır durur kendi derdine
Aşk öyle bir büyü ki öyle bir büyü ki anlayamazsın
Göze alsan olmaz aşka gönül doymaz
Seven kalbi istesen de susturamazsın
Deniz Seki
http://www.videomuzikdinle.net/deniz-seki-ask/
ada sakinlerinden bekliyorum...
YanıtlaSilyanlış oldu galiba, ada sahiliydi o
durun doğrusunu çalalım...
Ada Sahillerinde Bekliyorum
Ada sahillerinde bekliyorum
Her zaman yollarını gözlüyorum
Yarim seni seviyor istiyorum
Beni şad et Şadiye'm başın için
Her zaman sen yalancı ben kani
Her zaman orta yerde bir mani
Her zaman sen uzakta ben müştak
Her telakki de bir hayalin yar
Adalar'dan Moda'lara geçilir
Yar elinden zehir olsa içilir
Bu dünyada başa gelen çekilir
Beni şad et Şadiye'm başın için
Nerede o mis gibi leylaklar
Sararıp solmak üzre yapraklar
Bana mesken olunca topraklar
Beni yad et Şadiye'm başın için
anonim bir eser
http://www.youtube.com/watch?v=0ZsKVddoZ44&feature=related
Bugünlük benden "98.1'de HerDemMavi" programı için veda vakti
YanıtlaSilBence keyifli ve güzel bir program oldu.Hepimizin ellerine yüreğine sağlık
benim göndereceğim son şarkıyı kankama armağan edeyim :)
Devam edecek arkadaşlara iyi yayınlar diliyorum
Haftaya HerDemMavi'de görüşebilmek dileğiyle
Hoşçakalın
İyi Akşamlar...
Arap Saçı
bir derdim var dinleyin ey gökteki yıldızlar
beni benden çalarak kaybolup gitti yıllar
aşk aşk aşk yüzünden ızdıraba kul oldum
ömrüm böyle tükendi ne kadar zalim yıllar
gönlüm söz dinlemiyor sevdiğimi ver diyor
kim görse şu halimi bir daha sevme diyor
of aşk yüzünden
arap saçına döndüm
çöz beni arap saçı
çivi çiviyi söker
budur bunun ilacı
sen gittin saçlarıma erimez karlar yağdı
mevsimlerin tadı yok baharım sende kaldı
ansızın gidiverdin haber bile vermedin
hem kendin harap oldun hem beni benden ettin
http://www.izlesene.com/video/unluler-erkin-baba-arap-saci/259412
http://www.izleyerekdinle.com/funda-arar-video-klipleri-izle/arapsaci-funda-arar-dinle.html
Bence de cok güzel oldu, ortaya cikan karisik eserler, No Namecim daha (gece yarisina) bitmesine cok var ama simdiden tesekkürler... :)
YanıtlaSilSevginiz sonsuz, sevdikleriniz yaninizda, sohbetiniz her dem bol, her dem mavi olsun!
kankama katılıyoum..
YanıtlaSilbencede çok güzel oldu..
her dem mavi..
bu günde güzel oldu
sayenizde akşam..
ABBAS
Haydi Abbas, vakit tamam;
Aksam diyordun iste oldu aksam.
Kur bakalim cilingir soframizi;
Dinsin artik bu kalp agrisi.
Su agacin golgesinde olsun;
Tam kenarinda havuzun.
Aya haber sal ciksin bu gece;
Gorunsun soyle gonlumce.
Bas kirbaci sihirli seccadeye,
Goster hukmettigini mesafeye
Ve zamana.
Katip tozu dumana,
Var git,
Boyle ferman etti Cahit,
Al getir ilk sevgiliyi Besiktas'tan;
Yasamak istiyorum gencligimi bastan.
Cahit Sitki Taranci
http://www.trmuzikdinle.com/5060/Fatih-Kisaparmak--Abbas
herkese iyi akşamlar..
vay anam neler olmus burda dün böyle..
YanıtlaSilbi dahakine artik insallah